Kur'an Nedir’in ve Kur’ân’ın Bütünlüğü Üzerine’nin ikinci başlığını mütalaanızın sonuçlarını maddeler halinde yazınız.
Hedef Tarih: 23 Nisan 2013
Değerlendirme: Toplam en yüksek puan 30’dur. Dönem sonu sınavı puanına eklenecektir.
Eser KUŞ/11040240/İDKAB
II. BÖLÜM:KUR'AN NEDİR?
*Kur'an birbirine yakın harfler, kelimeler, ayetler ve surelerden oluşur. Ayetler ve surelerin içerdiği anlamlar birbirini doğrular. Kur'an'daki hükümler, kurallar içiçedir. Kur'an'da her anlatılan şey ve her anlam, öteki anlatılanlar ve anlamlar ile bütünlük arz eder.
*Kur'an'ın ilk emri olan "ikra" oku! sözcüğüyle aynı kökten gelmesi oldukça anlamlıdır.
*Kur'an, insanlığa yüksek ahlaki değerleri gösteren vahiy mahsulü bir kitaptır. Bütün özellikleri ile insanın hayatını anlamlandıran, hayat veren bir kitaptır. Kur'anı, insan sistemi düzgün kullanabilmek için tilavet etmelidir.
*Kur'an-ı Kerim'in herhangi bir kitapla ortak yönleri iki kapak arasında ve yazılı sayfalar halinde olmasıdır. Farklı özellikleri ise, adı eşsiz benzersiz, Allah kelamı olması, "içindekiler, fihrist, dipnot vs.. yok", metni asla değişmez, üslubu muhtevası hiçbir esere benzemez, ezberlenebilir, tilaveti bıktırmaz, ismiyle müsemmadır.
*Kur'an'ın oldukça kapsamlı bir anlatımı vardır;az kelime ile çok mana anlatır. O'nu okuyan insan, Kur'an'ın Allah hakkında; en üstün varlık olduğu ve var denmeye layık tek gerçek varlık olduğunu anlar.
*Kur'an semavi kitapların yanlış anlaşılarak/tefsir edilerek Tevhid inancının tahrif edilmesine engel olmak üzere nazil olmuştur. Bu sürecin son halkasıdır.
*Kur'an'ın kendisinden önceki kitaplardan veya Araplardan naklettiği hikayelerden bahsetmesi, insanın anlam arayışı serüveninin ve vahyin buna cevabının kanıtıdır. Kur'an bu kıssaları anlatırken tarihsel olayları saptamayı değil, insana öğüt vermeyi gaye edinir. Böylece insana, hayatı anlamlandırmasında vahye uymazsa sonucun ne olacağını çeşitli boyutlarda vermiş olur.
*Kur'an-ı Kerim, nüzul asrı insanına kendisiyle, sonraki asır insanına ise insanı, hayatı, tabiatı, evreni anlamlandıran ilkeler içeren muhtevası ile meydan okumaktadır.
*Kur'an kendisinden vahiy mahsulü kitap olarak bahseder. Vahiy, bir bilgiyi, bir işareti yazılı veya sözlü olarak muhataba en hızlı ve en kestirme yoldan ulaştırmak anlamını ifade eder. Vahiy bütün varlıklara fıtratlarının ilham edilmesidir. Vahiy kelimesi Kur'an-ı Kerim'de türevleriyle birlikte 78 yerde geçer. Vahiy yaratıcı-tanrısal bir bir fiildir. Vahyin geliş şekilleri:sadık rüya şeklinde vahiy, Cebrail'in asli hey'etiyle görünmesiyle, meleğin görünmeden Allah'ın sözünü Peygamber'in kalbine düşürmesi, meleğin insan şekline girerek vahiy getirmesi, Hz. Peygamber'in kabine üfleme, doğrudan doğruya Allah'ın kelamını duymak şeklindedir. Hz. Peygamber kendisine gelen vahiyleri, okumuş okutmuş, ezberlemiş ezberletmiş, vahiy katiplerine yazdırmış, tefsir etmiştir.
*Ayet kelimesi delil, mucize, alamet, nişan anlamlarına gelir.Hz. peygamber'in en büyük mucizesi Kur'an-ı Kerim'dir.
*İnsan ayete muhatap olan bir varlıktır. İnsan ayeti incelemesi gereken, ayeti inceleme görevi olan varlıktır. Ayet, insanı Allah'a yönelten, O'na gidişinde, iz ve işaret veren her şeydir.Yaratılış yoluyla varlıklar dünyasına çıkarılan ve evrende fiilen varolan ayetlere kevni ayet, vahiy yoluyla inmiş ayetlere kavli ayet denir.
*Sure dini bir terim olarak;ayetlerden meydana gelen, başı ve sonu bulunan müstakil Ku^'an bölümlerinin adıdır.
*Kur'an-ı Kerim'intarifi ise şöyledir: Hz. Muhammed'e vahiy yoluyla parça oarça indirilmiş, mushaflarda yazılmış, tevatürle nakledilmiş, tilavetiyle ibadet edilen, mu'ciz, ilahi kelamdır.
*Kutsal kitabımız Kur'an'ın, Kur'an-ı Kerim'de el-Kitap, el-Furkan, ez-Zikr olmak üzere başka isimleri de vardır.
Eser KUŞ/11040240/ İDKAB-2
KUR'AN'IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
II. BÖLÜM: KUR'AN'IN KENDİSİNİ TEFSİR EDİŞ BİÇİMİ
*Kur'an'ın bir kısmı bir kısmını tefsir eder. Bir yerde müphem olan lafız başka bir bölümde belirli hale gelir. Bir yerde mutlak olan ifade, başka yerlerde kayıtlayarak takdim edilir. Bu kayıtlar bazen yalnızca vüzuhu artırıcı rol oynarken, bazen yanlış ve tutarsız yorumlara düşmekten alıkoyacak niteliktedir. Kayıtlama yoluyla açıklama iki grupta incelenebilir:
İstisna yoluyla açıklama:Kur'an, bazen herhangi bir hususta bir yandan kesin ve mutlak tavrını ortaya koyarken, diğer yandanda müminlerin faydasına yönelik istisnai durumlara yer verir. Mesela Allah (cc), kafirleri, yahudileri ve hristiyanları, Allah düşmanlarını ve müşrikleri dost edinmemizi yasaklar. Fakat Al-i İmran Suresi'nin 28. ayetinin devamında, müminlerin kafirlerin şerrinden korunmak ve zarar görmemek için ihtiyaten onlarla dostça geçinebileceklerine müsaade ediyor.
Bir şeyin sebebini zikretmekle açıklama:Kur'an bazı mutlak ifadelerini değişik yerlerde bir sebebe bağlayarak kayıtlar.Örneğin Kur'an'da kalpleri mühürlenen, gözlerine perde inen insanların bu duruma düşmelerinin kendi yapıp etmelerinden kaynaklanması.
*Genel ifadeli bir kelime, Kur'an'ın bütününde, sadece hususi bir nesneye hasredilmez. Yerine göre kelamın sevkedildiği ortamda, yerine göre de muayyen konuları ele alan Kur'an ifadelerinde böyle bir açıklama tarzı söz konusu olabilmektedir. Genel anlamlı kelimeler, külli kavramlar olduklarından cüz'iyyatı kapsamları içine alırlar. Bu kelimelerin içinde bulunan cüz'iyyat, umumiyetle Kur'an'ın değişik pasajlarında ta'dad edilmektedir. Yahudilere bilahare haram kılınan temiz şeyler, Allah'ın "şeairi" nden birkaçına ta'dad edilmesi bu tür tefsir tarzına örnek teşkil eder.
*Kur'an'ın anlatım tarzlarından biride bazı şahıs ve nesneleri açıkça belirtmeyip onları ism-i mevsullerle anlatmıştır. Bu belirsizlik hiçbir zaman Kur'an'ın iletmek istediği asli mesajın anlaşılmasına engel teşkil etmez. Hz. Meryem ile alakalı konu buna örnek verilebilir.
*İsm-i işaretlerin gösterdikleri şeylerin açıklanması. Tevbe suresinde "ha'ülai" ile işaret olunan kişilerin münafıklar olduğu tebeyyün etmekte ve belirsizlik ortadan kalkmaktadır.
*Arapça'da anlatımda tekrarlardan sakınmak için, zamirlerin önemli bir yeri bulunmaktadır. Kur'an'da da zamirler çok kullanılmıştır. Kur'an zamirlerini açıklama tarzında da kendini tefsir etmektedir.
* Bir şeyin veya bir şahsın gerçek adının zikredilmesi. Mesela "balık sahibi" ile kastedilen şahsın Hz. Yunus olması.
* Zaman ve mekanla ilgili belirsizliğin giderilmesi. Örneğin Ashab-ı Kehf'in mağarada kalış süresi Kehf Suresi 11. ayette onların mağarada uzun yıllar uyutulduklarından, 25. ayette ise bu sürenin 309 yıl olduğu söylenmekle, söz konusu belirsiz süre, belirli hale gelmektedir.
*Kur'an'da muhatapların kolayca anlayabileceği dil değil, sadece belirli kesimlerce anlaşılabilecek kelimelerde kullanılmıştır.
*Kısa ve özlü biçimde temas edilen konuların Kur'an'ın diğer birimlerinde açılması ilahi kitabın büyük bölümünde en göze çarpan hususlardandır. Örneğin, inananlardan ve imandan bahsettiği her yerde iman esaslarını dile getirmez. çünkü iman konusunu bütün ayrıntılarıyla işlemiştir.
*Arapça olan Kur'an'da yerine göre gerçek, yerine göre mecaz anlatım kullanılmıştır. Bir ifadenin hakikat ya da mecaz olduğunu ibarelerin sevkedildiği mana örgüsünde anlaşılıyor. Mesela Enfal Suresi 22. ayette, yeryüzünde dolaşan canlıların en şerlilerinin düşünmeyen sağır ve dilsizler olduğu belirtilmektedir. Yine başka bir ayette sağır ve dilsizle, inkarcıların kastedildiğini öğreniyoruz.
KUR’AN NEDİR?
·
Kur’an-ı
Kerim, Rabbimizin Hz. Muhammed (s.a.v) aracılığıyla insanlara ahlaki ilkeleri,
hükümleri öğrenmemiz, hayatımızı anlamlandırmamız için gönderdiği kutsal
kitaptır.
·
Kur’an,
insana insanı tanıtmaktadır.İnsan, yaratılışı gereği birçok konuda bilgisiz,
aciz, eksik yaratılmıştır.Birşeyleri öğrenmesi için bir rehbere ihtiyaç
duyar.Rabbimiz de bizlere Kur’an-ı Kerim’i rehber kılarak öncelikle Allah’a
iman, tevhid inancı konusunda birçok ahlaki ilkeyi önceki peygamber kıssalarından
örnekler vererek ibret almamızı istemektedir.İnsan, hayatını başına gelen
hatalarla, imtihanlarla anlamlandırır ve kendisine bir yol çizer, Kur’an da bu
yolu çizerken en büyük rehberdir.
·
Kur’an,
Allah kelamı olan, eşi benzeri olmayandır, içerdiği konular, ayetler arasında
bir bütünlük söz konusudur.Üslubu, muhtevası, lisanı açısından kusursuzdur,
normal bir kitaptan farklıdır.
·
Kur’an-ı
Kerim Peygamber Efendimiz’e çeşitli şekillerde vahiy yoluyla
gönderilmiştir.Zaten Kur’an’ın anlamı, muhtevası ve lisanı yönüyle de bu apaçık
ortadadır.Vahiy kelimesi; ilham, gizlice söz söylemek vb. anlamlara
gelmektedir.Peygamberimiz (s.a.v) de vahiy üzerinde düşünen, vahyi hayatının
merkezine koyan, en doğru şekilde hayatına tatbik eden en güzel
örnekti.Peygamberimiz Allah kelamı olan vahyi öncelikle ezberlemiş, tebliğ ve
tebyin ederek açıklamış, tefsir etmiş ve son olarak da hayatına tatbik
etmiştir.
·
Kur’an,
fıtratı gereği inanma ihtiyacı duyan insanlara, her şeyi bilen, her şeye kadir
olan, ol deyince her şeyin varolmasını sağlayan bir yaratıcının varlığına bir
delil, bir mucize niteliğindedir.Kur’an, ayet ve surelerden oluşmuştur.Ayet,
Allah’ın varlığına ve birliğine, peygamberlerin doğruluğuna işaret eden delil
ve mucize demektir.Vahiy yoluyla inmiş ayetler (kavli) ve evrende fiilen
varolan ayetler ( kevni)
olarak ikiye ayrılır.Sure ise; ayetlerden oluşan, başı ve sonu belli Kur’an
bölümüdür.
·
Kur’an,
kendisini insanda şüphe bırakmayan, inanması için başka mucizeye gerek
bırakmayan, hak ile batılın kolayca ayırt edilebileceği bir kitap olarak
tanımlamaktadır.
KUR’AN’IN
BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
·
Kur’an’da
müphem bir ifade başka yerde belirli, mutlak olan bir ifade de bir başka ayette
mukayyed olarak gelebilir.Bu durum, Kur’an’ın bütünlüğü içerisinde kendi
kendisini tefsir ettiğini göstermektedir.
·
Kur’an’ın
kendisini açıklama tarzı:
ü Mutlak ifedelerin kayıtlanması; bazen
Kur’an, belli konularda kesin ve kayıtsız tavrını sadece bir ayetle değil de
bütünlüğü içerisinde ortaya koyar.Örneğin faiz konusu; birçok ayette ele
alındığından yanlış anlamalara sebep olmamak için tüm faizle ilgili ayetler
birlikte yorumlanmalıdır.
ü Kur’an kesin tavrını ortaya koyarken
bazen müminlerin yararına olacak bazı durumlara da izin vermiştir.Örneğin;
kafirlerle, zarar görmemek için, çıkar amaçlı dost olmak gibi.
ü Kur’an, mutlak ifadeleri bazen, farklı
ayetlerde bir sebebe bağlayarak kayıtlar.Çünkü bir meseleyi, tek başına bir
ayette ele almak Kur’an’ın iletmek istediğinin farklı yorumlanmasına neden olabilmektedir.Örneğin;
bazı insanların kalplerinin mühürlenmesinin sebebi başka bir ayette; kendi
yapıp ettiklerinin sonucu olarak anlatılmaktadır.
ü Kur’an, sıkça genel anlamlı kelimeleri
bazı durumları ifade ederken, kastederken kullanmaktadır.Özel bir durum, nesne
anlatılırken de genel anlamlı kelimeler kullanıldığından siyak-sibak
çerçevesinde durumlar ele alınmalıdır.
ü Kur’an çoğu zaman, yer, zaman ve şahıs
isimlerini ön plana çıkarmaz, bu durumları, ism-i işaretlerle, ism-i
mevsullerle ve zamirlerle açıklar.Bu da Kur’an’ın özlü bir anlatımının olduğunu
gösterir.Örneğin; Hz. Yunus için “Zü’n-nun” künyesinin kullanılması gibi.
ü Ashabın ileri gelenlerinin bile
anlayamadığı, yaygın şekilde kullanılmayan, bilinmeyen bazı garib kelimeleri
Kur’an, kendisi farklı ayetlerde açıklamıştır.
ü Kur’an, “lafz-ı müşterek” adı verilen,
iki veya daha fazla manaya çekilebilecek kelimeleri tek manada toplayarak; kısa
ve özlü ifadelere farklı ayetlerde de yer vererek, geniş bir biçimde açıklık
getirerek; hangi ifadenin hakikat, hangisinin mecaz olduğunu belirterek; ve
ihtilafa, çelişkiye neden olabilecek, izahı güç hususları açıklayarak kendisini
tefsir etmektedir.
KUR’AN NEDİR?
*Kur’an ahlaki değerleri gösteren, insanın hayatını anlamlandıran bir kitaptır.Kur’an’da az kelime ile çok şey anlatılır. En çok üzerinde durulan konu tevhid inancıdır. Semavi kitapların yanlış anlaşılarak tevhid inancının zarar görmesine engel olmak için nazil olmuştur. Önceki ahlaki değerler korunmuştur. Ancak her semavi kitap öncekinden farklılık gösterebilir(örn:kıssaların olması). Kur’an’da kemale erme için ilk defa vahyedilen ayetler vardır.
*Vahiy Allah’ın dilediği şeyleri peygamberlerine bildirmesidir. Bu bildirmeyi çeşitli şekillerde gerçekleştirmiştir. Peygamberimiz vahiy öncesinde olduğu gibi vahiy sırasında ve sonrasında beşeri özelliklerini korumuştur. Yalnızca vahiy için, kabiliyetli kılınmıştır.
*Dini terim olarak ayet;Allah’ın varlığı ve birliğini ispat etmeye çalışan deliller, peygamberlerin Allah tarafından gönderilmiş elçiler olduklarını ispat eden inananların inancına destek olan olağanüstü olaylar, kıyametin olağanüstü olayları, Kur’an’ın tamamı ve başı sonu belli olan cümle veya cümleler anlamlarını ifade eder.
*Ayetler ile insan hayatını bu ilkelere göre anlamlandırır, kendini anlar ve böylece Rabb’ini de bilir.
*Kur’an’ın Hz. Muhammed’e nazil olduğu, vahiy ile parça parça indirildiği, muciz olduğu gibi bütün tanımları Kur’an’ın kendi içinde belirtilmiştir. Kur’an en çok kullanılan ismidir. Fakat başka isimleri de vardır bunlar; el Kitab, el Furkan, ez zikr isimleridir.
*Kamil insanın gerçekleşmesi için beklentilerin fıtrat ve vahiy ile örtüşmesi gerekir. Kur’an’ı Kerim işte bu örtüşmenin nasıl olması gerektiği açısından yol göstericidir.
KUR'AN'IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
*Kur’an lafızlarının sınıflandırılması birbirine çok yakın ancak yinede alimler arasında tam bir birlikte sağlanamamıştır. Bazı bölümlerinde mutlak ifadelerle verdiği hususları başka yerde kayıtlayarak sunabilir. Bu kayıtlar açıklığı artırmak, yanlış,tutarsız yorumlara engel olmak amaçları ve bir hükmün sebep, istisnai durumunu veya şartlarını belirtmek için olabilir. Ancak bazı kayıtların sadece bir konuyu sağlamlaştırmak amacı ile olduğunu bilmek, yani Kur’an’ı bütünlüğü içinde kavramak önemlidir.
*Kur’an’ın okuyucuyu zorlayan derin bir anlama gücü isteyen üslubu vardır. Genel anlamlı kelimelerin hususi bir karşılık bulması da bu ifade özelliğinden kaynaklanır. Genel ifadeler aynı konunun anlatıldığı diğer bölümlerde veya siyak-sibak içinde belirlenebilir.
*Amacı öncelikle mesajın iletilmesi olduğu için Kur’an teferruat sayılabilecek şeylere fazla yer vermez. Bu onun kendine has ifade özelliğidir. Ancak bu belirsiz durumları yine kendi içinde açıklamıştır. Yani bu özelliği onun anlaşılması konusunda bir engel değildir.
*Kur’an indiği dönemdeki konuşma diline yakın, o dönemde yaygın olan kelimelere yer vermemiştir. Çok az kullanılan belli kişilerce bilinen kelimelere, anlamlara yer vermiştir. Bu bilinmeyenler işte yine Kur’an’ın kendi içinde cevaplanmıştır.
*Kur’an’da iki veya daha fazla anlama gelebilecek ifadeler vardır. Ancak Kur’an açıklayıcı unsurları ile kastettiği anlamı yine kendi içinde belirler.
*Kısa ve özlü bir biçimde anlatılan konularda Kur’an’da göze çarpar. Kısaca ifade ettiği konulara daha sonra geniş açıklamalar getirdiği gibi, ayrıntılı olarak anlatılmış bir konuya başka bir bölümde atıflarda bulunur.
*Hakikatle ifade edilemeyecek durumlarda mecazlardan da yararlanılmıştır. Bir ifadenin gerçek mi mecaz mı olduğu ise ifadenin aktarıldığı mana bütünlüğü veya Kur’an’ın bütünlüğü içerisinde anlaşılabilir.
*Açıklanması güç olan, ihtilaf ve çelişki bulunduğu sanılan hususlar vardır. Bu çelişkilerin olmadığı ise akıl ve mantık ile Kur’an içinde tespit edilebilir.
*Sonuç olarak Kur’an bölümleri arasında irtibatlar vardır. Bu irtibatların nasıl açıklandığı önemlidir, çünkü bunlar Kur’an’ı bütünlüğü içinde anlamayı sağlar.
--KUR'AN NEDİR?-- 2.BÖLÜM.
1- Kuran Cebrail vasıtasıyla peygamberimize indirilen, Müslümanların mukaddes bir kitabıdır. Kuran İslam dininin en temel kaynağıdır. Kuran daha önce vahyedilmiş mukaddes kitaplarla aynı özü aynı temel mesajı taşımaktadır. İlk peygamber Hz. Adem'den son peygamber Hz. Muhammed'e kadar daima aynı ilkeyi Tevhidi tekrar etmiştir. Değişik toplumlara değişik zamanlarda vahiylerin gönderilmesi bakımından da diğer kitaplardan farklıdır. Öyle bir sisteme sahiptir ki içinde zengin bir hazine yatmaktadır. İsmiyle müsemmadır. Kendine öz bir üsluba sahiptir. Muhtevası ve içerdiği ilkeler insanların hayatını anlamlandıran ve insanların hayatına yön veren bir ışıktır. İnsanı daima yenilemesi açısından Kuran'ın iki kapaktan ibaret olmadığını görürüz. Çok kapsamlıdır ve birçok mana ifade eder. Kuran kelimesinin anlamına baktığımızda bile birden çok mana ifade ettiğini görürüz. Bunlar okumak, çağırmak, ilan etmek şeklindedir. Kuran kendisini başka isimlerle de adlandırmıştır. Bunlar "kitap, Furkan, Zikr, beyan, şifa" gibi. İşte kuran böyle bir sisteme sahipken insanın bunu okuyup anlaması gerekir.
2- Kuran-ı Kerim kendisini vahyedilmiş bir kitap olarak tanımlar. Biz bunu Kuranın 42. Suresi olan Şura suresinin 7. Ayetinden anlamaktayız. Vahiy kelimesi Arapça vhy kökünden türetilmiştir. Mesela Zekeriya (as.)'ın işaret toplumuna Allah'ı teşbih etmelerini anlattığı söylenirken vhy fiil kökü kullanılmaktadır. Kelimenin terim olarak anlamı ise yine Şura suresinin 51. Ayetinde en açık bir şekilde görürüz. O halde vahiy Allah'ın beşerle doğrudan doğrudan konuşmaması, onun bildirmek istediği bilgiyi peygambere bildirmesidir. Ve bu değişik yollarla gerçekleşir. Allah, vahiy meleği ve peygamber arasında geçen bu ilişkiye bir başka kişinin nüfuz etmesi söz konusu değildir. Ayrıca bu ilişki tek yönlüdür. Bilgi Allah'tan gelmekte ve peygambere ulaşmaktadır. Peygamber burada sadece bilgiyi yani vahyi alan durumundadır. Bu bakımdan peygamberler vahye uyarlar, vahyi emanet kabul ederler, insanlara bildirirler ve bunu açıklarlar. Yani Tebliğ-Tebyin görevini yerine getirirler. Peygamberimiz(sav) de bu görevi yerine getirerek vahyin hayatı anlamlandırmada canlı örneği olmuştur.
3- Ayet terim olarak Kuran'ın en küçük parçalarına verilen isimdir. Ayetlerin uzunluğu bazen birkaç harf iken bazen de bir sayfaya kadar çıkmaktadır. Kuran'ın kendisi ayet kelimesini kullanmaktadır. Kelime ima, işaret, alamet anlamına gelmektedir. Kuranı Kerim'de kelime Allah'ın varlığına işaret eden, ona bir delil olan ve ona götüren herşey için kullanılmaktadır. Bu bakımdan tabiat olayları, çoğrafi durumlar, insanın yaratılışı Allah'ın ayetleridir. Onun varlığının delilleridir. Aynı zamanda ona götüren işaretlerdir. Buna Rum suresinin 22. Ayetini örnek verebiliriz. Mucizeler için de ayet kelimesi kullanılmaktadır. Elçilerinin doğruluğu hem de Allah'ın kudretini göstermektedir. Buna da Rad suresinin 38. Ayetini örnek gösterebiliriz. Bir de Kuran'ın ana bölümleri için kullanılan ‘sure' kavramı vardır. Kuran'ı Kerim'de bu anlamda 114 sure bulunmaktadır. Bu şekilde Kuran'ın bir kısmı diğer bir kısmından bölünmüştür. Kuran metni başlangıcı ve sonu bulunan birimlere ayrılmıştır. Kuran'ın surelere ayrılmasının kendine has bir tarzı vardır ve başka kitaplara benzememektedir. Surelerin kendi içinde bir konu bütünlüğünden söz etmek mümkündür.
4- Sonuç olarak Kuran ayetleriyle sureleriyle kendine özgü üslubu ve isimleriyle insanlığın ufkunda bir ışık gibi yanan ve her dönemde insanların yollarını, kalplerini ve gönüllerini aydınlatan bir meşaledir. Rabbimizi tanımamız için rehberlik kaynağıdır.
--KURAN'IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE-- 2.BÖLÜM.
1- Kitabın bu bölümünde Kuran'ın kendi bütünlüğü içinde kendisini açıklama tarzlarından ve bazı hususlar anlatılmaktadır. Kuran ıstılahları son derece iç içe geçmiş durumdadır. Bu itibarla Kuran'ın bir haritasını çıkarmak mümkün değildir. Alimler Kuran lafızlarının sınıflandırmasında güçlük çektikleri için de birlik sağlayamamışlardır. Çünkü Kuran'ın herhangi bir yerinde geçen konu başka bir yerde daha açıklanmış olabilir. Bunun için Kuran'ı kendi fikri içinde anlamak ve açıklamak gerekir.
2- Kuran kat'i olarak belirlenmiş olan konuları işlerken bazı yerlerde mutlak hususlara yer verirken bazı yerlerde de kayıtlayarak ifade etmiştir. Bu kayıtlar bazen yanlış anlaşılmaları önler. Bazen konuyu daha iyi açıklar. Kayıtlı ifadeler hüküm değildir. Bazen Kuran herhangi bir hususta net tavrını ortaya koyarken bir yandan müminlerin faydasına yönelik istisna durumuna yer verir. Bazı konuları da Kuran farklı nedenlere bağlayarak açıklar. Tek bir ayete bakarak karar vermek Kuran'ın bütünlüğüne ters düştüğü gibi yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermektedir.
3- Kuran'da sık rastlanan durumlardan biri de genel anlamlı kelimelerin özel bir anlam ifade etmesidir. Ancak burada siyak-sibak çerçevesini düşündüğümüzde Kuran'ın bütününde genel anlamlı bir ifadeyi özel bir nesneye hasretmek mümkün değildir. Bu sadece kat'i olarak belirlenmiş konular için geçerlidir.
4- Kuran teoriyle pratiği birlikte düşünen, insanın kendi zihniyetini ortaya çıkaran, öncelikli amacı gayesi mesajının iletilmesi olan bir kitaptır. Az sözle çok derin anlamlar ifade eder. Kuran şahıs ve nesne ismi kullanmayıp ismi mevsullerle anlatmıştır. Bu anlam belirsizliği değildir. Kuran'ın iletmek istediği mesaja engel teşkil etmez. Yine Kuran'da bazı isimler künyesi ile geçmektedir. Fakat bu isimler açıkça kimi kastettiği belli değildir. Ama Kuran'ın belli yerlerinde kim olduğu açıklanmıştır.
5- Kuran herkesin kolayca anlayabileceği yaygın kullanımlı kelimelere yer vermemiştir. Belli kişiler anlayabilmektedir. Bu ifadeler garib olarak adlandırılır. Yine Kuran birçok müşterek lafız kullanır. Ve ayetin akışından veya diğer hususlardan neye delalet ettiği bulunur.
6- Kuran kısa ve öz ifadeleri başka yerlerde ayrıntılı ve geniş anlatmaktadır. Bu özellik genellikle kıssalar için geçerlidir. Zaten Kuran'ın anlatım özelliklerinde biri de budur. Ayrıntılarını verdiği konuları tekrar tekrar vermek yerine onlara atıfta bulunur. Kuran'da ihtilaf ve çelişki bulunduğu sanılan durumlar da vardır. Fakat Kuran kendisini çelişkiden uzak bir kitap olarak tanımlamıştır. Aklın ve mantığın doğrultusunda anlamak gerekir.
Kur’an nedir?
A. Kur’an Bir Kitaptır
- Kuran kelimesi, ilk emir olan “-oku” ile aynı kökten gelmektedir. Anlıyoruz ki Kur’an isminde dahi var olduğumuz evreni doğru anlayıp kullanabilmemiz, sistemi doğru kurmamız için gerekli ilkeleri toplamış ve insanoğluna “oku”masını emretmiştir, dünya karşısında takınması gereken tavrı bildirmiştir.
- Kur’an’ı Kerim, iki kapak arasında bulunuşuyla bir kitaptır ve diğer kitaplarla benzer veya farklı özellikleri mevcuttur. İki kapak arasında bulunuşu ve yazılı sayfalardan oluşumuyla ortak yönleri vardır. Bir de; bir yazara ait olmayışı Allah(c.c) kelamı oluşuyla, değişmez özellikteki metniyle, üslubu ve muhtevasıyla diğer kitaplardan farklılığıyla, benzeri olmayışı ve yapılamayışıyla, evselliğiyle ve sürekliliğiyle yazılan diğer kitaplardan farklılıklar göstermektedir.
- Kur’an fiziki özelliklerinin yanında içeriği bakımından da eşsizdir; üslubu diğer kitaplara benzemez, bir kelime üzerine sayfalarca yazılabilir ve birçok anlama gelir. Bu yüzden tefsir subjektiflik özelliği taşır. Kur’an tevhid inancıyla ameli bir kitaptır, kendisinden önceki kitapları hem tasdik eder hem de onları fesheden bir kitaptır. Bunun yanında önceki kitaplarda bulunan yüksek değerleri övmektedir. Ayrıca şunu da özellikle belirtmek istiyorum ki Kur’an’ın üslubu, ilahi bir ahenk ve kulağa çok hoş gelen musikisi bir özellik taşımaktadır.
B. Kur’an Vahiy Mahsulü Bir Kitaptır
- Vahiy, tamamen tanrısal bir fiildir, bu da O’nun tekliğini gösterir.
- Vahiy, Allah(c.c)’ın bildirmeyi istediği şeyleri Peygamberlere bazı yollarla bildirmesi anlamına gelir. Bu yolları da sıralayacak olursak; sadık rüyalarla gelen vahiy, Cebrail arcılığıyla gelen vahiy, Allah(c.c)’ın bildireceklerini direkt Peygamberlerin kalbine düşürmesi, Cebrail’in insan şeklinde gelmesi, Cebrail’in görünmeden vahiyleri Peygamberin kalbine bırakması, uykudayken meleğin vahiy getirmesi, uyanıkken direkt Allah(c.c) kelamının duyulası iledir.
- Hz. Muhammed, Kur’an’ı bir öğrencinin öğretmeninden herhangi bir bilgiyi öğrenir gibi öğrenmemiş ve öğrenilen metne herhangi bir katkısı bulunmamıştır. Hz. Muhammed, kendisine gelen vahyi ezberler, yazdırır, tefsir eder ve uygulardı.
C. Kur’an, Ayetler ve Surelerden Oluşan Bir Kitaptır
- Ayet kelimesi sözlükte mucize, açık alamet, belirti, delil olarak geçmektedir. Ayet Kur’an’da bu anlamlarda kullanılmaktadır.
- Dini terim olarak ise Allah’ın varlığını ve birliğini ispat etmeye çalışan delil anlamında; Peygamberlerin Allah(c.c) tarafından gönderilmiş olduklarını ispat eden, tabiat kanunlarını aşan olaylar anlamında;kıyamete alamet anlamında ve en bilinen anlamıyla Kur’an’ın bir veya daha fazla cümleden oluşan birimleri anlamında kullanılır.
- Kur’an’ın bir bütün olarak tamamına da ayet denir.
- Kur’an, hayatın içinden bir ayettir. Bu sebeple Kur’an’ın fıtrata ayna olan ayetlerini her insan okumalı ve hayatına bu ayetleri ilke edinip, onların uygulayıcısı olmalıdır.
- Sure ise ayetlerden meydana gelen, başı ve sonu bulunan Kur’an bölümleridir.
- Kur’an’ın bu parçalarındaki kelimeler, yapılan benzetmeler, yer alan kavramlar tesadüfen yerleştirilmemiş, hepsinin de birbiriyle harikulade bir bütünlüğü mevcuttur. Bu birlik onların sağlamlığını pekiştirir ve surenin sözlük anlamı olan yüksek yer, bir kenti kuşatan sur, yüksek mevki anlamlarıyla bağdaşmaktadır.
- İnsanların yazdıkları uzun metinleri okumak ve anlamak amacıyla bölümlere ayırmaları gibi Kur’an da 114 sureden oluşmaktadır.
D. Kur’an’da Kur’an
- Kur’an’ın kendi ayetlerinde yer alan, Kur’an isminde farklı olarak geçen adlandırmaları da vardır; 230 defa geçen el-Kitab; hak ve batılı ayırmak anlamında el-Furkan; anmak, hatırlatmak anlamında ez-zikr gibi daha birçok ismi vardır.
Kur’an’ın Bütünlüğü Üzerine
Kur’an’ın Kendisini Tefsir Ediş Biçimi
- Mutlak İfadelerin Kayıtlanması; genel olarak Kur’an’ın tefsirini yine kendi içinde bulmak mümkündür. Bazı yerlerde bulunan kapalı anlamlı kelimelerin açıklaması, başka yerde karşımıza çıkmaktadır.
- Kur’an, bazı konularda kesin hükümlerini bildirirken ardı sıra bu hükümlere istisnalar da getirilmektedir. Kur’an’da birçok yerde böyle örneklere rastlamak mümkündür. Misal, şefaat konusu Kur’an’da olması söz konusu olamayacak nitelikte bahsedilmektedir.
- Bu istisnalar, zorluklar karşısında müminlerin tamamen ümitsizliğe düşmemeleri içindir.
- Kur’an’da yer alan bazı konulardaki ifadeler, nedenleriyle birlikte zikredilmektedir.
- Bizler bu hususları, nedenleriyle bir bütün olarak değerlendirmediğimizde Kur’an’ın genel ruhuna ters düşecek, yanlış çıkarımlarda bulunabiliriz. Böylece anlıyoruz ki ifadelerin sebapleriyle birlikte zikredilmesi, Kur’an’ın kendi kendisini tefsirinde bizlere kolaylıklar getirmektedir.
- Genel İfadelerin Tahsis Edilmesi; Kur’an’ın genel anlamlı kelimeler, özelde belli bir şeyi anlatmak için kullanılmıştır. Bu ifadeleri;gerek siyak sibak yoluyla gerekse ayetlerin içeriğinde anlatılmak istenenin bünyesinde verilir.
- Genel anlamlı kelimelerin genel olarak anlamını ayet içerisinde anlayabiliriz; fakat bu kelime kapsamına giren durumlar her ayette açıklanmamış, sıralanmamıştır. İşte bu gibi durumları Kur’an’ın genel yapısından veya diğer ayetlerinden anlamak mümkündür.
- Müphem Hususların Açıklanması; Allah(c.c) Kur’an’da anlatılan olaylarda, verilen ifadelerde yer, zaman, kişilerin isimleri konusunda açıklık göstermemektedir. Fakat bu gizlilik onların ne olduğunun anlaşılmasını engellememektedir. Bu bakımdan denir ki Kur’an’ın anlatımı derindir, az sözle çok şeyler anlatabilmektedir.
- Kur’an; kişilerin kim olduğundan, olayların geçtiği yerlerin isimlerinden ziyade anlatılmak istenen mesajın verilmesini önemsemektedir.
- Kur’an bazı şahıs ve nesne isimlerini açıkça belirtmemiştir. Ancak bizler ayetlerde geçen ism-i mevsulleri Kur’an’ın belki başka bir suresinde, başka bir ayetinde açıklandığını görebilmekteyiz. Tekrar belirtmek istiyorum ki bu belirsizlikler anlatılmak istenen mesajın içeriğine bir zayıflık getirmemektedir.
- Aynı şekilde açıkça belirtilmeyen ism-i işaretlerden kast olunanı farklı ayetlerden anlayabiliyoruz. Firavun ve ona tabi olanların nasıl lanetlendiklerini anlatan Hud suresinin 99. ayetinde kullanılan ism-i işaretinden kast olunanın, yine Hud suresinin 60. ayetinde anlayabilmekteyiz.
- Arapça’nın genel olarak kendi yapısında zamirlerin çok kullanılması gibi doğal olarak Kur’an’da kendi içinde zamirlere pek çok yer vermiştir. İşte bu zamirlerde kimin, neyin, nerenin kastedildiğini ise anlamak yine şüpheli konulardandır. Fakat siyak-sibak çerçevesinde ve zamirlerin sevk ediliş tarzında bir çıkış yolu bulunabilmektedir.
- Bazı durumlarda cins ismiyle veya farklı bir isimle belirtilenin farklı pasajlarda bize o ifadelerin açıklık kazanması konusunda yardımcı olmaktadır.
- Kelimelerin Açıklanması; Kur’an kullandığı Arapça dilini her zaman anlaşılır, kolay bir yönüyle kullanmamış; çoğu zaman şiirsel dilinde az kullanılan ya da hiç kullanılmayan garip kelimelere rastlanılmaktadır ve bu kelimelerin tefsiri yine Kur’an’ın kendi ayetlerinde bulunabilmektedir.
- İfadelerdeki İhtimallerin Bire İndirgenmesi; Kur’an’da iki veya daha fazla anlama gelebilecek olan kelimeler, terkipler veya ifadelere rastlamak mümkündür. Bu gibi durumlarda yine Kur’an’ın kendi içeriğinden anlaşılıyor ki ihtimalleri bire indirmek mümkündür.
- Kısa ve Veciz İfadelerin Geniş Açıklanması; Kur’an’ın birçok yerinde rastlanan bir durum da vardır ki; bazı bölümlerde kısa, özlü, özet olarak söylenegelen ifadeler diğer bazı bölümlerinde daha ayrıntılı, açık bir şekilde anlatılmıştır.
- İfadelerin Mecazi Oluşlarının Tayin Edilmesi; sadece Kur’an’da değil herhangi bir dilde yazılan yazılarda gerek gerçek gerekse mecaz anlamlarıyla kullanılabilir kelimeler. Bu anlatımı güçlü kılmak içindir ki bu yönteme de Kur’an’ın çoğu yerinde rastlamak mümkündür.
