Hamdi KARANFİL
Öğrenci No: 14912718
Tezli
Yüksek Lisans
“Kur’an ve Karakter Eğitimi” hakkında on literatür
1.Kasapoğlu, Abdurrahman ,Kur’an’da Hayvan Davranışlarına
Benzetilen İnsan Karakterleri, Fırat
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2006, cilt: XI, sayı: 1, s. 47-75.
http://ktp.isam.org.tr/?url=makaleilh/findrecords.php
2.Mohamed Salih, Mohamed Mustafa,Kur’an-ı Kerim’de Hz. Muhammed
(s.a.v)’in Hayatı, Karakteristikleri ve Sireti,
Vahyin Nüzulünün 1400. Yılında Hz. Muhammed (s.a.v) -Milletlerarası İlmi
Toplantı-, 2011, s. 241-272
http://ktp.isam.org.tr/?url=makaleilh/findrecords.php
3. Musa Kazım Gülçür, Kur’an’da Karakter Eğitimi, Işık
Yayınları, İzmir, Ekim 1994
4. M Şanver, Dinî Tebliği ve Eğitim Açısından Kur'an'da İnsan
Psikolojisi ve Özellikleri, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi,
2001
ulakbim.gov.tr
alanından [PDF]
5.Osman
Kara,Kur’an’a Göre İnsan Şahsiyetine Etki Eden Faktörler,Sakarya
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Cilt 14, Sayı 25 (2012)
http://dergipark.ulakbim.gov.tr/sakaifd/article/view/1052000286
6.Kasapoĝlu, Abdurrahman. "Kur'an'da
İki Zıt Karakter: Şuhh (Bencillik) veÎsâr (Özgecilik)." Journal of
Academic Studies 6.21 (2004).
7.Ramazan BİÇER, Kişilik ve Bir Kur'an Terimi Olarak Şakile,Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi DergisiCilt:
31 Sayı: 2
http://dergipark.ulakbim.gov.tr/gefad/issue/view/5000007963
8.Aydın, Hayati, “Kuran’da İnsan Psikolojisi”, İstanbul:
Timaş Yay. , 2005.
9.Mahmut
Çamdibi, “Şahsiyet Terbiyesi Ve Din Eğitimi”, M.Ü. İlahiyatı
VakfıYayınları, 2011.
10-H.Emin Sert,
“Kur’an’da İnsan Tipleri Ve Davranışları”, Bilge Yayınları, 2004.
ABDULBARİ FAİK
ÖĞ. NO: 14912701
Yüksek Lisans
o الكتاب : المنهج الأخلاقي وحقوق الإنسان في القرآن
الكريم
( أخلاق المسلم في القرآن
والسنة - خلق العفة )
للشيخ : ( أسامة سليمان
الدعوة القرآنية إلى مكارم الأخلاق ومعاليها
الشيخ عاطف عبدالمعز الفيومي 97
العدد
Kur'an-ı Kerim'de Karakter Eğitimi Yazar : Musa Kazım GÜLÇÜR Yayınevi :
Işık Yayınları Baskı : İzmir / 1994 / 98 sayfa
Özdeş, Talip |
Ekşi, Halil - Alpaslan
Durmuş
Gençlik Döneminde Karakter Eğitimi:
Pilot Uygulama, Gençlik Dönemi ve Eğitimi - II, Tartışmalı İlmi Toplantı, 18-20
Nisan 2003, Bursa, 2003, s. 397-411
Hafize ELDERŞEVİ
Yüksek Lisans (14912782)
Kasapoğlu, Abdurrahman
Kur’an’da Hayvan Davranışlarına Benzetilen
İnsan Karakterleri, Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2006,
cilt: XI, sayı: 1, s. 47-75.
