Habib Baygın
14952703 (B.Doktor)
Dersten kazanımlarımız
1. Bilginin bütünlüğü ile Kur’ân-ı Kerim’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün rolü açısından Kur’an’ın bütünlüğünün dikkate alınması, yani Kur’an’daki kelimelerin, Kur’ânî cümlelerin, âyetler ve sûrelerin manâ çerçeveleri, kazandıkları yeni manaların kavranması, hep Kur’an’ın bütünü içinde mümkün olduğunu anladım.
2. Usul ilimlerinin bir bütün olarak düşünülmesi ve bu ilimlerin birbirinden ayrılmaz birer unsur olması, Ayrıca bu ilimlerin öğrenilmesinin Kur’an’ Kerîm’i anlamada ne kadar önemli olduğunu öğrendim.
3.Ayetlerin sebeb-i nüzulününü araştırırken başvurabileceğim web sayfalarını öğrendim.
4. Kur’an ve Bağlam adlı kitaptan, Tefsir kitaplarındaki esbâb-ı nüzûl rivâyetleri, had’îs tenkitçilerinin rivâyetlerin tenkidinde kullandıkları senet ve metin tenkidi kurallarının sıkı eleğinden geçirilmesi ve böylece, tefsir kitaplarında kalmaya hakkı olmayan pek çok rivâyetin temizlenmiş olacağı ve Kur’ân’ı Kerîm’deki bir âyeti anlamak için tefsir kitaplarına bakan kimselerin, onlarla karşılaşıp hiçbir esası olmayan haberlerle meşgul olmaktan kurtulacağını öğrendim. Ayrıca Kur’ân’ı Kerîm’in anlaşılmasında esbab-ı nüzûle olan ihtiyaç belirlendikten sonra en önemli merhalenin rivâyetlerin hadîs usûlü açısından tenkide tabi tutulacağını, Böylece bu alandaki birçok problemin hadîs usûlü kriterlerinin esbâb-ı nüzûl rivâyetlerine uygulanması ile aşılabileceğini, en önemlisi esbâb-ı nüzûl,Kur’ân-ı Kerîm’in soyut bir düşünce veya düşünce biçimi olarak kalmadığının,aksine,yaşanmış,yaşanabilir ve yaşanacak,bir hakikat,bir hidayet rehberi olduğunu bilmiş oldum.
5. Kısaca esbâb-ı nüzul hakkında gelen rivâyetleri değerlendirme hususunda önemli bakış açılarını elde etmiş olduk.DERSTEN
KAZANIMLARIMIZ
Muhammet
Ali ÖZER
14922747
DOKTORA
Her dersin mutlaka bizlere
kazandırdığı şeyler olmuştur. Bazılarında bu oran fazla olmakta bazılarında
daha az istifade edilebilmektedir ki bu da işin doğası gereğidir. Bu dersin
bizlere Kur’an’a bakış açımızda önemli katkılar sağladığını özellikle de
esbâb-ı nüzul’ün ehemmiyetini anlama konusunda ufuk açtığını düşünüyorum. “Kur’an
ve Bağlam” kitabının okunması Esbâb-ı Nüzul hakkında doyurucu ve toplu bir
bilginin nerede olduğunu anlamız konusunda faydalı olmuştur. Rivayetlerin
değerlendirilme kıstaslarını belirleme esnasında bilginin bütünlüğü ilkesinin
önemli olduğunu öğrendik. Tek başına tefsir usulünün veya tefsir tarihinin
değerlendirmeleri ışığında karar vermenin doğru olmadığını, diğer ilimlerin tarihi
verilerinden ve usullerinden de yararlanılması gerektiğini anlamış olduk. Bu
sebeple emeği geçen Prof. Dr. Ahmet Nedim SERİNSU hocama teşekkür ederim.
KAZANIMLARIMIZ
Abdulalim DEMİR
Tefsir doktora öğrencisi
Öğrenci No:149 227 50
Allah’ın lutfü ile büyük bir heyecanla başladığım doktora eğitiminin II. dönemindeyim. Her hocamızın dersinden olduğu gibi Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu Hocamızın dersinden azami derecede yararlanmaya çalıştım. Dersten kazandığımı maddeler halinde şöyle sıralaya bilirim.
Hocamızın verdiği ödev sayesinde tefsir, fıkıh ve hadis üsülü kitaplarını okuma fırsatı buldum. Aralarındaki benzerlikleri ve farklılıkları görme imkânına sahip oldum. Okuduklarım sayesinde İslam ilimlerinin bir bütün olduğunu bir şekilde bir birlerinden beslendiklerini gördüm. Her üç alanın kavramlarının kavramlarını müşahede etme ve birbiriyle kıyaslama fırsatı buldum.
Derslerimiz gayet samimi bir ortamda geçti hocamız faydalanalım diye zaman zaman diğer alanlardan örnekler vererek ufkumuzu açtı.
Farklı okumalara bizleri sevk etti. İnternetten faydalanmaız ve daha iyi kullanmamız için kendisinin önerdiği web adresleriyle birlikte bizimden de yararlı internet sayfaları bulup birbirimizle paylaşmayı istedi. Böylece paylaşım duygusunun içimize daha da yerleşmede katkısı oldu. Bilmediğimiz ancak bizim yararımıza çok faydalı olan siteleri inceleme ve faydalanma fırsatı yakaladık.
Hocamızın üç eserini içersinde barındıran Kur’an ve Bağlam isimli eserini okuyup sınıfta hocamızın gözetiminde arkadaşlarla değerlendirme imkanı elde ettik. Böylece tefsirin bel kemiğini oluşturan esbabı nüzul konusunu daha iyi anlama fırsatı yakaladık.
Hocamız dersini anlatırken zaman zaman tahtada grafikler çizerek bilgisayardan kaynak ve slaytlar göstererek bizim dersten azami derecede faydalanmazız için çok gayret sarf etti. Hiçbir dersi ikramsız geçmedi.
Selam ve dualarımla hocama bereketli ve uzun ömürler dilerim.
Faruk ÇELİK
15922721/Doktora
Güz Dönemi/2015
DERSTEN KAZANIMLAR
Dersin işlenme yöntemi öncelikle bir doktora öğrencisine meselelere, olaylara bilimsel, eleştirel bakabilmeyi, dar çerçeveden çıkıp daha geniş açıdan bakabilmeyi kazandırma açısından önem arz etmektedir.
