Kur'an ve İnsanın Anlam Arayışı
"Oku-Düşün-Anla-Yaşa: Güncel değerleri yaşayarak öğrenip-üreterek hayata katıyorum!" Prof. Dr. Ahmet Nedim SERİNSU
    • İyilik yap,
      elinden geldiğince iyilik yap...
    • Mehmet SERİNSU (Şumnu 1925-Ankara 8.Eylül.2016 Perşembe)
    • Okuyacaksınız, okutacaksınız!
      Kürsüde, minberde, mektepte ve üniversitede.
      İlmin en büyük ibâdet olduğunu halka öğreteceksiniz.
    • Nurettin TOPÇU (1909-1975)
    • Küçük şey yoktur!
    • Kemal URAL (v. 30.Nisan.2016)
    • Her zaman en güzel eylemi (salih ameli) çıkarabilmek için çok çalışmak,
      ben’i bulup biz’i de keşfedip hep beraber yürüyebilmek
      ve hizmet edebilmek,
      istikbalin ikbal ışığı olmak
      ve memleketi ışığa boğacak gayreti yaşamak
      gerçek Ankara İlâhiyatlı olmak bu demek.
    • İnsanı insan kılan,
      onun bağlı bulunduğu değerler sistemidir.
    • Prof. Dr. Necati ÖNER (v. 2 Ocak 2019)
    • Yaşamak,
      hizmet etmek ve af dilemek için bir mühlettir.
    • Elbistanlı Dr. Rahmi ERAY (1918-1958)

KUR'ÂN VE BAĞLAM    22.12.2013


 

2013/2014 güz dönemi

Ali Rıza Çelik

 

Doktora ödevi - 4

Öğr.No: 13922710

 

Kur’an ve Bağlam kıraati hülasası nedir? Yazınız.

 

1 - Esbâb-ı Nüzûl kavramının tanımlanması. Bu kavramın genel Kur'ân ilimlerinin doğuşu ve gelişimi sürecinde müstakil bir ilim alanı olarak ortaya çıktığı döneme kadarki süreçle ilgili tarihi perspektifin bilinmesi.

2 - Esbâb-ı Nüzûl konusunda eserlerin erken dönemde yazılmaya başlandığı Ali el-Medinî'nin Esbâb-ı Nüzûl adlı eseri ve öncesinde de hadis eserlerinin tefsir bâbında ele alınarak işlendiği.

3 - Esbâb-ı Nüzûl'ün bilinmesi hususunda rivayetlerin büyük bir rolü olduğu hususu. Bu rivayetlerin sahabiye ulaşan silsileleri veya tâbi‘ilerde mevkûf olan silsilelerin bazende tefsir mahiyetli rivayetlerin ayrıştırılması hususu.

4 - Esbâb-ı Nüzûlle alakalı bazı meselelerin değerlendirilmesi; taaddüt meselesinde nüzûlün taaddüdü ve nüzûl sebebinin taaddüdünün ele alınması. Umum husus meselesi ve Hükmün ve Nüzûlün taahhürü meselelerinin değerlendirilmesi.

5 - Esbâb-ı Nüzûl ile alâkalı ilimler içerisinde; Hikmet Teşrîiye, Mübhemâtu'l Kur'ân, Tenâsüb ve İnsicâm ilimleri ele alınmış ve değerlendirilmiş olması.

6 - Esbâb-ı Nüzûl rivayetlerinin kritiğinin yapılması, merfu, mevkûf, sahabi veya tabi‘inin tefsir nitelikli anlatımlarının ayrıştırılması hususlarının değerlendirilmesi ve bunların Esbâb-ı Nüzûl'ün Kur'ân'ın anlaşılmasında yetersiz kalmasındaki rollerinin belirlenmesi.

 

Saygılarımla.

 

2013/2014 güz dönemi

Ali Rıza Çelik

 

Doktora ödevi - 4

Öğr.No: 13922710

 

“Esbab-ı nüzul” hakkında on kitap ve on makale (literatür) adı veriniz

 

 

 

أسباب النزول من خلال الكتب التسعة . جمعاً ودراسة .

خالد بن سليمان المزيني

رسالة الدكتوراه

جامعة الإمام محمد بن سعود الإسلامية

كلية أصول الدين

1

أسباب النزول وأثرها في التفسير .

عصام بن عبد المحسن الحميدان

 

 

جامعة الإمام محمد بن سعود الإسلامية

كلية أصول الدين

2

أسباب النزول

اسم الباحث/  الشيخ بن جمعة سهل

الجامعة/          جامعة ام القرى

الكلية/   كلية الشريعة والدراسات الأسلامية

اسم المشرف / الدكتور/ محمد عبد المنعم القسبعى                                      

التاريخ  1413

 

3

أسباب النزول الواردة في كتاب (جامع البيان)

اسم الباحثحسن بن محمد بن علي شباله البلوط 

الجامعة/          جامعة أم القري                         

الكلية/  كلية الدعة وأصول الدين               

اسم المشرف  / محمد أحمد يوسف القاسم    

التاريخ   1419هـ

 

4

إرشاد الرحمن لأسباب النزول والناسخ والمنسوخ وتجويد القرآن، لعطية الأجهوري

 

 

صدر حديثاً عن مركز التراث الثقافي المغربي ودار ابن حزم ببيروت الطبعة الأولى 1430هـ (المتوفى سنة 1190هـ). رحمه الله تعالى

بتحقيق أبي الفضل الدمياطي أحمد بن علي.

تاريخ النشر: 23 صفر 143

5

أيسر التفاسير (تفسير - أسباب نزول - أحاديث - نماذج إعراب)

أسعد محمود حومد

تاريخ النشر: 2 ذو الحجة 1434

 

6

فوائد علم أسباب النزول – اختلاف أسباب النزول وكيفية الترجيح بينها

من: شرح ألفية الفودي في التفسير وعلوم القرآن

 

 

عبد الرحمن بن معاضة الشهري

تاريخ النشر: 24 ربيع الأول 1434

7

النهاري والليلي – الصيفي والشتائي – الفراشي والنومي – أسباب النزول وطريق معرفة سبب النزول

من: شرح ألفية الفودي في التفسير وعلوم القرآن

 

 

عبد الرحمن بن معاضة الشهري

تاريخ النشر: 2 محرم 1435

8

أسباب النزول من: أفانين القرآن

 

 

محمد بن عبد العزيز الخضيري -

تاريخ النشر: 10 ربيع الآخر 1433

9

·   عنوان الكتاب: الصحيح من أسباب النزول

·    القسم: علوم القرآن

·    المؤلف: عصام بن عبد المحسن الحميدان

·    تاريخ الإضافة: 10 / 09 / 2009

·    شوهد: 6569 مرة

 التحميل المباشر: الكتاب نزلته

 

10

·  عنوان الكتاب: أسباب النزول وأثرها في بيان النصوص دراسة مقارنة بين أصول التفسير وأصول الفقه

·   القسم: علوم القرآن

·   المؤلف: عماد الدين محمد الرشيد

·   تاريخ الإضافة: 09 / 09 / 2009

·   شوهد: 4746 مرة

 التحميل المباشر: الكتاب نزلته

 

11

·   عنوان الكتاب: التفسير الوجيز على هامش القرآن الكريم ومعه أسباب النزول وقواعد الترتيل - ملون

·    القسم: المصحف الشريف والتفاسير التي على هوامشه وترجماته

·    المؤلف: وهبة الزحيلي

·    تاريخ الإضافة: 15 / 10 / 2008

·    شوهد: 11628 مرة

 التحميل المباشر: الكتاب نزلته

 

12

تسهيل الوصول إلى معرفة أسباب النزول

خالد عبدالرحمن العك .

دار المعرفة / بيروت

13

الجامع في أسباب النزول

جمعه ورتبه حسن عبدالمنعم شلبي

مؤسسة الرسالة

14

الصحيح من أسباب النزول

للدكتور عصام بن عبدالمحسن الحميدان

مؤسسة الريان للنشر والتوزيع

دار الذخائر للنشر والتوزيع

15

صحيح أسباب النزول لإبراهيم محمد العلي

دار القلم / دمشق

16

المحرر في أسباب نزول القرآن في الكتب التسعة

للدكتور خالد المزيني

دار ابن الجوزي

17

الاستيعاب في بيان الأسباب

تأليف سليم الهلالي ومحمد موسى آل نصر

دار ابن الجوزي

18

الصحيح المسند من أسباب النزول

للشيخ مقبل بن هادي الوادعي

دار ابن حزم   = مكتبة دار القدس

19

 


0 Yorum - Yorum Yaz


Esbab-ı Nüzul I

4. Ödev: Kuran ve Baglam kiraati hulasasi nedir?

Esbabi nuzul hakkinda 10 kitap 10 makale ismi veriniz.

2013-2014 Akademik Yılı

Güz Dönemi Doktora Ödevi

Kemal Gözütok

ÖĞR. NO: 12922764

 

 

Kuran ve baglam hulasasi nedir.

 

1.      Kavramlar uzerinde ortak tanim bulmak.

2.      Tefsir ilmi icinde baglamin yerini tespit etmek.

3.      Esbabi nuzulu neligini ortaya koymaktir.

4.      Tarihcesini tespit etmek.

5.      Celiskili mevzulara cozum getirmek.

6.      Esbab-i nuzul kavraminin dogusunu mulahaza etmektir.

7.      Daha iyi bir sekilde faydalanabilmek icin metodoloji uretmek.

8.      Malzemeyi bir kumede toplayip kullanima sunmaktir.

9.      Ornek (Salebe Kissasi) uzerinden yeni metodolojiyi okuyucuya sunmak.

10.  Baglami felsefi acidan degerlendirmek.

 

Muasir eserler !!!!

 

1-Abdurrahman Elmalı, Fahreddin er-Razi’de Esbab-ı Nüzûl Değerlendirmesi, Şanlıurfa : Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı, 1998

2-Bedreddin Çetiner, Fatiha’dan Nas’a Esbab-ı Nüzûl (Kur’an Ayetlerinin iniş sebebi),İstanbul, Çağrı Yayınları, 2002

3-Hasan Tahsin Emiroğlu, Esbab-ı Nüzûl, Konya 1983

4-Ahmed Nedim Serinsu, Kur'an'ın anlaşılmasında Esbab-ı Nüzûl’ün rolü. İstanbul : Şule Yayınları, 1994

5-Ahmet Nedim Serinsu, Sa'lebe kıssası (Esbab-ı Nüzûl'e yeni bir yaklaşım),Şule Yayınları,

6-Ahmet Nedim Serinsu, Tarihsellik ve Esbab-ı Nüzûl, Şule Yayınları

7-Yakup Bıyıkoğlu, Şevkani’nin Fethu’l-Kadir’inde Esbab-ı Nüzûl ve Kur’ân’ın anlaşılması(ayetlerin iniş sebepleri), Rağbet Yayınları

 

Klasik eserler!!!

 

1.Meymun b. Mihran(118/), Tafsil li Esbabi'n-Nüzûl, Yazma eser

2.Ali b. el-Medinî(234/), Esbabu'n-Nüzûl

3.Vahıdî(468/), Esbabun-Nüzûl trc. Necati Tetik, Necdet Çağıl. Erzurum, İhtar Yayıncılık

4.Ebu'l-Muzaffer Muhammed b. Esad el-Irakî el-Hanefî(567/), Esbabu'n-Nüzûl ve'l-Kısasu'l-Ferkaniyye

5.Ebu Cafer Muhammed b. Ali b. Şehr et-Taberî(588/), Esbabu'n-Nüzûl ala mezhebi Ali'r-Resul

6.Ebu'l-Ferec İbnü'l-Cevzî(597), Esbabu'n-Nüzûl

7.İbn Hacer el-Askalanî(852), el-Ucab fi beyani'l-esbab. Hacimli bir cilt olduğu belirtilen eserin bir nüshası Karaviyyîn Kütüphanesi'nde bulunmaktadır. Brockelmann'ın Şerhu'l-bâb adıyla zikrettiği ve Petersburg'daki Asya Kafkas Müzesi'nde bulunduğunu söylediği eser de bu kitap olmalıdır.

8.İmam Suyutî(911), Lübabu'n-Nukul fi Esbabi'n-Nüzûl, trc. Abdulcelil Alpkıray, basım hazırlığında

9.Mukbil b. Hadî el-Vadı'i(1422/2001), es-Sahihu'l-Müsned min Esbabi'n-Nüzûl

10.Selim b. 'İd Hilalî-Muhammed b. Musa Al-i Nasr, el-İsti'ab fi beyani'l-Esbab

11.İbn Halife el-Uleyvî(1416/1999), Camiu'n-Nukûl fi Esbabi'n-Nüzûl

12.Abdulfettah Abdulğanî Kadî, Esbab-ı Nüzûl Trc. Salih Akdemir, Fecr Yay.

 

Not: Yukarda belirtilen eser ve yazar isimlerine http://www.literatur.gen.tr isimli internet sitesinde bulmak mumkundur!!!!

 

 

Esbabi nuzule iliskin makaleler.

 

, Mennâu'l-Kattân
Esbab-ı Nüzûl, çeviren: Erdoğan Pazarbaşı, İbrahim Görener, Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2001, sayı: 11 [Prof. Dr. Şaban Kuzgun’un Anısına], s. 153-172

 

Hanefî, Hasan
“Esbab-ı Nüzul” ün Anlamı Nedir?, çeviren: Ahmet Nedim Serinsu, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 1998, cilt: XXXVIII, s. 225-232

 

Yazıcı, İshak
Nüzûl Sebeplerini Bilmenin Kur’ân Tefsirindeki Önemi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 1987, sayı: 2, s. 117-128

 

Yıldırım, Suat
Kur’ân’ın Nüzûlünden Sonraki Târihî Hâdiselere Tatbik Edilmesi Hakkında, Atatürk Üniversitesi İslâmî İlimler Fakültesi Dergisi, 1975, sayı: 1, s. 79-102

 

Pacaci, Mehmet

Bir yorum eleştirisi: Çağdaşçı Kur'an Yorumu Üzerine: Cagdas donemde kuran ve tefsire ne oldu.

 

Öztürk, Mustafa
Kur’an’ın Tarihsel Bir Hitap Oluş Keyfiyeti, İslâmî İlimler Dergisi, 2006, cilt: I, sayı: 2, s. 59-78

 

Yildirim, enbiya

MULÂANE AYETLERİNİN NÜZÛL SEBEBİ

 

Kurt, Yasar,

KUR’ÂN’IN NÜZÛL SÜRECİ VE NÜZÛL SIRASINI ESAS ALAN TEFSİR ÜZERİNE, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2012, sayı: 33, ss. 539

 

Aldemir, Halil,

ESBÂB-I NÜZÛL RİVAYETLERİ ARASINDA GÖRÜLEN ÇELİŞKİLER VE GELİŞTİRİLEN ÇÖZÜM YOLLARININ TAHLİLİ, EKEV AKADEMİ DERGİSİ Yıl: 15 Sayı: 48 (Yaz 2011), s.141

 

Burhan, Baltaci,

Taberî’nin 96/Alak Suresi 1–5. Ayetlerin Tefsirinde YerVerdiği Rivayetlerde Nüzul Sürecine İlişkin Veriler, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 51:2(2010), ss. 215-240


0 Yorum - Yorum Yaz



2013-2014 GÜZ(Sonbahar) Yarıyılı;  Tefsir Bölümü; Esbab-ı Nüzul 4. Ödevi

Hazırlayan: MEHMET ZEKİ SERDAROĞLU

Öğrenci No: 12952706 (Doktora Öğrencisi

 

ESBAB-I NÜZÛL VE BAĞLAMLA İLGİLİ OKUMANIN HULASASI

Tarih İlmi ve Nüzûl Sebepleri

 

           Esbâb-ı nüzûl bilgisi, Kur’ân-ı Kerim’in nüzûl ortamının aslî bir unsurudur. Bu bakımdan o İslâm’ın başlangıcından beri bilinen, bilinmesi istenen ve İslâmî ilimlerin birçok alanında âlimlerce önemle üzerinde durulan bir vâkıa olagelmiştir. Çünkü esbâb-ı nüzûl, Kur’ân-ı Kerim’in anlaşılmasında gerekli bir bilgi olarak değerlendirilmiştir. Sahabe, tâbiun ve tebe-i tâbiîn’den olan müfessirler Kur’ân’ı özellikle esbâb-ı nüzûl ile tefsir etmişlerdir.[1] Hatta ‘’başlangıçta tefsir ilmi, esbâb-ı nüzûlü bilmekten ibaretti’’[2] denilmiştir.


       Kur’ân-ı Kerim’i daha iyi anlamak için Kur’ân ilimlerini iyi bilmek gerekir. Esbâb-ı nüzûl ilmi de Kur’ân ilimlerinin en önemlilerinden biri olup, İslâmiyet’in ilk asrından bu yana Kur’ân-ı Kerim’in anlaşılmasında önemli bir ilim olarak mütalaa edilmistir. Sahabe ve tâbiûn dönemlerinde esbâb-ı nüzûl ilmine çok önem verildiği, Kur’ân-ı Kerim’i anlama gayreti içinde olanların bu ilmi mutlaka bilmeleri gerektiği, hatta o dönemde Kur’ân’ı Kerim’i en iyi anlayan kişilerin aslında bu ilmi çok iyi bilen kişiler oldukları ortaya çıkmaktadır. Çünkü onların anlayışına göre esbâb-ı nüzûl öyle bir ilimdir ki onu bilen Kur’ân’ı bilmiş sayılıyordu. Esbâb-ı nüzûl bilgisi sahabeye, müşahade ettikleri ortamda insanî yapıp etmelerin sonucunda inen âyet ve o âyetle gelen hükümlerin sebeplere bağlanması yeteneğini kazandırmıstı. Bunun anlamı onların Kur’ân ilmini, onu hayata tatbik etme usulü ile birlikte öğrenmiş olmalarıdır. Bu açıdan esbâb-ı nüzûl, onlar için çok önemli bir bilgi, ilim olarak görülmüş ve Kur’ân’ı anlamayı bu bilgiye sahip olmakla eşdeğer görmüşlerdir.


           Sahabeden sonraki Tâbiûn dönemi Kur’ân-ı Kerim’i bilen âlimleri ise esbâb-ı nüzûl ilmini sahabilerden almıs, çoğu zaman bu bilgileri hangi sahabiden aldıklarını söyleyip bunlara tefsir rivayetlerini katmakla yetinmislerdir. Binaenaleyh esbâb-ı nüzûl ilminin ilk dönemlerden itibaren Kur’ân ilimleri arasında ayrıcalıklı bir konuma sahip oldugunu bu ilmi bilmenin Kur’ân’ı Kerim’i anlamakla ve bilmekle neredeyse eşdeğer tutuldugunu, rivayet yoluyla sonraki nesillere aktarıldığını görüyoruz. Sonraki asırlarda da esbâb-ı nüzûl ilmi Kur’ân ilimleri arasındaki bu önemli yerini korumustur. Nitekim tedvin döneminde ilk telif edilen eserler arasında esbâb-ı nüzûl eserlerinin de olduğunu kaynaklarımız göstermektedir. Böylece Kur’ân-ı Kerim’in nüzûl ortamının aslî unsuru olan esbâb-ı nüzûl bilgisi, tefsir ilmi içindeki önemini ilk devirlerden itibaren günümüze kadar korumuş ve bu ilmi bir çok yönleriyle ortaya koyan müstakil eserler telif edilmistir.


        İlk dönem tefsirlerine baktığımızda esbâb-ı nüzûl rivayetlerine çok önem verildiğini, tefsirlerde yoğun bir sekilde geçtiğine ve bu rivayetlerin bu dönem tefsirlerinin ana unsurları haline geldiklerine şahit oluyoruz. Daha sonraki dönemlerdeki tefsirlere nahiv ilmi, belâgat ilmi ve zamanın durumuna göre müfessirlerin kendi görüş ve yorumları gibi daha birçok tefsir öğeleri katılmasına rağmen esbâb-ı nüzûl ilminin, ilk dönemlerdeki önemini burada da koruduğunu görüyoruz.


      Tarih, neticelerin sebepleriyle birlikte görülmesini sağladığı, bu yönüyle de hâle ve istikbale ışık tuttuğu için insanoğlunun çok istifade ettiği bir ilimdir. Kur'ân-ı Kerîm'in, "Akıl ve fikir donanımına sahip insanlar için ibretler ve dersler var." diyerek vurguladığı temel konulardan birisi de, tarihe ve hâdiselere ibret nazarıyla bakılmasını sağlamaktır. Nitekim akıllı insanlar başkalarının doğrularından ve yanlışlarından azamî derecede ders alıp faydalanırlar. Ayrıca tarih bilmek, zaman içerisinde vaz edilmiş hüküm, fikir, olay ve oluşumların doğru anlaşılmasını ve değerlendirilmesini de sağlar. Başka bir deyişle tarih sayesinde sonuçlar sebepleriyle birlikte anlaşılır.


Vahyin nüzûl seyri itibariyle tarih ve ibretlik yönü mevzubahis olduğunda ise siyer, Mekkî-Medenî, nâsih-mensûh ve esbâb-ı nüzûl gibi Kur'ân'ı anlama ve tefsir etme yöntemleri dikkat çekmektedir. Nitekim Kur'ân'ın doğru anlaşılıp tefsir edilmesi, bir yönüyle vahyin nazil olduğu vasatı çevreleyen tarihî verilerin dikkate alınıp değerlendirilmesini mucip kılmaktadır. Bu bakımdan Kur'ân'ın sahih olarak anlaşılmasını sağlayan ilke ve prensipleri sunmak üzere vaz edilmiş Tefsir Usûlü esaslarından biri de nüzûl sebeplerini bilmek olmuştur. Binaenaleyh bu yazıda bir nevi nüzûl dönemi tarihi olan vahyin iniş sebeplerini (esbâb-ı nüzûl) bilmenin Kur'ân'ı anlamadaki katkısı çeşitli yönleriyle ele alınmaya çalışılacaktır.


Esbâb-ı Nüzûlün Tarifi ve Mahiyeti

        Türkçeye Kur'ân âyetlerinin iniş sebepleri olarak çevrilebilecek olan esbab-ı nüzûl ıstılahını şöyle tarif etmek mümkündür: "Nüzûl ortamında meydana gelen bir hâdise veya Hz. Peygamber'e yöneltilmiş bir soruya, vuku bulduğu günlerde, bir veya daha fazla âyetin, tazammun etmek (hâdiseyi-soruyu kapsayan nitelik ve özellikleri içermek), cevap vermek veya hükmünü açıklamak üzere inmesine vesile teşkil eden ve vahyin nazil olduğu ortamı resmeden hâdiseye sebeb-i nüzûl denir."[1]


Esasında esbâb-ı nüzûl ifadesi kullanılırken, başka bir deyişle âyetlerin inişlerine sebep olan ifade, fiil, hâdise veya sorudan söz edilirken, hakikatte "bizce öyle görülen ve zannedilen" sebepler denilmektedir. Yoksa âyetlerin iniş sebebi ifadesiyle, vahyin gerçek iniş sebebi ve illeti gibi kozalitik mânâlar kastedilmemektedir. Sadece, esbâb-ı nüzûl rivayetlerini bizlere aktaran insanlara vahiy esnasında meydana gelmiş olan hâdiseler sebeplilik ilişkisi gibi görünmüştür. Nitekim bir âyetin hakiki iniş sebebi ancak Allah Teâlâ ve Peygamber (s.a.v.) Efendimiz tarafından beyan buyrulduğunda bilinebilir. Bu bakımdan bizim esbâb-ı nüzûl dediğimiz ifade, fiil, olay veya sorular, vahyedilmiş âyetlere gerek zaman, gerekse muhteva açısından tevâfuken tetâbuk etmiş, eşzamanlılık göstermiş, tabir caizse, nâzil olan âyet-i kerîmeyle aynı fotoğraf karesine girmiş olmaktadır. Bu hususu Kur'ân âyetlerinin belli sebeplere iktiran ederek nazil olduğu şeklinde ifade etmek de mümkündür.


      Zaten âlimlerimizin bir usul kaidesi olarak vaz ettikleri "Sebebin hususiliği, hükmün umumiliğine mâni değildir."[1] şeklindeki ilke de, sebep kelimesinin ortaya çıkarabileceği muhtemel problemlere çözüm getirmektedir. Buna göre bir âyetin sebeb-i nüzûlünün dikkate alınması, evvel emirde ilgili âyetin mânâ-i maksûdunu sağlam bir zemine oturtmayı mümkün hâle getirmektedir. Aynı zamanda bu anlama süreci, âyetin mânâ alanını sadece münferid hâdise veya soruyla da sınırlı hâle getirmemekte, mânâ alanını daraltmamaktadır.

 

     Öte yandan yine hatırda tutulmalıdır ki bütün âyetlerin dar anlamda nüzûl sebepleri yoktur. Kur'ân ilimleri ve kıraat âlimi Taberî bu hususu açıklarken sebepler zemininde Kur'ân âyetlerinin iki kısma ayrıldığını belirtir. Buna göre birinci grup âyetlerin herhangi bir sebebi yoktur; ikinci gruba ait âyetlerin inişinde ise bir olay veya bir soru bulunmaktadır.

      Esbâb-ı nüzûl konusunda dikkate alınması gereken bir husus da, bu tür rivayetlerin mutlak surette vahyin nüzûlüne şahit olan sahâbe tabakasına dayanılarak nakledilmesi gerektiğidir. Sahâbeye dayanmayan, meselâ tâbiîn veya daha sonraki tabakalardan gelen esbâb-ı nüzûl rivayetleri, ancak başka haberlerce desteklenmeleri durumunda kabul edilirler.


       Âlimlerimizin hemen hepsi âyetlerin esbâb-ı nüzûlünü bilmenin Kur'ân'ı doğru anlamaya katkı sağladığı konusunda müttefiktir. Ne var ki Suyûtî'nin de dediği gibi konuyla ilgili rivayetleri tarihin bir parçası olarak gören ve bu yönüyle de Kur'ân'ı anlamada faydasının olmadığını söyleyen az sayıdaki âlim, böyle düşünmekle meseleyi bütün boyutlarıyla ele almamış ve isabetli bir yaklaşımda bulunmamış olsa gerektirler. Çünkü Kur'ân nâzil olurken meydana gelen olaylar, vahye tanıklık etmelerinden dolayı vak'a-i âdî olarak nitelenmemelidir. Vahiy, bir yandan evrensel ve çağlar üstü hususiyetini muhafaza ederken, bir yandan da nazil olduğu tarihin vasatını dikkate alır ve onlara değinir. Bu itibarla vahyin iniş sebeplerini bilmek âyetleri doğru anlama ve tefsir etmede sağlam bir zemin sunar. Vâhidî: "Bir âyetin, kıssasına ve nüzûlünün açıklamasına vakıf olunmadan tefsir edilmesi mümkün değildir." der. İbn Dakîk el-Îd ise "Esbâb-ı nüzûlü bilmek, Kur'ân'ın mânâlarını anlamada sağlam bir yoldur." diyerek konunun önemini vurgular. İbn Teymiyye de: "Nüzûl sebebini bilmek âyeti anlamaya yardım eder, zîrâ sebebi bilmek, müsebbebi bilmeyi doğurur." sözüyle konunun öneminden söz eder.[1]


Esbâb-ı Nüzûl Rivayetlerinde Kullanılan Sigalar

 

        Esbâb-ı nüzûlü bilmek, Kur'ân'ı doğru anlama konusunda önemli bir zemin kazandırmakta olduğundan, âyetlerin inişlerinden önce veya iniş esnasında vuku bulan anlamlı soru, olay ve olguların ifade edildiği rivayetlerin sigaları, başka bir deyişle dil formları, ifade kalıpları büyük önem taşımaktadır. Çünkü esbâb-ı nüzûl deyişi altında hakiki iniş sebepleri yanında, tefsir kabilinden, hakiki olmayan iniş sebepleri anlatımları da yer bulabilmektedir. Bu bakımdan nüzûl dönemini yansıtan hakiki sebeb-i nüzûl rivayetleriyle, müfessirlerin şahsî olarak şahit oldukları birtakım hâdiseleri âyetin mazmununa yakın bulmalarından dolayı tefsir kabilinden serdettikleri rivayetleri ayırmak gerekmektedir. Nitekim tefsir kabilinden serdedilen esbâb-ı nüzûl rivayetleri, sebebin kat'î değil ihtimal dâhilinde olduğunu ifade eder. Başka bir deyişle rivayette zikredilen sebep, hakiki nüzûl ortamına ait değildir ve bu siga, âyetin inişine sebep olan hâdiseyi bildirmek gibi bir anlam ifade etmez. Bu durumda âyetin mânâsını izah etmek isteyen kimse, mesela müfessir bir sahabî veya tâbiî kendi yorumu ve istinbatı olarak bir sebeb-i nüzûl zikretmiş olmaktadır. Onların bu tavırla maksatları, âyetin inişine sebep olan hakiki sebebi belirlemek ve bu konuda bir delil ve hüccet öne sürmek değildir. Bu bakımdan hangi sebebin hakiki sebep; hangi sebebin tefsîrî sebep olmadığının belirlenmesi önemlidir.