http://ktp.isam.org.tr/?url=makaleilh/findrecords.php
Pişgin, Yasin
Vahiy ve Karakter İnşası = Revelation and Its Character Building
Style, Kelam Araştırmaları
Dergisi, 2014, cilt: XII, sayı: 1, s. 185-222
http://ktp.isam.org.tr/?url=makaleilh/findrecords.php
Kur'an-ı
Kerim'de Karakter Eğitimi Yazar : Musa Kazım GÜLÇÜR Yayınevi : Işık Yayınları
Baskı : İzmir / 1994 / 98 sayfa
http://www.dersimiz.com/kaynaklar/Kuran-i-Kerimde-Karakter-Egitimi-29.html
Kur'an ve İnsanın Anlam ArayışıKarakter/Değerler Eğitimi
http://www.kuranveinsaninanlamarayisi.com/?pnum=484&pt=Karakter%2FDe%C4%9Ferler+E%C4%9Fitimi
insana Manevi-Psikolojik Yaklaşım* ÖZNUR ÖZDOĞAN Doç. Dr., Ankara Ü. ilahiyat Fakültesi
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/37/1144/13409.pdf
KUR’ÂN’A GÖRE İNSAN ŞAHSİYETİNE ETKİ EDEN FAKTÖRLER Osman
KARA
http://www.ifdergisi.sakarya.edu.tr/article/viewFile/1052000286/1052000260
Sema YİĞİT
14952706
Birleşik Doktora
Kur’an ve Karakter Eğitimi Hakkında On Makale Kitap Literatür Örneği
1. Musa Kazım Gülçür, Kuranda Karakter Eğitimi, Işık Yayınları
2. Faruk Kanger, Peygamber Ahlâkını Referans Alan Karakter Eğitimi, Kampanya Kitapları, İstanbul 2012.
3. Hayati Hökelekli, Ailede, Okulda, Toplumda Değerler Psikolojisi ve Eğitimi, Timaş Yayınları, İstanbul 2013.
4. Habil Şentürk, “Kişilik gelişiminde eğitim, din ve değerlerin rolü; Eğitime Bakış” Eğitim-Öğretim ve Bilim Araştırma Dergisi, Yıl. 6, Sayı: 18, 50-54.
5. Recep Kaymakcan, Hasan Meydan, Ahlak Değerler ve Eğitimi, Dem Yayınları, İstanbul 2014.
6. Saliha İnal, Kur'an'a Göre Edep ve Ahlak, Çıra Yayınları, İstanbul 2013.
7. Abdullah Draz, Kuran Ahlakı, İz Yayıncılık, İstanbul.
8. Seyyid Abdüllatif, Kur'an'ın Zihni İnşası, Pınar Yayıncılık, İstanbul.
9. Abdurrahman Kasapoğlu, Kur'an'da Ahlak Psikolojisi, İzci Yayınları, 1997.
10. Recep Şükrü Apuhan, Çocuklarda ve Gençlerde Karakter Eğitimi, Timaş Yayınları
ÂDAB: göz önünde bulundurulması
gerekli kurallar, yollar, görgü ve gelenekler, toplum töresine uygun davranma veya
İyi ahlak, incelik, terbiye olarak tanımlanır. İslam'da, hayatın her yönünü
kapsayan görgü ve ahlak kurallarıdır. Edep, davranış bağlamında, öngörülen
İslami görgü kurallarını ifade eder.
آداب:
أدبkelimesinin çoğuludur: " incelik,
görgü, ahlak, terbiye, yordam, nezaket, kibarlık, sevecenlik, edebiyat, bir şey
hakkında uygun şekilde gitmek (davranma)" anlamlarına gelmektedir; آداب الزيارة: ziyaret adabı, آداب العامة: kamu töresi, آدَابُ اللُّغَة: edebiyat, آدَابُ المِرْحَاضِ: tuvalet adabı, آدَاب المُعَاشَرَة: adabı muaşeret, görgü kuralları,أو النقاش آدَابُ المُنَاظَرَةِ: tartışma adabı, اَدَب ج آدَاب: terbiye, آدَابٌ قَدِيمَةٌ: eski edebiyatlar.
TÂLİM: Öğretim, Eğitim, Yetiştirme,
Alıştırma, uygulamalı olarak yapılan askerlik öğrenimi, eğitimi.
تعليم: عَلَّمَfiilinden mastardır: Öğretmek, ders vermek, eğitmek; تعليم الدرس: ders öğretmek, ders vermek, تعليم إبتدائي: ilköğretim, تعليم إلزاميّ: zorunlu eğitim, تعليم أساسي: temel eğitim, تَمِرِين: talim, تَعْلِيمٌ زِرَاعِيٌّ: tarım eğitimi, تَعْلِيمُ الخَيْلِ: At eğitimi, تعليم جامعي: üniversite öğretimi, tahsili .
ADI ve SOYADI : Abdulhafız. ALHAJJ
ÖĞ.NO: 14914742
Alan: Tefsir, Tezli Yüksek Lisans
TALİM-İ EDEBİYAT’IN “HATİME”Sİ ÜZERİNE
Hakan SAZYEK
Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/1 Winter 2013, p.2227-2239, ANKARA-TURKEY
Kur’an Kıraatinde
Türklere Özgü Mahalli Okuyuş Sorunu
MEHMET AKİF KOÇ
DOÇ.DR., ANKARA Ü. İLAHİYAT FAKÜLTESİ
koc@divinity.ankara.edu.tr
Talim-i Edebiyat'ın Retorik ve Edebiyat Nazariyatı Sahasında getirdiği Yenilikler , Kazım YETİŞ
وصف
الكتاب تقديم: أبو الحسن علي الحسني
الندوي الأدب الإسلامي وصلته بالحياة مع نماذج من صدر الإسلام من الأدب
عدد مرات التحميل : 4942 مرّة .