Derste gösterilen çeşitli resim ve görüntüler meselelere farklı açılardan bakabilmeyi, tahmin ettiğimiz sonuçlardan çok farklı sonuçlara ulaşabileceğimizi öğretmiştir.
Ayrıca derste gösterilen slayt programları bilgileri bir fillim şeridi gibi daha anlaşılır kılmakta ve bilgilerin zihinlerde fotoğraflanmasını sağlamaktadır.
Kullanılan sözcük, kavram ve terimlerin nasıl doğru anlaşılması gerektiği hususunda detaylı anlatımlarda bulunulması eğitim ve öğretim formasyonunu geliştirmektedir.
BEŞ ÖDEVİN YORUMU
Bilginin bütünlüğü meselesini ele aldığımız birinci ödev ilimlere, bilgilere bütüncül gözle bakılması gerektiğini ifade eder. Başlangıçta ilimlerin kaynağının tek olduğunu ve daha sonra ihtisaslaşmaların başladığını, dolayısıyla ilimler birbirinden kopuk gibi görünseler de aralarında ilişkinin olduğunu bilmeliyiz.
Bu nedenle tefsir alanında çalışan fıkıh, hadis, siyer, tarih, felsefe gibi diğer ilimlere uzak durmamalıdır. Alanda bulunmaya çalışılan bir bilgi başka alanlarda fıkıhta, hadiste, siyerde ve tarihte de bulunabilir. Bir alanda bulduğumuz bilgiyi başka alanda kontrol ederek güvenirliğini sorgulayabiliriz.
Tefsir, hadis ve fıkıh tarihleri mukayesesini ele aldığımız ikinci ödevde bu bilgilerin kaynağını, doğuşu ve gelişim evrelerini görüyor, adeta tarihi fotoğrafını çekiyoruz. Bu ilimler başlangıçta iç içe bulunurken kitabet ve tedvinden sonra tasnif edilmeye başlanmış, ihtisaslaşma olmuştur. Yalnız ilimlerin ihtisaslaşması, ayrılmasını tam bir ayrılma sayamayız. Zira bu ilimlerin kaynağı Kur’an’ı Kerim ve peygamberimizin hadisleridir. Dolayısıyla aralarında güçlü bir bağ vardır diyebiliriz. Birbirine malzeme verir, desteklerler.
On veb sayfası önerisi başlıklı ödev internet vasıtasıyla bilgilere ulaşmada kolaylık sağlamamaya yöneliktir.
Kur’an ve bağlam kıraati özeti başlıklı dördüncü ödev esbâb-ı nüzul konusunu hemen hemen bütün yönleriyle anlamamıza yöneliktir. Söz konusu kitap dikkatli okunduğunda esbâb-ı nüzul konusunun sistematik ve tedrici bir şekilde ele alınmıştır. Kitapta karşılaştığımız bir sebeb-i nüzul rivayetini nasıl değerlendirmemiz gerektiği, sebep olmada “nass” olup olmadığı, her ayete sebeb-i nüzul aramanın gerekli olup olmadığı, esbâb-ı nüzul rivayetine yeni bir yaklaşımla ele alındığında sahih rivayetlerin, zayıf ve uydurma rivayetlerin tespit edilebileceği gibi hususlarda geniş ve detaylı bilgiler vermektedir.
Ayrıca tarihsellik kavramı başta olmak üzere bazı kavramların tahlilleri yapılıp sonuçlara gidilmesi kavramaların tarihi gelişimi, nasıl anlaşılması gerektiği hususunda araştırmacılara yöntem bilgisi vermektedir.
Beşinci ödev ise ders ve ödevler sonucunda toplam kazanımlarımızın bir arada görmemizi sağlayan bir ödevdir.
Sonuç olarak derse ilk geldiğimiz günden bu güne baktığımızda esbâb-ı nüzul meselesine bakışımız olumlu yönde değişmiş, bize daha bilimsel, tutarlı bir bakış açısı kazandırmıştır.
DERSTEN KAZANIMLAR 13.12.2015
DERSTEN KAZANIMLARIMIZ
İdris Sami Sümer
14922749
DOKTORA
Öğrenme, varlığın müşterek
ibadetidir. Sonradan var edilen bütün alem, ezeli ve ebedi yaratıcının sonsuz
ilminden bir pay alma yarışındadır. Bitkiler filiz sürmeyi, yaprak açmayı ve
meyve vermeyi öğrenir, hayvanlar avlanmayı, av olmamayı, yavrulamayı öğrenir. Insan,
varlık hiyerarşisinde konumuna uygun daha üst düzey bilgilerin peşinde koşar. Bütün
bu öğrenme faaliyetleri sonucunda her bilenin üstünde bir bilen var ilkesi gereğince
ilimden nasiplerimizi ve rızkımızı alırız. Şüphesiz bütün öğrenme faaliyetinin
amacı mutlak alim olan Allah’ın ilminden istifade etmektir. Zira onun ilmi
herşeyi kuşatmıştır ve hiçbir şey onun ilmi dışında meydana gelmez. Bize öğrenmemiz
içim akıl, duygu ve kuvvet veren Allahımıza binlerce kere müteşekkiriz.
Dersten kazanımlarımıza
gelince. Kur’an-ı Kerim’de Necm süresinde Allah Teala peygambere vahyi getiren
ve öğreten Cebaril‘den bahsederken O’nun kuvvetli akıl ve ilim sahibi bir
öğretmen olduğundan bahseder.
İslam ilim ve eylem dinidir. Bundan
dolayı bizim kültürümüzde ‚bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum‘
deyişi itiraz görmemiştir.
Uzun yıllar emek harcayarak
elde ettiği bilgi ve tecrübelerini severek bizimle paylaşan, talebelerine karşı
müşfik ve ikramkar davranan değerli hocamız Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu’dan bu
ders vesilesiyle bilginin bütünlüğü ve olayları birleştirerek okuma konusunda
değerli bilgiler elde ettik. Değerli hocamıza verdiği emeklerden dolayı
teşekkür eder, Allah’tan kendisine sıhhat, afiyet ve başarılarının devamını
vermesini dilerim. Dualarımızda unutmayacağımızı bildirir saygılarımı sunarım.