- Ayetlerde geçen mecaz anlamlı ifadeleri de, gerçek anlamlı ifadelerinde anlamını yine Kur’an’ın ilgili bölümlerinden elde etmekteyiz. Nitekim Kur’an’da kafirlerden bahsedilirken sağırlar ve dilsizler ibaresi mecazi anlamda çokça geçmektedir.
- İzahı Güç Hususların Açıklanması; Kur’an’da, ihtilaf içerdiği düşünülen bazı ifadelerle karşılaşıldığında Kur’an’ın çelişkisiz ve tutarlı bir Allah kelamı olduğu hususu unutulmamalıdır. Bu ihtilaflar üzerinde yapılan ilme de “müşkilu’l-Kur’an” denilir.
- Kur’an’ın kendisini tefsir ediş biçimini incelerken şu sonuca varabiliriz ki Kur’an, anlaşılması noktasında bir bütün olarak incelenmeli ve değerlendirilmeli, ayetleri bu husus ışığında tefsir edilmelidir.
11040401 MUHAMMED
BAYRAM ÇİNAR
KUR'AN NEDİR 2.BÖLÜM
Arapçada çoğu
kelimenin türediği bir kök vardır; fakat kur'an sözcüğü hiçbir kökten
türememiştir. Kur'an, insanlığa yüksek ahlaki değerleri gösteren vahiy mahsulü
bir kitaptır.
İki kapak arasında
olması ve yazılı sayfalar olmasıyla diğer kitaplar gibi olması yanında, adının
eşsiz ve benzersiz, metninin asla değişmeyen, ne edebi nede bilimsel bir esere
benzemez, ezberlenebilir, tilaveti bıktırmayan bir kitaptır.
Vahiy, Allah'ın bütün
varlıklara fıtratlarına uygun hareket eme yöntemini bildirme yolu ve insanlarla
ve varlıklarla konuşma şeklidir.
Vahiy peygamberimizin
beşeri özelliklerini ortadan kaldırmamıştır, onu daha iyi düşündürmeye ve
anlamaya sevk etmiştir. Hz.Muhammed kendisine gelen vahyi tebliğ edip onu
hayatında uygulayarak tebyin etmiştir ve vahyin model insanı olmuştur.
İnsan açısından Ayet
;İnsanı Allah'a yönelten, o'na gidişinde iz ve işaret veren her şeydir. Kevni
ve Kavli ayetler insan fıtratına hitap ederek, Allah'ın varlığına ve
birliğine ve Allah'ın tanıtılmasına
delildir.
Kur'an'ı kerim'in
klasik tarifi şudur:
Kur'an'ı Kerim Hz.
Muhammed'e, vahiy yoluyla parça parça
indirilmiş, mushaflarda yazılmış, tevatürle nakledilmiş, tilavetiyle
ibadet edilen, mu'ciz, ilahi kelamdır.
Kur'an el-Kitap, el-Furkan
(hak ile batılı ayırmak) ve ez-Zikr(Allah'ı anmak) diye de isimleri vardır.
KUR'AN'IN BÜTÜNLÜĞÜ
ÜZERİNE 2.BÖLÜM
Kur'an kendi kendini
tefsir eder. Kur'an da kafirler, yahudilerle dost olmanın yasak olduğunu
bildirmiştir; fakat zarar gelmeyecek şekilde iş için yaklaşılabilir. Kur'an da
olayların sebepleri bir yer de anlaşılması gereken konu ve ikisi arsındaki
bağlantıyı başka bir pasajda görüyoruz.
Bazı kelimeler genel
anlamda kullanılır: Şirk; küfür anlamına geldiği gibi hatayı ve haksızlığı da
belirtir. Genel anlamda kullanılan bazı kelimeler ise başka bir pasaj da neler olduğunun
açıklamasını yapılıyor.
Kur'an kişiye özel
hitap etmemiş genel anlamda kapsayıcı kelimeler kullanmıştır. İsmi işaret ismi
mevsulleri ve zamirleri kullanmıştır.
Ashab-ı kehf'in
mağarada kaç yıl kaldığını ilk ayetlerde
bildirmemiş belirsizliği gidermek için sonraki ayette bildirilmiştir.
Garibu'l Kur'an,
pasajlarda bilinmeyen kelimeleri açıklamak için oluşturulmuştur. Çünkü o dönem
de arapçayı yüksek düzeyde bilenler çok
azdı anlaşılması için gerekliydi.
Arap dili mecazi
anlamda kuvvetli bir yapıya sahipti. Kur'an'da da daha tesirli anlam oluşturmak
için çokça kullanılmştır.
Kur'an Allah kelamı
olduğu için yere ve zamana göre değişmez bu bakımdan kıyamete kadar dinamizmini
sürdürecektir. onun için Kur'anı Kur'an'la tefsir etmek her zaman geçerli
olacak bir metoddur.
RUKİYE USLU 11040322 / İDKABÖ-II
KUR’AN NEDİR ? II.BÖLÜM
Kur’an Hz. Muhammed (s.a.v)’e vahiyle, parça parça indirilen biz insanlarada tevatür yoluyla nakledilen özel bir kitaptır. Ayetlerin ve surelerin içerdiği konular ve anlamlar yönünden birbirlerini doğrulamaktadır. Kur’an’da kurallar ve hükümler iç içedir .
Kur’an’da , sure ve ayetler hem toplanıp yazılmış ve hem de insanların kalplerinde ezberlenen bir kitap olmuştur. Kur’an’ın ilk emri olan “ İkra” yani oku ile başlaması Allah’ın okumaya ve ilme verdiği önemi göstermektedir. Kur’an-ı Kerim bütün özellikleriyle insanların hayatını anlamlandıran bir kitaptır. Kur’an-ı Kerim’in üslubu az kelimeyle özlü bir anlatıma sahiptir. Kur’an insanın hidayet rehberidir.
Kur’an insanın hayatını anlamlandırarak fıtratını gerçekleştirmesini ve insanın mutlu olmasını sağlamak için indirilmiş bir kitaptır. Kur’an hem üslub hem de anlam yönünden mucizevi bir kitaptır. Şimdiye kadar hiç kimse Kur’an’ın bir ayetine benzer bir söz söyleyememiş ve söyleyemeyecektir de.
Hz .Peygamber aldığı vahiyle hayatını anlamlandırarak biz insanlara canlı bir örnek ve lider olmuştur.Kur’an’ın vahiyle ilgili olarak , Kur’an’ın hem lafzı hem de manası Allah katında indirilmiştir. Peygamber Efendimiz’in Kur’an üzerinde en ufak bir etkisi kesinlikle olmamıştır.
Allah’ın vahiylerini insanın okuyabilmesi ve anlayabilmesi için Kur’an indirildi. Kavli ayet olan Kur’an’ı okuyan insan , ayetlerde evrendeki varlık ve oluşlara delil olan “kevni ayetler “ bulmaktadır.
Kur’an –ı Kerim hayatın içinde olan ilmi bir ayettir. İnsan sonuç olarak vahiyle kendi fitratını bulmaktadır.Tevhit ile yükselen değerler hayatla içselleşerek insanın hayatını anlamlandırmaktadır. Kur’an-ı Kerim , kendini “hidayet rehberi” olarak tanımakta insan modelinin nasıl olacağını göstermektedir. Yüce Allah peygamberler göndererek insanların anlam arayışındayken fıtri dengesini koruması için yardımcı olarak peygamberleri göndermiştir. Hz. Muhammed (s.a.v) peygamberlerin sonuncusu olmasıyla beraber Kur’an ahlakıyla ahlaklanmış ve yaşayan bir Kur’an olmuştur.
KUR’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE / II. BÖLÜM
Kur’an-ı Kerim belli konularda kesin bir tavır belirlerken bazen de müminlerin yararına yönelik istisnai durumlarda yer vermektedir. Herhangi bir şeyin nedeninin söylenip açıklanması, Kur’an’ın kendi bütünlüğü içerisinde anlaşılmasına özen gösterilmesi gereken bir konudur.
Kur’ani bütünlük içerisinde Allah’ın dilemesi ve buna benzer konuların geçtiği ayetlerde insanın ne kadar aciz olduğunu, Allah’ın kudret ve azameti vurgulanarak insanların Allah’a daha da teslim olmaları belirtilmiştir.
Kur’an’daki genel ifadelerin önemli bir özelliği bulunmaktadır. Kur’an hiçbir zaman karşısındaki muhattabını kolaycılığa yönlendirmemektedir. Kur’an az sözle çok derin manaları içeren bir kitaptır. Kur’an için ilk öncelik mesajın en iyi şekilde iletilmiş olmasıdır. Kur’an içinde zamirler kullanılmıştır. Kur’an’ın kullandığı bu zamirleri yine kendisi tefsir etmektedir.
Kur’an’ı anlayıp açıklayabilmemiz için Arap dili ve edebiyatı bilmeli ve Kur’an’ı bu bilgilerin ışığında anlamamız gerekmektedir. Kur’an da birden fazla anlama gelecek kelimeler bulunmakta ama Kur’an bu anlamları bire indirerek kastettiği anlamı yine kendisi içinde açıklamaktadır.
Kur’an anlaşılırken, Kur’an’ın pasajları arasında ne türden irtibatla karşılaşabileceği iyi bir şekilde tespit edilmelidir. Kur’an’ın bütünlüğü içinde anlarken nelere dikkat edeceksek onun hakkında iyi fikir sahibi olmamız gerekir.
Kur'an, Hz. Muhammed'e Arapça olarak vahiy yoluyla parça parça indirip, bize tevatürle naklolunan ve mushaflarda yazılmış bulunan tilavetiyle ibadet edilen muciz Tanrı kitabının özel adıdır. Kur'an sözcüğü hiçbir kökten doğmamıştır. Bu sözcük mürteceldir. Kur'an, insanlığa yüksek ahlaki değerleri gösteren vahiy mahsulü, bütün özellikleri ile insanın hayatını anlamlandıran, hayat veren bir kitaptır. Kur'an, semavi kitapların yanlış anlaşılarak Tevhid inancının tahrif edilmesine engel olmak üzere nazil olmuştur. Tevrat ve İncil'de gelen prensiplerin Kur'an'da bulunması, insanın anlam arayişi serüveninin ve buna vahyin cevabının Tevhid ilkesi çerçevesinde olduğunun kanıtıdır. Kur'an, kıssaları anlatırken tarihsel olayları saptamayı değil, insana öğüt vermeyi gaye edinir. Böylece insana, hayatı anlamlandırmasında vahye uymazsa sonucun ne olacağını çeşitli boyutlarda vermiş olur.
Vahiy, dini bir terim olarak, Allah'ın dilediği şeyleri peygamberlerine muhtelif hallerden biriyle bildirmesi demektir. Bizim için olduğu gibi, semavi dinlere mensup olan tüm bireyler için vahiy ilahi bir haber kaynağıdır. Aynı zamanda insanın hayatının anlamlandırma yolunun ilk adımıdır. Buna aracılık eden peygamberlerdir, Kur'an-ı Kerim açısından baktığımızda Hz. Muhammed (a.s.)‘dır. Hz. Peygamber, vahizden önce nasıl bir insan ise vahiy esnasında ve vahiyden sonra yine aynı insan olarak kalmıştır. Yani beşeri kabiliyetleri ve özellikleri iptal olmamıştır. 23 yıl süren vahiy süreci Peygamber (a.s.) aracılığı ile Allahü Teala'nın sözleri insanlığa iletilmiştir. Kur'an-ı Kerim tamamen Allah'ın lafızlarını içermekte ve içinde Peygamber sözleri barındırmamaktadır. Vahiy ile başta Hz. Peygamber (a.s.) olmak üzere oku-düşün-anla-yaşa serüvenini hayatımıza giriş yapmıştır. Önce ezberlemek, yazdırmak, sonra onu tebliğ ve teybin etmek, ardından açıklamak ve tefsir etmek ve en son tatbik ve icra etmek olmuştur.
Kur'an, ayetler ve surelerden oluşan bir kitaptır. Ayet kelimesi; delil - Kur'an-ı Kerim, Allah'ın varlığını ve birliğini ispat etmeyi gaye edinen delillerden çoğunlukla „Ayet" diye söz eder. Mucize - Peygamberlerin Allah tarafından görevlendirilmiş elçiler olduklarını ispat eden harikulade, tabiat kanunlarını aşan, ancak ilahi bir kuvvet sayesinde gerçekleşebilen olaylardır. Kıyamet alametleri - Kıyamet ortaya çıkınca önceden iman etmiş, iman etsede varlığının şuura erememiş, yani inandığı fayda vermemiş olanların „İman ettik" demeleri fayda vermeyecektir. Kur'an-ı Kerim herhangi bir suresindeki başı ve sonu bulunan bir veya daha fazla cümleden oluşan Kur'an bilimine ayet denir. Ayet, Allah'ın varlığına ve birliğine, peygamberlerin doğruluğuna işaret eden, delil ve mucizedir. İnsan, ayete muhatap olan varlıktır. Kendi varlığından veya evrendeki bir varlıktan ibret alan, delil gören, mucize sayan, hayrette kalan insan, yani varlık ve oluştaki „Kevni ayet (fiili, tekvini, ilmi)" i gören insan, Kur'an-ı Kerim'i okuduğunda bu ayete delil olan, onu şerh eden „Kavli ayet (teşrii, tenzili, vahyi ayet)" in karşılığını bulacaktır. Kur'an bölümlerinin „sure" olarak adlandırılması ile bu kelimenin sözlük anlamları arasında bir bağ vardır. Kur'an parçaları, yerli yerinde sözcüklerden meydana gelmiştir. Bu sözcükler, omuz omuza vererek birbirine destek olan ayetleri oluşturmuşlardır.
Islam kültür tarihinde kelam alimleriyle usul alimleri arasında Kur'an'ın tarifi konusunda „ihtilaf" olmuştur. Bu „münazara" nın fıkıh usulü eserlerinde mevcut Kur'an tarifleri cephesini çok önemsediğimizi ve sematik, hermenötik bilimleri çerçevesinde bunları ayrı bir çalışmada inceleyeceğimizi bu münasebetle ifade etmek isteriz. Kutsal Kitap'ın, Kur'an isimlerinden başka isimleri de vardır. Ona verilen bu isimler, bizzat Kur'an'da yer alır. Bunlar el-Kitap, el-Furkan ve ez-Zikr.
Kur'an'ın Kendisini Tefsir Ediş Biçimi
Kur'an'ın, muayyen konuları işlerken, bazı pasajlarında mutlak ifadelerle verdiği hususları, başka yerlerde kayıtlayarak taktim ettiği görülmektedir. Kayıtlama yoluyla açıkama tarzındaki tefsir biçiminin içinde tütaala edilen iki husus vardır. Bunlardan birincisi istisna yoluyla açıklamadır. Burada Kur'an'ın, bazan herhangi bir hususta bir yandan kesin ve mutlak tavır ortaya koyarken, diğer yandan da müminlerin faydasına yönelik istisnai durumlara da yer verir. İkincisi ise bir şeyin sebebini zikretmekle açıklamadır. Burada da Kur'an, bazı mutlak ifadelerini değişik yerlerde bir sebebe bağlayarak kayıtlamaktadır. Kalplerin mühürlenme meselesinden bahsecek olursak, bu konuyla ilglli ayetler siyak-sibak çerçevesinde ele aldığımızda, durup dururken kalplerin mühürlenmesi söz konusu olmadığı, aksine yapıp ettiklerinin sonucu böyle bir hale düştükleri açıkça anlaşılmaktadır.
Kur'an'da genel ifadelerinin tahsis edilmesi hususundaki sebep Kur'an'ın hiç bir zaman muhatabını kolaylığa sevketmemesidir. Okuyucuyu adeta, zihin gymnastiğine zorlamakta ve derin düşüncelere seketmektedir.
Müphem hususların açıklanması hususunda ise hiçbir zaman mesajın anlaşılabilir ve kavranabilir özelliğini kaybetmemiştir. Kur'an teoriyle pratiği birlikte düşünen ve varlık alemini tümüyle kuşatan, insanlara kendi zihniyetinin boyasını vurman isteyen bir kitap olarak öncelikle mesajını iletilmesini gaye edinmiştir. Kur'an'ın nasıl açıklandığı konulara kısaca değinelim. Bunlar sırasıyla; İsm-i Mevsullerle kastolunan şeylerin açıklanması, İsm-i İşaretlerln gösterdikleri şeylerin açıklanması, zamirlerin açıklanması, birşeyin veya bir şahsın gerçek adının zikredilmesi, zaman ve mekanla ilgili belirsizliğin giderilmesidir.
Garip kelimelerin açıklaması için o dönemin gerek arap kültürüne gerekse Arap diline hakim olmak gerekmektedir. Aksi halde sağlıklı sonuçlara varılması pek de mümkün olamaz. Bazan kelimenin en yaygın şekli kullanıldığı gibi nadiren kullanılan şekli ile de kullanıldığı görülmektedir. Zaman içerisinde Kur'an'ın garip kelimelerini açıklamayı gaye edinen müstakil eserler verilmiştir.
Kur'an'da iki veya daha fazla manaya çekilebilecek kelimeler ve ifadeler, yine Arap dilinin bir özelliği olarak yer almaktadır. Bu sebepten ifadelerdeki ihtimallerin bire indirgenmesi söz konusudur. Böylelikle faklı manalara da gelebilen kelimelerin tek bir manaya indirerek yanlızca birini ön plana çıkarmış oluruz.
Kısa ve veciz ifadelerin geniş açıklanması ise Kur'an'ın kısaca işaretettiği bir konuya başka pasajlarda tekrar dönüp ve geniş bir biçimde açıklamasına işaret etmektedir.
İfadelerin mecazi oluşlarının tayin edilmesi hususundaki vurgu da, Kur'an'ın bazı ayetlerinde hakikat ve mecazi kelimelerin yeralmasından kaynaklanmaktadır. Hangi ifadelerin hakikat, hangisinin mecaz olduğunu ibarelerin sevkedildiği mana örgüsünde veya Kur'an'ın bütünü içerisinde anlaşılmaktadır.
Kur'an'daki izahı güç olan, ihtilaf ve çelişki bulunduğu sanılan hususlara, Kur'an ilimleri terminolojisinde „müşkil"; Kur'an'ın bu tür ifadelerini ele alarak onun çelişlisizliğini ve tutarlılığını ortaya koymaya çalışan ilme d, „Müşkilu'l-Kur'an" denilmektedir.
BÜŞRA GÖKDOĞAN /11040152-İDKAB2
(İKİNCİ BÖLÜM)
KUR'AN NEDİR?
Kur'an Bir Kitaptır
Peygamberimize Arapça olarak parça parça tevatür yoluyla gönderilen kitaptır.Kuran kalplerde hem ezber yoluyla hem de satırlarda yazılı olarak saklanır.
Kur'an ahlaki değerleri gösteren, hayatı anlamlandıran kitaptır.Hayatı anlamlandırma da egoizm olsun zarar verici durumlarla yapılmaya çalışılır.O halde insan, bu sistemi düzgün kullanabilmek için Kur'an'ı rehber edinmelidir.İlk sure olan Fatiha insanın imajını, tasvirini ortaya koymaktadır.
Kur'an insana hayatı anlamlandırmada vahye uymazsa ne olacağını kıssalarla gösterir ve öğüt vermeyi gaye edinir.
Peygamberlerin asıl gayesi ‘'tevhit''e çağırmaktadır.Sadece şeriatları farklıdır. Kur'an'ın müthiş bir ahengi ve cazibesi vardır.İnananlar da inanmayanlar da onun üstünde söz olamayacağını kabul etmiştir.İnanmayanlar dahi kendi şiirlerini Kabe'nin duvarından indirmişlerdir.
Kur'an Vahiy Mahsulü Bir Kitaptır
Vahiy bir bilgiyi, bir işareti yazılı veya sözlü olarak muhataba en hızlı ve en kestirme yoldan ulaştırmak anlamına gelir.Allah'ın seçtiği kuluyla insanlara emir ve yasaklarını bildirmesi.Peygamberimiz vahyin hayatı anlamlandırmada canlı örneğidir.
Kuran, Ayet ve Surelerden Oluşan Bir Kitaptır
-Ayet: Allah'ın varlığına, birliğine işaret eden delil olan sözdür.Ayeti ancak düşünebilen, gerçeklere inanmak isteyen söz ve öğüt dinleyen insan idrak edebilir.Fıtratına yabancılaşan, körelen insan anlayamaz.Kevni ayet yaratılış yoluyla varlıklar dünyasına çıkarılan ve evrende fiilen olarak var olan ayetlerdir.Allah'ın varlığını, birliğini ve yüce sıfatlarını gösteren delillerdir, mucizelerdir.Kavli ayetler ise vahiy yoluyladır. Allah'ın varlığına ve birliğine peygamberlerin doğruluğuna sözel-yazılı delildir, mucizedir.Kevni ayetlere delildir.Her ikisi de fıtrata hitap eder, evreni anlamlandırmaya delildir.
Sure:İnsan hayatını anlamlandıran ilkelerin kalesidir.
Kur'an'da Kuran
Kur'an vahiy yoluyla, mushaf şeklini almış, tevatür yoluyla nakledilmiş, tilavetiyle ibadet edilen, eşsiz ilahi kelamdır.Kur'an'da el-Kitap, ez-Zikir, el-Furkan gibi birçok isimle geçmektedir.Her biri Kur'an'ı farklı yönlerden tanıtan en güzel isimlerdir.
BÜŞRA GÖKDOĞAN/11040152-İDKAB2
(İKİNCİ BÖLÜM)
KUR'AN'IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
KUR'AN'IN KENDİSİNİ TEFSİR EDİŞ BİÇİMİ
Bir ifade bir yerde mutlak olabilirken diğer yerde mukayyed olabilir.Sadaka ve faiz konusunda ayetlerde de görüldüğü gibi diğer ayetlerle kayıtlama yoluna gidilmiştir.Bu bize Kuran'ın bütünlük içinde ele alınması gerektiğini gösterir.
Mutlak İfadelerin Kayıtlanması
İstisnai durumları belirleyen, var olan hükmün sebep ve illetini gösteren veya bazı hususlarını muayyen şartlara bağlı olduğunu ortaya koyan açıklayıcı unsurlardır.
-Kuran'da kesin ifadeler olmakla birlikte müminlerin faydasına yönelik istisnai durumlar vardır.Kafirlerin dost edinilmesi konusundaki istisna örnek verilebilir.
-Kişi bir ayeti alıp bütüne bakmaksızın yorumlamaya kalkarsa ruhuna ters düşebilir.
Genel İfadelerin Tahsis Edilmesi
Genel ifadeli bir kelimeyi, Kuran'ın bütünlüğü içinde değil de tek bir nesneye yakıştırmak mümkün değildir.Enbiya S. 74. ayette geçen habais kelimesi kötü,zararlı işler anlamına gelmektedir.Lut Kavmi‘nin işlediği kötülüklerden bahsediyor.Kötülüklerin neler olduğu açıklanmamış.Çünkü kelime genel anlamlıdır ve ve taşıdığı şeyler de çeşitlidir.Ama biz görmekteyiz ki Kuran bu kötü fiillerin neler olduğuna diğer ayetlerde açıklık getirmektedir.
Müphem Unsurların Açıklanması
-İsmi mevsullerde belirsizlikler olabilmektedir. Ama bu asla Kuran'ın iletmek istediği mesaja engel değildir.
-Yine aynı şekilde zamirlerin açıklanmasında da Kuran kendisini tefsir etmektedir.Ayette kullanılan zamirin hangisine tekabül ettiğini diğer ayetlere bakarak anlıyoruz.
-Bir başka isimle anılan başka bir yerde asıl ismiyle verilmesi, yani Kuran'ın kendisini tefsir edişi söz konusudur.Örneğin;''balık sahibi'' ifadesiyle kimin kastedildiğini Saffat S.'nin 142. ayetinde Hz. Yunus olduğunu görüyoruz.
-Yine zaman ve mekanla ilgili belirsizliğin giderilmesinde de Kehf S. 11. ayetinde, onların uzun yıllar mağarada uyutulduklarını bahsederken 25. ayette ise bu sürenin 309 yıl olduğu söylenmiş ve belirli hale gelmiştir.
Garip Kelimelerin Açıklanması
Kur'an'ı Arap dili ve edebiyatını bilerek anlamaya çalışmak gerekir. Garibu'l Kuran ilmi Kuran'daki tüm kelimeleri incelemiştir.Kur'an kendi gariplerini açıklamıştır.
İfadelerdeki İhtimallerin Bir'e İndirilmesi
Arap dilinin özelliği olarak bir kelimenin birden fazla anlamı vardır.Bu da bize Kur'an'a bütüncül yaklaşmamız gerektiğini hatırlatmaktadır.
Kısa ve Veciz İfadelerin Geniş Açıklanması
Kur'an kısaca işaret ettiği gibi bir konuyu başka bir surede tekrar veriyor ve geniş geniş açıklıyor.Bazen de bir iki kelimeyle kısa ve özlü biçimde açıklık getiriyor.Ayrıntılara yer verdiği konuları, tekrar ayrıntılarıyla almak yerine , onlara atıfta bulunur.
İfadelerin Mecazi Oluşlarının Tayin Edilmesi
İfadelerin hangisinin mecaz hangisinin hakikat olduğunu yine Kur'an'ın bütününe bakıp anlam örgüsünde anlıyoruz.
İzahı Güç Unsurların Açıklanması
Çelişkiden uzak bir kitap olduğunu yine Kur'an'a bakarak tespit etmek gerekir.
Tüm bunlardan görüyoruz ki Kur'an bir bütündür.Anlamı tam olarak bilmek onun bütünlüğünü gözetmemiz gerekecektir.Mana itibariyle tüm parçalar birbirini tamamlamaktadır.Kur'an her azası mükemmel çalışan bir bütündür.
KUR'AN NEDİR? II. BÖLÜM
A.KUR'AN BİR KİTAPTIR
1.Kur'an Kelimesi
İslam peygamberi Hz. Muhammed'e parça parça gönderilen ilahi kitaptır. Kur'an'ın kendini tanımladığı isimlerden en çok kullandığı isim ''Kur'an''dır. Kur'an insanlığa yüksek ahlaki değerleri göstermeyi amaçlayan bir kitaptır. İnsanın hayatını anlamlandıran,insana hayat veren bir kitaptır. Allah insana dünya hayatında insana yolunu göstermek için bu kitabı göndermiştir. İnsan hayatı anlamlandırmak için Kur'an'ı tilavet etmelidir.
2.Bir Kitap Olarak Kur'an
Kur'an'ın başka bir kitapta bulunması mümkün olmayan özellikleri vardır;
Kur'an'ın adı eşşizdir,
Allah kelamıdır,
içindekiler, dipnot vb. bölümleri yoktur.
metni değişmez,
üslubu benzersizdir,
ezberlenmesi kolaydır,
okunması bıktırmaz,
adları özelliklerini içerir.
Kur'an'ın bir amacı vardır''İnsana hidayet rehberi olmak''. Kur'an'ın en temel konusu tevhiddir.Onu okuyan Allah'ın en büyük varlık olduğunun bilincine varır. Kur'an-ı kerim'in içeriği üç kısımdır;Tevrat ve İncil'in içerdiği kıssalar,Kur'an'ın indiği dönemde bilinen ve tevhide aykırı olmayan şeyler,daha önce söylenmemiş hakikatler.
B.KUR'AN VAHİY MAHSULÜ BİR KİTAPTIR
1.Vahiy Kelimesi
Bu kelime lügatte ''elçi göndermek,ilham,seslenmek vb. anlamlara gelir. Vahiy bilgiyi muhataba en kısa yoldan ulaştırmaktır.
2.Vahiy Kavramı
Dini terim olarak Allah'ın peygamberlerine dilediği şeyleri farklı yollarla bildirmesi anlamına gelir.Peygamberlere gelen vahiyler çeşitli şekillerde olmuştur;
1-Sadık rüya ile,
2-Cebrail'in kendi suretiyle,
3-Meleğin görünmeden vahyi kalbe düşürmesi,
4-Meleğin insan suretinde vahiy getirmesi,
5-Peygamberin kalbine üfleme,
6-Doğrudan Allah kelamını duyarak,
7-Uykudayken meleğin vahiy getirmesi
C. KUR'AN AYETLER VE SURELERDEN OLUŞAN BİR KİTAPTIR
1.Ayet Kelimesi
Dini terim olarak çeşitli anlamlara gelir
a-Delil; Allah'ın varlığı ve birliğini kanıtlayan delillere ayet denmiştir.
b-Mucize;peygamberliği kanıtlayan olağanüstü olaylar manasında kullanılmıştır.
c-Kıyamet alametleri;kıyametin habercileri anlamındadır.
d-Kur'an'ın tamamı yada belli bölümleri; Kur'an surelerinin bölümlerine ayet denir.Kur'an'ın tamamına da Hz. Muhammed'in hak peygamber olduğunu kanıtladığı için,insanı Allah'a götürdüğü için,benzerini getirmek imkansız olduğu için ayet denmiştir.
2.Ayet-Vahiy Kavramları İlişkisi
İnsan ayete muhatap olan onu gerçekleştirmesi gereken kişidir.İnsanın fıtratına uygun bir hayat yaşaması onun Kur'an'a uymasına bağlıdır.
3.Sure Kelimesi ve Sure Kavramı
Bu kelime sözlükte yüksek yer,sur,mevki,şeref vb. anlamlara gelir.Dini terim olarak ise; ayetlerden meydana gelen Kur'an'ın bölümlerine denir.Kur'an'ın parça parça olmasının hikmeti insanın metinleri bölümlere ayırdığında daha kolay ve şevkle okuduğundandır.
D.KUR'AN'DA KUR'AN
1.Kur'an-ı Kerim'in Klasik Tarifi ve Kur'an
Kur'an-ı Kerim Hz. Muhammed'e vahiyle peyderpey indirilmiş,yazılmış,nakledilmiş,okunması ibadet olan,mucize Allah kelamıdır.
2.Kur'an İsimleri Çerçevesinde Kur'an
Kutsal Kitabımız'ın Kur'an isminden başka el-Kitab,el-Furkan,ez-Zikr isimleri de vardır.
SONUÇ
Hayatını anlamlandırmak isteyen insan bir model arayışına girmektedir.İnsan sadece yaratıcısının modeli olan vahyin modeliyle hayatının anlamını keşfedebilir.
KUR'AN'IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE II.BÖLÜM
KUR'AN'IN KENDİNİ TEFSİR EDİŞ BİÇİMİ
A.GENEL OLARAK
Kur'an'ın bir kısmı bir kısmını tefsir eder.Bir yerde anlaşılmayan bir konu başka yerde açıklanmıştır.
B.MUTLAK İFADELERİN KAYITLANMASI
Kur'an bazı bölümlerinde kesin olarak verdiği bir hükmü başka yerde şarta bağlamıştır.
1.İstisna Yoluyla Açıklama
Kur'an bazen bir konuda kesin tavır ortaya koyarken bir yandan da müslümanların faydalanacağı istisnai durumlara yer verir.
2.Bir Şeyin Sebebini Zikretmekle Açıklama
Kur'an bazı kesin ifadeleri farklı yerlerde değişik bit sebebe bağlayarak açıklar. Tek başına ele aldığımızda bizi yanlış sonuçlara götürecek ayetleri ilgili diğer ayetlerle birlikte değerlendirmeliyiz.
C.GENEL İFADELERİN TAHSİS EDİLMESİ
Kur'an hiçbir zaman okuyucusunu kolaycılığa terketmez onu okuyup anlamak için derin bir kavrayışa ihtiyaç vardır.Genel bir ifadeyi Kur'an'ın bütününde aynı anlamda görmek mümkün değildir. Yerine göre farklı anlamlar taşıyabilmektedir.Genel anlamlı kelimeler külli kavramlar oldukları için cüz'i ifadeleri de kapsamına alır.Bu yüzden genel anlamlı kelimeden kastolunan anlam Kur'an'ın farklı yerlerinde açıklanmıştır.
Ç.MÜPHEM HUSUSLARIN AÇIKLANMASI
Kur'an'ın kendine has özelliklerinden biri de anlatımlarında kişi isimlerini ön plana çıkarmamasıdır. Bu da Kur'an'ın az sözle çok mana ifade etme özelliğinden kaynaklanmaktadır.
İsm-i mevsullerle verilen cümlelerde her zaman bir belirsizlik vardır. Ancak bu Kur'an'ın asıl mesajını iletmesine engel değildir.
Kur'an Arapça olduğu için Arap dilinin tüm özelliklerini bünyesinde barındırır. Bu yüzden tekrarlara düşmemek için zamirleri kullanır.Kur'an'da geçen zamirleri yine Kur'an'a başvururuz.
D.GARİB KELİMELERİN AÇIKLANMASI
Garib yani anlamı bilinmeyen kelimeler garibül Kur'an türü eserlerde açıklanmaya çalışılmıştır.
E.İFADELERDEKİ İHTİMALLERİN BİR'E İNDİRGENMESİ
Kur'an'da iki yada daha fazla manaya gelebilecek kelimeler vardır.Kur'an'ın birçok yerinde bu ihtimaller bire indirilir ancak bazen kesinlik belirtmek Kur'an'ın bütünlüğüne aykırı olacağından farklı kaynaklara da başvurmamız gerekecektir.
F.KISA VE VECİZ İFADELERİN GENİŞ AÇIKLANMASI
Kur'an kısaca değindiği bir ifadeyi başka bir yerde dönüp tekrar açıklıyor.Bazen teferruatlı açıklanmayan bir şey başka yerde açıklanmıştır.
G.İFADELERİN MECAZİ OLUŞLARININ TAYİN EDİLMESİ
Hangi ifadenin hakikat hangisinin mecaz olduğunu Kur'an'ın mana örgüsünde ve bütünlüğü içerisinde anlayabiliriz. Bunun için Kur'an'ın indiği dönem Arapçası bilinmelidir.
Ğ.İZAHI GÜÇ HUSULARIN AÇIKLANMASI
Kur'an kendini çelişkiden uzak bir kitap olarak nitelendirmektedir. Bu çelişkisizliği aklı ve mantığı kullanarak yinr Kur'an içinde tespit etmek gerekir.
NURAY YEŞİLOĞLU/11040347-İDKAB2
KUR’AN NEDİR? II. BÖLÜM
-Kur’an, Hz.Muhammed’e Arapça olarak vahiy yoluyla parça parça indirilmiştir.
-Kuran’ın kendine özgü bir üslubu vardır.
-İçinde çelişki olan herhangi bir ayet ya da sureye rastlanılmaz.
-Kur’an Arapça harfler,kelimeler,ayetler ve surelerden oluşur.
-Anlatılanlar birbirinden bağımsız değildir.Birbirinin tamamlayıcısıdır.
-Kur’an ezber ya da yazı şeklinde okunabilen bir kitaptır.
Kur’an’ın ilk emrinin “OKU” olması ve Kur’an kelimesinin bu kökten gelmesi gayet anlamlıdır.Kur’an ilme ve okumaya önem vermiştir.İnsan Allah’a nasıl yöneleceğini,O’nun için neler yapabileceğini bilmeyen bir varlıktır.Kur’an insana rehberlik eden bir kitap olma özelliği taşır.Kur’an’ın bir benzeri daha oluşturulamaz.Bu İsra Suresi,88.ayette belirtilmiştir.Kur’an Peygambere vahiy yoluyla ulaşmıştır.Vahiy ilham,elçi göndermek,seslenmek gibi anlamlara gelir.Dini terim olarak ise Allah’ın emir ve yasaklarını peygamberler aracılığıyla insanlara bildirmesidir.Vahiy 3 şekilde gelir.
1.Kalbe ilham olarak
2.Cebrail aracılığıyla
3.Sadık rüya şeklinde
Sure ise sözlükte;yüksek yer,yüksek rütbe gibi anlamlara gelir.Surenin dini anlamı;ayetlerden meydana gelen,başı ve sonu bulunan müstakil Kur’an bölümlerinin adıdır.Kur’an’da 114 sure bulunmaktadır.Bu kutsal kitap için “Kur’an“ kelimesi dışında el-Kitab, el-Furkan, ez-Zikr gibi isimler de kullanılmaktadır.
NURAY YEŞİLOĞLU/11040347-İDKAB2
KUR’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE-II. BÖLÜM
KUR’AN’IN KENDİSİNİ TEFSİR EDİŞ BİÇİMİ
Kur’an kesin ve mutlak tavrını ortaya koyarken bir taraftan da müminlerin faydasına yönelik istisnai durumlara yer verir.Örneğin; Allah(c.c.) kafirleri,Yahudileri ve hristiyanları,Allah düşmanlarını ve müşrikleri dost edinmemizi yasaklar.Ayetin devamında ise inanmayanlar tarafından zarar görmemek için onlarla dostça geçinebileceklerini söyler.
Kur’an’ın değişik yerlerinde bazı ifadeler bir sebebe bağlanarak verilmiştir. Eğer bu şekilde olmasaydı farklı anlamlar çıkarılabilirdi.Kur’an’da genel anlamlı kelimeler vardır.Bunlar Kur’an’ın üslubuna özgü bir durumdur.Genel anlamlı kelimelerin tahsis edilmesi şeklindeki tefsir örneklerini iki grupta toplayabiliriz:
A.Genel Anlamlı Kelimeden Kastolunan Şeyin Belirlenmesi:Kur’an’da farklı yerlerde geçen bir kelimeyi aynı manada almak doğru değildir;çünkü bulunduğu ayetteki manalar farklılık arzedebilir.Mesela; Arapça “ZELEME” kelimesi Kur’an’da farklı yerlerde geçmektedir;fakat yerine göre ‘şirk’ ve ‘küfür’ ya da yapılan bir hatayı ya da haksızlığı gösterir.
B.Genel Anlamlı Bir Kelimenin Şümulüne Giren Hususların Birkaçının Açıklanması: Kur’an’da geçen bir kelime genel anlamlı olup,içeriğinde çok şey barındırabilir.
Kur’an yer, zaman ve şahıs isimlerini ön plana çıkarmaz.Bu O’nun bir özelliğidir.Zaman zaman bazı konuları müphem sözlerle dile getirir;fakat bu onun anlaşılabilir,kavranabilir özelliğine zarar vermez. Kur’an’ın dili Arapçadır ve muhataplarının anlayabileceği bir yapıdadır.Arap dilinde kullanılan kelimelere de yer verilmiştir.Kur’an’ın garip kelimelerini açıklamak amacıyla eserler verilmiştir.Bu eserler lügat görevi görmektedir.Kur’an’da Arap dilinin bir özelliği olarak birden çok anlama gelebilen kelimeler geçmektedir.Kur’an birçok ihtimalden sadece biri üzerinde durur.Yani ihtimalleri bire indirir.Kur’an kısaca işaret ettiği meselelere daha sonra tekrar döner ve onları açıklar.Bazen de bu açıklamalara dayanarak farklı bir yerde kısa ve öz biçimde değinir.Kur’an-ı Kerim’de mecaz ifadelere de yer verilmektedir.Kur’an’da hangi kelimeler mecaz anlamda hangilerinin gerçek anlamda olduğunu bilmek için Arap dilinin özelliklerini bilmeliyiz.