تم اضافته في : الأحد , 11 مايو 2008م .
تأليف ونشر : محمد الرابع الحسني الندوي .
نوع الكتاب : pdf .
حجم الكتاب عند التحميل : 1.14 MB .
تاريخ الآداب العربية
الكتاب : تاريخ الآداب العربية
المؤلف : لويس شيخو
مصدر الكتاب : موقع الوراق
http://www.alwarraq.com
[ الكتاب مرقم آليا غير موافق للمطبوع ]
القسم الرئيسي : التربية والتعليم |
القسم الفرعي :المناهج وطرق التدريس |
الناشر :حقوق التأليف والطبع والنشر محفوظة للمؤلف |
المؤلف : |
التصنيف : كتاب |
نوع الملف :PDFs |
ADI ve SOYADI : Abdulhafız. ALHAJJ
ÖĞ.NO: 14914742
Alan: Tefsir, Tezli Yüksek Lisans
TALİM-İ EDEBİYAT’IN “HATİME”Sİ ÜZERİNE
Hakan SAZYEK
Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic
Volume 8/1 Winter 2013, p.2227-2239, ANKARA-TURKEY
Kur’an Kıraatinde
Türklere Özgü Mahalli Okuyuş Sorunu
MEHMET AKİF KOÇ
DOÇ.DR., ANKARA Ü. İLAHİYAT FAKÜLTESİ
koc@divinity.ankara.edu.tr
Talim-i Edebiyat'ın Retorik ve Edebiyat Nazariyatı Sahasında getirdiği Yenilikler , Kazım YETİŞ
وصف
الكتاب تقديم: أبو الحسن علي الحسني
الندوي الأدب الإسلامي وصلته بالحياة مع نماذج من صدر الإسلام من الأدب
عدد مرات التحميل : 4942 مرّة .
تم اضافته في : الأحد , 11 مايو 2008م .
تأليف ونشر : محمد الرابع الحسني الندوي .
نوع الكتاب : pdf .
حجم الكتاب عند التحميل : 1.14 MB .
تاريخ الآداب العربية
الكتاب : تاريخ الآداب العربية
المؤلف : لويس شيخو
مصدر الكتاب : موقع الوراق
http://www.alwarraq.com
[ الكتاب مرقم آليا غير موافق للمطبوع ]
القسم الرئيسي : التربية والتعليم |
القسم الفرعي :المناهج وطرق التدريس |
الناشر :حقوق التأليف والطبع والنشر محفوظة للمؤلف |
المؤلف : |
التصنيف : كتاب |
نوع الملف :PDFs |
FAHRİYE ERDOĞMUŞ 24.05.2015
YÜKSEK LİSANS ÖĞRENCİSİ
NO: 14912714
“Kur’an ve Karakter Eğitimi” hakkında on literatür
1- Öztürk, Recep " Kur'an penceresinden insan ve mutluluk yolları,İstanbul, 2011, Ensar yayınları,
2- Öztürk, Recep " Fir'avun mantığı" İstanbul, Ensar yayınları,
3- Aydın, Hayati, “Kuran’da İnsan Psikolojisi”, İstanbul: Timaş Yay. , 2005.
4- Emin Sert, “Kur’an’da İnsan Tipleri Ve Davranışları”, Bilge Yayınları, 2004.
5- Abdullah Draz, Kuran Ahlakı, İz Yayıncılık, İstanbul
6- Recep Şükrü Apuhan, Çocuklarda ve Gençlerde Karakter Eğitimi, Timaş Yayınları
7- İnal, Saliha, ''Kuran’a Göre Edep ve Ahlak'' İstanbul: Çıra Yay. , 2013
8- Musa Kazım Gülçür, Kur’an’da Karakter Eğitimi,
Işık Yayınları, İzmir, Ekim 1994
9- Hayati Hökelekli, Ailede, Okulda, Toplumda Değerler Psikolojisi ve Eğitimi, Timaş Yayınları, İstanbul 2013.