NİZAMETTİN BAYRAKCI
ÖĞRENCİ NO:15922718
2015-2016 GÜZ DÖNEMİ
DOKTORA ÖĞRENCİSİ
ESBÂB-
NUZÜL I
DERSTEN
KAZANIMLARIMIZ BEŞ ÖDEVE YORUM
Kurân-ı Kerim öyle bir kitaptır ki ayetler içerisinden bir ayeti
cımbızla çeker alır da konulara bütüncül bir bakış açısıyla, Kur’ân bütünlüğü
bağlamında ele almazsak yanılırız, doğru bir neticeye varamayız. Aynı durum
İslami ilimler içinde geçerlidir. Bir konu çalışılırken, o konunun tefsir fıkıh hadis vb ilimlerin
kapsamına giren kısımları olabilir. Bilginin bütünlüğü bu açıdan önemlidir. Doğru
neticelere ulaşmak için meselelere bütüncül bakmamız lazım. Bundan dolayı hocamız derslerde bizlere,
hadiselere “bakmak-görmek-anlamak-anlam küresine girmek” penceresinden
değerlendirmemiz gerektiğini sürekli hatırlatmıştır.
Fıkıh, tefsir, hadis tarihi ile ilgili eserleri incelerken de
gördüğümüz husus, İslami ilimlerin birbirlerinin ortak konuları, ortak
kavramları oldugunu gördük. Örneğin muhkem ve müteşabih kavramları hem fıkıh
hem de tefsir ilminin konu ve kavramlarıdır. İlmi münazara yapabilmemiz için de
kavramların tarihini iyi bilmemiz lazım. Ayrıca kavramlardan ne anladığımızı,
ne kastettiğimizi belirtmemiz gerekir. Çünkü kelimeler yaşayan nesnelerdir,
kavramın da tarihi olur, zamana ve mekâna göre kavramın tarifi değişebilir ve
kavramın tarifinde yanılabiliriz. Ayrıca batıda ortaya çıkan kavramları bizim
kültürümüze taşırken geçirmiş oldukları süreci bilip öyle taşımalıyız. Kendi
kültürümüzün kavramlarını kullanmalıyız. (israf-savurganlık)
Çok tanınan, okunan, etkisi büyük âlimlere baktığımızda çok yönlü
oldukları, birçok alanda kendilerini yetiştirdiklerini, komple âlim olduklarını
görüyoruz. Elmalı Hamdi Yazır dirayet tefsiri yazmasın yanında aynı zamanda iyi
bir filozoftur. Ancak günümüzde birçok alanda yetkin olmak yerine bir branş da
uzmanlaşma, ihtisaslaşma söz konusudur. Bundan dolayı daha büyük projeleri
yürütebilmek için de ekip çalışmalarına ihtiyaç vardır. Günümüzde ancak başarı
bu şekilde gelir. Ayrıca günümüz de disiplinleri birbirine yaklaştıracak
çalışmalar yapılmalıdır. Esbab-ı nüzul rivayetlerinin sebeb olmada nas
olanlarını ayırt etmede de tıpkı hadis
usulü ilminin, hadislere uygulanması gibi tefsir rivayetlerine de uygulanmalı
ve böylece sahih tefsir bilgileri tespit edilmelidir. Buraya kadar izah etmeye
çalıştığımız hususlar bu dersten kazanımlarımızdır.
Burada şunu da belirtmek
istiyorum. Hocamızın Müslümanların bugünkü durumlarına çok üzülmesi, İslam
âleminin içinde bulundukları bu sıkıntılı süreçten tek çıkış yolunun barış olduğunu
sık sık dile getirmesi de çok isabetli bir tespittir. Hocamızın özünde ve
sözünde samimi oluşu da bizim için güzel bir örnektir. Hocamızdan ve bu dersten
en son olarak insanları ön yargılarla değerlendirmemek gerektiğini anlattığı hayat
hikâyelerinden ve büyük hayat tecrübesinden öğrenmiş olduk. Kendisine öğrenci
olduğum için bahtiyarlığımı birkez daha belirterek saygı ve hürmetlerimi sunar,
teşekkür ederim.
Hikmet MAVİYILDIZ
14922748
Doktora – 2015 Güz Dönemi
NE KAZANDIK?
2015 Güz dönemi, yaklaşık 15 haftalık bir süreç içerisinde, Prof. Dr. Ahmet Nedim SERİNSU’nun rehberliğinde Esbab-ı Nüzul dersini işledik. Ders sürecinde bazı yükümlülüklerimiz de mevcuttu. Bunların en başında, Prof. Dr. Ahmet Nedim SERİNSU’nun kaleme almış olduğu ve üç kitaptan oluşan “Kur’an ve Bağlam” isimli eserinin kademeli olarak derinlemesine okunması ve tahkik edilmesi geliyordu. Bunun yanı sıra, yazılı ödevlerimiz de bulunmaktaydı. Bunlar sırasıyla: bilginin bütünlüğü, mukayeseli tarihler/usuller kıraati hülasası, on web sayfası önerisi, Kur’an ve Bağlam kitabının hülasası ile esbab-ı nüzul hakkında üçer adet kitap ve makale adı ve son olarak da bu dersten aldığımız kazanımlarımızdı.
Esbab-ı Nüzul dersinde fikirlerin genellikle etrafında örgülendiği, çoğu mevzunun dönüp, dolaşıp geldiği duraklardan birisi “bilginin bütünlüğü” idi. Zira hicri ikinci asırda müstakilen ele alınan Kur’an ilimlerinin temeli Allah Rasulü ve sahabeye dayanıyordu. Haliyle bütün bu ilimlerin çıkış noktası Kur’an-ı Kerim’in nüzul süreciydi. Bu da bize; her ne kadar bu ilimler parçalanarak müstakil hale gelse de, birbirlerinden bağımsız olamayacağını göstermektedir. Hz. Peygamberin dönemi, tarih çizgisi üzerinde bir noktadan ibarettir. Kur’an ilimlerin zamana yayılarak, daire daire etrafında halkalandığı noktadır o dönem. Esasen bu yaklaşım bize, bir müfessirde ya da âlimde olması gereken donanımı da fark ettirmektedir. Diğer bir deyişle, bir âlimin sahip olması gerektiği aile ortamı, çevre, karakter, eğitim sürecini ve bilgi donanımına dikkatimizi çekmektedir.
