Ahmet Ziya FISTIKÇIOĞLU/ D ŞUBESİ/ 19070114
İlk olarak Kur’ân Nedir? kitabı ile başlamak
istiyorum. Bu kitabın çizdiği formül en özet haliyle, oku-düşün-anla-yaşa
formülüdür. Kur’an özelinde okumak bahsine kısaca değinecek olursak şunu
söyleyebiliriz; Kur’ân ayetleri bir yönüyle de kevnî âyetlere işaret eden kavlî
ayetlerdir. Dolayısıyla kişi ufku,bilgisi nisbetinde yaşadığı döneme göre elde
ettiği veri üzerine düşünerek bir anlam vererek, dinî yaşayışında etkin olacak
kavramlar inşa eder. Nitekim Kur’ân ifadelerinin gösterdiği mücerret ve
müşahhas varlıklar, asırlar geçtikçe çeşitlenmektedir(bkz; Kur’ân’ın Bütünlüğü
Üzerine s.41). Üstelik ‘’İnsanlar varolanın bilgisini onlara farklı açılardan
bakarak, farklı metodlar kullanarak elde eder. Böylece bilgi türleri doğar.
Bütün bu bilgi çeşitleri ise hayatı anlamak ve anlamlandırmak için varolanlar
hakkında bilgi verir’’(bkz;Tefsir Tarihi ve Atlası s.513). Oluşturduğu bu anlam
çerçevesi eylemlerinin oluşmasında itici güç olacağı için(bkz; Kur’ân Nedir?
s.43) kavramların açıklığı çok net olmalıdır, inşa gücüne bağlı olarak bunları
hayata geçirecek, yaşayacaktır. Fakat bu yöntem asla naslardan dinî hüküm
çıkarma olarak anlaşılmamalıdır. Bu yaklaşım kişinin dînî, manevi yönünü inşa
eden bir yaklaşımdır. Dolayısıyla kişi her türlü cidâlcilikten uzakta, kendi
benini inşa etmeli, başkasının manevi alanına baskıda bulunmamalıdır.Böylece
kendi benliğini inşa eden insan, başkasının kalbini kırmaktan, yapıcı olmayan
eleştirilerden, insanlara sadece kötü gözle bakmaktan uzak duracaktır. Tam
tersine insanlara yardım etmek, merhamet etmek, anlamak, anlaşılmak
isteyecektir. Böylece bulunduğu toplum içerisinde memnun olacağı bir rolü
olacaktır, topluma nefretle bakan bir rolü değil. Böylece her daim ortada bir
yerde, birleştirici bir konumda, yapıcı bir konumda duracaktır(Bakara Suresi
143.Ayet). Sonuçta yaşamboyu süren bir tekâmül içinde olup, kendini yeterli
görmek gibi bir kibirden de uzak olacaktır.
Kur’ân’ın Bütünlüğü Üzerine kitabı ise genel olarak
bir müfessirin kullanacağı yöntemleri içeriyor. Kur’ân’a parçadan bütüne ve
bütünden parçaya yöntemiyle ele almamızı sağlıyor. Dolayısıyla içerisinde
lugâvi, rivâyet, dirâyet en önemlisi de Kur’ân’ın Kur’ân ile tefsiri yöntemini
de barındırıyor. Bu sebeple burada bilginin bütünlüğü çok büyük önem arz
ediyor. Zaten kitabın kendisi de subjektif, metodolojik hatalara değiniyor.
Özet olarak yukarıda bahsettiklerimi, bilgim ve
bilgimi kullanabildiğim kadarıyla Tefsir Tarihi ve Atlasın’da kullanmaya
çalıştım.
Tefsir Tarihi ve Atlasın’dan bazı önemli kavramlar;
Tarihsellik, Esbâb-ı Nüzûl, Orijinal Tarih-Düşünülmüş Tarih
Bu kavramlar esbâb-ı Nüzûl’un incelenmesinde ve Kur’ân’ın anlaşılmasında büyük öneme sahiptir. Kur’ân elbetteki indiği dönemden tamamen bağımsız incelenemez. Ancak indiği dönemle de sınırlı değildir. Çünkü Kur’ân’ın kanaatimce en büyük özelliklerinden biri, o’nu indiren yaratıcının yarattığı insanı bilmesi sonucu olarak ortak fıtrata hitap eden bir tonda ayarlanmasıdır. Kısasu’l-Kur’ân buna büyük bir örnektir. Mesela Kasas sûresinin 78.âyetinde Kârun’un kibrinden dolayı elde ettiği nimeti ilmine isnâd etmesi anlatılır. Bunun karşılığı İslâm’ın indiği dönemde yok muydu ya da bu dönemde yok mu? Oysa binlerce Kârûn gösterilebilir bugün. Batı Medeniyeti’nin bugünki ateist felsefesi Kârûn’un bir yansımasıdır. Kibrin ayaklanmış hâlidir. Ya da benzer şekilde Bakara Sûresi 44. Âyet, nüzûl sebebine göre Yahûdîler özelinde inmiştir. Peki bugün karşılığı yok mudur, bunu tarihte sadece Yahûdîler mi yapmıştır ya da hitap onlarla mı sınırlıdır? Bizatihi Kur’ân salt olarak tarihin belli bir düzlemine hitap etseydi eğer, öncekilerin bilgisini vermez, sadece Hicaz bölgesiyle sınırlı kalırdı. Ancak Kur’ân geçmişten misaller vererek o güne ve bugüne ait karşılıklara işâret eder. Çünkü insanda işaret edilen bu yönler her zaman vardır ve var olmaya devam edecektir. Eğer bu kavramlar netleştirilmeden ‘’düşünülmüş tarih’’ portresi ortaya konmadan, esbâb-ı Nüzûl değerlendirilmeye kalkılırsa, eksik bir Kur’ân tasvîri oluşacak ve ‘’Kur’ân-insan-hayat münasebetinin kesildiği anlamı çıkabilecektir’’(bkz; Tefsir Tarihi ve Atlası s.524).
En basit haliyle bu kitaplardan yaşamın nefes alıp vermekten ibaret olmadığını ve yaşamaya değer olduğunu, böyle bir yaşamın sonucunda gelecek ölümün de ürkütücü değil, yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu öğrendim. Son olarak diyebilirim ki; Yaşamak, sonucunda ölüm olduğu için güzel, ölüm ise yaşama fırsatını sunduğu için güzel. Ölümden sonrasına inananlar için...
Ek Sorulara Cevaplar; Tefsir Tarihi ve Atlası’na çalıştım.
Kitapları kitaptan okudum.