10- Kur'an ve Sünnete Göre Müslüman Şahsiyeti M. Ali Haşimi Risale Yayınları / Tercüme/Birey Dizisi
Murat
Gültekin Yüksek Lisans 14912727
Adab ve Ta’lim
Arapça-Türkçe Sözlük Anlamları
Adab: Edebler, güzel huylar, iyi haller ve davranışlar; her konuda
haddini bilip sınırı aşmamak. Müfredi (tekili) edeb'dir Âdâba riâyetsiz hizmetin faydası yoktur.
EDEB:
1. Güzel hallere ve huylara sâhib olma ve utanılacak hareketlerden sakınma, her
hususta haddini bilip, sınırı gözetme hâli.
Edebi gözetmek, zikirden üstündür. Edebi gözetmeyen Hakk'a kavuşamaz. (İmâm-ı
Rabbânî)
Allahü teâlâya karşı edeb, O'nun emirlerini yerine getirmekle olur. Avâmın,
halkın edebi, dînin emirlerine uymak, havâssın, seçilmişlerin edebi, dînin
emirlerine uymakla berâber kalbi zikr (Allahü teâlâyı anmak) nûru ile
aydınlatmak, gönülden Allahü teâlâdan başka her şeyi çıkarmaktır. (İmâm-ı
Gazâli)
Âdemoğlunun edebden nasîbi yok ise insan değildir. Âdemoğlu ile hayvan
arasındaki fark budur. Gözünü aç ve gör ki bütün Allahü teâlânın kelâmının
mânâsı, âyet âyet edebden ibârettir. (Şems-i Tebrîzî)
İnsanlar edebe ilimden çok daha fazla muhtacdır. (Abdullah bin Menâzil)
En büyük edeb, ilâhî hududu muhâfaza etmek, gözetmek, Allahü teâlânın
emirlerine uymak, yasaklarından sakınmaktır. (Abdülhakîm-i Arvâsî)
Din büyüklerinin yolu baştan sona edebdir. (İmâm-ı Rabbânî)
Bir kimsenin edebli olması, iyi kalblilik ve akıllılık alâmetidir. (Sırrîy-i
Sekatî)
Kul için güzel edebden daha iyi mertebe görmedim. Çünkü aklın hayâtı edebdir.
İnsan edeb ile dünyâ ve âhirette yüksek derecelere kavuşur. (Ebû Osman Hîrî)
Edeb ehli edebden hâli olmaz,
Edebsiz ilim öğrenen âlim olmaz. (M.Sıddîk bin Saîd)
İlim meclislerinde aradım, kıldım
taleb, İlim geride kaldı ille edeb ille edeb. Edeb bir tâc imiş nûr-i Hüdâ'dan
Giy ol tâcı emin ol her belâdan (Yûnus Emre)
2. Namazda müstehab ve mendup olan şeyler.
Namazın sünnet ve edeblerinden birini gözetmek ve tenzîhi bir mekruhtan
sakınmak; zikir ve tefekkürden üstündür. (İmâm-ı Rabbânî)
İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe hazretleri namaz abdestinin edeblerinden bir edebi terk
ettiği için kırk senelik namazını kazâ etmiş, yeniden kılmıştır. (İmâm-ı
Rabbânî)
آداب : incelik, kibarlık, edeb, terbiye, edebiyat,
yazın,
Ta’lim: Öğretmek, yetiştirmek, alıştırmak, belli etmek, idman.
تعليم : öğretme, eğitme,
öğretim, eğitim, talim, çıraklık.