İlimlere bütüncül yaklaşabilen âlimin yetişmesi, yukarıda bahsedilen süreçlere bağlıdır. İlmi geleneğe sahip bir aileden gelmesi, kaliteli hocalar elinde yetişmesi, mazbut bir çevrede yaşaması onun kişiliğinin oluşmasında önemli bir rol oynayabilecektir. Diğer yandan, Kur’an-ı Kerim’i ve ana ilimler ile temel ilimlere ait metinleri ezberlemesi; bilgiyi kullanabilmesi, dönüştürebilmesi ve yorumlayabilmesi ile birlikte farklı disiplinlerde derinleşerek donanımını artırması onun bir âlim ya da müfessir olarak tebarüz etmesine olanak sağlayabilecektir. Zira böyle bir süreç; âlim, müfessir, fakih ya da muallimin yetişmesini netice verebilecektir.
Öte yandan derste konuların dönüp, dolaşıp geldiği duraklardan birisi de “bakmak ve görmek, anlamak, yorumlamak” kavramlarıydı. Bu da bize, Kur’an’ın nüzul sürecine, ilimlerin bütünlüğüne yeni ve farklı bir bakışla bakmamız gerektiğini salık vermektedir.
Yukarıda teorik olarak sözü edilen konuların pratiğini, bu ders sürecinde gerek ödevler ve gerekse ders saatlerinde müzakereli olarak işlediğimiz Kur’an ve Bağlam eseriyle yapma imkânı bulduk. Esasen ödevlerimiz aşamalı olarak, esbab-ı nüzule bakışımızı, anlayışımızı ve yorumlayışımızı bilginin bütünlüğü çerçevesinde ele almamızı sağlıyordu.
İlk olarak hazırladığımız “Bilginin Bütünlüğü” ödevleri ile bir farkındalık oluşması sağlandı. Zira öncelikle kendimize “Nedir bilginin bütünlüğü?” sorusunu soruyor ve cevabını bulmaya çalışıyorduk. Dolayısıyla sonraki adımlar için zihinler hazır hale geliyor, bir bakma ve görme eylemi gerçekleşiyordu.
Sonraki aşama ise bilgi kaynaklarına ulaşma idi. Bu nedenle araştırma ufkuna numune olarak, ışık tutma mahiyetinde bilimsel alışmalarda kullanılabilecek web sayfalarını araştırdık. Bir anlamda “anlama” eylemiydi bu. Bütüncül bir bilgiye nasıl ulaşabilir, nerelerden faydalanabilir ve ne anlayabilirdik?
“Bilginin bütünlüğü” konusunda olgunlaşacağımız safha “ilimlerin mütalaası” safhasıydı. Zira bu safha “yorulama” yani üretme dönemiydi. Baştan beri ifade ettiğimiz tek kaynaktan çıkan tefsir, hadis, fıkıh ilimlerini dağıldıkları ve derinleştikleri yerlerden araştırıyor, anlamaya çalışıyorduk. Bu ameliyeyi yaparken hepsine bütüncül olarak bakıyorduk. Son olarak da bu ilimleri mütalaa ederek, yorumluyorduk. Neticede çıktıkları tek kaynağı, dağılmalarını ve tekrar esasta birleştiklerini görüyorduk.
Bu çerçevede kazanılan bu deneyim ile spesifik olarak esbab-ı nüzule eğilebilirdik artık. Tefsire esbab-ı nüzul bağlamında bütüncül bir bakış ile bakabilirdik. Esbab-ı nüzulün yeniden değerlendirilmesi temelinde farklı bir yaklaşım sergileyebilirdik.
Yukarıda çerçevesi verilen fikir örgüsü içerisinde esbab-ı nüzule bakabiliriz. Esbab-ı nüzul bilgisi Kur’an-ı Kerim’in nüzul ortamının asli unsuru olması münasebetiyle Kur’an’ın anlaşılmasında gerekli bir bilgi türüdür. Bu bilginin tek kaynağı ise sahabe olması ve şimdiye kadar bu konudaki malumatın nakledilmesinden öteye gidilemeyişi, esbab-ı nüzule yeni yaklaşım prensiplerine olan ihtiyacı ortaya koymuştur. Bu bağlamda, Prof. Dr. Ahmet Nedim SERİNSU’nun “Kur’an ve Bağlam” isimli eserinde esbab-ı nüzulün değerlendirilmesinde yeni ilkeler ortaya konmuştur. Böylelikle esbab-ı nüzul bilgisinin Kur’an’ın anlaşılmasındaki öneminin yanı sıra bu bilgiye ait rivayetlerin hadis metodolojisi açısından tenkite tabi tutularak tasnif edilmesi ve rivayet kalıplarının değerlendirmesi yeniden ele alınmıştır. Hatta, esbab-ı nüzule gerek bu prensipler ışığında ve gerekse bütüncül bir yaklaşımla spesifik uygulamalı çalışma, “Sa’lebe Kıssası” ile yine bu eserde ortaya konmuştur.
Sonuç olarak; bu dersimizde öncelikle bütüncül yaklaşımın ve farklı bakış açılarının yakalanmasının önemine dönem boyunca vurgu yapılmıştır. Temel olarak da, dersin amacına müteallik esbab-ı nüzule yeni yaklaşım ilkelerinin içselleştirilmesi bağlamında çok önemli tecrübe kazanımı olmuştur.
Dersten Kazanımlarım
1. Kur’ân-ı Kerim’in
anlaşılmasında bilginin bütünlüğü derken, farklı bakış açıları
sağlayabilen bilgi bütünlüğü, özellikle İslami ilimlerde ve Kur’an’ının koyduğu
kurallar ve birçok şeye dair daha sağlam ve verimli bir bilgiyi
elde etmemize vesile olur. Özellikle, Kur’an’daki kelimelerin, Kur’ânî
cümlelerin, âyetler ve sûrelerin manâ çerçeveleri, kazandıkları yeni manaların
kavranması, hep Kur’an’ın bütünü içinde mümkündür.
