Gökçe Yakşi, Öğrenci No: 21912792 Yüksek Lisans( Güz Dönemi) Hadis Eserlerinde Tefsir Rivayetleri Dersi
Hadis usulu Tefsir Usulu ve Fıkıh Usulünü Bilginin Bütünlüğü Açısından Okumak
Tefsir:Sözlükte “açıklamak, beyan etmek” anlamındaki fesr kökünden türeyen tefsîr “açıklamak, ortaya çıkarmak, kelime veya sözdeki kapalılığı gidermek” demektir.“Sarf, nahiv ve belâgat gibi dil bilimlerinden; esbâb-ı nüzûl, nâsih-mensuh, muhkem-müteşâbih gibi Kur’an ilimlerinden; hadis ve tarih gibi rivayet ilimlerinden; mantık ve fıkıh usulü gibi yöntem bilimlerinden yararlanılarak Kur’an’ın mânalarının açıklanmasını ve ondan hüküm çıkarılmasını öğreten ilim”
Tefsir usûlü, “Kur’ân’ın anlaşılması maksadıyla bir takım ilke ve esasların belirlenip bu ilke ve esaslar üzerinden gidilerek Kur’ân ayetlerinin tefsir edilmesine yardımcı olan ilim,” olarak tanımlanabilir.
Kur’ân-ı Kerîm’in yorumu hakkında tefsir dışında “te’vil, tebyin, beyan, tâlim, tafsil, tasrif, i‘rab, şerh, tavzih” gibi kelimeler de kullanılmaktadır. Te’vil kavramının kökü “evl” olup “bir şeyin dönüp dolaşıp vardığı son nokta, sözün neticesi, işin âkıbeti, rüyanın yorumu” gibi anlamlara gelir. Terim olarak te’vil “Allah’ın Kur’an lafzında açık olmayan muradını kelâmın akışına, Kitap ve Sünnet’e uygun düşecek tarzda ilgili lafzın muhtemel mânalarından çıkararak açıklamak” demektir.
Hadis: Hz. Peygamberin söz fiil ve takrirlerine hadis denilmektedir. Hadis sünnetle eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Hadisler , ihtilafa düştükleri konularda insanları aydınlatan , Kur’an’ı herkesten iyi anlayan ve ayetlerdeki maksadın ne olduğunu bilen Hz. Peygamberin sözleri olarak büyük önem taşır.
Hadis usulü: “Hadisleri sonraki nesillere aslına uygun biçimde nakledebilmek ve sahihiyle zayıfını birbirinden ayırmak için ihtiyaç duyulan kurallar ve bunlarla ilgili terimlerden bahseden ilim”dir. Bir muhaddisi herhangi bir râviden ayıran husus, bu tanımda belirtilen ilke ve kuralları bilmesidir.
Esbâbü vürûdi’l-hadîs hadislerin hangi sebep, vesile veya durum dolayısıyla söylendiğini araştıran ilim dalıdır. Kur’an’ı anlamada esbâb-ı nüzûl bilgisi ne kadar önemliyse hadisleri anlamada da esbâb-ı vürûd o derece önemlidir. Bununla birlikte hadis tarihinde esbâbü vürûdi’l-hadîsin diğer ilim dalları gibi müstakil bir disiplin haline geldiğini söylemek zordur. Bu ilmin müstakil bir disiplin haline gelmesi için hadis ve sünnetin hangi olay üzerine söylendiğini ve ortaya konduğunu sadece hadis kitaplarındaki rivayetlerle değil tarih, coğrafya, sosyoloji ve psikolojiden yararlanarak ilmî yöntemlerle tahlil etmek gerekir. Ayrıca sünnetin yerelliği ve evrenselliği, zaman ve mekân boyutu, örfî olup olmadığı, hangilerinin hâs ve âm olduğu gibi hususlar da bu ilim tarafından tesbit edilmelidir. Bu ilim, Hz. Peygamber’in bir sözü hangi vesile ile söylediği yanında bu sözü hangi ilkeyi göz önünde bulundurarak söylediğini de ele almalıdır (Görmez, s. 114).