Sema YİĞİT
14952706
Birleşik Doktora
ADAP VE TALİM KELİMELERİNİN SÖZLÜK ANLAMLARI
Adap: 1- Töre. 2- Yol yordam[1]
Adap: 1-Töre,usul,adet 2- yol yordam ,yol yöntem, erkan[2]
Adap: (Edeb kelimesinin çoğuludur.) Usul, yol, yordam, davranış kaideleri, terbiye. Ahlâk ve terbiyenin gerektirdiği konuşma ve hareket tarzı. Adaba uymayanlara edepsiz denir."Edipler edepli olmalı" yani yazarlar, edebiyatçılar dine, ahlâka ve terbiyeye uymalı. Aksi halde edebiyatçı adına lâyık olamazlar, edepsiz olurlar. (Sünnet-i Seniyyenin meratibi var. Bir kısmı vâciptir, terkedilmez. O kısım, Şeriat-ı Garrâ'da tafsilâtiyle beyan edilmiş. Onlar muhkemattır. Hiçbir cihette tebeddül etmez. Bir kısmı da, nevâfil nevindendir. Nevâfil kısmı da iki kısımdır. Bir kısım, ibadete tâbi Sünnet-i Seniyye kısımlarıdır. Onlar dahi Şeriat kitablarında beyan edilmiş. Onların tağyiri bid'attır. Diğer kısmı, "âdâb" tabir ediliyor ki, Siyer-i Seniyye kitablarında zikredilmiş. Onlara muhalefete, bid'a denilemez. Fakat âdâb-ı Nebevi'ye bir nevi muhalefettir ve onların nurundan ve o hakiki edebden istifade etmemektir. Bu kısım ise (örf ve âdât), muamelât-ı fıtriyede Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın tevâtürle malum olan harekâtına ittiba etmektir. Meselâ: Söylemek âdâbını gösteren ve yemek ve içmek ve yatmak gibi hâlâtın âdâbının düsturlarını beyan eden ve muaşerete taalluk eden çok Sünnet-i Seniyyeler var. Bu nevi Sünnetlere "âdâb" tabir edilir. Fakat o âdâba ittiba eden, âdâtını ibadete çevirir. O âdâbdan mühim bir feyz alır. En küçük bir âdâbın mürââtı, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmı tahattur ettiriyor; kalbe bir nur veriyor. Sünnet-i Seniyyenin içinde en mühimi İslâmiyet alâmetleri olan ve şeâire de taalluk eden Sünnetlerdir. Şeâir, âdeta hukuk-u umumiye nev'inden cemiyete ait bir ubudiyettir. Birisinin yapmasıyle o cemiyet umumen istifade ettiği gibi, onun terkiyle de umum cemaat mes'ul olur. Bu nevi şeâire riya giremez ve ilân edilir. Nâfile nev'inden de olsa, şahsî farzlardan daha ehemmiyetlidir. Sünnet-i Seniyye, edebdir. Hiçbir mes'elesi yoktur ki, altında bir nur, bir edeb bulunmasın! Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm ferman etmiş, yâni: "Rabbim bana edebi, güzel bir surette ihsan etmiş, edeblendirmiş." Evet Siyer-i Nebeviyyeye dikkat eden ve Sünnet-i Seniyyeyi bilen, kat'iyyen anlar ki: Edebin envâını, Cenab-ı Hak, Habibinde cem'etmiştir. Onun Sünnet-i Seniyyesini terkeden, edebi terkeder.”[3]
Talim: 1- Öğretim. 2- Alıştırma 3.Askerlikle ilgili Uygulamalı olarak yapılan askerlik eğitimi.[4]
Talim: Öğretmek. Yetiştirmek. Alıştırmak. Belli etmek. İdman.[5]
Talim: Öğretme, öğrenme, meşk, idman, egzersiz[6]
İslâm ahlâk kültüründe ahlâka yakın en çok kullanılan kelime edep
kavramıdır. Edep, bir toplumda örf, âdet ve kural hâlini almıs iyi tutum ve
davranıslar veya yakın anlamda bunları kazandıran bilgiler seklinde tarif edilir.
İslâm’da edep kültürünün en eski kaynaklarından olan İbn Küteybe’nin Edebü’l-
Katib adlı eserinde tamamen Kur’ân ve Sünnet ahlâkının özüne uygun olarak bir
“dilin edeplendirilmesi”nden, bir de “nefsin edeplendirilmesi”nden söz edilir. Kişi
dilini edeplendirmeden yani edebiyat ve dil bilimlerinde eğitilmeden önce nefsini
edeplendirmeli, ahlâkını güzellestirmelidir. Nefsin edeplendirilmesi iffet, hilm,
sabır, gerçege saygı, vakar, merhamet gibi erdemlerle olur.
VIII. yüzyıldan itibâren yazılmaya baslanan edep kitaplarında edep teriminin
iyi bir eğitimle kazanılmıs karakter disiplini, takdîre değer hareketler, toplum içinde
çesitli kesimlerin birbirlerine karsı takınmaları gereken ve daha sonra “âdâb-ı
mûaseret” denilecek olan medeni ve ahlâkî davranıs tarzları ve bu hususlarda gerekli
olan pratik bilgiler hakkında kullanıldıgı görülür. Bu sekilde edep, genellikle “ilim”
ana baslıgı altında anılan ser’î ilimlerden ve bu ilimlerin konusu olan ibâdet yahut
muâmelat gibi uygulamalardan farklı olarak genis ölçüde ahâkî ve sosyal içerikli bir
kavram hâline gelmistir. Terimin böyle bir muhtevâ kazanmasında, VIII. yüzyıldan
itibaren Yunan, Hint ve bilhassa İran gibi İslâm dışı kültürlerden aktarılan bilgilerin,
başta Abdullah b. Mukaffa olmak üzere İran asıllı yazarlara âit eserlerdeki edep ve
hikmet unsurlarının önemli ölçüde tesiri olmustur. Nitekim İbnü’l-Mukaffa’ın el-
Edebü’l-Kebîr ve el-Edebü’s-Sagîr adlı risâleleri, İslâm kültür tarihinde “edep”
baslığı altında yazılmıs ilk eserler olup kisinin basarılı ve mutlu olabilmesi,
başkalarıyla sağlıklı iliskiler kurabilmesi için faydalı öğütler veren ve umûmiyetle
iyi bir ahlak egitimini amaçlayan bilgiler ihtivâ eder.