KUR’AN NEDİR? 2
Kur’an Peygamberimize
indirilmiş olan son ilahi kitaptır. Vahiy yoluyla indirilmiştir. Dil olarak Arapçadır.
Kelime anlamı olarak tam bir şey söylenememekle beraber birbirinin eşi,
birbirini doğrulayanlar, toplamak ve eklemek gibi anlamları olduğu ifade
edilir. Nitekim Kur’anda mana olarak ayetler birbirini doğrulamaktadır. Daha bunun
gibi tanımlarına göre birçok bağlantı kurabiliriz. Kur’an kendisinin hem
kalplerde ezber yoluyla hem de satırlarda yazılı olarak saklanmasını ister.
Kur’an’ın son derece
özlü ve kapsamlı bir anlatımı vardır. Öyle ki bir ayeti üzerine birkaç sayfa yazı yazılabilir.
Kur’an’ın sadece kendisiyle tefsir edilmesiyle bile on iki cilt gibi büyük
hacimli eserler ortaya çıktığını görmekteyiz. Kur’an’da işlene en temel konu
tevhit inancıdır. Öte yandan tüm
peygamberler Hz. Muhammed’in kardeşleridir, hepsi aynı misyonu temsil etmiş
tevhit inancını anlatmışlardır.
Kur’an peygamberimize
vahiy yoluyla indirilmiştir. Vahiy kelime kökü olarak ve fiil olarak
bakıldığında aynı şeyleri ifade eder. Cebrail vasıtasıyla gelmesi, kalbe ilham
olunması, gizlice söylenmesi, vahyin hem anlam hem de uygulama açısından
paralellik göstermektedir.
Ayet Allah’ın
varlığına ve birliğine, peygamberlerin doğruluğuna işaret eden delil ve
mucizedir. Bu bağlamda her ayet bizim için yol göstericidir. İnsanın bir ayet
olan fıtratı ve onu kuşatan evren ayeti ile örtüşen bir hayat sürdürebilmesi
Kur’an’ın emirlerine ve hükümlerine uymasına onu hayatına tatbik etmesine
bağlıdır.
KUR’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE 2
Kur’an-ı Kerim’i
kendisiyle veya başka türlü şekillerde tefsir etmek mümkündür. Önemli olan bu
işi doğru yapabilmek, doğru sonuca ulaşabilmektir. Bir yerde umumi olarak gelen
bir ifade başka bir bölümde belirli hale gelir. Bir yerde mutlak olan ifade
diğer bir yerde mukayyet olarak geçer. Bir yerde geçen bir hüküm başka yerde
daha yumuşak veya sert haliyle geçiyor olabilir. Örneğin; Allah kafirleri, Yahudileri,
Hristiyanları, Allah düşmanlarını ve müşrikleri dost edinmemizi yasaklamıştır. Ama
öte yandan kafirlerin dost edinilmesi konusunda bir istisna getiriyor. Onların şerlerinden
korunabilmek için ihtiyaten dost edinilebileceği hükmü veriliyor. Bazen de bir hükmün sebebi
başka bir yerde açıklanabilir.
Kur’an her zaman için
okuyucusunu düşünmeye sevk eder. Kolaycılığa kaçmasını istemez. Bazen öyle
genel ifadeler kullanır ki doğru yerle irtibatlandırılmaz ise kastedilen şey
anlaşılmaz. Kur’an’ın dili bazen ağır gelebilir yani indiği dönemdeki konuşma
diline biraz uzaktır. Tabi bu bütünü için geçerli değildir.
Kur’an’da iki veya
daha fazla manaya çıkabilecek kelimeler ve ifadeler vardır. Bu Arapçanın bir
özelliğidir. Kur’an bazen kısaca işaret ettiği konuları başka yerlerde uzun
uzadıya açıklar. Yani Kur’an’ı sadece bir ayete bir sureye bir cüze bakarak
anlayamayız. O’nu bütün olarak ele almalıyız.
Ayet; mucize, delil, alamet gibi anlamlara gelir. Kur'an'ın tamamına ayet denir. Kur'an'ı Kerim'in herhangi bir suresindeki başı ve sonu bulunan bir veya daha fazla cümleden oluşan birimine ayet denir. İnsan açısından ayet; insan ayete muhatap olan varlıktır, insan ayeti incelemesi gereken varlıktır. O halde ayet, insanı Allah'a yönelten bir işarettir.
KUR'AN'IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE İKİNCİ BÖLÜM
KUR'AN'IN KENDİNİ TEFSİR EDİŞ BİÇİMİ
Kur'an'ın bir kısmı bir kısmını tefsir eder. Biryerde umumi olarak gelen bir ifade başka biryerde tahsis edilir. Biryerde belirsiz olan lafız başka bir bölümde belirli hale gelir.
A.Mutlak İfadelerin Kayıtlanması
Kur'an'ın muayyen konuları işlerken bazı bölümlerinde mutlak ifadelerle verdiği hususları başka yerlerde kayıtlayarak takdim ettiğini görmekteyiz. Bazen söz konusu kayıtlar, yalnızca vuzuhu arttırıcı bir rol oynarken bazen yanlış ve tutarsız yorumlara düşmekten alıkoyacak niteliktedirler.
1.İstisna Yoluyla Açıklama:Kur'an bazen herhangi bir hususta bir yandan kesin ve mutlak tavrını ortaya koyarken, diğer yandanda mü'minlerin faydasına yönelik istisnai durumlara yer verir.
2.Bir şeyin sebebini zikretmekle açıklama:Kur'an bazı mutlak ifadelerini değişik yerlerde bir sebebe bağlayarak kayıtlar. Herhangi birşeyin sebebinin zikredilmesiyle açıklanması, Kur'an'ın kendi bütünlüğü içinde anlaşılmasında itina gösterilmesi gereken hususlardandır.
B. Mübhem Hususların Açıklanması
Kur'an'ın kendisine has bir ifade özelliğide onun gerek kıssaların sunuluşunda, gerekse diğer vesilelerle yer zaman ve şahıs isimlerini ön plana çıkarmamasıdır. Kur'an çoğunlukla bu tür durumlarda ismi işaretleri ve zamirleri kullanmaktadır dile getirme özelliği olan mucizliğine atfetmek doğru olur. Kendi üslubuyla insanlara mesaj iletmek Kur'an'ın ana gayesidir.
C. Garip Kelimelerin Açıklanması
Dili Arapça olan Kur'an, her zaman muhatapların kolayca anlayabileceği kelimelere yer vermemiştir. İndiği dönemin diliyle aynı olmasına rağmen günlük kelimelerden değildi. Bazı kelimelerin en yaygın şekilde bilinen anlamı yerinde Kur'an da farklı anlamlarda kullanılmıştır. Bu yüzden Kur'an'ı anlayıp yorumlayabilmek için Arap dili güzel bir şekilde bilinmelidir.
D. İfadelerdeki İhtimallerin Bire İndirgenmesi
Arap dilinin bir özelliği olarak Kur'an'da iki veya daha fazla manaya çekilebilecek kelimeler ve ifadeler yer almaktadır. İki veya daha çok anlamda kullanılan kelimelere lafzı müşterek denmektedir. Fakat biz ihtimali sadece kelime çerçevesinde ele almak yerine; konuyu biraz daha geniş tutarak, bünyesinde her ne suretle olursa olsun iki ve daha çok manaya gelebilecek ifadelerede temas etmek istiyoruz. Çünkü bazen cümlelerin yapısından kaynaklanan ihtimaller olabildiği gibi, bir atıf cümlesinin kendisinden önceki ibarelerden hangisine atfedildiği konusunda da ihtimaller belirebilir.
E.Kısa ve Veciz İfadelerin Geniş Açıklanması
Kısa ve özlü bir biçimde temas edilen konuların Kur'an'ı diğer bölümlerinde açıklanması ilahi kitabın büyük bir bölümünde en çok göze çarpan hususlardandır. Kur'an kısaca işaret ettiği bir konuya başka pasajlarda tekrar dönüyor ve geniş geniş açıklıyor. Kıssalardaki bazı hadiselere ve sonuçlara Kur'an'ın başka biryerinde net bir açıklama getiriliyor.
F.İfadelerin Mecazi Oluşlarının Tayin Edilmesi
Hakikat ve mecaz her ikiside düşünce ve duyguların iletilmesinde vazgeçilmez iki unsurdur. Hemen her dilde hatipler ve yazarlar ortama, zamana ve muhataplarına göre bu iki unsura yer verirler. Arapça olan bu Kur'an'da yerine göre bu iki tür ifade biçiminin kullanılmasından daha doğal bir şey olamaz.
G.İzahı Güç Hususların Açıklanması
Kur'an'daki izahı güç olan ihtilaf ve çelişki bulunduğu sanılan hususlara, Kur'an ilimleri terminolojisinde müşkil denir. Kur'an'ın bu tür ifadelrini ele alarak çelişkisizliğini ve tutarlılığını ortaya koymaya çalışan ilme müşkilul Kur'an denilmektedir. Kur'an kendi kendisini açıklayan tutarlı ve çelişkiden uzak bir kitaptır.
Kur'an Hz. Peygambere parça parça vahiy yoluyla gelmiş olup bize de tevatür yoluyla ulaşmıştır.Kur'an harfler, kelimeler, ayetler ve surelerden oluşan ve kendisiyle ibadet edilen bir kitaptır.Kur'an Allah kelamıdır ve kendi içinde bir bütünlük arz eder.
Kur'anın ilk emri "oku" sözcüğüyle aynı kökten geldiğini de söyleyebiliriz.Buradan Kur'anın ilme ne kadar büyük değer verdiğini görebiliyoruz.Bir kitap olarak Kur'anın herhangi bir kitapla hem ortak hem farklı hemde seçici özellikleri vardır. Kur'an ayrıca özlü, kapsamlı bir anlatımının yanı sıra derin manalar da içerir.
Kur'an; Kur'an insanının ne gibi özelliklere sahip olması gerektiğini anlatır bizlere.Kur'an Allah'ın en üstün varlık olduğunu ve var denmeye layık tek gerçek varlık olduğunu vurgular.Kur'an kendinden önceki kitapları tasdik ettiği gibi benzerinin meydana getirilemeyeceği konusunda meydan da okur.Ayrıca Kur'an insanın anlam arayışı serüveninin ve vahyin buna cevabının bir kanıtıdır.
Kur'an her haliyle insan sözü olmayıp melek vahyi olduğunu ispat eder.O indiği zaman şairler şiirlerini Kabe'nin duvarından indirmişlerdir.İnanan inanmayan herkes onun üstünde kitap olmadığını kabul etmiştir.Daha öncede bildirdiğimiz gibi Kur'an vahiy yoluyla gelmiştir ve vahiy,bir bilgiyi bir işareti yazılı veya sözlü olarak muhataba en hızlı ve en kestirme yoldan ulaştırmaktır.
Vahiyin sadık rüya,cebrailin asli heyetiyle görülüp ilahi emri duyurması,meleğin görünmeden emri peygamberin kalbine düşürmesi,meleğin insan şeklinde görünmesi, kalbe üfleme,uykuda iken ,uyanıkken doğrudan doğruya Allah kelamını duymak gibi çeşitleri vardır.Vahiyde esas olan sürattir.Vahyin hayatı anlamlandırmada canlı örneği rasulullahtır.
Kur'an ayet ve surelerden oluşan bir kitaptır.Ayet kelimesinin ifade ettiği anlamlar çeşitlidir. Bunlar delil mucize vs. Sure ise ayetlerden meydana gelen başı ve sonu bulunan Kur'an bölümleridir.Kur'anın bu ismi dışında el-kitab,el-furkan,ez-zikr gibi isimleri de vardır
12/3/13 23:39
Kezban BOSTAN dedi ki...
Kezban BOSTAN/10040079-İDKAB-2
KUR'AN'IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE-2.BÖLÜM
Daha önce de söylediğimiz gibi Kur'an kendi kendini tefsir etmektedir. Ancak tefsir işlemini yaparken kendi bütünlüğü içinde birtakım metotlar kullanarak yapmaktadır. Bunlardan birincisi Kur'an muayyen konuları işlerken bazı pasajlarda mutlak ifadelerle verdiği hususları başka yerlerde kayıtlayarak sunmaktadır. İşte bu sunma işini 2 başlık altında değerlendirebiliriz.İstisna yoluyla açıklama,Kur'an bazen herhangi bir meselede kesin, mutlak tavırlar sergilerken diğer yandan da istisnai durumlara da yer verir. İkincisi bir şeyin sebebini zikretmekle açıklama burada ise Kur'an bir takım mutlak ifadelerini değişik yerlerde bir sebebe bağlayarak kayıtlar. Zaten herhangi bir şeyin sebebiyle birlikte açıklanması Kur'anın kendi bütünlüğü içinde anlaşılmasında önemli bir husustur.
Kur'anda bazen genel anlamlı ifadeler daha sonraki ifadelerle netlik kazanmaktadır. Yine müphem hususların açıklanması, garip kelimelerin açıklanması Kur'anın kendi bütünlüğü içinde olmaktadır.Ayrıca Kur'an kısaca bahsettiği konuya başka pasajlarda tekrar dönüyor ve onu geniş geniş açıklıyor.Bahsedilen ifadeler gerçek mi yoksa mecaz mı yine Kur'anın kendi bütünlüğü içinde çözülüyor. Kısacası Kur'anı kendi bütünlüğü içinde anlamak için bir takım hususlara dikkat etmek gerekiyor.
12/3/13 23:55
Büşra İNAN/11040437/İDKAB-II
KUR’AN NEDİR? II. BÖLÜM
—Kur’an, Hz. Muhammed’e Arapça olarak vahiy yoluyla parça parça indirilip, bize tevatürle naklolunan ilahi kitabın adıdır. İki kapak arasında yapraklarda yazılı olduğundan kitap niteliği taşımaktadır. Bundan dolayı onun herhangi bir kitapla hem ortak hem de farklı özellikleri, hem de çok ayırt edici nitelikleri vardır.
—Kur’an-ı Kerim’in son derece özlü ve kapsamlı bir anlamı vardır. Az kelime ile birçok mana anlatır.
—En temel konusu Tevhid inancıdır. Onu okuyan kişi Allah’ın en üstün varlık olduğunu ve var denmeye layık tek gerçek varlığın O olduğunu tespit eder.
—Maide Suresi 48. ayette Kur’an’ın kendinden önceki kitapları hem tasdik ettiği hem de onlar üzerine bir şahit olduğu bildirilmektedir.
—Tevrat ve İncil’de gelen prensipler Kur’an’da da bulunmaktadır. Bu da insanın anlam arayışı serüveninin ve buna vahyin cevabının Tevhid ilkesi çerçevesinde olduğunu kanıtlamaktadır.
—Kur’an hem üslup hem de anlam bakımından mucizedir. Daha önce hiçbir vahiyde gelmeyen, ilk defa kendisinin söylediği vahiylerdir. Bunlar, tek kelimeyle insanın anlam arayışına cevap veren ayetlerdir.
—Vahiy, bir bilgiyi, bir işareti yazılı veya sözlü olarak muhataba en hızlı ve en kestirme yoldan ulaştırmak anlamını ifade eder. Bu ulaştırma işi çeşitli vasıtalarla olabilir.
—Vahiy Hz. Peygambere; sadık rüyalar şeklinde, Cebrail (a.s)’in asli şekliyle görünüp ilahi emri duyurması, meleğin görünmeden Allah’ın sözünü Peygamber’in kalbine düşürmesi, meleğin insan şekline girerek vahiy getirmesi, Hz. Peygamber’in kalbine üflemesi, uykuda iken meleğin vahiy getirmesi, uyanıkken doğrudan Allah’ın kelamını duyması şeklinde çeşitli yollarla gelmiştir.
—Ayet dini terim olarak ifade edildiğinde delil, mucize, kıyamet alametleri, Kur’an’ın tamamı veya belli bölümleri gibi anlamlara gelir. İnsan açısından ayet ise, insanı Allah’a yönelten, O’na gidişinde iz ve işaret veren her şeydir. Bu bağlamda ayet; afakî (insanı kuşatan âleme ait ayetler) ve enfüsihi (insanın kuşattığı âleme ait ayetler) olmak üzere ikiye ayrılır. Kendi ve evrendeki varlık oluştaki ayetlerin farkına varan insan, Kur’an- okuduğunda buradaki ayetlerinde karşılığını bulur.
—Sure ise dini terim olarak, ayetlerden meydana gelen, başı ve sonu bulunan müstakil Kur’an bölümlerinin adıdır. Kur’an’ın surelere ayrılmasının sebebi insanoğlunun uzunca yazılmış yazıları bölümlere ayırarak okumaya yatkın bir mantığa sahip olmasıdır. Böylece insan Kur’an-ı daha rahat okumaktadır.
—Bu kutsal kitabın “el-Kitab, el-Furkan, ez-Zikr” gibi Kur’an isminden başka Kur’an-ı Kerim’de geçen başka isimleri de vardır.
KUR’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE- II. BÖLÜM
—Kur’an, bazen herhangi bir hususta bir yandan kesin ve mutlak tavrını ortaya koyarken, bir yandan da mü’münlerin faydasına yönelik istisnai durumlara yer verir.
—Kur’an da bazı ifadeler bir sebebe bağlanarak verilmiştir. Çünkü bu şekilde olmasaydı okuyucu Kur’an’a ters düşen anlamlar çıkarabilirdi.
—Kur’an hiçbir zaman okuyucuyu kolaylığa sevketmemektedir. Bazen kişinin kabiliyet ve anlayışının sınırlarını zorlayabilecek derin düşüncelere sevkeder. Kur’an’da ki bu gibi ifadeler çok çeşitli hususları kapsamaktadır. Bu tür kelimeler kullanıldığı ayetlere göre farklı anlamlar içerebilir.
—Kur’an-ı Kerim’de kıssaların anlatımında ya da diğer vesilelerle yer, zaman ve şahıs isimleri ön plana çıkartılmamaktadır. Bunların yerine çoğunlukla ism-i işaretler, ism-i mevsuller ve zamirler kullanılmaktadır.
—Kur’an’da kısaca temas edilen konulara daha sonraki bir ayette tekrar dönülüp, geniş geniş açıklanmıştır. Bazen de geniş ifadeler yerine kısa ve özlü ifadeler kullanılmıştır.
—Kur’an da hem mecaz hem de gerçek anlamlı ifadeler kullanılmaktadır. Bu ifadeler yeri geldiğinde gerçek anlamıyla, yeri geldiğinde sözü daha etkili kılmak için mecaz anlamıyla kullanılmıştır.
Büşra İNAN/11040437/İDKAB-II
KUR’AN NEDİR? II. BÖLÜM
—Kur’an, Hz. Muhammed’e Arapça olarak vahiy yoluyla parça parça indirilip, bize tevatürle naklolunan ilahi kitabın adıdır. İki kapak arasında yapraklarda yazılı olduğundan kitap niteliği taşımaktadır. Bundan dolayı onun herhangi bir kitapla hem ortak hem de farklı özellikleri, hem de çok ayırt edici nitelikleri vardır.
—Kur’an-ı Kerim’in son derece özlü ve kapsamlı bir anlamı vardır. Az kelime ile birçok mana anlatır.
—En temel konusu Tevhid inancıdır. Onu okuyan kişi Allah’ın en üstün varlık olduğunu ve var denmeye layık tek gerçek varlığın O olduğunu tespit eder.
—Maide Suresi 48. ayette Kur’an’ın kendinden önceki kitapları hem tasdik ettiği hem de onlar üzerine bir şahit olduğu bildirilmektedir.
—Tevrat ve İncil’de gelen prensipler Kur’an’da da bulunmaktadır. Bu da insanın anlam arayışı serüveninin ve buna vahyin cevabının Tevhid ilkesi çerçevesinde olduğunu kanıtlamaktadır.
—Kur’an hem üslup hem de anlam bakımından mucizedir. Daha önce hiçbir vahiyde gelmeyen, ilk defa kendisinin söylediği vahiylerdir. Bunlar, tek kelimeyle insanın anlam arayışına cevap veren ayetlerdir.
—Vahiy, bir bilgiyi, bir işareti yazılı veya sözlü olarak muhataba en hızlı ve en kestirme yoldan ulaştırmak anlamını ifade eder. Bu ulaştırma işi çeşitli vasıtalarla olabilir.
—Vahiy Hz. Peygambere; sadık rüyalar şeklinde, Cebrail (a.s)’in asli şekliyle görünüp ilahi emri duyurması, meleğin görünmeden Allah’ın sözünü Peygamber’in kalbine düşürmesi, meleğin insan şekline girerek vahiy getirmesi, Hz. Peygamber’in kalbine üflemesi, uykuda iken meleğin vahiy getirmesi, uyanıkken doğrudan Allah’ın kelamını duyması şeklinde çeşitli yollarla gelmiştir.
—Ayet dini terim olarak ifade edildiğinde delil, mucize, kıyamet alametleri, Kur’an’ın tamamı veya belli bölümleri gibi anlamlara gelir. İnsan açısından ayet ise, insanı Allah’a yönelten, O’na gidişinde iz ve işaret veren her şeydir. Bu bağlamda ayet; afakî (insanı kuşatan âleme ait ayetler) ve enfüsihi (insanın kuşattığı âleme ait ayetler) olmak üzere ikiye ayrılır. Kendi ve evrendeki varlık oluştaki ayetlerin farkına varan insan, Kur’an- okuduğunda buradaki ayetlerinde karşılığını bulur.
—Sure ise dini terim olarak, ayetlerden meydana gelen, başı ve sonu bulunan müstakil Kur’an bölümlerinin adıdır. Kur’an’ın surelere ayrılmasının sebebi insanoğlunun uzunca yazılmış yazıları bölümlere ayırarak okumaya yatkın bir mantığa sahip olmasıdır. Böylece insan Kur’an-ı daha rahat okumaktadır.
—Bu kutsal kitabın “el-Kitab, el-Furkan, ez-Zikr” gibi Kur’an isminden başka Kur’an-ı Kerim’de geçen başka isimleri de vardır.
KUR’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE- II. BÖLÜM
—Kur’an, bazen herhangi bir hususta bir yandan kesin ve mutlak tavrını ortaya koyarken, bir yandan da mü’münlerin faydasına yönelik istisnai durumlara yer verir.
—Kur’an da bazı ifadeler bir sebebe bağlanarak verilmiştir. Çünkü bu şekilde olmasaydı okuyucu Kur’an’a ters düşen anlamlar çıkarabilirdi.
—Kur’an hiçbir zaman okuyucuyu kolaylığa sevketmemektedir. Bazen kişinin kabiliyet ve anlayışının sınırlarını zorlayabilecek derin düşüncelere sevkeder. Kur’an’da ki bu gibi ifadeler çok çeşitli hususları kapsamaktadır. Bu tür kelimeler kullanıldığı ayetlere göre farklı anlamlar içerebilir.
—Kur’an-ı Kerim’de kıssaların anlatımında ya da diğer vesilelerle yer, zaman ve şahıs isimleri ön plana çıkartılmamaktadır. Bunların yerine çoğunlukla ism-i işaretler, ism-i mevsuller ve zamirler kullanılmaktadır.
—Kur’an’da kısaca temas edilen konulara daha sonraki bir ayette tekrar dönülüp, geniş geniş açıklanmıştır. Bazen de geniş ifadeler yerine kısa ve özlü ifadeler kullanılmıştır.
—Kur’an da hem mecaz hem de gerçek anlamlı ifadeler kullanılmaktadır. Bu ifadeler yeri geldiğinde gerçek anlamıyla, yeri geldiğinde sözü daha etkili kılmak için mecaz anlamıyla kullanılmıştır.
ZEYNEP EROL 11040134 İDKAB/2
KUR'AN NEDİR 2. BÖLÜM
A)Kur'an Bir
Kitaptır
-Kur'an hz. Muhammed'e vahiy yoluyla indirilmiş ilahi kitabın özel
adıdır.
-Kur'an kelimesi Kur'an'ın kendisinin ilk emri olan ''ikra/oku''
sözcüğüyle aynı kökten gelir.Böylece Kur'an ilme verdiği önemi
gösterir.
-Kur'an iki kapak arasında toplanmış bir metin olması bakımından
diğer kitaplara benzer fakat O Allah kelamıdır ,bir yazarın eseri değildir vahiy
mahsulüdür.Metni değişmez her baskıda aynı kalır.O'nun üslubu hiçbir kitaba
benzemez.Sahip olduğu adların özelliğini içinde barındırır.Sadece indiği döneme
değil tüm zamanlara hitap eder.
-Kur'an'ı Kerim özlü bir anlatıma sahiptir.O
az kelime ile çok mana ifade eder.Kur'an'ın bu özelliği insanın hayatı
anlamlandırma yolundaki rehberi olmasına dayanır.
-Kur'an'da en çok vurgu
yapılan konulardan biri ''tevhid'' inancı, Allah'ın tek yaratıcı ve en üstün
varlık olduğudur.
-Kur'an kendisinden önce gelen ilahi kitapları tastik
eder.O semavi kitapların yanlış anlaşılarak tevhid inancının bozulmasını
engellemek için gönderilmiştir.
-Kur'an önceki kitaplarda bulunan yüksek
ahlaki değerleri koruması bakımından o kitaplarla benzerlik gösterir.Bütün diğer
peygamberlerde Allah'a inanmaya tevhide çağırmışlardır.Hz.Ademden Hz. Muhammede
iman esasları aynıdır.Değişen dini hükümler ve hukuka bağlı konulardır.Bu yüzden
Kur'an'ın daha önceki kitaplardan bahsetmesi, ve bu kitaplarda bulunan
prensiplerin Kur'an'da da bulunması doğaldır.
B)Kur'an Vahiy Mahsulü Bir
Kitaptır
-Vahiy terim olarak bütün varlıklara fıtratlarına uyugun olarak
hareket etme yöntemini bildirme yolu ve insanlarla ve varlıklarla konuşma
şeklidir.
-Vahiy dini bir terim olarak ise Allah'ın dilediği şeyleri
peygamberine muhtelif hallerden biriyle bildirmesi demektir.
-Hz. Peygambere
vahiylerin geliş şekillerinden bir kaçı:
a)sadık rüya şeklinde
b)Cebrail'in asıl sekliyle görünüp ilahi emri bildirmesi
c)Meleğin
görünmeden Allah'ın sözünü Peygamberin kalbine düşürmesi
-Vahiy ile ilahi
kelam hz. Peygamberin tüm benliğini kuşatmış, Onu erdirmiş Onda yeni bir
şahsiyet meydana getirmiştir.Böylece hz. Muhammed aldığı vahiy ile hayatı
anlamlandırmanın örneği ve önderi haline gelmiştir.
C)Kur'an Ayetlerden ve
Surelerden Oluşan Bir Kitaptır
-ayet:Ayet kelimesi sözlükte mucize, açık
alamet , ibret, delil anlamlarına gelir.
Ayet kelimesinin dini terim olarak
ifade ettiği anlamlar
Delil:Kur'an'ı Kerim Allah'ın varlığını ve birliğini
ispat eden delillerden ''ayet''diye söz eder.
Mucize:Peygamberlerin Allah
tarafından gönderilmiş elçiler olduklarını ispat eden insanüstü ancak ilahi bir
kuvvet sayesinde gerçekleşen olaylardır.
Kıyamet olayları:Kıyametten bahseden
bazı ayetlerde kıyamet olayları ayet olarak adlandırılmıştır.
Kuranın tamamı
veya belli bölümleri:Kur'an'da başı ve sonu bulunan, bir veya daha fazla
cümleden oluşan en küçük birime ayet denir.
-Ayet kelimesi Kur'ani bir kavram
olarak Allahın varlığına birliğine peygamberin doğruluğuna işaret eden delil ve
mucizedir.
-İnsan açısından ayet onu Allah'a yönelten ve onun Alah'a
gidişinde insana iz ve işaret veren her şeydir.Bu anlamda ayet kavli ve kevni
olmak üzere ikiye ayrılır.
-sure:Sure kelimesi dini terim olarak, ayetlerden
meydana gelen , başı ve sonu bulunan müstakil Kur'an bölümlerinin
adıdır.
D)Kur'an'da Kur'an
-Kur'an Hz. Muhammede vahiy yoluyla parça parça
indirilmiş,mushaflarda yazılmış,tevatürle nakledilmiş, tilavetiyle ibadet
edilen, muciz ilahi kelamdır.
-Kur'an ''Kur'an'' dışında ''-el-Kitab'',
''-el-Furkan'', ''ez-Zikr'' olarak da isimlendirilir.
KURANIN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE 2. BÖLÜM
Kur'an
kendi kendini tefsir eder. Kur'an 'da bir yerde genel olan bir ifade başaka bir
yerde tahsis edilebilir. Bir yerde belirsiz olan biz söz başka bir yerde belirli
hale gelebilir.Bir yerde kesin olan bir ifade başka bir yerde mukayyed olmuş
olabilir.
Mutlak İfadelerin Kayıtlanması
Kur'an genel(muayyen) konuları
işlerken bazı pasajlarında kesin ifadelerle anlattığı hususları başka yerde
kayıtlayarak daha net ve sınırlı hale getirir. Yapılan kayıtlamalar istisnai
durumları belirleyen, var olan bir hükmün sebep ve illetini gösteren, bazı genel
kanunları belli şartlara bağlayan, açıklayıcı niteliktedir.Bazen de bu
kayıtlamalar sadece sağlamlaştırma görevi görür.
-Kur'an bazen bir konuda
kesin ve mutlak tavrını ortaya koyarken diğer yandan istisnai durumlara yer
verebilir.
-Kur'an bazı mutlak ifadeleri değişik yerlerde bir sebebe
bağlayarak açıklar.Bu konuya dikkat edilmesi Kur'an'ın kendi bütünlüğü
içerisinde doğru bir biçimde anlaşılması bakımından önemlidir.
Genel
İfadelerin Tahsis Edilmesi
-Genel anlamlı kelimelerin özel bir anlama
bürünmesi Kur'an'ın kullandığı bir ifade şeklidir.Böylece okuyucunun sınırlarını
zorlar ve onu düşünmeye sevkeder.
-Genel anlamlı kelimeler bazen çok çeşitli
manaları karşılayabilmektedir.Kur'an bu tarz kelimeleri zaman zaman özel bir
şeyi anlatmak için kullanırken aynı kelimeler değişik siyak sibak çerçevelerinde
daha genel anlamlarda kullanılabilir.
-Kur'an'ın bazı ayetlerinde kapsamı
geniş, genel ifadeler kullanılır ve bu ifadelerden tam olarak neyin kastedildiği
anlaşılmaz.Söz konusu ifadelerin özelde neyi anlattıklarına başka pasajlarda
açıklık getirilir.
Müphem Hususların Açıklanması
-Kur'an'ın üslubu gereği
kıssaların anlatımında veya diğer konularda Kur'an isim, zaman, mekan isimlerini
ön plana çıkarmaz.Bu Onun az sözle çok şey ifade etme özelliğine dayanır.Fakat
yine Kur'an bazı yerlerde kapalı olan bu noktaları ilgili bölümlerde
açıklar.
-Kur'an' ın bazı ayetlerinde bir kıssa, bir olay anlatılırken bazen
kimden veya neden bahsedildiği belirsiz kalabilir. Bu belirsizlik konu ile
ilgili başka ayetlerde açıklığa kavuşturulur.
-Bir kişi veya bir gruptan
sadece ismi işaret kullanılarak bahsedildiği durumlarda.Bu kişi veya kişilerin
kim olduğu ilgili diğer pasajlarda açıklanır.
-Arapçada anlatımda
tekrarlardan kaçınmak için zamirler kullanılır.Dolayısıyla Kur'an'da da zamirler
çokca yer alır.Bu zamirler ifadenin sevkediliş tarzından veya siyak sibak
çerçevesizden çıkartılamıyorsa yine başka bölümlerde yer yer
açıklanır.
-Kur'an bazen bir kisiyi künye ismiyle yada bir şeyi cins ismiyle
anlatır.Bu konularla ilgili diğer pasajlarda o kişiyi veya şeyi özel ismiyle
anlatarak kendi kendini tefsir etmiş olur.
Garib Kelimelerin
Açıklanması
Kur'an'da anlamını çok az kişinin bildiği kelimelerin
kullanıldığı ve ayrıca bilinen bir kelimenin genel anlamı yerine nadiren
kullanılan anlamının kastedildiği görülür.Böyle kelimeler, kelimenin
kullanıldığı ayetin devamında gelen ayetlerde, o ayetin bulunduğu surenin başaka
bölümlerinde veya ilgili başka pasajlarda açıklığa kavuşturulur.
İfadelerdeki
İhtimallerin Bire İndirgenmesi
-Arap dilinin bir özelliği olarak Kur'an'da
iki veya daha fazla manaya gelen ifadeler bulunmaktadır.Kur'an bir çok yerde
yine kendi kendisini açıklamak suretiyle bu ihtimalleri bire indirgesede bazen
Kur'an tefsirinde başka kaynaklara başvurmak gerekebilir.
Kısa Veciz
İfadelerin Geniş Açıklanması
-Kur'an kısaca işaret ettiği bir konuya, başka
pasajlarda geri dönerek veya fazla geniş olmayarak kısa ve özlü bir ifadeyle
konuya o bölümde açıklık getiriyor.Kur'an'ın bu özelliği genelde kıssalarda
görülür.Daha önce teferruatıyla anlatılmış kıssaları tekrar tekrar vermek yerine
Kur'an bu kıssalara atıflarda bulunur.
İfadelerin MecaziOluşlarının Tayin
Edilmesi
-Kur'an'da hangi ifadenin hakikat hangi ifadenin mezaz olduğunu yine
onun kendi bütünlüğü içerisinde anlıyoruz
KURAN NEDİR
Kuran sözcüğünün kökü ile ilgili olarak çeşitli görüşler
sunulmuştur. En manidar olanı ise ikra (oku ) ile aynı kökten geldiğini öne
süren görüştür. Kuranın ilk emrinin oku olduğunu düşünürsek ikra ile aynı
kökten türemiş olması son derece manidardır.
Kuran da diğer kitaplar gibi iki kitap arasındaki yazılı
yapraklardan oluşur. Diğer kitaplarla ortak özelikleri olduğu gibi farklı
özelikleri de vardır. Bu farklı yönlerine örnek verecek olursak Kuran bir
yazarın eseri değil Allah kelamıdır, üslubu ve muhtevası hiçbir esere benzemez
eşsizdir, ezberlenebilirdir.
Kuran metni içinde ilahi ahenk ve musiki vardır. O her haliyle
bir insan ürünü olmayıp Allah’ın sözü olduğunu ispatlar. Bundan dolayı o
indiğinde Mekke’deki şairler şiirlerini Kâbe duvarından indirmişlerdi.
İnananlarda inanmayanlar da onun sözünün üstünde bir söz olmayacağını itiraf
etmişler.
KURAN VAHİY MAHSULÜ BİR KİTAPTIR.
Vahiy kelimesinin sözlük anlamları şöyledir elçi göndermek,
ilham, gizlice söz söylemek vs. Terim olarak ise vahit Allah’ın dilediği
şeyleri Peygamberlerine değişik şekillerle bildirmesi demektir. Burada vahiy
tek bir yoldan gelmediğinden bahsediliyor. Öyleyse vahyin geliş şekillerini
sıralayalım.
1.Sadık rüyalar şeklinde
2.Cebrail'in asıl şekliyle görünüp ilahî emri duyurması
3.Allah'ın sözünü Peygamberin kalbine düşürmesi
4.Meleğin insan şekline girerek vahiy getirmesi
5.Hz. Peygamberin kalbine üfleme şeklinde vahiy gönderilmesi
6.Uyanık iken doğrudan doğruya Allah kelamını duyması
7.Uykuda iken meleğin vahiy getirmesi
Hz. Muhammed, hayatı Kuranla anlamlandırmanın somut örneği
niteliğindedir. Bu yolda sergilediği davranışlar sırasıyla şöyledir: Vahiyle
gelen emirleri ezberlemek, yazdırmak. Onu tebliğ ve tebyin etmek, açıklamak ve
tefsir etmek, tatbik etmek ve uygulamak.
KURAN, AYETLER VE SURELERDEN OLUŞAN BİR KİTAPTIR
Kuranda en çok geçen Kuran terimi ayettir. Ayetin sözlük
anlamı açık alamet, delil, hâl, mucizedir. Dini terim olarak ifade ettiği
anlamlar ise şunlardır:
1.Delil: Kuran Allah’ın varlığını ve birliğini ispat etmeyi
amaçlayan delillerden çoğunlukla ayet diye söz eder.
2.Mucize: Peygamberlerin Allah tarafından gönderilmiş elçiler
olduklarını ispat eden olağanüstü olaylardır.
3.Kıyamet Alâmetleri
4.Kuran’ın Tamamı veya Belli Bölümleri
Sure kelimesinin sözlük anlamları şunlardır; yüksek yer, bir
kenti kuşatan sur, mevki, alamet ve nişan… Terim anlamı ise ayetlerden meydana
gelen başı ve sonu bulunan müstakil Kuran bölümleridir.
KURAN’DA KURAN
Kuran’ın çeşitli yönleri vurgulanarak farklı tanımlar
yapılmıştır. Âlimlerin çoğunun birleştiği klasik tarif ise şöyledir: Kuran
Muhammed’e vahiy yoluyla parça parça indirilmiş mushaflarda yazılmış tevatürle
nakledilmiş, tilavetiyle ibadet edilen mucîz ilahi kitaptır.
Kuran’ın kendisinde yer alan diğer isimlerini söyleyerek
anlamlarını kısaca belirtelim.
El-Kitab: Kuran’ın eş anlamıdır.
El-Furkan: Hak ile bâtılı ayırmak anlamındadır. Kuran fıtrata
uyan hayatı anlamlandırma ile fıtrata yabancılaşma arasında hak ile bâtılı
ayırdeden kitaptır.
Ez-Zikr: Anmak ve hatırlatmak anlamındadır. Kuran insana
Allah'ı andırıp tanıtır, unutmamak üzere hatırlatır.