       Binaenaleyh gerçek iniş sebeplerini anlatan dil kalıpları şunlardır: "Âyetin iniş sebebi budur..." mânâsındaki سَبَبُ نُزوُلِ اْلاَيَةِ كَذَا sigasının kullanılması. Hâdise anlatıldıktan sonra ف harfi kullanılarak "Şu hâdise oldu/vuku buldu/soru soruldu ve hemen ardından şu âyet nâzil oldu." mânâsında حَدَثَ - وَقَعَ - سُئِلَ عَنْ كَذَا فَنَزَلَتْ denilmesi. Ayrıca Zerkânî'nin "hakiki sebebin makamdan anlaşılması" mânâsında اَلسَّبَبِيَّةُ تُفْهَمُ قَطْعًا مِنَ الْمَقَامِ diye bahsettiği ifadeler. Zikredilen bu dil kalıpları, hakiki iniş sebeplerini bildirirler ve bu konuda delil kabul edilirler.[1]

    Öte yandan hâdisenin zikredilmesinden sonra ف harfinin kullanılmaması, "Âyet şu olay hakkında inmiştir." manasında نَزَلَتْ هَذِهِ اْلاَيَةُ فيِ كَذَا denmesi, "Sanıyorum âyet şu olay hakkında indi." mânâsında اَحْسَبُ هَذِهِ اْلاَيَةَ نَزَلَتْ فيِ كَذَا gibi ihtimalli ifadeler kullanılması, "Bu âyetten Allah'ın muradı budur." anlamında مُرَادُ اللّٰهِ مِنْ هَذِهِ اْلاَيَةِ كَذَا, "Âyet şu hususa delâlet ediyor." mânâsında تَدُلُّ هَذِهِ اْلاَيَةُ عَلَى كَذَا ya da "Âyetten alınacak mânâ şudur." mânâsında يُؤْخَذُ مِنْ هَذِهِ اْلاَيَةِ كَذَا gibi ifade kalıpları ise "açık tefsir ibareleri" olarak kabul edilirler. Başka bir deyişle bu tür ifadeler, hakiki nüzûl sebeplerini bildirmezler, konuyla ilgili olarak delil hükmü taşımazlar.[1]

Esbâb-ı Nüzûlün Örneklerle Kur'ân'ı Anlamaya Katkısı

           Nasıl ki elde tutulan bir fotoğrafın bütünüyle anlam kazanabilmesi her biriminin ve her karesinin diğer bütün birim ve karelerle sergilediği ilişkilerin bütünüyle dikkate alınabilmesine bağlıdır, aynen bunun gibi, nazil olan âyetlerin tam olarak anlaşılıp tefsir edilebilmesi de, nüzûl ortamının fotoğraf karesine giren bütün birimlerinin sergilediği alâkalar doğrultusunda gerçekleşmektedir.[1]

         Âyetlerin nazil olduğu vasata mümkün olan en yüksek derecede vâkıf olmak, Kur'ân'ın kasd-ı mahsûsunu, mânâ-i maksûdunu anlama ve tefsir etme adına tartışılmaz derecede önemlidir. Konunun belki en az bu kadar önemli olan bir diğer katkısı da şudur ki, esbâb-ı nüzûlü bilmek Kur'ân'ı anlamak isteyen kimsenin yanlışa düşmesine, yanlış hüküm ve davranış şekilleri istinbat etmesine mâni olur. Böylece hem o kişiyi, hem de o kişi vesilesiyle hatalı düşünce ve davranış içine girecek başkalarını da muhafaza etmiş olur. Ayrıca esbâb-ı nüzûlü bilmekle hükümlerin hikmetleri daha iyi anlaşılır. Hükümleri madde plânında hazırlayan sebepleri ve vasatı bilmek, o hükümlerin hikmetlerini, illetlerini daha sağlıklı görmeyi sağlar. Bu zemin üzerine bina edilecek anlama ve yorumlamalar, sahihliğini, istikrar ve tutarlılığını temin etmiş olur.[1] Şimdi bu söylediklerimizi çeşitli örneklerle görmeye çalışalım:

Esbâb-ı Nüzûlü Bilmek Âyeti Kolay Anlamayı Sağlar

           Bu maddeye örnek olarak Nur Sûresi'nin 61. âyetinde yer alan "...Birlikte veya ayrı ayrı yemek yemenizde günah yoktur." cümlesini vermek mümkündür. Nitekim bu âyetin anlamı nüzûl sebebi bilindiğinde birlikte veya ayrı ayrı yemek yemenin ne demek olduğu çok daha sağlıklı bir zemine oturmaktadır. Katâde ve Dahhâk, bu âyetin nüzûl sebebi hakkında şu tespiti paylaşırlar: Bu âyet, kendilerine Leys bin Amr oğulları denen Kinaneli bir kabile hakkında nazil olmuştur. Onlar bir insanın kendi başına yemek yemesini sakıncalı bulurlar, hattâ günah sayarlardı. Bazen öyle olurdu ki, kişi yemeği önünde sabahtan akşama kadar durur, yemeğine iştirak edecek bir misafir beklerdi. Akşama kadar kimse gelmezse, ancak o zaman yemeğini yerdi. Bu alışkanlık üzerine Allah Teâlâ bu âyeti indirdi. Bu âyet misafiriniz gelirse birlikte yer, gelmezse kendi başınıza da yemeğinizi yiyebilirsiniz, bunda bir sakınca yok diyerek bir rahatlama getirdi.[1]

Esbâb-ı Nüzûlü Bilmek Yanlış Hüküm Çıkarmaya Mâni Olur

       Hz. Ömer'in (r.a) Bahreyn'e vali olarak görevlendirdiği Kudâme b. Maz'ûn hakkında içki içip sarhoş olduğuna dâir şikâyetler gelmiştir. Cezalandırılmak üzere Medine'ye çağırılan Kudâme içki içtiğini itiraf etmiş; ancak bunun bir günah olmadığını, kendisinin bunu yaparken Mâide Sûresi'nin 93. âyetine dayandığını ifade etmiş ve şu âyeti okumuştur:

ثُمَّ اتَّقَوْا وَآمَنُوا ثُمَّ اتَّقَوْا وَأَحْسَنُوا وَاللّٰهُ يُحِبُّ الْمُحْسِنِينَ طَعِمُوا إِذَا مَا اتَّقَوْا وَآمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ

"İman edip salih işler yapanlara takvalı olduklarında, iman edip salih işler yaptıklarında, sonra yine takvalı davranış sergileyip iman ettiklerinde, yine takvalı davranıp ihsan ettiklerinde yedikleri ve içtiklerinden dolayı bir günah olmaz."

         Kudâme bu âyete dayanarak içki kullandığını ifade etmiş, hattâ kendisinin tam da âyetin bahsettiği iman edip amel-i salih işleyen kimselerden olduğunu, takvalı davranışlar sergilediğini ve yediği ve içtiği bir şeyin kendisine günah olmayacağını ileri sürmüştür. Valisini cezalandırmayı düşünen Hz. Ömer, bu sözlerle tabir yerindeyse şok olmuş, bir an için ne diyeceğini bilememiştir. Nihayet Abdullah b. Abbâs'ın (r.a): "Bu âyetler henüz içki haram olmadığı dönemde içki kullandıkları hâlde ölenlere bir mazeret, sonrakilerin aleyhine ise bir huccet olarak indi." demesi üzerine mesele anlaşılmış ve Kudâme'nin âyeti yanlış anlayıp yorumladığı ortaya çıkmıştır. Nitekim bu âyet, henüz içki haram kılınmadığı için alkol kullanan ve bu hâldeyken vefat etmiş olan Müslümanlara bir mazeret olarak inmiştir.[1]

Esbâb-ı Nüzûlü Bilmek Muhayyerlik Vehmine Mâni Olur

            Sebeb-i nüzûl bilinmediğinde, ortaya çıkması muhtemel bir başka yanlış anlama da Bakara Sûresi'nin 158. âyeti hakkında vârid olmuştur. Nitekim bu âyette Safa ve Merve'yi tavaf etmenin günah olmadığı ifade edilmektedir. Hâlbuki gerek hacda ve gerekse umrede bu iki tepeyi tavaf etmek, aralarında sa'y etmek yerine getirilmesi gereken önemli vazifelerden biridir. Acaba yapılması gereken bir vazifeden söz edilirken neden "Safa ve Merve'yi tavaf etmenizde günah yoktur." denmektedir?

          Bu âyetle ilgili benzer bir anlama problemi Hz. Aişe (r.a) validemiz'in yeğeni Urve b. Zübeyr'in başına gelmiştir. Hz. Urve bu müşkülünü teyzesine sormuş ve aralarında şöyle bir konuşma geçmiştir: "Teyze biliyorsun ki, Cenâb-ı Hak şöyle buyurmuştur:  إِنَّ الصَّفَا وَالْمَرْوَةَ شَعَائِرِ اللّٰهِ فَمَنْ حَجَّ الْبَيْتَ أَوِ اعْتَمَرَ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْهِ أَنْ يَطَّوَّفَ بِهِمَا مِنْ "Şüphesiz Safa ile Merve Allah'ın şeâirindendir (nişanelerindendir). Onun için kim hac ya da umre niyetiyle Beyt'i ziyaret ederse, bu ikisini tavaf etmesinde ona bir günah yoktur." Bu yüzden ben Safa ile Merve'yi tavaf etmemekten dolayı kimsenin günahkâr olacağını sanmıyorum diyerek sorusunu yöneltmiştir.

Hz. Aişe (r.a) ise, yeğenine şöyle cevap vermiştir:

         Hayır asla! Şayet âyetin hükmü senin dediğin gibi olsaydı, âyet "onları tavaf etmemesinde bir günah yoktur" şeklinde olurdu. Oysa âyette "onları tavaf etmesinde bir günah yoktur" denilmektedir. Ancak bu âyet, Ensâr hakkında nazil olmuştur. Müslüman olmadan önce onlar Menât adlı putu tavaf ederdi. Safa ile Merve arasında tavaf etmekten de bu sebeple rahatsızlık ve sıkıntı duyuyorlardı. İslâmiyet gelince bu durumu Resûlullah'a sordular. Bunun üzerine Allah Teâlâ bu âyeti inzal buyurdu."[1]

         Görüldüğü gibi nüzûl sebebi dikkate alınmadan anlaşılması durumunda âyetin zâhiri, yani "ona bir günah yoktur" sözü, muhayyerliği, daha sarih bir deyişle Safa ve Merve'yi tavaf edip etmeme cevazını ifade etmektedir. Yani bu ifade Hz. Urve'nin anladığı gibi anlamayı tecviz etmekte, Safa ve Merve tavaf edilmese bile bunun günah olmayacağı ifade edilmektedir. Ancak âyetin iniş sebebi dikkate alındığında, bu ifadenin muhayyerlik getirmediği, aksine o dönemde sahip olunan bir düşünceye cevap verilerek tereddütleri ortadan kaldırdığı anlaşılmaktadır. Gerçekten de siyerin bize bildirdiğine göre cahiliye devrinde Safâ üzerinde "İsâf" adında bir put, Merve üzerinde de "Nâile" adında diğer bir put vardı. Cahiliye müşrikleri bu putlar arasında tavaf eder ve bunlara ellerini sürerlerdi. İslâm gelip putları kırdıktan sonra Müslümanlar, Safâ ile Merve arasında tavaf etmekten çekinmişler ve artık bu tavafın günah olacağını düşünmüşlerdir. Bunun üzerine bu âyet inmiş ve "Korkmayın, bunda günah yoktur, bilakis Safa ile Merve Allah'ın şiârlarındandır." denilerek bu tavafa devam etmeye Müslümanları teşvik etmiştir. Nitekim merhum müfessir Elmalılı'nın da dediği gibi hattâ bu teşvikin bir çeşit vücub ifade ettiği hadîslerle de açıklanmıştır.[1]

Esbâb-ı Nüzûlü Bilmek Hakîkî Maksadı Öğretir

         Bilindiği gibi Bakara Sûresi'nin 195. âyeti وَلَا تُلْقُوا بِأَيْدِيكُمْ إِلَى التَّهْلُكَةِ "Kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayın." demekte ve âyetin bu cümlesi pek çok alanda sık sık atıf da almaktadır. Ne var ki bu âyet, Allah yolunda mallarını infak etmekten kaçınanlar ve dünyaya tamah edenler hakkında nazil olmuştur. Başka bir deyişle bu âyet, Allah yolunda harb ve çarpışmadan ve o uğurda mal harcamadan kaçınmanın bir tehlike olduğunu hatırlatmak için gelmiştir. Âyet içi siyak bütünlüğü bu mânâyı vermekle birlikte, Tirmizi ve Ebu Davud'da rivayet edilen sebeb-i nüzûl haberi daha da açıklayıcı bir zemin sunmaktadır. Bilindiği üzere Emeviler devrinde Abdurrahman b. Velid kumandasında bir İslâm ordusu, Kostantiniyye şehrine yani İstanbul'a gaza etmiştir. İstanbul'un mânevî önderi ve misafiri Ebû Eyyûb el-Ensarî de bu askerler arasındadır. O sırada Müslümanlardan bir zât, şehrin surları içinde emniyet ve güven içinde bulunan Rumlar üzerine açıktan hücum etmiş, bunu gören Müslümanlar: "Ne yapıyor bu adam, olmaz böyle şey sübhânallâh, (yukarıdaki âyete işaret ederek) kendi eliyle kendini tehlikeye atıyor." demişlerdi. Bunun üzerine Hz. Ebû Eyyûb el-Ensarî: "Ey Müslümanlar! Siz bu âyeti, yapılması gereken te’vili dışında yorumladınız. Çünkü bu âyet biz Ensar topluluğu hakkında nazil olmuştur. Allah Teâlâ, Peygamberine yardım edip İslâmiyet'i galip ve muzaffer kıldığında biz artık mallarımızın başında durup onların ıslahı ile meşgul olalım, bu zamana kadar kaybolan mallarımızı yeniden kazanalım demiştik. Allah Teâlâ ise ‘Allah yolunda infak edin. Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın.' âyetini indirdi. Âdeta bu âyetle Allah Teâlâ, insanların kendilerini elleriyle tehlikeye atmasını, mallarının başında durup onları çoğaltmakla uğraşarak cihadı terk etmek olarak izah buyurmuştur." Hz. Ebû Eyyûb el-Ensarî bunun üzerine hiç durmayıp Allah yolunda cihada girişmiş ve pîr-i fânî sayılan bir yaşta çıktığı bu seferde şehit düşüp İstanbul'da defnolunmuştur.[1]

Esbâb-ı Nüzûlü Bilmek Yanlış Anlayışa Mâni Olur

       Bakara Sûresi'nin 189. âyetinde "Evlere arkalarından girmek üstün iyilik değildir. Asıl takvalı olanın yaptığı üstün iyiliktir. Siz evlere kapılarından girin." buyrulmaktadır. Âyetin iniş sebebi bilinmeden evlere arkalarından girmenin ne demek olduğu bazı insanlar için anlaşılmaz görünebilir, hattâ bunun mecazî bir deyim olduğu düşünebilir. Oysa bu âyet, Kureyş dışındaki Ensar ve diğer Arap kabilelerin ihramdayken evlere kapılarından girmeyi günah saymaları, bu yüzden de evlere arkalarından açtıkları deliklerden girip çıkmaları, böyle yapmayanları da ayıplamaları üzerine nazil olmuştur. Ayrıca âyet, böyle riyakâr davranışların gerçek iyilik olamayacağı, ancak takvalı davranışların iyilik olabileceği mesajını da vermiştir.[1]

Sonuç

         Kur'ân-ı Kerîm'i sahih olarak anlamak ve tefsir etmek hem zorunlu, hem de mümkündür. Bu kapsamda Tefsir Usulü zımnında vaz edilen kurallara uymak, arzu edilen hedefi gerçekleştirmeye matuf bir gayret olarak görülmelidir. Kur'an âyetlerinin hangi olay, soru veya olgu üzerine nazil olduğunu, başka bir deyişle vahyin iniş sebeplerini dikkate almak ise bahsi geçen kurallardan sadece biridir. Esbâb-ı nüzûl, vahyin inişine iktiran eden hâdise ve sorulardır ve bu ilmi bilmek, Kur'ân'ın doğru anlaşılıp tefsir edilmesinde ihmal edilmemesi gereken çok ehemmiyetli bir dinamiktir. Esbâb-ı Nüzûl ortaya konan yorumu sınırlıyor gözükse de, evvel emirde esas maksadın ortaya konmasını temin etmektedir. Âlimlerimizin vaz ettiği "Sebebin hususiliği, hükmün umumîliğine mâni değildir." kâidesi, makul ve sağlıklı tefsirin önünü açmaya matuf bir gayrettir.

Sonuç

         Kur'ân-ı Kerîm'i sahih olarak anlamak ve tefsir etmek hem zorunlu, hem de mümkündür. Bu kapsamda Tefsir Usulü zımnında vaz edilen kurallara uymak, arzu edilen hedefi gerçekleştirmeye matuf bir gayret olarak görülmelidir. Kur'an âyetlerinin hangi olay, soru veya olgu üzerine nazil olduğunu, başka bir deyişle vahyin iniş sebeplerini dikkate almak ise bahsi geçen kurallardan sadece biridir. Esbâb-ı nüzûl, vahyin inişine iktiran eden hâdise ve sorulardır ve bu ilmi bilmek, Kur'ân'ın doğru anlaşılıp tefsir edilmesinde ihmal edilmemesi gereken çok ehemmiyetli bir dinamiktir. Esbâb-ı Nüzûl ortaya konan yorumu sınırlıyor gözükse de, evvel emirde esas maksadın ortaya konmasını temin etmektedir. Âlimlerimizin vaz ettiği "Sebebin hususiliği, hükmün umumîliğine mâni değildir." kâidesi, makul ve sağlıklı tefsirin önünü açmaya matuf bir gayrettir.

Sonuç

          Kur'ân-ı Kerîm'i sahih olarak anlamak ve tefsir etmek hem zorunlu, hem de mümkündür. Bu kapsamda Tefsir Usulü zımnında vaz edilen kurallara uymak, arzu edilen hedefi gerçekleştirmeye matuf bir gayret olarak görülmelidir. Kur'an âyetlerinin hangi olay, soru veya olgu üzerine nazil olduğunu, başka bir deyişle vahyin iniş sebeplerini dikkate almak ise bahsi geçen kurallardan sadece biridir. Esbâb-ı nüzûl, vahyin inişine iktiran eden hâdise ve sorulardır ve bu ilmi bilmek, Kur'ân'ın doğru anlaşılıp tefsir edilmesinde ihmal edilmemesi gereken çok ehemmiyetli bir dinamiktir. Esbâb-ı Nüzûl ortaya konan yorumu sınırlıyor gözükse de, evvel emirde esas maksadın ortaya konmasını temin etmektedir. Âlimlerimizin vaz ettiği "Sebebin hususiliği, hükmün umumîliğine mâni değildir." kâidesi, makul ve sağlıklı tefsirin önünü açmaya matuf bir gayrettir.

         Kur’ân-ı Kerim’in belli bir tarih diliminde geldigi göz önünde bulundurulursa, ayetlerin o zamanda yasayan bir takım kişi ve olaylar sebebiyle inmiş olması gayet normaldir. Çünkü âyetler, ilk muhatap olarak onlara inmektedir. Fakat indirilen her bir âyet için de bir sebep aramak, indirilenin bir yaşam kitabı olması ve kutsallıgı için uygun değildir. Zaten Kur’ân-ı Kerim, son kutsal kitaptır ve sırf o zaman diliminde yasayan insanlara indirilmemiştir.

 

            İlk Esbâb-ı Nüzûl bilgileri, sadece hadis kitaplarında bulunurken; ilimlerin birer birer Hadis’ten ayrılmaları ve her ilimde müstakil kitaplar tedvin edilmesi sebebiyle ilk dönemlerde tefsirlerde daha sonra ise müstakil eserlerde ya da tefsir usulü kitaplarının ilgili bölümlerinde yer almaya başlamıstır.

Kur’ân ilimleri açısından sebeb-i nüzûlün bilinmesinin birçok yararı vardır. el- İtkân [1] ve Menâhili’l İrfân[2] gibi usul kitaplarında yer alan bu faydalar, sonraki ilim adamları tarafından geliştirilmiştir. İste bu faydaları ortalama ifadelerle şu şekilde sıralamak mümkündür:

1- Bu ilim sayesinde Kur’ân’da emredilen şeylerin hikmetini anlayabiliriz.

2- Nüzûl sebebi ayetin içerdigi hükmü tahsis eder.

3- Âyetlerin nüzul sebeplerine vâkıf olmak, onların ulaşmak istedikleri gayeyi

anlamaya yardımcı olur.

4- Hakkında âyet inen şahsın adının bilinmesi ve böylelikle başkasıyla karıştırılmaması için âyette mübhem olanın belirlenmesine yardımcı olur.

5- Nüzûl sebepleri bilinirse âyetlerden kastedilen anlam kolaylıkla anlaşılır.

6- Hasr tevehhümü yani, âyetin anlamını başka taraflara çekme düşüncesi, bertaraf edilir.

7- Sebeb-i nüzûlü bilmek, âyeti işiten kişinin vahyi tesbit, anlayış ve hıfzına kolaylık sağlar.

 8- Geçmiş milletlerden haber verme konusu olarak, âyetlerde sebeb-i nüzûl aranmaz.[3]

 

        Bütün bu hususlar bize, Kur’ân’ın anlaşılıp yorumlanmasında ve sonraki nesillere aktarımında esbâb-ı nüzûl’ün ne denli mühim bir ilim olduğunu göstermektedir.

 

 

                       LİTERATÜR ( KİTAP VE MAKALE İSMİ)

 

Bu alanda yazılmıs olan müstakil Esbâb-ı Nüzûl kitaplarının baslıcaları şunlardır:

 

1- Ali b. el-Medenî (ö.234 h.) : Esbâbü’n-Nüzûl       

 

2- Ali b. Ahmed el-Vâhidî (ö. 468 h.) : Kitâbu Esbâbi’n-Nüzûl

 

3- Ebû’l-Ferec Abdurrahman Ali b. el-Cevzî (ö. 597 h.) : Kitâbu Esbâbi’n-Nüzûl

 

4- Ebû Cafer Muhammed b. Ali b. Suayb el-Mâzenderânî (ö. 588 h.) : Kitâbu Esbâbi’n-Nüzûl

 

5-İbn Hacer el-Askalânî (ö. 852 h.) : Kitâbu Esbâbi’n-Nüzûl(el-Ucâb fi Beyâni’l Esbâb)

 

6- Celaleddin Abdurrahman b. Ebî Bekr Suyûtî (ö. 911 h.) : Lübâbü’n-Nukûl

 

7-Burhaneddin İrahim b. Ömer el-Ca’berî (732/1331): Muhtasaru  Esbâbi’n- Nüzûl li’l-Vâhidî

 

8- Abdulfettah el-Kâdî : Esbâbü’n-Nüzûl

 

9- Ahmet Nedim Serinsu : Kur’ân’ın Anlasılmasında Esbâb-ı Nüzûlün Rolü

 

10- Tahsin Emiroğlu : Esbâb-ı Nüzûl[1]

 

 

MAKALELER

Bu alanda yazılmıs olan müstakil Esbâb-ı Nüzûl makalelerinin baslıcaları şunlardır:

 

1-Hasan Hanefî: “Esbab-ı Nüzul” ün Anlamı Nedir?, çeviren: Ahmet Nedim Serinsu, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 1998, cilt: XXXVIII, s. 225-232.

2-Mennâu'l-Kattân: Esbab-ı Nüzûl, çeviren: Erdoğan Pazarbaşı, İbrahim Görener, Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2001, sayı: 11 [Prof. Dr. Şaban Kuzgun’un Anısına], s. 153-172.

3-Selahattin Polat: Esbab-ı Nüzul Üzerine, I. Kur’an Haftası Kur’an Sempozyumu, 03-05 Şubat 1995, 1995, s. 110-117.

 

4-Selim Türcan: Tefsir Tarihçiliği Bağlamında Klasik Esbab-ı Nüzul Yaklaşımının Değerlendirilmesi, İslâmî İlimler Dergisi, 2007, cilt: II, sayı: 1, Kur’an Özel Sayısı: 2, s. 119-138.[1]



[1] Makale çalışmalarına ait bilgiler için İsam makale veri tababına başvurduk.



[1] Mustafa Ali Işık,( basılmamış yüksek lisans tezi) ‘’HÂZİN TEFSİRİNDE ESBÂB-I NÜZÛL’’( basılmamış yüksek lisans tezi),s.2.(2542.pdf.)

 

 



[1] Suyûtî, Celaleddin Abdurrahman b. Ebî Bekr, el-İtkân fî Ulûmi’l-Kur’ân, c. I, s.92-95.

[2] Muhammed Abdul’azîm ez-Zerkânî, a.g.e., c.1, s.107-111.

[3]  Bu bölümü Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Tefsir Anabilim dalında Ahmet Nedim Serinsu Hoca’nın danışmanlığında 2007 yılında Mustafa Ali IŞIK’ın ‘’HÂZİN TEFSİRİNDE ESBÂB-I NÜZÛL’’ başlığıyla hazırlamış olduğu Yüksek Lisans Tezinden faydalandık. Bkz.s.3

 



[1] Ebu’l Hasan Ali b. Ahmed el-Vâhidî, a.g.e. s.49.



[1] Ebu’l Hasan Ali b. Ahmed el-Vâhidî, a.g.e. s.51.



[1] Bkz. Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'ân Dili, Eser Neşr., c. I, s.555-556.



[1]Bkz. Mâlik b. Enes, el-Muvatta', Hac, Bâbu Câmii's-Sa'y, (tahk. Muhammed Mustafa el-A'zamî), 2004, Müessesetü Zâyid b. Sultân,c. III, s.546, hadis no: 1381 ; Ebu’l Hasan Ali b. Ahmed el-Vâhidî,a.g.e., s.24.



[1] Bkz. Beyhakî, es-Sünenü'l-Kübrâ, Mekke 1994, c.VIII, s.315, hadis no: 17293 ; Şatıbî, el-Muvâfakât fî Usûli'ş-Şerîa, II. Bsk., Beyrut 1975,c. III, s.349.



[1] Ebu’l Hasan Ali b. Ahmed el Vâhidî, Esbâbu'n-Nüzûl, (tahk. Eymen Salih Şa’ban), Kâhire 2003, s.253-254.



[1] Bkz. İsmail Cerrahoğlu, a.g.e. s.117-118.



[1] Benzer düşünceler için bkz. Suat Yıldırım, Kur'ân-ı Kerim ve Kur'ân İlimlerine Giriş, İstanbul 1983, s. 89.



[1] Ayrıca geniş bilgi için bkz. Ahmet Nedim Serinsu, a.g.e. s.81.



[1] Bkz. Muhammed Abdul’azîm ez-Zerkânî, Menâhilü'l-İrfân fi Ulûmi'l-Kur'ân, (tahk. Muhammed Ali Kutub-Yusuf eş-Şeyh Muhammed)I. Bsk., el-Mektebetu’l Asriyye,Beyrut 1996 , c. I, s.112.

 



[1] Suyûtî, a.g.e., c.I, s.93.

 



[1] Bu kaide için mesela bkz. Suyûtî, el-İtkân fî Ulûmi'l-Kur'ân, III. Bsk.,(tahk. Mustafa Dib el- Buğa), Daru İbn Kesir, Dımeşk1996, c.I, s.95.

 



[1]A. Nedim Serinsu, a.g.e. s.56.

 

 

 



[1] Ahmet Nedim Serinsu, Kur’ân ve Bağlam, Şûle Yayınları, İstanbul 2008, s.17.

[2] İsmail Cerrahoğlu, Tefsir Usûlü, 22. Bsk., TDV Yayınları, Ankara 2012, s.116.