Edep terimi “gelenek, görenek, ahlâk” gibi ilk anlamlarının yanında, İslâm
kültürünün tarihî gelişimi içinde çesitli mevkiler, meslek ve sanatlar; egitim ve
ögretim; tasavvuf ve tarîkat; ilmî araştırma ve tartışmalar; ibâdet, duâ ve Kur’ân
tilâveti gibi dînî faâliyetler; yeme, içme, giyim, kusam, temizlik vb. günlük
meşguliyetler; her türlü sosyal ilişki ve hayatın diğer alanlarına dâir bilgiler ve en
uygun davranış tarzları için kullanılan son derece geniş kapsamlı bir terim haline
gelmiştir.
Edep terimi, erken dönemlerden itibaren dînî literatürde de genis bir
kullanım alanı bulmustur. Buhârî’nin el-Cami’us-Sahîh’inin bir bölümü “Kitabü’l-edeb” baslığını tasır. Ahmed b. Hüseyin el-Beyhakî’nin el-Âdab adlı eseri de ahlak
ve mûaşeret konularına dâir hadislerden olusur. Süphesiz bütün bu konularda en
ideal örnek, Hz. Muhammed kabul edildigi için İslâm ahlak edep literatürüne giren
eserlerin çoğunda “edebü’n-nebî” ve benzeri başlıklar altında Hz. Peygamber’in
ahlâkî kisiliği örnek olarak sunulmuştur. İmam Ebü’l-Hasan el-Mâverdî’nin edebe dâir “Edebü’d-Dünya ve’d-Din” adlı eseri, bu kaynakların ölümsüz eserlerindendir. Giris mahiyetindeki bir bölümle “edebü’l-ilm”, “edebü’d-dîn”, “edebü’d-dünya” ve “edebü’n-nefs” bölümlerinden oluşan eser, dînî ve din dışı konulardaki edep kültürünün en olgun ürünlerinden biridir. Gerek ilmî ve fikrî bakımından, gerekse sistematik yönden bu alanın en değerli örneği, Gazâlî’nin İhya-ü Ulûmi’d-Din’inin ilgili bölümleridir. Eserde edep terimine dînî, dünyevi, tasavvufî, ahlâkî ve sosyal uygulamaları sistematize eden ilke ve kuralları içine alacak sekilde kapsam zenginliği kazandırılmıstır.[7]
Ayrıca münazara-mübahase ilmini içine alan bir edeb türü daha vardır ki, âlimler bunu "edeb-i bahs" diye isimlendirirler. Edeb'in bu türü ilmî münazaralarda tarafların birbirlerine karşı gösterecekleri ahlâkî kaideleri ihtiva etmektedir. Yakın zamanlara kadar medreselerde bir ilim dalı olarak okutulagelmiştir.
Fıkıh ıstılahına göre ise edeb, "Hz. Peygamber (s.a.s.)'in sünnetine uygun olarak yapılan hareketlerdir." Daha geniş ifadesiyle Allah'ın ve Peygamber'in emir ve yasaklarına uygun biçimde hareket etmektir.
Âdâb fıkhî terim olarak ele alındığında 'sünnet-i gayr-i müekkede' hükmündedir. Onun için bu davranışta bulunana sevap yazılır, yapmayana ise günah yoktur. O yüzden âdâb bazen nafile, * bazen müstehap, bazen mendub, bazen de tatavvu' ve fazilet kavramlarıyla eş anlamda kullanılır. Âdâb kaideleri Hz. Peygamber (s.a.s.) tarafından tavsiye ve teşvik edildiği için yapılan bu davranışa müstehab adı verilir. Yapıldığında bir sevap kazanmak söz konusu olduğundan buna mendub denir. Yapılırken bir zorunluluk olmadan yapıldığı için buna tatavvu' adı verilmiştir. Fıkhî bir terim olarak farz ve sünnetlerden sonra ibâdetlerin âdâbı anlamında bu anlamlarda kullanıldığı bilinmektedir. Meselâ abdestin farz ve sünnetleri sayıldıktan sonra "Âdâbu'l vudû", namaz için "Âdâbu's-salât" terimleri kullanılmıştır.