MURAT TELLİ 18071579 TEFSİR 1/D ŞUBESİ
TEFSİR 1 DERSİNDEN ‘BUGÜN’ İTİBARİYLE ÖĞRENDİKLERİM
Tefsir
dersinde işlediğimiz konulardan bugün itibari ile öğrendiklerim konusunda şunları
söyleyebilirim: Öncelikle Allah Teala bir hadisi kutside şöyle buyuruyor: Ben
bir hazine idim bilinmek istedim, bu sebepten kainatı insan için, insanı da
kendim için yarattım. Bu cihetten ayeti kerimede de buyrulduğu gibi insan
başıboş yaratılmamıştır. İnsanın yaratılmasındaki mana Cenab-ı Hakkı bilmesi,
onu tanıması, verdiği her türlü niğmete karşılık ona şükretmesi, kulluğu ona
yapmasıdır. Bu sebepler-den dolayı Allah-u Teala insanın hayatına çekidüzen
vermesi için peygamberler ve kitaplar göndermiş-tir. Malum olduğu üzere en son
peygamber Hz. Muhammed (A.S) ve en son kitapta Kur’an-ı Kerim dir. Kur’an-ı
Kerim’in ilk inen ayeti namaz kıl değil, oruç tut değil, zekat ver değil,
haccet değil oku emri ile başlıyor. Yani Kitabı Kur’an-ı ve kitabı kainatı oku. Benim
anladığım kadarıyla ayetleri gözlerinle oku, aklınla düşün, kalbinle hisset
günümüz tabiriyle (içselleştir) hayatına yansıt ve sende Hz. Peygamber (A.S)
gibi yaşayan Kur’an ol. Çünkü Kur’an-ı Kerim Mehmet Akif merhumun dediği gibi
ölülere okun-mak ve fal bakmak için inmemiştir. Kur’an Müslümanın hayat
kitabıdır, dünyası ve ahireti için kurtuluş reçetesidir. Ancak üzülerek
söylemeliyim ki bizler Müslümanlar olarak kutsal kitabımızı mübarek ge-celerde,
mevlid programlarında, açılışlarda nağmelerle okuyup manası hakkında Allah
Teala bu ayet-lerde bizlere neleri emrediyor, nelerden nehiy ediyor, bu konuda
hiç kafa yormuyoruz. Allah’ın ayet-leri yaşamın hiçbir alanında yer almıyor
bizler de hiç oralı değiliz.
Hz.
Peygamber (A.S)’ın bir hadisi
şeriflerinde buyurduğu gibi ‘İlim beşikten mezara kadardır’ Benim okumam da bu
hadis bana ışık olmuştur. Tefsir dersinde işlediğimiz gerek Kur’an nedir?
Kitab-ında olsun, gerek Kur’an’ın bütünlüğü üzerine kitabında olsun, gerekse
Tefsir Tarihi Atlasında olsun çok değerli bilgilerin mevcut olduğunu gördüm.
Kur’an-ın derinlemesine anlaşılmasında gerekli olan tefsir ilminin elde
edilmesi hususun da, ne tür bir yol izlenmesi gerektiği anlatılmaktadır. Bu
bağlamda tefsir ilminin gelişmesiyle, Müslümanların ufku da gelişmekte,
yaşamdaki mevcut olan problemleri, Kur’an’ın ve Sünnetin ışığı altında daha
çabuk çözmektedirler. Çünkü Kur’an-ı Kerimde insanlığın için-de bulunduğu
sorunları çözecek, her türlü bilgi mevcuttur, yeter ki biz onu gereği okuyup
anlamaya çalışalım. Elbette yarattığı kulunun dünya ve ahirette nasıl mutlu
olacağını, onu yaratan Allah Teala-dan daha iyi hiç kimse bilemez. Kur’ anın
tefsir edilmesi hususunda, günümüze kadar yüzlerce Alim bu uğurda büyük çabalar
sarf etmişlerdir. Allah onların hepsinden razı olsun, mekanları cennet-i ala
ol-sun. Günümüzde de tefsir çalışmaları devam etmekte, bu uğurda çalışan
alimlerimize de Cenab-ı Hak güç-kuvvet versin, başarılar ihsan etsin. Hak Teala
bizlere aklımızı ve kalbimizi kullanıp, Kur’an-ı Kerimi okuyup-
düşünüp-anlayıp- yaşayıp dünya ve ahiret saadetine ermeyi nasip eylesin. Amin.
Muhammed Ali Erdoğan / D
Şubesi / 19070110
Tefsir 1 dersinden ‘bugün’ itibariyle
öğrendiklerimi kısaca şu şekilde ifade etmek isterim;
Öncelikle ve özellikle ‘Kur’ân Nedir?’ kitabı üzerinde
durmak istiyorum. İnsana nasıl bakmasından ziyade nasıl görmesi gerektiğini öğreten
bu kitap, hayatımıza oku-düşün-anla-yaşa kavramını kazandırarak bizlere bir
metod, bir yöntem öğretmektedir. Bir insanın bir işi yaparken nasıl yapacağını
bilmemesi yanılmasına ve işi yanlış bir şekilde yapmasına sebebiyet verir. İşte
böyle bir olaya sebebiyet vermemek için öncelikle bu metodoloji üzerinde durulmalı
ve nasıl uygulanması gerektiği hususu titizlikle ele alınmalıdır. Bu bakış
açısıyla incelediğimizde Kur’an-ı Kerimi okurken, Kur’anın bir bütün olduğu gerçeğini
unutmamalıyız. Okurken düşünmeli, üzerine tefekkür etmeliyiz ki bir anlama
gayreti içerisinde olalım. Hayatımıza yansıtmaya çalışmamız içinse, anlamamızın
şart olduğu gerçeğini de unutmayalım. Bu bağlamda bizlere, Kur’an’ın Bütünlüğü
üzerine kitabından edindiğimiz bilgiler yadsınamaz derecede fayda
sağlamaktadır. Kur’an’ı bilginin bütünlüğü çerçevesinde, parçadan bütüne ve
bütünden parçaya yöntemiyle ele alarak Kur’ân’ın Kur’ân ile tefsir gibi
harikulade bir yöntemle bizlere aktarıyor. Tefsir tarihi atlası ise bizlere okuduğumuz,
düşündüğümüz, anladığımız ve nihayetinde öğrendiğimiz bilgileri tatbik ederek, yaşamamıza
olanak sağlarken, bilgileri pekiştirmemiz gerektiğini hatırlatıyor.
Ek Sorulara
Cevaplar; Tefsir Tarihi Atlası’na çalıştım. Kitapları kitaptan okudum.