2. Usul ilimlerinin bir bütün olarak
düşünülmek ve bu ilimlerin birbirinden ayrılmaz birer unsur olduğundan
bu ilimlerin öğrenilmesi Kur’an’ Kerîm’i anlamada çok önemli olduğunu anladım.
3.Ayetlerin sebeb-i nüzulününü araştırırken
başvurabileceğimiz kaynaklar ve web sayfalarını paylaşılması bundan sonraki
araştırmalarımızda herkese çok faydası olur kanaatındayım. Aynan bunun gibi
çalışmalar tefsir araştırmalarının türlü yönlerinde de ortak yapılması hem zaman
kazandırır, hem de işimizi kolaylaştırır ve çabamızı başka ihmal ettiğimiz yönlere de
ayırmamızı sağlar inşaallah.
4. Kur'an ve bağlam hususunda, Kur'an'ın
anlaşılmasında esbabî-Nüzulun ehemmiyetinin çok büyük olduğunu anladım.
Özelikle Kur'an'ı Kerim'in indiği dönemden haberdar olmak, o dönemde meydana
gelen olayları, sorulan sorular ve bunlara karşı bir cevap mahiyetinde inen
ayetleri bilmek Kur'an'ın anlaşılması için çok önemlidir. Hz. Peygamber'in
ayetlerle ilgili beyanları ve sahabelerin müşahedeleri de Kur'an'ı anlamak
açısından çok önemli olduğunu vurgulamak gerekir. Ve bu konuda
yazılan eserleri ve makaleleri tesbit etmek ve onlardan yaralanmak
açısından önemin çok olduğunu belirtmek gerekir.
5. Özellikle,
tarihsellik konusunu başındaki KAVRAM ve onun özellikleri meselesi benim
için çok istifadeli oldu. Çünkü ilk başta felsefi kavramın bu kadar detaylı
anlatımının münasebetini kuramadım. Sonra kavramın hususiyetlerini anlayınca, bu
sadece mesele ile ilgili değil, belki çok anlaşılmazlıkların (özellikle İslam
dünyasındaki münakaşalarının) çözümü olduğu kanaat’ına geldim. Mesela, önceleri
ben bir bahis konusunda kendi fikrimi savunmaya çabalarken, onun yerine (şimdi)
kullandığım kavramı izah etmekle sorun çözüldüğünü defalarca tecrübe
ettim. Hocam, Allah sizden ebeden razı olsun... Amin. Teşekkürler…
الاسم واللقب : عبدالحافظ الحاج
رقم طالب : 14914724
القسم : التفسير
بسم الله الرحمن الرحيم
الحمد لله الذي خلّص قلوب عباده المتقين من ظُلْم الشهوات ، وأخلص عقولهم عن ظُلَم الشبهات
أحمده حمد من رأى آيات قدرته الباهرة ، وبراهين عظمته القاهرة ، وأشكره شكر من اعترف بمجده وكماله
واغترف من بحر جوده وأفضاله وأشهد أن لا إله إلا الله فاطرالأرضين والسماوات ، شهادة تقود قائلها إلى الجنات
وأشهد أن سيدنا محمدا عبده ورسوله ، وحبيبه وخليله ، والمبعوث إلى كافة البريات ،بالآيات المعجزات
والمنعوت بأشرف الخلال الزاكيا تصلى الله عليه وعلى آله الأئمة الهداة ، وأصحابه الفضلاء الثقات
وعلى أتباعهم بإحسان ، وسلم كثيرا
أما بعد :
فإن اصدق الحديث كتاب الله ، وأحسن الهدي هدي محمد صلى الله عليه وسلم ،وشر الأمور محدثاتها،
وكل محدثة بدعة ، وكل بدعة ضلالة ، وكل ضلالة في النار
ــــ أعاذنا الله وإياكم من النار ــــ
وبعـد :
الســـــــلآم عليكم و رحمــــة الله وبركآته
تحية طيبة
شكرا لك استاذي لجهودك وعطاءك اللامحدودين
آملين من الله العلي القديربالنجاح في سبيل الهدف الذي نسعى له جميعا النجاح في
طلب العلم
وعبارات الشكر لاتفيك حقك ولكن ندعوا الله العلي القدير أن يكلل جهودك بالنجاح
وان يجعل كل ماتقوم به في ميزان حسناتك
ونسأل الله لك التوفيق والنجاح والتميز
قال صلي الله عليه وسلم
(لا يشكر الله من لا يشكر الناس )
بما اخذنا بهذا الكورس من خلال الدرس (رويات التفاسير على كتب الاحاديث) من كتاب " الصحيح البخاري " سوف اختصر لجنابكم المحترم بشكل نقاط . وهي
1- تفسير الايات ال عمران وبعض الايات من سورة النساء من كتاب" صحيح البخاري " وكيفة نقل رويات الصحابة حوله هذه الايات .
2- كفية نزول الايات كريمة من سورة ال عمران على قلب النبي محمد صلى الله علية وسلم .
3- إتباعه أسلوب التسلسل الزمني في إيراد الأحداث من جهه ,ومن جهه اخرى اختلاف اهل المكة والمدينة واهل الكوفة حوله هذا الايات (الاية 94 ----97) من سورة النساء.
4- تقيم سبب النزول الايات كريمة من حيث النزول بصورة مباشرة ام غير مباشر .
5- شرح وتصحيح بعض الكلمات العربية من كتب : تفسير الفتح الباري , وتفسير ابن الحجر, وكتاب الصريح, وكتاب الاتقان مع اعطاء حق الترجمة لكل كلمة في هذا كتب .