Edeb'in çoğulu âdâb'tır. En güzel ve hiçbir zaman eskimeyecek olan edeb ve ahlâk, Kur'an'da öğretilen ve Hz. Peygamber (s.a.s.)'in sünneti ile tatbik edilip yaşanan âdâbtır.
TA'LİM
Sözlükte "bir şeyi gerçek yönüyle kavramak, bir nesnenin şekli zihinde oluşmak, nesneyi gerçek haliyle bilmek" anlamındaki ilm kökünden türeyen ta‘lîm "birine bilgi öğretmek, ders okutmak" demektir (Râgıb el-İsfahânî, el-Müfredât, "alm" md.).
Rukiye Çelep
T. Yüksek Lisans
ادب: يَأدِب ، أَدْبًا ، فهو آدِب ، والمفعول مأدوب - للمتعدِّي أَدَبَ الكَرِيمُ : أقامَ مَأْدُبَةً ادبَ أَصْحَابَهُ : دَعَاهُمْ إلى مَأْدُبَةً أَدَبَ الوَلَدَ : وَجَّهَهُ إلى مَحاسِن الأَخْلاَقِ والعاداتِ الحميدةِ أدَبَ القومَ على الأمر : جمعهم عليه وندَبهم إليه أَدَبَ فلاناً : راضه على محاسن الأَخلاق والعاداتأَدَبَّهُ : جعله يَدِبّ ، أدَبَّ إلى أرضه جَدْوَلاً ، أَدَبَّ الحاكمُ البلادَ : جعل أهلها يَدِبُّون آمنينَ لعدلهأدُبَ يَأدُب ، أَدَبًا ، فهوأَديب أَدُبَ فلان: راض نفسه على المحاسن أَدُبَ الْمُتَحَدِّثُ : كان ظرِيفاً أدُبَ الرَّجلُ : حسُنت أخلاقُهوعاداتُه الفضل بالعقل والأدب لا بالأصل والحسب ، أدُبَ الكاتبُ : حذَق فنون الأدبوأجادها أدُب المتحدِّث في حديثه
ÂDÂB
Muhaddisler, Hz. Peygamber'in bizzat yaşadığı ve ümmetine tavsiye ettiği edeb ve ahlâk kaidelerini ihtiva eden hadîsleri, tasnîf ettikleri hadîs kitaplarında "Kitâbu'l Edeb", "Bâbu'l Edeb" gibi başlıklar altında toplamışlardır. (bk. Buhârî Edeb; Müslim Edeb, Muvattâ Hulk...) Buna ilâveten İmam Buhârî "El-Edebu'l Müfred" isimli kitabını, Hz. Peygamber'in (s.a.s.) ahlâkî yaşayış ve emirleri ile ilgili hadîslerini derleyerek meydana getirmiştir.
Edeb, insanlara karşı bütün davranış ve muamelelerinde terbiyeli ve ahlâklı olmaktır. Selâm vermek, güler yüz göstermek, tırnak kesmek, sakal* bırakmak gibi nice İslâmî edebler vardır ki, bunlar Hz. Peygamber'in birer sünneti olduğu gibi, daha önce geçen peygamberlerin de sünnetidir.
Rivâyetlerle sabit olan edeb ve güzel ahlâk hakkındaki Peygamberî emirler bütün ümmeti ilgilendirdiği için edeb verme ve terbiye etme konumunda olan her kişinin bu emirleri önce şahsında tatbik etmesi, daha sonra da terbiyesi altında bulundurduğu kişileri bu güzel ahlâk ile ahlâklandırmaya çalışması gerekir. "Ey inananlar, nefsinizi ve ehlinizi tutuşturucusu taşlar ve insanlar olan ve kâfirler için hazırlanmış bulunan Cehennem ateşinden koruyunuz." (Tahrim, 66/6) buyuran Cenâb-ı Allah hem nefsimizi hem de elimiz altında yetiştirmekle mükellef bulunduğumuz çoluk çocuğumuzu Allah ve Peygamberi'nin razı olduğu güzel ahlâk ile ahlâklandırarak bu suretle Cehennem'in azâbından korumamız gerektiğini ifâde etmiştir.
