İLH
(440) Tefsir Metinleri
Ubeydullah
Çakır, 19071593
“Bugün” İtibariyle Neler Öğrendim!
Bu dönem “Seçmeli
Tefsir Metinleri” dersi içerisinde birbirinden farklı dönemlerde yaşamış
müfessirlerin kendi bilgi birikimleri ve ortamları itibariyle yazdıkları
tefsirleri üzerinde çalışmalar yaptım. Dersin akışı içerisinde metinleri
üzerinden yakından tanıma imkanı bulduğum bu tefsirleri ve müfessirleri “Tefsir
Tarihi Atlası ve Uygulama Haritaları” kitabında da tahlil etmeye çalıştım. En
önemlisi ise bu tefsirlerin ve tefsirlerin içerisinde farklı bakış açılarıyla
tefsir edilmeye çalışılan âyetlerin, günümüz dünyasında bana neler öğütlediğini
anlamaya çalıştım. Bu itibarla söz konusu kitabın gerekli yerlerine notlarımı
aldım. Mezuniyet tez konumu “Kur’ân-ı Kerîm’deki Müstesnâ Âyetler ve Kaynakları”
hazırlarken ve râvilere ulaşmaya çalışırken, Tefsir Tarihi Atlası kitabındaki
müfessir tabakaları bana bir pusula görevi gördü. Eserin müellifi Ahmet Nedim
Serinsu ve eseri hazır hale getirenlere müteşekkirim.
Dönem itibariyle
okuduğumuz, “Kur’ân Nedir?, Kimi Örnek Almalı, Kur’ân ve Bağlam” adlı
eserler, Tefsir Tarihi Atlası kitabını şerh mahiyetinde eserlerdir. Söz konusu
eserleri kitaptan okudum. Bu çalışmaların özelinde konuşmak gerekirse, “Kur’ân
Nedir?” adlı eser, insan ve Kur’ân’ı konu edinen bir eserdir. "Kimi Örnek Almalı”
adlı eser, Kur’ân ve Hz. Peygamber arasında nasıl bir ilişki kurmamız gerektiğini
bize öğretmektedir. “Kur’ân ve Bağlam” adlı eser ise burada zikredilen
eserlerin teori olarak en yoğunudur. Zira içerisinde sebeb-i nüzul, tarihsellik
vb konuları ihtiva etmektedir.
Netice itibariyle
farklı yönleriyle ele almaya çalıştığımız “Kur’ân” anlaşılmak ve yaşanılmak
üzere indirilmiş bir ilahî kitaptır. Sürekli bir anlam arayışı içerisinde olan
insan kendisine birtakım kimseleri/şeyleri örnek alarak hayatını devam
ettirmekte ve kendisini yetiştirmektedir. Kur’ân’ın “örnek insan” dediği kimse
ise Hz. Peygamber’dir. Dolayısıyla bir müslümanın rol modeli Hz. Peygamber
olmalıdır. Hz. Peygamber’i en doğru şekilde örnek almak için tanımak gerekir. O’nu
tanımak için de Kur’ân’ı tanımak, anlamak ve yaşamak (nasıl yaşanıldığını
tecrübe etmek) gerekir. İçerisinde bulunduğu her zaman ve mekanda insanı muhatap
kabul eden Kur’ân, insan için önemli bir rehber olmalıdır. İnsan, bu Kur’ân
sofrasından kendi özbenliğini anlamalı ve gerçekleştirmelidir. Bunun yolu da bu
sofradan istifade etmekten geçmektedir. Zaten Kur’ân’ın en önemli hedefi de
insan-ı kâmil yetiştirmektir. Dolayısıyla bugün Kur’ânî bir insan olabilmek
için, değerler üzerine inşâ edilmiş bir Kur’an tasavvuruna sahip olmak
gerekmektedir.
MİKAİL ÖZTÜRK/19071017
İLH (440) Tefsir Metinleri
Bugün itibari ile neler öğrendim?
Prof.Dr. Ahmet
Nedim Serinsu hocama ait almış olduğum kitap listesi;
1.
Prof.
Dr. Ahmet Nedim Serinsu, Kur’ân ve Bağlam, 3. Baskı, Şule yayın.,Nisan
2018
2.
Serinsu,
Okurluk Üstüne, 4. Baskı Şule yayın., Nisan 2017
3.