Mehmet Emin Elçuk 19070108 D Şubesi
Tefsir'in hayatımdaki önemi ve hayatıma kattıkları:
Türkiye'deki benim neslimdeki gençler, ilahi ilimler konusunda bir adım geride başladı. Küçük yaşlarda bize verilen tek eğitim, Kuran'ı yüzünden okumak üzerineydi. Ben meraklı bir çocuk olarak anlamını sorduğumda ya cevap alamıyordum ya da çelişkili cevaplar alıyordum. Evimizde tefsir kitapları vardı ama bir çocuk olarak benim seviyeme hitap etmiyordu
Büyük insanlar ise Kuran'ın kendinden çok kulaktan doğma bilgilere, hurafelere ve asılsız hadislere itibar gösteriyorlardı. Sanki Kuran'ı açıp okumak onlara zor geliyordu. Ben de bu eğitim şemsiyesi altında büyüdüm ama gönlüm her zaman Kuran ve onun doğru yolu tarafında oldu.
Benim yaşımdaki gençlerde ateizm veya deizm çok yaygın durumda. Gençler, çocukken iyi bir eğitim almadıkları için Müslüman toplumun yaşayışına bakarak İslam hakkında yorum yapıyorlar. Kuran'ı okumadıkları için (okuduklarını iddia ediyorlar) veya anlamadıkları için İslam'ı baskıcı ve çelişkili buluyorlar. Tefsir dersleri görmeye geçen dönem başladım. Ve o zamandan beri arkadaşlarımla ne zaman bu konuda konuşsak, Kuran hakkında yeni bir bilgi öğreniyorlar ya da yanlış bildikleri bir bilginin doğrusunu öğreniyorlar. Üstelik bu onları ve beni daha çok araştırmaya sevk ediyor.
Kuran elbette herkese dünyadaki her bilgiyi her fazileti verecek bir kitap değil. 600 sayfalık bir kitap sonuçta. Fakat Yüce Allah'ın hikmeti burada tezahür ediyor. Her insan Kuran'da kendine faziletler buluyor. Kuran, okuyan her insanın eksiğini dolduruyor. Düşenin kalkmasına yardım ediyor, kaybolana yolunu gösteriyor. (bizzat tecrübe ettim.)
Derslerimiz ve ödevlerimiz vesilesi ile sık sık tefsir okuyorum ve inceliyorum. Her ayet okuduğumda kendimi Allah'a daha yakın, daha güvende, daha huzurlu hissediyorum. Tefsir Tarihi Atlası, dersimiz için gerçekten önemli bir kaynak, rehber. Kendi nezdinde verdiği bilgilerin yanında görevleri doldurmamız için ayrıca araştırmaya sevk ediyor. Ben normalde ödev yapmayı sevmeyen bir öğrenciyim. Özellikle yazılı ödevleri söylene söylene bitiririm. Fakat Tefsir Tarihi Atlasını doldurmak hem çok faydalı, hem de amacı olan, öğrenciye bilgi katan bir etkinlikti.
Dönemin başından beri bize ders veren Ahmet Nedim Hocama teşekkür ederim. Dersin hakkını veremesem de, bulunduğum koşullarda elimden geleni yapmaya çalıştım. Size ve herkese iyi günler diliyorum.
Bu dersteki sorumluluklardan neler öğrendiğime Kur'an nedir? kitabından başlamak istiyorum. Bu kitapta her insanın yaşamak için bir anlam arayışı içinde olduğunu ve bu arayışında başarılı olamayanların kötü sonlara sürüklendiğini gördüm ve anladım. İnsanların anlam arayışında başvurduğu kişiler veya olayların insanlara yol göstermede yardımcı olduğunu fakat yine bu insanların anlam arayışında olanlara büyük zararlar verdiğini öğrendim. İnsanların anlam arayışında insanlara büyük bir rehber olan Kur'an'ın ve Peygamber Efendimizin insanlara hayatlarını nasıl yaşayacağını, neler yapması veya yapmaması gerektiğini ve insanların amacının ne olduğunu göstermesi bakımından çok büyük bir klavuz olduğunu pekiştirdim.
Kur'an'ın bütünlüğü üzerine adlı eserden Kur'an'ı bir ayet veya bir sure ile değerlendirmenin yanlış olduğunu, Kur'an'daki bir kelimenin dahi birçok ayet ve sure ile anlamını kazandığını, Kur'an'ın kelime, cümle ayet ve sure olarak bir bütün olduğunu ve birbirinden ayrı değerlendirmenin yanlış sonuçlara varacağını ve insanın anlam arayışında insanları zor duruma düşüreceğini fark ettim. Bu değerleri kazanmamda ve bana okuttuğu kitaplar ve derslerde bakış açımızı değiştirecek etkinlikler yapan ve benim sadece tefsir açısından değil bir çok açıdan gelişmemi sağlayan hocam Ahmet Nedim Serinsu'ya teşekkür ederim.
Hüseyin Budak / 19070078
SEVGİLİ ARKADAŞLARIM VE KIYMNETLİ HOCAM
Bizler yaşadığımız ülkenin eğitim sistemine tabi olmuş ve herkes gibi aynı tekdüze eğitimi almış insanlardık.İnsanlardık diyorum çünkü ilk defa bu sene gördüm ki eğitmek öğretmek sınavlardan ya da kalıp içerisine sıkıştırılmış cümlelerden ibaret değildir.Eğitim özgünlük demek.Bununla beraber öğrenmek hayal etmek ,yeni fikirler üretmek,düşünebilmek demek.Ne öğrendim sorusuna bundan daha güzel bir cevap bulamıyorum.Ben öğrenmeyi öğrendim.Bununla beraber daha verimli düşünmeyi öğrendim.Ülkemizde maalesef dini eğitim kuran,hadis kitapları,fıkıh kitaplarının içine sıkışmış biçimde.Bu kaynaklar elbette dini eğitimde vazgeçilemez önemlilikte kaynaklar.Fakat hayat ve çevremiz her geçen gün değişiyor.Bu değişimle beraber yeni sorunlar da çıkıyor.Bizler bu sorunlar karşısında ileriki meslek hayatımızda yeni çözümler üretmesi gereken kişiler olacağız.Eski alimler elbetteki bizim fikir babamız,ancak bizlerinde yeni bir şey üretmesi ülkemize ve dinimize yeni şeyler katması gerekiyor.Eskileri tekrarlıyarak yerimizde sayar ve ilerleyemeyiz.Bir politikacının da dediği gibi "dünkü güneşle bugünkü çamaşırlar kurutulmaz."Yeni şeyler düşünmek ve üretmek zorundayız.Dinin temel kurallarından çıkmadan fikirlerimizi absürtlüğe taşımadan özgürce paylaşmalıyız.Ben bu düşüncelerimi nasıl yapacağım konusunda bu ders sayesinde fikir sahibi oldum.Bununla beraber "Tefsir Atlası" kitabındaki yerleri yaparken ve o müfesirleri derinlemesine araştırırken fark etiim ki yaşadığımız sorunlar çağımızda sadece bizim başımıza gelen sorunlar değil.Bu sorunları o müfesirler yüzyıllar önce tecrübe etmiş ve birçoğunu da çözüme ulaştırmıştır.Bunlardan haberdar olmam içinde bulunduğum dünya da çektiğim yalnızlık sorununu dindirmeye başladı.İnanıyorum ki öğrendikçe çok severek yaptığım bu işi daha da çok seveceğim.Çünkü bilgi deniz suyuna benzer ne kadar çok içersek o kadar çok susarız.Tefsir dersi ve hocamız sayesinde öğrenme aşkımın katlanarak arttığını şuan bu yazıları yazarken daha çok hissediyorum.