الاسم واللقب : عبدالحافظ الحاج
رقم طالب : 14914724
القسم : التفسير
بسم الله الرحمن الرحيم
الحمد لله الذي خلّص قلوب عباده المتقين من ظُلْم الشهوات ، وأخلص عقولهم عن ظُلَم الشبهات
أحمده حمد من رأى آيات قدرته الباهرة ، وبراهين عظمته القاهرة ، وأشكره شكر من اعترف بمجده وكماله
واغترف من بحر جوده وأفضاله وأشهد أن لا إله إلا الله فاطرالأرضين والسماوات ، شهادة تقود قائلها إلى الجنات
وأشهد أن سيدنا محمدا عبده ورسوله ، وحبيبه وخليله ، والمبعوث إلى كافة البريات ،بالآيات المعجزات
والمنعوت بأشرف الخلال الزاكيا تصلى الله عليه وعلى آله الأئمة الهداة ، وأصحابه الفضلاء الثقات
وعلى أتباعهم بإحسان ، وسلم كثيرا
أما بعد :
فإن اصدق الحديث كتاب الله ، وأحسن الهدي هدي محمد صلى الله عليه وسلم ،وشر الأمور محدثاتها،
وكل محدثة بدعة ، وكل بدعة ضلالة ، وكل ضلالة في النار
ــــ أعاذنا الله وإياكم من النار ــــ
وبعـد :
الســـــــلآم عليكم و رحمــــة الله وبركآته
تحية طيبة
شكرا لك استاذي لجهودك وعطاءك اللامحدودين
آملين من الله العلي القديربالنجاح في سبيل الهدف الذي نسعى له جميعا النجاح في
طلب العلم
وعبارات الشكر لاتفيك حقك ولكن ندعوا الله العلي القدير أن يكلل جهودك بالنجاح
وان يجعل كل ماتقوم به في ميزان حسناتك
ونسأل الله لك التوفيق والنجاح والتميز
قال صلي الله عليه وسلم
(لا يشكر الله من لا يشكر الناس )
بما اخذنا بهذا الكورس من خلال الدرس (رويات التفاسير على كتب الاحاديث) من كتاب " الصحيح البخاري " سوف اختصر لجنابكم المحترم بشكل نقاط . وهي
1- تفسير الايات ال عمران وبعض الايات من سورة النساء من كتاب" صحيح البخاري " وكيفة نقل رويات الصحابة حوله هذه الايات .
2- كفية نزول الايات كريمة من سورة ال عمران على قلب النبي محمد صلى الله علية وسلم .
3- إتباعه أسلوب التسلسل الزمني في إيراد الأحداث من جهه ,ومن جهه اخرى اختلاف اهل المكة والمدينة واهل الكوفة حوله هذا الايات (الاية 94 ----97) من سورة النساء.
4- تقيم سبب النزول الايات كريمة من حيث النزول بصورة مباشرة ام غير مباشر .
5- شرح وتصحيح بعض الكلمات العربية من كتب : تفسير الفتح الباري , وتفسير ابن الحجر, وكتاب الصريح, وكتاب الاتقان مع اعطاء حق الترجمة لكل كلمة في هذا كتب .
الاسم واللقب : عبدالحافظ الحاج
رقم طالب : 14914724
القسم : التفسير
بسم الله الرحمن الرحيم
الحمد لله الذي خلّص قلوب عباده المتقين من ظُلْم الشهوات ، وأخلص عقولهم عن ظُلَم الشبهات
أحمده حمد من رأى آيات قدرته الباهرة ، وبراهين عظمته القاهرة ، وأشكره شكر من اعترف بمجده وكماله
واغترف من بحر جوده وأفضاله وأشهد أن لا إله إلا الله فاطرالأرضين والسماوات ، شهادة تقود قائلها إلى الجنات
وأشهد أن سيدنا محمدا عبده ورسوله ، وحبيبه وخليله ، والمبعوث إلى كافة البريات ،بالآيات المعجزات
والمنعوت بأشرف الخلال الزاكيا تصلى الله عليه وعلى آله الأئمة الهداة ، وأصحابه الفضلاء الثقات
وعلى أتباعهم بإحسان ، وسلم كثيرا
أما بعد :
فإن اصدق الحديث كتاب الله ، وأحسن الهدي هدي محمد صلى الله عليه وسلم ،وشر الأمور محدثاتها،
وكل محدثة بدعة ، وكل بدعة ضلالة ، وكل ضلالة في النار
ــــ أعاذنا الله وإياكم من النار ــــ
وبعـد :
الســـــــلآم عليكم و رحمــــة الله وبركآته
تحية طيبة
شكرا لك استاذي لجهودك وعطاءك اللامحدودين
آملين من الله العلي القديربالنجاح في سبيل الهدف الذي نسعى له جميعا النجاح في
طلب العلم
وعبارات الشكر لاتفيك حقك ولكن ندعوا الله العلي القدير أن يكلل جهودك بالنجاح
وان يجعل كل ماتقوم به في ميزان حسناتك
ونسأل الله لك التوفيق والنجاح والتميز
قال صلي الله عليه وسلم
(لا يشكر الله من لا يشكر الناس )
بما اخذنا بهذا الكورس من خلال الدرس (رويات التفاسير على كتب الاحاديث) من كتاب " الصحيح البخاري " سوف اختصر لجنابكم المحترم بشكل نقاط . وهي
1- تفسير الايات ال عمران وبعض الايات من سورة النساء من كتاب" صحيح البخاري " وكيفة نقل رويات الصحابة حوله هذه الايات .
2- كفية نزول الايات كريمة من سورة ال عمران على قلب النبي محمد صلى الله علية وسلم .
3- إتباعه أسلوب التسلسل الزمني في إيراد الأحداث من جهه ,ومن جهه اخرى اختلاف اهل المكة والمدينة واهل الكوفة حوله هذا الايات (الاية 94 ----97) من سورة النساء.
4- تقيم سبب النزول الايات كريمة من حيث النزول بصورة مباشرة ام غير مباشر .
5- شرح وتصحيح بعض الكلمات العربية من كتب : تفسير الفتح الباري , وتفسير ابن الحجر, وكتاب الصريح, وكتاب الاتقان مع اعطاء حق الترجمة لكل كلمة في هذا كتب .
İSİM:
ÜZEYİR TÜZER Öğrenci no:15912736 Yüksek Lisans
Prof. Dr .Ahmed Nedim Serinsu hocamın
derslerinde öncelikle İmam Buhari(h.285) gibi büyük bir zatın hayatı ve onun
Kitabu’t-Tefsir bölümü hakkında bilgim oldu. Kitabu’t-Tefsirde sebebi nüzul
rivayetleri ve bu rivayetlerdeki sahabinin bir insan olarak değerledirmesi,
olayları yorumla şekli gibi tutumlarını görme fırsatı yakaladım.