Serinsu,
Kimi Örnek Almalı, 4. Baskı, Şule yayın., Nisan 2018
4.
Serinsu,
Kur’ân Nedir?, 7. Baskı, Şule yayın., Mart 2018
5.
Serinsu,
Tefsir Tarihi Atlası ve Uygulama Haritaları, 1. Baskı, Grafiker
yayın., Ocak2019
Not : Yukarıda
mezkûr olan kitapların hepsini bizzat elden temin ederek çalışmalarımı ve
okumalarımı kitap üzerinden yaptım. Okumalarımı çalışmalarımı kitap üzerinden
yapma gayretim ise kitapların yazarına bir değer atfetmekten kaynaklanmaktadır.
İnternet veya pdf gibi diğer araçlar ile temin edilip yapılan çalışmalarda
verimden ârî olunmaktadır.
Tefsir Tarihi
Atlası ve Uygulama Haritaları kitabını birinci Müfessir İbni Abbas
hazretlerinden başlayarak yirmi birinci ve son Müfessire olan Âişe
Abdurrahman’a kadar müfessirimizi tanıyalım, Müfessir ve tefsirinin
özellikleri, Tefsir rivâyeti hikaye haritası, Tefsirlerin kaynak ve yöntem
tercihi, Sûrelerin ana konuları ağacı, Âyeti kerime konu ağacı ve Kur’ân-ı Kerim ile karakterimi inşâ ediyorum bölümlerini ilgili
müfessiri baz alarak doldurdum.
Tefsir Tarihi
Atlası ve Uygulama Haritaları kitabında
Ne gördüm? Neyi fark ettim? Neyi kazandım?
Konfüçyüse sordular :
“Bir memleketi
yönetmeye çağrılsaydınız yapacağınız ilk iş
ne olurdu?”
Konfüçyüs şöyle
cevap verdi: “Hiç şüphesiz dili gözden geçirmekle işe başlardım””
Bu meyandan
hareketle bu haritada müfessirlerin
kendi tefsirlerini inşa ederken kendi dillerini kullandıklarını, ve Tefsir dili
kullanımlarının ne kadar güçlü olduğunu
fark ettim. Hatta Arap dili ve belağatına iyi derecede hâkim olanların ortaya
çıkardıkları eserlerin diğerlerinden daha üst seviyede olduğunu fark etmemek
elde değildir. Eserde verilen müfessirlerin kendilerini, düşüncelerini,
tecrübelerini birikimlerini, tarihte iz ettikleri yorumlarını zengin bir uslûp
ile aktardıklarını fark ettim.
Müfessir
kimdir? Sorusunun cevabını eserin tamamını bitirince kavramış oldum. Şöyle ki;
müfessirin kimliğini oluşturan sadece kendisinin değil ailesinin, çocuklarının,
çevresinin kocasının, abisinin, amcasının, bulunduğu görevin, siyasi yapının gibi bir çok “dinamik gücün”
olduğunu gördüm. Hatta müfessir tarihin
bir yerinde zaman aralığı yakalamasına sebep teşkil eden eserini hangi şartlar
altında hazırladığını, hangi binbir türlü eziyetler içerisinde yazdıklarını
görmüş, ve aslında bu eserin bizlere unutulmuş olan yada görmemezlikten gelinen
bir çok üstü tozlanmış noktayı gün yüzünü çıkardığını gördüm. Yukarıda zikretmiş olduğum konu ile ilgili olarak eserden tahric ettiğim bazı
müfessirler ve onları tefsire yönelten dinamik güçler:
·
Aile
yapısında kaynaklı :
Fahruddîn er- Râzî (v.606/1210) ; Babası
bölgenin en iyi hatibi ayrıca “Kelam” alanında eser yazmış birisidir.
El- Beydâvî
(v.685/1216) babası başkadılık görevinde bulunmuştur.
İbn-i Kesîr
(v.774/1373) babası fakih, edip, şair ve
edip bir alim
El- Âlûsi (v.1270/1854) Dedesi meşhur müfessir
Şehâbeddin Mahmud el-Âlûsî’dir. Amcası Numan b. Mahmut ailenin kelam ve fıkıh
hocasıdır.
Âişe Abdurrahmn
(1913-1998) babası Ezher alimlerindendir. Kocası Kâhire üniv. Prof. Hûlî’dir.