Tefsir dersi kitaplarımızdan "Kuran Nedir" kitabı ile beraber kuranın sadece ibadet için okunması gereken bir kitabın yanı sıra hayatın tam merkezinde olan ve günümüzde yahut gelecekte oluşan sorunlara da hiç zorluk çekmeden cevap verebilen bir kitap olduğunu daha net kavradım.Bununla beraber daha nicesini tefsir dersi sayesinde öğrenmiş,anlamış ve kavramış bulunmaktayım.
AHMET ERDOĞAN
19070111
Tefsir 1 Dersi ile Kendime Ne Kazandırdım?
Düşünen bir varlık olan insan, yaşamını anlamlı kılmak için bir şeylere ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaç
doğrultusunda bir arayışa girer. Arayış süreci içerisinde bulunan insan bulduğu gerçekleri, kendi
yüklediği anlamla kavramaya çalışır. Bu da beraberinde eksiklikleri getirir.
İnsan, hayatın akışı içerisinde kendini değiştiren ve geliştiren bir varlıktır. Süreç içerisinde hayatı
anlamlandırmak için sentezler ortaya koyar. Bu sentezler her daim geçmişin ve toplumun izlerini taşır.
İnsanın ortaya koyduğu bu anlamlandırma, gerçeğe uygunluk olarak her ne kadar bilimsel gözüksede
aslında tamamen fıtratı tatmin eder.
İnsanın anlam vermesi onun gerçeğidir. Bu gerçek inanmayı beraberinde getirmektedir. İnançlar
Dünya ile aramızdaki bağı oluşturur. Bu bağların kuvvetli olması kişinin hayata daha anlamlı
bakmasını sağlar. Aksi ise bireyde umutsuzluk etkisi yaratır. Bu fıtratın bir özelliğidir. Anlam verilen
eylemler belli değerler çerçevesinde gerçekleşir. Bu değerlerin tasarısı insandan insana farklılık
gösterir. İnsanın anlam verdiği değerler hareketlerine yön verir ve yönetir. Doğru davranışlarda
bulunmak için insan bir örnek kişiye ihtiyaç duyar. Örnek alınan kişi insanın inancına göre farklılık
göstermektedir. Rehber olan kişilerin karşıdaki insana varlığının gizli kalmış bulgularını fark
ettirmelidir. Bunun yanı sıra insanın içgüdülerini ve çevreye nasıl uyum sağlayacağı bilgisini bu
rehberde bulabilmelidir. Filozoflar var olanı kendi açısından olması gerektiği gibi yansıtır.
Peygamberler ise vahiy kaynaklı bilgileri yansıtır. Hayatı, tabiatı, evreni anlamlı kılmak Allah'ın
vahyine uymakla mümkündür. Vahiy Allah kaynaklı bilgi olduğu için mutlak doğrudur. İman ettiğimiz
noktada hayatımıza Kur'an ile anlam vermeye başlarız. Kur'an-ı Kerim, insanın kendi keşif sürecinde
var olma bilincini fark etmesini ister. Kur'an'ın muhatabı insandır. Bu açıdan kutsal kitabı doğru
anlamak bireyin mutlak doğruya ulaşmasını sağlar. Kur'an'ı anlayabilmek için doğru metotları bilmek
ve bir bütün olarak yorumlamak gerekmektedir. Kur'an'ın kendisine özgü olan üslubu onun kendi
içerisinde anlaşılmasını zorunlu kılmaktadır. Bu üslupta anlamlar tek başlarına değil bir sistem içinde
mânâ kazanıyor.
İnsan yaşadığı çevrenin kültürel bir meyvesidir. Bundan ötürü günümüze kadar ulaşan tefsirlerin
muhtevası her zaman aynı değeri taşımamaktadır. Doğru tefsir okuması nasıl yapılır ve nelere dikkat
edilir bunların bilincinde olarak okumaya başlanmalıdır. Tefsirler, müfessirlerin yaşadıkları
coğrafyanın fikri etkisi ve kültürel yapısı ile orantılı olarak yapılmıştır. Kur'an'ın değişik yorumlara açık
olması onun dinamik yapısının bir sonucudur. İnsanın anlam arayışına cevap veren Kur'an-ı Kerim'in
sesine kulak vermek için ilk olarak okumak, üzerine düşünmek, anlamlandırmak ve bunları hayatımıza
uyarlayarak yaşamaktan geçmektedir.
Ek soruya cevap ; Kitapları PDF şeklinde değil, kitaptan okudum. Tefsir Tarihi Atlasını çalıştım.
İnsan varolduğundan beri bir anlam arayışında olmasından mütevellit eylemler gerçekleştirir ve aslında insanın her yapıp etmeleri hayatına bir anlam kazandırma çabasıdır. Ancak bu yapıp etmelerin bir anlamı olması için kişinin yaptıkarının mutlaka farkında olması gerekir ve bu da zaten insan olmanın bir gereğidir. Her kişi yaptıklarında bir amaç ve değer görür zira insan amaçsız ve eylemsiz yaşayamaz. Ancak bir insan bir eylemi gerçekleştirirken engellerle karşılaşması gerekir çünkü insan uğruna mücadele edemeyeceği, emek harcamadığı ve peşinden koşamadığı bir şeyden çabuk soğur. Nitekim cennet ve ondan da önemlisi kişinin kendi var edicisinin rızasını kazanması bir imtihan olan dünya sınavını başarması ile mümkün olur . Tevbe 72 bu bağlamda mutlaka okunmalıdır.