KURAN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
KURAN’IN KENDİSİNİ TEFSİR EDİŞ BİÇİMİ
Kuran’ın bir kısmı bir kısmını tefsir eder. Bir yerde umumî
olarak gelen bir ifade başka bir yerde tahsis edilir. Bir yerde müphem olan bir
lafız başka bir bölümde belirli hale gelir. Bir yerde mutlak olan ifade diğer
bir yerde mukayyed olarak geçer. Örneğin; Bakara 276. ayette” Allah faizi
eksiltir, sadakaları ise artırır” denilmiştir. Burada faizin eksilmesinin,
sadakanın artmasının hangi bakımdan olduğu açık değildir. Faiz alan kimsenin
parası veya malı zahirî olarak eksilmekte midir? Sadaka veren kimsenin
parasında veya malında bir artış gözlenir mi? Bu konuya Kuran’ın kendisi Rum
39. ayette “İnsanların malları içinde artsın diye verdiğiniz faiz Allah katında
artmaz. Fakat Allah’ın rızasını dileyerek verdiğiniz sadaka böyle değildir. Bunu
yapanlar sevaplarını kat kat artıranlardır.” Bir başka örnek olarak Kuran’da
şefaatin söz konusu olmayacağı önemli bir esas olarak yer alır. Bu mutlak
prensibi belli şartlarda istisnasının olabileceği yine Kuran ayetleriyle dile
getirilir. Nitekim Allah ayetlerinde şefaatin kendi izni olmadan
gerçekleşmeyeceğini belirtmiştir. Bu ayetlere dayanarak Allah’ın izni olduğunda
şefaatin de mümkün olduğu sonucuna varılabilir. Kuran’ın bazı ayetlerinde
birtakım insanların kalplerinin mühürlendiğinden bahsedilmektedir fakat neden
mühürlendiğine değinilmemiştir. Bu ayetleri duyunca insan korkuya kapılabilir.
İşte Kuan kendi ayetleriyle bu durumu açıklamıştır. Nefsi arzularını ilah
edinmek, iman edip sonra küfrü seçmek, haddi aşmak gibi sebeplerle kalplerinin
mühürlendiğini söylemiştir.
Kuran’ın kendisinde bulunan genel ifadeleri açıklaması şu
şekillerde olur:
- Kuran’da en çok rastlanılan konulardan biri genel anlamlı
kelimelerin özel bir niteliğe bürünmesidir. Genel anlamlı bir kelimeyi değişik
bir pasajında mana çerçevesine göre başka bir anlama büründürebilir. Kuran
adeta okuyucuyu kabiliyet ve kavrayışının sınırlarını zorlamaya sevk eder.
- Kuran bir kelimeyle genel olarak bahsettiği konuyu başka
pasajlarında daha açık olarak anlatabilir.
- Kuran kıssaların sunuluşunda ve diğer vesilelerle yer, zaman
ve şahıs isimlerini ön planda tutmamıştır. Teferruat olarak kabul edilebilecek
bu tür ayrıntılara girmemesinin hikmeti ise Kuran’ın işlevsel tarafının ağır
basmasıdır. Çünkü onda öncelikle mesajın iletilmesi gaye edinilmiştir. Kuran’ın
zaman zaman bazı hususları müphem lafızlarla ifade etmesi mesajın
anlaşılabilir, kavranabilir olma özelliğini kaybettirmez. Kaldı ki Kuran
belirsiz bıraktığı bazı şeyleri kendi bünyesi içinde açıklama yoluna gitmiştir.
Kuran’ın kendisinde bulunan müphem hususları açıklaması şu
şekillerde olur:
- İsm-i mevsûllerle kastolunan şeylerin açıklanması
- İsm-i işaretlerin gösterdikleri şeylerin açıklanması
- Zamirlerin açıklanması
- Bir şeyin veya bir şahsın gerçek adının zikredilmesi
- Zaman ve mekânla ilgili belirsizliğin giderilmesi
Kuran indiği dönemde, indiği toplumun sadece konuşma dilinde
yaygın olarak kullanılan kelimelere yer vermemiştir. Bir kelimenin en yaygın
şekilde kullanılan anlamı yerine nadiren kasdedilen anlamlarda kullanıldığı görülmektedir.
Kuran’ın kendisinde bulunan garîb kelimeleri açıklaması şu
şekillerde olur:
- Kuran bünyesinde iki ve daha çok manaya gelebilecek
ifadelere yer vermiştir. Burada mevcut ihtimaller içinde yalnız biri üzerinde
dikkatimizi toplamamız gerekir ki bunu da yine Kuran kendi bünyesinde
belirlemiştir.
- Kısa ve özlü bir biçimde temas edilen konuların Kuran’ın
başka pasajlarında açılması da ilahî kitabın kendisini tefsir edişini gösterir.
- Kuran kelimeleri yeri gelir gerçek anlamıyla, yeri gelir
sözün daha etkili olması için mecaz anlamıyla kullanır. Hangi ifadenin hakikat,
hangisinin mecaz olduğu Kuran’ın bütünlüğü içerisinde anlaşılır.
- Kuran’daki izahı güç olan, çelişki bulunduğu sanılan
konuların çözümü yine Kuran’ın kendisinde aranmalıdır.
• Garip kelimelerin açıklanması : Kuranda her zaman kolayca anlaşılabilecek bir konuşma dilinde yada yaygın olarak kullanılan kelimeler yoktur. O dönemin arap dilinde çok az kullanılan sadece belirli kesimin bildiği kelimelerde kuranda yer almıştır.örn :Tarık suresinin 1 ve 2. ayetlerindeki "Tarık " kelimesi surenin 3. Ayetindeki (o karanlığı delen yıldızlar ibaresiyle açıklanır.)
• İfadelerdeki ihtimallerin bire indirgenmesi : Kuranda iki yada daha fazla anlama gelebilecek kelimeler ve ifadeler arap dilinin bir özelliğidir.Kuran bu fazla anlama gelebilecek kelimeleri bire indirgemiştir.
• Kısa ve veciz ifadelerin geniş açıklanması : Kuranda kısa ve özlü şekilde anlatılan konuların kuranın başka yerinde ayrıntıya inilmesi yada bir iki kelime ilaveyle kısa ve özlü ifadeye açıklık getirilmesidir.
• İfadelerin mecazi oluşlarının tayin edilmesi : Kuranda hangi ifadenin hakiki ,hangisinin mecaz olduğunu kastedilen şeyin manasına bakarak yada kuranın bütünü içerisinde anlarız. Örn : enfal suresinde geçen "yeryüzünde gezen hayvanlar" ifadesi akıllı fakat aklını kullanamayan insanlar için kullanılmıştır.
• İzahi güç hususlarının açıklanması : Anlaşılması güç ,çelişki bulunan ifadelere müşkil denir. Kuranın bu tür anlaşıması güç olan ifadeleri açıklar.
• Kur'an ,kelime olarak;toplamak,okumak,biraraya getirmek anlamına gelir. Kuran kelimesi: Kuran, Hz Muhammed'e arapca olarak vahiy yoluyla indirilen ve bize naklolunan kutsal kitabin özel adidir. Kuranin ilk emri olan "ikra" sozcuguyle ayni kökten gelmesi de son derece anlamlidir.
• Kurani Kerim bu özel adinin gectigi ayetlerde insana ahlaki degerleri gosteren vahiy mahsullu bir kitap olarak tanimlanir.Ayrica insan hayatini anlamlandiran ve insana hayat veren kitaptir.
• Kuran in diger kitaplarla olan tek ortak ozelligi iki kapak arasinda ki yazili yapraklardan olusmasidir.Farki ise sunlardir: adi essiz ve benzersizdir. Allah kelamidir. Metni asla degismez her baskisi aynidir. Ne edebi nede bilimsel nir usluba benzemez. Tilaveti usandirmaz gibi.
• Kuranin guzel ve anlamli muhtavasi insana hidayet rehberi olmasi insan hayatini anlamlandirmasi acisindan tam bir kaynaktir.
• Kuranin en temel konusu tevhid inanci olmasidir cunku onu okuyan insan Allah hakkinda iki hususa vurgu yapildigini da. gorur.
• Diger semavi dinlerin kitaplarini tastik eden kuran, onlardan bir takim farkliliklarla gelmistir.Kuranin uslubu kissalari anlatis sekli tahrihselolaylari saptamayi degil bunlardan insana ogut vermeyigaye ediistir.
• Kuranin metni icindeki her kelimede, ilahi bir ahenkve musiki kulagi oksar. O her haliyle insan sozu olmayip melek vahyi oldugunu ispatlar .insan ancak onunla kemale ulasir ancak Kuranla yaraticisi olan Alla'a ulasir, yaklasir.
• VAhiy kelimesi? Vahiy elci gondermek, ilham,gizli soz seslenmek , acele etmek anlamlarina gelir.
• Vahiy bir bilgiyi en hizli ve en kestirme yoldan ulastirmak anlamini ifade eder.
• Dini kavram olarak vahiy, Allah'in diledigi seylri peygamberlerine muhtelif hallerden biriyle bildirmesi demektir.
peygamberimize vahiy su sekillerde gelmistir: sadik ruya ile, cebrail vasitasi ile, kalbe dusmesi,melegin insan seklinde gorunmesi ile, uykuda , dogrudan Allah kelamini duymasi ile.
• Hz peygamber gelen vahyi tasimis ulastirmis ve aciklamistir fakat ne anlamini kesfetmekte nede ifadesinikaliba dokmekte en uufak bir rolu olmamistir.
• Ayet kelimesi: dini terim olarak ayet su anlamlari ifede eder: delil,mucize, acik alamet, ibret belirti, hayrete birakan gorulmemis is gibi.
• Kurani kerimde ayet cogu yerde Allahin varligini ve birligini ispat etmeyi gaye ediniendelilerde ayet kelimesini kullanmistir.
İnsan acisindan ayete bakardak insan ayette muhattap olan varliktir yani insani Allah'a yonelten ona gidisinde iz ve isaret veren her seydir.
• Ayet ikiye ayira biliriz: kevni ayet ve kavli ayet. Kevni ayet : yaratilis yoluyla varlik dunyasina cikarilan varolan fiillerdir. kavli ayet: vahiyle inmis olan ayetlerdir.
• Son olarak Kuranin klasik tanimi soyledir: Hz Muhammed'e vahiy yoluyla parca parca indirilmis, mushaflara yazilmis , tevaturle nakledilmis, tilavetiyle ibadet edilen mu'ciz ilahi kelamdir.
Kuranin Butunlugu Uzerine - 2 Bölum
***Kuranin kendisini tefsir edis bicimi; Kuran kendisini tesfir eden bir kitaptir. Yani Kurani Kerimin bir kismi diger kismini tefsir eder. Bir yerde muphem olan lafiz baska bir yerde karsimiza belirgin olarak cikabilir.
***Kurani Kerime baktigimizda yer yer mutlak olan ifadeleri kayitladigini, genel anlamli ifadeleri tahsis ettigini, müphem hususlari acikladigini, garip kelimelerin anlamini belirledigini ve ihtimalli ifadelerde ihtimali bire indirgedigini gormekteyiz.
***Kuran bir yerde kisa ve özlü bir bicimde atifta bulundugu hususlari baska bir yerde genis olarak aciklamaktadir.Kurandaki mecaz ifadeler bazemn ilk bakista Kuranin temel prensibine aykiri görünen ifadeleri, kendi dudunce sistemi icinde acikliga kavusturmaktadir.
***Kuran bazen herhangi bir hususta bir yandan kesin ve mutlak tavrini ortaya koyarken diger yandan istisnai durumlarada yer vererek muminlerin faydasina yonelik istisnalar sunmustur.Bazende herhangi bir seyin sebebini aciklayark butunlugu icinde a.lasilmasina intina gostermistir.
***Kurani Kerim bazi kissalari sunarken yer kisi ve zaman isimlerini on plana cikarmamistir bu yonuyle muhkem olan yerleri vardir fakat bu belirsizlik hic bir zaman mesajin, anlasilir ve kavranabilir olma ozelligini kaybettirmemistir.
***Dili arapca olan Kuran, her zaman muhattabinin kolayca anlayabilecegi yaygin kullanimli kelimelere yer vermemistir.Zaman icerisinde Kuranin garip kelimelerini aciklamayi gaye edinen mustakil eserler verilmistir.
***Kurani Kerimde iki ya da daha fazla anlama cekilebilecek kelimeler ve ifadeler yine arap dilinin bir ozelligi olarak yer almaktadir.Kuran bu ihtimalleri bire indirir.Yani Kuran kastettigi anlami yine kendi bunyesinde belirler.
***Cogu yerde Kurani Kerim kisa ve özlü ni bicimde temas ettigi konulari diger birimlerinde aciklar.Yani kisaca izah ettigi konulari baska bir bolumde ayrintili olar acikliyor.Mesela inananlardan bahsettigi her yerde imanin esaslarini dile getirmez.
***Yine Kuranin arapca olmasi sebebiyle Arap dil zevkine hitap etmekte ve edebi usluplarini kullanmaktadir. Mecaz kelimelere de cokca yer vermektedir. Hangi ifadenin mecaz hangisinin gercek oldugunu yine Kuran muhattabina sezdirir.
***Kuranin Kuranla anlasilmasi, sureklidir. Cunku Kuran Allah'in kelamidir.Her hangi bir zaman veye zeminle kayitli degildir. Bu bakimdan Kuranin Kuranla tefsiri tefsiri her zaman gecerli bir tefsir yolu olarak canli kalacaktir . Kuranin anlasilmasina yardimci olan tefsir kitaplari Kuranin Kuranla tefsirini bitirmemistir kiyamete kadar ***Kuran her nesilde kendisini tesfir etmede en buyuk kaynak olarak dinamizmini koruyacaktir.
Fatih Mustafa Taşkafa / İDKAB II / 11040297 /KURAN NEDİR? - BÖLÜM 2
• Kuran hayatı anlamlandıran kitaptır. Kuran Allah Teala'nın kelamıdır ve ayetlerden oluşmaktadır. Kuran'ın son derece özlü ve kapsamlı anlatımı vardır; az kelime ile çok mana anlatır. Kuran metni içindeki her kelimede, ilahi bir ahenk ve musiki kulağı okşar.
• Vahiy, tevhid sürecinde gelmiş bütün semavi dinlerin temelidir. Bu sebeple vahiy, hayatın kevni malıdır. Hatta Kuran'a göre bu vahyin mahiyet ve özelliği, hayat girişiminin aşamalarında başka başkadır. Vahye elçilik eden Cebrail'dir. İndirileni insanlığa ileten Hz. Peygamber'dir. O, Kuran'ı herhangi bir talebenin hocasından bir metni öğrenmesi tarzında öğrenmemiş, metnin hazırlanması konusunda en ufak bir katkısı olmamıştır. Oku, düşün, anla, yaşa serüveni burada başlamıştır.
• Delil: Kuran'ı Kerim Allah'ın varlığını ve birliğini ispat etmeye gaye edinen delillerden çoğunlukla ayet diye söz eder. Mucize: Peygamberlerin Allah tarafından görevlendirilmiş elçiler olduklarını ispat eden harikulade, tabiat kanunlarını aşan ancak ilahi bir kuvvet sayesinde gerçekleşebilen olaylardır.
• Kuran'ın tamanına da ayet denir. İnsan ise ayete muhatap olan varlıktır. Sureler ayetlerden meydana gelir, Kuran'ın başı ve sonunda bulunan müstakil bölümlerdir.
• Kuran'ı Kerim'in, Kuran ilimlerine dair eserlerde ve fıkıh usulü kitaplarında alimlerin çoğunluğunun birleştiği klasik tarifler vardır. Kuran'ın diğer isimleri ise el-Kitab, el-Furkan, ez-Zikr'dir. Bu isimler Kuran'ın içinde yer almaktadır.
Şeyma Yılmaz / 11040476 İDKAB- II
Kur'an'ın Bütünlüğü Üzerine
II.Bölüm
Kur'an'ın Kendisini Tefsir Ediş Biçimi
• Mutlak ifadelerin kayıtlanması: Bu kayıtlanma iki yolla açıklanmaktadır. İstisna yoluyla açıklama, bir şeyin sebebini zikretmekle açıklama.
• Genel ifadelerin tahsis edilmesi: Genel anlamlı kelimeden kastolunan şeyin belirlenmesi olduğu gibi genel anlamlı bir kelimenin şümulüne giren hususların bir kaçının açıklanmasıda olabilir.
• Müphem hususların açıklanması: İsm-i Mevsullerle kastolunan şeylerin açıklanması, İsm-i İşaretlerln gösterdikleri şeylerin açıklanması, zamirlerin açıklanması, birşeyin veya bir şahsın gerçek adının zikredilmesi, zaman ve mekanla ilgili belirsizliğin giderilmesi.
• Garip kelimelerin açıklaması: Zaman içerisinde Kuran'ın garip kelimelerini açıklamayı gaye edinen müstakil eserler verilmiştir.
• İfadelerdeki ihtimallerin bire indirgenmesi: Birden fazla manaya çekilebilecek kelimeler ve ifadeler, yine Arap dilinin bir özelliği olarak yer almaktadır. Kuran bu ifadeleri bire indirerek mana bütünlüğü sağlamıştır.
• Kısa ve veciz ifadelerin geniş açıklanması: Anlaşılması güç durumlar bu şekilde kolay anlaşılır hale gelmiştir.
• İfadelerin mecazi oluşlarının tayin edilmesi: Hangi ifadelerin hakikat, hangisinin mecaz olduğunu ibarelerin sevkedildiği mana örgüsünde veya Kur'an'ın bütünü içerisinde anlaşılmaktadır.
• İzahı güç hususlarının açıklanması: Kuran'da bunlara müşkil adı verilmektedir. Kuran kendi içinde bunlara açıklık getirmektedir.
KUR'AN NEDİRA. KUR'AN BİR KİTAPTIR1.kur'an kelimesi kur'an daki ayetler , sureler birbirini destekler niteliktedir. Belirli kurallar vardır.Kur'an nalamı bakımından bir bütünlük oluşturur.kur'anın okunup , ,ezberlenip, anlanması gerekir .İnsan eksik yaratılmıştır o nedenle kendisinin hayatını anlamlandırmaya gücü yetmez.Hayatını anlamlandıracak üstün varlığa ihtiyacı vardır.2.Bir kitap olarak kur'ankur2an çok kapsamlıdır.Bir kelime ile bir çok mana ifade edilir.Kur' anın amacı insanın yaşamını anlamlandırmaktır , insanlara yol göstermektir. kur'anın en temel konusu tevhid dir. kendinden önce gelen kitaplardaki değerleri korumuştur. insan anlam arayışı içindedir ve bunun cevabı vahiydir.bütün peygamberlerin amacı aynıdır.kur'anın büyüleyici bir uslübu vardır.B.KUR'AN VAHİY MAHSULÜ BİR KİTAPTIR1.Vahiy kelimesi Vahiy bir iletiyi muhatabına ulaştırmaktır.kelimenin anlamı elçi göndermek , seslenmek ,ilhamdır.2.Vahiy kavramıVahiy Allah 'ın bildirmek istediklerini peygamber aracılığıyla insanlara bildirmesidir.Vahiy bütün semavi dinlerin temelidir.Vahiy şu şekilde gelmiştir.-sadık rüyalar yoluyla,-Cebrail (a.s) bizzat bildirmesiyle,-meleğin insan şeklinde görünmesiyle,-uykuda vahiy gelmesiyle ...vahiyde hız esastır.Peygamberimiz vahiyle hayatını anlamlandırmıştır.fıtratında olan potansiyeli açığa çıkarmıştır.Peygamberimiz kur'anı okumuş, ezberlemiş, yazdırmış,tebliğ ve tebyin etmiştir.C.KUR'AN .AYETLER VE SURELERDEN OLUŞAN BİR KİTAPTIR1.Ayet kelimesiKur'an terimlerinin temel kavramlarından biridir. dini terim olarak şu anlamları vardır.-delil : Allah 'ın varlığı ve birliğini ifade eden delillere ayet denir.-mucize :normalde gerçekleşmesi mümkün olmayan Allah tarafından gerçekleştirilen peygamberlerin Allah tarafından gönderildiğini kanıtlayan olağanüstü olaylardır.-kıyamet alametleri : gerçekleşmesine iman etmemiş ya da iman edip fıtratını bulamamış insanların iman ettik demeleri fayda etmeyecektir.-kur'anın tamamı ya da belli bölümleri : kur'andaki cümle , cümle toplulukları ya da kur'anın tamamına ayet denir.insan açısından ayetvahiy yoluyla ayetler insanlara bildirilmiştir.ayet insana yön veren doğru yolu bulmasını sağlayan rehberdir.surenini lügat anlamı : yüksek yer , mevki ,rütbe surenin terim anlamı : ayetlerden meydana gelen kur'an bölümlerinin adıdır.114 sureye ayrılır.D. KUR'ANDA KUR'AN1.Kur'an'ı kerimin klasik tarifi ve kur'an Kelam alimleri ve usül alimleri arasında fikir ayrılığı olmuştur.Kur'an hz.peygambere vahiy yoluyla , tedricen indirilmiş ilahi kelamdır.2.Kur'an isimleri-el- kitab-el furkan ez-zikr FİRDEVS BETÜL BARAN 11040058 İDKAB-2
KUR'ANIN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE KURAN'IN KENDİSİNİ TEFSİR EDİŞ BİÇİMİ A. GENEL OLARAK Kur'anın herhengi bir bölümünde geçen konu başka bir yerde açıklanmış olabilir. Kur'anı kendi fikri çerçevesinde anlamak gerekir.B.KUTLAK İFADELERİN KAYITLANMASIKur'an bazı konuları işlerken bir yerde verdiği mutlak ifadeleri işlerken başka bir yerde kayıtlayarak ifade etmiştir.Bu kayıtlar bazen yanlış yorumlamalardan alıkoyar ,bazen sebep ve illetini gösterir, bazen ise konuyu daha iyi açıklar.Kayıtlı ifadeler her zaman hüküm değildir.1.İstisna yolu ile açıklamabazı yerlerde kesin olarak belirtilen durumlar başka yerde müslümanın faydasına olacak şekilde istisnalar olabilir.2.Bir şeyin sebebini zikretmekle açıklamaBazı konuları farklı yerlerde nedenlerine bağlayarak açıklar.Tek bir ayete bakarak karar vermek kur'anın bütünlüğüne ters düşmektedir.C.GENEL İFADELERİN TAHSİS EDİLMESİKur'anda sık rastlanan durumlardan biri ise genel anlamlı kelimelerin özel bir anlam ifade etmesidir.1.Genel anlamlı kelimeden kastolunan şeyin belirlenmesiGenel anlamlı kelimeler özel bir şeyi anlatmak için kullanılmış olabilir.2.Genel anlamlı bir kelimenin şumülüne giren hususların bir kaçının açıklanması Ayetlerde geçen bazı kelimeler genel anlamlıdır.O yüzden ne anlatılmak istendiği tam olarak belli değildir.Başka ayetlerde geçen bilgilerde açıklığa kavuşmaktadır.Ç. MÜPHEM HUSUSLARIN AÇIKLANMASIKur'an az sözle çok derin anlamlar ifade eder.Öncelik mesajın iletilmesidir.Teorikle pratiği birleştirerek verir.1.ismi mevsullerle kastolunan ayetlerin açıklanmasıKur'an şahıs ve nesne ismi kullanmayıp ismi mevsullerle anlatmıştır.Bu anlam belirsizliği değildir.2.ismi işaretlerin gösterdikleri şeylerin açıklanmasıBazen bir önceki ayette bazende tahmin yürütülerek ismi işaretlerin neleri anlatmak istedikleri anlaşılabilmektedir.3.zamirlerin açıklanmasıZamirler siyak-sibak çerçevesinde anlaşılabilir ya da başka ayetlerde açıklığa kavuşturulmuştur.4.bir şeyin veya bir şahsın gerçek adının zikredilmesiKur'anda bazı isimler künyesi ile geçmektedir fakat hangi ismi kast ettiği anlaşılmaktadır.5.zaman ve mekanla ilgili belirsizliğin giderilmesikehf suresinin 11. ayetinde uzun yıllar uyudukları söylenirken 25. ayetinde zamanın 309 yıl olduğu belirtilmiştir.D.GARİP KELİMELERİN AÇIKLANMASIHer zaman çok kolay anlaşılabilecek ve sık kullanılan kelimelere yer verilmemiştir.Kur'anın garip kelimelerini açıklayacak ilimler geliştirilmiştir.E. İFADELERDEKİ İHTİMALLERİN BİRE İNDİRGENMESİKur'anda birden fazla anlama gelen kelimeler bulunmaktadır.Yine kendi içinde anlamını belirlediğini görmekteyiz.F KISA VE VECİZ İFADELERİN GENİŞ AÇIKLANMASIKur'an kısa ve öz ifadeleri başka yerlerde ayrıntılı ve geniş anlatıyor.Bu özellik genellikle kıssalar için geçerlidir.G.İFADELERİN MECAZLI OLUŞLARININ TAYİN EDİLMESİKur'anda da mecaz anlatımlar bulunmaktadır.Kelimenin gerçek mi yoksa mecaz mı olduğunu kur'anın bütünlüğü içinde anlayabiliriz.Ğ.İZAHI GÜÇ BULUŞLARIN AÇIKLANMASIKur'anda ihtilaf ve çelişki bulunduğu sanılan durumlar vardır fakat kur'an kendisini çelişkiden uzak bir kitap olarak tanımlamıştır.aklın ve mantığın doğrultusunda anlamak gerekir.FİRDEVS BETÜL BARAN 11040058 İDKAB-2
KUR’AN NEDİR ?
A-Kur’an Bir Kitaptır
1-Kur’an Kelimesi
Peyderpey olarak, vahiy yoluyla dili arapça olarak indirilip
Hz :Muhammed sayesinde bize ulaşan Kur’an içinde ifade edilenler gibi kendi
anlamı yani kelimesi de önem arz
etmektedir.Nasıl derseniz Kur’an kelimesinin harflerini birbiriyle olan
ilişkisi, uyumu, içindeki ayetlerin şekli yani bağlantılı olması
onun mükemmel olduğunun en büyük kanıtlarındandır.Öte yandan Kur’an eşi benzeri
olmayan ve bi nevi insanların kullanma kılavuzu oluşu onlara rehber olması ve
Allah kelamı oluşuda onun içinde ki herşeyin bize ne denli büyük önemli
olduğunun en büyük kanıtıdır.
2-Bir Kitap Olarak Kur’an
Bu başlıktaki özelliğiile Kur’an vahiy ürünü bir
kitaptır.İçerdiği metin dolayısıyla tüm evreni kapsamaktadır.O daima yeni
kalması içindeki ayetlerin her çağa her nesile gelmesi ve içinde ki her türlü
ibretlik olay ve olgu onun Allah lafzı kitap olduğuna işarettir.
3-Kur’an Vahiy Mahsülü Bir Kitaptır
Mucizevi bir kitap olan Kur’an bize peygamberimize vahiy
yoluyla nüzul olmuştur.Zaten vahiy mahsulü olduğunu kendiiçinde bir çok yerde
belitmiştir.
4-Teblğ ve Tebyin
Kısım kısım değerlendirdiğmiz Kur’an insanlığa indirilmiş
bir kitap olduğu için onun bir açıklayıcısı onun bir anlatıcısı olmalıdır.İşte
bu rehber Hz Muhammed ‘ dir.Peygamberimiz
kendisine bahşedilen ilmi ile hem ayetleri molduğu gibi kendisinden bir şey
katmayıp insanlara ulaştırması (tebliğ), hem de bunla kalmayıp onun yaşayan
birisi olmuş yani tabir uygunsa yaşayan ayet olmuştur(tebyin).
KUR’AN’IN KENDİSİNİ TEFSİR EDİŞ BİÇİMİ
Kitabımızın isminde de anlaşılacağı üzre Kur’an kendi bütünlüğü içinde tefsir
edilmelidir.Bunu kendilerine hedef seçen alimler farklı şeyler ortaya
koymuşturlar.Fakat tam olarak bir noktaya varılamamştır.Bunun için tefsir
yapılırken bazı metodları kukllanmak en doğru yol oacaktır.Ki bu ne kadar da
istenilen yani Allahın bize verdiği mesajı tam olarak ifa etmesede ona en yakın
anlamlara götürecektir.Kur’anın genel manada ortaya koyduğu kesin ve mutlak
tavrı vardır.Bu onun emir ve yasaklara tereddütsüz itaat için önemli bir
konudur.Fakat Kur’an mutlak ifadeleri değişik yerlerde bi sebebe bağlayarak
kayıtlar.Yani ortaya konan, oluşan bi durumu nedeni ile açıklar.İnanıp daha
sonra küfre düşen insanları kalplerinin mühürlenmesinde ki gibi.Bu iki metod
başlık itabari ile Kur’anın kendisi ile tefsirinde büyük rol
oynamaktadır.Bunlardan başka olarak ta genel ifadelerin tahsis edilmesi yani
okuyanın kolaylığa değilde düşünmeye anlamaya bu kabiliyetlerini kullanmaya
yöneltmesi ve bir diğeri demüphem hususların açıklanmasıdır.
Genel olarak Kur’an
23 yıl boyunca farklı şekillerde nüzul olmuş en büyük en muhteşem kitaptır.Bu
kadar büyük bir kitabın açıklaycısı anlatıcısı olmalıdır.İşte bu konuda yine
devreye Kur’anın kendisi girmektedir.Peygamberişmiz kendi döneminde ihtiyaç
olduğu kadar tefsir yapmış fakat diğer dönemlerde ortaya çıkan sorunlarla
ilgili tam bi tefsir olmadığı içinde yine Kur’anı kullanmak gerkmektedir.Tabi
bunu ne kadar uygulayabilirse ?.Ki Kur’an aynı bi elmas gibidir.Bi tane büyük
bi tepeyi elersiniz kibrit kutusu büyükklüğünde bir elmas bulursunuz.İşte bu
elmaslada sayısız tepeler alabalirsiniz.
DENİZ ÖZYILMAZ 11040424/İDKABÖ/2
KUR’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
2.Bölüm
-Kur’an ‘ın kendisini tefsir ediş biçimi şu şekillerdedir:
1)
Genel olarak: Kur’an’ın bir kısmı bir kısmını tefsir eder.
2)Mutlak
ifadelerin kayıtlanması: Kur’an , bazen herhangi bir hususta bir yandan kesin
tavrını koyarken, o konudaki bazı kayıtlamaların sadece te’ kid vazifesi
gördüğü, bütünlük içerisinde anlaşılmaktadır.
a)İstisna yoluyla
açıklama(Kur’an, bazen herhangi bir hususta bir yandan kesin tavrını koyarken
bir yandan da müminlerin faydasına yönelik istisnai durumlara yer
verir.)
b)Bir şeyin sebebini zikretmekle açıklama(Bazen sebebin
zikredilmediği Kur’an’i ifadeyi bütüne arz etmeden, müstakil olarak ele almak,
kişiyi, Kur’an’ın ruhuna ters düşen sonuçlara götürebilir. Bu bakımdan herhangi
bir şeyin sebebinin açıklanması, Kur’an’ın kendi bütünlüğü içinde anlaşılmasında
itina gösterilmesi gereken hususlardır.
3)Genel ifadelerin tahsis edilmesi:
Bu husus Kur’an ‘ın ifade özelliğinin bir sonucudur.
4)Müphem hususların
açıklanması: Kur’an , gerek kıssaların sunuluşunda, gerekse diğer vesilelerle
yer, zaman ve şahıs isimlerini ön plana çıkarmaz, Kur’an çoğunlukla bu tür
durumlarda ismi işaretleri, ismi mevsulleri ve zamirleri kullanır.
5)Garip
kelimelerin açıklanması: O dönemin Arap dilinde çok az kullanılan sadece belirli
kesimlerce bilinen kelimeler de yer almıştır. Hatta bazen kelimenin en yaygın
bir şekilde bilinen ve kullanılan anlamı yerine nadiren kastedilen anlamlarda
kullanıldığını görmek mümkündür.
6)İfadelerdeki ihtimallerin bir e
indirgenmesi: Kur’ an birden çok anlamı olan kelimeleri kasteddiği anlamı yine
kendi bünyesi içinde belirlediğini görüyoruz. Ancak şunu da ifade etmek gerekir
ki bazen böyle ihtimallerde kesin bir belirlemede bulunmak, Kur’an’i bütünlük
içinde mümkün olmayabilir.
7)Kısa ve veciz ifadelerin geniş açıklanması: Kısa
ve özlü bir biçimde temas edilen konuların Kur’an’ın diğer birimlerinde açılması
ilahi kitabın büyük bir bölümünde en çok göze çarpan
hususlardandır.
8)İfadelerin mecazi oluşlarının tayin edilmesi: Gerçek ve
mecaz her dilde vazgeçilmez iki anlatım unsurudur. Arapça olan Kur’an’da yerine
göre bu iki tür ifade biçiminin kullanılmasından daha tabii bir şey
olamaz.
KURAN NEDİR?
II. BÖLÜM
Kur’ân insana yüksek ahlaki değerleri öğreten, yapıp etmelerini yönlendiren vahiy mahsülü bir kitaptır. İnsanın fıtri yeteneklerini ve sistemini düzgün kullanabilmesini, dünya ve ahiret mutluluğuna ulaşabilmesini sağlamak, hayatına yön vermek üzere mutlak varlık tarafından tayin edilmiştir.
Tevhid sürecinin son halkası olan Kur’ân ifade özelliği, muhtevası, evrenselliği ve insan hayatını anlamlandırmasıyla, diğer semavi kitapları tasdikleyici özelliğiyle, benzerinin getirilmesine meydan okuyuşuyla son derece muciz özelliğe sahiptir.
İnsanı Allah’a yönelten, O’na gidişinde işaret veren, kendi fıtri yeteneklerini keşfedip hayatı anlamlandırmasına yön veren, hidayet rehberi olan, fıtratına uygun hareket etme yollarını gösteren ayetleri anlayan insan, kendi varlığının farkında olamaya ve kemale doğru yürümeye başlar.
Vahyi tebliğ ve tebyinde en ufak bir katkısı olmayan, elçilik görevini mükemmel bir şekilde yerine getiren, Kur’ân’ın bizzat açıklayıcısı ve uygulayıcısı, Kur’ân ahlakıyla ahlaklanmış, numune-i imtisâl olan Rasulullahı referans alıp onun getirdiği kelâma uygun hareket eden insan, Kur’ân’ın öngördüğü insan modelini “Kur’ân insanı” nı hayatıyla bütünleştirebilir…
ELİF KAİM -11040212- İDKAB II
II. BÖLÜM
Ku’ân’ın kendisini tefsir ediş biçimiyle ilgili çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. En temel tefsir kaynağı yine kendisi olan Kur’ân bir kısmını başka bir kısımda tefsir eder. Bu tefsir çeşidi ise farklı şekillerde karşımıza çıkar.
Kur’ân’ın kendi bütünlüğü içerisinde, kendi içinde açıklanması: önceden anlatılan bir kıssanın bir bölümünün tekrar edilmesi, ona atıflarda bulunulması, onun tekrar hatırlatılması; genel anlamda anlatılan ifadelerin başka bir bölümde ayrıntılarıyla anlatılması; bir yerde mutlak olan ifadenin diğer yerlerde yanlış tutumlara yol açmasını engellemek veya sebeplerini belirtmek amacıyla kayıtlanması; zamirlerin ve ismi mevsullerin çokça kullanılmasından dolayı kapalı durumda olan ifadelerin başka bölümlerde açıklanarak müphem ifadenin, kast olunan kişilerin, zamanın, mekanın… açıklanmasıyla kapalılığın giderilmesi; birden fazla anlama gelen Arap dilinin veciz ifadelerinin, anlaşılmayan üstün özellikli kelimelerin kullanımından kaynaklanan garib kelimelerin açıklanmasıyla; izahı güç olan ifadelerin, mecazi anlamda olan kelimelerin, ikili anlamların teke indirilerek açıklanması suretiyle Kur’ân’ın kendi bütünlüğü ve tutarlılığı içinde açıklandığı ifade edilmiş olur.
Bütün bunlardan maksat; evrenselliğini ve dinamizmini hiçbir zaman yitirmemiş olan Kur’an’ın her durum ve şartta, her çağdaki insanın hidayet rehberi olarak esas alabileceği açık ve kendi içinde tenakuzdan uzak, tutarlı bir kitap oluşudur…
ELİF KAİM -1104012-
İDKAB II
Abdülbasıt AYTEMİŞ
11040460
İDKABÖ-2.
** Kur’an,
Hz.Muhammed’e Arapça vahyolunan parça parça indirilip, günümüze kadar tevatürle
naklolunan ve mushaflarda yazılmış bulunan tilavetiyle ibadet edilen Allah
kelamının özel adıdır.
**Kur’an
hakkında şunlar söylenebilir;
-Birbirine
yakın harfler, kelimeler, ayetler ve surelerden oluşup içerdiği anlamlar
birbirini doğrular.
-Kur’an,
onun lisanlarda okunmasına ve kalplerde ezberlenmesine, Kitab ise satırlarda
kaydedilip kitapta toplanmasına hem kanıt hem de teşvik anlamındadır.
-Kur’an’ın,
ilk emri olan “ikra’-oku!” sözcüğüyle aynı kökten gelmesi, O’nun okumaya ve
ilme verdiği değeri ifade etmiş olmaktadır.İnsanın varoluşunu gerçekleştirmede
“okuma” eylemi en temel unsurdur.
**Bir
hayatı anlamlandırma için takip edilecek yol ve yapılacak hareketi ancak mutlak
varlık tayin edebilir.Çünkü insan eksik yaratılmıştır ve Allah’ın
rızasına,isteğine, nasıl yöneleceğini bilemez.O halde insan, sistemi düzgün
kullanabilmek için bu “Kitab”ı tilavet etmelidir.
**Kur’an
insandan, bir tek Yaradıcı’nın varolduğuna iman etmesini, bütün eylemlerinin bu
inanca göre düzenleyerek fıtrat ile barışık olmasını; böylece varoluşunu
gerçekleştirmeye,Allah’a iman,itaat ve onların doğuracağı sevgiyle yönelmesini
ister.Onun için Kur’an’ın ilk suresi “Fatiha”dır.Bu surenin muhtevası,Kur’an
insanının imajını, tasvirini açık bir şekilde vermektedir.
-Kur’an’ın,
kendisinden önceki kitaplardan veya Araplardan naklettiği hikayelerden
bahsetmesi,insanın anlam arayışı serüvenin ve vahyin buna cevabının kanıtıdır.
**Kur’an’ın
muhtevası,hem üslup hem de anlam bakımından mucize olup daha önce hiçbir
vahiyde gelmeyen, ilk defa kendisinin söylediği vahiylerdir.Bunlar,insanın
anlam arayışına cevap veren,insanın varoluşunu gerçekleştirmesinde bütün fıtri
imkanları ile örtüşen ve onları harekete geçiren ayetlerdir.İnsan bu ayetlerle
hayatını anlamlandırırsa, kendine erme hususunda kilitlenip kalmaz, kemale
yürüyerek Allah’a yaklaşır.
**Vahiy;bir
bilgiyi,bir işareti yazılı veya sözlü olarak muhataba en hızlı ve en kısa yoldan
ulaştırmak anlamını ifade eder.
-Vahiy,
dini bir terim olarak,Allah’ın dilediği şeyleri Peygamberlerine farklı
yollardan biriyle bildirmesi demektir.