FIKIH:Sözlükte “bir şeyi bilmek, iyi ve tam anlamak, derinlemesine kavramak” mânasına gelen fıkıh kelimesi ilim, fehim gibi yakın anlamlı diğer kavramlara göre daha özel bir anlam taşır. Fakīh de (çoğulu fukahâ) “bir konuyu derinden kavrayan, ince anlayış sahibi kimse” demektir.
Fıkıh Usulü:Şer„î-amelî hükümleri tafsîlî delillerinden çıkarabilmeye yarayan kuralların tamamına Fıkıh Usûlü denir Usulü'l-fıkıh,
Istılahta "Müctehidin, şer'î amelî hükümleri tafsîlî delillerinden çıkarabilmesi için gerekli olan kural ve prensiplerdir" diye tarif edilmektedir
Tefsir ve tefsir usulu, hadis ve hadis usulu, fıkıh ve fıkıh usulu tanımlarına kısaca değindik. şüphesiz bu ilimleri birbirinden kesin çizgilerle ayırmak mümkün değildir . Ne kadar ayrı başlıklar altında kavramsal olarak incelesek te birbirleri ile iç içedirler. İyi bir müfessir tefsir yapabilmek için nüzul sebeplerine hakim olmalı dolayısı ile yi bir muhaddis olmalı. Ku’randaki emir ve nehiyleri anlamak ve tefsir etmek için iyi bir fakih olmalı. hadisçi hadisleri rivayet edebilmek için iyi tefsir bilmeli ki akuranın bütünlüğüne ters rivyetleri ayırt edebilsin.
Tefsir kitaplarına baktığımızda Taberî (ö. 310/923)‘nin büyük bir tarihçi olduğunu görmekteyiz. Zemahşerî’ (ö. 538/1144) önemli bir dil alimidir.
Buhârî (ö. 256/870) el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ’te hadis rivayeti yaparken dil tahlillerine yer vermiştir. Dolayısıyla Buhari muhaddis olmasının yanında bir dil alimidir. Bab başlıklarında ayetlere de yer vermiştir o zaman Buhari bir müfessirdir. Yine aynı zamanda bab tasniflerinde fıkhi hükümlere göre dizayn vardır. O zaman Buhari bir fıkıhçıdır.
Gerek tefsir gerek hadis gerekse fıkıh metinleri ne baktığımızda bilginin bütünlüğü kapsamında kültürel antropolojik okuma yapıldığında o'günkü değerli bilgiler günümüze getirilebilir,. Bir hadis incelenirken nerede ,ne zaman ,kimlerle, ne şartlarda .hangi kültürel ortamda geçtiğini ve kullanılan kavramların o gün hangi anlamlara geldiğini tahlil edip metnin arkasındaki asıl maksatları görmek asıldır.
Bunun yanı sıra alimin o kitabı ne zaman ve ne şartlarda yazdığı ,hangi sosyolojik ve kültürel ortamda olduğu dikkate almak,çok yönlü ve geniş çerçeveden bakmak önemlidir.
Bilgi ilerlediği ve bilim dalları genişlediği için bilginin bütünlüğü ve disiplinler arası ilişki dahada önem kazanmıştır. Bir kişi sadece küçük bir alanda uzman olabilir. Diğer alanlarda yardım almak ve koordineli bir biçimde sistematik ve bilimsel çalışmak gerekmektedir.
Hayata geçirilemeyen bilginin bir değeri ve anlamı yoktur. Üç usulde Maksad-ı İlahiyi anlamak ve hayata geçirmek için vardır. İlimleri hayata anlam katacak şekilde bakmak, görmek, anlamak ve yaşamak hayat gayesi olmalıdır.
Kaynakça:
Prof.Dr. Ahmet Nedim Serinsu , Kur’an Nedir? , Kur’an ve Bağlam
Prof.Dr. Halis Albayrak, Kur’an’ın Bütünlüğü Üzerine
Muhsin Demirci;Tefsir Tarihi,
Mehmet Akif Koç;Kur’ân İlimleri ve Tefsir Tarihi,
Talat Koçyiğit;Hadis Tarihi,
Osman Keskioğlu, Fıkıh Tarihi ve İslam Hukuku.