İnsan hayatının anlamını aramayı ahlaki vasıflarda gerçekleştirirse fıtratına döner, hem kendisine hem de çevresine karşı üretken ve faydalı bir birey olur. Ancak insan hayatına vasıta değerler aracılığı ile değer katmaya çalışırsa o kalıcı bir anlam olmaz nitekim zengin olmasına karşın intihar eden birçok insan görmekteyiz. Mutluluğu bulmamız fıtratımıza yabancılaşmadan uyumu yakalamak çabasından geçer, hakimiyet kurmaktan değil. Allahu Teala da yarattığı kulundan birhaber olmadığı için insanı yalnız bırakmamış, onu fıtratına dönmeye çağırmış (rum30) ve insanın anlam arayışına kılavuzluk etmesi için peygamberler ve vahiy göndermiştir. Kuranı Kerim işte böyle bir kitaptır. İnsanın manevi ihtiyaçlarına cevap vermiş ve ona mutluluğa gidecek yolda rehberlik etmiştir. Ancak herkesin alışı ve algılaması, anlamak istediği farklı olduğundan herkes için aynı anlamı ifade etmez çünkü işitmek ve bilmek anlamayı gerektirmez. Kuran kişiye göre hayatı anlamlandırır ve bireysel dindarlık da tam burada tezahür eder. Kısacası evimizin tozlu raflarında bulunan ve sadece belirli günlerde anlamadan açıp okuduğumuz Kuranı Kerim sadece kitap değil, insanın binlerce yıldır sorageldiği "Hayatımın anlamı nedir" sorusuna cevap ararken bize yol göstermeyi vaat eden bir kitaptır. Bu sebeple sadece okumak değil üzerinde düşünüp anlamak ve hayatımıza bu yolla değer katmamız, iyi amellerde bulunmamız gerekmektedir.
Tefsir Tarihi Atlasından ne öğrendim?
Belki de bana öğrettiği en önemli şey bilginin zihne işlemeden ve insana değer katmadan çöpe atılmaması gerektiği, bilginin de kullanılabilir ve üretilebilir bir değer olduğudur.
Kişiye basmakalıp bilgileri kullanmayı dikte etmeyerek benim de fikir sunabilmeme ve içerik üretebilmeme olanak vermesi. Bu da zihnimi köreltmeden öğrenme eylemini gerçekleştirebilmeme sebep olmuştur.
Bir diğer katkısı ise tek bir ayette kalmadan ayetler arasında ilişki kurabilmeyi ve benzer mesajlardan yola çıkarak ortak bir değer üretebilmemi sağlamıştır. Öğrenmenin sınav geçme vasıtası olmanın ötesinde bir edinim olduğu, kendi içinde bir bütünlük oluşturduğu ve hangi açıdan bakıldığına bağlı olarak pek çok şey ifade ettiği ve öğrenilecek şeyin zihnime görsel hafızam aracılığı ile haritalarla bağlamayı, tefsir okumayı, aralarında mukayese yapabilmeyi ve çeşitli yorumlarla beraber ilgili mesaja farklı açılardan bakabilmeyi öğrendim. Her ne kadar geç farkına varsam da (alış farklılığı ve çeşitli önyargılara bağlı olarak) bu güzel değerleri kazanmama yardımcı olan hocama teşekkür ediyorum.
Kur'an'ın bütünlüğü üzerine
Kur'an gerek ayetlerin birbiriyle gerçekleştirdikleri dirsek teması gerekse nüzul olduğu günün şartları ,ültürü ile bütünsel bir kitaptır Bu sebeple Kur'an'ın bağlamından sıyrılması geçmişte ve günümüzde olduğu gibi kişiyi ciddi yanlış anlamaya ve anakronizme götürmektedir. Aynı şekilde bu ilkeyi bilmeyen bir kişinin Kur'an'ı çelişkili olarak da algılaması kaçınılmazdır ancak müşriklerin durumuna bakıldığında Kur'an'da çelişki bulmayı çok istedikleri ancak bulamadıkları dile getirilir. Ayrıca Kur'an'ın indirildiği toplumun sosyal dinamizmi ve insanın fıtratı gereği değişen davranışlara ,duygulara ve fikirlere göre indirildiği unutulmamalıdır Çünkü Kur'an insanla bir hitaptır. Velhasıl kelam elimizdeki bu kitap Kur'an'ı gerçekten Anlamak isteyen ve okurken önyargılarından arınmış kişi için Kur'an'ı bütünlüğüne göre okunması Kur'an'ın kendini açıklamasını ve bunu nasıl gerçekleştirdiğini sunan bir eserdir.
iLAVE açıklamalarım ; Kitapları Pdf'den değil, kitaptan okudum, Tefsir Tarihi Atlasını çalıştım.
TEFSİR İLMİ ALANINDA BİZE VERİLEN SORUMLULUKLAR DAHİLİNDE NELER ÖĞRENDİM?
Şubat ayı itibariyle ikinci dönem derslerimiz ve beraberinde getirdiği sorumluluklarımız da başlamış oldu.Sorumlu olduğumuz derslerden biri de tefsir ilmiyle doğrudan bağlantılı olan hatta tefsir ilmini içerisinde barındıran tefsir dersiydi.Dersinizi almadan önce tefsir dersinin kelime ve kelime gruplarıyla yüklü olduğu,ağırlığı diğer derslere nazaran daha fazla olan bir ders olduğu kanaatindeydim ancak dersinizi almaya başladıktan sonra ve bizi sorumlu tuttuğunuz Kur'an Nedir kitabı,Tefsir Tarihi Atlası kitabı ve Kur'an'ın Bütünlüğü Üzerine kitabını okuyup öğrendiğim bilgilerin üzerine eklemeye başlayınca vermiş olduğunuz derse olan önyargım-anlaşılması zor olan bir ders olduğu kanaatindeydim- kaybolmuş oldu.İlk olarak Kur'an Nedir? kitabıyla giriş yapmak istiyorum.Kitabı sizin bize verdiğiniz imkanlar doğrultusunda satın alıp birebir okuma şansım oldu.Bu kitap tefsir dersinin sadece ayet inceleme ve yorumlamalarından ibaret olmadığını,Tefsir dersine felsefi açıdan bakarak-oku-düşün-anla-yaşa anlayışına sahip olmamı ve ayetleri daha bilinçli bir şekilde incelememi sağladı.
İkinci kitap olan Kur'an'ın Bütünlüğü üzerine kitabından öğrendiklerimi yorumlama ve açıklama kısmına gelecek olursak yine bu kitabı da sizi sayenizde temin edip birebir okuma şansıma sahip olduğumu belirtmek isterim.Bu kitap Kur'an'ı Kerim'i ve ayetlerini tek başına okuyup merak ettiğimiz konu hakkında fikir ve bilgi sahibi olmak için yeterli olmadığını,Kur'an'ı Kerim'i bir bütün halinde incelememiz gerektiğini,bütün ayetlerin birbiriyle bağlantılı olduğunu bu sebepten ötürü Kur'an'ı Kerime bütün olarak bakıp anlamamız gerektiğini öğretmiş oldu.