 

 


0 Yorum - Yorum Yaz

HÜSNA İPEK 12070200    26.12.2013

esbab-ı nüzulla ilgili yazılmış kitaplar 

1).Mukbil b. Hadî el-Vadı'i(1422/2001), es-Sahihu'l-Müsned min Esbabi'n-Nüzûl

2).Selim b. 'İd Hilalî-Muhammed b. Musa Al-i Nasr, el-İsti'ab fi beyani'l-Esbab

3).İbn Halife el-Uleyvî(1416/1999), Camiu'n-Nukûl fi Esbabi'n-Nüzûl

4).Ebu'l-Ferec İbnü'l-Cevzî(597), Esbabu'n-Nüzûl

5) ibn Hacer el-Askalanî(852), el-Ucab fi beyani'l-esbab.  

6)-Hasan Tahsin Emiroğlu, Esbab-ı Nüzûl, Konya 1983

esbabı nüzulla ilgili yazılmış makaleler 

 1-Recep Çetintaş, Tefsirde Esbab-ı Nüzûl Problemi, 1999, Yüksek lisans tezi, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tez danışmanı: Prof. Dr. M. Zeki Duman

2-Muhammed b. Es’ad Iraki, Esbabü’n-Nüzûl ve'l-kasasü'l-Furkaniyye, dirase ve tahkik; İsam Ahmed Ahmed Ganim. Riyad 2007, Matbu tez (Master)

3- Merve Dilek Yolcu, İbn Kesir Tefsirinde Esbab-ı Nüzûl, Atatürk Ünv.

4- Halid b. Süleyman el-Müzenî, el-Muharrir fi Esbabi Nüzûli'l-Kur'an (min hilali Kütübi't-Tis'a),Riyad 1429

5-Mustafa Ali Işık, Hazin Tefsirinde Esbabı Nüzul 


0 Yorum - Yorum Yaz


MUHAMMET KARAOSMAN

DOKTORA

 ESBAB-I NÜZUL İLE İLGİLİ ESERLER

 

Kur'an'ın anlaşılmasında Esbab-ı Nüzûl’ün rolü, Ahmed Nedim Serinsu

Sa'lebe kıssası (Esbab-ı Nüzûl'e yeni bir yaklaşım), Ahmet Nedim Serinsu

Tarihsellik ve Esbab-ı Nüzûl, Ahmet Nedim Serinsu 

 

Esbab-ı nüzul : Kur’an ayetlerinin iniş sebepleri ve tefsirleri. / H. Tahsin Emiroğlu

Esbab-ı nüzul / Abdulfettah Abdülgani Kadi ; trc. Salih Akdemir

Esbabü'n-nüzul. / Ebü'l-Hasan Ali b. Ahmed b. Muhammed en-Nisaburi Vahidi

Esbabü'n-nüzul. / Ebü'l-Fazl Celaleddin Abdurrahman b. Ebî Bekr Suyuti

Lübabü'n-nükul fî esbabi'n-nüzul. / Ebü'l-Fazl Celaleddin Abdurrahman b. Ebî Bekr Suyuti

Esbabü’n-nüzul ani’s-sahabe ve’l-müfessirin / Abdülfettah Abdülganî Kadi

Esbabü’n-nüzul ve eseruha fî beyâni’n-nusus : dirase mukarene beyne usuli’t-tefsir ve usuli’l-fıkh. / İmadüddin Muhammed Reşid

Fahreddin er-Razi’de esbab-ı nüzul değerlendirmesi. / Abdurrahman Elmalı

Fatiha’dan Nas’a esbab-ı nüzul : Kur’an Ayetlerinin iniş sebebi. / Bedreddin Çetiner

el-İstiab fî beyâni’l-esbab : evvele mevsua ilmiyye hadisiyye muhakkakahu fî esbabi nüzul ayi’l-Kur’ani’l-Kerim. / Selim b. İd Hilâli, Muhammed b. Musa Al-i Nasr

ESBAB-I NÜZUL İLE İLGİLİ MAKALELER

 

Esbab-ı Nüzûl, Mennâu'l-Kattân, çeviren: Erdoğan Pazarbaşı, İbrahim Görener


Esbâbu’n-Nüzulün Kur’an Tefsirindeki Yeri, Demirci, Muhsin 

Kur’ân-ı Kerîm’in Nüzûl Sırasına Göre Tertîb Edilmesi Teklîfine Edebî Eleştiri, çeviren: Ahmed Nedim Serinsu, Kur’an Mesajı: İlmi Araştırmalar Dergisi


“Esbab-ı Nüzul” ün Anlamı Nedir?, Hanefî, Hasan ,çeviren: Ahmet Nedim Serinsu, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi


Kur’ân’ın Nüzûlünden Sonraki Târihî Hâdiselere Tatbik Edilmesi Hakkında, Yıldırım, Suat , Atatürk Üniversitesi İslâmî İlimler Fakültesi Dergisi


Mulâane Ayetlerinin Nüzûl Sebebi, Yıldırım, Enbiya ,  Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi


Nüzûl Sebeplerini Bilmenin Kur’ân Tefsirindeki Önemi, Yazıcı, İshak, Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi


Tefsir Tarihçiliği Bağlamında Klasik Esbab-ı Nüzul Yaklaşımının Değerlendirilmesi, Türcan, Selim,  İslâmî İlimler Dergisi


Bintu’ş-Şâtî Perspektifinde Esbâbü’n-Nüzûl , Şyamsuddîn, Sahiron , çeviren: Orhan Atalay, EKEV Akademi Dergisi - Sosyal Bilimler 


Esbabü'n-Nüzul, Aydemir, Abdullah , Diyanet İlmi Dergi 


0 Yorum - Yorum Yaz


MUHAMMET KARAOSMAN

DOKTORA

1.     Bilginin bütünlüğünün önemini bu ders ve bu eser aracılığı ile öğrenmiş olduk. Bunun yanısıra aşağıda sıralayacağımız hususlarda  bilgi sahibi olduk.

 

2.     “Esbab-ı Nüzulun” nuzul ortamında meydana gelen bir hadise veya Hz. Peygamber’ e yöneltilmiş bir soruya, vuku bulduğu günlerde, bir veya daha fazla ayetin cevap vermek veya hükmünü açıklmak üzere inmesine vesile teşkil eden ve vahyin nazil olduğu ortamı resmeden hadise olduğunu öğrendik.

 

3.     Esbab-ı Nüzul ile Kur’an-ı Kerim’in anlaşılmasında önemli bir bilgi kaynağı olmakla beraber nasıl yararlanılacağı ve hangi ilkelere uygun hareket edileceğini öğrendik.

 

4.     Kur’an-ı Kerim’in anlaşılmasında Esbab-ı Nüzulden yararlanırken “yeni bir yaklaşıma” ihtiyaç olduğunu öğrenmiş olduk.

 

5.     Bir tefsirin yazılmasında nelere dikkat edilmesi gerektiğini öğrnmiş olduk.

 

6.     İdeal bir tefsirin nasıl yazılabileceği hakkında bilgi sahibi olduk.

 

 

 


0 Yorum - Yorum Yaz

KUR'AN VE BAĞLAM ÖZETİ    27.12.2013

ALİ BAHADIR ÖZDEMİR

BİRLEŞİK DOKTORA

NO: 13952701

 

                 BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM

                               KUR’AN VE BAĞLAM

 

  Yüce Mevla insanı en güzel surette yaratıp ona, aklı düşünsün diye bahşetti. Bu düşünce incelendiği andan itibaren, tarih boyunca insanın kainat ve hayat hakkında hep sorular sormuş ve cevap aramıştır. Bugün de aramaktadır.

  Hz. Allah bu sorulara cevap vermek üzere keremi ve de lütfuyla resul ve enbiyayı ilahi vahiyle vazifelendirmiştir. Bu görev halkalarının sonuncusu Kur’an’dır, bu Kur’an on dört asır evvel Hz. Muhammed vasıtasıyla nazil olmuştur. İnsan da Kur’an’dan çözüm aramak zorundadır.

  Bu bağlamda kur ’andan faydalanmak isteyen başta, sahabiler, tabiiler, ve tebe-i tabiiler, Esbab-ı Nüzul ilminden yararlanmayı düstur edinmiş, onu tefsir etmiş ve de anlamaya çalışıp, onu yaşama gayreti içinde olmuşlardır. Bu da Kur’an’ın yaşanmış, yaşanabilir ve yaşanacak bir hidayet rehberi olduğunun delilidir.

 

  BİRİNCİ KİTAP  :KUR’AN’IN ANLAŞILMASINDA ESBAB-I NUZÜL’ÜN         

                                                        ROLÜ

  Esbab-ı Nüzul ilmi, Kur’an’ın nüzul safhasında ana unsuru teşkil etmiştir. Çünkü Kur’an’ın anlaşılmasında sahabe, tabiin, tebe-i tabiin esbab-ı nüzulü Kur’an-ı tefsir ederken kullanmışlardır.

Hz. Ali, Abdullah b. Mes’ud, Abdullah b. Abbas gibi sahabiler, ‘’Kur’an’da inen her ayetin kim hakkında ve nerede nazil olduğunu bildiklerine dair ‘’rivayetler de vardır.

 

Esbab-ı Nüzul ilmi, madem Kur’an’ın anlaşılmasında önemli bir yer alıyor, bu sahadaki sağladığı etki ve katkı ve ona olan ihtiyaç ortaya konmak üzere bu tespit gayet önem arz ediyor. Muhammed İkbal şöyle diyor: ‘’Akli zihni mirasımıza yeniden kıymet  takdir etmeliyiz. Bunun için umumi İslam tefekkürüne hususi bir şey ilave edemsek de hiç olmazsa, sağlam muhafazakar, tenkit yoluyla, İslam aleminde alabildiğine yol alıp gitmekte olan hareketi kontrol altında tutacak bir hizmette bulunabilelim.’’

  BİRİNCİ BÖLÜM: KUR’AN İLİMLERİ VE ESBAB-I NÜZUL İLMİ

  KUR’AN’IN DOĞUŞU ,GELİŞİMİ

Kur’an ilimlerinin kaynağı yine Kur’an’dır. Kur’an üzerinde tefekkür edilmesini[1], anlaşılmasını[2] ve açıklanmasını[3] isteyen muhataplarından isteyen yaşanılır bir ilahi kitaptır. Ümmi olan  efendimize tebliğ ve tebyin vazifesi yüklendiği, Kur’an’da ifade edilmiştir.

  Ümmi olan bu peygambere inen ilk emrin ‘’Yaratan Rab’ının adıyla oku…[4] olması oldukça manidardır. Efendimiz bu siyaseti bu ilk vahiyle birlikte ortaya koymuş, Bedir deki esirlerin okuma yazma bilenlerin on Müslüman çocuğuna okuma yazma öğretmeleri karşılığı serbest bırakılmaları bunun en güzel örneğidir. Ayrıca Mescidi  Nebevide eğitim öğretim için ‘’suffe ‘’ denen yerleri inşa etmesi bu siyasetinin bir başka öneli destekçisidir.

  Açık bir dille peyderpey inen Kur’an’ı öğrenen ashab, anlayamadıkları yeri efendimize sorarak öğreniyorlardı. Öğrendiklerini yaşadıktan sonra ezberliyor, başka ayetlere öylece geçiş yapıyorlardı.

   İlk Muallimin içlerinde yaşıyor olması Kur’an ve ilimlerini tedvin ihtiyacı olmamıştır. Bu ilimler Arap dili ve meydana gelen vakıalara binaen Resulullah’ın tefsiridir. İlk şahitleri olan ashab elbette bunları en iyi bilenlerdi.

 Hz. Ebubekir döneminde Kur’an bir araya getirildi. Hz. Osman döneminde çoğaltıldı. Hz. Ali ve sonraki  dönemlerde harekeleme- noktalama işine başlandı.

  Tabiin de sahabilerin öğretisine binaen hal ve hareketleriyle  ve de kavilleri ile Kur’an’ı  tefsir etmeye çalışmışlardır. Adeta bunu da arkadan gelen nesillere telkin etmişlerdir. Zaten hemen sora gelen nesillerde bunun semeresini görmekteyiz. İlk semereler Kur’an ilimlerine yönelik Kur’an’a noktalama ve hareke konmasıyla neş’et etmiş, diğer Kur’an ilimleri olan esbab-ı nüzul, Mekki-Medeni , nasih-mensuh gibi ilimler takip etmiştir. Kur’an’ın anlaşılmasında diğer disiplinler müteakip asırlarda çoğalmıştır. Bu da tabi bir sonuçtur.

  Ulumu’l-Kur’an’ın sistematik olarak h.8.asırda vuku bulduğu, tercih edilen bir görüştür. Ancak selefi salihinin de ,mütekaddimun alimlerinin de sistematik olmayarak bu ilmi kullandıkları gözlemlenir.

  Bununla beraber Ulumu’l-Kur’an ile Ulumu’t-Tefsir arasında  bir ilişki söz konusudur. Ulumu’l-Kur’an Kur’an’ın bütün ilim ve araştırmalarıyla alakalı iken, Ulumu’t-Tefsir ise sadece Kur’an’ın anlaşılmasına yönelik bir ilimdir.

  Kur’an ilimleri arsında esbab-ı nüzul  ilmi ,sahabiler kanalıyla müşahede olunan olaylara binaen zuhur etmesi, tabiine şifahi olarak öğretilmesi ehemmiyetini ortaya koymaktadır. Esbab-ı nüzul ilminin nakli ilimlerden olduğunun da göstergesidir. 

  ESBAB-I NUZUL İLMİ  TANIMI,DOĞUŞU VE GELİŞİMİ

  Esbab-ı  Nüzulün tarih boyunca birçok tarifi olmuştur. Farklı tariflerden yola çıkarak esbab-ı nüzulün tarifini yapacak olursak :

 ‘’ Nüzul ortamında meydana gelen bir hadiseye veya Hz. Peygamber’e yöneltilmiş bir soruya, vuku bulduğu günlerde bir veya daha fazla ayetin, hadiseyi-soruyu kapsayan nitelik ve özellikleri içermek, cevap vermek veya hükmünü açıklamak üzere inmesine vesile teşkil eden ve vahyin nazil olduğu ortamı resmeden hadiseye sebeb-i nüzul denir.’’

   Gelişim ve Doğuşuna gelince ; Esbab-ı nüzul Kur’an’la paralel olarak gelişim göstermiştir. Tedrici inen Kur’an, hayatla beraber  canlı örnekler ve derslerle, insanın kalbine ve şuuruna hitap etmiştir. Kur’an nüzul olurken ,dönemin edebi geleneklerini, zevklerini kaile alarak hitap etmiş, etkisini edebi yönden de göstererek bu alanda da icazını göstermiştir. Bu da bizlere Kur’an’ın anlaşılmasında Arap dili belağatının ve de şirinin anlaşılması önemini ortaya koymaktadır. Bundan anlaşılıyor ki, dönemin insanları bu bilgilere vakıf oldukları için  Kur’an’ı daha iyi anlıyorlardı. Doğal olarak ayetlerin hangi şartlar çerçevesinde nazil olduklarını öğrenmek istemişlerdir.

  Efendimizin vefatından sonra  İslamiyet’i kabul edenler ,Peygamberler  ve Kur’an’da ki kıssalar hakkında bilgiyi sahabilerden öğrenmeye çalışmışlardır. Bu da zamanla bu ilimleri tedvin edecek insanlar çıkmış, bu bilgilerde bir disiplin halini almıştır.

  Sonuç olarak  birçok ilimle( hadis, kur’ an ilimleri, tarih...) münasebeti bulunan esbab-ı nüzul ilmini, tarihi seyrinde görülen bu münasebetlerden soyutlamak mümkün değildir. Ancak bütünlük çerçevesi içinde ele alınırsa en sağlıklı sonuçlara ulaşılabilir

  ESBAB-I NÜZUL RİVAYETLERİ

ESBAB-I NÜZULÜ BİLMENİN YOLU

  Esbab-ı nüzul ancak sahih nakille bilinebilir. Esbab-ı nüzulde ictihada ve fikir beyanına mahal yoktur. Ancak işitme ve görme yoluyla sahabilerden  gelen rivayetlerle bilinebilir. Bu da Efendimizden gelmiş olarak addedilir. Demek ki sahabiden nakledilen sebeb-nüzul rivayeti onu bilmenin yoludur. Suyuti bu olguyu, sahabenin, olayları kuşatan şartları bilmekle elde ettiklerini söyler. Şöyle zihnimizde bir tablo tasavvur ettiğimizde, vahiy, nüzul ortamı, Hz peygamber, sahabiler ve nüzul ortamı bu olguyu oluşturduğunu tasavvur edebiliriz.

HADİS USULÜ AÇISINDAN ESBAB-I NÜZUL RİVAYETLRİ

  Bu açıdan ele alınıp incelenmesi, bu rivayetlerin hadis usulü açısından hükmünün ne olduğunun, söylenenleri ortaya koymak amacını güder.

   Daha evvel bahsettiğimiz gibi nüzul sebebini, ayetlerin nüzulünü müşahede eden sahabeden sema ve nakl yoluyla sonraki nesillere aktaran sahabiler olduğunu, esbab-ı nüzulü de en sağlıklı yolu bu olduğunu söylemiştik.

  Buna binaen sahabeden gelen rivayetler Musned(zahiren muttasıl bir senetle sahabenin resulullah’a ref’ ettiği haber)  olarak geldiği gibi Mürsel (sahabinin düşüp tabiinin Resulullah’a ref’ettiği) olarak gelen rivayetlerdir.

  Bu açıdan ele alındığında esbab-ı nüzul tasnif edilmiş, tasnifinde ihtilafa düşülmüştür.       

               Ayrıca esbab-ı nüzul ile ilgili bazı problemli meseleler vuku bulmuştur. Bunlar tasnif sırasında, taaddüt ve taahhür meselesi ile, nüzule sebep olan hadiseye bağlı olarak nüzul eden ayetin has mı olduğu, yoksa umum mu ifade ettiği meselesidir.    

  ESBAB-I NÜZULLE İLGİLİ DİSİPLİNLER (İLİMLER)

  Esbab-ı nüzulle ilgili bir takım  disiplinler söz konusudur. Bunlar hikmet-i teşriiye, mübhemat, tenasüb ve insicam birer disiplindir. Bu disiplinlerde esbab-ı nüzulden farklı olarak en önemli husus, aklın, yani re’y-ictihad’ın söz konusu olmasıdır. Bu da şu demektir; bu disiplinlerin ihtilafa açık olmalarıdır.

 

       2. BÖLÜM

KUR’AN-I KERİM’İN ANLAŞILMASINDA ESBAB-I NÜZUL RİVAYETLERİNİN DEĞERLENDİRMESİNİN SONUÇLARI

  Kur’an’ın evrensel mesajı gözetilmesi, yorum zenginliğine  açık olduğu bilinmesi bu gölgelenmemesi gerekir. Aksi olduğunda o zaman ilkesiz bir yaklaşım olur.

Kur’an’ın anlaşılmasında esbab-ı nüzul ’un yetersiz kalma sebepleri ;

  Rivayetler açısından yetersiz olabilir. Bu da senedde sahabe veya tabiinin birsinin düşmesi sonucu senedde bir kopukluğun oluşması bir eksikliği doğurabilir.

  Senedlerin hazf edilmesi veya rivayetlerin tasnifine dikkat etmeme veya rivayet siygalarına dikkat göstermeme yetersizliğe sebebiyet verebilir.

 Ayrıca Kur’an’ın Umum değil husus ifade ettiği anlamı verilmesi çabalarıdır.

Taaddüt-taahhür açısından yanlış değerlendirme yapılması da sebepleri doğuran unsurlardandır.

Tarihi gerçekler ile zamansal uyumsuzluk   bir başka sebebi teşkil eder.

  KUR’AN’IN ANLAŞILMASINDA ESBABI NÜZUL RİVAYETLERİNİN DOĞURDUĞU  OLUMSUZ SONUÇLAR

  Bu olumsuzlukların başında yorum zenginliğine engel olmasıdır.  Kur’an’ın evrensel hedefi olan Kur’an-İnsan hayat bütünleşmesini engelleyebilir. Kur’an en önemli özelliği evrensel olmasıdır. Kur’an ferde ve topluma, bütün insanlığa ,bütün memleketlerde bütün devirlerde insanın hem maddi hem de manevi yönüne hitap ederek hidayete vesile olur.

  Kur’an anlaşılmasında bazen tarihçiler, rivayet tefsiri yazarları vaaz eden kussas çıkarları doğrultusunda esbab-ı nüzul konusu istismar edilebilir.

3.BÖLÜM

ESBAB- NÜZULE YENİ BİR YAKLAŞIM

  Sahabe döneminde kitabet ve tedvin hareketi ortaya çıkmadan ,nüzul ortamına ait bilgilerin şifahi olarak aktarıldığını hatırlarsak , selef alimlerinin esbab-ı nüzule önem vermeleri daha iyi anlaşılmış olacaktır.

 Efendimiz ve ashabın tefsirle ilgili açıklamaları rivayet yoluyla nakledilmiş ,bu da İslam tarihinde büyük tesir oluşturmuştur. Çünkü esbab-ı nüzul hem tarihi hem de aktüel bir gerçek olarak nüzul ortamına ait gerçekleri de bünyesinde barındırmaktadır.

  Kur’an’ ın anlaşılması çabasında Kur’an nüzul  asrı insanını yansıtan esbab-ı nüzul rivayetlerinin aktüel fonksiyonunu tespit etmek, çağımız Kur’an araştırmacılarını ilgilendirmektedir. Bunu gerçekleştirmek için esbab-ı nüzule ihtiyaç duyulan noktaları belirlemek gerekir. Mesela nüzul asrının ;sosyal, fikri, iktisadi, siyasi şartları ve dönemin insanını inceleyen araştırmalar esbab-nüzulden Kur’an’ı anlamak  için daha fazla faydalanmamızı sağlayacaktır.

ESBAB-I NÜZUL RİVAYETLERİNİN YENİDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

Esbab-ı nüzul bilgisine birebir bağlı kalınmayacağı gibi, tamamen de uzak serbest bir şekilde ilkesiz değerlendirilme yapılması da doğru değildir. Her iki durum da Kur’an’ın anlaşılmasında ciddi problemler doğurur. Bu nedenle ilk yapılması esbab-ı nüzul  rivayetlerinin yeniden değerlendirilmesi gerekir. Değerlendirilme ilkeleri de belirlenip ortaya konmalıdır.

 Bu ilkeler belirlenirken esbab-ı nüzul rivayetleri ihata edilemeyeceğinden; Kur’an’ı bir bütün içinde okumak ve onu anlamaya çalışmak gerekir.

  Sebeb-i nüzulü bilmenin gereklerini tespit ederken, Arap dilinde kasıt ve manayı araştırıp, ifade ettiği manayı belirlemek gerekir. Kur’an’ın anlaşılmasında zahir nassları, mücmel naslardan ayırt etmek  gerekir.

  KUR’AN-I KERİM’İN BÜTÜNLÜĞÜNÜN DKKATE ALINMASI

Kur’an’ın anlaşılmasında esbab-ı nüzulün rolü açısından Kur’an’ın bütünlüğünü en iyi ifade eden ‘’Bütün olarak Kur’an’ı kerim’ dir. Bütün olarak Kur’an tamamen birleşik bir bütün olarak kavranmalıdır. Çünkü Allah-insan –evren ilişkisinin anlaşılması ve de Kur’an’daki kelimelerin, cümlelerin, ayetlerin ve surelerin manaları ve de kazandıkları yeni manaları hep Kur’an’ın bütünlüğü dahilindedir.

Kur’an’ın bütünlüğü dikkate alınırken onun bir hidayet rehberi olduğu unutulmamalı ,bundan kasıt onunla yaşamak veya onu anlamak isteyen insan  ,   o anda iniyormuş gibi ele almak gerekir. Esbab-ı nüzulün yeri bu bağlamda anlaşılmalıdır.

SİYAK-SİBAK ‘IN GÖZÖNÜNDE BULUNDURULMASI

Kur’an-ı Kerim’in anlaşılmasında esbab-ı nüzulden yararlanırken siyak-sibak ‘ın göz önünde bulundurulması Kur’an’ın bütünlüğü açısından önemlidir.

  Sibak :Bir şeyin öncesi geçmişi, bağ, sözün baş tarafı gibi anlamlara gelir. Siyak ise: İfade üslup, sözün gelişi gibi anlamlara gelir.  

  Kur’an’ın anlaşılmasında esbab-ı nüzul rivayetlerini değerlendirirken ayetlerin siyak-sibakına mutlaka bakılmalıdır. Ayetlerin bağlamı ile münasip olmayan rivayetlere itibar edilmemesi gerekir. Nass-siyak-sibak-rivayet uyumuna  kesinlikle dikkat etmek gerekir.

ESBEBI NÜZUL VE TARİHİLİK KAVRAMI

  Kur’an’ı Kerim’in muhatabı insan olup, onun ana gayesi de insana hidayet rehberi olmaktır. Bu bağlamda tarih ve tarihlilik karakteristiği ortaya koymaktadır. Yani insan tarihi bir varlıktır. Yani yaptıkları ‘’şimdi’’ içinde olup bitmez.  Yaptıkları  zamanın safhalarına yayılmışlardır.  Bu yayılma insanın tarihselliğini oluşturur. Yapıp etmeler, amaçlar, değerler, dinsel inançlar… vb. faktörler insanın bütünlüğünü oluşturur.

       İKİNCİ KİTAP

      SA’LEBE KISSASI

    ESBAB-I NÜZULE YENİ BİR YAKLAŞIM

Esbab-ı nüzul daha önce de bahsettiğimiz üzere, nüzul ortamında meydana  gelen bir hadise veya Hz. Peygambere yöneltilmiş bir soruya, vuku bulduğu günlerde bir veya daha fazla ayetin, hadiseyi veya soruyu cevaplamak veya hükmünü açıklamak üzere inmesine teşkil eden ve vahyin nazil olduğu ortamı resmeden hadisedir.

Bu sebeple esbab-ı nüzul ,nüzul zamanı ve ortamında meydana gelen Kur’an-insan ilişkisini gösteren olaylardır, oluşan  süreçtir. Bu süreçteki olayları bilmek Kur’an’ı   anlamada ve anlaşılmasında önemli bir yer alır.  Ancak sadece bu olumlu yönünü alıp eleştiriden uzak bir yaklaşımdan çok, medar-ı iftiharımız olan kültür mirasımızı bırakan alimlerimizin düşünceleri ,eserleri doğrultusunda ,geçmişi hırpalamadan ,yıpratmadan yeni bir yaklaşıma ihtiyaç vardır. Bu da günümüzde Kur’an’ın daha kolay ve de daha sağlıklı anlaşılmasına  vesile olacaktır.

  SALEBE KISSASI

 Hemen her müfessirin Tevbe süresi 75. Ayetin nüzul sebebi olan Sa’lebe kıssası, bilinen bir kıssa olup özetle şöyledir:

 Sa’lebe efendimizin huzuruna gelmiş:

-‘’Ya Resul Allah, Allah’a dua et de bana çok mal versin’’ demiş.

- Hz. Peygamber de :

-Ya Sa’lebe ,hakkını eda ettiğin az, takat getirmeyeceğin çoktan hayırlıdır’’ diyerek cevap vermiş. Sa’lebe dileğini tekrarlamış ve demiş ki:

-Seni Hakk ile gönderene yemin ederim ki bana çok verirse mutlak ve mutlak her hak sahibinin hakkını veririm.

Bunun üzerine Efendimiz dua etmiş, o da bir davar edinmiş. Derken çoğaldıkça çoğalmış. Medine arazisi dar gelmeye başlamış. Bir vadiye yerleşmiş ve böylece cemaate devam etmekten ve hatta Cuma’dan bile uzaklaşmış. Bunun üzerine Hz. Peygamber sual buyuruş, denilmiş ki :

-Malı çoğaldı, vadi almaz oldu.