Hatice Sultan Atmaca
Yüksek Lisans Tefsir
Ögrenci No: 13912775
EDEP
Edep kelimesinin çoğulu olan âdâb; dinin gerekli gördüğü ve aklın güzel bulduğu bütün söz ve davranışları, uyulması gereken görgü kurallarını, göz önünde bulundurulması ve izlenilmesi gereken esasları ifade eder. İyiliğe ve güzelliğe yönelttiği için, insanın övgüye değer özelliklerine de edep denilir.
Bir fıkıh terimi olarak âdâb, "Hz. Peygamber'in devamlı olarak değil de ara sıra yaptığı işler, davranışlar karşılığı olarak" kullanılmaktadır. Âdâbı yerine getiren sevap kazanır, yerine getirmeyen günaha girmez ve kınanmaz. Bu yönüyle nâfile, mendub, müstehap, tatavvu ve fazilet ile eş anlamlıdır. Âdâb kelimesi, bir iş veya sanata, bir hal veya davranışa nispet edildiği zaman o alana ait özel kuralları ve incelikleri ve o konuda uyulması gereken dinî, ahlâki ve mesleki hüküm ve esasları ifade eder. Âdâbü's-sülük, âdâbü'l-müftî gibi. (M.C.) Dia Dini kavramlar sözlügü
„Adapsiz hizmetin faydasi yoktur.“
Ta’lim: Öğretmek, yetiştirmek, alıştırmak, belli etmek, idman.
Adab ve Ta’lim Arapça-Türkçe Sözlük
Anlamları
Mehmet
BİLGİN – 14912726 (Yüksek Lisans)
Adab: Edebler, güzel huylar, iyi haller ve davranışlar; her konuda
haddini bilip sınırı aşmamak. Müfredi (tekili) edeb'dir Âdâba
riâyetsiz hizmetin faydası yoktur.
EDEB:
1. Güzel hallere ve huylara sâhib olma ve utanılacak hareketlerden sakınma, her
hususta haddini bilip, sınırı gözetme hâli.
Edebi gözetmek, zikirden üstündür. Edebi gözetmeyen Hakk'a kavuşamaz. (İmâm-ı
Rabbânî)
Allahü teâlâya karşı edeb, O'nun emirlerini yerine getirmekle olur. Avâmın,
halkın edebi, dînin emirlerine uymak, havâssın, seçilmişlerin edebi, dînin
emirlerine uymakla berâber kalbi zikr (Allahü teâlâyı anmak) nûru ile
aydınlatmak, gönülden Allahü teâlâdan başka her şeyi çıkarmaktır. (İmâm-ı
Gazâli)
Âdemoğlunun edebden nasîbi yok ise insan değildir. Âdemoğlu ile hayvan
arasındaki fark budur. Gözünü aç ve gör ki bütün Allahü teâlânın kelâmının
mânâsı, âyet âyet edebden ibârettir. (Şems-i Tebrîzî)
İnsanlar edebe ilimden çok daha fazla muhtacdır. (Abdullah bin Menâzil)
En büyük edeb, ilâhî hududu muhâfaza etmek, gözetmek, Allahü teâlânın
emirlerine uymak, yasaklarından sakınmaktır. (Abdülhakîm-i Arvâsî)
Din büyüklerinin yolu baştan sona edebdir. (İmâm-ı Rabbânî)
Bir kimsenin edebli olması, iyi kalblilik ve akıllılık alâmetidir. (Sırrîy-i
Sekatî)
Kul için güzel edebden daha iyi mertebe görmedim. Çünkü aklın hayâtı edebdir.
İnsan edeb ile dünyâ ve âhirette yüksek derecelere kavuşur. (Ebû Osman Hîrî)
Edeb ehli edebden hâli olmaz, Edebsiz
ilim öğrenen âlim olmaz. (M.Sıddîk bin Saîd)
İlim meclislerinde aradım, kıldım
taleb, İlim geride kaldı ille edeb ille edeb. Edeb bir tâc imiş nûr-i Hüdâ'dan
Giy ol tâcı emin ol her belâdan (Yûnus Emre)
2. Namazda müstehab ve mendup olan şeyler.
Namazın sünnet ve edeblerinden birini gözetmek ve tenzîhi bir mekruhtan
sakınmak; zikir ve tefekkürden üstündür. (İmâm-ı Rabbânî)
İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe hazretleri namaz abdestinin edeblerinden bir edebi terk
ettiği için kırk senelik namazını kazâ etmiş, yeniden kılmıştır. (İmâm-ı
Rabbânî)
آداب : incelik,
kibarlık, edeb, terbiye, edebiyat, yazın,
Ta’lim: Öğretmek, yetiştirmek, alıştırmak, belli etmek, idman.
تعليم : öğretme, eğitme, öğretim, eğitim, talim,
çıraklık.