Tefsir alanına kocası yöneltmiştir.
·
Mezhep
aidiyetinden kaynaklı :
er-Râzi kendisi Şâfiî alimlerden ders aldığı için bu düşüncenin devamcısı
olmuştur. Kendisinin tefsiri de Şâfi kaynak olmuştur. Kendisinin yetiştirdiği
öğrencilerin bir kısmı da yine Şâfi geleneğe bağlı kalmışlardır.
El- Kurtubî (v.671/1213)
kendisi Mâliki mezhebi mensubu olduğu için tefsirinde daha çok fıkıh ile
alakalı olan ahkam ayetleri üzerinde durmuştur.
El-Âlûsî İbni teymiyye’den etkilendiğin için Iraklı Selefi alim
olarak yetişmiş.
·
İlk olarak kendi oğlunu yetiştiren :
Kurtubî hz. ilk olarak oğlu Ahmet’i yetiştirmiştir.
İbn-i Âşur oğlu Muhammed
fazılı yetiştirmiştir.
·
Diğer farklı bulgular:
Seyyid
kutub hz. “Fi- zılâlil Kur’ân” adlı eserini hapishanede yazmıştır. Kendisi ideolojik bakış
açısından dolayı “idam” edilmiştir.
İbni
Âşûr
Ülkesi tunus için bağımsılık
mücadelesine ölene kadar destek vermiş. Hem müfessir hem siyasetçi kimliği
vardır.
Derveze Filistin propagandası yaptığı için siyasi mahkumiyete tabi tutuldu.
Türkiye de Manisa hapishaneside 10 ciltlik eserini yazmıştır.
İsmail Hakkı
Bursevî
kendisi hem “Celvetiyye”
tarikatine mensup hemde şeyhliğini yapmıştır. Eseri intisabından dolayı
tasavvuf ağırlıklı olmuştur.
Eserden
çıkaracağımız daha bir çok bu ve benzeri
bulgular göstermektedir ki Müfessir kimdir? Sorusunun tek yönlü bir cevabının
olmadığını bir den fazla yönünün olduğunu göstermektedir. Dolayısı ile
müfessirin kimliğini yansıtan eserleridir. Okuma yaparken “müfessirin
ayak izlerini” iyi takip etmek o eserin daha iyi anlaşılmasına katkı
sağlayacaktır.
Sonuç olarak bu
eser bizlere müfessirin adım adım karış karış bastığı yerlerin izlerini yani
ayak izlerini vermektedir. Ayak izlerini takip ederek düşünce izlerini bulmak
daha kolaydır. Bu eserde buna hizmet etmektedir. Müellife katkısından dolayı
şükranlarımı arz ederim.
Kur’ân insandan ne ister?
“Kur’ân Nedir?,
Kimi örnek almalı, Kur’ân ve Bağlam” isimli kitapları okuduğum da Serinsu’nun
eserlerinde kullanmış olduğu “Kur’ân’ın
İnsandan Talebi devam ediyor” yani Yaşam boyu eğitim ve Yaşam boyu öğretimin devam ettiğini ve benim
yapıp etmelerim ile eylemlerim ile bana ayrılan yaşam sürecinde kendime bir
konum belirlemem gerektiğini öğrendim. Bu konumun neresi olması gerektiğini
yine Kur’ân Nedir? kitabından hareketle sâlih amel yani düzenli ve bilinçli
yapılan güzel eylem ve iradenin olduğu yer olması gerektiğini öğrendim. Bir
insan olarak bu dünyada ki varlığıma,
yaşantıma ancak güzel eylemlerim
ve davranışlarım sayesinde bir “değer” yükleyebileceğimi öğrendim. Yoksa diğer
türlü alışkanlık haline gelmiş bilinçsiz bir yaşam sürecektim.
Bu kitapların ana hedefi de hayatımızı daha
değerli ve yaşanır kılabilmek için Kur’ân’ın daha iyi nasıl anlaşılmasını
sağlamak, kavramların, terimlerin hangi
bağlamda hangi şartlarda neler ifade ettiğini, ayet ve o ayetin arkasında ki
tarih izlerinin nasıl okunması gerektiğini, ayetin sebebini ifade eden
rivayetlerin tahlil edilmesi ile daha gerçekçi bir yaklaşım ile Kur’ân-ı Kerimi
daha farklı anlamak değil midir?