Hz. Peygamber:  -Vay Sa’lebe ’ye!  buyurmuş ve sadakaları toplamaları için, iki tahsildar göndermiş. Medine ahalisi bunlara sadakalarını vermişler. Ancak Sa’lebe ‘ye  Hz. Peygamber’in farzlarını açıklayan fermanını okuyup sadakayı istediklerinde :

‘’Bu cizyeler ne? Bu cizyenin kardeşi ,hele siz gidin de düşüneyim’’ demiş. Tahsildarlar dönüp Resulullah’a geldiklerinde, daha onlar bir şey söylemeden iki kere vay Sa’lebe’ ye buyurmuş. İşte bu sebeple bu ayetler nazil olmuş. Sonra Sa’lebe sadakayı alıp kendisi getirmiş, fakat Hz. Peygamber:

-Allah Teala beni senin sadakanı kabulden men eyledi. diyerek kendisi hakkındaki hükmü açıklamış . O zaman Sa’lebe başına toprak saçmağa başlamış, Hz. Peygamber de :

-Bu senin amelindir. Emrettim itaat etmedin. şeklinde cevap buyurmuş. Sa’lebe, zekatını Hz. Peygamber’in irtihalinden sonra sırasıyla Hz. Ebu Bekr’e, Hz. Ömer’e getirmiş onlar da kabul etmemiş. Sa’lebe daha sonra Hz. Osman zamanında helak olmuş. 

  Kıssa sire ,rical, tarih, hadis, tefsir kitaplarında  yer almış. Kıssanın gerçek olduğu veya gerçek olmadığı açıklanmış. Bu kıssa Tevbe 75. ayetinin anlaşılmasında bize pek müşahhas bir kanaat vermemiştir. Kur’an’ın anlaşılmasında yeni bir yaklaşıma ihtiyaç olduğu açıktır. Bu yeni yaklaşım yapılırken

-Hadis usulü açısından tenkid edilmeli

-Rivayetler tasnif edilmeli

-Tarih ilminden faydalanılmalı

-Kur’ ani bütünlük ve siyak-sibak bağlamında değerlendirilmelidir.

Sonuç olarak bu kıssa Kur’an’ın anlaşılmasında bir örnektir. Bu örnek ve benzerleri yukarıdaki değerlendirmeler göz önünde bulundurularak yapıldığında , Kur’an’ın mana zenginliği anlaşılacaktır. Kur’an’la aydınlanacak hayatımızın zenginliği, Kur’an’ın zengin bir biçimde yorumlanmasıyla ve hayata geçirilmesiyle mümkündür.

  3.KİTAP

TARİHSELLİK VE ESBAB-I NÜZUL

Tarihsellik kavram olarak, tarihi oluşturan insanın tarih ile ilgili yaşam tecrübesinden elde ettiği bilgidir. Bir başka ifadeyle tarihsellik, insanın varlığıyla beraber ortaya çıkan imkan ve yetenekleri ile bizzat yaşadığı, hayata geçirdiği bir vakıa ile, tarihle ilgilidir.

Filozoflarda bu alanda faaliyette bulunmuşlardır. Tarih hakkında hüküm ve değerlendirmelerde bulunmuşlar , içeriğini belirlemişlerdir. Bu kavramı  belirlerken ,anlam yüklerken kişisel yaklaşım arz etmektedir. Kişinin hayatı algılayışına , dünya görüşüne ve anlama kabiliyetine bağlıdır. Fertlere ,zamana göre değişim gösterir.

Bu sebeple tarihsellik, birçok şekilde tarif edilmiş, hepsi de tarihselliğin bir yönünü ele almıştır.

Kur’an, insan ve tabiat arasında bir ilişkiye işaret eder. Birbirinden ayrı tutmaz. Her ikisi de fıtratlarına uygun hareketi vahiyden alır.

  Kur’an’ın ana muhatabı insan oluşu ve onu doğru yola iletme ana gaye edinmesi, tarih  ve tarihsellik bağlamında temel karakteristiğini ortaya koymaktadır. Bu sebeple  Kur’an ,geçmişi, yaşanılan zamanı , ve geleceği ile bir bütün halinde ele alır. Bunu da hemen hemen her sürede ele alır. İnsanın tarihsel bir varlık olduğunu  bunun da insanın varlık koşullarından biri bulunduğunu belirtir.

  Kur’an’ın nüzul ortamına yönelik üslubuna gelince ; Mekke’de olsun ,Medine’de olsun, Kur’an ,vahiy-insan-hayat bütünlüğünü esas alır. İşte nüzul asrında muhatap olan insanlar dünyevi hayatı sürdürüp gündelik işlerini  görürlerken bu Kur’ ani ilke işlevini yerine getirmiştir. Esbab-ı nüzul doğrudan doğruya nüzul ortamında fili olanı gerçek hayatı gösterme konusunda aracı olmuştur. Yani esbab-ı nüzul vahiyle beraber birebir münasebet içerisindedir. Vahiy tamamlanmasıyla bu münasebet son bulmuştur. Fakat Kur’an-insan-hayat münasebeti  devam edeceğini Kur’an beyan etmiştir.

Sonuç olarak:

-Esbab-ı nüzul-tarihsellik kavram ilişkisinde vurgulanması gereken, Kur’an’ın yaşanmış, yaşanabilir ve yaşanacak bir hidayet rehberi olduğudur.

-   Başka özgü kültürlere ait kavramlar kullanılırken ,kavramların tarihleri, içerikleri ,kullanıcının dünya görüşü göz önünde bulundurulmalı.

-Kullanılan kavramların hangi manada kullanıldıkları belirtilmelidir.

Esbab- nüzul rivayetleri ile yazılacak orijinal tarih nüzul asrını en sahih şekilde izleme imkanı sunacaktır. Tefsir için yapılan esbab-ı nüzul rivayetleri ile yazılacak düşünülmüş tarih, Kur’an’ı anlamaya çalışan insanın ufkuna sunacaktır. Bu da insanın varlık bilincine katkı sağlayacaktır. Bu da esbab-ı nüzulün Kur’an’ın anlaşılmasındaki önemini ortaya koymaktadır. Bu yaklaşım Kur’an-insan-hayat bütünleşmesinin canlı örneğini ortaya sermektedir. Bu da Kur’an’ın yaşana bilirliğini göstermektedir.

      Selam ve Saygılar.        



[1] Bakara,219.

[2] Nisa,82.

[3] Bakara,118

[4] Alak,1-5.


0 Yorum - Yorum Yaz

4. ödev    27.12.2013

 

2013-2014 GÜZ Yarıyılı  Tefsir Bölümü Ebab-ı Nüzul 4. Ödev (Mehmet Tahir PEKİM / öğrenci no:12952702)

 

KUR ‘AN VE BAĞLAM KİTABININ HULASASI VE ESBAB-I NUZÛL İLE İLGİLİ ON TANE KİTAB İSMİ

 

HULASA

 

  1. Tefsir usulüne dair tarifleri ve bu ilmin ilk kurucusu tespit edilmeye çalışıldı. Ayrıca bu alanda yazılmış eser ve çalışmalar genel olarak değinilmiştir.

  2. Kur ‘anın anlaşılmasında usul ilminin yanında özellikle esbabı nuzül konusunun önemi kıvranıldı

  3. Esbab-ı nüzulün tarifi tespiti ve bu konudaki görüşlerin yanında sahabeler den sonra kimsenin esbabı nuzûlü yeniden tespit edilemeyeceğini öğrendik.

  4. Kur ‘anın anlaşılmasında her nekadar önemli bir yer işgal etse de esbab-ı nuzûlun anlaşılmasında tartışmalar olduğu ve bunun için esbab-ı nüzulü kullanma noktasında yeni bir yöntem ve metoda ihtiyaç olduğu gerçeğini gördük. Mesela nüzul asrının; sosyal, fikri, iktisadi, siyasi şartları ve dönemin insanını inceleyen araştırmalar esbab-nüzulden Kur’an’ı anlamak  için daha fazla faydalanmamızı sağlayacaktır

  5. Bir tefsirin yazılmasında nelere dikkat edilmesi gerektiğini öğrenmiş olduk. Ayrıca İdeal bir tefsirin nasıl yazılabileceği hakkında bilgi sahibi olduk.

  6. Çerçevesi çizilen yeni esbab-ı nuzûl yöntemi ışığında bir örnek olsun diye sâ‘lebe kıssaı ve bu konudaki sebebi nüzuller ele alınmıştır.

  7. Esbab-ı nuzûl konusu felsefi metodlar çerçevesinden incelenmeye çalışılmıştır.

 

 

KİTABLAR

 

  1. Halid b. Süleyman el-Müzenî, el-Muharrir fi Esbabi Nüzûli'l-Kur'an (min hilali Kütübi't-Tis'a),Riyad 1429

  2. Ebu'l-Ferec İbnü'l-Cevzî(597), Esbabu'n-Nüzûl

  3. Hasan Tahsin Emiroğlu, Esbab-ı Nüzûl, Konya 1983

  4. Abdulfettah Abdülgani Kadi ; trc. Salih Akdemir,          Esbab-ı nüzul 

  5. Ebü'l-Fazl Celaleddin Abdurrahman b. Ebî Bekr Suyuti lubabı’n-nukûl fi Esbabü'n-nüzul. 

  6. Ebü'l-Hasan Ali b. Ahmed b. Muhammed en-Nisaburi Vahidi Esbabü'n-nüzul. 

  7. İbn Halife el-Uleyvî(1416/1999), Camiu'n-Nukûl fi Esbabi'n-Nüzûl

 

MEKÂLELER

 

 

  1. Hasan Hanefî: “Esbab-ı Nüzul” ün Anlamı Nedir?, çeviren: Ahmet Nedim Serinsu, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 1998, cilt: XXXVIII, s. 225-232.

     

  2. Mennâu'l-Kattân: Esbab-ı Nüzûl, çeviren: Erdoğan Pazarbaşı, İbrahim Görener, Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2001, sayı: 11 [Prof. Dr. Şaban Kuzgun’un Anısına], s. 153-172.

     

  3. Selahattin Polat: Esbab-ı Nüzul Üzerine, I. Kur’an Haftası Kur’an Sempozyumu, 03-05 Şubat 1995, 1995, s. 110-117.

     

  4. Yazıcı İshak: Nüzûl Sebeplerini Bilmenin Kur’ân Tefsirindeki Önemi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 1987, sayı: 2, s. 117-128

     

  5. Öztürk Mustafa: Kur’an’ın Tarihsel Bir Hitap Oluş Keyfiyeti, İslâmî İlimler Dergisi, 2006, cilt: I, sayı: 2, s. 59-78

     

  6.  Burhan Baltacı: Taberî’nin 96/Alak Suresi 1–5. Ayetlerin Tefsirinde YerVerdiği Rivayetlerde Nüzul Sürecine İlişkin Veriler, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 51:2(2010), ss. 215-240

     

  7. Muhsin Demirci:  Esbâbu’n-Nüzulün Kur’an Tefsirindeki Yeri


0 Yorum - Yorum Yaz


2013-2014 Akademik Yılı

Güz Dönemi Doktora Ödevi

Mustafa FIRAT

ÖĞR. NO: 13922714

Esbab-ı Nüzul I

4. Ödev: Kur’an ve Bağlam kıraati hülasası nedir? Yazınız.

“Esbab-ı nüzul” hakkında on kitap ve on makale (literatür) adı veriniz.

Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu Hocamızın Kur’an ve Bağlam isimli kitabı içerik olarak üç temel başlıklı  bir kitap olarak karşımıza çıkıyor.

BİRİNCİ KİTAP

Giriş Kısmında : Kur’ân’ın Anlaşılmasında Esbâb-ı Nüzul’ün Rolü konusu altında hocamız konuya girmeden  Esbâb-ı Nüzul hakkındaki Araştımasının  Konusu ve Önemi, Amacı ve Metodu’nu açıklayarak kitabına giriyor. Önemini Esbâb-ı nüzul bilgisi, Kur’ân-ı Kerîm’in nüzul ortamının aslî bir unsur oldığunu, İslâmî ilimlerin birçok alanında âlimlerce önemle üzerinde durulan bir vakıa olageldiğini belirttikten sonra esbâb-ı nü­zul hakkında tek kaynağın sahabe olduğunu sonraki nesillerin esbâb-ı nüzul anlayışına etki etmiştir. O sebepledir ki seleften bazıları, “Kur’ân’ın anlaşılmasında en emin yol esbâb-ı nüzuldür” dediklerini naklederek önemine vurgu yapmıştır. Şâtibî’nin bu sözleri “esbâb-ı nüzulü bilen kimsenin Kur’ân-ı Kerîm’i de bileceği” mânasında yorumla­dığından bahisle aslında böyle bir anlayışın temelinin hicrî ikinci asra kadar indirmek mümkün olduğunu  bundan dolayı kitabın birinci bölümünde Kur’an ilimleri ve esbâb-ı nüzul il­mi incelenmiştir. Kur’ân ilimleri kavramının doğuşu ve gelişimi ele alınmış, son­ra da bu ilimler içerisinde esbâb-ı nüzul ilminin konumu araştırılmıştır. Bilahare esbâb-ı nüzul ilmi bütün yönleriyle konu edinilmiştir. Dolayısıyla birinci bölümde “bir vâkıa olarak esbâb-ı nüzul nedir?” sorusuna cevap aranmıştır.

İkinci bölümde ise Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması çabalarında esbâb-ı nüzul olgusunun oluşturduğu çerçeve ve sonuçlarının ele alındığını Burada esbâb-ı nüzule eleştirel bir yaklaşımda bulunarak bunu gerçekleştirmeye çalıştığını ifade etmiştir. Yöneltilen tenkitlerin esbâb-ı nüzul olgusunu en isabet­li ve en sağlıklı bir şekilde değerlendirmeye katkı sağlıyacağını ifade etmiştir.

Üçüncü bölümde ise esbâb-ı nüzule yeni bir yaklaşım denemesinde bulun­duğunu İlk bölümde esbâb-ı nüzul olgusunu bize ulaştığı haliyle inceledikten ve ikin­ci bölümde de bu malzemeyi kritiğe tâbi tuttuktan sonra, çözüm önerilerini ortaya koymak lazım geldiğini, burada da esbâb-ı nüzul meselesine bu açıdan ve güncel yani için­de bulunduğumuz şartlar içinde Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması çabalarında bir kat­kısı ve anlamı olacak şekilde  yaklaşmaya gayret ettiğini ifade etmiştir.

 Esbâb-ı nüzul konusunda şimdiye kadar yapılmış araştırmalarda ortak özelliğin klasik Kur’ân ilimlerinden veya esbâb-ı nüzulden bahseden eserlerdeki malumatı nakletmek, bilhassa esbâb-ı nüzulü bilmenin faydalarından söz etmek şeklinde tanımlanabileceğini, halbuki esbâb-ı nüzulün ne olduğunu öncelikle ortaya koyduktan sonra “bu malzeme, Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında ne kadar yararlıdır” meselesini tartışmak icap ettiğine dikkat çekmiştir.

Araştırmanın amacını ise Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında başvurulması gerekli bir kaynak olarak asırlardır Esbâb-ı nüzul ilminin, dikkate alındığını bu sebeple bu alandaki katkısı ve ona olan ihtiyacımızın boyutları tespit edebilmek adına;

- Esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin geçmişten günümüze bir nevi muhasebesini yapmak, bu bakımdan da öncelikle meseleyi Kur'ân ilimleri ve esbâb-ı nüzul gibi konuyla ilgili kavramları tanımlayarak esbâb-ı nüzulü ele almayı gaye edindiğini söylemektedir.

-Ardından esbâb-ı nüzul olgusu­nun Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılması maksadıyla kullanılırken ve değerlendirirken yapılan hataları ortaya koyarak düşülebilecek yanlışlıklara dikkat çekmeyi amaç­ladığını ifade etmiştir.

- Esbâb-ı nüzul olgusunu günümüze nasıl taşınabileceğinin araştırmasının amaç edinildiğini,
 yoksa esbâb-ı nüzulden bahseden eserlerde görülen ve her biri diğerinden nakledilmiş bulunan bu ilmin yararlarını onaylamak, doğrulamak veya red­detmek yönünde bir gayesinin olmadığını da vurgulamıştır.

Araştırmanın metodunda da Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması bağlamında esbâb-ı nüzul bilgisini göstermeye çalışacağını Böylelikle esbâb-ı nüzul ilminin alanını sınırlandırıp onunla ilgili birçok konuya ayrıntılara girmeden lüzumlu değinmelerle bir metod takip edeceğini ifade etmiştir. Bu yöntem ile esbâb-ı nüzul ilmine;

1-         Vâkıasını tesbit,

2-         Onun tenkidi,

3-         Yeni bir yaklaşım ilkeleri

ile yönelmek, esbâb-ı nüzulden yararlanacak ihtisas sahibi olsun veya olmasın araştırmacılara, esbâb-ı nüzul ve faydaları alanında bütüncül bir değerlendirme im­kanı vereceğini düşündüğünü söylemektedir.

Esbâb-ı nüzul konusunu eserlerinde inceleyen âlimlerin esbâb-ı nüzul ilminin yararlarından bahsederlerken esbâb-ı nüzul rivâyetlerini beş kısma ayırıp orta­ya çıkan problemleri (taaddüt, taahhür, umum-husus gibi) beş kısım içinde hallet­meye çalışırtıklarını, kendisinin de çözümü araması sebebiyle esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin tasnifi başlığı altında bu olguyu inceleyip;

 Bi­rinci bölümde esbâb-ı nüzul rivâyetlerine olgusal (vâkıî) bir yaklaşımda bulunduğunu,

İkinci bölümde esbâb-ı nüzul rivâyetleri olgusalını eleştirdiğini,

 Son bölümde de ter­kîbî bir yaklaşımla Kur’ân'ın anlaşılmasında esbâb-ı nüzul rivâyetlerini nasıl kul­lanmamız gerektiği hakkında çıkardığı sonuçları ortaya koyduğunu ifade etmektedir.

Daha sonra I. BÖLÜM’e girerek Kur’ân İlimleri ve Esbâb-ı Nüzûl ilmiyle ilgili esbâb-ı nüzûl ilminin tanımı, esbâb-ı nüzûl ilminin doğuşu ve gelişimi, esbâb-ı nüzûle dair eserlerden bahisten sonra esbâb-ı nüzulün bilmenin yolu, rivâyetleri, kalıpları (sıygaları),bu rivayetlerin tasnifi üzerinde durarak kadim ulema ve diğer alimlerin - konuya toplu bir bakış yapmak için- tasniflerine yer verdiğini görüyoruz. Ayrıca bu rivâyetlerde ihtilaf edilmesi konusu üzerinde de durmaktadır. I.Bölümü esbâb-ı nüzûlle ilgili meselelere, Esbâb-ı nüzûlle ilgili disiplinlere, İslâm kültür tarihinde esbâb-ı nüzûl rivayetlerinin değerlendirilmesine genel bir bakış yaparak tamamlamaktadır.

II.BÖLÜMÜ,

Kur’ân-ı Kerim’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzûl rivâyetlerinin değerlendirilmesi yapılırken bu alanda ilkesiz yaklaşımlar olduğunu daha doğrusu bazı ilkeler edinmiş olmalarına rağmen bu il­kelerde bir dağınıklık söz konusu olması sebebiyle bu tutumların doğuracağı birçok sonuç oluşmuştur. Bu sonuçları da iki madde halinde incelenebileceğini ifade etmekte;

 Birinci maddeyi bu ilkesiz yaklaşımın yarattığı metodolojik sorunları incelemeye,

İkinci madde de bu metodolojik hataların sonucunda Kur’ân’ın anlaşılması bağlamında oluşan sorunların araştırılmasını inceleyeceğini ifade etmektedir. Böylelikle Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin doğurduğu sonuçları araştırmak incelenen esbâb-ı nüzul olgusunu bugüne taşıyacaktır.

 Kur’ân-ı Kerim’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün yetersiz kalma sebeplerinden biri esbâb-ı nüzulden yararlanırken bu alanla ilgili ilkeleri gözardı eden tutumların bazı problemlere sebep olduğunu, Bu olgu­yu da Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün yetersiz kalma sebepleri ola­rak adlandırdığını söylemektedir. Bu sebeplerin de maddeler halinde ele alıp incelemiştir.

1.maddede rivâyetler açısından yetersiz kalmasının birçok açıdan sebeplerinin olduğunu bunların başımda bu rivâyetler hadîs usûlü açısından incelendiğinde ulaşılan sonucun olduğunu ifade edip Merfû-Musned Esbâb-ı Nüzul Rivâyetleri Üzerine, Mursel Esbâb-ı Nüzul Rivâyetleri Üzerine, Senedlerin Hazfedilmesi, Rivâyetlerin Tasnifine Dikkat Etmeme, Rivâyet Sıygalarına (Kalıplarına) Dikkat Göstermeme başlıklarıyla meseleye eleştirel açıdan yaklaşmaktadır.

2.maddede umumu hususileştirme açısından yani sebebiyet ifade eden sebeb-i nüzulün nass olarak umum değil de husus ifade ettiği şeklinde anlaşılma çabasını göstermektedir.

3. maddede sebeb-i nüzulün taaddüt ve taahhür açısından farklı anlaşılmasını da esbab-ı nüzülün yetersiz kalma sebepleri arasında göstermektedir.

4.maddede tarih ilmînden yararlanma başlığı altında Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün yetersiz kalma sebeplerinden birinin de bu rivayetlerin  bir kısmında  görülen  tarihi gerçeklere aykırılık ile zamansal  uyumsuzluk olduğunu ifade etmektedir.

Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün yetersiz kalma olgusunu işledikten sonra esbâb-ı nüzulün yetersiz kaldığı bu hususların Kur’ân’ın anlaşılmasında hangi sonuçları ortaya çıkardığı konusuna geçmektedir.

1-YORUM ZENGİNLİĞİNE ENGEL OLMASI

2-KUR’ÂN-I KERÎM’İN EVRENSEL HEDEFİ OLAN KUR’ÂN-İNSAN-HAYAT BÜTÜNLEŞMESİNİ ÖNLEMESİ

3-Şahısların Ebedileştirilmesi, Mezhep Hareketlerine Etkisi bağlamında KONUNUN İSTİSMAR EDİLMESİ konularına yer vermektedir.

 

III. BÖLÜM

ESBÂB-I NÜZÛLE YENİ BİR YAKLAŞIM:

Esbâb-ı nüzulü önceki iki bölümde vakıa olarak (olgu: olmuş olan, gerçek­leşmiş olan) ve doğurduğu sonuçlar açısından ele alıp inceledikten ve esbâb-ı nüzul bilgisinin mevcut hali ile Kur’ârı-ı Kerîm’in anlaşılmasında bazı sıkıntı­lara neden olduğunu ortaya koyduktan sonra;

 Bu bölümde ise hocamız, Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün daha doğru bir şekilde kul­lanılmasına imkân verecek ve işlenen hataları önleyecek yeni bir yaklaşıma ihtiyaç ol­duğu gerçeğinden hareketle bu bölümde konu ile ilgili düşüncelerini söylemeye çalışacağını ifade etmekte ve ilk başlığını;

A.ESBÂB-I NÜZÛL RİVÂYETLERİNİN YENİDEN DEĞERLENDİRİLMESİ şeklinde bir girişle sunmaktadır.

Konuya girmeden önce  Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzule olan ihti­yaç ve bu bağlamda esbâb-ı nüzul ilminin yararları üzerinde durmakta ve Kur’ân ilimleri ve esbâb-ı nüzul ilmini incelerken Selef âlimlerinin Kur’ân tefsirine yönelenlerde aradıkları şartlardan birinin esbâb-ı nü­zul bilgisi olduğu hatırlatılmakta murad-ı ilahiyi anlama adına Zerkeşî, İbnu Dakîki’l-İyd, Ebu’l-Feth el-Kuşeyrî ve Suyûtî esbâb-ı nüzul bilgisini Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında “güvenilir bir yol” olarak tanımlamışlardır. Çünkü o, hem tarihî hem de aktüel bir gerçek olarak Kur’ân-ı Kerîm’in nüzul ortamına ait haberleri içermekte­dir. Dolayısıyla onun da Kur’ân'ın anlaşılması ve anlatılması ile ilgili bir temel prensip olarak algılanması ve değerlendirilmesi gayet tabiîdir. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması çabalarında Kur’ân-nüzul asrı insanı arası­daki ilişkiye bir anlamda ayna konumunda olan esbâb-ı nüzul rivayetlerinin aktü­el fonksiyonunu tespit etmek ise çağımız Kur’ân araştırıcılarını ilgilendirmektedir.

Bunu gerçekleştirebilmek ise, esbâb-ı nüzule ihtiyaç duyulan noktalan tes­pit etmeye bağlıdır. Yani Kur’ân-ı Kerîm’in nüzul dönemindeki muhataplarının bilgisiyle aydınlanacak âyetler tespit edilmelidir. Bu yöndeki çabalan destekleye­cek çalışmalara da ihtiyaç olduğu açıktır. Mesela nüzul asrının;

a.         sosyal şartları,

b.         fikrî şartları,

c.          İktisadî şartları,

d.         siyasî şartları,

e.          ve o dönemin insanım inceleyen araştırmalar esbâb-ı nüzulden Kur’ân’ı anlama yolunda daha çok istifade etmemizi sağlayacaktır.

 Bu sebeple hocamız III. bölümde esbâb-ı nüzul bilgisinin, Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında olması gereken yere oturtulmaya çalışılacağını, bunun gerçekleşmesine imkân sağlayacak yeni bir yaklaşım ve ilkelerin bu bölümde ele alınacağını ifade etmiştir. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında ciddî sonuçların doğmaması için Esbâb-ı nüzul bilgisine bîgâne kalınmamasının yanında kullanımının, değerlen­dirilmesinin ilkeler konularak yapılmasını gereğine işaretle Bu amaçla ilk yapılması gereken şeyin esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin ye­niden değerlendirilmesinin yapılması Onun için de esbâb-ı nüzule olan ihtiyacın sınır­larının belirlenmesi ve esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin nasıl değerlendirileceğinin ilkelerinin araştırılıp ortaya konmasının gerekliliği ifade edilmektedir.

1. ESBÂB-I NÜZULE OLAN İHTİYACIN SINIRLARINI BELİRLEYEN İLKELER

Esbâb-ı nüzul bilgisinin Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında bilinmesi zorunlu ilimlerin başında geldiğinin ifade edilmesi geleneksel yaklaşım tarzının bir ifadesidir. Özellikle esbâb-ı nüzul neden gereklidir, bilinmesinin yararları nelerdir sorularına maddeler halinde cevaplar vermişler ve hep bunlar tekrar edilmiştir. Oysa geleneksel yaklaşımla esbâb-ı nüzulün Kur’ân'ın anlaşıl­masında değerlendirilmesinin bazı olumsuz sonuçlara sebep olduğu görülmekte­dir. Dolayısıyla halledilmesi gereken mesele, Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzule nasıl yaklaşılması ve değerlendirilmesi hususunda odaklaşmakta­dır. Bunun için ilk yapılması gereken esbâb-ı nüzule olan ihtiyacın sınırları üzerin­de durmak, bu konuyu açıklığa kavuşturmak olmalıdır. Hocamız Kur’ân-ı Kerîm'i anlama çabasında esbâb-ı nüzulden yararlanmada ihtiyacın sınırlarını belirleyen iki grup ilkenin söz konusu olduğunu;

 Birinci gruptaki ilkeleri ge­nel ilkeler ve ikinci gruptaki ilkeleri de özel ilkeler olarak adlandırdığını söylemektedir.

 a. Genel İlkeler

Birinci ilke:

Esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin tamamının ihata etmek mümkün değildir. Bütün rivâyetleri toplayıp bunları senet-metin tenkidine tâbi tutmak ciltler dolu­su kitap demektir. Esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin sahih olanlarının ve olmayanlarının tamamını bir araya getirmek ve Kur’ân-ı Kerîm'i yorumlamada (tefsir), anlamada bunları ihata edebilmek pek mümkün görülmemektedir.

İkinci ilke:

 Esbâb-ı nüzulü bilmeden de Kur’ân-ı Kerîm'i(Anlama aktından, fiilinden) anlamak mümkündür. Yani Kur’ân-ı Kerîm'in özünü, bir bağlam bütünü olarak genel anlamını, mesajını tanımak ve kavramak mümkündür. Selef-halef bütün âlimlerin nüzul sebeplerini bilmenin önemi üzerinde durdukları bilinmektedir. Onların bu tavrı, âyet, nüzul sebebi bilinmeden anlaşılamaz anlamına gelmez. Nüzule sebep olan hâdisenin veya sorunun cevabı olan Kur’ân-ı Kerîm elimizdedir.

b. Özel İlkeler

Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzule ihtiyacın sınırlarım esas belirleyecek olan bu ilkelerdir.

 

Birinci ilke:

Sebeb-i nüzulü bilmenin, muktezây-ı hâli (durumun gerektirdiğini, gereğini) bilmek gibi olduğu hallerde.

İkinci ilke:

Sebeb-i nüzulü bilmemenin Kur’ân'ın zâhir nasslarını mücmel nasslar konumuna getirme şüphesi ve güçlüğü bulunduğu hallerde.