-Vahyin
geliş şekillerini sıralayalım:Sadık rüya şeklinde vahiy,Cebrail’in görünüp
ilahi emri duyurması,Meleğin görünmeksizin Allah’ın sözünü Peygamber’e
vahyetmesi,Meleğin insan şekline girerek vahyetmesi,Hz.Peygamber’in kalbine
üfleme şeklindeki vahiy,uyanık ve uykuda iken vahyin gelmesi şeklinde
sıralamamız da bir sakınca görünmemektedir.
-Hz.Muhammed
kendisine inen ayetleri okumuş ve okutmuş, ezberlemiş ve ezberletmiş, vahiy
katiplerine yazdırtmıştır(tebliğ).Bununla birlikte bütün bilişsel imkanlarını
kullanarak Kur’an’ı zihinsel olarak açıklamış ve tanımlamıştır(teybin).
**Kur’anı-ı
Kerim, Allah’ın varlığını ve birliğini ispat etmeyi gaye edinen delillerden
çoğu kez ayet diye nitelendirir.Ayet/delil, bu yönüyle yeryüzü-gökyüzü ve
tabiat-hayat-nimetlerdir.
-Kur’an
Fıtrat’ı Yaradan,ona vahyedene delildir.İdrak edecek olan da Fıtrat’a kulak
veren,fıtri imkanlarını vahiyle gerçekleştiren insandır.
-Peygamberlerin
Allah tarafından görevlendirilmiş elçiler olduklarını ispat eden tabiat
kanunlarını aşan, ancak ilahi bir kuvvet sayesinde gerçekleşebilen
olaylardır.Fıtri olarak inanma eylemini gerçekleştiren insan mucizeyi idrak
eder.Hz.Muhammed’e ummi olan bir insana inen kelam mucizesi Kur’an-ı Kerim
verilmiştir.
- Herşeyi bilen,her şeye gücü yeten, dilediğini
yapan Allah’a bağlayan mucize olduğundan Kur’an’ın hem ayetleri hem de bütünü ayettir.
-Kendi
varlığından veya evrendeki bir varlıktan ibret alan,delil gören,mucize
sayan,hayrette kalan insan, yani varlık ve oluştaki kevni ayeti gören insan,
Kur’an-ı Kerim’i okuduğunda bu ayete delil olan,onu şerh eden kavli ayetin
karşılığını bulacaktır.
-Kur’an
bölümlerinin sure olarak adlandırılması ile bu kelimenin sözlük anlamları
arasında bir bağ vardır.Allah kelamını içerdiklerinden ve diğer bütün
metinlerden şan,şeref bakımından en üst
mevkide olduklarından bu adı almışlardır.Kur’an-ı Kerim’in 114 sureye ayrılmış
olması yine insanoğlu için bir sureyi bitirince diğerine başlamak daha şevk
verici olmaktadır.
**Sonuç
olarak;’Kur’an insanı’nın bir başka deyişle kamil’bütün’ insanın gerçekleşmesi
hayattan beklentilerin tümünün fıtratla ve vahiyle örtüşmesini gerektiriyor.
SAYGILAR...
KUR'AN'IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
Bu güne kadar Kur'an'ın, kendisini tefsiriyle ilgili birçok şey söylenmiş olabilir. Önemli olan ise O'nun bu tefsirinin zorluğudur. Kur'an anlatım hususlarında bazı konularda tavrını koymuş, ama istisnai durumları da göz ardı etmemiştir. Bir ayet veya sureye bakarak yorum yapamayız, bütünü görmeyen Kur'an'ın ne demek istediğini anlayamaz. Kendimizi O'na vermemiz gerekir ki Kur'an da bize kendini açsın. Bütünden ilgilenmemiz için sürekli olarak Kur'an ile bağlantı halinde olmamız gerekir. Kur'an bizden üzerinde durmamızı ister, bu yüzden bizi düşünceye sevkeden hususlar çoktur.
Kur'an da bazı konular kapalı şekilde anlatılmış, başka bir yerde bu husus açıklanmıştır. Kişi veya yerlerin isimleri bahsedilmemiş, fakat başka bir ayet veya sure de açıklık getirilmiştir. Kur'an ayrıca izahı güç konulara açıklık kazandırmıştır. Kur'an-ı anlamamız için indiği zamanın sosyo-kültürel, hadiselerini bilmemiz gerekir. En önemlisi ise Arapçayı iyi bilmemiz gerekir.
Bir konuyu bütünlük içerisinde düşünmek çok önemlidir. Örneğin; Kur'an da Ashabı Kehf'in mağarada ne kadar kaldıkları belirtilmezken başka bir ayeti kerime de bu sürenin 309 yıl olduğu belirtilmektedir. Eğer biz ilk baştaki ayeti tek başına düşünürsek yanılmış oluruz, ama bir bütün şeklinde konuya bakarsak anlamamız daha kolay olur. Kur'an-ı Kerim'de bu bakış çok önemlidir.
İbrahimkundu/11040235/İDKAB-2
KUR’AN
NEDİR?II.BÖLÜM
A.KUR’ANIN KİTAP OLUŞU
Kur’an Hz Muhammed’e Arapça olarak vahiy yoluyla parça parça indirilip,bize tevatürle naklonunan ve Mushaflarda yazılmış, tilavetiyle ibAdet edilen mucizevi ilahi kitaptır.Kur’an daki hükümler , kurallar iç içedir.Kur ‘an ,onun lisanlarda okunmasına ve kalplerde ezberlenmesine ,Kitap ise satırlara kaydedilipkitaplarda toplanmasına hem kanıt hem de teşvik anlamı içerler Bu kitap insanın anlam aryışına cevap veren yegane kitaptır.
Kur’an iki kapak arasında olduğu için diğer kitaplara bu yönden benzerlik arz eder fakat onu diğer kitaplardan ayıran bir çok özelliği vardır –evrensel oluşu,vahiy mahsulu oluşu,mucize oluşu,sürekli ve her asra hitap etmesi ve daha bir çok özelliği var .O iki kelimeyle bir çok şey anlatan bir kitaptır.Kur’an’ın mucize olmasını sebebi insan hayatını anlamlandıran kitap oluşudur.Kuranı kerim diğer ilahi kitaplar gibi bazı ilkeler üzerinedir.O yüksek ahlakı tamalayan kitaptır.Kur’anın en önemli özelliği insan hayatını anlamlandırması ve insan fıtratına uygun olmsıdır..Kur’an metni içindeki her kelime ilahi bir ahenk ve musiki kulağıokşar.
B.KUR’AN’IN VAHİY MAHSULU OLUŞU
Vahiy ,Allah’ınbütün varlıklara fıtratlarına uygun hareket etmelerini söylemesi. Allah’ın dilediği şeyleri peygamberlerine bildirmesi .Vahiy zaman, mekan ,millet bakımından hiçbir kayıt koymaz.Bütün semavi dinlerin kaynağıdır.Vahiy inpeygamberimize farklı yollarla gelmiştir.1vahiy meleği vasıtasıyla 2kalbine ilham edilmesi 3uykudayken yani ruyay-ı sadıkayla .Hz Muhammet Cebrail meleğinden aldığı vahyi ezbrliyor ,tebliğ ediyor,açıklıyor sonra onu hayata tatbik ediyordu. Hz peygamberin kur’ana hiçbir katkısı yada bir mudahalesi yoktur
C.KUR’AN’IN AYET VE SÜRLERDEN OLUŞU
Ayet ,kuranda Allah’ın varlığını birliğini ispat eden deliller denir.Allah’ın varlığını birliğini delillendiren her şeye ayet denir. Mucizedir ;peygamberlerin nubüvvetlerini kanıtlamak amacıyla Allah’ın izniyle tabiat kanunlarını aşan olaydır.Mucizeyi dahi fıtratına uygun hareket edenler anlar tasdik eder yani fıtratına ters düşenler mucileri dahi anlıyamazlar .Ayetler aynı zaman da Kur’an daki her bir cümlede denir. Kur’annın tamamına ayet denir. Çünkü onun benzeri olmadığından, Allah’a götüren delil olduğundan ,peygamber mucizesi olduğundan ,herşeyi yaratan Allah’a götüren delil olduğundan Kur’anın tamamı hemde cümleleri ayettir .Süre ;yüksek rütbe , mevki anlamında kullanılmş .Ayetlerden oluşan başı sonu bulunan Kur’an bölümleridir . kelimenin anlamı ile Kur’an daki kullanımı arasında bir bağ vardır
D.KUR’AN’DA KUR’AN
“Hem onu Kur’an olmak üzere ayet ayet ayırdık ki insanlara dura dura okuyasın hemde tenzil suretiyle ceste ceste indirdik”İsra17/106
“şüphe yok ki o zikri biz indirdik herhalde onu muhafa da edeceğiz”Hicr 15/9
“De ki:yemin ederim
eğer insu cin bu Kur’an’ın mislini
gerirmek üzere toplansalar bir mislini getiremezler birbirlerine zahir
de olsalar”İsra 17/88
KUR’AN
NEDİR?II.BÖLÜM
A.KUR’ANIN KİTAP OLUŞU
Kur’an Hz Muhammed’e Arapça olarak vahiy yoluyla parça parça indirilip,bize tevatürle naklonunan ve Mushaflarda yazılmış, tilavetiyle ibAdet edilen mucizevi ilahi kitaptır.Kur’an daki hükümler , kurallar iç içedir.Kur ‘an ,onun lisanlarda okunmasına ve kalplerde ezberlenmesine ,Kitap ise satırlara kaydedilipkitaplarda toplanmasına hem kanıt hem de teşvik anlamı içerler Bu kitap insanın anlam aryışına cevap veren yegane kitaptır.
Kur’an iki kapak arasında olduğu için diğer kitaplara bu yönden benzerlik arz eder fakat onu diğer kitaplardan ayıran bir çok özelliği vardır –evrensel oluşu,vahiy mahsulu oluşu,mucize oluşu,sürekli ve her asra hitap etmesi ve daha bir çok özelliği var .O iki kelimeyle bir çok şey anlatan bir kitaptır.Kur’an’ın mucize olmasını sebebi insan hayatını anlamlandıran kitap oluşudur.Kuranı kerim diğer ilahi kitaplar gibi bazı ilkeler üzerinedir.O yüksek ahlakı tamalayan kitaptır.Kur’anın en önemli özelliği insan hayatını anlamlandırması ve insan fıtratına uygun olmsıdır..Kur’an metni içindeki her kelime ilahi bir ahenk ve musiki kulağıokşar.
B.KUR’AN’IN VAHİY MAHSULU OLUŞU
Vahiy ,Allah’ınbütün varlıklara fıtratlarına uygun hareket etmelerini söylemesi. Allah’ın dilediği şeyleri peygamberlerine bildirmesi .Vahiy zaman, mekan ,millet bakımından hiçbir kayıt koymaz.Bütün semavi dinlerin kaynağıdır.Vahiy inpeygamberimize farklı yollarla gelmiştir.1vahiy meleği vasıtasıyla 2kalbine ilham edilmesi 3uykudayken yani ruyay-ı sadıkayla .Hz Muhammet Cebrail meleğinden aldığı vahyi ezbrliyor ,tebliğ ediyor,açıklıyor sonra onu hayata tatbik ediyordu. Hz peygamberin kur’ana hiçbir katkısı yada bir mudahalesi yoktur
C.KUR’AN’IN AYET VE SÜRLERDEN OLUŞU
Ayet ,kuranda Allah’ın varlığını birliğini ispat eden deliller denir.Allah’ın varlığını birliğini delillendiren her şeye ayet denir. Mucizedir ;peygamberlerin nubüvvetlerini kanıtlamak amacıyla Allah’ın izniyle tabiat kanunlarını aşan olaydır.Mucizeyi dahi fıtratına uygun hareket edenler anlar tasdik eder yani fıtratına ters düşenler mucileri dahi anlıyamazlar .Ayetler aynı zaman da Kur’an daki her bir cümlede denir. Kur’annın tamamına ayet denir. Çünkü onun benzeri olmadığından, Allah’a götüren delil olduğundan ,peygamber mucizesi olduğundan ,herşeyi yaratan Allah’a götüren delil olduğundan Kur’anın tamamı hemde cümleleri ayettir .Süre ;yüksek rütbe , mevki anlamında kullanılmş .Ayetlerden oluşan başı sonu bulunan Kur’an bölümleridir . kelimenin anlamı ile Kur’an daki kullanımı arasında bir bağ vardır
D.KUR’AN’DA KUR’AN
“Hem onu Kur’an olmak üzere ayet ayet ayırdık ki insanlara dura dura okuyasın hemde tenzil suretiyle ceste ceste indirdik”İsra17/106
“şüphe yok ki o zikri biz indirdik herhalde onu muhafa da edeceğiz”Hicr 15/9
“De ki:yemin ederim eğer insu cin bu Kur’an’ın mislini gerirmek üzere toplansalar bir mislini getiremezler birbirlerine zahir de olsalar”İsra 17/88
İbrahimkundu/11040235/İDKAB-2
KUR’AN’IN
BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE II.BÖLÜM
KUR’AN’IN KENDİNİ TEFSİR EDİŞ BİÇİMİ
Bilindiği üzere Kur’ani Kerimin bir özeliğide kendi kendini tefsir etmesidir .Kur’an da bazı olaylar hükümler bir yerde kapalıyken başka bir yerde açıklanıyor olabilir yada tam tersi bir yerde açıklanan başka bir yerde üstü kapalı olabilir.Bazı konularda kayıtlı olan ifadenin hükme medar olma bakımndan her zaman geçerli olmadığını görüyoruz .Örneğin Kur’an da Bakara süresinde Allah faizin kayıtsız haram kılındığını ve onu helal sayanların şiddetli cezalandırılacağını ifade ederken Ali-İmran 130 da kat kat faiz yemek haram kılınmıştır .Buradan sanki kat kat olmadığında haram değilmiş gibi algılanabilir ancak Kur’an faiz konusunda kesin tavrını koymuşken ve bunu Allah ve Resulu ile savaşa eş bir çirkinlik olarak görürken Ali-İmran suresinde ki kayda göre hüküm vermek Kur’an’ın bütünlük içerisinde anlaşılmadığının göstergesidir.Kur’an bazı hükümlerin yanında istisnalara da yer verir örneğin Kur’an hiristiyanlarla ,yahidilerle ve müşriklerle dost olmayı yasaklarken Ali-İmran süresin de istisna edatinden sonra zor durumda kaldığınız da ve savunmaya muhtaç oldunuz vakitte onlarla iyi geçinebilirsiniz diyor yani belli bir şarta bağlı olarak geçerli hükme bir istisna getirmiştir.
Kur’an bazı mutlak ifadeleri değişik yerlerde bir sebebe bağlayarak açıklar.Bazen sebebin zikredilmediği ifadeler olabilir o ifadeyi Kur’an’ın tamamına arzetmek insanı yanlışlığa sevkedebilir. Mesela Allah bazı ayetlerin de kayıtsız olarak bazı kalpleri muhulediğini söylüyor bu ifade insanı biraz ümitsizliğe sevk edebilir fakat başka ayetlerden anlaşılacağı gibi burada kalbi mühürlenenlerin gardar olanların, inkar edenlerin, inandıktan sonra şirke gidenlerin ve neredeyse müslüman olması imkansız olan kişiler olduğunu görüyoruz.Kur’an bazen genel anlamda bazı kelimeler kullanır ve bunu başka ayetlerde açıklar.örneğin Enbiya suresi 74. ayttte”Lut’a hüküm ve ilim verdik onu çirkin içler yapan kasabadan kurtardık”ayetindeki çirkin işin ne olduğu kesin ifade edilmediği halde Kur’an’ın başka yerlerin de kötü işlerin ne olduğuna açıklık yetiriyor.
Kur’an’ın
bir diğer özellği de gerek kıssaları sunarken gerekse diğer vesilelerle yer zaman,
şahıs isimlerini ön plana çıkarmamasıdırKur’an bu tür durumlarda işaret
isimlerini ve zairlerini kullanır. Onun bu anlatım tarzını, sadece Kur’an’ın az
sözle çok derin ve zengn manaları dile
getiren özelliği olan mucizeliğine hamletmek
doğru olur .Dikkat edilse Kur’an ,teoriyle pratiği birlikte düşünen ve varlık
alemini tümüyle kuşatan,insanlara kendi
zihniyetinin boyasını vurmak isteyen bir kitap olarak öncelikle mesajının
iletilmesini gaye edinmiştir . Kur’an da geçen bazı isimler ve zamirlerin
kasdedildiği isimler yine Kur’an’ın
başka yerler,in de bulmak mumkun
örneğin Fatiha suresinde geçen” kendilerine nimet verdin kimseler “….. degeçen kimselerin kim
olduğu açıkça belirtilmemiş ancak Nisa 69:da “Kim Allah’a ve Peygamberine itaat ederse ,işte onlar Allah’ın
nimetlerine eriştirdiği peygamperlerle, dosdoğru olanlar , şehitler ve iyilerle
beraberdirler.”ayetiyla diğer bir
ayetin tefsiri niteliğindedir. Buna
benzer Kur’an da daha bir çok örnek
verbiliriz.Kısacası Kur’an belagatlı bir
kelamdır bu yüzden çeşitli ayetler üstü kapalı olarak karşımıza çıkar bu
ayetleri doĞru tefsir edebilmek için Kur’an’ı bir bütün olarak ele almamız
gerekir ki yaptığımız tefsir doğru olsun
2.KURAN NEDİR?
ELİF TOK 11040305
Kur’an hz. Muhammed’e Arapça olarak vahiy yoluyla parça parça indirilip, bize tevatürle naklolunan ve mushaflarda yazılmış bulunan tilavetiyle ibadet edilen muciz Tanrı kitabının özel adıdır.Kur’an bütün özellikleri ile insanın hayatını anlamlandıran, hayat veren bir kitaptır.İnsana dünya, hayat, evren karşısında takınacağı tavrı öğretmektedir.Öyleyse insan sistemi düzgün kullanabilmek için Kur’an’ı bıkıp usanmadan okumalıdır.Kur’an herhangi bir kitabın sahip olamayacağı şu özelliklere sahiptir: 1.Vahiy mahsulü bir kitaptır 2.Evrenseldir 3.Mu’ciz’dir.İnsanı benzerini getirmekten aciz bırakır.Hz peygamberin en büyük mucizesidir.
Kur’an’ın içeriğinin en temel konusu Tevhid inancıdır. Kur’an insanın hayatını anlamlandırarak fıtratını gerçekleştirmesi ve mutlu olmasını sağlamak için gelmiş olan vahiy mahsulü bir kitaptır.Vahiy, Allah’ın dilediği şeyleri peygamberlerine çeşitli yollarla bildirmesidir.Hz. Muhammed’in Kur’an’ın anlamlarını keşfetmek ve ifadelerini kalıba dökmekte en ufak rolü olmamıştır.Kur’an ayet ve surelerden oluşmuştur.Ayet Allah’ın varlığına ve birliğine ,peygamberlerin doğruluğuna işaret eden delil ve mucizedir.Sure ise ayetlerden meydana gelen,başı ve sonu bulunan müstakil Kur’an bölümleridir.El-Kitab, el-Furkan ve ez-Zikr Kur’an’ın diğer isimleridir.
KUR’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE( 2.bölüm)
ELİF TOK 11040305
-Kur’an’ın bir kısmı bir kısmını tefsir eder. Kur’an bazı pasajlarında mutlak ifadelerle verdiği hususları,başka yerde kayıtlayarak sunar.Bir yandan kesin tavrını ortaya koyarken,diğer yandan da müminlerin faydasına yönelik istisnai durumlara yer verir(örn.şefaat).Bazı mutlak ifadelerin sebebinin değişik yerlerde kayıtlandığı da görülmektedir(örn.kalplerin mühürlenmesi).
-Kur’an’da genel ifadeli bir kelimenin farklı yerlerde hususi bir nesne için kullanılarak açıklama yapıldığı yerler vardır. Genellikle, genel ifadenin kapsamına giren cüz’iyyat Kur’an’ın değişik pasajlarında açıklanmıştır. Böylece genel anlamlı kelimeden kastolunan anlam açıklanmış olur.
-Kur’an yer, zaman ve şahıs isimlerini ön plana çıkarmaz, gereksiz ayrıntıya girmez.Müphem bıraktığı bazı şeyleri yine kendi bünyesi içinde açıklar(ism-i mevsulleri, ism-i işaretleri, zamirleri, bir varlığın gerçek adını açıklar, zaman ve mekan belirsizliğini giderir).
-Kur’an her zaman insanların kolayca anlayacağı bir dil kullanmamış, o dönemin Arap dilinde çok az kullanılan kelimelere de yer vermiştir. Böyle garib kelimeleri Kur’an aynı veya farklı bir surede açıklamıştır.
-Kur’an’da iki veya daha fazla manaya çekilebilecek kelime ve ifadelere lafz-ı müşterek denir. Kur’an kastettiği manayı yine kendi içinde açıklayarak lafızdaki ihtimal manayı bire indirir. Burada siyak-sibak ortamı önemlidir.
-Kısa ve özlü bir biçimde temas edilen konular Kur’an’ın başka bir yerinde açılmıştır.Bu özelliği genellikle kıssaların geçtiği pasajlarda görülmektedir.
-Kur’an’da hangi ifadenin mecaz hangisinin gerçek olduğunu ibarelerin yer aldığı mana örgüsünde veya Kur’an’ın bütünü içerisinde anlaşılmaktadır.
-Kur’an’ın anlaşılması güç hususları açıkladığı da görülmektedir. Çelişkili görünen noktaların çözümünü aklın ve mantığın doğrultusunda yine Kur’an içinde tespit etmek gerekir.
2.BÖLÜM = KURAN NEDİR ?
A.KURAN BİR KİTAPTIR
Kuran, ismini yine Kuran kendisi vermiştir. Kuran da bu isim 70 kez geçer. El Kuran ismi 230 kez geçer. Fakat “Kitap” iki kapak arasındakine denir, ayırt edici bir yönü yoktur diğer kitaplardan. Mesela hepimiz “insan” ız fakat hepimizin özel bir ismi vardır.
B.KURAN
VAHİY MAHSULÜ BİR KİTAPTIR
Vahiy, bir bilgiyi muhataba en kısa yoldan ulaştırmaktır. Dini tanımı ise : Allah’ ın dilediği şeyleri peygamberlerine muhtelif yollardan biriyle bildirmesidir. Hz. Muhammed kendisine inen ayetleri muhataplarına hem taşımış ve ulaştırmış (Tebliğ) hem de açıkça söylemiş ve bildirmiştir(Tebyin).
C.KURAN,
AYETLER VE SURELERDEN OLUŞAN BİR KİTAPTIR
Ayet kelimesi, delil, mucize, kıyamet alametleri, Kuran’ın tamamı veya belli bölümleridir. Kuran ilimlerine ait kavram olarak tarifi budur. Allah’ın ayetlerini okuyabilmesi için insanın vahye ihtiyacı vardır. Kuran bunu gerçekleştirmek için inzal olmuştur. Sure kelimesi ayetlerden meydana gelen, başı ve sonu bulunan müstakil Kuran bölümlerinin adıdır.
D.KURAN’ DA
KURAN
Kuran’ ı tarif meselesi kelam alimleri usül
alimleri arasında “ihtilaf” lı bir
meseledir. Kuran ‘ın muhtelif isimleri yine Kuran’dandır. Kuran’ın Kuran’da
geçen pek çok ismi vardır. El Kitap , El Furkan , Ez Zikr en çok geçen isimlerdendir.
2. KİTAP =
KURANIN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
2. BÖLÜM =
KURAN’IN KENDİSİNİ TEFSİR EDİŞ BİÇİMİ
A. GENEL
OLARAK
Bu başlık altında bir şey yazacak olursak : Kuran’ın kendisini tefsirine; bir yerde gizli olan lafız başka bir yerde açık, belirli hale gelebilir veya ayet ya da kelimelerin manalarını siyak-sibak çerçevesinde ele alma tarzı da bir tür Kuran’ın kendisini tefsiridir.
B. MUTLAK
İFADELERİN KAYITLANMASI
Kayıtlama iki şekilde, iki başlıkta değerlendirilmiştir. Birincisi; istisna yoluyla açıklamadır. İstisna meselesi Allah’ ın müminlere lütfunu, keremini ifade eder. Müminlere artı bir yeşil ışıktır. Yoksa kafirler ve münafıklar için azabın hafifletilmesi, Cehennem ’den çıkmaları söz konusu değildir(Şefaat meselesi). İkincisi; bir şeyin sebebini zikretmekle açıklamadır. Başlık zaten açıktır. Açıklamak için sebebini ifade etmedir.
C. GENEL
İFADELERİN TAHSİS EDİLMEESİ
Genel anlamlı kelimelerin hususi bir niteliğe bürünmesi Kuran’ın kendine özgü bir ifade biçimidir. Kavrayışın sınırlarını zorlar, insanı derin muhakemeye sevk eder. Genel ifadeler külli ifadelerdir. Külli kavramlar cüz’i ifadeleri içinde barındırır, onları kapsar.
Ç. MÜPHEM
HUSUSLARIN AÇIKLANMASI
Kuran’ın gerek kıssaların sunuluşunda, gerekse diğer vesilelerle yer , zaman ve şahıs isimlerini ön plana çıkarmamasıdır. Ön plana çıkarmama derken bu anlatım tarzı karmaşıklığa, anlam karmaşasına yol açmamaktadır. Bu, Kuran’ın kendine has anlatım tarzının bir özelliğidir. Ön plana çıkarmak istediği şeyi (mekan, şahıs, zaman) vurgular veya (ismi mevsul, ,ismi işaret) eder.
D. GARİP
KELİMELERİN AÇIKLANMASI
Kuran’ da kelimeler her zaman indiği dönemdeki konuşma dilinde ve yaygın kullanımda olan anlamlarında kullanılmamıştır. Bunlar mecazidir, yoruma açıktır.
E.
İFADELERDEKİ İHTİMALLERİN BİR’ E İNDİRGENMESİ
Bazen kelimeler birden fazla mana ifade edebilir. Fakat Kuran bazen bu ifadelerin hangi manaya atfedildiğini veya bu ihtimallerden birini ön plana çıkarır. Bu anlam ise, ifadeyi siyak-sibak çerçevesinde değerlendirme ve Kuran’ı kendi bütünlüğü içerisinde anlama ile gerçekleşir.
F. KISA VE VECİZ İFADELERİN GENİŞ AÇIKLANMASI
Burada Kuran’ın kısaca işaret ettiği bir konuya başka bölümlerde , yerlerde tekrar dönmesi ve uzun uzun açıklaması söz konusudur. Bu ise konunun önem arz etmesi bakımından önemlidir.
G.
İFADELERİN MECAZİ OLUŞLARININ TAYİN EDİLMESİ
Kuran kelimeyi, manayı ister gerçek anlamıyla kullanır; ister sözü daha tesirli kılmak için mecaz anlamıyla kullanır. Hangi ifadenin reel hangisinin mecazi olduğunu yine Kuran’ın kendi bütünlüğü içerisinde anlıyoruz.
Ğ. İZAHI GÜÇ
HUSUSLARIN AÇIKLANMASI
Bu konu buraya kadar yazılanların özetidir. Kuran zaten izahı basit meseleleri açıklamaz. Sözü uzatmaz, az sözle çok şey anlatır. Bu konuya da yine “Kuran’ı anlamayı yine Kuran’ın bütünlüğü içerisinde yapmalı.” Yoksa meselelerin izahı daha da güçleşir. Kuran insana yol açar, ışık tutar yürümek insana aittir.
SEDA KUNT İDKAB 2 11040236
KURAN NEDİR ? II. BÖLÜM kuran-ı
kerim hz peygambere vahiy yoluyla bölüm bölüm indirilmiş biz insanlarada
tevatür yoluyla nakledilen kutsal bir kitaptır. Ayetlerden ve surelerden
oluşmaktadır. Ve bu ayetler birbirinin dogruluğunu netliğini ve özelliklerini
teyit eden bir şekilde bütünlük içerisindedir. Konular , hükümler
, anlamlar açısından doğrular. Kuranı kerim son kutsal kitaptır. İçeriği açısından verdiği mesajlar açısından
başka kitaplardan farklıdır farklı olmasının en büyük sebebi ise Allahu
tealanın kelamı olmasıdır. Bu yüzden farklılıklar vardır. İki kapak arasında
tüm hayatımızı açıklar nasıl yaşamamız gerektiğini bu hayatın gerekliliklerini
gereksizliklerini güzel bir dille açıklar.
Kuran hz peygambere vahiy yoluyla Cebrail
.as. aracılığı ile inmiştir. İnsanlara yüksek ahlaki değerleri öğütleyen
kapsamlı bir kitaptır. Kuranı kerimin ezberlenmesi oldukça kolaydır insanı zorlamaz. Mucizevi bir
kitaptır. Kendini yeniler ve her çağa uyum sağlar. İnsanı anlamlandıran
hidayete ulaştıran rehberdir.
KURANIN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE II. BÖLÜM
Kuranı kuran ile tefsir etmek
esastır. Bunu baz alarak yorumlanmalı bu şekilde tefsir edilmelidir. Kuran tefsirinde
kuran kendi mutlak tavrını ortaya koyar ama insanları zor durumda bırakacak
kesin değerler taşımaz bireyin yapabilceği kadarıyla yükümlü olduğunu belirtir.
Elbette ki başka şekilde de tefsir edilir ama önemli olan anlamı doğru net ve
eksiksiz vermektir. Bir de bi ayetin anlamına tek olarak bakmamalıyız devamına
veya öncesine bakmalıyız. Kesintiler vardır orada o yüzden yanlış anlaşılmalar
sapmalar olabilir. Bu yüzden bütün olarak incelemeliyiz bir kısmına bakıp
yorumda bulunmamalıyız ya da hayatımızı ona göre şekillendırmemelıyiz bütüne
göre yaşamalıyız.
II.BÖLÜM: KUR'AN NEDİR?
I. Kur'an'ı Kerim bir kalemle
(mürekkeple) yazılması ve bu kağıtların (sayfaların) toplanarak iki kapak
arasında birleştirilmesinden dolayı bir
kitaptır. Fakat ''o'', söz olarak bir insana ya da yaradılmış bir mahluka ait
olmaması ve bilakis her şeyin sahibi olan Allah'ın kelamı olması sebebiyle
diğer kitaplardan ayrıdır ve üstündür.
II. Kur'an'ı Kerim vahiyle indirilmiş
olup Allah bu yol ile kendisini insanlara tanıtır.
III. Allah Kur'an'ı Kerim ile insana sorumluluklarını bildirmesi münasebettiyle Kur'an yol gösterici bir
kitaptır.
VI. Kur'an evrensel bir kitaptır. Belirli
bir devre ya da zümreye indirilmemiştir. Onun muhatabı bütün insanlar ve
cinlerdir.
I. Kur'an bir ayette kısaca ve üstü
kapalı geçtiği bir olayı başka bir ayette daha detaylı bir şekilde
açıklamıştır.
II. Bazı ayetlerde bir insanı veya bir
grup insanı anlatırken isim vermeden onun özelliklerini saymış, yaptıkları
işleri ya da yaşadığı çevre hakkında bilgi vermiştir. Başka bir ayette de
nitelikleri anlatılan kişi ya da kişilerin isimleri de zikredilmiştir.
Böylece di ğer ayette kimden ya da
kimlerden bahsedildiği anlaşılmaktadır.
III. Bir ayette yasaklardan bahsederken
bir başka ayette de bu yasakların içindeki istisnalardan haber vermiş böylece
hangi durumlarda yasağın geçerli, hangi durumlarda serbest olduğu
açıklanmıştır.
VI. Kur'an'ın bazı ayetlerinde mecaz
kullanılarak inkar edenler için sağır , dilsiz, kör gibi teşbihlerde bulunulmuş
ancak konuyla ilgili bir başka ayette bu ifadeyle gerçekten özürlü olanların
değilde ; gerçeği görmeyen, duymazlıktan gelen, hakkı söylemeyen inkrcılardan
söz edildiği belirtilmiştir
KUR'AN NEDİR?
2.BÖLÜM
KUR'AN BİR KİTAPTIR
KUR'AN AYETLER VE SURELERDEN OLUŞAN BİR KİTAPTIR
KUR'AN DA KUR'AN
11040289 Hasan Ali Servi
KUR’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
2.BÖLÜM
KUR’AN’IN KENDİSİNİ TEFSİR EDİŞ BİÇİMİ
a)Kur’an’ın kendisini tefsir ediş biçimi bir çok açıdan ele alınıp değerlendirilsede bu konuda alimlerimiz arasında tam bir birlik söz konusu olmamıştır…Çünkü her alim kelimelerin farklı anlamları üzerinden yola çıkmış veya kendi yetiştiği çevrenin ve içinde bulunduğu zaman diliminin dışına çıkamamıştır ki bu bir eksiklik değil Kur’an’ın dinamik yapısı ve zengin içeriğininin bir sonucudur.Şimdi Kur’an’ın ifade özelliklerinden yola çıkarak kendisini tefsir ediş biçimine fazla da detaya inmeden değinmek istiyoruz…
b)Kur’an bazı konuları ifade ederken bir ayette mutlak ifadeler kullanıp, başka bir ayette ise bu konuya ilişkin yeni açıklamalar ve yükümlülükler getirmektedir.Bu durum kesinlikle dikkate alınarak Kur’an açıklanmaya uğraşılmalıdır,aksi takdirde bir çok yanlış anlaşılma ortaya çıkmakta ve durum içinden çıkılmaz bir hal almaktadır.Örneğin Bakara Suresi 276.ayette ifade edilen faizin azaltılıp sadakanın çoğaltılacağı mevzusu,Rum Suresi 39.ayetinde bu artışın veya azalışın maddi olarak değil manevi bir artış,azalış olarak olacağı anlaşılmaktadır.
c)Elimizde bulunan kitap,bu konuyu iki temel açıdan ele almaktadır ki bunları bu konudaki kısıtlı bilgimize rağmen gayet yerinde tesbitler olarak değerlendiriyoruz.Yazarımız bu iki temel konuyu şöyle ifade etmeyi tercih etmiştir;İstisna yoluyla açıklama ve bir şeyin sebebini zikretmekle açıklama.
d)Öncelikle istisna yoluyla açıklamayı ele alacak olursak;Kur’an bazı konularda mutlak ifadeler kullanmış gibi görünsede,başka bir ayette bu konuya daha da açıklık getirip konuyu aydınlatmaktadır,bu tamamen müminlerin iyiliği ve rahatı içindir.Örnek olarak ise kitaptan aynen aldığımız şu konuyu ele almak istiyoruz; ‘’Mesela Allah,kafirleri,yahudileri ve hristiyanları,Allah düşmanlarını ve müşrikleri dost edinmemizi yasaklamıştır.Ama Al-i İmran Suresi’nin 28.ayetinin devamında çeşitli çıkarlar ve kendini korumak için kalben olmasada görünüş olarak,bu konuda bir izin verilme söz konusudur’’
e)Bir şeyi sebebini zikretmekle açıklama ise;Bazı ayetlerde bazı konular ifade edilirken Kur’an,başka ayetlerde bu konuların sebeblerini ifade ederek konunun daha iyi anlaşılmasını sağlar,bundan dolayı her zaman ifade ettiğimiz üzere Kur’an’ın bir bütünlük içerisinde ele alınması gerekir.Özellikle bu hususa dikkat edilmezse,çeşitli endişe ve sıkıntıların ortaya çıkması kaçınılmazdır.Örneğin;Allah bazı ayetlerde, isterse bir çok toplumu helak edip,yerine yeni topluluklar getirebileceğini ifade ediyor.Eğer bu ayeti direk böyle ele alırsak,anlaşılacağı üzere bir çok endişe meydana gelmektedir,fakat başka ayetlerde bu işin yalnızca Allahın emir ve yasaklarından dönenler veya isyan edenler için söz konusu olduğu öğrenilirse,söz konusu durum iyice anlaşılacak ve kafalarda soru işareti kalmayacaktır…
f)Kur’anda bazı kelimelerin hem genel anlamlı hemde hususi bir nitelikte olması,Kur’an’ın anlaşılmasını biraz zorlaştırsada buna,Kur’an’ın ifade özgürlüğünün bir ürünü olarak bakmak lazım ki zaten Kur’an muhataplarını kolaylığa değil her zaman düşünerek hareket etmeye yönlendirmiştir.
g)Kur’an’ın muhteşem özelliklerinden biride aktardığı hikayelerde olsun,başka vesilelerde olsun,zaman,mekan ve şahıs isimlerini öne çıkarmamasıdır,çünkü Kur’an’ın az kelimeyle çok anlam ifade etmek gibi bir durumu söz konusudur.Farklı çevrelerce bu durum Kur’an’ın belirsiz ifadeler kullandığı gibi yorumlanabilir ama bu kesinlikle aslı olmayan ifadelerdir,çünkü en baştan beri bahsettiğimiz üzere Kur’an’ı belli bir bütünlük içerisinde ele aldığımızda bir çok konu hiçbir çelişki ve karışıklık olmadan anlaşılabilmektedir.Tarihte bir çok alim,Kur’an’ın bu özelliğinden yola çıkarak bu tarzda eserler ortaya koymuşlardır,Zerkeşi’nin El Burhan’ına ve Suyuti’nin El İtikam’ına bakılırsa bu konu daha iyi anlaşılacaktır.