Son olarak yine birebir inceleme şansım olan Tefsir Tarihi Atlası kitabı Tefsir ilmini hem detaylı bir şekilde öğrenmemi,şimdiye kadar gelen Tefsir alimleriyle ilgili bütün detaylarıyla birlikte okuyup anlamamı,aynı zamanda okuyup öğrendiğim bilgileri pekiştirmek,kalıcı olmasını sağlamak amacıyla çeşitli etkinliklerle renklendirilmesi bilginin bünyemde kalıcı olmasını sağladı.
Dönem başından bu yana yılların birikimiyle ve tecrübesiyle anlattığınız dersleriniz Tefsir İlmine olan bakış açımı değiştirmiş ve derse olan ilgimi giderek arttırmıştır.Bu güne kadar bize sunduğunuz bilgileriniz,yardımsever tavrınız ve bir öğretmenden fazlası olan ilgili tavrınız için teşekkür ediyor ve Yüce Allah'ın sizden razı olmasını en içten bir şekilde temenni ediyorum.
Tefsir-1'den öğrendiklerim şunlardır:
İnsan, hayatı boyunca okuduğu ve gördüğü şeyleri anlamlandırma ve kazandırma eğiliminde olmuşlardır. İnsanın tabiatında hayatta kalmasına yardımcı olacak tabiatlar hazır bulunmaktadır. Çünkü tanım gereği insan düşünen hayvandır, hayatında karşılaştığı her şeyde/her metinde, anlama/fehmetme gereğini hissetmiştir. Yoksa hayatı, yiyip-içen ve birkaç ihtiyaçlarını gideren hayvan ve bitkiden farkı kalmayacaktır. Bu itibarla insanlara yaratıldıklardan itibaren bu ''düşünme'' faaliyetine katkıda sağlanacak ve onları yönlendirecek özneler gönderilmiştir. Bu özneler ilahî hikmetin ve rahmetin bir sonucudur. Bunlar rasyonel varlık hâlinde insan mahiyetinde ya da yazılı araçlardır (kitap/suhuf). Yüzyıllar boyunca insanlar bu özneleri anlamlandırma faaliyetlerinde muhtelif bakış açıları ve metodlar geliştirmişlerdir. Bu faaliyetlerde ''kavram''lara başvurulmuştur. Lakin bu ''kavram''ların neliği, anlamları ve tarihini iyi bilmek ve belirlemek lazımdır. Bizim gibi insanlar da bu şeylerden kendini inşa etmeyi öğrenmeyi amaç edinmelidir. Belki de Kur'an'ın biricik amaçlarından birisi de kendi içindeki farkına vardırıp inşa/kemâlleşme yoluna başvurmalıdır. İşbu Kur'an'ın Müslüman için insan-hayat-tabiat-evren tasavvurunda; çağ, olay, dini anlamlandırmada katkısı kaçınılmazdır. Bu ders bu süreçte özellikle biricik özne olan Kur'an'ı anlayarak nasıl yol tutacağımızı bize göstermiştir. Ayrıca kısa surelerin tefsirinde Arapça tefsir metinlerinden okumamız da Arapçamızı geliştirmekte önemliydi.
Bu faaliyetlerde yardımcı eleman/meteryal olan ''Tefsir Tarihi Atlası'' ve ''Kur'an'ın Bütünlüğü Üzerine'' kitaplar bana çok katkı sağladı. Tefsirin donuk bir geçmişe değil çok yönlü ve mühim bir tarihe sahip olduğu, tarih boyunca tefsir adına neler olduğunu ve kimlerin geçtiğini, kavramın ve terimin neliği ve farkları, Kur'an'ın tefsirinin sadece tefsir kitaplarından değil bütün İslâm medeniyet ve kültürünün muktesabatından bilindiğini, kendimi inşa etmede yardımcılığı ''Tefsir Tarihi Atlası'' ile kazandım.
''Kur'an'ın Bütünlüğü Üzerine'' adlı kitaptan da Kur'an'ı tefsir ederken nasıl hatalara düşüldüğü, şahsî ve siyasî-teorik görüşlerin Kur'an'a uygulanmaya çalışarak bütünleme okumanın nasıl ihmal edildiğini, bütünleme okumanın ve uygulamanın nasıl yapılması gerektiğini bizlere sermektedir.
Ek Soruya Cevabım: Tefsir Tarihi Atlası'nın bazı sayfalarına çalıştım ve istifade ettim. Kitapları da kitaptan okudum, pdf ile değil.
ADNAN BERKAY DUYSAK
19070107 D ŞUBESİ
Tefsir-1'den öğrendiklerim şunlardır:
İnsan, hayatı boyunca okuduğu ve gördüğü şeyleri anlamlandırma ve kazandırma eğiliminde olmuşlardır. İnsanın tabiatında hayatta kalmasına yardımcı olacak tabiatlar hazır bulunmaktadır. Çünkü tanım gereği insan düşünen hayvandır, hayatında karşılaştığı her şeyde/her metinde, anlama/fehmetme gereğini hissetmiştir. Yoksa hayatı, yiyip-içen ve birkaç ihtiyaçlarını gideren hayvan ve bitkiden farkı kalmayacaktır. Bu itibarla insanlara yaratıldıklardan itibaren bu ''düşünme'' faaliyetine katkıda sağlanacak ve onları yönlendirecek özneler gönderilmiştir. Bu özneler ilahî hikmetin ve rahmetin bir sonucudur. Bunlar rasyonel varlık hâlinde insan mahiyetinde ya da yazılı araçlardır (kitap/suhuf). Yüzyıllar boyunca insanlar bu özneleri anlamlandırma faaliyetlerinde muhtelif bakış açıları ve metodlar geliştirmişlerdir. Bu faaliyetlerde ''kavram''lara başvurulmuştur. Lakin bu ''kavram''ların neliği, anlamları ve tarihini iyi bilmek ve belirlemek lazımdır. Bizim gibi insanlar da bu şeylerden kendini inşa etmeyi öğrenmeyi amaç edinmelidir. Belki de Kur'an'ın biricik amaçlarından birisi de kendi içindeki farkına vardırıp inşa/kemâlleşme yoluna başvurmalıdır. İşbu Kur'an'ın Müslüman için insan-hayat-tabiat-evren tasavvurunda; çağ, olay, dini anlamlandırmada katkısı kaçınılmazdır. Bu ders bu süreçte özellikle biricik özne olan Kur'an'ı anlayarak nasıl yol tutacağımızı bize göstermiştir. Ayrıca kısa surelerin tefsirinde Arapça tefsir metinlerinden okumamız da Arapçamızı geliştirmekte önemliydi.