Üçüncü ilke:

Bu ilke önceki iki ilkeyi kapsayan bir niteliktedir. Buna göre: Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzule ihtiyacı ilk planda Kur’ân belirlemelidir.

Kur’ân-ı Kerîm'i okuyan veya dinleyen kimse bu eylemi sırasında âyet ve âyetlerde bulunan üstü kapalı bir ifade (ima, telmih) hakkında manâyı yakalamak için bir bekleyişe, arayışa giriyorsa o zaman sebeb-i nüzulü nakletmeye, olayı ayrıntılarıyla anlatmaya ihtiyaç var demektir. Ayetlerin manâlarını herhangi bir okuyucu-araştırmacı sebeb-i nüzullerini bilmeden de anlamış olabilir. Önemli olan esbâb-ı nüzulü Kur’ân-ı Kerîm'i anlama çabasında zikredilen ilkeler çerçevesinde ve ikinci bölümde anılan hatala­ra düşmeden kullanmaktır, değerlendirmektedir.

2. ESBAB I NUZUL RİVAYETLERİNİN HADÎS USÛLÜ AÇISINDAN TENKİDİ:

Hocamız burada esbâb-ı nüzul rivâ­yetlerini yeniden ele alıp değerlendirirken hadîs usûlünden yararlanmanın gereğin­den ve bunu gerçekleştirmek için nelerin yapılması icab ettiğinden söz edeceğini söylemektedir. Esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin hadîs usûlü açısından değerlendirilmesi konusuna çok önem vermek gerektiğine inandığını, Bu alandaki birçok problemin hadîs usûlü kriterlerinin esbâb-ı nüzul rivâyetlerine uygulanması ile aşılacağı kanaatindedir. Bu bağlamda “Ayetin sebeb-i nüzulü işte bu hâdi­sedir” demeden önce ciddi bir araştırma yapmak gerektiğini, bu hükmü verme­den önce epeyce düşünmek zaruretine işaret etmektedir. Daha sonra Esbâb-ı nüzul rivâyetleri hadîs usûlü açısından nasıl ele alınmalıdır sorusu­nun cevabını sekiz alt başlık altında işlemektedir. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında Esbâb-ı nüzul rivayetlerini değerlendirirken  hadis metodolojisinden yararlanarak yapılacak tenkidin senet-metin bütünlüğü içinde yapılması gereği sonucuna ulaşmıştır.

3. RİVÂYETLERİ TASNİF ETME:

Hocamız Esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin hadîs usûlü kriterleri uygulanarak derlenmesi­nin ardından, bu rivâyetlerin tasnif edilmesi adımının atılmasını önermektedir. Çünkü esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılmasında değerlendirilmesi sonucu ortaya çıkan meselelerin bir kısmı bu sayede aydınlanacaktır. Bu tasniften ne anladığını bir bütünlük içinde ilkeler ha­linde sunmaya çalışmıştır. Esbâb-ı nüzul rivâyetleri hakkında yapılan birçok tasnifleri de kapsayan ve meseleleri çözüme kavuşturacak bir tasnifle tasnif ederek bu rivayetleri 2 grup halinde tasnif etmiştir.

a.Esbâb-ı Nüzul Rivâyetleri

b. Tefsir için olan Esbâb-ı Nüzul Rivâyetleri

Bu şekilde rivayetler arasında bir ayrıma gitmiş ve bu ayrımın gerekliliğini iki örnekle açıklamıştır.

Hocamızın III. Bölümde ele aldığı  esbâb-ı nüzûle yeni  yaklaşımda esbâb-ı nüzûl rivâyetlerinin yeniden değerlendirilmesi anabaşlığı altındaki ikinci önerisi ise:

B. KUR’ÂN-I KERÎM’ÎN BÜTÜNLÜĞÜNÜN DİKKATE ALINMASI konusudur. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün değerlendirilmesi sırasında yukarıdaki başlıkta zikredilen ilkeleri tamamlayan önemli bir ilke de Kur’ân-ı Kerîm’in bütünlüğünün dikkate alınmasıdır. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün rolü açısından Kur’ân'ın bütünlüğü kavramına bakıldığında sadece bir vecih ön pla­na çıkmaktadır: “Bütün olarak Kur’ân-ı Kerîm”. Bu vecih diğer veç­heleri de kapsayan, içeren bir niteliğe sahiptir.

Yani Kur’ân’ın bütünlüğü kav­ramının en geniş olan veçhesi budur. Kavrama dahil olan bütün veçhelere şâmildir. Bunların bir araya gelmesiyle ontolojik manâda varlık kazanacağını belrtmekte esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin Kur’ân’ın bütünlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi konusu ile esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin tasnifi konusu birlikte düşünülmesi gerektiği böylece Kur’ân’ın nüzul ortamına ait rivâyetler ile sahabe ve tâbiûnun tefsir için yaptıkları sebeb-i nüzul değerlendirmeleri Kur’ân’ın anlaşılması çabalarında tam yerlerini bulmuş olacağını, Her âyete bir nüzul sebebi arama gibi hatalara düşülmeyeceğini söyler.

Esbâb-ı nüzûle yeni  yaklaşımında üçüncü önerisi ise:

C. SİYAK-SİBAK’IN GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULMASI’dır.

Sîyâk-sibak konusunun tenâsüb ve insicâm” ilmi kapsamına dahil olduğunu, bu konunun müstakil olarak ele alınması Kur’ân-ı Kerîm’in anla­şılmasında esbâb-ı nüzul rivayetlerinden yararlanırken göz önünde bulundurulma­sı gereken bir ilke olarak değerlendirilmesi sebebiyle olduğunu, ayrıca buraya kadar zik­redilen ilkeleri tamamlayıcı bir niteliğinin de varlığı sebebiyle yer verdiğini belirtmektedir.

Öte yandan Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulden yararlanır­ken siyak-sibak’ın göz önünde bulundurulması ilkesi, genel ilke olarak zikredilen Kur’ân’ın bütünlüğü kavramına da dahil bir prensiptir. Nihayetinde hocamız şuna dikkat çekmektedir ki Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılmasında esbâb-ı nüzul rivâyetlerini değerlendirir­ken âyetlerin siyâk-sibakına mutlaka bakılmalıdır. Âyetlerin bağlamı ile mütena­sip olmayan rivâyetlere, itibar etmemekte yarar olduğu açıktır. Nass-siyâk-sibak-rivâyet uyumu kesinlikle göz ardı edilmemelidir.

Esbâb-ı nüzûle yeni  yaklaşımında son olarak öne çıkardığı ve dikkat çektiği konu ise

D.ESBÂB-I NÜZÛL VE TARİHİLİK KAVRAMI konusudur. Esbâb-ı nüzul-tarihîlik münasebeti meselesine öncelikle Kur’ân-ı Kerîm’in tarih ve tarihî bilgi alanındaki ilkelerinden hareketle bakmanın daha isabetli olduğunu düşündüğünü belirterek konuya başlamaktadır. Akabinde şuna dikkat çekmektedir: Kur’ân-ı Kerîm insanı ana konu ve insana hidayet rehberi olmayı ana gaye edinmekle tarih ve tarihîlik bağlanımda temel karakteristiğini ortaya koymuş olmaktadır. Çünkü insan her zaman, geçmişe mal olacak bir “şimdi”nin kalıcı ve belirgin izlerini yaşatarak, kendini sürdürmeye, aynı zamanda, bu gününü dünle doğrulamak için nereden geldiğini, kendinden önce neler olduğunu bulmaya çalışan bir varlıktır. Bir başka deyişle, insan, tarihî bir varlıktır ve bu insanın varlık koşullarından bir tanesidir. Bu sebepledir ki Kur’ân-ı Kerîm’in hemen her sûresinde mutlaka ya insan . toplulukları ya da onlarla ilgili “olgular” ve “olaylar” anlatılır. Dolayısıyla Kur’ân, tarih ve tarihîlik’i, geçmişi, yaşanılan zamanı ve geleceği ile bir bütün halinde insanın faaliyet sahası olarak görmektedir der.

b.       SONUÇ bölümünde ise

 hocamız gayet iyi bir toparlayıcı bir özet sunarak konuyu bir kere daha zihinlerde canlandırarak  1.Kitabı tamamlar ve Esbâb-ı Nüzul’e Yeni Bir Yaklaşımla ele aldığı sa’lebe kıssası ile kitabın ikinci kitabına başlar. Araştırmasının Amacı şöyle tesbit eder: Bu çalışmamızda bir esbâb-ı nüzul rivâyetini yeni bir yaklaşım ilkeleri çer­çevesinde ele alıp değerlendirmekteyiz. Böylece iki yönlü bir maksadı gerçekleştir­mek istiyoruz.

 Birincisi, Kur'ân’ın Anlaşılmasında Esbâb-ı Nüzul’ün Rolü'nde Sa’lebe kıssasını ayrıca incelenmeye değer bir konu olarak tekrar ele alacağımızı ifade etmiştik. Şimdi bunu gerçekleştirmiş oluyoruz. İkincisi ve belki temel maksadımız ise, Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzul’e yeni bir yaklaşımın ilkelerini bir sebeb-i nüzul rivayeti üzerinde tatbik etmektir. Buradan da esbâb-ı nüzul’ün aktüel değerini tesbite ulaşmayı ümit etmekteyiz.[1] Daha sonra bahsi geçen kıssaya girer ve

ilk etapta  HADİS versiyonunu, akabinde SÎRE, RİCÂL VE TARİH KİTAPLARINDA SA’LEBE KISSASINI, HADİS KİTAPLARINDA SA’LEBE KISSASINI, TEFSİR KİTAPLARINDA SA’LEBE KISSASINI ele aldıktan sonra ESBÂB-I NÜZÛLE YENİ BİR YAKLAŞIM IŞIĞINDA SA’LEBE KISSASININ DEĞERLENDİRİLMESİNE geçer ve daha önce yukarıda özetlediğimiz yeni yaklaşımın maddelerini uygular.

a.İlk olarak salebe kıssası rivayetleri hadîs usûlü açısından tenkid edilmelidir.

b.Rivayetler tasnif edilmelidir.

c.Tarih ilminden faydalanılmalıdır.

d.Kur’anî bütünlük ve siyak-sibak bağlamında değerlendirilmelidir der ve uygulamasını yapar.

 İslâm kültür tarihinde esbâb-ı nüzul rivâyetleri Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması sürecinde ve çabalarında izlenen bir yol olmuştur. Ancak bu yolda kullanılan metodun, ilkeleriyle birlikte ortaya konulmadığı da bir gerçektir. Usûl açısından vaki olan bu eksiklik, esbâb-ı nüzul rivâyetleri, genel olarak da tefsir rivâyetleri üzerinde tereddütlerin zuhuruna sebep olmuştur. Tefsîr rivâyetlerini (esbâb-ı nüzul rivâyetleri dahil) eserlerinde nakleden müfessirlerimizin birçoğu İlmî yeterliliklerine, salâh ve takvâ ehli oluşlarına rağmen zayıf, garîb, münker ve İsrailî birçok hadis zik­retmişlerdir. Hatta mevzû hadis naklettikleri vâkidir. O halde âlimlerimizin bir tefsir haberini eserlerinde rivâyet etmiş olmaları, her zaman o rivâyetin “sıh­hatine delil teşkil etmemelidir.

 Kurân-ı Kerîm’in anlaşılması konusunda esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin değerlendirilmesinde yeni bir usûl takip edilmelidir. Böylece, tefsir kitaplarında kalmaya hakkı olmayan pek çok rivayet temiz­lenmiş olacak ve Kurân-ı Kerîm’deki bir âyeti anlamak için tefsir kitaplarına bakan kimseler, onlarla karşılaşıp hiçbir esası olmayan haberlerle meşgul ol­maktan kurtulacaklardır açıklamasını yaptıktan sonra esbâb-ı nüzul/tefsir rivâyetlerinin bilgi­sayar teknolojisinin imkânlarından yararlanarak toplanması gerekliliğine tekrar işaret etmiş, bu gayeyi gerçekleştirecek malzeme/kültür mirasımız elde mevcut olduğunu  ancak bu fertlerin değil, müesseselerin ve kurulacak enstitülerin çatısı altında, çağın imkânlarından yararlanan bir âlimler grubunun gerçekleştireceği bir proje olarak düşünülmesi gereğine işaret etmektedir. Böyle bir projeyi gerçekleştirecek her türlü imkân ül­kemizde mevcut olduğunu ancak himmete ihtiyaç olduğunu söylemektedir. Bu kıssa üzerinden kendi önerdiği Kur’ân’ın anlaşılmasında esbâb-ı nüzul’ün değerlendirilmesi­ne yeni bir yaklaşım getiren ilkeleri, bir âyet/hâdise üzerine odaklayarak bu ilke­lerin uygulanabilirliğini göstermeye çalıştığını ifade etmiştir.

Hocamız, Kur’an ve bağlam kitabının 3. İç kitap bölümünü tarihsellik ve esbab-ı nüzul başlığına ayırmış.

Yukarıda aslında bu konu daha önce III. Bölümde esbâb-ı nüzûle yeni bir yaklaşım başlığı altında esbâb-ı nüzûl rivâyetlerinin yeniden değerlendirilmesi bahsinde yeni yaklaşımda önerdiği ölçülerden biriydi. Konunun önemine binaen konuyu burada geniş ele alıyor. Üçüncü kitabın GİRİŞ         bölümünü iki başlığa ayırıyor.

A.Tarihsellik Problemi ve Açıklanması    

B.Araştırmanın Amacı ve Metodu

Tarihsellik denilince ne anlıyoruz? Bu temel soruya verilecek ilk cevap, bu kelimenin felsefeye ait bir kavram olduğudur. O halde kavram nedir? deyip kavramı tanımlıyor: Kavram, İnsanî bir yapıp etme olarak düşünme faaliyetinin temel aracıdır. Çünkü kavram her türlü tecrübenin ve bir o kadar da varolanların durumunun hep­sinin üzerinde cereyan eden bir olayı hazırlayarak düşüncenin oluşması ve ondan başka fikirlerin doğmasını sağlar.

O halde

kavram bir fikirdir, bir bilgidir. İnsan bir fikri, bir bilgiyi de ancak bazı işaretlerle yani dille ifade eder. Dille ifade ettiği zaman da, bir bilgi ve fikir yükleyeceği işareti belirler. Bir kavram dille ifade  edildiğinde terim adını alır.

Terim, kavramın kendisi değildir; kavramı dil aracılığıyla anlatan bir dilsel simgedir. Kavram ve terimi detaylıca bir şemada ele alıyor.

İzahlarını yaptıktan sonra başta sorduğu sorunun cevabını şöyle veriyor: Tarihsellik de tarih yapan bir varlık olarak insanın, tarih hakkında / edindiği tecrübelerin ve bu alanla ilgili bütün durumların üzerinde cereyan eden zihnî faaliyetinin sonucu oluşan düşünce ve ondan doğan fi­kirlere işaret eden bir kavramdır. Yani tarihsellik, insanın varlık şartlarından kaynaklanan imkân ve yetenekleri ile bizzat yaşadığı, tecrübe ettiği bir durum­la, tarihle ilgilidir.

Araştırmanın Amacı ve Metodunu ise şöyle açıklamaktadır:

Bu çalışmamızda öncelikle tarihsellik kavramını esbâb-ı nüzul çerçevesinde ele alıp inceleyerek bu kavramın doğuşunu ve gelişimini özet bir şekilde ortaya koymak istiyoruz. Böylece Batı kökenli bir kavramı kendi kültür alanımıza nasıl nakledeceğimiz ve kullanacağımıza dair ipuçlarını, o kavramın kültürel ve tarihsel serüveninde aramak imkâ­nı bulacağımızı düşünüyoruz.

Çalışmamızın ikinci amacı, tarihsellik kavramının kendi kültür alanımız­da nasıl kullanılabileceğine dair bir deneme yapmaktır. Böyle bir deneme ile insanı zaman içinde inceleyen bir ilim olarak tarih ve bütün insanlığın tarihini idare eden kanunları matematik formüllerle vermek iddiasındaki tarih felsefesi alanlarına ait tarihsellik kavramını yaşa­mak, anlamını araştırmak ve anlamak amaçlanmaktadır. Özetle bu çalışma, insanın bizzat tecrübe ettiği tarih alanına ait bir tasarımı (kavramı) içselleştire­rek kültür hayatımıza nasıl katabileceğimize, kavramsal aktarımı nasıl sağlaya­bileceğimize ve bu kavramla nasıl hesaplaşabileceğimize dair bir arayışı ifade etmektedir. Daha sonra Tarihsellik kavramının temellendirilmesi’ne geçmekte Tarihsellik Kavramının Doğuşu ve Gelişmesi, Tarihsellik Kavramının Kullanım Çerçevesi ve Alanları alt başlıklarıyla bu kavramın temellendirmesini yapmaktadır.

Daha sonra tarihsellik kavramının tanımıyla gelen anlamlar ışığında esbâb-ı nüzulün tarihselliğine bakmakta

Birinci anlam: Tarihsel olanın varlık biçimi.

Esbâb-ı nüzul, Kur’ân-ı Kerîm’in nüzul ortamına ait bir gerçeklik olarak gerçekliğini o dönemde yaşamış kişilerden (Hz. Peygamber ve Ashâbı) ve onların yapıp-etmeleri sonucu meydana gelen olaylardan almaktadır. Bunun mekân-zaman içinde olmuş, sahîh rivâyetle bize ulaşmış musned- merfû haberler olması sebebiyle elle tutulur gerçekliği vardır.

Böyle düşündüğümüzde esbâb-ı nüzulü, tarihsel olanın varlık biçimi, tarih­sel olanın niteliği olarak anlayabileceğimizi, yani nüzul ortamında ne gibi olaylar olmuş, sorular sorulmuş veya nasıl olmuş da bu âyet veya âyetler nâzil olmuş sorularının karşılığı olarak algılayabileceğimizi söylemekte;

İkinci anlam: Zamana bağlılık, gelip geçicilik.

Esbâb-ı nüzulün tarihselliği hakkında zamana bağlılık, gelip geçicilik tanı­mının isabetli olmayacağını düşündüğünü belirtmektedir.

Öte yandan esbâb-ı nüzul kıssaları, sadece bu kıssaların cereyan edişlerine dair ayrıntılar ve hâdiselerin kahramanları bağlanımda ele alınabilir. Böyle bir du­rumda esbâb-ı nüzule yaklaşım bu çerçevede kilitlenmiş olur. Esbâb-ı nüzul kıssa­larının, Kur’ân mesajının kendine özgü İnsanî biçimleri olduğu göz ardı edileceğine dikkat çeker.

Halbuki esbâb-ı nüzul kıssalarının bu nitelikleri, zamana bağlı, gelip ge­çici (tarihsel) niteliklerdir. Yani nüzule sebep teşkil eden kıssaların ve kahramanlarının yapıp-etmeleri zamana bağlı, gelmiş geçmiş (ta­rihsel) yapıp-etmelerdir. Ama bu anlayışla esbâb-ı nüzule yaklaşmak hatalı bir tavır olacaktır. Çünkü, Kur'ân-ı Kerîm -nüzul ortamı- esbâb-ı nüzul ilişkisini “insan” açısından değerlendirdiğimizde, Kur’ân vahyinin, insanı ve onun varlık koşullarını reddeden değil, aksine insanın varlık koşullarını onaylayan ve insa­nın onların şuuruna vararak geliştirmesine imkân sağlayan bir mesajı içerdi­ğini görmekteyiz.

Esbâb-ı nüzulün tarihsel bir gerçek olması ile onun tarihe bağımlı olması da birbirinden farklı şeylerdir. Çünkü esbâb-ı nüzul dinî bir fenomen olarak, hakikati, tarihsellikten bağımsız olan bir gerçek ola­rak da düşünülmelidir. Çünkü esbâb-ı nüzul orijinal yorum-orijinal tarihtir.

Hayatta sürekli olarak yeni gerçekler, yeni durumlar ortaya çıkar. Bunlan biricik tarihsel gerçekler olarak ele almak mümkün olmadığı- —na göre hayatm tarihsel esasını, temelini açığa çıkarmak gerekir. Kur’ân’a göre hayatın tarihsel esası ve temeli ise geçmişi, yaşanılan zamanı ve geleceği ile bir bütün halinde insanın faaliyet sahası olarak görmesidir. İşte es- bâb-ı nüzule bu bağlamda yaklaşırsak onun Kur’ânî bütünlüğe ait bir olgu ol­duğunu görürüz. Bu sebeple esbâb-ı nüzul, Kur’ân-ı Kerîm’ı, onun anlaşılması meselesinde tarihsel bir görüş açısı içine koyar.

Daha sonra şu değerlendirmelerde bulunur: Esbâb-ı nüzul-tarihsellik kavramı ilişkisine dair ifade edeceklerimiz bundan ibarettir. Görüldüğü üzere esbâb-ı nüzul, mekân-zaman içinde vuku bulması, sahîh musned-merfû) rivâyetle bize ulaşmış olması sebebiyle tarihseldir ve tarihsel gerekliktir. Nüzul ortamında cereyan eden hâdiselerin, soruların karşılığı olarak da tarihsel olanın varlık biçimidir.

Esbâb-ı nüzul, Kur’ân-insan ilişkisinin bir bölümünde oluşmuş insanî yapıp-etmelerdir. Dolayısıyla her mekân-zaman’da benzeri İnsanî yapıp-etmelerle temelde benzerlik gösterir. Aslolan bu tarihsel yapıp-etmelerden bugünün insan meselelerine yönelik ilkeleri tespit edebilmektir. Bun­dan daha önemlisi ise onları amel (eylem) haline getirebilme meselesidir.

Sahâbe’nin musned-merfû rivâyetleriyle nakledilen nüzul ortamına ait esbâb-ı nüzul rivâyetleri, Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılmasında orijinal yorum olarak değerlendirilebilir. Yine bu rivâyetler, Kur’ân’ın anlaşılma sürecinde ve Kur’ân-ı Kerîm tarihinde orijinal tarih olarak adlandırılabilir.

Tefsir için olan esbâb-ı nüzul rivâyetleri ve değerlendirmelerini ise Kur’ân'm anlaşılmasında düşünülmüş yorum olarak nitelendirilebilir. Bu tür ri­vâyetler, Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılma sürecinde ve Kur’ân tarihinde düşünülmüş tarih olarak değerlendirilebilir. İşte tarihsellik kavramı böyle bir kavramdır.[2]

Sonuç bölümünde de TARİHSELLİK VE ESBÂB-I NÜZÛL konusunun bir değerlendirmesini yapmaktadır.

 “Esbab-ı nüzul” hakkında on kitap ve on makale (literatür) adı veriniz.

1- عنوان الكتاب: التفسير الموضوعي للحافظ المتقن مع أسباب النزول وشرح المفردات

المؤلف: حراء للطباعة والنشر

2-عنوان الكتاب: أسباب النزول المسمى لباب النقول في أسباب النزول

 المؤلف: عبد الرحمن السيوطي جلال الدين

3-غاية المأمول في التعليقات على الصحيح المسند من أسباب النزول

المؤلف: عثمان السالمي العثمي أبو عبد الله

4-التفسير الوجيز على هامش القرآن الكريم ومعه أسباب النزول وقواعد الترتيل

المؤلف: وهبة الزحيلي

5- تفسير الجلالين ولباب النقول في أسباب النزول على هامش القرآن الكريم

 المؤلف: جلال الدين المحلى - جلال الدين السيوطي

6-عنوان الكتاب: البرهان في علوم القرآن

 المؤلف: بدر الدين الزركشي

7- عنوان الكتاب: علوم القرآن الكريم

 المؤلف: نور الدين عتر

8-Ahmet Nedim Serinsu, Tarihsellik ve Esbab-ı Nüzûl, Şule Yayınları.

9-Yakup Bıyıkoğlu, Şevkani’nin Fethu’l-Kadir’inde Esbab-ı Nüzûl ve Kur’ân’ın anlaşılması(ayetlerin iniş sebepleri), Rağbet Yayınları.

10-İmadüddin Muhammed Reşid, Esbab-ün-Nüzûl ve eseruha fî beyâni’n-nusus, (dirase mukarene beyne usuli’t-tefsir ve usuli’l-fıkh)

11-İbrâhim Muhammed Ali, Sahihu Esbabi’n-Nüzûl, dirase hadisiyy, Dımaşk, Dârü’l-Kalem.

12-Bessam Cemel, Esbabü’n-Nüzûl Beyrut 2005.

Makale / Literatür:

1- A. Rippin, "The Function of Asbâb al-Nüzül in Qur'ânic Exegesis", BSOAS, U/1 (1988), s. 1-20.

      2- Kırca, Calal, Tenzil Yönteminin Tarihselliği Problemi ve Kur’an Yorumlarına Olan Etkisi, Kur’an Mesajı İlmî Araştırmalar Dergisi, Aralık 1997, sa:2.

     3-Recep Demir, Kur’an Tefsirinde Tarihselci Yöntem, Tarih Kültür ve Sanat Arastırmaları Dergisi, Vol. 1, No. 1, March 2012.

     4- Dini Kavramlar Sözlüğü Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, s.581.

6- M. Rızâ el-Hüseynî, "Esbâbü nüzûli'l-Kur'ân", Türâsünâ, 1/4, Kum 1406, s. 19-67.

7- M. Sait ŞİMŞEK,  Esbabü'n-Nüzûl md., Şamil İslam Ansiklopedisi.AA

8- Diyanet İslam Asiklopedisi, 11.cilt. ESBAB-I NÜZUL md.

9- Mehmet Paçacı, Kur’an ve Ben Ne Kadar Tarihseliz? Ankara Okulu yayınları, Ankara2000, s.55.

10- F. Ahmet Polat, Çağdaş İslam Düşüncesinde Kur’an’a Yaklaşımlar, Doktora Tezi, S.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya 2002.



[1] Kur’an ve Bağlam, Ahmet Nedim Serinsu, s. 270,271.

[2] Serinsu, s. 340, 341,342. 


0 Yorum - Yorum Yaz


2013-2014 Akademik Yılı

Güz Dönemi Doktora Ödevi

Mustafa FIRAT

ÖĞR. NO: 13922714

Esbab-ı Nüzul I

4. Ödev: Kur’an ve Bağlam kıraati hülasası nedir? Yazınız.

“Esbab-ı nüzul” hakkında on kitap ve on makale (literatür) adı veriniz.

Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu Hocamızın Kur’an ve Bağlam isimli kitabı içerik olarak üç temel başlıklı  bir kitap olarak karşımıza çıkıyor.

BİRİNCİ KİTAP

Giriş Kısmında : Kur’ân’ın Anlaşılmasında Esbâb-ı Nüzul’ün Rolü konusu altında hocamız konuya girmeden  Esbâb-ı Nüzul hakkındaki Araştımasının  Konusu ve Önemi, Amacı ve Metodu’nu açıklayarak kitabına giriyor. Önemini Esbâb-ı nüzul bilgisi, Kur’ân-ı Kerîm’in nüzul ortamının aslî bir unsur oldığunu, İslâmî ilimlerin birçok alanında âlimlerce önemle üzerinde durulan bir vakıa olageldiğini belirttikten sonra esbâb-ı nü­zul hakkında tek kaynağın sahabe olduğunu sonraki nesillerin esbâb-ı nüzul anlayışına etki etmiştir. O sebepledir ki seleften bazıları, “Kur’ân’ın anlaşılmasında en emin yol esbâb-ı nüzuldür” dediklerini naklederek önemine vurgu yapmıştır. Şâtibî’nin bu sözleri “esbâb-ı nüzulü bilen kimsenin Kur’ân-ı Kerîm’i de bileceği” mânasında yorumla­dığından bahisle aslında böyle bir anlayışın temelinin hicrî ikinci asra kadar indirmek mümkün olduğunu  bundan dolayı kitabın birinci bölümünde Kur’an ilimleri ve esbâb-ı nüzul il­mi incelenmiştir. Kur’ân ilimleri kavramının doğuşu ve gelişimi ele alınmış, son­ra da bu ilimler içerisinde esbâb-ı nüzul ilminin konumu araştırılmıştır. Bilahare esbâb-ı nüzul ilmi bütün yönleriyle konu edinilmiştir. Dolayısıyla birinci bölümde “bir vâkıa olarak esbâb-ı nüzul nedir?” sorusuna cevap aranmıştır.