ğ)Kur’an da açıkça söylenmeyen bu isimler ve ifadeler bazen ismi işaretler bazen zamirler ve bazende ismi mevsuller vb ifadelerle aktarılmıştır.Örneğin Fatiha Suresinde belirtilen doğru yol üzere olanların Nisa 69 da açıklanması ismi mevsule bir örnektir…Diğer durumlara örnekler ise Kur’an incelendiğinde sıkça karşılaşılacaktır…
h)Kur’an’ı ilmi açıdan anlayıp değerlendirebilmek için ön şart olarak ileri derecede Arapça bilgisi şarttır,çünkü Kur’an,öyle ifadeler kullanmıştır ki indiği dönemdeki şairler bile şaşırıp kalmıştır.Yukarıda ifade etmiştik Kur’an kendisini hemen ele vermez düşünülmesini ister…Bu gibi ifadeler genel olarak garib olarak adlandırılmıştır ki Kur’an,belli bir bütünlük içerisinde ele alındığında bu ifadelerin anlaşılması daha da kolaylaşılacaktır.Örneğin Mearic Suresi 19.ayette geçen ‘’helûa’’ kelimesinin mahiyeti hemen akabindeki iki ayetle açıklanmaktadı
ı)Arap dilinin özelliği gereği Kur’an da bazı kelimeler birden çok anlam ifade edebilmektedir,bunların bir çoğu Kur’an’ın ifade şekli sayesinde kolayca anlaşılırken,bazılarını anlamak için farklı bilim dallarından yaralanmamız gerekebilir.Örneğin Kur’an da Nisa Suresi’nin 24.ayetinin ilk kelimesi üç değişik anlama gelmektedir,bunlar;İffetli ve namuslu kadınlar,evki kadınlar ve hür kadınlar,burada öne çıkan anlam evli kadınlar olarak yorumlanmıştır,çünkü ayetin öncesine ve sonrasına bakıldığında,işlenen konunun erkeklerin evlenmesi yasak olan kadınlar üzerine olduğu anlaşılmakta ve böyle bir tesbit yapılmaktadır.
i)Bazı çevreler Kur’an’ın sıhhati ile ilgili bir problem olacağı düşüncesinden olsa gerek,kabul etmeye yanaşmasada,Kur’an da mecazi ifadelerin de kullanılmakta olduğunu görmekteyiz ki bu çok normaldir,çünkü insanoğlunun yaşadığı her dönemde mecazi ifade ve vurgular kullanılagelmiştir.Örneğin;Enfal Suresi 22.ayette belirtilen düşünmeyen sağır ve dilsizler ifadesi ilk bakışta anlaşılmasada,bundan kastın insan olduğu daha sonra anlaşılmaktadır.
j)Kur’an,içerisinde kesinlikle çelişkiler olmayan ve anlaşılması hususunda insanı düşündürmeye özendiren yüce Allah’ın kelamıdır.Ama Kur’an’ı kendi bütünlüğü içerisinde ele almadan değerlendiren bazı kişiler,sanki Kur’an da çelişki varmış gibi anlaşılmasına sebep olmuştur.Örneğin İsra Suresi’nin 16.ayetiyle,A’raf Suresi’nin 28.ayeti ilk başta çelişir gibi görünmektedir,daha doğrusu İsra Suresi 16.ayet ‘’…oranın şımarık varlıklarına emrederiz…’’ Kur’an’ın tamamıyla çelişir gibi görünsede buradaki ‘’emera’’ ifadesinin yaygın anlamın dışında kullanıldığını anladığımızda olay çözülmüş olacaktır…
k)Sonuç olarak söyleyebiliriz ki;Elimizde bulunan kitabın ışığında,birazda kendi ifadelerimizi kullanarak Kur’an’ın kendisini tefsir ediş biçimini çeşitli açılardan aktarmaya ve bunu yaparken Kur’an’ın bir bütünlük içerisinde ele alınmadığı takdirde ne gibi sonuçlar meydana gelebileceğini kısıtlıda olsa örnekler çerçevesine aktarma gayretinde bulunduk...
ŞEYDANUR KAZALAK / 11040209 İDKAB2
KUR'AN'IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
İlahi kelâm vermek istediği mesajı muhattaplarına verirken öylesine güzel bir üslup kullanmaktadır ki adeta eşsiz nitelikte ve ulvî değerde bir kâniat kitabı oluşunu bizlere açıkça beyan etmektedir. Elbetteki yüce kitap tefsir edilirken birtakım zorluklar yanlış anlama gelebilecek kelimeler birçok probleme zemin hazırlamaktadır ama kitabımız öyle güzel bir niteliğe/içeriğe sahip ki bu problemlerin çözümü yine kendi sistematiği içerisinde çözülmektedir. Böyle olsa bile bazen Kur'âni bir ifade mübhem veya mücmel olabilmektedir ya da bazı hususta Kur'an kesin ve net ifadeler ortaya koyup tavrını belirlerken bazen bu durumu istisnai durumlar bozabilmektedir. Kur'an bazı mutlak ifadelerini değişik yerlerde bir nedene bağlayarak kayıtlar. Sebebin zikredilmediği pasajla bütün değerlendirilmediğinde Kur'an'i düşünceye ters düşen durumlar söz konusu olabilmektedir.
Arap dilinin en belirgin özelliklerinden birisi de bir kelimenin birden fazla anlamı bünyesinde barındırmasıdır. Genel anlamlı bir sözcük manalarına göre farklı açıklanabilmektedir. Genel anlamlı bir kelime aynı zamanda tam kavramı karşıladığı için doğrudan parçayı da içine almaktadır. Ayette birçok anlama gelebilecek bir ifade başka bir ayette kendini yeteri kadar açıklayarak sorunu çözer.
Kur'an'ın ana gayesi masajını insanlara iletmek olduğu için kişi,yer ve mekân hakkında fazla bilgiyi öne çıkarmamaktadır. Böylece ilahi kelam ayrı bir fonksiyonelliğe sahip olur. Kur'an bu özelliği ile birçok ilmin çıkmasını sağlamıştır. Bu ilimlerden biri Mübhematü'l Kur'an İlmidir. Kitapta belirsiz olan şahıs ve yer isimlerini bulmayı açıklamayı gaye edinen bir ilim dalıdır
Kur'an'ın dili Arapça olmasına rağmen indiği dönemdeki konuşma dilinde çok kullanılan ve yaygın kelimelere yer vermemiş bunun tam tersi olan çok az kullanılan ve belirli kişilerin bildiği kelimeler Kur'anda yer almıştır. Bundan dolayı Galibü'l Kur'an İlim ortaya çıkarak kelimelerin manasını açıklamaya çalışmıştır. Kur'ân lafzı müşterek olan kelimelerin tek anlama gelmesini sağlayarak anlam kargaşalığına son verir. Kısa ve veciz olan konuları diğer ayetlerde açıklayarak bir özelliğini daha göstermiş olmaktadır.
Bir sözün mecazi veya gerçek anlamda oluşunu Kur'an bütünlüğüne bakılarak belirlenebilir. Bunu anlamak için Arapların dili kullanış özelliklerinden, şiirlerden ve Kur'ân'ın indirildiği dönemdeki Arap dilinin ifade tarzlarından yararlanılmalıdır. Diğer bir ilim dalı olan Müşkilu'l Kurandır. Bu ilimle Kur'andaki çetrefilli konular çözülmekte ve Kur'ân'ı anlamak anlamlandırmak kolaylaşmaktadır.
ŞEYDANUR KAZALAK 11040209/İDKAB2
KUR'AN NEDİR?
Kur'an'ı Kerimin ne olduğuna dair birçok tanım yapılmıştır. Bütün tanımlar bizlere Kur'an'ı daha iyi anlatmakta tanıtmaktadır ki bunlardan Kur'an'ın özellikleri yeteri kadar görülmektedir. Kur'anda bir kitap olduğu için diğer kitaplarla arasında farklılıklar ve ayırt edici özellikleri vardır. Bu ayırt edici özelliklerden bir kısmı ise kendinden önce gelen ilahi kitapların bozulan içeriklerini tamamlar,düzenler ve doğru bilgiyi sonra ki nesillere aktarır. Kur'an'ın bütünlüğüne bakıldığında içeriği üç kısımda incelenir;
-Tevrat ve İncilin bünyesindeki,ilkeler hikayeler
-Nüzul sırasındaki yasalar,hikayeler
-İlk defa söylenen gerçekler ve kurallardır
Kur'an'ın içeriği incelendiğinde bile insanların anlam arayışının çok eski dönemlere kadar gittiği ve sorularına cevap vermeleri net bir şekilde görülmektedir.
Vahyin birçok tanımı bulunmakla birlikte yaratıcısal bir fiil olduğu Kur'an'ın birçok yerinde belirtilmiştir. Peygamberlere gelen vahiyler bazısı; sadık rüya şeklinde,cebrailin asli görünüşü, kalbe ilham uykuda iken idi. Vahiy geldikten sonra peygamber ezberletip, yazdırarak, tebliğ tebyin ve tefsir etmiştir. Kur'an'ın önem arz eden kavramlarından biri de Ayettir. Ayet, mucize nişan belirti...vs anlamlara gelmektedir. Ayetin muhatabı insandır, insanın ayetleri incelemesi ve anlaması istenmektedir.Ayetler yüce yaratıcının varlığını ve birliğini anlamak konusunda ikiye ayrılmaktadır; Bunların ilki olan Kevni ayet, fıtratla varlıklar dünyasına çıkarılan ve evrende fiilen var olan ayetlerdir. Doğadaki afâki ve enfusi ayetleri kapsamaktadır. Diğer ayet türü ise Kavni ayettir. Vahiyle nüzul olan ayetlerdir. Semavi kitaplar ile tevhid inancına ve peygamberlerin sıddık özelliğine delildir.
Kevni ve Kavli ayetler birbirlerine temas eder çelişki içermez,birbirlerini tamamlamaktadır. Ortak yanları ise Allah'ın varlığı ile birliği ve hayatı anlamlandırmaya delil olmalarıdır.Kur'an kendi içinde adlarını da belirtmektedir Bunlardan bazıları el-Kitab, el-Furkan ve ez-Zikirdir.
KUR'AN NEDİR?
Kur'an insana ahlaki değerleri gösteren vahiy mahsulu bir kitaptır
İnsan hayatını anlamlandıran dünya ve ahiret mutluluğunu sağlamayı amaçlayan rehberdir
Kur'an'ın bilinen bir kitapla olan ortak yönü sadece iki kapak arasında yazılı sayfalardan oluşmasıdır.Fakat onun adının benzersizliği,Allah kelamı bir yazarın eseri olması,içindekiler,her baskıda aynı kalması,uslubu,muhtevası,tilaveti onu üstün kıldığı en üstün özellikleridir.
Kur'an vahiy mahsulu olup yüce Allah'ın, Cebrail aracılığı ile peygamber efendimize gönderdiği,ayet ve surelerden oluşan ve Hz.Muhammed'in örnekliğinde insanlığın hayat rehberi olan bir kitaptır.
Kur'an sadece bir tek isimle bilinmemektedir.O, el-Kitap,el-Furkan,ez-Zikr gibi bir çok değişik isimle de bilinen ve kalplere taht kurmuş ilahi bir kaynaktır
El-Kur'an en çok kullanılan ve Kur'an'ın eş anlamı olan isimdir.el-Furkan,hak ile batılı ayırmak,felah ve selamete ulaştıran anlamındadır.ez-Zikr,anmak ve hatırlatmak anlamındadır.Kur'an insana Allah'ı andırıp tanıtır,unutmamak üzere hatırlatır
MEDİNE AKTAŞ 11040022/İDKAB2
KUR'AN'IN KENDİSİNİ TEFSİR EDİŞ BİÇİMİ
Kur'an herhangi bir konuda,bir yandan kesin ve mutlak tavrını ortaya koyarken,diğer yandan da mü'minler faydasına yönelik istisnai durumlara yer verir.
Kur'an bazı mutlak ifadalerini değişik yerlerde bir sebebe bağlayarak kayıtlar.Bazen sebebin zikredilmediği Kur'an'i ifadeyi bitüne arzetmeden,müstakil olarak ele almak,kişiyi Kur'an'ın ruhuna ters düşen sonuçlara götürebilir.Bu nedenle herhangi bir şey sebebinin zikredilmesiyle açıklanması Kur'an'ın kendi bütünlüğü içerisinde anlaşılmasını sağlar..
Kur'an'da birçok genel anlamlı kelimeler vardır.Bu kelimeleri sadece bir tek şeye özgü kılmak doğru değildir.Bu,kelimenin geçtiği yere ,cümleye göre farklılık gösteri.
Gerçek ve mecaz anlam her dilde vazgeçilmez iki anlatım unsurudur.Arapça olan Kur'an da da yerine göre bu iki ifade türü kullanılmıştır.Hangi ifadelerin hakikat,hangisinin mecaz olduğunu ibarelerin sevkedildiği mana örgüsünde veya Kur'an'ın bütünü içerisinde görüyoruz
YASEMİN ŞAHİN 11040447/İDKAB _2
KU’RAN NEDİR? (PROF.DR.AHMET NEDİM SERİNSU) 2. BÖLÜM
Kur’anı Kerim Hz.Muhammed’e Arapça olarak ,tevatür yoluyla indirilen kutsal kitaptır.Kur’an harfler,ayetler ve surelerden oluşur.Kur’an’daki bu ayet ve sureler birbirlerini doğrular niteliktedir.
Kur’an’a ilimleri toplayan kelam da diyebiliriz .Kur’an bizim hayatımızı anlamlandıran ,bize can veren bir kitaptır.Kur’an ‘da uydurma hiçbir söz yoktur,değişen hiçbir kelimesi yoktur.Allah tarafından bize nasıl indirilmişse aynen öyledir,içeriğinde hiçbir değişiklik yoktur.Kur’an ,insanlığa yüksek ahlaki değerleri gösteren bir kitaptır.Başka açıdan baktığımızda ;Kur’an’da diğer kitaplar gibi sayfası bulunan ,yazısı bulunan ,iki kapak arasında bulunan bir kitaptır.Bu özelliğiyle diğer kitaplara benzer.Ancak Kur’an içeriği hiçbir kitaba benzemez.
Kur’an vahiy yoluyla indirilmiş olması,Allah kelamı oluşu , içeriğinin hiçbir zaman değişmeyeceği ve Kur’an’dan başka bir kitap gelmeyeceği açısından diğer kitaplardan ayrılır.Kur’an’ın üslubu hiçbir kitaba benzemez.
Kur’an’ın içeriğinde geçmiş kavimlerden de bahsedilir.Bunun sebebi ise;Kur’an insana hayatında bir yön vermesini ister.Geçmiş kavimlerin yaptıklarını insanlara anlatır ki öğütler alsınlar, eğer Allah’a inanmazlarsa sonlarının ne olacağını gösterir.
Kur’anın muhtevasını insanlar din ,ibadet,hayat bütünlüğünün içerisinde yaşamalıdır.Kur’an insanlara kendisi gibi bir kitap gelmeyeceği konusunda meydan okur.İnsanlar birbirlerine yardım etseler bile Kur’an gibi bir kitap yazamayacaklarını söyler.
Kur’an vahiyle gelmiştir demiştik.Vahiy;Yüce Allah’ın bütün varlıklara fıtratlarına uygun hareket etme yöntemini bildirme yolu ve insanlarla ve varlıklarla konuşma şeklidir.Vahiy çeşitli şekillerde gelmiştir.Bunlardan bazıları şunlardır:
Sadık rüya şeklinde
Cebrail’in asli şeklinde
Kalbe ilhamla
Meleğin insan suretine bürünmesiyle gelişidir.
Peygamber bu vahiyleri almakla kalmamıştır.Peygamberin bir de tebliğ ve tebyin görevleri de vardır.O,vahiyleri ezberlemiş ve yazdırmış daha sonrada vahiyleri tebliğ ve tebyin etmiştir.Tebliğ;Peygamberin ayetleri insanlara bildirmesi, tebyin ise;ayetleri açıklamasıdır.Hz.Peygamber Kur’anı ezberlemiş ve yaşamıştır.Hz.Peygamber Kur’anı yaşayan bir insandı.
Kur’anı Kerim ;Allah’ın varlığını ve birliğini ispat eden delillere ayet denir.Ayetleri düşünebilen insanlar anlar .Mucize;Peygamberlerin peygamber olduklarını kanıtlayan delillerdir.
Sonuç olarak şunları söyleyebiliriz:Kur’an Hz.Peygamber’e vahiy yoluyla tevatür olarak indirilmiş bir kutsal kitaptır.Kur’anın bir harfi bile şimdiye kadar değişmemiş değişmeyecektir de.Peygamberimiz Kur’an’ın ahlakıyla ahlaklanmış bir insandır.Kur’an insanın hidayet rehberidir.İnsan Kur’an’la bulaşmadığı takdirde asla yolunu bulamaz.İnsanın hayatı Kur’an’la anlamlanır.
YASEMİN ŞAHİN 11040447 /İDKAB_2
KUR’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE (PROF.DR.HALİS ALBAYRAK) 2.BÖLÜM
Kur’anı Kerimin bir kısmı bir kısmını tefsir eder.Fakat Kur’an ‘ın tefsirinde alimler arasında bazı tartışmalar çıkmıştır.
Kur’an’da bazı surelerinde geçen kesin ifadeler bazı surelerdeki ifadelerle istisnai durum haline gelebilir.Mesela;Kur’an’da kafirlerle dost olmamamız gerektiği belirtilmektedir.Ancak;Al_i İmran Suresinin 28.ayetinde kafirlerle dost şeklinde değilde iyi geçinme şeklinde dost olunabileceği belirtilmiştir.Bazende Kur’an bazı mutlak ifadelerini değişik yerlerde bir sebebe bağlayarak kayıtlar.Herhangi bir şeyin sebebinin zikredilmesiyle açıklanması ,Kur’an’ın kendi bütünlüğü içinde anlaşılmasında itina gösterilmesi gereken hususlardır.
Kur’an insanı derin bir düşünmeye sevkeder.Kur’an’da bazı genel anlamlı kelimeler farklı anlamlar taşıyan kelimeleri karşılamaktır.Mesela;bir kelime gerçek anlamıyla mı yoksa mecaz anlamıyla mı kullanılmış bunları ayetin genelini düşünerek bulabiliriz.
Kur’an-ı Kerim’de bir kelime farklı anlamda kullanılmış olabilir.Bunun gerçek anlamda mı yoksa mecaz anlamda mı oluşu ayetin tamamına veya ondan sonra gelen ayetlere bakılarak anlaşılabilir.Ayrıca ;Kur’an kısaca işaret ettiği bir konuya daha sonraki ayetlerin de açıklama yapar.Kur’an-ı Kerimin dili mükemmeldir.Kur’an’da söz sanatları vardır.
Sonuç olarak ;Kur’an-ı anlamak için sadece bir kelimeye ya da bir ayete bakılmamalıdır.Kur’an bir bütündür ve Kur’an –ı anlamak için ayetlere bir bütün olarak bakmalıyız.
KUR’AN NED
İR? (II. Bölüm)
Kur’an insan
ın hayatı anlamlandıran bir kitaptır. Kur’an’ı bu şekilde tanımlamamızın sebebi insanın hayatı anlamlandırmasında ona yardımcı olacak her şeyi gösteren bir kutsal kitap olması vardır.
Kur’an sayesinde insan bu anlamland
ırma sürecinde, ayetler ışığında aydınlanır. Yüce Allah bu anlamlandırmayı kolaylaştırmak için, insana nasıl bir yaşam süreceğine ilişkin açıklamalarda bulunan, hatta bizzat yaşayarak gösteren peygamberler göndermiştir ki en güzel örnek Hz. Muhammed (s.a.v) ‘dir.
Kur’an ayetlerinin özlü ve kapsaml
ı bir anlatımı vardır, az kelime ile çok mana anlatılır. Bu anlaşılmayan yerlerde Hz. Peygamber açıklamalarda bulunmuştur.
Kur’an insan
ın anlam arayışında bir numaralı kaynaktır.
KUR’AN’IN BÜTÜNLÜ
ĞÜ ÜZERİNE (II. Bölüm)
Kur’an kendi kendini tefsir eden bir kutsal kitapt
ır. Yine de özlü ve kapsamlı bir anlama sahip oluşu bazı noktalarda kafa karıştırıcı olabilir. Açık şekilde ifadesi bulunmayan ayetler insanların yanlış şekilde yorumlamalarda bulunmasına sebep olabilir.
Kur’an’da genel ifadelerle aç
ıklama, müphem noktalar, gaib kelimeler, mecazlar bulunmaktadır. Bunları kolay anlaşılabilecek hale getirme çalışmaları, bazı yorumcular tarafından yanlış şekilde yapılmaktadır.
Kur’an bütünüyle de
ğerlendirildiğinde aslında bütün ayetlerin birbiriyle bağlantılı olduğu yani birbirinin açıklaması şeklinde indiği görülür. Mesela Hicr Su. 80. ayetinde ‘’ Ashabu’l – Hicr’’ kavmi geçer. Daha sonraki pasajlara baktığımızda bu kavmin Semud kavmi olduğu ortaya çıkmaktadır.
Kur’an-
ı Kerim’i kendimizce yorumlamamız doğru değildir. Aksi takdirde ayetleri alakası olmayan başka bir ayetle bağdaştırarak olumsuz değerlendirmelere sebep olabiliriz. En güzel şekilde Kur’an tefsiri onu bütün bir halde incelemeyle mümkün olur.
KUR’AN NEDİR? (II. Bölüm)
Kur’an insanın hayatı anlamlandıran bir kitaptır. Kur’an’ı bu şekilde tanımlamamızın sebebi insanın hayatı anlamlandırmasında ona yardımcı olacak her şeyi gösteren bir kutsal kitap olması vardır.
Kur’an sayesinde insan bu anlamlandırma sürecinde, ayetler ışığında aydınlanır. Yüce Allah bu anlamlandırmayı kolaylaştırmak için, insana nasıl bir yaşam süreceğine ilişkin açıklamalarda bulunan, hatta bizzat yaşayarak gösteren peygamberler göndermiştir ki en güzel örnek Hz. Muhammed (s.a.v) ‘dir.
Kur’an ayetlerinin özlü ve kapsamlı bir anlatımı vardır, az kelime ile çok mana anlatılır. Bu anlaşılmayan yerlerde Hz. Peygamber açıklamalarda bulunmuştur.
Kur’an insanın anlam arayışında bir numaralı kaynaktır.
KUR’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE (II. Bölüm)
Kur’an kendi kendini tefsir eden bir kutsal kitaptır. Yine de özlü ve kapsamlı bir anlama sahip oluşu bazı noktalarda kafa karıştırıcı olabilir. Açık şekilde ifadesi bulunmayan ayetler insanların yanlış şekilde yorumlamalarda bulunmasına sebep olabilir.
Kur’an’da genel ifadelerle açıklama, müphem noktalar, gaib kelimeler, mecazlar bulunmaktadır. Bunları kolay anlaşılabilecek hale getirme çalışmaları, bazı yorumcular tarafından yanlış şekilde yapılmaktadır.
Kur’an bütünüyle değerlendirildiğinde aslında bütün ayetlerin birbiriyle bağlantılı olduğu yani birbirinin açıklaması şeklinde indiği görülür. Mesela Hicr Su. 80. ayetinde ‘’ Ashabu’l – Hicr’’ kavmi geçer. Daha sonraki pasajlara baktığımızda bu kavmin Semud kavmi olduğu ortaya çıkmaktadır.
Kur’an-ı Kerim’i kendimizce yorumlamamız doğru değildir. Aksi takdirde ayetleri alakası olmayan başka bir ayetle bağdaştırarak olumsuz değerlendirmelere sebep olabiliriz. En güzel şekilde Kur’an tefsiri onu bütün bir halde incelemeyle mümkün olur.
1) En büyük hata olarak insanların kendi eylem ve alışılmışlıklarını kur an a onaylatmaya çalışması gösterilmiştir.
b- Subjektiflikten kaynaklanan hata
1) Burada göze çarpan insanların ön yargılarıdır. Kur an a tefsir eden biri bir mezhep bazlı veya temelli bir yaklaşımı kur anın anlam bütünlüğünü zedeler.
2) Yani anlatılmak istenen bir ayetin anlamını mezhep görüş ırk dil gibi öğeler etkilemelidir. Eğer etkilerse anlam arayışı yanlış sonuçlar ki zaten kur an her türlü ayrışmadan münezzehtir.
c- Metoddan kaynaklanan hata
1) Burada iki önemli hatadan söz edilmektedir. 1. kur an ı kendi fikri sistemi içinde yorumlamamak 2-Bütüncü yaklaşımdan uzak olmak.
2)Kur an ın fikri sistemi deyince asıl anlatılmak istene kur anın insan lara hem dünya da hem ahrette mutlu olabilmenin yollarını göstermesidir. Bu nu tek örmekle açıklayacak olursak emir ve yasakların insan fıtratına ve yaşayışına en ufak bir çelişki göstermeyecek bir şekilde dizayn edilmesi yeterlidir. Kur an ı bu fikri sistemden bağımsız yorumlamak en büyük yanlıştır .
3)İkinci olarak ise kur anın bütüncül yapısının göz ardı edilerek yapılan hatalar onun anlaşılmasına engel teşkil eder nasıl mı ? mesela tercüme yapılırken kelime anlamlarına takılmak konun bütünlüğüne ve anlam yanlışlıklarına yol açar Vs...
4) Mesela kur an ı baştan sona ayet ayet tefsir etmek onda ki anlam bütünlü sarsar diyebiliriz.
5) Bir diğer yanlış ise kuran da ki anlam ve pratik kazançlarının araştırılması yerine alimler daha çok onda ki şekil üzerine araştırmalar yapmaktadırlar
İlk insan dan itibaren insanlar yaşam alanlarını öncelerini ve sonralarını hep bir anlam verme çabası içinde olmuştur. Bunun en güzel kanıtını fıtratlarında ki inanma ve inançların da görürüz. Bir çok olay ve olgunun sentezini gerektiren tefsir ilmi sözü varlık sahasına taşımak için yegane yoldur.
2. bölüm
KUR AN IN KENDİSİNİ TEFSİR EDİŞ BİÇİMİ
A- GENEL OLARAK
1-Kur an bir yerde kendisini tefsir eder. Bir bölümü bir bölümünü açıklayabilir. Bir yerde muphem olan lafız bir yerde açıklanabilir.
B- MUTLAK İFADELERİN KAYITLANMASI
1- Kur an mutlak ifadelerle hukum koyarken açıklayıcı ifadelerle sakındırır. Kur an kesin yasakladığı bir şeyi bir pasajında istisnai olarak izin verebilir. Bu tutarsızlık değildir. Kur an kesin bir ayetin sebebini açıklaması onun kesin hükümlerine ters düşmez.
C- GENEL İFADELERİN TAHSİS EDİLMESİ
1- Genel anlamlı bir ifadenin kelimenin niteliği yada niceliği ileri ki ayetler de açıklanabilir. Yani genel anlamlı bir kelime mesela kötü kelimesinin neliğini kuran başka ayet ve surede açıklayabilir.
Ç- MUPHEM HUSUSLARIN AÇIKLANMASI
1-Kur an ismi mevsuller ismi i işaretler ve zamirler adı veya şeyi kullanarak bszı ayetlerde gizlilik arz eder. Ancak bunu yine kendisi açıklar. Kapalı olarak sözylediği ifadeyi yine kendisi onu n ne olduğunu açıklar.
D- GARİB KELİMELERİN AÇIKLANMASI
1-Kur an anlam olarak indirildiği dönemde bile anlaşılmayan kelimeler kullanmıştır. Ancak bu onun anlaşılmasına muhalefet edemez. Çünkü kur an kendi gariblerini kendisi açılıyor.
E- İFADELERİN YADA İHTİMALLERİN BİRE İNDİRİLMESİ
1- Yani kur anın (arap dilinin getirdiği bir özellik) kendi iki anlamlı sözcüğünü yine kendisi tek e indirerek kendisini tefsir eder.
F-KISA VE VECİZ İFADELERİN AÇIKLANMASI
1- Kur an kendisini tefsir ederken bazen kısa ve öz bahsettiği konuları ileriki ayet ve surelerde genişçe açıklaması yine kendisini tefsir ediş biçimini gösterir .
G- İFADELERİN MECAZİOLUŞLARININ TAYİN EDİLMESİ
1-Kur an yine kendisinin mecaz ifadelerini kendisi açıklamıştır. Bu her zaman için böyle değildir ama genel itibari ile böyle olmuştur.
Ğ-İZAHI GÜÇ HUSUSLARIN AÇIKLANMASI
1-Kur an kur an tutarsızlığını yada öyle görünen ayetlerini kendisi açıklayıp muşkil bırakmamıştır. Bura da düşülen hata kur anın kendi bütünlüğü içinde anlaşılmaması. Bir ayetle onu anlamak ( yani kur anı ) onun açılanmasına ve ilgili ayetlere bakılmaması onu tutarsız kılıyor.
3. bölüm
Kur an kendisini açıklamaya yeterli midir?
A-GENEL OLARAK
1- Kur an tabi ki kendisinin tefsiri için tek ve yegane kaynak değildir. Pey. sahabe ve tarihi veriler onu tefsir için yardımcı kaynaklar olarak sayılabilir. Bunun yanın da arap dilini iyi bilmek onu tefsir için çok önemlidir.
B-KUR AN TEFSİRİNDE SÜNNETİN YERİ
1-Kur an ın tefsiri için sünnet ikinci ana kaynaktır. Çünkü İslam pey. sadece onu tebliğ ile memur kılmamış onun açıklanması ve ikası için de sorumlu tutmuştur.
2- yani peygamber kur anı sünnet ile tefsir etmekte idi.
3- bazı kapalı ve umumi ifadeleri hz peygamber açıklamıştır. Pey. sünnetini anlamak kur anı kendi bütünlüğü içinde anlamakla eşdeğerdir.
C- KUR AN TEFSİRİN DE SAHABE GÖRÜŞLERİ VE TARİHİ
1-Kur an tefsirin de bir başka ortak payda ise müşahidelerle sahebedir. Ayetlerin tam olarak bütünlük içinde tefsiri için sebeb i nuzüllerinin bilinmesi gerekiyor.
SONUÇ
A- kur anın pasajlarında konu bütünlüğü olsa da yine de başlık başlık bir konu ayrımına yer vermez. Çelişkiden ve tutarsızlıktan uzaktır. Kuranın kendini tercümesi ve tefsiri üç boyutlu olur. 1. ayet çerçevesi 2. siyak sibak çerçevesi 3. kur anın bütünlüğü çerçevesi. Yine kur anın kendine özgü kavramve metodları vardır. Onun dinamik oluşu tefsir de göz ardı edilirse onu bütünlük için de anlaşılması imkansız olur. Son olarak kur an en önemli tefsir kaynağıdır .
11040249
İdiris Küçükoğlu
İdkab II
KURANIN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE – 2.BÖLÜM
Kuranı kerimin kendisinden bir bölümünün tefsiri başka bir bölümde bulabiliriz.Belli konularda net ve kayıtsız tavrını ortaya koyarken bazen konunun sadece bütünlük içerisinde anlaşılmasını mümkün kılan durumlar vardır. Bir ayette kafirler ile dost olmayı yasaklarken bir başka ayette istisnai bir durumda kafirlerin şerrinden korunmak için dostça geçinebileceklerini açıklıyor.
Kuranı kerim herhangi bir şeyin sebebini değişik yerlerde bağlayarak kayıtlar. Bütünlüğü çerçevesinde bakılmaz ise yanlış anlaşılmalara sebep olur.
Kuranı kerimde genel bir kelimeyi kuranın bütününde sadece hususi bir nesneye hasretmek mümkün değildir. zulm kelimesi şirk küfür anlamında kullanıldığı gibi yapılan bir hata içinde kullanılır.
Bir ayette geçen genel anlamlı bir kelimenin açıklaması başka ayette açıklaması yapılabilir. Kurandaki zamirlerin ifadelerinde tespitte zaman zaman ihtilafa düşülmüştür.
Zaman ve mekanla ilgili belirsizlikleri kuranı kerim bize ashabı kehf in kehf suresinde uzun yıllar uyuduğunun devamında 309 yıl uyuduğunu söyleyerek belirsiz süre belirli hale getirilmiştir.
Surelerde anlatılmak istenenin tam anlaşılması için ihtimalleri bire indirgediği ayetler vardır. İblisin ateşten yaratıldığını söyleyip, meleklerin cinsinden ayrı bir mahluk olduğunun anlaşılması gibi. Kuranda geçen mecazi ifadelerin anlaşılması için Arapların dili kullanış özelliklerinden şiirden yararlanılmıştır. Kuranda yeryüzünde gezen hayvanlar ifadesindeki hayvanın akıllı; fakat aklını kullanmayan insanlar manasında mecazen kullanılmıştır.
Zihniyete taban tabana zıt düşmeden Kuranın gönderiliş gayesine göre izahı güç olan hususlar açıklanabilir.
KURAN NEDİR? 2.BÖLÜM
Kuranın insanlığa yüksek ahlaki değerleri gösteren vahiy mahsulü kitaptır. Kelime anlamı olarak birbirini doğrulayanlar, okumak bildirmek gibi köklerden geldiğini ve hiçbir kökten gelmediğini söyleyen iki farklı görüş vardır. Kuran kendinden el kitap diye bahseder.
Normal bir kitaptan da farklıdır; üslubu ve muhtevası ne edebi ne de bilimsel bir esere benzemez. Evrensel ve mucizdir. Peygamberimizin en büyük mucizesidir. Kuranın içerik olarak en temel konusu tevhittir. Ve tüm peygamberler aynı misyonun temsilcileri olmuştur.
Kuranda ilahi bir ahenk ve musiki olduğuna inananlar ve inanmayanlar da onun üstünde bir söz olmayacağını kabul etmişlerdir. Hz. Muhammed aldığı vahyin hayatı anlamlandırmada canlı örneği ve önderi olmuştur.
Allahın kelamı olan kuranda hükümler kurallar iç içe olduğu için bütüncül bakılmak durumundadır. İnsan eksik bir varlık olduğu içinde nasıl bir ilim ile hayatı anlamlandıracağını Kuranı tilavet ederek öğrenmelidir.
Kur’an
Nedir?
Kur’an-ı
Kerim hz. Peygamber aracılığıyla bizlere ahlaki değerleri değerleri en muazzam
bir şekilde gösteren ve bunu örneklerle hayatımıza nasıl aksettireceğimizi
hayatımızı bununla nasıl anlamlandıracağımızı gösteren bir kitaptır. Kur’an2ın
en çok üzerinde durduğu konu ise tevhid inancıdır. Semavi kitapların yanlış anlaşılarak tevhid inancının zarar
görmesine engel olmak için nazil olmuştur. Önceki ahlaki değerler korunmuştur.
Ancak her semavi kitap öncekinden farklılık gösterebilir. Kur'an'ı Kerim birbiriyle uyumlu ayet ve
surelerden oluşmaktadır. Kur'an öncelikle insandan, bir tek yaratıcının var
olduğuna iman etmesini, fıtratı ile barışık olmasını ister. Kur'an'ı Kerimin
içeriği hem üslup hem de anlam bakımından mucizedir. Kur’an uslübuyla eşsi edebiyatıyla tam bir
mucizedir. Kur’an –ı Kerim hayatın içinde olan ilmi bir
ayettir. İnsan sonuç olarak vahiyle kendi fitratını bulmaktadır.Tevhit ile
yükselen değerler hayatla içselleşerek insanın hayatını anlamlandırmaktadır.
Kur’an-ı Kerim , kendini “hidayet rehberi” olarak tanımakta insan modelinin
nasıl olacağını göstermektedir. Yüce Allah peygamberler göndererek insanların
anlam arayışındayken fıtri dengesini koruması için yardımcı olarak
peygamberleri göndermiştir. Hz. Muhammed (s.a.v) peygamberlerin sonuncusu
olmasıyla beraber Kur’an ahlakıyla ahlaklanmış ve yaşayan bir Kur’an olmuştur.
Kur’an’ın Bütünlüğü Üzerine
Kur’an’ı Kerim’in kendi kendisini tefsir eder. Bir yerde
kapalı olarak verilen bir anlam başka bir ayette açıklanır. Bir yerde mutlak olan ifade, başka yerlerde
kayıtlayarak takdim edilir. Bunun olması normaldir. Çünkü Kur’an, okuyucusunu hazırcılığa
değil araştırmaya yönlendirir. Okuyucusunu anlayışını güçlendirmek için
çabalar, onu derin düşünmeye sevkeder. Ayrıca Kur’an bu özelliğiyle kendisinin
diğer kitaplardan farklı olduğunu da kanıtlamış olur.Kur’an, içinde anlattığı
olayları sunarken kişi, zaman, mekan, isimleri yerine işaret sıfatları,
zamirler kullanır. Bu özelliğiyle anlatım tarzını derinleştirirken anlaşılma
özelliğini yitirmez. Kur’an bu şekilde belirsiz bıraktığı hususları yine kendi
içinde açıklar.Kur’an Arapça olarak indiği halde Arap dilinde sıkça kullanılan
kelimelere kendi bünyesinde yer vermemiştir. Bir kelimeyi özellikle en az
kullanılan şekliyle almıştır. Kur’an
anlaşılırken, Kur’an’ın pasajları arasında ne türden irtibatla
karşılaşabileceği iyi bir şekilde tespit edilmelidir. Kur’an’ın bütünlüğü
içinde anlarken nelere dikkat edeceksek onun hakkında iyi fikir sahibi olmamız
gerekir.
Ayet; mucize, delil, alamet gibi anlamlara gelir. Kur'an'ın tamamına ayet denir. Kur'an'ı Kerim'in herhangi bir suresindeki başı ve sonu bulunan bir veya daha fazla cümleden oluşan birimine ayet denir. İnsan açısından ayet; insan ayete muhatap olan varlıktır, insan ayeti incelemesi gereken varlıktır. O halde ayet, insanı Allah'a yönelten bir işarettir.
KUR'AN'IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE İKİNCİ BÖLÜM
KUR'AN'IN KENDİNİ TEFSİR EDİŞ BİÇİMİ
Kur'an'ın bir kısmı bir kısmını tefsir eder. Biryerde umumi olarak gelen bir ifade başka biryerde tahsis edilir. Biryerde belirsiz olan lafız başka bir bölümde belirli hale gelir.
A.Mutlak İfadelerin Kayıtlanması
Kur'an'ın muayyen konuları işlerken bazı bölümlerinde mutlak ifadelerle verdiği hususları başka yerlerde kayıtlayarak takdim ettiğini görmekteyiz. Bazen söz konusu kayıtlar, yalnızca vuzuhu arttırıcı bir rol oynarken bazen yanlış ve tutarsız yorumlara düşmekten alıkoyacak niteliktedirler.
1.İstisna Yoluyla Açıklama:Kur'an bazen herhangi bir hususta bir yandan kesin ve mutlak tavrını ortaya koyarken, diğer yandanda mü'minlerin faydasına yönelik istisnai durumlara yer verir.
2.Bir şeyin sebebini zikretmekle açıklama:Kur'an bazı mutlak ifadelerini değişik yerlerde bir sebebe bağlayarak kayıtlar. Herhangi birşeyin sebebinin zikredilmesiyle açıklanması, Kur'an'ın kendi bütünlüğü içinde anlaşılmasında itina gösterilmesi gereken hususlardandır.
B.Mübhem Hususların Açıklanması
Kur'an'ın kendisine has bir ifade özelliğide onun gerek kıssaların sunuluşunda, gerekse diğer vesilelerle yer zaman ve şahıs isimlerini ön plana çıkarmamasıdır. Kur'an çoğunlukla bu tür durumlarda ismi işaretleri ve zamirleri kullanmaktadır dile getirme özelliği olan mucizliğine atfetmek doğru olur. Kendi üslubuyla insanlara mesaj iletmek Kur'an'ın ana gayesidir.
C. Garip Kelimelerin Açıklanması
Dili Arapça olan Kur'an, her zaman muhatapların kolayca anlayabileceği kelimelere yer vermemiştir. İndiği dönemin diliyle aynı olmasına rağmen günlük kelimelerden değildi. Bazı kelimelerin en yaygın şekilde bilinen anlamı yerinde Kur'anda farklı anlamlarda kullanılmıştır. Bu yüzden Kur'an'ı anlayıp yorumlayabilmek için Arap dili güzel bir şekilde bilinmelidir.