Bu kitaplar bana “farkı görebilmek için
farklı bakmayı” ve bakışın hangi ölçüde, nerelere, ne kadar ve ne
şekilde yapılması gerektiğini öğretti. Bu
öğrendiklerim ile artık bir ayeti artık daha farklı bir şekilde yorumlama
gücüne eriştim. Ayetin Bağlamına inmeyi
öğrendim. Nitekim bir ipin düğümleri
gibi ucundan başlayıp arkasına kadar
bütün düğümü çözersem o takdirde asıl
kast edileni, anlatılmak istenileni çıkarabileceğimi öğrendim.
Yine bazı
Tefsir dil biliminde kullanılan bazı kavram ve terimlerin İslam düşüncesi
içerisinde değerlendirilirken geçirdikleri tarihsel süreç ve mânâ sapmaları göz
önünde bulundurulması gerektiğini öğrendim.
Yine Kur’ân-
Kerim, insanın faaliyet sahası olan tarihsel varlık şartları
ile değil bütün varlık koşulları ile uyumlu ve o koşullara cevap veren bir
ilahi mesajdır.
Yine benim
yapıp etmelerimi yöneten bir değer duygumun yani inanç duygumun olduğunu
öğrendim.
Yine içinde
yaşadığım durumlara bir anlam veremediğim, onlarda bir değer göremediğim zaman
yapıp- etmelerimin benim için bir şey ifade etmeyeceğini ve faaliyetlerimin
sona ereceğini öğrendim.
Kur’ân benden
okunulmak, düşünülmek, anlaşılmak ve bunların bir değer ifade etmesi için
yaşanılmak ister.
2020-2021 bahar döneminde yine online bir dönem yaşayacağımız ve fakülteden uzakta olacağımız için hüzünlüydüm ancak Kıymetli Ahmet Nedim Serinsu Hocamız’ın mektubunu okuyunca heyecanlı, mutlu ve değerli hissettim. Sayın Ahmet Nedim Serinsu Hocamız, mektubunda her şeyi tüm detayları ile anlatmıştı ayrıca e-Kampüs’teki ilk canlı dersimizde de dönem boyunca hangi konuları nereden ve nasıl işleyeceğimizi, bizden beklentilerini, http://www.kuranveinsaninanlamarayisi.com sitesine nasıl üye olacağımızı, ödevleri nasıl göndereceğimizi, Tefsir Tarihi Atlası’ndaki haritaları ve üniteleri nasıl doldurmamız gerektiğini en ince ayrıntılarına kadar anlattı. Her şey daha da çok berraklaştı.
Benim kitaplığımda Hocamızın Tefsir Tarihi Atlası ve Uygulama Haritaları, Kur’an Nedir?, Kur’an ve Bağlam, Kimi Örnek Almalı Hz. Peygamber (s.a.v.) ve Kur'an Ahlakı, Okurluk Üstüne Nitelikli Okumaya Giriş eserleri kitap olarak mevcuttu. Hepsini iki yıl önce “Tefsir-1” dersini Sayın Hocamızdan aldığım dönemde temin etmiş ve okumuştum. O dönem en çok “Kur'an Nedir?” kitabımı sevmiştim ancak o zamanlar “Kur'an ve Bağlam” ağır gelmişti ve yaz tatili döneminde çok uzun bir sürede tamamlayabilmiştim. Bu dönemki dersimiz vesilesiyle hepsini yeniden gözden geçirdim ve okudum. Fark ettim ki Kur'an ve Bağlam’ı şimdi daha rahat anlayabiliyor ve daha akıcı bir şekilde okuyabiliyorum. Ayrıca diğer kitaplarımda da altını çizmiş olduğum yerlere yeni satırlar ekledim. Tefsir Tarihi Atlası ve Uygulama Haritaları’nda ise o zamanlar tamamlayamamış olduğum eksik kalan müfessir ünitelerimi tamamladım ve iki yıl önce doldurduğum ünitelerde ise “Arapça Tefsir Din Dili Gramer ve Lügat Uygulama Çalışması” ve “Tefsir Rivayeti Hikaye Haritaları”nı yeniden gözden geçirdim. Konu Ağaçları’nın yer aldığı sayfaları, bazı müfessirlerde farklı sure ve ayetler ile yeniden işledim. Kur'an-ı Kerim'le Karakterini İnşa Ediyorum sayfalarında ise dördüncü adım olan “güncel değerler (adap talimi) uygulamaları çıkarma” bölümünü yeniden düşündüm ve pratik, güncel değerler ekledim.