Prof.Dr. Ahmet Nedim Serinsu , Kur’an Nedir? , Kur’an ve Bağlam
Kaynakça;
Prof.Dr. Ahmet Nedim Serinsu , Kur’an Nedir?
Prof.Dr. Ahmet Nedim Serinsu , Kur’an ve Bağlam
Prof.Dr. Ahmet Nedim Serinsu , Kimi Örnek Almalı?
Prof.Dr. Halis Albayrak, Kur’an’ın Bütünlüğü Üzerine
Prof.Dr. Mehmet Akif Koç ,Kur'an İlimleri ve Tefsir Tarihi
1- Bedrüddîn Muhammed b. Abdillâh b. Bahâdır ez-Zerkeşî, el-Burhân fî ‘ulûmi’l-Kur’ân, thk. Muhammed Ebü’l-Fadl İbrahim (Beyrut: Dâru İhyâi Kütübi’l-‘Arabiyye, 1957), 104-105
1) Tefsir-Hadis-Fıkıh Usulü’nü bilginin bütünlüğü ile okumak ?
Tefsir Usûlü:
Kur’an-ı Kerim’deki ayetlerin bazıları kolayca anlaşılsa da hepsi aynı açıklığa sahip değildir. Bu anlamı kapalı olan ayetlerin üzerinde düşünmek ve anlaşması için sanatlarının ve sırlarının çözülmesi görevini usûl-i tefsîr ilmi üstlenmiştir. Aynı zamanda müfessire aklı ve arapça’ya vukufiyeti ile Kur’an’dan nasıl istihraçlar yapacağını ve hangi yöntemlerin etkili olduğunu gösteren ilimdir.
Bu minvalde değinilmesi gereken husus şu ki, tefsir usûlu bütün ilimleri yardımına muhtaçtır. İndanlığın kullandığı İlimler ilerledikçe ve geliştikçe Allah’ın kitabının anlamak dah ada kolaylaşacak ve belki de geçmişte tefsir ilmine dair bilinenler gelecekte bilineceklerin yanında önemini yitirecektir.
Usûlü’l fıkh: Fıkıh istinbatına ulaştıran kaideleri bilmektir. Dini hükümlerin meşruiyet kaynağını teşkil eden hükümler olan icmâlî delillere toplu bakışı ve bu delillerden çıkarılacak fıkhî hükümlerin çıkarılmasında izlenecek metotları ifade etmektedir. Bunun dışında fıkıh usûlu’nun amacı, delillerden hüküm elde etme yollarının bilinmesidir. Bu faaliyette ulaşılması istenen sonuç şer’î hükümler söz konusu olduğundan , hüküm kavramının incelenmesi ve buna ilişkin temel meselelere ait teorinin ortaya konulmasıdır. Fakihin kaynak ve yöntem bilgini mahiyetindeki usûl-i fıkıh İslam ilimleri içinde çok önemli bir yer tutmaktadır.
Usûl-i Hadis: Hadis ilminin gayesinin sadece hadisleri öğrenip kaydetmek ve başkalarına aktarmaktan ibaret olmadığını ifade eden Nevevî’nin de ifade etmesi erken dönem tanımlamalardan kaynaklıdır. Hadis ilmine ilişkin tanımların ortak noktası bu ilmin Hz. Peygamber’in söz, fiil ve hareketlerini, bunlar hakkında nakledilen rivayetleri ve bu rivayetlerin zaptedilmesini, nihayet sahih olanların olmayanlarından ayrılmasını konu edinmesidir. Erken dönemlerde hadis ilmini tanımlamada ve onun amacını belirlemede hadisin senedine yoğunlaşan rivayet ilmine mahsus ölçülerin esas alınması hadis ilmini sadece rivayete indirgemeyi gerektirmez. Hadis ilmi açısından hadisin metni de önemlidir. Özetle hadis usulü Hz. Peygamber’in söz, fiil ve hareketlerinden ibaret olan hadisleri aslına en uygun şekilde, sonraki nesillere uygun bir biçimde naklederken sahihiyle zayıfını birbirinden ayırmak izin ihtiyaç duyulan kural ve kaidelere dair olan ilimdir.