On makale bulma ödevinde, bir çalışma
esnasında hangi sitelerden yararlanabileceğimi, literatür kaynak taramanın
önemini idrak ettim
Tefsir, Hadis ve Teşri’ tarihlerini
karşılaştırmalı olarak okuyarak bunlar arasındaki ilişkiyi ve bu ilimlerin
gelişim süreçlerini ve buradaki faktörleri görme imkanım oldu.
Bilginin bütünlüğü ödevinde, bir bilgiyi
tek olarak değil bir bütün olarak almam gerektiğini, bakma ve görmek arasındaki
farkı, olayları tarihsel bağlamından koparmadan ele alınamayacağını idrak
ettim. Daha önce bu bağlamı hiç dikkate almazdım. Sizin sayenizde
tarihselciliğe farklı bakabilmeyi öğrendim. Daha önceleri tarihselcilik
hakkında okuduğum şeyler bende ön yargılar oluşturmuştu. Fakat özellikle kuran
ve bağlam kitabından sonra bunun aslında yanlış olduğunu, bunun bize
faydalı yönlerinin de olabileceğini fark ettim.
Adap ve talim ödevinde de aslında
vusula ancak düzgün bir usul ile ulaşılabileceğini gördüm. Adap, bir yöntem
yoksa sonuca ulaşma zordur.
Tefsir II dersi
Ödev Konusu : Evrensellik ve Toplumsal Yasalar
Tanju Tatlı (15952601)
EVRENSELLİK VE GEREKLİLİKLERİ
Din insana doğrudan hitap ederek bireyi muhatap alır. Yaşayan bir organizma olan toplum da, insanın oluşturduğu bir yapı olarak, dinin beklediği değerler ile inşa edilebilmelidir. Ancak, bu cümle bir çok farklı şekilde yorumlanabilir. Bu da doğaldır. Burada bizlere düşen sorumluluk, nihai ve evrensel olduğuna inandığımız ve tecrübe edilen (deneysel) yaklaşım ile içselleştirmemiz gereken dinin (değerlerin) evrensel boyutunu olgular ile anlamaya ve yaşatmaya çalışmaktır.
Maalesef bugün yaşanan sorunların temelinde de evrensel algıdan çok uzak olmak yatıyor. Başka ifade ile sorunlar, çatışmalar, yerel algıların tahakkümü, otoriterlik, dinin ideoloji haline getirilmesi de karşılıklı olarak evrensellik kavramını unutturuyor.
Bu bağlamda evrensel olanın aynı zamanda çoğulcu olmak durumunda olduğunu ifade ederek devam etmek istiyorum. Keza İslam fıtrat dinidir. İnsanın özü ile aklı ile çelişen bir durum, İslam için geçerli değildir. Bu noktada aklı aşmak ile aklın dışında olmak durumları arasındaki farkın altını çizmek isterim.
Kur’an Nedir isimli kitabında Ahmet Nedim Serinsu, Ankebut Suresi 69. ayette geçen “Subulena (yollarımız) ” kelimesi hakkında “Her insanın Allah yolunda varoluşunu gerçekleştirmesindeki farklılığa işaret edilmiş ‘sebilena, (yolumuz)’ tekil sözcüğü yerine ‘ subulena (yollarımız)’ çoğul sözcüğü kullanılmıştır. Bu sebeple vahiyle hayatı anlamlandırmanın tek şekli yoktur. Müslüman kültüründe fıkıh ve kelam ekollerini bu bağlamda okumak yerinde olur.” [1] diye ifade etmiştir.
Herhangi bir bilgi ya da alimin, kişinin, liderin, beşeri bilginin tekelleştirilmesi ve mutlaklaştırılması, uzun yüzyıllar sürebilecek şekilde bilginin dondurulmasına sebep olabilmekte, gelecek felaketlere kapı aralamaktadır.
Bu nedenle yine evrensel yasalara baktığımızda, Kur’an’ın hem geldiği yüzyıl hem şimdi hem de gelecek için insan ve toplum adına geçerli olan yasalar ortaya koyduğunu görürüz.
Öncelikle toplum ve bilginin dondurulması ve değişimi engelleyen dolayısıyla düşünmekten alıkoyan “bilgi bazı kişilere aittir, sadece onları taklit etmek gerekir” yaklaşımını reddederek bilginin, değerin, dolayısıyla Kur-an’ın da muhatabının tüm insanlar olduğunu düşünüyorum. Düşünmeye, üretmeye ve aktif olmaya çağıran Kitap, insanlara “Bilenler ile bilmeyenlerin bir olmayacağını hatırlatır.” (Zumer suresi 9. Ayet) ve “Bilmediğiniz şeyin peşinden gitmeyin” (İsra suresi 36. Ayet) uyarısında bulunur. Naçizane anladığım, insanın kendi tutumu, fikri olması gerektiği ve bu çerçevede yaşamını anlamlandırması gerektiği şeklindedir. Kur’an insanın bilinç ile sağlam veriler ile ilerlemesi ve konuşmasını ister.
Bahsettiğimiz gibi evrensellik, çoğulculuk ve otorite konularında yol gösterecek şekilde Yusuf Suresi’ndeki “Her bilenin üzerinde bir bilen vardır” ayeti, bilginin kimsenin tekelinde olmayacağını göstermektedir. İlimde otorite olmaz.[2] Zumer Suresi 18. ayetteki “ Onlar ki sözü dinler de en güzeline uyarlar. İşte bunlardır Allah’ın klavuzladıkları; işte bunlardır akıl ve gönül sahipleri.” bilgi ile baktığımızda, okuma, araştırma, en güzel sözü bulma gayretinin teşvik edildiği, tekil kaynakların reddedildiğini anlamaktayım.
Bilgiyi kullanmak, yaşadığımız zamana uygun şekilde evrensel değer inşa edebilmek, sonsuz anlam arayışımızda yolumuzu, birey oluşumuzu kaybetmemek için, bu evrensel yasaların çok değerli olduğunu düşünüyorum.