Dönem boyunca e-Kampüs derslerimiz ve küçük sınavlar sayesinde bakmak ve görmek arasındaki farkı, teori ve pratik yani bilgi ve eylemlerimiz arasındaki dengeyi kurmanın önemini, hayatımızı anlamlandıran Yüce Kitabımız Kur'an-ı Kerim'in bizden istediği oku-düşün-anla-yaşa döngüsünü nasıl sağlayabileceğimizi, etkin okumayı nasıl yapacağımızı, disiplinler arası yaklaşım ve bilginin bütünlüğü bakış açısından uzaklaşmadan müfessirlerin tabakalarını dikkate alarak eserlerini incelememiz gerektiğini, müfessirlerin eğitim ve öğretim süreçlerinde; ailelerinden, hocalarından ve çevrelerinden etkilenerek kişiliklerini oluşturduklarını, alim ve örnek insan yönleri ile bize ulaştıklarını, yaşamları boyunca gelişip değiştiklerini ve kitaplarını da zaman zaman güncellediklerini yeniden ihata ettim. Derslerimizde okuduğumuz metinler sayesinde bir tefsir metnini okurken nelere dikkat ederek okumamız gerektiğini, kullanılan kalıp ifadeleri öğrendikçe okumanın nispeten kolaylaşacağını, Arapça metni Türkçe’ye tercüme ederken kullanılan karşılıkların (örneğin; جار الله) dikkatle ve hassasiyetle seçilmesi gerektiğini ve daha pek çok önemli şeyi öğrendim. Kıymetli Ahmet Nedim Serinsu Hocamız’a tüm emekleri ve öğrettikleri için minnettar ve müteşekkirim...
İLH-440 Tefsir Metinleri
Dersi Final Ödevi
Adı Soyadı: Muharrem
Metin Özbek, 17070167
Konu: Veb sayfasında 25 Şubat 2021’de ilan edilen sorumluluklardan ‘bugün’ itibarıyla neler öğrendin?
Bilimin
nitelikleri ya da özellikleri; olgusallık,
kesinlik, seçicilik, mantıksallık, evrensellik, genelleyicilik, eleştirellik,
sistemlilik olarak sıralanabilir. Bu özellikler içerisinde dersimizin işlenişi
ve yöntemsel yaklaşımında ön plana çıkan husus bilimin ‘sistemli’ oluşudur. Her bilim dalı kendine ait geliştirdiği ve
hepsi bilimsel olan veri toplama teknikleri, analiz, değerlendirme, yorumlama
ve sonuç çıkarma yöntemleri kullanarak sonuca ulaşır. Süreç olarak
bilimi; birtakım eylemsel ve düşünsel işlemlerin bir iç içe geçmiş örgüsü sayabiliriz.
Bilim, örgün bir bilgiler bütünü olup, kendi içerisinde
de ‘bütünlüğe’ sahiptir. Bilim
düzenli ya da organize bir bilgi bütünüdür.
Sahip
olduğu bilimsel özellikleri ve kendi içerisinde geliştirdiği sistematiği ile
özgün bir yapıya sahip olan Tefsir İlminin bir bölümü olan dersimizin
yürütülmesinde de temel kavramın ‘bütünlük’
olduğu kanaatindeyim. Dersimizle ilgili her alanda bütünlük kavramını göz
önünde bulundurmalıyız. Bir çatı kavram olarak bütünlük alt başlıklardan
oluşmaktadır. Birincisi ‘gayret
bütünlüğü’; konuların hazırlanması, derse katılım, dersin işlenişi,
konuların açıklanmasında başta hocalarımız ve ilmi talep edenlerin ilim üretmek
ve öğrenmedeki azim, çaba ve gayretlerini kapsamaktadır. El ve gönül
birlikteliği içerisinde, hepimizin ortak katkısı ile anlamlı bir öğrenmeyi
amaçlamak her daim hedefimiz olmalıdır.