İkinci bölümde ise Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması çabalarında esbâb-ı nüzul olgusunun oluşturduğu çerçeve ve sonuçlarının ele alındığını Burada esbâb-ı nüzule eleştirel bir yaklaşımda bulunarak bunu gerçekleştirmeye çalıştığını ifade etmiştir. Yöneltilen tenkitlerin esbâb-ı nüzul olgusunu en isabet­li ve en sağlıklı bir şekilde değerlendirmeye katkı sağlıyacağını ifade etmiştir.

Üçüncü bölümde ise esbâb-ı nüzule yeni bir yaklaşım denemesinde bulun­duğunu İlk bölümde esbâb-ı nüzul olgusunu bize ulaştığı haliyle inceledikten ve ikin­ci bölümde de bu malzemeyi kritiğe tâbi tuttuktan sonra, çözüm önerilerini ortaya koymak lazım geldiğini, burada da esbâb-ı nüzul meselesine bu açıdan ve güncel yani için­de bulunduğumuz şartlar içinde Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması çabalarında bir kat­kısı ve anlamı olacak şekilde  yaklaşmaya gayret ettiğini ifade etmiştir.

 Esbâb-ı nüzul konusunda şimdiye kadar yapılmış araştırmalarda ortak özelliğin klasik Kur’ân ilimlerinden veya esbâb-ı nüzulden bahseden eserlerdeki malumatı nakletmek, bilhassa esbâb-ı nüzulü bilmenin faydalarından söz etmek şeklinde tanımlanabileceğini, halbuki esbâb-ı nüzulün ne olduğunu öncelikle ortaya koyduktan sonra “bu malzeme, Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında ne kadar yararlıdır” meselesini tartışmak icap ettiğine dikkat çekmiştir.

Araştırmanın amacını ise Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında başvurulması gerekli bir kaynak olarak asırlardır Esbâb-ı nüzul ilminin, dikkate alındığını bu sebeple bu alandaki katkısı ve ona olan ihtiyacımızın boyutları tespit edebilmek adına;

- Esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin geçmişten günümüze bir nevi muhasebesini yapmak, bu bakımdan da öncelikle meseleyi Kur'ân ilimleri ve esbâb-ı nüzul gibi konuyla ilgili kavramları tanımlayarak esbâb-ı nüzulü ele almayı gaye edindiğini söylemektedir.

-Ardından esbâb-ı nüzul olgusu­nun Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılması maksadıyla kullanılırken ve değerlendirirken yapılan hataları ortaya koyarak düşülebilecek yanlışlıklara dikkat çekmeyi amaç­ladığını ifade etmiştir.

- Esbâb-ı nüzul olgusunu günümüze nasıl taşınabileceğinin araştırmasının amaç edinildiğini,

 


 yoksa esbâb-ı nüzulden bahseden eserlerde görülen ve her biri diğerinden nakledilmiş bulunan bu ilmin yararlarını onaylamak, doğrulamak veya red­detmek yönünde bir gayesinin olmadığını da vurgulamıştır.

Araştırmanın metodunda da Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması bağlamında esbâb-ı nüzul bilgisini göstermeye çalışacağını Böylelikle esbâb-ı nüzul ilminin alanını sınırlandırıp onunla ilgili birçok konuya ayrıntılara girmeden lüzumlu değinmelerle bir metod takip edeceğini ifade etmiştir. Bu yöntem ile esbâb-ı nüzul ilmine;

1-         Vâkıasını tesbit,

2-         Onun tenkidi,

3-         Yeni bir yaklaşım ilkeleri

ile yönelmek, esbâb-ı nüzulden yararlanacak ihtisas sahibi olsun veya olmasın araştırmacılara, esbâb-ı nüzul ve faydaları alanında bütüncül bir değerlendirme im­kanı vereceğini düşündüğünü söylemektedir.

Esbâb-ı nüzul konusunu eserlerinde inceleyen âlimlerin esbâb-ı nüzul ilminin yararlarından bahsederlerken esbâb-ı nüzul rivâyetlerini beş kısma ayırıp orta­ya çıkan problemleri (taaddüt, taahhür, umum-husus gibi) beş kısım içinde hallet­meye çalışırtıklarını, kendisinin de çözümü araması sebebiyle esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin tasnifi başlığı altında bu olguyu inceleyip;

 Bi­rinci bölümde esbâb-ı nüzul rivâyetlerine olgusal (vâkıî) bir yaklaşımda bulunduğunu,

İkinci bölümde esbâb-ı nüzul rivâyetleri olgusalını eleştirdiğini,

 Son bölümde de ter­kîbî bir yaklaşımla Kur’ân'ın anlaşılmasında esbâb-ı nüzul rivâyetlerini nasıl kul­lanmamız gerektiği hakkında çıkardığı sonuçları ortaya koyduğunu ifade etmektedir.

Daha sonra I. BÖLÜM’e girerek Kur’ân İlimleri ve Esbâb-ı Nüzûl ilmiyle ilgili esbâb-ı nüzûl ilminin tanımı, esbâb-ı nüzûl ilminin doğuşu ve gelişimi, esbâb-ı nüzûle dair eserlerden bahisten sonra esbâb-ı nüzulün bilmenin yolu, rivâyetleri, kalıpları (sıygaları),bu rivayetlerin tasnifi üzerinde durarak kadim ulema ve diğer alimlerin - konuya toplu bir bakış yapmak için- tasniflerine yer verdiğini görüyoruz. Ayrıca bu rivâyetlerde ihtilaf edilmesi konusu üzerinde de durmaktadır. I.Bölümü esbâb-ı nüzûlle ilgili meselelere, Esbâb-ı nüzûlle ilgili disiplinlere, İslâm kültür tarihinde esbâb-ı nüzûl rivayetlerinin değerlendirilmesine genel bir bakış yaparak tamamlamaktadır.

II.BÖLÜMÜ,

Kur’ân-ı Kerim’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzûl rivâyetlerinin değerlendirilmesi yapılırken bu alanda ilkesiz yaklaşımlar olduğunu daha doğrusu bazı ilkeler edinmiş olmalarına rağmen bu il­kelerde bir dağınıklık söz konusu olması sebebiyle bu tutumların doğuracağı birçok sonuç oluşmuştur. Bu sonuçları da iki madde halinde incelenebileceğini ifade etmekte;

 Birinci maddeyi bu ilkesiz yaklaşımın yarattığı metodolojik sorunları incelemeye,

İkinci madde de bu metodolojik hataların sonucunda Kur’ân’ın anlaşılması bağlamında oluşan sorunların araştırılmasını inceleyeceğini ifade etmektedir. Böylelikle Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin doğurduğu sonuçları araştırmak incelenen esbâb-ı nüzul olgusunu bugüne taşıyacaktır.

 Kur’ân-ı Kerim’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün yetersiz kalma sebeplerinden biri esbâb-ı nüzulden yararlanırken bu alanla ilgili ilkeleri gözardı eden tutumların bazı problemlere sebep olduğunu, Bu olgu­yu da Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün yetersiz kalma sebepleri ola­rak adlandırdığını söylemektedir. Bu sebeplerin de maddeler halinde ele alıp incelemiştir.

1.maddede rivâyetler açısından yetersiz kalmasının birçok açıdan sebeplerinin olduğunu bunların başımda bu rivâyetler hadîs usûlü açısından incelendiğinde ulaşılan sonucun olduğunu ifade edip Merfû-Musned Esbâb-ı Nüzul Rivâyetleri Üzerine, Mursel Esbâb-ı Nüzul Rivâyetleri Üzerine, Senedlerin Hazfedilmesi, Rivâyetlerin Tasnifine Dikkat Etmeme, Rivâyet Sıygalarına (Kalıplarına) Dikkat Göstermeme başlıklarıyla meseleye eleştirel açıdan yaklaşmaktadır.

2.maddede umumu hususileştirme açısından yani sebebiyet ifade eden sebeb-i nüzulün nass olarak umum değil de husus ifade ettiği şeklinde anlaşılma çabasını göstermektedir.

3. maddede sebeb-i nüzulün taaddüt ve taahhür açısından farklı anlaşılmasını da esbab-ı nüzülün yetersiz kalma sebepleri arasında göstermektedir.

4.maddede tarih ilmînden yararlanma başlığı altında Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün yetersiz kalma sebeplerinden birinin de bu rivayetlerin  bir kısmında  görülen  tarihi gerçeklere aykırılık ile zamansal  uyumsuzluk olduğunu ifade etmektedir.

Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün yetersiz kalma olgusunu işledikten sonra esbâb-ı nüzulün yetersiz kaldığı bu hususların Kur’ân’ın anlaşılmasında hangi sonuçları ortaya çıkardığı konusuna geçmektedir.

 

 

1-YORUM ZENGİNLİĞİNE ENGEL OLMASI

2-KUR’ÂN-I KERÎM’İN EVRENSEL HEDEFİ OLAN KUR’ÂN-İNSAN-HAYAT BÜTÜNLEŞMESİNİ ÖNLEMESİ

3-Şahısların Ebedileştirilmesi, Mezhep Hareketlerine Etkisi bağlamında KONUNUN İSTİSMAR EDİLMESİ konularına yer vermektedir.

III. BÖLÜM

ESBÂB-I NÜZÛLE YENİ BİR YAKLAŞIM:

Esbâb-ı nüzulü önceki iki bölümde vakıa olarak (olgu: olmuş olan, gerçek­leşmiş olan) ve doğurduğu sonuçlar açısından ele alıp inceledikten ve esbâb-ı nüzul bilgisinin mevcut hali ile Kur’ârı-ı Kerîm’in anlaşılmasında bazı sıkıntı­lara neden olduğunu ortaya koyduktan sonra;

 Bu bölümde ise hocamız, Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün daha doğru bir şekilde kul­lanılmasına imkân verecek ve işlenen hataları önleyecek yeni bir yaklaşıma ihtiyaç ol­duğu gerçeğinden hareketle bu bölümde konu ile ilgili düşüncelerini söylemeye çalışacağını ifade etmekte ve ilk başlığını;

A.ESBÂB-I NÜZÛL RİVÂYETLERİNİN YENİDEN DEĞERLENDİRİLMESİ şeklinde bir girişle sunmaktadır.

Konuya girmeden önce  Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzule olan ihti­yaç ve bu bağlamda esbâb-ı nüzul ilminin yararları üzerinde durmakta ve Kur’ân ilimleri ve esbâb-ı nüzul ilmini incelerken Selef âlimlerinin Kur’ân tefsirine yönelenlerde aradıkları şartlardan birinin esbâb-ı nü­zul bilgisi olduğu hatırlatılmakta murad-ı ilahiyi anlama adına Zerkeşî, İbnu Dakîki’l-İyd, Ebu’l-Feth el-Kuşeyrî ve Suyûtî esbâb-ı nüzul bilgisini Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında “güvenilir bir yol” olarak tanımlamışlardır. Çünkü o, hem tarihî hem de aktüel bir gerçek olarak Kur’ân-ı Kerîm’in nüzul ortamına ait haberleri içermekte­dir. Dolayısıyla onun da Kur’ân'ın anlaşılması ve anlatılması ile ilgili bir temel prensip olarak algılanması ve değerlendirilmesi gayet tabiîdir. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması çabalarında Kur’ân-nüzul asrı insanı arası­daki ilişkiye bir anlamda ayna konumunda olan esbâb-ı nüzul rivayetlerinin aktü­el fonksiyonunu tespit etmek ise çağımız Kur’ân araştırıcılarını ilgilendirmektedir.

Bunu gerçekleştirebilmek ise, esbâb-ı nüzule ihtiyaç duyulan noktalan tes­pit etmeye bağlıdır. Yani Kur’ân-ı Kerîm’in nüzul dönemindeki muhataplarının bilgisiyle aydınlanacak âyetler tespit edilmelidir. Bu yöndeki çabalan destekleye­cek çalışmalara da ihtiyaç olduğu açıktır. Mesela nüzul asrının;

a.         sosyal şartları,

b.         fikrî şartları,

c.          İktisadî şartları,

d.         siyasî şartları,

e.          ve o dönemin insanım inceleyen araştırmalar esbâb-ı nüzulden Kur’ân’ı anlama yolunda daha çok istifade etmemizi sağlayacaktır.

 Bu sebeple hocamız III. bölümde esbâb-ı nüzul bilgisinin, Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında olması gereken yere oturtulmaya çalışılacağını, bunun gerçekleşmesine imkân sağlayacak yeni bir yaklaşım ve ilkelerin bu bölümde ele alınacağını ifade etmiştir. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında ciddî sonuçların doğmaması için Esbâb-ı nüzul bilgisine bîgâne kalınmamasının yanında kullanımının, değerlen­dirilmesinin ilkeler konularak yapılmasını gereğine işaretle Bu amaçla ilk yapılması gereken şeyin esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin ye­niden değerlendirilmesinin yapılması Onun için de esbâb-ı nüzule olan ihtiyacın sınır­larının belirlenmesi ve esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin nasıl değerlendirileceğinin ilkelerinin araştırılıp ortaya konmasının gerekliliği ifade edilmektedir.

1. ESBÂB-I NÜZULE OLAN İHTİYACIN SINIRLARINI BELİRLEYEN İLKELER

Esbâb-ı nüzul bilgisinin Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında bilinmesi zorunlu ilimlerin başında geldiğinin ifade edilmesi geleneksel yaklaşım tarzının bir ifadesidir. Özellikle esbâb-ı nüzul neden gereklidir, bilinmesinin yararları nelerdir sorularına maddeler halinde cevaplar vermişler ve hep bunlar tekrar edilmiştir. Oysa geleneksel yaklaşımla esbâb-ı nüzulün Kur’ân'ın anlaşıl­masında değerlendirilmesinin bazı olumsuz sonuçlara sebep olduğu görülmekte­dir. Dolayısıyla halledilmesi gereken mesele, Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzule nasıl yaklaşılması ve değerlendirilmesi hususunda odaklaşmakta­dır. Bunun için ilk yapılması gereken esbâb-ı nüzule olan ihtiyacın sınırları üzerin­de durmak, bu konuyu açıklığa kavuşturmak olmalıdır. Hocamız Kur’ân-ı Kerîm'i anlama çabasında esbâb-ı nüzulden yararlanmada ihtiyacın sınırlarını belirleyen iki grup ilkenin söz konusu olduğunu;

 Birinci gruptaki ilkeleri ge­nel ilkeler ve ikinci gruptaki ilkeleri de özel ilkeler olarak adlandırdığını söylemektedir.

 a. Genel İlkeler

Birinci ilke:

Esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin tamamının ihata etmek mümkün değildir. Bütün rivâyetleri toplayıp bunları senet-metin tenkidine tâbi tutmak ciltler dolu­su kitap demektir. Esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin sahih olanlarının ve olmayanlarının tamamını bir araya getirmek ve Kur’ân-ı Kerîm'i yorumlamada (tefsir), anlamada bunları ihata edebilmek pek mümkün görülmemektedir.

İkinci ilke:

 Esbâb-ı nüzulü bilmeden de Kur’ân-ı Kerîm'i(Anlama aktından, fiilinden) anlamak mümkündür. Yani Kur’ân-ı Kerîm'in özünü, bir bağlam bütünü olarak genel anlamını, mesajını tanımak ve kavramak mümkündür. Selef-halef bütün âlimlerin nüzul sebeplerini bilmenin önemi üzerinde durdukları bilinmektedir. Onların bu tavrı, âyet, nüzul sebebi bilinmeden anlaşılamaz anlamına gelmez. Nüzule sebep olan hâdisenin veya sorunun cevabı olan Kur’ân-ı Kerîm elimizdedir.

b. Özel İlkeler

Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzule ihtiyacın sınırlarım esas belirleyecek olan bu ilkelerdir.

 

Birinci ilke:

Sebeb-i nüzulü bilmenin, muktezây-ı hâli (durumun gerektirdiğini, gereğini) bilmek gibi olduğu hallerde.

İkinci ilke:

Sebeb-i nüzulü bilmemenin Kur’ân'ın zâhir nasslarını mücmel nasslar konumuna getirme şüphesi ve güçlüğü bulunduğu hallerde.

Üçüncü ilke:

Bu ilke önceki iki ilkeyi kapsayan bir niteliktedir. Buna göre: Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzule ihtiyacı ilk planda Kur’ân belirlemelidir.

Kur’ân-ı Kerîm'i okuyan veya dinleyen kimse bu eylemi sırasında âyet ve âyetlerde bulunan üstü kapalı bir ifade (ima, telmih) hakkında manâyı yakalamak için bir bekleyişe, arayışa giriyorsa o zaman sebeb-i nüzulü nakletmeye, olayı ayrıntılarıyla anlatmaya ihtiyaç var demektir. Ayetlerin manâlarını herhangi bir okuyucu-araştırmacı sebeb-i nüzullerini bilmeden de anlamış olabilir. Önemli olan esbâb-ı nüzulü Kur’ân-ı Kerîm'i anlama çabasında zikredilen ilkeler çerçevesinde ve ikinci bölümde anılan hatala­ra düşmeden kullanmaktır, değerlendirmektedir.

2. ESBAB I NUZUL RİVAYETLERİNİN HADÎS USÛLÜ AÇISINDAN TENKİDİ:

Hocamız burada esbâb-ı nüzul rivâ­yetlerini yeniden ele alıp değerlendirirken hadîs usûlünden yararlanmanın gereğin­den ve bunu gerçekleştirmek için nelerin yapılması icab ettiğinden söz edeceğini söylemektedir. Esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin hadîs usûlü açısından değerlendirilmesi konusuna çok önem vermek gerektiğine inandığını, Bu alandaki birçok problemin hadîs usûlü kriterlerinin esbâb-ı nüzul rivâyetlerine uygulanması ile aşılacağı kanaatindedir. Bu bağlamda “Ayetin sebeb-i nüzulü işte bu hâdi­sedir” demeden önce ciddi bir araştırma yapmak gerektiğini, bu hükmü verme­den önce epeyce düşünmek zaruretine işaret etmektedir. Daha sonra Esbâb-ı nüzul rivâyetleri hadîs usûlü açısından nasıl ele alınmalıdır sorusu­nun cevabını sekiz alt başlık altında işlemektedir. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında Esbâb-ı nüzul rivayetlerini değerlendirirken  hadis metodolojisinden yararlanarak yapılacak tenkidin senet-metin bütünlüğü içinde yapılması gereği sonucuna ulaşmıştır.

3. RİVÂYETLERİ TASNİF ETME:

Hocamız Esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin hadîs usûlü kriterleri uygulanarak derlenmesi­nin ardından, bu rivâyetlerin tasnif edilmesi adımının atılmasını önermektedir. Çünkü esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılmasında değerlendirilmesi sonucu ortaya çıkan meselelerin bir kısmı bu sayede aydınlanacaktır. Bu tasniften ne anladığını bir bütünlük içinde ilkeler ha­linde sunmaya çalışmıştır. Esbâb-ı nüzul rivâyetleri hakkında yapılan birçok tasnifleri de kapsayan ve meseleleri çözüme kavuşturacak bir tasnifle tasnif ederek bu rivayetleri 2 grup halinde tasnif etmiştir.

a.Esbâb-ı Nüzul Rivâyetleri

b. Tefsir için olan Esbâb-ı Nüzul Rivâyetleri

Bu şekilde rivayetler arasında bir ayrıma gitmiş ve bu ayrımın gerekliliğini iki örnekle açıklamıştır.

Hocamızın III. Bölümde ele aldığı  esbâb-ı nüzûle yeni  yaklaşımda esbâb-ı nüzûl rivâyetlerinin yeniden değerlendirilmesi anabaşlığı altındaki ikinci önerisi ise:

B. KUR’ÂN-I KERÎM’ÎN BÜTÜNLÜĞÜNÜN DİKKATE ALINMASI konusudur. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün değerlendirilmesi sırasında yukarıdaki başlıkta zikredilen ilkeleri tamamlayan önemli bir ilke de Kur’ân-ı Kerîm’in bütünlüğünün dikkate alınmasıdır. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün rolü açısından Kur’ân'ın bütünlüğü kavramına bakıldığında sadece bir vecih ön pla­na çıkmaktadır: “Bütün olarak Kur’ân-ı Kerîm”. Bu vecih diğer veç­heleri de kapsayan, içeren bir niteliğe sahiptir.

Yani Kur’ân’ın bütünlüğü kav­ramının en geniş olan veçhesi budur. Kavrama dahil olan bütün veçhelere şâmildir. Bunların bir araya gelmesiyle ontolojik manâda varlık kazanacağını belrtmekte esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin Kur’ân’ın bütünlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi konusu ile esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin tasnifi konusu birlikte düşünülmesi gerektiği böylece Kur’ân’ın nüzul ortamına ait rivâyetler ile sahabe ve tâbiûnun tefsir için yaptıkları sebeb-i nüzul değerlendirmeleri Kur’ân’ın anlaşılması çabalarında tam yerlerini bulmuş olacağını, Her âyete bir nüzul sebebi arama gibi hatalara düşülmeyeceğini söyler.

Esbâb-ı nüzûle yeni  yaklaşımında üçüncü önerisi ise:

C. SİYAK-SİBAK’IN GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULMASI’dır.

Sîyâk-sibak konusunun tenâsüb ve insicâm” ilmi kapsamına dahil olduğunu, bu konunun müstakil olarak ele alınması Kur’ân-ı Kerîm’in anla­şılmasında esbâb-ı nüzul rivayetlerinden yararlanırken göz önünde bulundurulma­sı gereken bir ilke olarak değerlendirilmesi sebebiyle olduğunu, ayrıca buraya kadar zik­redilen ilkeleri tamamlayıcı bir niteliğinin de varlığı sebebiyle yer verdiğini belirtmektedir.

Öte yandan Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulden yararlanır­ken siyak-sibak’ın göz önünde bulundurulması ilkesi, genel ilke olarak zikredilen Kur’ân’ın bütünlüğü kavramına da dahil bir prensiptir. Nihayetinde hocamız şuna dikkat çekmektedir ki Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılmasında esbâb-ı nüzul rivâyetlerini değerlendirir­ken âyetlerin siyâk-sibakına mutlaka bakılmalıdır. Âyetlerin bağlamı ile mütena­sip olmayan rivâyetlere, itibar etmemekte yarar olduğu açıktır. Nass-siyâk-sibak-rivâyet uyumu kesinlikle göz ardı edilmemelidir.

Esbâb-ı nüzûle yeni  yaklaşımında son olarak öne çıkardığı ve dikkat çektiği konu ise

D.ESBÂB-I NÜZÛL VE TARİHİLİK KAVRAMI konusudur. Esbâb-ı nüzul-tarihîlik münasebeti meselesine öncelikle Kur’ân-ı Kerîm’in tarih ve tarihî bilgi alanındaki ilkelerinden hareketle bakmanın daha isabetli olduğunu düşündüğünü belirterek konuya başlamaktadır. Akabinde şuna dikkat çekmektedir: Kur’ân-ı Kerîm insanı ana konu ve insana hidayet rehberi olmayı ana gaye edinmekle tarih ve tarihîlik bağlanımda temel karakteristiğini ortaya koymuş olmaktadır. Çünkü insan her zaman, geçmişe mal olacak bir “şimdi”nin kalıcı ve belirgin izlerini yaşatarak, kendini sürdürmeye, aynı zamanda, bu gününü dünle doğrulamak için nereden geldiğini, kendinden önce neler olduğunu bulmaya çalışan bir varlıktır. Bir başka deyişle, insan, tarihî bir varlıktır ve bu insanın varlık koşullarından bir tanesidir. Bu sebepledir ki Kur’ân-ı Kerîm’in hemen her sûresinde mutlaka ya insan . toplulukları ya da onlarla ilgili “olgular” ve “olaylar” anlatılır. Dolayısıyla Kur’ân, tarih ve tarihîlik’i, geçmişi, yaşanılan zamanı ve geleceği ile bir bütün halinde insanın faaliyet sahası olarak görmektedir der.

b.       SONUÇ bölümünde ise

 hocamız  toparlayıcı bir özet sunarak konuyu bir kere daha zihinlerde canlandırarak  1.Kitabı tamamlar ve Esbâb-ı Nüzul’e Yeni Bir Yaklaşımla ele aldığı sa’lebe kıssası ile kitabın ikinci kitabına başlar. Araştırmasının Amacı şöyle tesbit eder: Bu çalışmamızda bir esbâb-ı nüzul rivâyetini yeni bir yaklaşım ilkeleri çer­çevesinde ele alıp değerlendirmekteyiz. Böylece iki yönlü bir maksadı gerçekleştir­mek istiyoruz.

 Birincisi, Kur'ân’ın Anlaşılmasında Esbâb-ı Nüzul’ün Rolü'nde Sa’lebe kıssasını ayrıca incelenmeye değer bir konu olarak tekrar ele alacağımızı ifade etmiştik. Şimdi bunu gerçekleştirmiş oluyoruz. İkincisi ve belki temel maksadımız ise, Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzul’e yeni bir yaklaşımın ilkelerini bir sebeb-i nüzul rivayeti üzerinde tatbik etmektir. Buradan da esbâb-ı nüzul’ün aktüel değerini tesbite ulaşmayı ümit etmekteyiz.[1] Daha sonra bahsi geçen kıssaya girer ve

ilk etapta  HADİS versiyonunu, akabinde SÎRE, RİCÂL VE TARİH KİTAPLARINDA SA’LEBE KISSASINI, HADİS KİTAPLARINDA SA’LEBE KISSASINI, TEFSİR KİTAPLARINDA SA’LEBE KISSASINI ele aldıktan sonra ESBÂB-I NÜZÛLE YENİ BİR YAKLAŞIM IŞIĞINDA SA’LEBE KISSASININ DEĞERLENDİRİLMESİNE geçer ve daha önce yukarıda özetlediğimiz yeni yaklaşımın maddelerini uygular.

a.İlk olarak salebe kıssası rivayetleri hadîs usûlü açısından tenkid edilmelidir.

b.Rivayetler tasnif edilmelidir.

c.Tarih ilminden faydalanılmalıdır.

d.Kur’anî bütünlük ve siyak-sibak bağlamında değerlendirilmelidir der ve uygulamasını yapar.

 İslâm kültür tarihinde esbâb-ı nüzul rivâyetleri Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması sürecinde ve çabalarında izlenen bir yol olmuştur. Ancak bu yolda kullanılan metodun, ilkeleriyle birlikte ortaya konulmadığı da bir gerçektir. Usûl açısından vaki olan bu eksiklik, esbâb-ı nüzul rivâyetleri, genel olarak da tefsir rivâyetleri üzerinde tereddütlerin zuhuruna sebep olmuştur. Tefsîr rivâyetlerini (esbâb-ı nüzul rivâyetleri dahil) eserlerinde nakleden müfessirlerimizin birçoğu İlmî yeterliliklerine, salâh ve takvâ ehli oluşlarına rağmen zayıf, garîb, münker ve İsrailî birçok hadis zik­retmişlerdir. Hatta mevzû hadis naklettikleri vâkidir. O halde âlimlerimizin bir tefsir haberini eserlerinde rivâyet etmiş olmaları, her zaman o rivâyetin “sıh­hatine delil teşkil etmemelidir.

 Kurân-ı Kerîm’in anlaşılması konusunda esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin değerlendirilmesinde yeni bir usûl takip edilmelidir. Böylece, tefsir kitaplarında kalmaya hakkı olmayan pek çok rivayet temiz­lenmiş olacak ve Kurân-ı Kerîm’deki bir âyeti anlamak için tefsir kitaplarına bakan kimseler, onlarla karşılaşıp hiçbir esası olmayan haberlerle meşgul ol­maktan kurtulacaklardır açıklamasını yaptıktan sonra esbâb-ı nüzul/tefsir rivâyetlerinin bilgi­sayar teknolojisinin imkânlarından yararlanarak toplanması gerekliliğine tekrar işaret etmiş, bu gayeyi gerçekleştirecek malzeme/kültür mirasımız elde mevcut olduğunu  ancak bu fertlerin değil, müesseselerin ve kurulacak enstitülerin çatısı altında, çağın imkânlarından yararlanan bir âlimler grubunun gerçekleştireceği bir proje olarak düşünülmesi gereğine işaret etmektedir. Böyle bir projeyi gerçekleştirecek her türlü imkân ül­kemizde mevcut olduğunu ancak himmete ihtiyaç olduğunu söylemektedir. Bu kıssa üzerinden kendi önerdiği Kur’ân’ın anlaşılmasında esbâb-ı nüzul’ün değerlendirilmesi­ne yeni bir yaklaşım getiren ilkeleri, bir âyet/hâdise üzerine odaklayarak bu ilke­lerin uygulanabilirliğini göstermeye çalıştığını ifade etmiştir.