Bu faaliyetlerde yardımcı eleman/meteryal olan ''Tefsir Tarihi Atlası'' ve ''Kur'an'ın Bütünlüğü Üzerine'' kitaplar bana çok katkı sağladı. Tefsirin donuk bir geçmişe değil çok yönlü ve mühim bir tarihe sahip olduğu, tarih boyunca tefsir adına neler olduğunu ve kimlerin geçtiğini, kavramın ve terimin neliği ve farkları, Kur'an'ın tefsirinin sadece tefsir kitaplarından değil bütün İslâm medeniyet ve kültürünün muktesabatından bilindiğini, kendimi inşa etmede yardımcılığı ''Tefsir Tarihi Atlası'' ile kazandım.
''Kur'an'ın Bütünlüğü Üzerine'' adlı kitaptan da Kur'an'ı tefsir ederken nasıl hatalara düşüldüğü, şahsî ve siyasî-teorik görüşlerin Kur'an'a uygulanmaya çalışarak bütünleme okumanın nasıl ihmal edildiğini, bütünleme okumanın ve uygulamanın nasıl yapılması gerektiğini bizlere sermektedir.
Ek Soruya Cevabım: Tefsir Tarihi Atlası'nın bazı sayfalarına çalıştım ve istifade ettim. Kitapları da kitaptan okudum, pdf ile değil.
hertz. Peygamber (S.A.V.) bunlardan biridir ve sonuncusudur. Sahabeler her konuda O'nunla istişarede bulundular, sıkıntılarını ve sorunlarını O'nun nuru ve aydınlığı altında çözdüler. Allah Resulü'nün Rafiki'ye vefatından sonra sahabeler bu yöntemi kendi aralarında uygulamaya devam ettiler. İslam coğrafyası genişleyip farklı halklar ve kültürlerle kaynaşınca sorunlar ve çözümler farklılaşıyor, bu nedenle sözlü olarak miras alınan ve yayılan İslami ilimler kodlanmaya ve tasnif edilmeye başlandı. Tefsir tarihi ve usulü, Hadis tarihi ve usulü, fıkıh tarihi ve usulü bu bilimlere aittir. Her birinin kendi alanında özel bir konumu olsa da, amaç ve amaç açısından bakıldığında üçünün de amaçlarının aynı olduğu anlaşılabilir.
Tefsir'in doğuşu
Tefsir'in ortaya çıkışı Peygamber (s.a.v.) ile başlamıştır. Ashabına yaptığı Kur'an hakikatleri, sırf onları hidayete erdirmek içindi. Bunu belirli vesilelerle yaptı.
1- Bu ayeti okuyarak yorumlayın
2- Soru sorarak yaşıtlarınıza açıklayın
3- Kanıtlamak için ne dediğini açıkla
4- Akranlar soru sorduğunda açıklama
Allah Resulü'nün açıklaması
1- Çeşitli kaydedici
2-Mübhem Detayları
3- mutlak olanı inkar etmek
4-Muskil onayı
hertz. Peygamber (sav) Kuran'ın tamamını veya bir kısmını açıkladığı için İslam alimleri arasında anlaşmazlıklar vardır.
Arkadaş Tefsir'in özellikleri
1- Açıklamaları belirsiz, garip, zor ve özlü kelimelerle sınırlıdır.
2- Metodları, ayetleri, hadisleri ve nüzul sebeplerini ayet ayet tefsir etmektir.
3- Aralarında yorum çelişkisi olsa da bu bir çeşit çeşitliliktir, çelişki değil.
4- Ahkam ile ilgili ayetlerde içtihat yaygın değildir.
5- Sözlü aktarım yoluyla tefsir ve açıklama yapılır.
İlk derste ve daha sonraları hocanın bir çok kez bahsettiği bir konu olan "bakmak-görmek-anlamak-anlam küreye girebilmek" ifadelerinden yola çıkarak "tefsir" alanında müfessirlerin yaptığı tefsir metinlerine bakılacak olursa bazı ihtilafların söz konusu olduğu görülüyor. Yapılan okumalar çerçevesinde değerlendirilirse bu ihtilafların sebeplerinin müfessirlerin anlam kürelerinin farklılığından, anlam arayışlarının farklı sonuçlarından ve bazılarının da Kur'an'ı bir bütün olarak ele almayışlarından kaynaklandığını görüyoruz. Bu sebeplerden dolayı da bazı kelimeler farklı anlamlar kazanabiliyor. Yine okumalar ışığında, her insan başta kendi fıtratı olmak üzere bir anlam arayışı içindedir. Anlam küreye girebilmesi için bu anlam arayışını tamamlaması gerekir.
Zaten anlam arayışını tamamlamamış birinin "KUR'AN NEDİR?" sorusuna mantıklı bir cevap vermesi, dolayısıyla Kur'an'ın anlam arayışına girmesi veya bu arayıştan sağlam temelli bir bir sonuca ulaşması beklenemez. Tefsir yaparken en birinci kaynak yine Kur'an'ın kendisidir. Kur'an kendi kendini açıklayabilecek ilahi bir kitaptır. Sağlıklı bir tefsir yapmanın birinci şartı Kur'an'ı bir bütün olarak ele alıp yine kendi bütünlüğü içinde açıklamaktır. Bilakis yaşayan bir Kur'an olan ve yaşantısıyla en önemli tefsir kaynağı olan Peygember efendimiz de başka kaynaklara başvurmadan Kur'an'ı kendi içinde açıklamıştır. Bu özelliğiyle Kur'an dinamikliğini ilk günden beri koruyan ilahi bir tefsir kaynağıdır.
Bu ilkenin bazı somut örnekleri ise tefsir ilmi ile ilgili yakın disiplinlerin bazı temel mevzularının anlatıldığı kitabın sonundaki bölümlerde görülebilir. Özellikle "TefsirHadis Fıkıh Bütünlüğü Haritası", bilginin bütünlüğü ilkesini somutlaştıran çok önemli tablolardır. Yine kitabın sonundaki da "Arap Dili Kurallarının Kullanımı Haritaları", bu bağlamda değerlendirilebilir. Son olarak kitapta işlenen müfessirleri mukayese imkanı sunan ve
düşünceyle eyleme dönüştürmek isteyen bölümdür.
"Kur'anı Kerim'le Karakterimi İnşa
139
doldurulması istenen uygulama haritaları da bilgiyi işleme adına önemli bir kazanım hedeflemektedir.
Sonuç olarak bu kitapta yazar, sadece on beş asır boyunca tefsirde öne çıkan yirmi bir müfessiri ve eserlerini incelemekle kalmayıp, aynı zamanda haritalar aracılığıyla Kur'an'ın tarihi süreç içerisinde hangi dini siyasi kültürel ve sosyal şartlarda yorumlandığını değerlendirmektedir. Yine bu haritalar aracılığıyla kitapta tefsirin diğer ilimlerle birlikte gelişmesi hakkında bilgi edinilmekte ve ilimlerin "bilginin bütünlüğü" yaklaşımıyla nasıl tahsil edildiği tefsir faaliyetleri çerçevesinde görülebilmektedir.