İkincisi
ise ‘Sistemin bütünlüğüdür’. Sistemin
bütünlüğü; tefsir çalışmalarının “Kur’an’ın
ne olduğu”, Kur’an’ı anlamak için “Kimin
örnek alınması gerektiği” ve nüzul ortamının asli unsuru olan esbâb-ı nüzul
ile birlikte, yani “Kur’an’ı bağlamı’
ile birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.
Kur’an-ı
Kerim; insana hitap eden ve hayatının bütün aşamalarını sevk ve idare
edebilecek evrensel mesajlara sahip tek ilahi kitaptır. O’nun anlaşılması ve
hayata uygulanmasıyla insanın hayatın amacına ve fıtratına uygun yaşam sürdürebilmesinin
tek vasıtasıdır. Kur’an’ın bu nedenle okunulması, üzerinde düşünülmesi, idrak
edilerek anlaşılması, samimi ve halisane bir yaklaşımla içselleştirilerek
yaşanılması gerekmektedir. İlahi vahyin anlaşılması için Allah Tealanın bir
lütfu olarak gönderilen Hazreti Peygamberimiz sözleri, fiilleri ve örnek yaşamı
ile cinsiyet ayırımı yapmaksızın, bütün ümmetini ilim tahsiline ve Kur’an’ı
yaşamaya yönlendirmiştir.
Kur’an-ı Kerim; ezeli ilme dayalı olarak indirilmiş, her
ayetiyle bir bütün, açık, anlaşılır, her türlü çelişkiden uzak, fikri insicamı
mükemmel olan bir kitaptır. Kur’an-ı Kerim’in yapısı; kesin sınırlarla
konuların ayrılmasına, bölümlenmesine ve başlıklar altında toplanmasına uygun
değildir. Kur’an’ı anlamak için; bütüncül bir yaklaşım sergilenmesi, nüzul
ortamını ve sebeplerini yani siyak-sibak çerçevesini dikkate alınması,
kelimelerin lügavî anlamlarıyla birlikte kazandıkları yeni anlamların bilinmesi
gereklidir.
Bir diğer bütünlük nevi ise ‘bilginin
bütünlüğüdür’. Bilimin ürünü olan bilginin kesin, seçici,
mantıksal, evrensel ve genelleyici olabilmesi için ilgili bütün disiplinlerce desteklenmesi,
teyit edilmesi, tasvip görmesi gerekmektedir. Allah Tealanın insana bir fazlı, lütfu
olan Kur’an-ı Kerimi bütün olarak, tam ve gerçeğe en yakın şekilde
kavrayabilmek için; mevcut disiplinler arasında tam bir iletişim tesis edilmesi
elzemdir. Kur’anı ‘Tarihi süreç, zaman ve
mekân kavramları içerisinde’ değerlendirerek, tam manasıyla anlayabilmek
için; Kur’an ilimlerine ilave olarak, coğrafya, siyer ve tarih, psikoloji,
sosyoloji, mantık, edebiyat, sarf ve nahiv, fizik, kimya, biyoloji, matematik,
astronomi, tıp v.b. bütün alanlarda bilgi sahibi olunmalıdır. Sahip olunan bu
bilgi vasıtasıyla, bilginin bütünlüğü
anlayışıyla Kur’an’a yaklaşımız daha gerçekçi ve anlamlı olacaktır.
Müfessirlerin yaptıkları ilim tahsili maksatlı
(er-rihle fî talebi’l-‘ilm) yolculuklarında bilgiye bütüncül yaklaşabilme
arzusu vardır. Onların tarih, fıkıh, hadis, sarf ve nahiv, coğrafya, tıp vb.
alanlardaki vukufiyeti, oldukça geniş bakış açısıyla yorum getirmesi için zemin
hazırlamış ve tefsirlerine büyük bir zenginlik katmıştır. Önceki dönemlere ait
eserleri tetkik ederken; hadis, fıkıh, kelam, İslam tarihi, İslam mezhepleri
tarihi konularında sahip olunan bilginin derinliği daha sağlıklı analizler yapılmasına
imkân sağlamaktadır.