Hocamız, Kur’an ve bağlam kitabının 3. İç kitap bölümünü tarihsellik ve esbab-ı nüzul başlığına ayırmış.

Yukarıda aslında bu konu daha önce III. Bölümde esbâb-ı nüzûle yeni bir yaklaşım başlığı altında esbâb-ı nüzûl rivâyetlerinin yeniden değerlendirilmesi bahsinde yeni yaklaşımda önerdiği ölçülerden biriydi. Konunun önemine binaen konuyu burada geniş ele alıyor. Üçüncü kitabın GİRİŞ         bölümünü iki başlığa ayırıyor.

A.Tarihsellik Problemi ve Açıklanması    

B.Araştırmanın Amacı ve Metodu

Tarihsellik denilince ne anlıyoruz? Bu temel soruya verilecek ilk cevap, bu kelimenin felsefeye ait bir kavram olduğudur. O halde kavram nedir? deyip kavramı tanımlıyor: Kavram, İnsanî bir yapıp etme olarak düşünme faaliyetinin temel aracıdır. Çünkü kavram her türlü tecrübenin ve bir o kadar da varolanların durumunun hep­sinin üzerinde cereyan eden bir olayı hazırlayarak düşüncenin oluşması ve ondan başka fikirlerin doğmasını sağlar.

O halde

kavram bir fikirdir, bir bilgidir. İnsan bir fikri, bir bilgiyi de ancak bazı işaretlerle yani dille ifade eder. Dille ifade ettiği zaman da, bir bilgi ve fikir yükleyeceği işareti belirler. Bir kavram dille ifade  edildiğinde terim adını alır.

Terim, kavramın kendisi değildir; kavramı dil aracılığıyla anlatan bir dilsel simgedir. Kavram ve terimi detaylıca bir şemada ele alıyor.

İzahlarını yaptıktan sonra başta sorduğu sorunun cevabını şöyle veriyor: Tarihsellik de tarih yapan bir varlık olarak insanın, tarih hakkında / edindiği tecrübelerin ve bu alanla ilgili bütün durumların üzerinde cereyan eden zihnî faaliyetinin sonucu oluşan düşünce ve ondan doğan fi­kirlere işaret eden bir kavramdır. Yani tarihsellik, insanın varlık şartlarından kaynaklanan imkân ve yetenekleri ile bizzat yaşadığı, tecrübe ettiği bir durum­la, tarihle ilgilidir.

Araştırmanın Amacı ve Metodunu ise şöyle açıklamaktadır:

Bu çalışmamızda öncelikle tarihsellik kavramını esbâb-ı nüzul çerçevesinde ele alıp inceleyerek bu kavramın doğuşunu ve gelişimini özet bir şekilde ortaya koymak istiyoruz. Böylece Batı kökenli bir kavramı kendi kültür alanımıza nasıl nakledeceğimiz ve kullanacağımıza dair ipuçlarını, o kavramın kültürel ve tarihsel serüveninde aramak imkâ­nı bulacağımızı düşünüyoruz.

Çalışmamızın ikinci amacı, tarihsellik kavramının kendi kültür alanımız­da nasıl kullanılabileceğine dair bir deneme yapmaktır. Böyle bir deneme ile insanı zaman içinde inceleyen bir ilim olarak tarih ve bütün insanlığın tarihini idare eden kanunları matematik formüllerle vermek iddiasındaki tarih felsefesi alanlarına ait tarihsellik kavramını yaşa­mak, anlamını araştırmak ve anlamak amaçlanmaktadır. Özetle bu çalışma, insanın bizzat tecrübe ettiği tarih alanına ait bir tasarımı (kavramı) içselleştire­rek kültür hayatımıza nasıl katabileceğimize, kavramsal aktarımı nasıl sağlaya­bileceğimize ve bu kavramla nasıl hesaplaşabileceğimize dair bir arayışı ifade etmektedir. Daha sonra Tarihsellik kavramının temellendirilmesi’ne geçmekte Tarihsellik Kavramının Doğuşu ve Gelişmesi, Tarihsellik Kavramının Kullanım Çerçevesi ve Alanları alt başlıklarıyla bu kavramın temellendirmesini yapmaktadır.

Daha sonra tarihsellik kavramının tanımıyla gelen anlamlar ışığında esbâb-ı nüzulün tarihselliğine bakmakta

Birinci anlam: Tarihsel olanın varlık biçimi.

Esbâb-ı nüzul, Kur’ân-ı Kerîm’in nüzul ortamına ait bir gerçeklik olarak gerçekliğini o dönemde yaşamış kişilerden (Hz. Peygamber ve Ashâbı) ve onların yapıp-etmeleri sonucu meydana gelen olaylardan almaktadır. Bunun mekân-zaman içinde olmuş, sahîh rivâyetle bize ulaşmış musned- merfû haberler olması sebebiyle elle tutulur gerçekliği vardır.

Böyle düşündüğümüzde esbâb-ı nüzulü, tarihsel olanın varlık biçimi, tarih­sel olanın niteliği olarak anlayabileceğimizi, yani nüzul ortamında ne gibi olaylar olmuş, sorular sorulmuş veya nasıl olmuş da bu âyet veya âyetler nâzil olmuş sorularının karşılığı olarak algılayabileceğimizi söylemekte;

İkinci anlam: Zamana bağlılık, gelip geçicilik.

Esbâb-ı nüzulün tarihselliği hakkında zamana bağlılık, gelip geçicilik tanı­mının isabetli olmayacağını düşündüğünü belirtmektedir.

Öte yandan esbâb-ı nüzul kıssaları, sadece bu kıssaların cereyan edişlerine dair ayrıntılar ve hâdiselerin kahramanları bağlanımda ele alınabilir. Böyle bir du­rumda esbâb-ı nüzule yaklaşım bu çerçevede kilitlenmiş olur. Esbâb-ı nüzul kıssa­larının, Kur’ân mesajının kendine özgü İnsanî biçimleri olduğu göz ardı edileceğine dikkat çeker.

Halbuki esbâb-ı nüzul kıssalarının bu nitelikleri, zamana bağlı, gelip ge­çici (tarihsel) niteliklerdir. Yani nüzule sebep teşkil eden kıssaların ve kahramanlarının yapıp-etmeleri zamana bağlı, gelmiş geçmiş (ta­rihsel) yapıp-etmelerdir. Ama bu anlayışla esbâb-ı nüzule yaklaşmak hatalı bir tavır olacaktır. Çünkü, Kur'ân-ı Kerîm -nüzul ortamı- esbâb-ı nüzul ilişkisini “insan” açısından değerlendirdiğimizde, Kur’ân vahyinin, insanı ve onun varlık koşullarını reddeden değil, aksine insanın varlık koşullarını onaylayan ve insa­nın onların şuuruna vararak geliştirmesine imkân sağlayan bir mesajı içerdi­ğini görmekteyiz.

Esbâb-ı nüzulün tarihsel bir gerçek olması ile onun tarihe bağımlı olması da birbirinden farklı şeylerdir. Çünkü esbâb-ı nüzul dinî bir fenomen olarak, hakikati, tarihsellikten bağımsız olan bir gerçek ola­rak da düşünülmelidir. Çünkü esbâb-ı nüzul orijinal yorum-orijinal tarihtir.

Hayatta sürekli olarak yeni gerçekler, yeni durumlar ortaya çıkar. Bunlan biricik tarihsel gerçekler olarak ele almak mümkün olmadığı- —na göre hayatm tarihsel esasını, temelini açığa çıkarmak gerekir. Kur’ân’a göre hayatın tarihsel esası ve temeli ise geçmişi, yaşanılan zamanı ve geleceği ile bir bütün halinde insanın faaliyet sahası olarak görmesidir. İşte es- bâb-ı nüzule bu bağlamda yaklaşırsak onun Kur’ânî bütünlüğe ait bir olgu ol­duğunu görürüz. Bu sebeple esbâb-ı nüzul, Kur’ân-ı Kerîm’ı, onun anlaşılması meselesinde tarihsel bir görüş açısı içine koyar.

Daha sonra şu değerlendirmelerde bulunur: Esbâb-ı nüzul-tarihsellik kavramı ilişkisine dair ifade edeceklerimiz bundan ibarettir. Görüldüğü üzere esbâb-ı nüzul, mekân-zaman içinde vuku bulması, sahîh musned-merfû) rivâyetle bize ulaşmış olması sebebiyle tarihseldir ve tarihsel gerekliktir. Nüzul ortamında cereyan eden hâdiselerin, soruların karşılığı olarak da tarihsel olanın varlık biçimidir.

Esbâb-ı nüzul, Kur’ân-insan ilişkisinin bir bölümünde oluşmuş insanî yapıp-etmelerdir. Dolayısıyla her mekân-zaman’da benzeri İnsanî yapıp-etmelerle temelde benzerlik gösterir. Aslolan bu tarihsel yapıp-etmelerden bugünün insan meselelerine yönelik ilkeleri tespit edebilmektir. Bun­dan daha önemlisi ise onları amel (eylem) haline getirebilme meselesidir.

Sahâbe’nin musned-merfû rivâyetleriyle nakledilen nüzul ortamına ait esbâb-ı nüzul rivâyetleri, Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılmasında orijinal yorum olarak değerlendirilebilir. Yine bu rivâyetler, Kur’ân’ın anlaşılma sürecinde ve Kur’ân-ı Kerîm tarihinde orijinal tarih olarak adlandırılabilir.

Tefsir için olan esbâb-ı nüzul rivâyetleri ve değerlendirmelerini ise Kur’ân'm anlaşılmasında düşünülmüş yorum olarak nitelendirilebilir. Bu tür ri­vâyetler, Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılma sürecinde ve Kur’ân tarihinde düşünülmüş tarih olarak değerlendirilebilir. İşte tarihsellik kavramı böyle bir kavramdır.[2]

Sonuç bölümünde de TARİHSELLİK VE ESBÂB-I NÜZÛL konusunun bir değerlendirmesini yapmaktadır.

 “Esbab-ı nüzul” hakkında on kitap ve on makale (literatür) adı veriniz.

1- عنوان الكتاب: التفسير الموضوعي للحافظ المتقن مع أسباب النزول وشرح المفردات

المؤلف: حراء للطباعة والنشر

2-عنوان الكتاب: أسباب النزول المسمى لباب النقول في أسباب النزول

 المؤلف: عبد الرحمن السيوطي جلال الدين

3-غاية المأمول في التعليقات على الصحيح المسند من أسباب النزول

المؤلف: عثمان السالمي العثمي أبو عبد الله

4-التفسير الوجيز على هامش القرآن الكريم ومعه أسباب النزول وقواعد الترتيل

المؤلف: وهبة الزحيلي

5- تفسير الجلالين ولباب النقول في أسباب النزول على هامش القرآن الكريم

 المؤلف: جلال الدين المحلى - جلال الدين السيوطي

6-عنوان الكتاب: البرهان في علوم القرآن

 المؤلف: بدر الدين الزركشي

7- عنوان الكتاب: علوم القرآن الكريم

 المؤلف: نور الدين عتر

8-Ahmet Nedim Serinsu, Tarihsellik ve Esbab-ı Nüzûl, Şule Yayınları.

9-Yakup Bıyıkoğlu, Şevkani’nin Fethu’l-Kadir’inde Esbab-ı Nüzûl ve Kur’ân’ın anlaşılması(ayetlerin iniş sebepleri), Rağbet Yayınları.

10-İmadüddin Muhammed Reşid, Esbab-ün-Nüzûl ve eseruha fî beyâni’n-nusus, (dirase mukarene beyne usuli’t-tefsir ve usuli’l-fıkh)

11-İbrâhim Muhammed Ali, Sahihu Esbabi’n-Nüzûl, dirase hadisiyy, Dımaşk, Dârü’l-Kalem.

12-Bessam Cemel, Esbabü’n-Nüzûl Beyrut 2005.

Makale / Literatür:

1- A. Rippin, "The Function of Asbâb al-Nüzül in Qur'ânic Exegesis", BSOAS, U/1 (1988), s. 1-20.

      2- Kırca, Calal, Tenzil Yönteminin Tarihselliği Problemi ve Kur’an Yorumlarına Olan Etkisi, Kur’an Mesajı İlmî Araştırmalar Dergisi, Aralık 1997, sa:2.

     3-Recep Demir, Kur’an Tefsirinde Tarihselci Yöntem, Tarih Kültür ve Sanat Arastırmaları Dergisi, Vol. 1, No. 1, March 2012.

     4- Dini Kavramlar Sözlüğü Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, s.581.

6- M. Rızâ el-Hüseynî, "Esbâbü nüzûli'l-Kur'ân", Türâsünâ, 1/4, Kum 1406, s. 19-67.

7- F. Ahmet Polat, Çağdaş İslam Düşüncesinde Kur’an’a Yaklaşımlar, Doktora Tezi, S.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya 2002.

8- Diyanet İslam Asiklopedisi, 11.cilt. ESBAB-I NÜZUL md.

9- Mehmet Paçacı, Kur’an ve Ben Ne Kadar Tarihseliz? Ankara Okulu yayınları, Ankara2000, s.55.

10- M. Sait ŞİMŞEK, Esbabü’n-Nüzûl md.,Şamil İslam Ansiklopedisi.



[1] Kur’an ve Bağlam, Ahmet Nedim Serinsu, s. 270,271.

[2] Serinsu, s. 340, 341,342. 


0 Yorum - Yorum Yaz


2013-2014 Akademik Yılı

Güz Dönemi Doktora Ödevi

Mustafa FIRAT

ÖĞR. NO: 13922714

Esbab-ı Nüzul I

4. Ödev: Kur’an ve Bağlam kıraati hülasası nedir? Yazınız.

“Esbab-ı nüzul” hakkında on kitap ve on makale (literatür) adı veriniz.

Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu Hocamızın Kur’an ve Bağlam isimli kitabı içerik olarak üç temel başlıklı  bir kitap olarak karşımıza çıkıyor.

BİRİNCİ KİTAP

Giriş Kısmında : Kur’ân’ın Anlaşılmasında Esbâb-ı Nüzul’ün Rolü konusu altında hocamız konuya girmeden  Esbâb-ı Nüzul hakkındaki Araştımasının  Konusu ve Önemi, Amacı ve Metodu’nu açıklayarak kitabına giriyor. Önemini Esbâb-ı nüzul bilgisi, Kur’ân-ı Kerîm’in nüzul ortamının aslî bir unsur oldığunu, İslâmî ilimlerin birçok alanında âlimlerce önemle üzerinde durulan bir vakıa olageldiğini belirttikten sonra esbâb-ı nü­zul hakkında tek kaynağın sahabe olduğunu sonraki nesillerin esbâb-ı nüzul anlayışına etki etmiştir. O sebepledir ki seleften bazıları, “Kur’ân’ın anlaşılmasında en emin yol esbâb-ı nüzuldür” dediklerini naklederek önemine vurgu yapmıştır. Şâtibî’nin bu sözleri “esbâb-ı nüzulü bilen kimsenin Kur’ân-ı Kerîm’i de bileceği” mânasında yorumla­dığından bahisle aslında böyle bir anlayışın temelinin hicrî ikinci asra kadar indirmek mümkün olduğunu  bundan dolayı kitabın birinci bölümünde Kur’an ilimleri ve esbâb-ı nüzul il­mi incelenmiştir. Kur’ân ilimleri kavramının doğuşu ve gelişimi ele alınmış, son­ra da bu ilimler içerisinde esbâb-ı nüzul ilminin konumu araştırılmıştır. Bilahare esbâb-ı nüzul ilmi bütün yönleriyle konu edinilmiştir. Dolayısıyla birinci bölümde “bir vâkıa olarak esbâb-ı nüzul nedir?” sorusuna cevap aranmıştır.

İkinci bölümde ise Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması çabalarında esbâb-ı nüzul olgusunun oluşturduğu çerçeve ve sonuçlarının ele alındığını Burada esbâb-ı nüzule eleştirel bir yaklaşımda bulunarak bunu gerçekleştirmeye çalıştığını ifade etmiştir. Yöneltilen tenkitlerin esbâb-ı nüzul olgusunu en isabet­li ve en sağlıklı bir şekilde değerlendirmeye katkı sağlıyacağını ifade etmiştir.

Üçüncü bölümde ise esbâb-ı nüzule yeni bir yaklaşım denemesinde bulun­duğunu İlk bölümde esbâb-ı nüzul olgusunu bize ulaştığı haliyle inceledikten ve ikin­ci bölümde de bu malzemeyi kritiğe tâbi tuttuktan sonra, çözüm önerilerini ortaya koymak lazım geldiğini, burada da esbâb-ı nüzul meselesine bu açıdan ve güncel yani için­de bulunduğumuz şartlar içinde Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması çabalarında bir kat­kısı ve anlamı olacak şekilde  yaklaşmaya gayret ettiğini ifade etmiştir.

 Esbâb-ı nüzul konusunda şimdiye kadar yapılmış araştırmalarda ortak özelliğin klasik Kur’ân ilimlerinden veya esbâb-ı nüzulden bahseden eserlerdeki malumatı nakletmek, bilhassa esbâb-ı nüzulü bilmenin faydalarından söz etmek şeklinde tanımlanabileceğini, halbuki esbâb-ı nüzulün ne olduğunu öncelikle ortaya koyduktan sonra “bu malzeme, Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında ne kadar yararlıdır” meselesini tartışmak icap ettiğine dikkat çekmiştir.

Araştırmanın amacını ise Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında başvurulması gerekli bir kaynak olarak asırlardır Esbâb-ı nüzul ilminin, dikkate alındığını bu sebeple bu alandaki katkısı ve ona olan ihtiyacımızın boyutları tespit edebilmek adına;

- Esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin geçmişten günümüze bir nevi muhasebesini yapmak, bu bakımdan da öncelikle meseleyi Kur'ân ilimleri ve esbâb-ı nüzul gibi konuyla ilgili kavramları tanımlayarak esbâb-ı nüzulü ele almayı gaye edindiğini söylemektedir.

-Ardından esbâb-ı nüzul olgusu­nun Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılması maksadıyla kullanılırken ve değerlendirirken yapılan hataları ortaya koyarak düşülebilecek yanlışlıklara dikkat çekmeyi amaç­ladığını ifade etmiştir.

- Esbâb-ı nüzul olgusunu günümüze nasıl taşınabileceğinin araştırmasının amaç edinildiğini,

 


 yoksa esbâb-ı nüzulden bahseden eserlerde görülen ve her biri diğerinden nakledilmiş bulunan bu ilmin yararlarını onaylamak, doğrulamak veya red­detmek yönünde bir gayesinin olmadığını da vurgulamıştır.

Araştırmanın metodunda da Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması bağlamında esbâb-ı nüzul bilgisini göstermeye çalışacağını Böylelikle esbâb-ı nüzul ilminin alanını sınırlandırıp onunla ilgili birçok konuya ayrıntılara girmeden lüzumlu değinmelerle bir metod takip edeceğini ifade etmiştir. Bu yöntem ile esbâb-ı nüzul ilmine;

1-         Vâkıasını tesbit,

2-         Onun tenkidi,

3-         Yeni bir yaklaşım ilkeleri

ile yönelmek, esbâb-ı nüzulden yararlanacak ihtisas sahibi olsun veya olmasın araştırmacılara, esbâb-ı nüzul ve faydaları alanında bütüncül bir değerlendirme im­kanı vereceğini düşündüğünü söylemektedir.

Esbâb-ı nüzul konusunu eserlerinde inceleyen âlimlerin esbâb-ı nüzul ilminin yararlarından bahsederlerken esbâb-ı nüzul rivâyetlerini beş kısma ayırıp orta­ya çıkan problemleri (taaddüt, taahhür, umum-husus gibi) beş kısım içinde hallet­meye çalışırtıklarını, kendisinin de çözümü araması sebebiyle esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin tasnifi başlığı altında bu olguyu inceleyip;

 Bi­rinci bölümde esbâb-ı nüzul rivâyetlerine olgusal (vâkıî) bir yaklaşımda bulunduğunu,

İkinci bölümde esbâb-ı nüzul rivâyetleri olgusalını eleştirdiğini,

 Son bölümde de ter­kîbî bir yaklaşımla Kur’ân'ın anlaşılmasında esbâb-ı nüzul rivâyetlerini nasıl kul­lanmamız gerektiği hakkında çıkardığı sonuçları ortaya koyduğunu ifade etmektedir.

Daha sonra I. BÖLÜM’e girerek Kur’ân İlimleri ve Esbâb-ı Nüzûl ilmiyle ilgili esbâb-ı nüzûl ilminin tanımı, esbâb-ı nüzûl ilminin doğuşu ve gelişimi, esbâb-ı nüzûle dair eserlerden bahisten sonra esbâb-ı nüzulün bilmenin yolu, rivâyetleri, kalıpları (sıygaları),bu rivayetlerin tasnifi üzerinde durarak kadim ulema ve diğer alimlerin - konuya toplu bir bakış yapmak için- tasniflerine yer verdiğini görüyoruz. Ayrıca bu rivâyetlerde ihtilaf edilmesi konusu üzerinde de durmaktadır. I.Bölümü esbâb-ı nüzûlle ilgili meselelere, Esbâb-ı nüzûlle ilgili disiplinlere, İslâm kültür tarihinde esbâb-ı nüzûl rivayetlerinin değerlendirilmesine genel bir bakış yaparak tamamlamaktadır.

II.BÖLÜMÜ,

Kur’ân-ı Kerim’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzûl rivâyetlerinin değerlendirilmesi yapılırken bu alanda ilkesiz yaklaşımlar olduğunu daha doğrusu bazı ilkeler edinmiş olmalarına rağmen bu il­kelerde bir dağınıklık söz konusu olması sebebiyle bu tutumların doğuracağı birçok sonuç oluşmuştur. Bu sonuçları da iki madde halinde incelenebileceğini ifade etmekte;

 Birinci maddeyi bu ilkesiz yaklaşımın yarattığı metodolojik sorunları incelemeye,

İkinci madde de bu metodolojik hataların sonucunda Kur’ân’ın anlaşılması bağlamında oluşan sorunların araştırılmasını inceleyeceğini ifade etmektedir. Böylelikle Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin doğurduğu sonuçları araştırmak incelenen esbâb-ı nüzul olgusunu bugüne taşıyacaktır.

 Kur’ân-ı Kerim’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün yetersiz kalma sebeplerinden biri esbâb-ı nüzulden yararlanırken bu alanla ilgili ilkeleri gözardı eden tutumların bazı problemlere sebep olduğunu, Bu olgu­yu da Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün yetersiz kalma sebepleri ola­rak adlandırdığını söylemektedir. Bu sebeplerin de maddeler halinde ele alıp incelemiştir.

1.maddede rivâyetler açısından yetersiz kalmasının birçok açıdan sebeplerinin olduğunu bunların başımda bu rivâyetler hadîs usûlü açısından incelendiğinde ulaşılan sonucun olduğunu ifade edip Merfû-Musned Esbâb-ı Nüzul Rivâyetleri Üzerine, Mursel Esbâb-ı Nüzul Rivâyetleri Üzerine, Senedlerin Hazfedilmesi, Rivâyetlerin Tasnifine Dikkat Etmeme, Rivâyet Sıygalarına (Kalıplarına) Dikkat Göstermeme başlıklarıyla meseleye eleştirel açıdan yaklaşmaktadır.

2.maddede umumu hususileştirme açısından yani sebebiyet ifade eden sebeb-i nüzulün nass olarak umum değil de husus ifade ettiği şeklinde anlaşılma çabasını göstermektedir.

3. maddede sebeb-i nüzulün taaddüt ve taahhür açısından farklı anlaşılmasını da esbab-ı nüzülün yetersiz kalma sebepleri arasında göstermektedir.

4.maddede tarih ilmînden yararlanma başlığı altında Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün yetersiz kalma sebeplerinden birinin de bu rivayetlerin  bir kısmında  görülen  tarihi gerçeklere aykırılık ile zamansal  uyumsuzluk olduğunu ifade etmektedir.

Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün yetersiz kalma olgusunu işledikten sonra esbâb-ı nüzulün yetersiz kaldığı bu hususların Kur’ân’ın anlaşılmasında hangi sonuçları ortaya çıkardığı konusuna geçmektedir.

 

 

1-YORUM ZENGİNLİĞİNE ENGEL OLMASI

2-KUR’ÂN-I KERÎM’İN EVRENSEL HEDEFİ OLAN KUR’ÂN-İNSAN-HAYAT BÜTÜNLEŞMESİNİ ÖNLEMESİ

3-Şahısların Ebedileştirilmesi, Mezhep Hareketlerine Etkisi bağlamında KONUNUN İSTİSMAR EDİLMESİ konularına yer vermektedir.

III. BÖLÜM

ESBÂB-I NÜZÛLE YENİ BİR YAKLAŞIM:

Esbâb-ı nüzulü önceki iki bölümde vakıa olarak (olgu: olmuş olan, gerçek­leşmiş olan) ve doğurduğu sonuçlar açısından ele alıp inceledikten ve esbâb-ı nüzul bilgisinin mevcut hali ile Kur’ârı-ı Kerîm’in anlaşılmasında bazı sıkıntı­lara neden olduğunu ortaya koyduktan sonra;

 Bu bölümde ise hocamız, Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün daha doğru bir şekilde kul­lanılmasına imkân verecek ve işlenen hataları önleyecek yeni bir yaklaşıma ihtiyaç ol­duğu gerçeğinden hareketle bu bölümde konu ile ilgili düşüncelerini söylemeye çalışacağını ifade etmekte ve ilk başlığını;

A.ESBÂB-I NÜZÛL RİVÂYETLERİNİN YENİDEN DEĞERLENDİRİLMESİ şeklinde bir girişle sunmaktadır.

Konuya girmeden önce  Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzule olan ihti­yaç ve bu bağlamda esbâb-ı nüzul ilminin yararları üzerinde durmakta ve Kur’ân ilimleri ve esbâb-ı nüzul ilmini incelerken Selef âlimlerinin Kur’ân tefsirine yönelenlerde aradıkları şartlardan birinin esbâb-ı nü­zul bilgisi olduğu hatırlatılmakta murad-ı ilahiyi anlama adına Zerkeşî, İbnu Dakîki’l-İyd, Ebu’l-Feth el-Kuşeyrî ve Suyûtî esbâb-ı nüzul bilgisini Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında “güvenilir bir yol” olarak tanımlamışlardır. Çünkü o, hem tarihî hem de aktüel bir gerçek olarak Kur’ân-ı Kerîm’in nüzul ortamına ait haberleri içermekte­dir. Dolayısıyla onun da Kur’ân'ın anlaşılması ve anlatılması ile ilgili bir temel prensip olarak algılanması ve değerlendirilmesi gayet tabiîdir. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması çabalarında Kur’ân-nüzul asrı insanı arası­daki ilişkiye bir anlamda ayna konumunda olan esbâb-ı nüzul rivayetlerinin aktü­el fonksiyonunu tespit etmek ise çağımız Kur’ân araştırıcılarını ilgilendirmektedir.

Bunu gerçekleştirebilmek ise, esbâb-ı nüzule ihtiyaç duyulan noktalan tes­pit etmeye bağlıdır. Yani Kur’ân-ı Kerîm’in nüzul dönemindeki muhataplarının bilgisiyle aydınlanacak âyetler tespit edilmelidir. Bu yöndeki çabalan destekleye­cek çalışmalara da ihtiyaç olduğu açıktır. Mesela nüzul asrının;

a.         sosyal şartları,

b.         fikrî şartları,

c.          İktisadî şartları,

d.         siyasî şartları,

e.          ve o dönemin insanım inceleyen araştırmalar esbâb-ı nüzulden Kur’ân’ı anlama yolunda daha çok istifade etmemizi sağlayacaktır.

 Bu sebeple hocamız III. bölümde esbâb-ı nüzul bilgisinin, Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında olması gereken yere oturtulmaya çalışılacağını, bunun gerçekleşmesine imkân sağlayacak yeni bir yaklaşım ve ilkelerin bu bölümde ele alınacağını ifade etmiştir. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında ciddî sonuçların doğmaması için Esbâb-ı nüzul bilgisine bîgâne kalınmamasının yanında kullanımının, değerlen­dirilmesinin ilkeler konularak yapılmasını gereğine işaretle Bu amaçla ilk yapılması gereken şeyin esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin ye­niden değerlendirilmesinin yapılması Onun için de esbâb-ı nüzule olan ihtiyacın sınır­larının belirlenmesi ve esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin nasıl değerlendirileceğinin ilkelerinin araştırılıp ortaya konmasının gerekliliği ifade edilmektedir.