Kitap üzerine çalışma yapacak ilgililerin öncelikle Tefsir Tarihi ve Tefsir Usûlü bilgilerini gözden geçirmelerini ve kitapta geçen kavramların anlam içeriklerine daha iyi nüfuz etmek maksadıyla bir dini terimler sözlüğünden faydalanmalarını öneriyoruz. Ayrıca okuyucular, kitaptaki müfessir ve eserini tanımaya çalışırken dönemin ilmi faaliyetlerine etki eden dini, siyasi, kültürel ve sosyal özellikleri dikkate almak zorundadırlar. Bunun için de yazarın üzerinde önemle durduğu "bilginin bütünlüğü" çerçevesinde Hadis, Fıkıh, Kelam, İslam Tarihi ve İslam Mezhepler Tarihi alanlarındaki çalışmaların ilgili bölümleri mütalaa edilmelidir
Tefsir dersinden bugüne kadar hakkını her ne kadar veremesem de birçok şey öğrendim. Bu görevde benden isten bu mu tam anlamıyla emin değilim ama öğrendiklerimden bahsederken öğrenme sürecimden de bahsetmek isterim ki hem kendimi açıklayabileyim, hem de daha sonra bu dersi alacak arkadaşlar da denk gelirse tecrübe olsun.
Dersimizde birçok konu ve yöntem üzerinde durmamıza karşın en çok Kur'an'ın bizden istediği,oku, düşün, anla, yaşa düstüru ve bakmak-görmek mantığı ile yol aldık. Hocamızın bize göndermiş olduğu mektupla yarıyıl resmen başlamıştı.
Her ne kadar şimdi geriye baktığımda görebiliyor olsam da, aslında bakmak-ve görmek'in ilk aşaması hocamızın bize gönderdiği o mektuptu. Bu dersi hocamızdan alan yaklaşık otuz kişi, hepimiz bu mektuba bakmış ve okumuştuk. Fakat onun bir yol haritası ve adeta muallim-talebe arasında imzasız bir antlaşma olduğunu ben görememiştim. Bu görememenin sonucu ise vizeye kadar çalışılmamış olan dersler, ve belki de bu kadar çabalayan insanlara karşı yaşattığım bir hayal kırıklığına dönüştü. Kendini bildi bileli öğretmeye ve öğretmenliğe ilgili olan bir kişi olarak Hocamızın bizden istediklerini görememiş, ve bunun sonucunda da tıpkı hazırlık senemdeki gibi, alabileceğim verimin en düşüğüne peşinen razı olmuştum.
Giden vizeler ardından pişmanlığın da etkisiyle bunu tersine dönüştürmeye çalışıp kaçırdığım dersleri dinleyerek eksiklerimi tamamlamaya çalıştım. Dersleri dinlerken hocamızın bizden istediklerini de tekrar dinliyordum, ve geç kalmışlık beni çok üzüyordu. Tefsir gibi önemli bir derste yavaş ve sağlam adımlarla yürümenin tadını almaktansa acele öğrenme durumuna düştüm.
En azından küçük sınavların hepsini verememiş olsam da daha sonra kitapları kitaptan okudum, ve yine en iyisi olmasa da verim aldım. Bu dersi almış olmamda en büyük çıkarım, bu kitapları bu vesile ile okumak oldu. Daha sonra kitapları daha geniş ve sınavların olmadığı bir zamanda tekrar tekrar okumayı da kafama not ettim. Eminim ki Allah'ın izniyle, çok daha verim alabilir ve hayatıma birçok güzellik katabilirim.
Kuran nedir, adeta Kuran'a yaklaşma konusunda bir rehber kitaptı. Daha önce böyle tarzda yazılan kitap okumadığım için biraz afalladığımı söylemeliyim. Kur'an'ın Bütünlüğü üzerine de aynı şekilde hem Kur'an'a, hem de onun ışığında hayata bakışıma farklılıklar kattı. Tefsir Tarihi Atlası'na gelecek olursak, onu da vizeler için dolduramamış, ilk başta gereken verimi almamıştım. Ders kayıtlarını izlememin ardından doldurmaya başladım ve tamamlamaya, öğrenmeye çalışıyorum.
Tefsir dersi genel olarak tavrımdaki yanlışlık dolayısı zamanında yetişemediğim, hocamzın çok farklı yerlerden bize görmeyi, anlamayı anlatmaya çalıştığı, elimden geleni yaptığım ve sonrasında yapmaya devam edeceğim öğretici bir dersti.
Nurgül ŞAHİN / 19070203 / 1-D
Benim bu yılki tefsir dersinden öğrendiğim en önemli kavramlar "oku-düşün-anla-yaşa" . Ancak bu kavramları öğrenirsem ve manâsını anlayabilirsem bilgiyi hayata geçirebilirim. Eğer düşünmeden okursam bilgiye nefes veremem. Bakmadan görürsem anlayamam. Anlayamazsam da fiile dönüştüremem, yaşatamam. Ben de yaşamayacak güzel ve doğru olan bir bilginin okunması bana zamandan çok kendimi kaybettirdiğini anladım.
Ne öğrendim den ziyade neyi hayata geçirdim? Okumak öğrencilik sebebiyle zaten bizim işimizdi. Fakat düşünmek daha doğrusu okuduğum şey üzerine düşünmek ve düşüncelerden anlam çıkarmak, anladığımı yaşamak ve yaşatmak benim bu derste kazandığım en değerli bilgiydi. Öte yandan zaten çok önemli çok gerekli bir ders. Dersten de öte bizim dinimizin kitabının nasıl, hangi aşamalarda, hangi sebeplerle hangi ayetlerin indiğini okuduk. Eğer bu derste sayın hocamızın ve yine hocamızın kendi yazdığı kitapların bize aşıladığı "oku-düşün-anla-yaşa" ilkesini Kur'an ayetlerini okurken, hadis okurken, tefsir okurken ve daha nice bilgileri okurken hayata geçirirsek sadece bilgi değil güzel bir hayat kazanırız. Kur'an bize daha ilk ayetinde ne diyor oku diyor. Okumak düşünmeyi, düşünmek anlamayı gerektirir. Yaşamak bize, nefsimize bırakılmış. Yaşamak bize düşüyor, inşallah hak ettiğimiz gibi yaşarız. Hak etmesek bu kadar hakikat önümüze serilmezdi çünkü.
Kur' an Nedir? Kur' an ' ın Bütünlüğü Üzerine, Tefsir Tarihi Atlası. Kitaplar elimde mevcut. Çalışmalarımı kitapların kendisinden yaptım.