Din anlayarak, bir bütünün parçaları olan farklı bilimsel yaklaşım ve olgulardan destek alarak yaşatılabilir. Aksi halde günlük çıkarlar, parçalanmalar, gruplaşmalar ve bunların üzerinden yıkımlar egemen olabilmektedir.
Rum Suresi 31-32. ayetler de “Dinlerini parça parça eden insanlar gibi olmayın. Her fırka kendinde olanlar ile böbürlenmektedir.” ifade edilen yaklaşıma nasıl da ihtiyaç var ve ikinci kısımda net olarak ortaya konan böbürlenmenin “ben biliyorum,onlar ne anlar” cehaletinin nelere yol açtığını görmek ne büyük ıstırap.
Bu yaklaşımların ileri halleri karşıdakinin inancını sorgulamak, dahası kabul etmemektir ve hatta dahası büyük problemlere yol açmaktadır.
Farklılıkların tahakküm olarak yaşanması ve algılanmasının büyük zararları var. Oysa farklılıklar tahakküm kurmamalı ve başkasına karşı saygı dairesi içerisinde tüm farklılıklar bir rahmet tecellisi, zenginlik olarak görülmelidir. Bu noktada aklıma gelen Sayın Ali Bardakoğlu’nun bir konuşmasında geçmiş olan ve günümüzde önemli olan bir kavram hakkında sarfetmiş olduğu sözleri burada ifade etmek isterim : “Siyasal hayatta çoğulculuk ve yarış, hoşgörü ve demokrasi kültürünün olmazsa olmazıdır; dini düşüncede çok seslilik rahmet sayılır.” (Ali Bardakoğlu (15 Mart 2014, Ankara’da İlahiyat Akademisinde Konuşma )
Peki nedir bu zenginlik ya da rahmeti hissetmemizin önündeki engeller. Burada maalesef toplumsal olarak çoğulcu, eşitlikçi, adalete dayalı, demokratik yaklaşımları faal hale geçiremiyor oluşumuz ve sevgi, merhamet ve üreterek paylaşımı gerçekleştiremememiz ön plana çıkıyor. Bunun yanında din dilinin siyasallaştırılması, siyasal dilin de maalesef dini kavramlardan beslendirilmesi büyük sorunları, tarih algısında yıkımları beraberinde getiriyor.
Aklı, gönlü, vahyi ve sevgiyi hep beraber etkin kılabilmek gerekiyor. İnsan kavramından devam edecek olursak, iki unsur insanı insan ve dolayısıyla eşref- i mahlukat yapıyor. Sorumluluk ve aklını kullanabilmesi, irade ortaya koyabilerek marufa yönelebilmesi... Bu nedenle aklı, sosyolojik düşünmeyi, toplumları ve gelişmeleri daha yakından inceleyebilmeli ve bütüne bakabilme yaklaşımını güçlendirmemiz gerekiyor. Bu noktada, “Aklını kullanmayanlar pislik içinde kalır” ayeti insanlığa verilen akıl mirasının önemini ortaya koyuyor. Akletmek, Kuran’da defalarca ifade ediliyor.
Bu noktada, nasıl beşeri dini algılar adına mutlaklaştırmalar zarar veriyorsa akıl adına mutlaklaştırmaların da zararlı olabildiğinin altını çizmek isterim. Bilim mütevazılığı ve sürekli öğrenmeyi temel alan bir yaklaşımdır.
İnsan iradesi ve sorumluluktan bahsettik. Bu noktada çok önemli bir yasa da, insanın, toplumların değişimi konusunda, değişim ve iyiye doğru yönelmesi hakkında. Doğa yasaları gibi toplumsal yasalar da var ve bunlar aşamalar ile kendini gösterir. Doğa karşısındaki tutumda da toplumun hali, mutluluğu, refahı konusunda da insan iradesi etkindir. Doğayı katletmeden gelişmek de yok ederek gelişmek de mümkündür ve sonuç, bir deprem, sel gibi doğa yasasında olan durumlarda kendini gösterir. Toplum ile ilgili durumlarda da, insan ve toplum bilinçle, uzun vadeli düşünerek hareket etmelidir. Rad Suresi 11. ayetin değişimin ne şekilde olacağı hakkında evrensel bir yasa ile insan ve toplum sorumluluğuna işaret ettiğini düşünmekteyiz. “Kuşkusuz Allah, bir toplum nefislerinde olanı değiştirmedikçe onların durumunu değiştirmez.”
Zaman, çağ içerisinde değişen teknoloji, sosyal imkanlar, iletişimdeki değişimler, toplumların sürekli üretken olmasını gerekli kılmakta. Her çağda da böyleydi.
Bu nedenle üretken insanlar ve toplumlar olmak durumundayız. Üretken olmanın tersi, durağanlık hatta yıkımdır. Hem insan psikolojisi hem de toplum için böyledir. Bu nedenle çoğulcu özgürlükçü, insan üretkenliğinin önünü açan yaklaşımlara ihtiyaç var. Ancak çoğulcu bir yaklaşımda bu gerçekleşebilir. Bu noktada çoğulcu yaklaşıma destek olabileceğine inandığım Ahmet Nedim Serinsu’nun Kuran Nedir kitabında 30. Sayfadaki tablodan anlamlı hayat kategorilerinden bir kısmını alıntılayarak tamamlamak istiyorum.
Anlamlı Hayat: Üzerinde daha fazla kontrolümüz olan, kendimize mal ettiğimiz bir hayat, hayatın akışına katılan bir hayat, yüksek ahlaki değerleri toplumsal olarak doğrudeğerli haline getirmeye dayalı bir hayat. Ötekiliği aşmak için ötekilere açılan, ötekilerle birlikte sürdürülen bir hayat, çatışmaya değil farklılaşmaya dayanan, en zengin anlamların, farklılığın beraberce kavranmasından doğacağını ilke edinen bir hayat, ruhun ihtiyaçları için tutarlı bir hayat.
Kaynaklar:
[1] SESİNSU, Prof. Dr. Ahmet Nedim, Kur’an Nedir?, Şule Yay. Şubat 201
[2]ONAT, Prof Dr. Hasan, makaleler, hasanonat.net
DÜZGÜN,Prof.Dr. Şaban Ali, Din Birey Toplum, Akçağ Yay. Ankara 2012