Kur’ân ilimlerinin kaynağı bizzat Kur’ân’ın kendisidir. Ümmî bir Peygamber’e vahiy kaynaklı olarak gelmiş ve ona ilk okuma ve yazmayı emretmiş olması derin anlamlar içermesindedir. Bütünüyle insandan bahseden ve insanî olanı ortaya koyan bu ayetler bütünü, Müslüman olan kişiye yaşam boyu eğitimi zorunlu kılmaktadır. İncelediğimizde Sahabe döneminde Hz.Peygamber (as) bu ilkeyi emri kadın-erkek herkesle uygulamış. O’nun sav vefatından sonra da bu ilk tatbik edilmiş ki bu bahsedilen Kur’an ilimleri doğmuştur. Kur’ân-ı Kerim kendisi üzerinde düşünülmesini, anlaşılmasını ve açıklanmasını isteyen, neticede yaşanılır kılınmasına muhataplarını teşvik eden ilahî bir hitaptır.
Böylece ilk eğitim yurdu kurulmuş (Suffe) ilk aşama bu şekilde başlamıştır. Fakat Hz.Peygamber as ‘ın yaşadığı dönemde Kur’an ilimlerinin iki kaynağı olan Arap dili ve gözleri önünde cereyan eden hâdiseler olduğu için tedvin ihtiyacı olmamıştır. Şifahen nakledilen bilgiler Sahabe döneminde de aynı şekilde rivayetler yoluyla kendilerinden sonraki nesle aktarılmış, usûl açısından bir çalışma gerçekleşmemiştir. İlk üç asrın sonlarında usûl meydana gelmiştir.
Kur’an’dan önce es-Salah dua anlamındayken daha sonra Namaz anlamını kazandı. Bunun içeriğini tanımlamak için hadislere bakmak gerekiyor hadis rivayetlerini ele alırken hangi hadis sağlam hangisi zayıf bunları filtreleme için hadis usulüne ihtiyaç duyulmaktadır. Bu anlatımdan sonra Kur’an-ı Kerim bu konu hakkında başka ne demiş Hz.Peygamber, sahabe ve Tabiûn ne uygulamışlar. Var olan durum hakkında bir kaide konulmuş mu örfi olarak ne yapılmış. Bu kavramın içeriği değişikliğe uğramış mı veya farklı durumlarda nasıl uygulamalar gerçekleştirilmiş, bütün uygulama boyutuna dair fıkıh usulüne bakmak gerekiyor. Bilginin bütünlüğü ile okuma yaparsak elimizde var olan vahiy bilgisinden bir yarar çıkarabiliriz. Bilgiyi dönüştürmek için disiplinler arası okumalar yapmamız bizi ileriye götürür. Buna dair bir örnek temeli sağlam olan bir hadis var olduğunu bilirsek örneğin bir diş hekimiyiz ve misvak kullanmaya dair faydalı olduğunu dinimizde sözü edilenin diş temizliğinin gerekliliği olduğunu anlarsak, daha iyi bir diş temizliği/ diş sağlığı için ne yapılabiliri düşünmeye var olan bilgiyi faydaya dönüştürürüz. Bu düşünmeden diş temizliğinin kolaylığı çabukluğunu sağlamak için çalışmalar yapmak düşer. Bir elektrikli diş fırçası, yumuşak başlı fırçalar sert başlı fırçalar. Aslında her okumamızı doğru yaparsak, bugün birçok şeyi yapmış olabilirdik. Evet vahiy bana direk olarak diş fırçası üret demiyor, ama bir bilgi veriyor dişlerle alakalı temizliğin zarureti ile ilgili. Bizler Mü’minler olarak faydaya odaklı sosyo -kültürel ortamımıza uygun bilgiyi okumalıyız.