D.İfadelerdeki İhtimallerin Bire İndirgenmesi
Arap dilinin bir özelliği olarak Kur'an'da iki veya daha fazla manaya çekilebilecek kelimeler ve ifadeler yer almaktadır. İki veya daha çok anlamda kullanılan kelimelere lafzı müşterek denmektedir. Fakat biz ihtimali sadece kelime çerçevesinde ele almak yerine; konuyu biraz daha geniş tutarak, bünyesinde her ne suretle olursa olsun iki ve daha çok manaya gelebilecek ifadelerede temas etmek istiyoruz. Çünkü bazen cümlelerin yapısından kaynaklanan ihtimaller olabildiği gibi, bir atıf cümlesinin kendisinden önceki ibarelerden hangisine atfedildiği konusunda da ihtimaller belirebilir.
E.Kısa ve Veciz İfadelerin Geniş Açıklanması
Kısa ve özlü bir biçimde temas edilen konuların Kur'an'ı diğer bölümlerinde açıklanması ilahi kitabın büyük bir bölümünde en çok göze çarpan hususlardandır. Kur'an kısaca işaret ettiği bir konuya başka pasajlarda tekrar dönüyor ve geniş geniş açıklıyor. Kıssalardaki bazı hadiselere ve sonuçlara Kur'an'ın başka biryerinde net bir açıklama getiriliyor.
F.İfadelerin Mecazi Oluşlarının Tayin Edilmesi
Hakikat ve mecaz her ikiside düşünce ve duyguların iletilmesinde vazgeçilmez iki unsurdur. Hemen her dilde hatipler ve yazarlar ortama, zamana ve muhataplarına göre bu iki unsura yer verirler. Arapça olan bu Kur'an'da yerine göre bu iki tür ifade biçiminin kullanılmasından daha doğal bir şey olamaz.
G.İzahı Güç Hususların Açıklanması
Kur'an'daki izahı güç olan ihtilaf ve çelişki bulunduğu sanılan hususlara, Kur'an ilimleri terminolojisinde müşkil denir. Kur'an'ın bu tür ifadelrini ele alarak çelişkisizliğini ve tutarlılığını ortaya koymaya çalışan ilme müşkilul Kur'an denilmektedir. Kur'an kendi kendisini açıklayan tutarlı ve çelişkiden uzak bir kitaptır.
KUR'AN'IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE 2. BÖLÜM
Kur'an bazen herhangi bir hususta bir yandan kesin ve mutlak tavrını ortaya koyarken ,diğer yandan da müminlerin faydasına yönelik istisnai durumlara yer verir. Bazı mutlak ifadelerini değişik yerlerde bie sebebe bağlayarak kayıtlar Kur'an . Kur'an 'ın bir kısmı bir kısmını tefsir eder.
Kur' an' ın okuyucuyu zorlayan derin bir anlama gücü isteyen üslubu vardır. Genel anlamlı kelimelerin hususi bir karşılık bulmasıda bu ifade özelliğinden kaynaklanır. Genel ifadeleraynı konunun anlatıldığı diğer bölümlerde veya siyak- sibak içinde belirlenebilir. Kur'an kendini çok çabuk ele veren bir kitap değildir. İnsanları kolaycılığa itmemiştir. Okuyucusunu derin bir muhakemeye itmektedir. Kur'an 'ın bu manada kullandığı yöntem genel anlamlı ifadeleri kullanmasıdır. Bu yöntemle kelimeleri bazen gerçek anlamının dışında kullanmakta ya da kelimeyle ne kastedildiği anlaşılamamaktadır.
Kur'an kişiye özel hitap etmemiş , genel anlamda kapsayıcı kelimeler kullanmıştır.ismi işaret , ismi mevsulleri ve zamirleri kullanmıştır.
Kur'an' da kısaca temas edilen konulara daha sonraki bir ayette tekrar dönülüp , geniş geniş açıklanmıştır. Bazende geniş ifadeler yerine kısa ve özlü ifadeler kullanılmıştır.
Yine Kur'an'ın arapça olması sebebiyle arap dil zevkine hitap etmekte ve edebi usluplarını kullanmaktadır. Mecaz kelimelerede çokça yer vermektedir. Hangi ifadenin mecaz hangisinin gerçek olduğunu yine Kur'an muhattabına sezdirir. Kur'an kendisini terkeden insana küser.
sena savaş/11040285/ idkab-2
Kur’an Nedir ? 2.bölüm
- İnsanın varoluşunu gerçekleştirmede okuma eylemi en temel unsurdur. Çünkü insan eksik yaratılmıştır ve Allahın rızasına, isteğine, nasıl yöneleceğini bilemez.
- Kur’an’ı Kerim vahiy yoluyla peygamber efendimize indirilmiş. Fakat tüm insanlığın fıtratındaki tüm sorulara cevap verir niteliktedir.
- Kur’an’ın diğer kitaplarla tek benzer yönü iki kapak arasında oluşudur. Diğer kitaplar gibi yazarı kaynakçası vs. bulunmaz.
- Kur’an ayet, kelime ve surelerden oluşan ve bu oluşumdaki ayetler ve süreler bütünlük içerisinde birbirini doğrular niteliktedir.
- Kur’an kendinden önceki kitapları tasdik etmiş ve onlardan bahsetmiştir. Fakat her semavi kitap, bir önceki kitaptan çeşitli farklılıklarla gelmiştir. Birbirlerinden bahsedişleri örneklendirme, doğrulatma ve ders verir niteliktedir.
- Allah insana öyle fıtri imkanlar vermiştir ki her toplum ve fert bu ilkeleri çeşitli şekillerde yorumlamış ve somutlaştırarak çeşitli şekillerde hayatlarına uygulamışlardır. Yani kendi varoluşlarını gerçekleştirmişlerdir.
- Kur’an’ı Kerim, nüzul asrı insanına kendisiyle, sonraki asır insanına ise insanı, hayatı, tabiatı, evreni anlamlandıran ilkeler içeren muhtevası ile meydan okumaktadır. Bu muhteva din- ibadet- hayat bütünlüğü içerisinde ahret – dünya dengesi ve düzeni gözetilmelidir.
- Ayet delil, mucize, alamet ve bütünlük anlamları içermektedir. Yani ayet insanı Allaha yönelten, ona gidişinde iz ve işaret veren her şeydir.
- Kendi varlığından veya evrendeki bir varlıktan ibret alan, delil gören, mucize sayan, hayrette kalan insan yani varlık ve oluşta ki ‘’kevni ayet’’i gören insan, Kur’an’ı Kerimi okuduğunda bu ayete delil olan onu şerh eden ‘’kavli ayet’’in karşılığını bulacaktır.
- Kur’an’ı Kerim bir ayet veya bir kelime ile birçok kelimeyi anlatmaktadır. Bazen bir kelimeyi açıklayabilmek için yüzlerce kelime gerekebilir.
- Ayrıca Kur’an’ı Kerim el-kitap, el-furkan( hak ile batılı ayırmak, felah ve selamet anlamında), ez-zikr( anmak ve hatırlatmak anlamında) gibi isimlerle de anılmaktadır.
Kur-an’ın Bütünlüğü Üzerine 2.bölüm
_ Kur’an da bir yerde mutlak olan ifade bir başka yerde mukayyed olarak geçmektedir. Bunun mutlak ifadesini Kur’an üzerinde düşünüp, kendi mantıki çerçevesi içerisinde değerlendirmek gerekmektedir.
- Kur’an-ı bütünlüğü içinde anlamanın yollarından biride, hükmünde mukayyed olan ayetleri direkt olarak ele almamakla sağlanabilir.
- Müstakil ele alındığında Kur’an-ın zihniyetine uygun olmayan sonuçlara götürecek mahiyetteki bazı ayetlerin, kendilerini kayıtlayan diğer ayetlerle birlikte değerlendirildiğinde büsbütün değişik bir veche kazandırdıkları görülmektedir.
- Kur’an da genel anlamlı bir çok ifadeyi kapsayan kelimeler kullanılmıştır. Fakat diğer surelerin pasajlarında anlatılmak istenilen fiillere açıklık getirilmiştir.
- Kur’an, yer, zaman ve kişi belirtmek yerine ism-i işeretleri, ism-i mevsulleri ve zamirleri kullanmaktadır. Bazı hususlar müphem lafızlarla ifade edilmiştir, fakat bu belirsizlik hiçbir zaman mesajın anlaşılır olmasına engel olmamıştır.
- Bazen kelimelerin yaygın anlamları yerine daha nadir bilinenleri kullanılmıştır.
- Kur’an da lafz-ı müşterek (iki veya daha fazla anlama gelebilen) kelimeler kullanılmış fakat bunlar yine Kur’an’ın içerisinde kastettiği manayı belirtmiştir.
- Kur’an, kısaca işaret ettiği konuları diğer pasajlarda tekrar ele alarak uzun uzun açıklamaktadır.
- Kur’an, arap dil ve zevklerine hitap etmekte ve edebi üsluplarının hemen hemen bütün hususiyetlerini göz önüne almaktadır.
- Kur’an kötülükleri kökünden silip atmak iyiyi, doğruyu, hakkı ve hakikati ikame etmek için gelmiştir.
- Kur’an da ki çelişkisizliği yine bizzat Kur’an-ın kendisinde değerlendirmek, çelişkili görülen noktaların çözümünü aklın ve mantığın doğrultusunda yine Kur’an içerisinde tespit etmek gerekir.
KUR’AN NEDİR ? 2.BÖLÜM
Kur'an, Hz. Muhammed'e Arapça olarak vahiy yoluyla parça parça indirip, bize tevatürle naklolunan ve Mushaflar da yazılmış bulunan tilavetiyle ibadet edilen muciz kitabın özel adıdır.Kuran İslam dininin en temel kaynağıdır. Kuran daha önce vahyedilmiş mukaddes kitaplarla aynı özü aynı temel mesajı taşımaktadır. İlk peygamber Hz. Adem'den son peygamber Hz. Muhammed'e kadar daima aynı ilkeyi Tevhidi tekrar etmiştir.Dil olarak Arapçadır. Kelime anlamı olarak tam bir şey söylenememekle beraber birbirinin eşi, birbirini doğrulayanlar, toplamak ve eklemek gibi anlamları olduğu ifade edilir. Nitekim Kur’anda mana olarak ayetler birbirini doğrulamaktadır.
Kur’an fiziki özelliklerinin yanında içeriği bakımından da eşsizdir; üslubu diğer kitaplara benzemez, bir kelime üzerine sayfalarca yazılabilir ve birçok anlama gelir. Bu yüzden tefsir subjektiflik özelliği taşır. Kur'an'ı Kerimde çeşitli kıssalar yer alır. Bu kıssalara yer verilmesinin amacı herhangi bir tarihsel olayı saptamak değil öğüt vermeyi amaçlar. Kur'an insanın en yüksek mertebesi olan ‘kemale' mertebesine ulaşmasını sağlar. Ulaşmaya çalışırken uygulaması gereken değerlerden haberdar eder.
Vahiy: Allah'ın dilediği şeyleri peygamberlerine çeşitli yollarla bildirmesidir. İlahi vahiy tevhit sürecinde gelmiş bütün semavi dinlerin temelidir. Allah’ın sözünü Peygamber’in kalbine düşürmesi, meleğin insan şekline girerek vahiy getirmesi, Hz. Peygamber’in kalbine üflemesi, uykuda iken meleğin vahiy getirmesi, uyanıkken doğrudan Allah’ın kelamını duyması şeklinde çeşitli yollarla gelmiştir.
Ayet dini terim olarak ifade edildiğinde delil, mucize, kıyamet alametleri, Kur’an’ın tamamı veya belli bölümleri gibi anlamlara gelir. İnsan açısından Ayet ;İnsanı Allah'a yönelten, o'na gidişinde iz ve işaret veren her şeydir. Allah'ın varlığına, birliğine işaret eden delil olan sözdür. Ayeti ancak düşünebilen, gerçeklere inanmak isteyen söz ve öğüt dinleyen insan idrak edebilir .Fıtratına yabancılaşan, körelen insan anlayamaz. Kevni ayet yaratılış yoluyla varlıklar dünyasına çıkarılan ve evrende fiilen olarak var olan ayetlerdir. Allah'ın varlığını, birliğini ve yüce sıfatlarını gösteren delillerdir, mucizelerdir. Kavli ayetler ise vahiy yoluyladır. Allah'ın varlığına ve birliğine peygamberlerin doğruluğuna sözel-yazılı delildir, mucizedir. Kevni ayetlere delildir. Her ikisi de fıtrata hitap eder, evreni anlamlandırmaya delildir.
KURAN'IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE 2.BÖLÜM
Kuran ıstılahları son derece iç içe geçmiş durumdadır. Bu itibarla Kuran'ın bir haritasını çıkarmak mümkün değildir. Alimler Kur’an lafızlarının sınıflandırmasında güçlük çektikleri için de birlik sağlayamamışlardır. Çünkü Kuran'ın herhangi bir yerinde geçen konu başka bir yerde daha açıklanmış olabilir. Bunun için Kuran'ı kendi fikri içinde anlamak ve açıklamak gerekir. Bir yerde müphem olan lafız başka bir bölümde belirli hale gelir. Bir yerde mutlak olan ifade, başka yerlerde kayıtlayarak takdim edilir. Bu kayıtlar yanlış ve tutarsız yorumlara düşmekten alıkoyacak niteliktedir .
Genel ifadeli bir kelime, Kur'an'ın bütününde, sadece hususi bir nesneye bağlanmaz. Yerine göre kelamın sevk edildiği ortamda, yerine göre de konuları ele alan Kur'an ifadelerinde böyle bir açıklama tarzı söz konusu olabilmektedir. Kuran'da sık rastlanan durumlardan biri de genel anlamlı kelimelerin özel bir anlam ifade etmesidir. Ancak burada siyak-sibak çerçevesini düşündüğümüzde Kuran'ın bütününde genel anlamlı bir ifadeyi özel bir nesneye hasretmek mümkün değildir. Bu sadece kat'i olarak belirlenmiş konular için geçerlidir. Bazen Kuran herhangi bir hususta net tavrını ortaya koyarken bir yandan müminlerin faydasına yönelik istisna durumuna yer verir. Bazı konuları da Kuran farklı nedenlere bağlayarak açıklar. Tek bir ayete bakarak karar vermek Kuran'ın bütünlüğüne ters düştüğü gibi yanlış anlaşılmalara sebebiyet vermektedir.
Kuran herkesin kolayca anlayabileceği yaygın kullanımlı kelimelere yer vermemiştir. Kur'an hiçbir zaman okuyucusunu kolaycılığa terketmez onu okuyup anlamak için derin bir kavrayışa ihtiyaç vardır.Genel bir ifadeyi Kur'an'ın bütününde aynı anlamda görmek mümkün değildir. Yerine göre farklı anlamlar taşıyabilmektedir.Genel anlamlı kelimeler külli kavramlar oldukları için cüz'i ifadeleri de kapsamına alır.Bu yüzden genel anlamlı kelimeden kastolunan anlam Kur'an'ın farklı yerlerinde açıklanmıştır.
Kur'an, bazen herhangi bir hususta bir yandan kesin ve mutlak tavrını ortaya koyarken, diğer yandanda müminlerin faydasına yönelik istisnai durumlara yer verir. Mesela Allah (cc), kafirleri, yahudileri ve hristiyanları, Allah düşmanlarını ve müşrikleri dost edinmemizi yasaklar. Fakat Al-i İmran Suresi'nin 28. ayetinin devamında, müminlerin kafirlerin şerrinden korunmak ve zarar görmemek için ihtiyaten onlarla dostça geçinebileceklerine müsaade ediyor.
Kur'an bazı mutlak ifadelerini değişik yerlerde bir sebebe bağlayarak kayıtlar. Herhangi birşeyin sebebinin zikredilmesiyle açıklanması, Kur'an'ın kendi bütünlüğü içinde anlaşılmasında itina gösterilmesi gereken hususlardandır.Örneğin Kur'an'da kalpleri mühürlenen, gözlerine perde inen insanların bu duruma düşmelerinin kendi yapıp etmelerinden kaynaklanması.
Kur'an'ın kendisine has bir ifade özelliğide onun gerek kıssaların sunuluşunda, gerekse diğer vesilelerle yer zaman ve şahıs isimlerini ön plana çıkarmamasıdır. Kur'an çoğunlukla bu tür durumlarda ismi işaretleri ve zamirleri kullanmaktadır dile getirme özelliği olan mucizliğine atfetmek doğru olur. Kendi üslubuyla insanlara mesaj iletmek Kur'an'ın ana gayesidir.
Garip kelimelerin açıklanması : Kuranda her zaman kolayca anlaşılabilecek bir konuşma dilinde yada yaygın olarak kullanılan kelimeler yoktur. O dönemin arap dilinde çok az kullanılan sadece belirli kesimin bildiği kelimelerde kuranda yer almıştır.örn :Tarık suresinin 1 ve 2. ayetlerindeki "Tarık " kelimesi surenin 3. Ayetindeki (o karanlığı delen yıldızlar ibaresiyle açıklanır.)
Kuranda iki yada daha fazla anlama gelebilecek kelimeler ve ifadeler arap dilinin bir özelliğidir.İhtimali sadece kelime çerçevesinde ele almak yerine; konuyu biraz daha geniş tutarak, bünyesinde her ne suretle olursa olsun iki ve daha çok manaya gelebilecek ifadelerede temas etmek istiyoruz. Çünkü bazen cümlelerin yapısından kaynaklanan ihtimaller olabildiği gibi, bir atıf cümlesinin kendisinden önceki ibarelerden hangisine atfedildiği konusunda da ihtimaller belirebilir.
Kuranda kısa ve özlü şekilde anlatılan konuların kuranın başka yerinde ayrıntıya inilmesi yada bir iki kelime ilaveyle kısa ve özlü ifadeye açıklık getirilmesidir. Kur'an kısaca işaret ettiği bir konuya başka pasajlarda tekrar dönüyor ve geniş geniş açıklıyor. Kıssalardaki bazı hadiselere ve sonuçlara Kur'an'ın başka biryerinde net bir açıklama getiriliyor.
Kuranda hangi ifadenin hakiki ,hangisinin mecaz olduğunu kastedilen şeyin manasına bakarak yada kuranın bütünü içerisinde anlarız. Hemen her dilde hatipler ve yazarlar ortama, zamana ve muhataplarına göre bu iki unsura yer verirler. Arapça olan bu Kur'an'da yerine göre bu iki tür ifade biçiminin kullanılmasından daha doğal bir şey olamaz.
Anlaşılması güç ,çelişki bulunan ifadelere müşkil denir. Kuranın bu tür anlaşıması güç olan ifadeleri açıklar. Kur'an'ın bu tür ifadelrini ele alarak çelişkisizliğini ve tutarlılığını ortaya koymaya çalışan ilme müşkilul Kur'an denilmektedir. Kur'an kendi kendisini açıklayan tutarlı ve çelişkiden uzak bir kitaptır
EMİNE ÇİFTÇİ/11040399/İDKAB-2
KURAN NEDİR ? 2.BÖLÜM
İNSANIN ANLAM ARAYIŞI VE KURAN' I KERİM
A.İNSANIN ANLAM ARAYIŞI SERÜVENİ
İnsandaki anlama merakı ve öğrenme arzusu, insanı insan eden en büyük kuvvettir. İnsanların inanışları, insanın özünde bulunan anlama merakının ifadesidir. İnsan hayatı anlamlandırırken fıtratını tatmin etmeyi hedefler. İnsanlar hep arayış içerisindedirler.
B.İNSANIN ANLAM ARAYIŞI NASIL GERÇEKLEŞİR
Anlam, varlık koşulları ile ilişki içindedir. Anlam, görülen, bilincine varılan ve inanmayı da içeren bir şeydir.
1.Gören Kimdir? İnsandır. İnsan hayatının bir anlamı olmasaydı, o zaman insanın tarihsel bir varlık oluşunun da bir anlamı olmazdı.
2.Nede Görmüştür? Onda anlam görmesi söz konusu olan şeyde görmüştür. Her kişinin herhangi belirli durumu farklı bir yönde anlamlandırma imkanı vardır.
3.Neyi Görmüştür? İnsan dünyada sürekli olarak gerçekleşmesini istediği, hayatı anlamlandırışında temel aldığı değerlerden kaynaklanan ana amaçlarını ve bu çerçevedeki eylemlerinin anlamlı olacağını görmüştür.
4.Nasıl Görmüştür? Kişi, obje ile ilişki kurmaya başlayınca fıtratından gelen imkanlar koşulları ortaya çıkar. Bunlar; ana zihniyet, akıl yürütme ve alış zemini üzerinde hareket eder. İşte insanın görmesi bu şekilde gerçekleşir.
C.İNSANIN ANLAM ARAYIŞI VE KURAN'I KERİM
İnsanın hayatını anlamlandırması iki yönde gerçekleşebilir:
1-İnsanın kendinden kaynaklanan ben merkezli anlam vermesi
2-Özsel ilkeleri temel alan fıtrat-vahiy temelli anlam vermesi
İnsanın bütün hayatı anlamlandırma arayışları, onun fıtratında bulunan varlıksal imkanlarının sadece bazılarının kullanılması ve tatmin edilmesi ile sonuçlanır.
1-İnsan sorumluluğu üstlenmiş bulunan bir varlıktır.
2-İnsan , Allah'ın yer yüzündeki halifesidir.
Sonuç olarak insan her zaman hayatı anlamlandırma ihtiyacı hisseder. Bu anlamlandırma sürecinde insan bir rehbere ihtiyaç duyar. Bu rehber peygamberlerdir . Peygamberimiz Hz. Muhammed bize Allah'tan bir takım mesajlar getirerek bize yol göstermiştir. Hayatımızı onun gösterdiği istikamette sürdürdüğümüzde hayatımız gerçek anlamını bulur.
KUR´ANIN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE 2.BÖLÜM
Kur´anın Kendisini Tefsir Ediş Biçimi
İstisna yoluyla açıklama→Kur´an, bazen herhangi bir hususta bir yandan kesin ve mutlak tavrını ortaya koyarken diğer yandan da müminlerin faydasına yönelik istisnai durumlara yer verir.
Bir şeyin sebebini zikretmekle açıklama→Herhangi bir şeyin sebebinin zikredilmesiyle açıklanması, Kur´anın kendi bütünlüğü içinde anlaşılmasında itina gösterilmesi gereken hususlardandır.
Kur´an hiçbir zaman muhatabını kolaycılığa sevk etmemektedir .Adeta okuyucuyu bazen kabiliyet ve kavrayışının sınırlarını zorlayabilecek ölçüde derin bir muhakemeye sevk eder.
Genel anlamlı kelimeden kastolunan şeyin belirlenmesi→Kur´anın aynı kelimelere değişik siyak-sibak çerçevelerinde veya farklı maksatlar gözeten ifadeler bünyesinde, şümulüne giren diğer nesneleri de kapsar dar biçimde yer verdiğini görebiliriz.
*Genel anlamlı kelimeler aynı zamanda külli kavramlar olduklarından cüziyyatı kapsamları içine alırlar.
*Kur´an öncelikle mesajının iletilmesini gaye edinmiştir.Kur´an müphem bıraktığı bazı şeyleri yine kendi bünyesi içinde açıklama yoluna gitmiştir.
*İsmi mevsullerle verilen bütün hususlarda hiçbir zaman Kur´anın iletmek istediği asli mesajın anlaşılmasına engel teşkil etmez.
*Kur´an zamirlerini açıklama tarzında da kendisini tefsir etmektedir.
*Cins isimle anılan şeyin başka bir pasajda asıl ismiyle verilmesi, Kur´anın kendisini tefsir edişi söz konusu olmaktadır.
*Kur´anı anlayıp yorumlayabilmek için Arap dili ve edebiyatını bilmek Kur´anı bu bilgi ışığında anlamak demek olduğunu unutmamak gerekir.Kur´anın dili Arapça, Arapçayı göz ardı ederek Kur´anı tam olarak anlayamayız.
*Kur´anın birçok yerde türlü ihtimalleri bire indirdiğini başka bir ifadeyle; kastettiği anlamı yine kendi bünyesi içinde belirlediğini görmekteyiz.İhtimallerin sadece birisinin tespit ve tayini, siyak-sibak ortamında gerçekleşmektedir.
*Kısa ve özlü bir biçimde temas edilen konuların Kur´anın diğer bölümlerinde açılmıştır.Bazen atıflarda bulunuluyor ya da ayrıntılı şekilde çeşitli yerlerde söz ediliyor.
*Hangi ifadenin hakikat hangisinin mecaz olduğunu ibarelerin sevk edildiği mana örgüsünde veya Kur´anın bütünü içerisinde anlıyoruz çünkü sözün, hakikat veya mecaz olduğunu en iyi bilen her şeyden önce sözü sarf edendir.
*Kur´an kendisini çelişkiden uzak bir kitap olarak nitelendiriyorsa, bu çelişkisizliği, Kur´anın bizzat kendisinde bulmak ve çelişkili görünen noktaların çözümünü aklın ve mantığın doğrultusunda yine kavram içinde tespit etmek gerekir.
2.BÖLÜM KUR'AN'IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
KUR'AN'IN KENDİNİ TEFSİR EDİŞ BİÇİMİ
A.GENEL OLARAK
Kur'an'da bir yerde kapalı olarak kısaca değindiği bir kelime veya ifade hakkında başka bir yerde açık olarak bahsedilmiştir; ama genel manada bunları ifade etmek ve bir bütün haline getirmek hayli zordur. Alimler tam olarak ortak bir payda da buluşamamıştır.
B.MUTLAK İFADELERİN KAYITLANMASI
Kur'an'ın bazı yerlerinde açık olarak bulunan ifadelerin yardımıyla kapalı olan ifadelerin açılmaya çalışılması bu kayıtlanma çalışmaları içerisine girer.
1.İstisna Yoluyla Açıklama
Kur'an'da çoğu zaman kesin ve mutlak bir tavırla emir ve yasaklar yer alırken bazen istisna olan hükümler yer almıştır. Bu tür açıklamalar Kur'an'da oldukça fazladır.
2.Bir Şeyin Sebebini Zikretmekle Açıklama
Kur'an'da bulunan bazı kesin ifadelerin Kur'an'ın başka bir yerinde kesinliğinin sebebi yer alır. Biz buna bir şeyin sebebini zikretmekle açıklama diyoruz.
C.GENEL İFADELERİN TAHSİS EDİLMESİ
Kur'an'da bulunan genel anlamlı ifadelerin özel bir niteliğe bölünerek başka bir bölümünde kullanılmıştır.
1.Genel Anlamlı Kelimeden Kast Olunan Şeyin Belirlenmesi
Kur'an'daki bazı kelimler birkaç farklı anlama gelir, bunlar genel anlamlı kelimelerdir. Genel anlamlı kelimelerin sadece bir anlamda kullanılması mümkün değildir. Bu kelimeler cümle içindeki konumuna göre mana alır.
2.Genel Anlamlı Bir Kelimenin Şümûlüne Giren Hususların Birkaçının Açıklanması
Bazı kelimeler Kur'an'ın çeşitli bölümlerinde kullanılmıştır. Ama bu kelimelerin manası bir yerde genel olarak verirken diğer bir cümle veya ayette biraz daha özele inilerek açıklanmış ve bize o genel ifade hakkında bilgi vermiştir.
Ç. MÜPHEM HUSUSLARIN AÇIKLANMASI
Kur'an isimlere çok önem vermez, onun yerine zamirleri, ismi işaretleri ve ismi mevsulleri getirir. Bunun nedeni odak noktanın bu tür şeyler değil de olayın ana fikrin anlaşılması isteğindendir. Kur'an vermek istediği mesajı verir. Ferisi teferruattır. Kur'an'ın bazı ifadelerinin veya kelimelerinin müphem yani kapalı olması da buradan gelir.
1.İsmi Mevsullerle Kast Olunan Şeyin Açıklanması
Şahıs ve nesne isimlerinin bazılarının söylenmeyip de ismi mevsullerle ifade edildiği açıklama biçimidir. Kur'an'ın bazı yerlerinde isim ve nesneler ismi mevsullerle kullanılırken bazı yerlerinde ise bu isim ve nesneler açıklanmıştır.
2.İsmi İşaretlerin Gösterdikleri Şeylerin Açıklanması
Kur'an'da ismi işaretlerde isim ve nesneler yerine gelir; örneğin bir önceki ayette geçen bir isim hakkında diğer ayette bunlar, onlar vs. kullanılmıştır.
3.Zamirlerin Açıklanması
Kur'an Arapçadır, bu nedenle de Arapların kuralları, grameri kullanış biçimine göre kullanılmıştır. Dillerde tekrarın önlenmesi için ismin yerini tutan zamirler önem arz etmiştir. Tabi olarak bu zamirler Kur'an'da da kullanılmıştır.
4.Bir Şeyin Veya Bir Şahsın Gerçek Adının Zikredilmesi
Kur'an'da bazı isimler künyesiyle beraber geçer. Bir yerde geçen ifadeden bu künyeyi anlamakta Kur'an'ın diğer bazı yerlerinde bunları anlayabiliriz. Yani Kur'an yine kendisiyle tefsir edilmiştir.
5.Zaman ve Mekanla İlgili Belirsizliğin Giderilmesi
Kur'an'ın bazı yerlerinde kesin bir zaman veya mekan söylenmeyecek ama bir mekanda veya zamandan söz eden ayetlerin Kur'an'ın başka bir yerinde bu zaman veya mekan kesin olarak verilmiştir. Bunun en bariz örneği Kehf suresindeki ayette uzun yıllar olarak geçen zaman biriminin diğer bir ayette kesin olarak 309 yıl olduğunun söylenmesidir.
D.GARİP KELİMELERİN AÇIKLANMASI
Kur'an-ı Kerim yer yer Arapça da kullanımı az ya da az bir grup tarafından bilinen ifadeler kullanılmıştır. Hatta sahabe efendilerimizden de Kur'an'da bulunan bası kelimeleri anlamadığına dair rivayetler vardır. Bu konu Kur'an ilimleri ve tefsir ile ilgili olan bazı alimlerin de dikkatini çekmiş ve bunun hakkında pek çok eserler verilmiştir.
E.İFADELERDEKİ İHTİMALLERİN BİR'E İNDİRGENMESİ
Manası iki veya daha fazla olan kelimelere Lafz-ı Müşterek denir. Arap dilinde de ve Kur'an'da da buna yer verilmiştir. Ama diğer Kur'an'i ilimlerden yararlanarak da bu ifadeyi kolayca çözüme kavuştururuz.
F.KISA VE VECİZ İFADELERİN GENİŞ AÇIKLANMASI
Kur'an bir yerde kısa veya genel olarak değindiği bir kelime veya bir ifadeyi başka bir yerde daha uzun ve gayet açık bir şekilde ele alınmıştır. Okuduğumuzda anlayamayacağımız ifadeler bu yolla net hale gelmiştir. Zaten Kur'an'ın bütünlüğü içinde değerlendirme çabasının altında da bu olgu yatar.
G.İFADELERİN MECAZİ OLUŞLARININ TAYİN EDİLMESİ
İnsanlar günlük dilde veya özel konuşmalarda iki tür anlatım kullanırlar. Bunlar gerçek ve mecazi ifadelerdir. Bütün dillerde bu mevcuttur. Kur'an'ın dili olan Arapçada da bunlar yer alışmıştır. Kur'an'da yer alan mecazi ifadelerin araştırıldığı Kur'an ilmine de Mecazu'l Kur'an denir. Gerçek veya mecazi ifadeleri ayırırken de yine Kur'an'ın bütünlüğü anlam örgüsünden yararlanılır.
Ğ.İZAHI GÜÇ HUSUSLARIN AÇIKLANMASI
Kur'an'daki bazı açıklaması zor olan diğer ifadelerle çelişkili olduğu sanılan kelimeler vardır. Bu kelimelerin mantıklı bir açıklamasını yapmak ve tutarlı olduğunu ispat eden Kur'an ilmi de Müşkilu'l-Kur'an'dır. Kur'an'ın çelişkisizliği Kur'an'ı bütünlük içinde barizdir, bunun için araştırılan başka bir herhangi bir kaynak yanlış sonuç vererek ve anlam karmaşasına yol açacaktır. İbn Kuteybe bu alandaki önemli bir isimdir.
KURAN NEDİR 2. BÖLÜM
KURAN BİR KİTAPTIR
Kuran kelimesi
Kuran hz. Muhammed’e arapça olarak vahiy yoluyla parça parça inidirilip bize tevatür yoluyla naklolunan mucize bir ilahi kitaptır.Kuran bütün özellikleri ile insanı hayatını anlamlandıran hayat veren bir kitaptır.İşte kutsal kitabımız ismiyle kendini bize tanıtmaktadır.Kuranın bir kitapla hem ortak hem farklı özellikleri hem de ayırt edici nitelikleri vardır.
Kuranın i’caz özelliği, diğer i’caz yönleriyle bütünlük arzeder.Kuranın son derece özlü vekapsamlı bir anlatımı vardır az kelime ile birçok mana anlatır.Kuranın bu mu’ciz içeriğinin en temel konusu tabi olarak tevhid’dir.
Kuranın gelmesiyle zirveye ulaşan, insanı kemale yürüyüşünde zirveye eriştiren bütünfıtri imkanlarını gerçekleştirmede son noktaya vardıran bir mu’ciz içeriği daha vardır.Kuranın bu muhtevası hem üslup hem de anlam bakımında mucizedir.Daha önce hiçbir vahiyde gelmeyen ilk defa kendisinin söylediği vahiylerdedir.Bunlar tek kelime ile insanın anlam arayışına cevap veren ayetlerdir.İnsan bu ayetlarle hayatını anlamlandırısa kemale yürüyerek Allaha yaklaşır.
Kuran metni içindeki her kelimede ilahi bir ahank ve musiki kulaga hoş gelen bir ton vardır.O, her haliyle insan sözü olmayıp melek vahyi olduğunu ispatlar.
KURAN VAHİY MAHSULÜ BİR KİTAPTIR
Vahiy kelimesi
Kuranı kerim peygamberimize vahiy yolu ile inmiştir.Vahiy sözcüğünün geldiği köke ve lugat anlamlarına bakarak şöyle bir tarifi yapılabilir: Vahiy, bir bilgiyi, bir işareti yazılı veya sözlü olarak muhataba en hızlı ve en kestirme yoldan ulaştımak anlamını ifade eder.
Kuran vahyi ile ilgili olarak ifade edilmesi gereken bir konu da onun hem lafız hem de manasıyla Allah katından nazil olduğudur.Bizzat kuran kendisinin hz. Muhammad’ in esesi olmayıp ‘’ muhakkak o kuran, kerim bir resulün getirdiği kelamdır’’buyurulmaktadır.
KURAN AYET VE SURELERDEN OLUŞAN BİR KİTAPTIR
Ayet klimesini sözlük anlamları sunlardır:mucize, açık alamet,ibret, belirli delil, bir nesneye delalet edip yakın ifade eden şey, hayrette bırakan görümemiş iş.Kuranı kerim Allahın varlığını ve birliğini ispat etmeyi gaye edinen delillerden çoğunlukla ayet diye söz eder.
-Kuranı kerimin herhangi bir suresindeki başı veye sonu bulunan,bir veye daha cümleden oluşan birimine ayet denir.Kuran ilimlerine ait bir kavram olarak tarifi budur.Kuranın tamamına da ayet denilir.
-İnsan ayete muhatap olan varlıktır.İnsan ayeti incelemekle görevli olan varlıktır.
O halde insanı Allaha yönelten ona gidişine iz ve işaret veren her şey birer delil yani ayettir.
KUR’AN’DA KUR’AN
KUR’ANIN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE 2. BÖLÜM
KURANIN KENDİ KENDİNİ TEFSİR EDİŞ BİÇİMİ
Kuranın bir kısmı bir kısmını tefsir eder.Bir yerde genel olarak geçen bir mesele başka bir yerde sınıflandırılır.Bir yere belirsiz olarak geçen bir ifade başka bir yerde belirgin hale getirilebilir.
Kuranın belirli konuları işlerken bazı bölümlerinde mutlak ifadelerle verdiği hususları başka yerde kayıtlayarak verdiği görülür.Kayıtlı ifade hükme medar olma bakımındanher zaman esas alınması diye bir kural yoktur.Kuran belli konularda kesin tavrını ortaya koyarken, o konudaki bazı kayıtlamaların sadece te’kid vazifesi gördüğü bütünlük içerisinde anlaşılmaktadır.
1.İstisna yoluyla açıklama
Kuran bazan herhangi bir hususta bir yandan kesin ve mutlak tavrını ortaya koyarkan diğer yandan da müminlerin faydasına yönelik istisnai durumlara yer verir.Mesela Allah kafirleri, yahudileri , hristiyanları, Allah düşmanlarını ve müşrikleri dost edinmemizi yasaklamıştır.
Al-i imran suresinin 28. Ayetinin devamında kafirlerin dost edinilmemesi konusunda bir istisna getiriyor. Bu istisnaya göre müminlerin kafirlerin şerrinden korunmak için ihtiyaten onlarla dost olunabileseğini söylüyor.İstisna yoluyla getirilen kayıtlamalara kuranda çokça rastlamakmümkündür.
2.Bir şeyin sebebini zikretmekle açıklama
Herhangi bir şayin sebebinin zikredilmesiyle açıklanması kuranın kendi bütünlüğü içerisinde anlaşılmasında itina gösterilmesi gereken hususlardandır.
Mesela kuran bazı yerlerde bir takım insanların kalplerinin mühürlendiğğinden bahsedilmektedir.İnsanbu ayetleri okuduğunda ister istsmez cebr anlayışına düşebilir.
Allah bazı ayetlerde dilerse herhangi bir toplumun hayatiyetine son verip yerine ypyeni bir toplum getirebileceğini açıklamaktadır.İlk nazarda kuranın bukonuyla alakalı olabilecek diğer pasajlarına baktığımızda bu durum muhataba cebr anlayışı doğruymuş gibi gelebilir.Fakat bu ayetleri kuranın diğer bölümlerindeki benzer veya yakın anlamlı ayetlerle düşündüğümüzde cebrin söz konu olmadığını görmekteyiz.
GENEL İFADELERİN TAHSİS EDİLMESİ
Kuran giçbir zaman muhatabını kolaycılığa sevk etmemektedir.Adeta okuyucuyaukavrayışını zorlayacak derin bir muhakemeye sevk eder.
Genel ifadeli bir kelimeyi Kuranın bütününde sadece hususi bir kelimeye hasretmek mümkün değildir.Ancak yerine göre kelamın sevk edildiği ortamda, yerine göre de belirli konuları ele alan kuran ifadelerinde böyle bir açıklama söz konusu olabiliyor.