Bütün bu değerlendirmeler ışığında, mezkûr
tarihte ilan edilen sorumluluklardan özel olarak öğrendiğim hususlar; insanın
hayatında yaptığı anlam arayışında ve fıtratına mutabık bir yaşam sürmesinde Kur’an-ı Kerim’in rolü ve önemi ile bu
rolün kavranılmasında Peygamber
Efendimizin örnek kişiliğinin hayatımızdaki yeri ve etkisinin net bir
şekilde ortaya konulmasıdır. Daha genel anlamda öğrendiğim bir diğer husus ise;
Tefsir İlminin sade bir yaklaşımla açıklanabilecek yalın bir tercüme faaliyeti
olmadığı ve bütün bilimlerde olduğu gibi Tefsir İlminde de bütünsel yaklaşımın önemidir.
Not:
“Tefsir Tarihi Atlası” kitabı temin ederek, nazari bilgi veren metin
kısımlarının tamamını, müfessirlere ait olan bölümün de büyük bir bölümünü
(altını çizerek, başka kaynaklardan araştırarak ve notlar alarak) okudum.
Bu dönem Tefsir Metinleri
dersinde şunları öğrendim diyebilirim: Daha önce Ahmet Nedim Serinsu hocadan
ders aldığım için http://www.kuranveinsaninanlamarayisi.com
sitesine üyeydim. Bu sitenin nasıl kullanıldığını biliyordum. Derslerde işlenen
kitaplardan bazılarını da daha önce almıştım zaten. Kuran nedir kitabından
özellikle bakmak görmek unsurunu öğrendim. Bunlar arasında büyük farklar
olduğunu öğrendim. Bakmak görmek kavramlarının tefsirde nasıl işlendiğini
alimler arasındaki yorum farklılıklarına yordum.
Tefsir haritası kitabında ödev
şeklinde olan kısımları yapınca daha akılda kalıcı olduğunu öğrendim. Bir çok
yeni kavram ile birlikte yeni müfessirler tanıdım. Daha önce duyduğum bir çok
müfessir ve tefsir hakkında daha detaylı bilgiler öğrendim. Tarihsellik,
tarihselcilik, Esbâb-ı Nüzûl, Orijinal
Tarih-Düşünülmüş Tarih ve daha onlarca yeni kavram öğrendim. Oku düşün anla
yaşa uygulamasını öğrendim. Bir resme veya bir insana baktığımda aslında
gördüğüm şeyden farklı şeyler olabileceğini büyük resmi fark etmeyi öğrendim.
Öncellikle Tefsir Tarihi Atlası ktabından başslayarak bu kitapta hocamız, sadece on beş asır boyunca tefsirde öne çıkan yirmi bir müfessiri ve eserlerini incelemekle kalmayıp, aynı zamanda haritalar aracılığıyla Kur’an’ın tarihi süreç içerisinde hangi dini siyasi kültürel ve sosyal şartlarda yorumlandığını değerlendirmektedir. Yine bu haritalar aracılığıyla kitapta tefsirin diğer ilimlerle birlikte gelişmesi hakkında bilgi edinilmekte ve ilimlerin “bilginin bütünlüğü” yaklaşımıyla nasıl tahsil edildiği tefsir faaliyetleri çerçevesinde görülebilmektedir. Kitap üzerine çalışma yapacak ilgililerin öncelikle Tefsir Tarihi ve Tefsir Usûlü bilgilerini gözden geçirmelerini ve kitapta geçen kavramların anlam içeriklerine daha iyi nüfuz etmek maksadıyla bir dini terimler sözlüğünden faydalanmalarını öneriyoruz. Ayrıca okuyucular, kitaptaki müfessir ve eserini tanımaya çalışırken dönemin ilmi faaliyetlerine etki eden dini, siyasi, kültürel ve sosyal özellikleri dikkate almak zorundadırlar. Bunun için de yazarın üzerinde önemle durduğu “bilginin bütünlüğü” çerçevesinde Hadis, Fıkıh, Kelam, İslam Tarihi ve İslam Mezhepler Tarihi alanlarındaki çalışmaların ilgili bölümleri mütalaa edilmelidir. Diğer kitaplardan da müthiş bilgiler toplamakta ve hepimize güzel ve faydalı bilgiler içermektedir. diğer kitaplarının da çok güzel ve açık bir şekilde Kur'anın bütünlüğü ve nasıl anlamamız-okumamız- yaşamamız - düşünememiz gerektiğini açıklanmaktadırlar. Pandemi süreci hepimizi etkiledi ve umarım çok daha güzel ve sağlığı ve sıhhatı yerinde olacak bir başka zamanda görüşmemiz dileğiyle.