Mesele ‘’zaleme’’kelimesi genel anlamlı kelimelerdendir.Bazı yerlerde şirk ve küfür anlamlarında kullanılırken baze sadece yapılan bir hatayı ve haksızlığı gösterir.
MÜPHEM HUSUSLRIN AÇIKLANMASI
Kuran teori ile pratiği birlikte düşünen ve varlıklar alemini tümüyle kuşatan, insanlara kendi zihniyetinin boyasını vurmak isteyen bir kitap olarak öncelikle mesajının iletilmesini gaye edinmiştir.İşte bu tür hikmetlere dayanarak zaman zaman bazı hususlar müphem olarak ifade edilmiştir.
Fatiha suresindeki ‘’ellezine’’ den kast olunanların peygamberler, şehitler ve salihler oldukları diğer bir ayetle anlaşılmaktadır.
GARİB KELİMELERİN AÇIKLANMASI
Arapça olan kuran her zaman kolay anlaşıla bilecek kelimelere yer vermemiştir.Mesela Mearic suresinin 19. Ayetinde ‘’heluan’’ kelimesi garibdir ve sonrasındaki iki ayetle manası açıklanmaktadır.Bu kelimenin insanın ruf yönüyle ilgili bir durumu anlattığını sonraki iki ayetten anlıyoruz.
İFADELERDEKİ İHTİMALLERİN BİR’E İNDİRGENMESİ
Kuranın dilinde iki veya daha fazla manaya gelebilecek kelimeler yer almaktadır.Bu kelimelere lafz-ı müşterek denmektedir.nisa suresinin 24.ayetinin ilk kelimesi üç farklı anlama gelmektedir.Fakat asıl anlatılmak istenen manayı anlayabilmek için kelemın sevk ediliş tarzı ve gayesine bakmak gerekir.
KISA VE VECİZ İFADELERİN GENİŞ AÇIKLANMASI
Kısa ve özlü biçimde temas edilen konuların kuranın diğer birimlerinde açılması kuranın büyük bir bölümünde göze çarpmaktadır.Örneğin inananlardan imandan bahsederken her zman iman hususlarından bahsetmezÇünkü iman konusu bütün yönleriyle işlenmiştir diğer pasajları gözden geçirmek gerekir.
İFADELERİN MECAZİ OLUŞLARININ TAYİN EDİLMESİ
Bunu bir örnekle açıklamak istiyorum.Enfal suresinin 22.ayetinde yeryüzünde dolaşan canlıların en şerlilerinin düşünmeyen sağır ve dilsizler olduğu söylenirken mecazi bir ifade kullanılmıştır.Gerçek manada bedenen özrü bulunan inasanlar söz konusu değildir.
KURA’AN’IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
II.KISIM
( 2.BÖLÜM)
*Kur’an’ın kendisini
tefsir etme tarzı, bir yerde umumi olarak gelen ifade başka bir yerde tahsis
edilir. Bir yerde müphem olan söz başka bir bölümde belirli hale gelir. Bir
yerde mutlak olan ifade başka yerde mukayyed olarak geçtiği biçimde olduğunu
görmekteyiz.
-Kur’an belli konularda kesin ve kayıtsız tavrını ortaya koyarken, o konudaki
bazı kayıtlamaların sadece mevzuyu tetkik vazifesi gördüğü, bütünlük içerisinde
anlaşılmaktadır. Dolayısıyla kayıtlı ifadelerin her zaman hükme kesin olmasını
gerektirdiği söz konusu olamaz.
-Kur’an, bazen herhangi bir hususta bir yandan kesin ve mutlak tavrını ortaya
koyarken , diğer yandan da müminlerin faydasına yönelik istisnai durumlara yer
verir. Mesela kafirleri dost edinip edinmeme ve şefaat hususlarında Kur’an’daki
ayetleri incelememizde yarar vardır.
-Kur’an bazı mutlak ifadelerini değişik yerlerde bir sebebe bağlayarak
kayıtlar. Bazen sebebin zikredilmediği Kur’an-i ifadeyi bütüne arzetmeden,
doğrudan ele almak, kişiyi Kur’an’ın ruhuna ters düşen sonuçlara götürebilir.
Bu bakımdan herhangi bir şeyin sebebinin zikredilmesiyle açıklanması, Kur’an’ın
kendi bütünlüğü içinde anlaşılmasında önem gösterilmesi gereken hususlardandır.
*Kur’an’da
bir çok yerde karşımıza çıkan hususlardan biri de genel anlamlı kelimelerin hususi
bir niteliğe bürünmesidir. Kur’an’ın ifade özelliğinin bir sonucu olmasıyladır
ki okuyucunun kabiliyet ve kavrayışının sınırlarını zorlayabilecek ölçüde derin
bir muhakemeye sevkeder.
-Genel ifadeli bir kelimeyi, Kur’an bütününde, sadece hususi bir nesneye
yüklemek mümkün olmamakla beraber ifadenin sevkedildiği ortamda, yerine göre de
muayyen konuları ele alan Kur’an ifadelerinde böyle bir açıklama tarzını
siyak-sibak çerçevesinde incelemeliyiz. Mesela (z-l-m) kelimesi genel anlamlı
kelimelerdendir ve Kur’an’da yerine göre ‘şirk’ ve ‘küfr’ anlamında
kullanılırken, bazen sadece yapılan hatayı veya haksızlığı gösterir.
-Genel anlamlı kelimeler, aynı zamanda külli kavramlar olduklarından ayrıntıları
kapsamları içine alırlar. Genel anlamlı kelimeden kastolunan amaçlar
açıklanınca, ayrıntılarda açıklığa kavuşmuş olacaktır.
*Kur’an’ın
kendine has bir ifade özelliği de, onun, gerek kıssaların sunuluşunda, gerekse
diğer vesilelerle yer, zaman, ve şahıs isimlerinin ön plana çıkarmamasıdır. Bu
durumlarda ismi işaretleri, ismi mevsulleri ve zamirleri kullanmaktadır.
Kur’an’ın buu anlatım tarzı az sözle çok derin ve zengin manaları dile
getirme özelliği olan mucizliğine
hamletmek doğru olur. Kur’an, teoriyle pratiği birlikte düşünen ve varlık
alemini tümüyle kuşatan, insanlara mesajının iletilmesini gaye edinmiştir. Bu
hikmetlere dayanarak bazı hususları müphem lafızlarla ifade etmiştir ki bu
belirsizlikte hiçbir zaman mesajın, anlaşılır ve kavranabilir olma özelliğini
kaybettirmez. Bu müphem bırakılan ifadeler yine kendi bünyesi içinde açıklama
yoluna gitmiştir.
-Şahıs ve nesne isimlerinin açıkça vermeyip onları ismi mevsullerle anlatması tarzına örnek
verecek olursak Hz.Meryem’le alakalı Enbiya Suresi’nin 91.ayetindeki ismi
mevsulle verilen belirsizlik Tahrim Suresi’nin 12.ayetinde açıklığa
kavuşturulmuştur. Kur’an’daki zamirlerin yerlerini ifadenin sevkediliş
tarzından veya siyak-sibak çerçevesinden bulmak mümkünse de tespitte zaman
zaman ihtilafa düşüldüğü de olmuştur. Kur’an’da künyesiyle zikredilen kişiler
vardır ki bu künyeler İsrail, Zülkarneyn, Zülkifl gibi isimlerdir. Mesela
Enbiya Suresi’nin 87.ayetinde geçen ‘Zü’n-nün’ künye adının Saffat Suresi’nin
142.ayetindeki balığın Yunus’u yuttuğu ifadesinden anlıyoruz ki bu künye ile
Yunus Peygamber kastedilmiştir.
*Arap
dilinde sadece belirli kesimlerce (şair ve ediplerce) bilinen kelimeler de
Kur’an’da yer almıştır. Kelimenin en yaygın bir şekilde kullanılan anlamı
dışında nadiren kastedilen anlamlarda kullanıldığını görmek mümkündür. Bu tür
Kur’an’ın garib kelimelerini açıklamayı gaye edinen Garibu’l Kur’an adında eserler verilmiştir. Garib’ul-Kur’an
konusundaki istifhamların giderilmesi için şiire de başvurulmuş ki çünkü şiir,
Arab’ın divanı olduğunu öne sürmüşlerdir.
*Kur’an’da
iki veya daha fazla manaya çekilebilecek kelimeler ve ifadeler, yine Arap
dilinin bir özelliği olarak yer almaktadır ki çok anlamda kullanılan kelimelere
’lafz-ı müşterek’ denmektedir. Bu şekilde bir çok anlam ifade eden Kur’an’ın,
birçok yerde bu tür ihtimallerin bire indirdiğini, başka bir ifadeyle,
kastettiği anlamı yine kendi bünyesinde içinde belirlediğini görmekteyiz. Böyle
ihtimallerde kesin bir belirlemede bulunmak, Kur’an-i bütünlük içerisinde
mümkün olmayabilir. Bu durumda Kur’an’ın tefsirinde yardımcı olabilecek diğer
kaynaklara başvurma zorunluluğu kendiliğinden ortaya çıkar. İhtimallerden
sadece birisinin tespit ve tayini, siyak-sibak ortamı ve akl-ı selimle
gerçekleşmektedir.
-Kur’an, kısaca işaret ettiği bir konuya başka pasajlarda tekrar dönüyor ve
geniş geniş açıklıyor. Bazen de fazla geniş olmamakla birlikte bir veya iki
kelime ilavesiyle kısa ve özlü ifadeye açıklık getiriyor. Bu tür kısa ifadeler
genellikle nüzul sırasında sonlardaki ayetlerde görülmektedir.
-Hakikat ve mecaz, her ikisi de düşünce ve duyguların iletilmesinde vazgeçilmez
iki unsurdur. Kur’an’da Arapça olması
hasebiyle Arapların dil zevklerine hitap etmekte ve edebi üsluplarının hemen
bütün hususiyetleri dikkate almaktadır. Hangi ifadenin hakikat, hangisinin
mecaz olduğunu ibarelerin sevkedildiği mana örgüsünde veya Kur’an’ın bütünü
içerisinde anlıyoruz. Bazı ifadelerin de mecazi olduğunu siyak-sibaktan
anlamaktayız.
-Kur’an’da açıklanması zor olan, ihtilaf ve çelişki bulunduğu sanılan hususlara,
Kur’an ilimleri terminolojisinde “müşkil” ; Kur’an’ın bu tür ifadelerini ele
alarak onun çelişkisizliğini ve tutarlılığını ortaya koymaya çalışan ilme de,
“Müşkilu’l-Kur’an denilmektedir. Kur’an kendisini çelişkiden uzak bir kitap
olarak nitelendirmesinden, Kur’an’ın çelişkili görünen noktaların çözümünü aklın ve mantığın
doğrultusunda yine Kur’an içinde tespit etmek gerekir.
saygılar…
Abdülbasıt AYTEMİŞ
İDKABÖ-2.
11040460
Rabia KARAKAYA
İDKAB-2
08040175
KUR'AN'IN KENDİSİNİ TEFSİR EDİŞ BİÇİMİ
A) Genel Olarak
*Kur'an'ın bir bölümü bir bölümünü tefsir eder. Bir yerde anlam gizli olan bir kelime başka bir yerde açıklığa kavuşturulur. Bir yerde mutlak olarak geçen bir ifade bir yerde mukayyed olarak geçer. Bu açıklamaların hepsi doğru ama yetersizdir. Çünkü Kur'an'ı kendi mantıki ve fikri tutarlığı doğrultusunda değerlendirmek en makbülüdür.
B) Mutlak İfadelerin Kayıtlanması
* Kur'an muayyen konuları işlerken kullandığı bazı mutlak ifadeleri başka yerde kayıtlayarak sunmaktadır. Bu kayıtlamalar bazen açıklayıcı nitelikte, bazen istisnai durumları belirleyen bazen de yanlış ve tutarsız yorumlara düşmekten alıkoyacak niteliktedir.
* Bara 275.'de faiz kesin olarak haram kılınmış, Al-i imran 130. ayette ise ''faizi kat kat yemeyin'' denmiştir. Bakara 275 ve Kur'an'ın faiz hakkındaki genel tavrını bir kenara itip Al-i imran 130. öne sürerek az faiz yenilebilir diyemeyiz.
1) İstisnai Yoluyla Açıklama
* Kur'an herhangi bir konuda kesin tavrını ortaya koymuşken bazen müminlerin faydasına yönelik istisnai durumlara yer verir.
* Kafirleri, müşrikleri, Allah düşmanlarını dost edinmek yasaklanmış ama müminler kafirlerden emin olmak için onlarla dostça geçinmelerine izin verilmiştir.
2) Bir Şeyin Sebebini Zikretmekle Açıklama
* Kur'an bazı mutlak kelimeleri başka bir yerde açıklamaktadır. Açıklanmayan kelimelerin ise Kur'an'ın bütünlüğü içinde anlaşılmasına itina gösterilmelidir.
* Mesela ''Allah'ın insanların kalplerini mühürlemesi'' Bu durduk yere olmadığını Kur'an'ın diğer ayetlerinden çıkarabiliriz. İnsanların inkarları, haddi aşmaları, nefislerini ilahlaştırmaları buna sebep sayılabilir.
C) Genel İfadelerin Tahsis Edilmesi
Kur'an'da genellikle genel anlamlı kelimeler hususi bir niteliğe bürünürler. Bunu anlaşılması için okuyucunun üzerinde kafa yorması ve düşünmesi gerekmektedir.
1) Genel Anlamlı Kelimeden Kast Olunan Şeyin Belirlenmesi
* Genel anlamlı kelime her zaman aynı nesneden bahsetmez. Bu tür kelimeler bazen siyak-sibak çerçevesinde ve farklı manalara gelecek şekilde kullanılabilir.
* Za-le-me kelimesi Kur'an şirk-küfür anlamına gelen genel bir ifadedir. Ama bazen sadece yapılan bir hatayı ve haksızlığı izah etmek için kullanılmıştır.
2)Genel Anlamlı Bir Kelimenin Şümülüne Giren Hususların Bir Kaçının Açıklanması
* Genel anlamlı kelimenin açıklığa kavuşturulması için yine Kur'an'ı bütün olarak ele almalı ve bu kelimenin ne ifade ettiğini Kur'an'daki diğer surelerin pasajlarından faydalanarak açıklığa kavuşmaktadır.
a) Müphem Hususların Açıklanması
* Kur'an insanı zihniyetini hedef alan, fikri boyutu ön planda olan bir kitaptır. Bunun için yer-zaman ve şahısları ön plana çıkarmamış bunların yerine ism-i mevsulleri, ism-i işaretleri ve zamirleri kullanmıştır. Bunlarla neyin, kimin kastedildiğini anlamaya çalışan, genellikle şiilerin kullandığı mübhematu'l Kur'an ilmi çok gereksiz ve boştur.
1) İsm-i Mevsullerle Kastedilen Şeyin Açıklanması
* Kur'an bazı ayetlerde açıklamayıp, niteliklerini verdiği şahısları ve nesnelerin belirsizliğine ve Kur'an'ın iletmek istediği asıl mesajın önüne geçemez.
2) İsm-i İşaretlerin Gösterdikleri Şeylerin Açıklanması
* İsm-i işaretlerle işaretlerle işaret edilen kişi veya şahısların özelliklerinden ve Kur'an'ın anlam bütünlüğünden kim oldukları anlaşılmaktadır.
3) Zamirler
Kur'an Arapçanın bütün ifade özelliklerini içine barındırır. Zamirleri de yine kendisini, tefsir etmek suretiyle açıklar.
4) Bir Şeyin Veya Bir Şahsın Gerçek Adının Zikredilmesi
* Kur'an'da İsrail-Zülkarneyn-Zülkifl-Zü'n-nün künyeleri zikredilmektedir. Zü'n-nün (Balık Sahibi) künyesiyle zikredilen şahsın Hz. Yunus olduğu anlaşılmaktadır.
5) Zaman ve Mekanla İlgili Belirsizliğin Giderilmesi
* Kehf suresinin 11. ayetinde Ashab-ı Kehf'in mağarada uzun yıllar kaldığı Kehf 25. ise bu surenin 309 yıl olduğu açıklanmakta.
D) GARİB KELİMELERİN AÇIKLANMASI
Kur'an'da anlam ı indirdiği dönemde dahi herkezce bilinmeyen, şair ve ediplerce kullanılan kelimelere yer verilmiştir. Hatta Garibu-l Kur'an ilmi doğmuş ve Kur'an'da geçen bütün kelimeleri incelemiş Kur'an lügati haline gelmiştir.
E) İfadelerdeki İhtimallerin Bir'e İndirgenmesi
* Kur'an'da birden çok manaya gelen kelime; dil bilimi açısından, siyak-sibak çerçevesi açısından, ayet çerçevesi ve Kur'an bütünlüğü açısından inceleyerek en anlamlı sonuca ulaşmaya çalışır.
F) Kısa ve Veciz İfadelerin Geniş Açıklanması
* Kur'an'da kısa özlü biçimde temas edilen konuların başka bölümlerde açıklanmıştır.
* Kur'an'da kıssalar ayrıntılarıyla incelenir daha sonra bunlar tekrar tekrar anlatılmak yerine kısa ve özlü bür biçimde atıfta bulunur.
G) İfadelerin Mecazi Oluşlarının Tayin Edilmesi
* Mecaz anlatımın daha tesirli olması için kullanılan bir yöntemdir. Kur'an'daki hangi ifadelerin mecaz olduğunu anlamak için Arap dilinin kullanış özelliklerini, Kur'an'ın indiği dönem Arap dili ifadelerini ve şiirleri bilmek gerekir. Diğer dikkat edilecek bir hususta Kur'an'ın anlam bütünlüğüdür.
Ğ) İzahi Güç Hususların Açıklanması
* Kur'an'da izahi güç ve ihtilaflı sanılan hususlara müşkil denilir. Kur'an'ın bu tür ifadelerini ele alan ve onun çelişkisizliğini ortaya koymaya çalışan ilim ise müşkilu'l-Kur'an denilmektedir.
* Bu çalışmaları yapanların dikkat etmesi gereken husus akıl ve mantık doğrultusunda yine Kur'an 'ın içinde çözüm aranması gerektiğidir.
* Kur'an tutarlığını sadece aynı manayı ve aynı lafızları olan ayetlerle açıklamak insanı hataya götürür. Kur'an'ı kendi bütünlüğü içinde anlamanın gerekliliği bir kez daha vurgulanmalıdır.
MERYEM SÖZER 11040463 İDKAB 2
KUR'AN NEDİR II. BÖLÜM
Kur'an
Hz.Muhammed'e (s.a.v.) arapça olarak parça parça vahiy yoluyla indirilmiştir.
Tevatür yoluyla nakledilmiştir.Mushaflara yazılmıstır.Kur'an Hz Muhammedin en
büyük mucizelerindendir.Kur'an ilahi bir kıtabtır.Sahabeler Kur'anı ezbere
bilirlerdi.Hafızlık çok yaygındı. Allahın kelamıdır.Kelimeleri harfleri...
hayranlık vericidir.Birbirlerine benzeyen kelimeler,harfler,ayetler,surelerden
oluşur.Kur'andaki hükümler içiçedir.Kur'anın
Allahın kelamı olduğuna dair ayetlerde yer alır.Kur'anın Kur'an isminden
başka bir çok ismi Kur'anda geçmektedir.Kur'anın ilk emri oku sözcüğü ile
okumaya ve ilme değer verilmiştir.İnsan hep arayış içinde bulunmasının sebebi
eksik olarak yaratılmasındandır.Insanda bu şekilde evreni tabiatı öğrenme merakı
içinde olur.Kur'an iki kapak arasında yazılı yapraklardan oluşmasından dolayı
diğer kitablar ile bu yönyen ortakdır.Adı bakımından eşsiz benzersiz Allahın
kelamı içindekiler bakımından diğerlerinde çok farklı özellikleri vardır.Kur'an
insanların rehberidir.İnsan bir tek Allaha iman eder.Semavi kitabların yanlış
anlaşılmaması ve tefsir edilmeleri ile tevhid inancının koybolmasına engel
olmak için indirilmiştir. Kur'an yüksek ahlaki değerleri korumuştur.Bütün
peygamberler Hz.Muhammed (s.a.v) gibi tevhide çağırmışlardır.Hiçkimse Kur'anın
tek bir ayetine,kelimesine söz söylenmemiştir.Kur'an vahiy yolu ile inmiştir.Vahiy
elçi göndemek, ilham,seslenmek,ilham gizlice söz söylemek manalarına
gelmektedir.Terim olarak Allahın dilediği seyleri peygamberlerine muhtelif
hallerden biriyle birdilmesidir.Peygamberimiz vahyin hayatımızı anlamlandırmada
en somut örnegidir.Peygamberimizde insandır.Allah Cebrail vasıtasıyla Kur'anı
Hz.Muhammed'in kalbine açık net bir şekilde Arapça dilinde
indirmiştir.Hz.Muhammed Kur'anı sahabelere ezberletmiş ve yazdırmıstır.Kur'anı
tefsir etmiştir.Ayetler biler delirdir.Ayetler Allahın delilidir.Kur'anın
tamamına ayet denir.Kur'an ayetlerden
meydana gelmektedir.Ayetlerin başı ve sonu bellidir.İnsanlar hayatlarını Kur'andaki
ayetleri okuyarak anlamlandırmalıdır.Mucize tabiat kanunlarını aşan Allahın
kuvveti ile gercekleşebilen olaylardırMucizeler inanma eylemi sonucu
gerçekleşir.Kur'an en büyük mucizelerdendir.Kur'an El kitab ismi ile 230 defa Kur'anda
geçer.El furkan ismi altı ayette geçmektedir.El Zikr ismide geçmektedir.Allah
insanları en iyi bilendir.Anlam arayışımızda fıtri dengemizi korumak ve rehber
olarak peygamberler göndermiştir.Hz.Muhammed Kur'an ahlakı ile
ahlaklanmıştır.Kıyamete kadar insanların rehberidir.
KUR'ANIN
BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE II.BÖLÜM
Kur'an
bir kısmı kısmını tefsir etmektedir.Kur'an bütünlülük içerisinde anlaşılmaktadır.Belli
konularda kesin kayıtsız tavrını koymaktadır.Bazı konularda mümünlerin
faydasına yönelik istisnai durumlara yer vermektedir.Yahudi ve hiristiyanlar
ile dost edinmemizi yasaklarken imran süresinin 28 maddesınde istisna
getirmektedir.Yahudi , hiristiyanlarla sadece siyasi bakımından ve sadece hoş
geçinmek için dost olmamıza izin vermektedir.Gönülden dostluğa izin
vermemektedir.Kalblerin mühürlenmesi insanların yapıp etmeleri sonucu kalbleri
mühürlenir.Kalbleri mühürlenenler iman konusundan uzak olur.Bir kısmının
inanabileçeği gerçeği Kur'anda nisa siresinin 155 ayetınde açıkça görmekteyiz.Allahın sefaati Allahın izni ile
gerçekleşebilecekdir.Kur'an bütünlük içerisinde anlaşıldığı kadarı ile insanın
acizliğini ve Allahın kudret ve azametini vurgulayarak Allaha teslim olma
duygusu zihinlere yerleştirmektedir.Allah bazı insanları helak etmiştir.Buda o
nesillerin kendi yaptıkları davranışlar sonucu helak olmuştur.Allah rahman ve
rahimdir.Hiçkimseyi helak etmez ancak Allah helak ettiği nesil yaptıkları işler
bakımından çok büyük derecede helak olmuştur.Kur'anda bir kelimeyi yerine ve
konularına göre açıklık getilirmelidir.Bir kelimeyi Kur'anın bütününde aynı
anlamlarda kullanılmamalıdır.Araplarda bir kelime bir çok değişik yerde değişik
manalarda kullanılmaktadır.Arap dilinin özelliği olarak kelimeler iki veya daha
fazla manalara çekebilmektedir.Kur'an şahıs isimleri, zamirleri, ismi
işaretleri kullanmaktadır.Kur'an bütün herkesi, alemi kuşatan bir kitabtır.Kur'an
insanların zihniyetlerine yerleştirilmesini ve mesajların iletilmesi için çaba
göstermiştir.Mesajlar anlaşılır,kavranabilir ve net şekildedir.Bu özellileri
asla kaybetmez.Kur'an şahıs ve nesne adlarını açıkca vermemektedir.Onları ismi
mevsullerle anlatmaktadır.Kur'an arapça kitap olması ile arap dilinin bütün
özellikleri kendisinde bulundurmaktadır.Kur'anda zamirler çok kullanılmıştır.Kur'anda
bahsetilen kişilerin isimlerini Kur'anı bütünlük içinde okuyarak içindeki
parçalardan mesajlardan öğrenilmektedir.Zaman meken olarak keyf süresi örnek
verilmektedir.Keyf süresinin 11. Ayetinde uzun yıllar mağarada uyuduklarından
bahsetilmektedir.Başka ayette 309 yıl yattıkları söylenmekle beraber belirli
hale gelmiştir.Kur'an kısaca işaret ettiği konulara tekrar dönüyor ve geniş bir
şekilde açıklanıyor.Bazen kısa öz bir şekilde iki kelime açıklık getirmektedir. Kur'anı
anlayıp yorumlamak için arap dili edebiyatını bilmek gerekir.Her dilde yazarlar
hakikat ve mecaz unsurlarını,ortama, zamana,şartlara göre kullanırlar.Kelimeler
bazen gerçek bazende mecaz anlanlarda kullanılmakdır.Kur'anda arapça olarak bu
unsurları kullanmaktadir.Sadece bunlar değil bütün hususları göz önüne
almaktadır.Kur'anın çelişkili noktaları akıl ve mantık doğrultusunda Kur'an
içinde tespit etmek gerekir.Bu şekilde de Kur'anın çelişkisiz daha iyi net bir şekilde tefsir edilmiş olunur.Ve dikkat
edilecek yerleride öğrenmiş olduk.
Kur’an Efendimiz(sav)’e Arapça olarak vahiy yoluyla parça parça indirilip bize tevatürle nakil olunan ve Mushaflarda yazılmış bulunan tilavetiyle ibadet edinen muciz Allah kitabının özel adıdır.Kur’an’ın kendini adlandırdığı isimleri arasında en çok kullandığı(70 kez) isim budur.Kur’an bir kitaptır ama normal bir kitaptan en büyük farkı kutsal bir kitap olmasıdır.İlahi, semavi dinlerin sonuncusu ve Hak din olan İslam’ın peygamberi Hz. Muhammed(sav)’e vahiy yoluyla indirilip tüm insanlığa gönderilmiş olan kutsal kitaptır Kur’an.Kur’an’daki hükümler ve kurallar iç içedir.İnsan yaratılışı gereği eksik bir varlıktır.Kur’an sayesinde insan eksiğini tamamlamış ihtiyacı olan yere kendisini ulaştıracak bir rehber bulmuş olur.Kur’an’da her anlatılan şey ve her anlam öteki anlatılanlar ve anlamlar ile bütünlük arzeder.Kur’an vahiy yoluyla indirilen kutsal bir kitaptır.Vahiy Yüce Yaratıcı(cc)’nın dilediği şeyleri peygamberlerine muhtelif hallerden(ilham, seslenme vb.) biriyle bildirmesi demektir.Kur’an sure ve ayetlerden oluşur.Sure, Kur’an’da bulunan 114 parçadan her birine verilen addır.Ayet, sureleri oluşturan parçalar olup Kur’an’ın en küçük parçalarıdır.Bu kutsal kitabın Kur’an’dan başka isimleri de vardır.O’na verilen bu isimler bizzat Kur’an’da geçmektedir.Bu isimler el-Kitab, el-Furkan, ez-Zikr’dir.Kısaca yukarıda verilen bilgiler ışığında Kur’an hayatını anlamlandırma arayışı içinde olan insanın ‘hidayet rehberi’dir.
KUR'AN'IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE (II. Bölüm)
Kur an'ın tefsiri yine kuranda bazı ayetlerde mevcuttur .O bir bütündür ve bu açıdan bakıldığı zaman ayetlerin başka ayetlerle açıklığa kavuşturuduğu göze çarpmaktadır. Bazı ayetler yoruma açıktır yani insanlar üzerinde düşünmek zorunda kalırlar tam manasıyla anlayabilmek için . İşte burada tefsir ilmi ve müfessirle ortaya çıkıyor .
Kur'an'da genel ifadelerle açıklama, müphem noktalar, gaib kelimeler, mecazlar bulunmaktadır. Bunları kolay anlaşılabilecek hale getirme çalışmaları, her zaman başarılı olamıyor ve bazı yorumcular o ayetlerden yanlış manalarda çıkarabiliyor.
Kur'an-ı Kerim'i kendimizce yorumlamamız doğru değildir. Aksi takdirde ayetleri alakası olmayan başka bir ayetle bağdaştırarak olumsuz değerlendirmelere sebep olabiliriz. En güzel şekilde Kur'an tefsiri onu bütün bir halde incelemeyle mümkün olur.
C. Kur'an, Âyetler ve Sûrelerden Oluşan Kitaptır
Âyet terim olarak; Delil(Allah'ın varlığını ve birliğini ispat etmeyi gaye edinen delillerdir), Mucize( Peygamberlerin Allah tarafından görevlendirilmiş elçiler olduklarını ispat eden harikulade, tabiat kanunlarını aşan, ancak ilahî kuvvet sayesinde gerçekleşen olaylardır.)
Kur'an'ın tamamına da ayet denir. Çünkü terimsel açıklamalar aynı zamanda Kur'an için de geçerlidir.
İnsan, ayete muhatap olan varlıktır. Ayet insan Allah'a yöneltir ve O'na gidişinde iz ve işaret eden her şeydir.
Sûre kelimesi lûgatta; yüksek yer, bir kenti kuşatan sur, yüksek rütbe, mevkî,şeref,şen demektir. Dinî terim olarak; ayetlerden meydana gelen, başı ve sonu bulunan müstakil Kur'an bölümlerinin adıdır.
D. Kur'an'da Kur'an
Kur'an-ı Kerim; Hz. Muhammed'e vahiy yoluyla parça parça indirilmiş, Mushaflarda yazılmış, tevatürle nakledilmiş, tilâvetiyle ibadet edilen, mu'ciz, ilahî kelamdır.
Kur'an'ın diğer isimleri; -el-Kitab(Kur'an'da 230 defa geçer), -el-Furkan(Hak ile batılı ayırmak felah ve selamet anlamındadır.), -ez-Zikr( anmak, hatırlamak anlamındadır.)'dir.
KUR'AN'IN BÜTÜNLÜĞÜ ÜZERİNE
2.KUR'AN'IN KENDİNİ TEFSİR EDİŞ BİÇİMİ
Kur'ân'ın bir kısmı diğer kısmını tefsir eder. Bir yerde kapalı olarak verilmiş ifade başka bir yerde açıklanmış olabilir.
Kur'ân belli konularda kesin ve kayıtsız tavrını ortaya koyarken, o konudaki bazı kayıtlamaların sadece te'kid vazifesi gördüğü, bütünlük içerisinde anlaşılmaktadır.
• İstisna yoluyla açıklama; Kur'ân'da bazen bir husus yasaklandıktan sonra başka bir ayette bu husus konusunda yapılabilecek istisnaları belirtir.
• Bir şeyin sebebini zikretmekle açıklama; Kur'ân bazı mutlak ifadelerini değişik yerlerde bir sebebe bağlayarak kayıtlar.
Bilindiği gibi genel anlamlı kelimeler, çok çeşitli hususları karşılamaktadır. Kur'ân'ın bu tür kelimeleri özel bir şeyi anlatmak için kullandığını, fakat aynı kelimelere değişik siyak-sibak çerçevelerinde veya farklı maksatlar gözeten ifadeler bünyesinde, şümülüne giren diğer nesneleri de kapsar bir biçimde yer verdiğini görebiliriz. Ayrıca genel anlamlı kelimelerin kapsamı içinde bulunan cüz'iyyât, umumiyetle Kur'ân'ın değişik pasajlarında ta'dâd edilmektedir.
Kur'ân, ayrıntılı bir anlatım yerine az kelimeyle çok şey anlatmaktadır. Bu durum bazen ism-i mevsüller, ism-i işaretler ve zamirlerin anlaşılmamasına neden olsa bunlar başka ayetlerde açıklanmıştır ve kafa karıştıracak hususlar değillerdir. Bununla birlikte Kur'ân'da adıyla zikredilen bir şey veya şahıs bulunmaktadır. Ayrıca bazı ayetlerde zaman belirsizliği varken başka bir ayette bu belirsizlik giderilmiştir.
Kur'ân'da kullanılan bazı kelimeler çoğu kişi tarafından bilinmeyen kelimelerdir. Bu kelimeler için eserler verilmiştir.
Arapça'da bazı kelimelerin birden çok anlamı vardır. Kur'ân'da bu kelimelere yer verilmiştir. Bu kelimelerin hangi anlamda kullanıldığını anlamak içinse siyak-sibak çerçevesinde incelemek gerekmektedir.
Kur'ân, kısaca işaret ettiği bir konuya başka bir pasajda tekrar dönüyor ve geniş geniş açıklıyor. Ayrıntılarını verdiği konuları tekrar anlatmak yerine o konulara atıfta bulunur.
Kur'ân'da bazı ifadelerin hakikat mi yoksa mecazî mi kullanıldığını anlamayız. Anlamak için Kur'ân'ın bütününe bakmak gerekmektedir.
Kur'ân'daki izahı güç olan, ihtilaf ve çelişki bulunduğu sanılan hususlara, yine Kur'ân'ın içinden cevap bulunmaktadır.
Kur'ân Kendisini Açıklamaya Yeterli Midir?
Kur'ân tefsir kaynaklarından sadece biridir. Peygamber'in, sahabenin açıklamaları çoğu alim tarafından tefsir kaynakları olarak kabul edilmiştir. Bu üç kaynağa ilaveten Kur'ân'ın indirildiği dönemi de bilmeliyiz. Bununla birlikte Arap dili ve edebiyatının da bilinmesi tefsirin ilk şartıdır.
Kur'ân'ın tefsirinde sünnetin yeri; İslam bilginlerinin çoğu, sünneti tefsirde ikinci önemli kaynak olarak kabul etmiştir. Çünkü Peygamber'in görevi aynı zamanda Kur'ân'ı açıklamaktır. Peygamber'in açıkladığı hususlar; insanların açıklanmadan anlaması zor olan konular( gayb, cennet, cehennem, ibadetlerin nasıl yapılacağı ile ilgili konular vb.) ve Kur'ân'ın bazı ayetlerinin vermek istediği mesajı teyid eder tarzdaki beyanlarıdır.
Kur'ân'ın tefsirinde sahabe görüşleri ve tarihî bilgilerin yeri; Kur'ân tefsirinin diğer kaynağı da sahabenin beyanıdır. Onların açıklamalarıyla bütün de dolaylı olarak açığa çıkmış olur. Hemen bütün nüzul sahipleri ayetlerin iletmek istediği mesajı zihinlerde daha da belirginleştirir. Bu nedenle sahabe açıklamalarının yeri önemlidir.
2.BÖLÜM
KUR’AN NEDİR?
-Kur’an Hz. Muhammed’e Arapça olarak indirilmiş bize tevatür yoluyla naklolunan ve Mushaflarda yazılmış bulunan tilavetiyle ibadet edilen mucizevi bir kitaptır. Hz. Peygamber Kur’an-ı tebliğ ve tebyin etmiştir.
-Kitap olarak ise Kur’an iki kapak arasındaki yazılı yapraklardan oluştuğundan sonuç olarak o da bir kitaptır.
-Fakat anlam, içeriği ve özellikleri çok farklıdır.
-İçinde Allah’tan insandan, hayattan, tabiattan ve everenden bahseder.
-Peygamber kıssalarından, cennet-cehennem ve mükafattan bahseder.
-İnsan Kur’an ile zirvelere çıkabilir.
-Onunla amel edilirse, insan meleklerden bile üstün duruma gelir.
-Tabi bu onu anlamak ve onunla amel etmekle gerçekleşir.
-Kur’an vahiy yoluyla Peygambere indirilmiştir. Vahiy meleği Cebrail veya Ruh’ül Kudüs(a.s)’dır.
-Vahiy; ilham almak, haber ve mesaj anlamlarına gelir. Vahiy Peygambere otururken, yatarken, uykuda veya seferdeyken gelmiştir.
-Kur’an ayetlerden ve surelerden oluşur. Ayet Kur’an da delil, mucize, kıyamet alametleri ve Kur’an da ki cümleler anlamına gelir. Sureler ise; ayetlerle oluşturulmuş belirli bölümlerdir. Her birinin kendeine has isimleri ve konuları vardır.
-Kur’an da birçok konudan söz edilir. İnsan bu ayetlere muhatap bir varlıktır. Ona göre hayatını anlamlandırır ve hareket eder.
-Peygamber tefsiri; hali ve kavli’dir. Peygamber Kur’an-ın yaşanılabilir olduğunu göstermiştir. Ayetler kevni ve kavli’dir. Yani hem dünya hayatına dair hem de ahiret hayatına dair birçok meseleye değinmiştir.
-Kur’an hakkı batıldan ayıran, tilavetiyle amel edilen, insanın hayatını anlamlandıran, fıtratını hatırlatan ilahi bir kitaptır.
2.BÖLÜM
KUR’AN’IN KENDİSİNİ TEFSİR EDİŞ BİÇİMİ
-Kur’an’ın bir kısmı, bir kısmını tefsir eder.
-Kur’an içinde geçen mübhem ayetleri bir başka ayette açıkça zikretmiştir.
-Bu çerçeveden baktığımızda Kur’an kendi içinde bulunan ismi mefsulleri, zamirleri, bilinmeyen zaman ve mekanları, künyesiyle zikredilmiş isimleri bir diğer ayette bu yazdığımız bütün konuları açıklamışır.
-Kur’an da kelimeler bazen mecaz anlamlarında bazen de gerçek anlamlarında kullanılmıstır. Bunun nedeni ise kelimeleri daha tesirli hale getirmek içindir.Kur’an da buna çokça rastlıyoruz.Böyle kelimeler Kur’an da çokça gözükmektedir.Kullandığı mecazlar insanı gerçekten çok etkilemektedir.
-Ayrıca Kur’an kısaca geçtiği konulara daha sonraki pasajlarda tekrar dönüyor ve konu daha iyi analaşılıyor.Örneğin imandan bahsedilen ayetlerde imanın şartlarından pek fazla söz edilmez daha sonraki ayetlerde bunlara değinir.
-Bu da bize gösteriyor ki aslında Kur’an kendi kendisini tefsir etmiştir.Yani Kur’an ı Kur’an ile anlamak gerekir.
-Fakat zaman ve mekan, kişiler, teknoloji,tıp ilelediği için Kur’an’ı tefsirciler kendi dönemlerine göre anlamışlardır.Ve bizlere aktarmışlardır.