1. ESBÂB-I NÜZULE OLAN İHTİYACIN SINIRLARINI BELİRLEYEN İLKELER

Esbâb-ı nüzul bilgisinin Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında bilinmesi zorunlu ilimlerin başında geldiğinin ifade edilmesi geleneksel yaklaşım tarzının bir ifadesidir. Özellikle esbâb-ı nüzul neden gereklidir, bilinmesinin yararları nelerdir sorularına maddeler halinde cevaplar vermişler ve hep bunlar tekrar edilmiştir. Oysa geleneksel yaklaşımla esbâb-ı nüzulün Kur’ân'ın anlaşıl­masında değerlendirilmesinin bazı olumsuz sonuçlara sebep olduğu görülmekte­dir. Dolayısıyla halledilmesi gereken mesele, Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzule nasıl yaklaşılması ve değerlendirilmesi hususunda odaklaşmakta­dır. Bunun için ilk yapılması gereken esbâb-ı nüzule olan ihtiyacın sınırları üzerin­de durmak, bu konuyu açıklığa kavuşturmak olmalıdır. Hocamız Kur’ân-ı Kerîm'i anlama çabasında esbâb-ı nüzulden yararlanmada ihtiyacın sınırlarını belirleyen iki grup ilkenin söz konusu olduğunu;

 Birinci gruptaki ilkeleri ge­nel ilkeler ve ikinci gruptaki ilkeleri de özel ilkeler olarak adlandırdığını söylemektedir.

 a. Genel İlkeler

Birinci ilke:

Esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin tamamının ihata etmek mümkün değildir. Bütün rivâyetleri toplayıp bunları senet-metin tenkidine tâbi tutmak ciltler dolu­su kitap demektir. Esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin sahih olanlarının ve olmayanlarının tamamını bir araya getirmek ve Kur’ân-ı Kerîm'i yorumlamada (tefsir), anlamada bunları ihata edebilmek pek mümkün görülmemektedir.

İkinci ilke:

 Esbâb-ı nüzulü bilmeden de Kur’ân-ı Kerîm'i(Anlama aktından, fiilinden) anlamak mümkündür. Yani Kur’ân-ı Kerîm'in özünü, bir bağlam bütünü olarak genel anlamını, mesajını tanımak ve kavramak mümkündür. Selef-halef bütün âlimlerin nüzul sebeplerini bilmenin önemi üzerinde durdukları bilinmektedir. Onların bu tavrı, âyet, nüzul sebebi bilinmeden anlaşılamaz anlamına gelmez. Nüzule sebep olan hâdisenin veya sorunun cevabı olan Kur’ân-ı Kerîm elimizdedir.

b. Özel İlkeler

Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzule ihtiyacın sınırlarım esas belirleyecek olan bu ilkelerdir.

 

Birinci ilke:

Sebeb-i nüzulü bilmenin, muktezây-ı hâli (durumun gerektirdiğini, gereğini) bilmek gibi olduğu hallerde.

İkinci ilke:

Sebeb-i nüzulü bilmemenin Kur’ân'ın zâhir nasslarını mücmel nasslar konumuna getirme şüphesi ve güçlüğü bulunduğu hallerde.

Üçüncü ilke:

Bu ilke önceki iki ilkeyi kapsayan bir niteliktedir. Buna göre: Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzule ihtiyacı ilk planda Kur’ân belirlemelidir.

Kur’ân-ı Kerîm'i okuyan veya dinleyen kimse bu eylemi sırasında âyet ve âyetlerde bulunan üstü kapalı bir ifade (ima, telmih) hakkında manâyı yakalamak için bir bekleyişe, arayışa giriyorsa o zaman sebeb-i nüzulü nakletmeye, olayı ayrıntılarıyla anlatmaya ihtiyaç var demektir. Ayetlerin manâlarını herhangi bir okuyucu-araştırmacı sebeb-i nüzullerini bilmeden de anlamış olabilir. Önemli olan esbâb-ı nüzulü Kur’ân-ı Kerîm'i anlama çabasında zikredilen ilkeler çerçevesinde ve ikinci bölümde anılan hatala­ra düşmeden kullanmaktır, değerlendirmektedir.

2. ESBAB I NUZUL RİVAYETLERİNİN HADÎS USÛLÜ AÇISINDAN TENKİDİ:

Hocamız burada esbâb-ı nüzul rivâ­yetlerini yeniden ele alıp değerlendirirken hadîs usûlünden yararlanmanın gereğin­den ve bunu gerçekleştirmek için nelerin yapılması icab ettiğinden söz edeceğini söylemektedir. Esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin hadîs usûlü açısından değerlendirilmesi konusuna çok önem vermek gerektiğine inandığını, Bu alandaki birçok problemin hadîs usûlü kriterlerinin esbâb-ı nüzul rivâyetlerine uygulanması ile aşılacağı kanaatindedir. Bu bağlamda “Ayetin sebeb-i nüzulü işte bu hâdi­sedir” demeden önce ciddi bir araştırma yapmak gerektiğini, bu hükmü verme­den önce epeyce düşünmek zaruretine işaret etmektedir. Daha sonra Esbâb-ı nüzul rivâyetleri hadîs usûlü açısından nasıl ele alınmalıdır sorusu­nun cevabını sekiz alt başlık altında işlemektedir. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında Esbâb-ı nüzul rivayetlerini değerlendirirken  hadis metodolojisinden yararlanarak yapılacak tenkidin senet-metin bütünlüğü içinde yapılması gereği sonucuna ulaşmıştır.

3. RİVÂYETLERİ TASNİF ETME:

Hocamız Esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin hadîs usûlü kriterleri uygulanarak derlenmesi­nin ardından, bu rivâyetlerin tasnif edilmesi adımının atılmasını önermektedir. Çünkü esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılmasında değerlendirilmesi sonucu ortaya çıkan meselelerin bir kısmı bu sayede aydınlanacaktır. Bu tasniften ne anladığını bir bütünlük içinde ilkeler ha­linde sunmaya çalışmıştır. Esbâb-ı nüzul rivâyetleri hakkında yapılan birçok tasnifleri de kapsayan ve meseleleri çözüme kavuşturacak bir tasnifle tasnif ederek bu rivayetleri 2 grup halinde tasnif etmiştir.

a.Esbâb-ı Nüzul Rivâyetleri

b. Tefsir için olan Esbâb-ı Nüzul Rivâyetleri

Bu şekilde rivayetler arasında bir ayrıma gitmiş ve bu ayrımın gerekliliğini iki örnekle açıklamıştır.

Hocamızın III. Bölümde ele aldığı  esbâb-ı nüzûle yeni  yaklaşımda esbâb-ı nüzûl rivâyetlerinin yeniden değerlendirilmesi anabaşlığı altındaki ikinci önerisi ise:

B. KUR’ÂN-I KERÎM’ÎN BÜTÜNLÜĞÜNÜN DİKKATE ALINMASI konusudur. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün değerlendirilmesi sırasında yukarıdaki başlıkta zikredilen ilkeleri tamamlayan önemli bir ilke de Kur’ân-ı Kerîm’in bütünlüğünün dikkate alınmasıdır. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün rolü açısından Kur’ân'ın bütünlüğü kavramına bakıldığında sadece bir vecih ön pla­na çıkmaktadır: “Bütün olarak Kur’ân-ı Kerîm”. Bu vecih diğer veç­heleri de kapsayan, içeren bir niteliğe sahiptir.

Yani Kur’ân’ın bütünlüğü kav­ramının en geniş olan veçhesi budur. Kavrama dahil olan bütün veçhelere şâmildir. Bunların bir araya gelmesiyle ontolojik manâda varlık kazanacağını belrtmekte esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin Kur’ân’ın bütünlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi konusu ile esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin tasnifi konusu birlikte düşünülmesi gerektiği böylece Kur’ân’ın nüzul ortamına ait rivâyetler ile sahabe ve tâbiûnun tefsir için yaptıkları sebeb-i nüzul değerlendirmeleri Kur’ân’ın anlaşılması çabalarında tam yerlerini bulmuş olacağını, Her âyete bir nüzul sebebi arama gibi hatalara düşülmeyeceğini söyler.

Esbâb-ı nüzûle yeni  yaklaşımında üçüncü önerisi ise:

C. SİYAK-SİBAK’IN GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULMASI’dır.

Sîyâk-sibak konusunun tenâsüb ve insicâm” ilmi kapsamına dahil olduğunu, bu konunun müstakil olarak ele alınması Kur’ân-ı Kerîm’in anla­şılmasında esbâb-ı nüzul rivayetlerinden yararlanırken göz önünde bulundurulma­sı gereken bir ilke olarak değerlendirilmesi sebebiyle olduğunu, ayrıca buraya kadar zik­redilen ilkeleri tamamlayıcı bir niteliğinin de varlığı sebebiyle yer verdiğini belirtmektedir.

Öte yandan Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulden yararlanır­ken siyak-sibak’ın göz önünde bulundurulması ilkesi, genel ilke olarak zikredilen Kur’ân’ın bütünlüğü kavramına da dahil bir prensiptir. Nihayetinde hocamız şuna dikkat çekmektedir ki Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılmasında esbâb-ı nüzul rivâyetlerini değerlendirir­ken âyetlerin siyâk-sibakına mutlaka bakılmalıdır. Âyetlerin bağlamı ile mütena­sip olmayan rivâyetlere, itibar etmemekte yarar olduğu açıktır. Nass-siyâk-sibak-rivâyet uyumu kesinlikle göz ardı edilmemelidir.

Esbâb-ı nüzûle yeni  yaklaşımında son olarak öne çıkardığı ve dikkat çektiği konu ise

D.ESBÂB-I NÜZÛL VE TARİHİLİK KAVRAMI konusudur. Esbâb-ı nüzul-tarihîlik münasebeti meselesine öncelikle Kur’ân-ı Kerîm’in tarih ve tarihî bilgi alanındaki ilkelerinden hareketle bakmanın daha isabetli olduğunu düşündüğünü belirterek konuya başlamaktadır. Akabinde şuna dikkat çekmektedir: Kur’ân-ı Kerîm insanı ana konu ve insana hidayet rehberi olmayı ana gaye edinmekle tarih ve tarihîlik bağlanımda temel karakteristiğini ortaya koymuş olmaktadır. Çünkü insan her zaman, geçmişe mal olacak bir “şimdi”nin kalıcı ve belirgin izlerini yaşatarak, kendini sürdürmeye, aynı zamanda, bu gününü dünle doğrulamak için nereden geldiğini, kendinden önce neler olduğunu bulmaya çalışan bir varlıktır. Bir başka deyişle, insan, tarihî bir varlıktır ve bu insanın varlık koşullarından bir tanesidir. Bu sebepledir ki Kur’ân-ı Kerîm’in hemen her sûresinde mutlaka ya insan . toplulukları ya da onlarla ilgili “olgular” ve “olaylar” anlatılır. Dolayısıyla Kur’ân, tarih ve tarihîlik’i, geçmişi, yaşanılan zamanı ve geleceği ile bir bütün halinde insanın faaliyet sahası olarak görmektedir der.

b.       SONUÇ bölümünde ise

 hocamız  toparlayıcı bir özet sunarak konuyu bir kere daha zihinlerde canlandırarak  1.Kitabı tamamlar ve Esbâb-ı Nüzul’e Yeni Bir Yaklaşımla ele aldığı sa’lebe kıssası ile kitabın ikinci kitabına başlar. Araştırmasının Amacı şöyle tesbit eder: Bu çalışmamızda bir esbâb-ı nüzul rivâyetini yeni bir yaklaşım ilkeleri çer­çevesinde ele alıp değerlendirmekteyiz. Böylece iki yönlü bir maksadı gerçekleştir­mek istiyoruz.

 Birincisi, Kur'ân’ın Anlaşılmasında Esbâb-ı Nüzul’ün Rolü'nde Sa’lebe kıssasını ayrıca incelenmeye değer bir konu olarak tekrar ele alacağımızı ifade etmiştik. Şimdi bunu gerçekleştirmiş oluyoruz. İkincisi ve belki temel maksadımız ise, Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzul’e yeni bir yaklaşımın ilkelerini bir sebeb-i nüzul rivayeti üzerinde tatbik etmektir. Buradan da esbâb-ı nüzul’ün aktüel değerini tesbite ulaşmayı ümit etmekteyiz.[1] Daha sonra bahsi geçen kıssaya girer ve

ilk etapta  HADİS versiyonunu, akabinde SÎRE, RİCÂL VE TARİH KİTAPLARINDA SA’LEBE KISSASINI, HADİS KİTAPLARINDA SA’LEBE KISSASINI, TEFSİR KİTAPLARINDA SA’LEBE KISSASINI ele aldıktan sonra ESBÂB-I NÜZÛLE YENİ BİR YAKLAŞIM IŞIĞINDA SA’LEBE KISSASININ DEĞERLENDİRİLMESİNE geçer ve daha önce yukarıda özetlediğimiz yeni yaklaşımın maddelerini uygular.

a.İlk olarak salebe kıssası rivayetleri hadîs usûlü açısından tenkid edilmelidir.

b.Rivayetler tasnif edilmelidir.

c.Tarih ilminden faydalanılmalıdır.

d.Kur’anî bütünlük ve siyak-sibak bağlamında değerlendirilmelidir der ve uygulamasını yapar.

 İslâm kültür tarihinde esbâb-ı nüzul rivâyetleri Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması sürecinde ve çabalarında izlenen bir yol olmuştur. Ancak bu yolda kullanılan metodun, ilkeleriyle birlikte ortaya konulmadığı da bir gerçektir. Usûl açısından vaki olan bu eksiklik, esbâb-ı nüzul rivâyetleri, genel olarak da tefsir rivâyetleri üzerinde tereddütlerin zuhuruna sebep olmuştur. Tefsîr rivâyetlerini (esbâb-ı nüzul rivâyetleri dahil) eserlerinde nakleden müfessirlerimizin birçoğu İlmî yeterliliklerine, salâh ve takvâ ehli oluşlarına rağmen zayıf, garîb, münker ve İsrailî birçok hadis zik­retmişlerdir. Hatta mevzû hadis naklettikleri vâkidir. O halde âlimlerimizin bir tefsir haberini eserlerinde rivâyet etmiş olmaları, her zaman o rivâyetin “sıh­hatine delil teşkil etmemelidir.

 Kurân-ı Kerîm’in anlaşılması konusunda esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin değerlendirilmesinde yeni bir usûl takip edilmelidir. Böylece, tefsir kitaplarında kalmaya hakkı olmayan pek çok rivayet temiz­lenmiş olacak ve Kurân-ı Kerîm’deki bir âyeti anlamak için tefsir kitaplarına bakan kimseler, onlarla karşılaşıp hiçbir esası olmayan haberlerle meşgul ol­maktan kurtulacaklardır açıklamasını yaptıktan sonra esbâb-ı nüzul/tefsir rivâyetlerinin bilgi­sayar teknolojisinin imkânlarından yararlanarak toplanması gerekliliğine tekrar işaret etmiş, bu gayeyi gerçekleştirecek malzeme/kültür mirasımız elde mevcut olduğunu  ancak bu fertlerin değil, müesseselerin ve kurulacak enstitülerin çatısı altında, çağın imkânlarından yararlanan bir âlimler grubunun gerçekleştireceği bir proje olarak düşünülmesi gereğine işaret etmektedir. Böyle bir projeyi gerçekleştirecek her türlü imkân ül­kemizde mevcut olduğunu ancak himmete ihtiyaç olduğunu söylemektedir. Bu kıssa üzerinden kendi önerdiği Kur’ân’ın anlaşılmasında esbâb-ı nüzul’ün değerlendirilmesi­ne yeni bir yaklaşım getiren ilkeleri, bir âyet/hâdise üzerine odaklayarak bu ilke­lerin uygulanabilirliğini göstermeye çalıştığını ifade etmiştir.

Hocamız, Kur’an ve bağlam kitabının 3. İç kitap bölümünü tarihsellik ve esbab-ı nüzul başlığına ayırmış.

Yukarıda aslında bu konu daha önce III. Bölümde esbâb-ı nüzûle yeni bir yaklaşım başlığı altında esbâb-ı nüzûl rivâyetlerinin yeniden değerlendirilmesi bahsinde yeni yaklaşımda önerdiği ölçülerden biriydi. Konunun önemine binaen konuyu burada geniş ele alıyor. Üçüncü kitabın GİRİŞ         bölümünü iki başlığa ayırıyor.

A.Tarihsellik Problemi ve Açıklanması    

B.Araştırmanın Amacı ve Metodu

Tarihsellik denilince ne anlıyoruz? Bu temel soruya verilecek ilk cevap, bu kelimenin felsefeye ait bir kavram olduğudur. O halde kavram nedir? deyip kavramı tanımlıyor: Kavram, İnsanî bir yapıp etme olarak düşünme faaliyetinin temel aracıdır. Çünkü kavram her türlü tecrübenin ve bir o kadar da varolanların durumunun hep­sinin üzerinde cereyan eden bir olayı hazırlayarak düşüncenin oluşması ve ondan başka fikirlerin doğmasını sağlar.

O halde

kavram bir fikirdir, bir bilgidir. İnsan bir fikri, bir bilgiyi de ancak bazı işaretlerle yani dille ifade eder. Dille ifade ettiği zaman da, bir bilgi ve fikir yükleyeceği işareti belirler. Bir kavram dille ifade  edildiğinde terim adını alır.

Terim, kavramın kendisi değildir; kavramı dil aracılığıyla anlatan bir dilsel simgedir. Kavram ve terimi detaylıca bir şemada ele alıyor.

İzahlarını yaptıktan sonra başta sorduğu sorunun cevabını şöyle veriyor: Tarihsellik de tarih yapan bir varlık olarak insanın, tarih hakkında / edindiği tecrübelerin ve bu alanla ilgili bütün durumların üzerinde cereyan eden zihnî faaliyetinin sonucu oluşan düşünce ve ondan doğan fi­kirlere işaret eden bir kavramdır. Yani tarihsellik, insanın varlık şartlarından kaynaklanan imkân ve yetenekleri ile bizzat yaşadığı, tecrübe ettiği bir durum­la, tarihle ilgilidir.

Araştırmanın Amacı ve Metodunu ise şöyle açıklamaktadır:

Bu çalışmamızda öncelikle tarihsellik kavramını esbâb-ı nüzul çerçevesinde ele alıp inceleyerek bu kavramın doğuşunu ve gelişimini özet bir şekilde ortaya koymak istiyoruz. Böylece Batı kökenli bir kavramı kendi kültür alanımıza nasıl nakledeceğimiz ve kullanacağımıza dair ipuçlarını, o kavramın kültürel ve tarihsel serüveninde aramak imkâ­nı bulacağımızı düşünüyoruz.

Çalışmamızın ikinci amacı, tarihsellik kavramının kendi kültür alanımız­da nasıl kullanılabileceğine dair bir deneme yapmaktır. Böyle bir deneme ile insanı zaman içinde inceleyen bir ilim olarak tarih ve bütün insanlığın tarihini idare eden kanunları matematik formüllerle vermek iddiasındaki tarih felsefesi alanlarına ait tarihsellik kavramını yaşa­mak, anlamını araştırmak ve anlamak amaçlanmaktadır. Özetle bu çalışma, insanın bizzat tecrübe ettiği tarih alanına ait bir tasarımı (kavramı) içselleştire­rek kültür hayatımıza nasıl katabileceğimize, kavramsal aktarımı nasıl sağlaya­bileceğimize ve bu kavramla nasıl hesaplaşabileceğimize dair bir arayışı ifade etmektedir. Daha sonra Tarihsellik kavramının temellendirilmesi’ne geçmekte Tarihsellik Kavramının Doğuşu ve Gelişmesi, Tarihsellik Kavramının Kullanım Çerçevesi ve Alanları alt başlıklarıyla bu kavramın temellendirmesini yapmaktadır.

Daha sonra tarihsellik kavramının tanımıyla gelen anlamlar ışığında esbâb-ı nüzulün tarihselliğine bakmakta

Birinci anlam: Tarihsel olanın varlık biçimi.

Esbâb-ı nüzul, Kur’ân-ı Kerîm’in nüzul ortamına ait bir gerçeklik olarak gerçekliğini o dönemde yaşamış kişilerden (Hz. Peygamber ve Ashâbı) ve onların yapıp-etmeleri sonucu meydana gelen olaylardan almaktadır. Bunun mekân-zaman içinde olmuş, sahîh rivâyetle bize ulaşmış musned- merfû haberler olması sebebiyle elle tutulur gerçekliği vardır.

Böyle düşündüğümüzde esbâb-ı nüzulü, tarihsel olanın varlık biçimi, tarih­sel olanın niteliği olarak anlayabileceğimizi, yani nüzul ortamında ne gibi olaylar olmuş, sorular sorulmuş veya nasıl olmuş da bu âyet veya âyetler nâzil olmuş sorularının karşılığı olarak algılayabileceğimizi söylemekte;

İkinci anlam: Zamana bağlılık, gelip geçicilik.

Esbâb-ı nüzulün tarihselliği hakkında zamana bağlılık, gelip geçicilik tanı­mının isabetli olmayacağını düşündüğünü belirtmektedir.

Öte yandan esbâb-ı nüzul kıssaları, sadece bu kıssaların cereyan edişlerine dair ayrıntılar ve hâdiselerin kahramanları bağlanımda ele alınabilir. Böyle bir du­rumda esbâb-ı nüzule yaklaşım bu çerçevede kilitlenmiş olur. Esbâb-ı nüzul kıssa­larının, Kur’ân mesajının kendine özgü İnsanî biçimleri olduğu göz ardı edileceğine dikkat çeker.

Halbuki esbâb-ı nüzul kıssalarının bu nitelikleri, zamana bağlı, gelip ge­çici (tarihsel) niteliklerdir. Yani nüzule sebep teşkil eden kıssaların ve kahramanlarının yapıp-etmeleri zamana bağlı, gelmiş geçmiş (ta­rihsel) yapıp-etmelerdir. Ama bu anlayışla esbâb-ı nüzule yaklaşmak hatalı bir tavır olacaktır. Çünkü, Kur'ân-ı Kerîm -nüzul ortamı- esbâb-ı nüzul ilişkisini “insan” açısından değerlendirdiğimizde, Kur’ân vahyinin, insanı ve onun varlık koşullarını reddeden değil, aksine insanın varlık koşullarını onaylayan ve insa­nın onların şuuruna vararak geliştirmesine imkân sağlayan bir mesajı içerdi­ğini görmekteyiz.

Esbâb-ı nüzulün tarihsel bir gerçek olması ile onun tarihe bağımlı olması da birbirinden farklı şeylerdir. Çünkü esbâb-ı nüzul dinî bir fenomen olarak, hakikati, tarihsellikten bağımsız olan bir gerçek ola­rak da düşünülmelidir. Çünkü esbâb-ı nüzul orijinal yorum-orijinal tarihtir.

Hayatta sürekli olarak yeni gerçekler, yeni durumlar ortaya çıkar. Bunlan biricik tarihsel gerçekler olarak ele almak mümkün olmadığı- —na göre hayatm tarihsel esasını, temelini açığa çıkarmak gerekir. Kur’ân’a göre hayatın tarihsel esası ve temeli ise geçmişi, yaşanılan zamanı ve geleceği ile bir bütün halinde insanın faaliyet sahası olarak görmesidir. İşte es- bâb-ı nüzule bu bağlamda yaklaşırsak onun Kur’ânî bütünlüğe ait bir olgu ol­duğunu görürüz. Bu sebeple esbâb-ı nüzul, Kur’ân-ı Kerîm’ı, onun anlaşılması meselesinde tarihsel bir görüş açısı içine koyar.

Daha sonra şu değerlendirmelerde bulunur: Esbâb-ı nüzul-tarihsellik kavramı ilişkisine dair ifade edeceklerimiz bundan ibarettir. Görüldüğü üzere esbâb-ı nüzul, mekân-zaman içinde vuku bulması, sahîh musned-merfû) rivâyetle bize ulaşmış olması sebebiyle tarihseldir ve tarihsel gerekliktir. Nüzul ortamında cereyan eden hâdiselerin, soruların karşılığı olarak da tarihsel olanın varlık biçimidir.

Esbâb-ı nüzul, Kur’ân-insan ilişkisinin bir bölümünde oluşmuş insanî yapıp-etmelerdir. Dolayısıyla her mekân-zaman’da benzeri İnsanî yapıp-etmelerle temelde benzerlik gösterir. Aslolan bu tarihsel yapıp-etmelerden bugünün insan meselelerine yönelik ilkeleri tespit edebilmektir. Bun­dan daha önemlisi ise onları amel (eylem) haline getirebilme meselesidir.

Sahâbe’nin musned-merfû rivâyetleriyle nakledilen nüzul ortamına ait esbâb-ı nüzul rivâyetleri, Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılmasında orijinal yorum olarak değerlendirilebilir. Yine bu rivâyetler, Kur’ân’ın anlaşılma sürecinde ve Kur’ân-ı Kerîm tarihinde orijinal tarih olarak adlandırılabilir.

Tefsir için olan esbâb-ı nüzul rivâyetleri ve değerlendirmelerini ise Kur’ân'm anlaşılmasında düşünülmüş yorum olarak nitelendirilebilir. Bu tür ri­vâyetler, Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılma sürecinde ve Kur’ân tarihinde düşünülmüş tarih olarak değerlendirilebilir. İşte tarihsellik kavramı böyle bir kavramdır.[2]

Sonuç bölümünde de TARİHSELLİK VE ESBÂB-I NÜZÛL konusunun bir değerlendirmesini yapmaktadır.

 “Esbab-ı nüzul” hakkında on kitap ve on makale (literatür) adı veriniz.

1- عنوان الكتاب: التفسير الموضوعي للحافظ المتقن مع أسباب النزول وشرح المفردات

المؤلف: حراء للطباعة والنشر

2-عنوان الكتاب: أسباب النزول المسمى لباب النقول في أسباب النزول

 المؤلف: عبد الرحمن السيوطي جلال الدين

3-غاية المأمول في التعليقات على الصحيح المسند من أسباب النزول

المؤلف: عثمان السالمي العثمي أبو عبد الله

4-التفسير الوجيز على هامش القرآن الكريم ومعه أسباب النزول وقواعد الترتيل

المؤلف: وهبة الزحيلي

5- تفسير الجلالين ولباب النقول في أسباب النزول على هامش القرآن الكريم

 المؤلف: جلال الدين المحلى - جلال الدين السيوطي

6-عنوان الكتاب: البرهان في علوم القرآن

 المؤلف: بدر الدين الزركشي

7- عنوان الكتاب: علوم القرآن الكريم

 المؤلف: نور الدين عتر

8-Ahmet Nedim Serinsu, Tarihsellik ve Esbab-ı Nüzûl, Şule Yayınları.

9-Yakup Bıyıkoğlu, Şevkani’nin Fethu’l-Kadir’inde Esbab-ı Nüzûl ve Kur’ân’ın anlaşılması(ayetlerin iniş sebepleri), Rağbet Yayınları.

10-İmadüddin Muhammed Reşid, Esbab-ün-Nüzûl ve eseruha fî beyâni’n-nusus, (dirase mukarene beyne usuli’t-tefsir ve usuli’l-fıkh)

11-İbrâhim Muhammed Ali, Sahihu Esbabi’n-Nüzûl, dirase hadisiyy, Dımaşk, Dârü’l-Kalem.

12-Bessam Cemel, Esbabü’n-Nüzûl Beyrut 2005.

Makale / Literatür:

1- A. Rippin, "The Function of Asbâb al-Nüzül in Qur'ânic Exegesis", BSOAS, U/1 (1988), s. 1-20.

      2- Kırca, Calal, Tenzil Yönteminin Tarihselliği Problemi ve Kur’an Yorumlarına Olan Etkisi, Kur’an Mesajı İlmî Araştırmalar Dergisi, Aralık 1997, sa:2.

     3-Recep Demir, Kur’an Tefsirinde Tarihselci Yöntem, Tarih Kültür ve Sanat Arastırmaları Dergisi, Vol. 1, No. 1, March 2012.

     4- Dini Kavramlar Sözlüğü Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, s.581.

6- M. Rızâ el-Hüseynî, "Esbâbü nüzûli'l-Kur'ân", Türâsünâ, 1/4, Kum 1406, s. 19-67.

7- F. Ahmet Polat, Çağdaş İslam Düşüncesinde Kur’an’a Yaklaşımlar, Doktora Tezi, S.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya 2002.

8- Diyanet İslam Asiklopedisi, 11.cilt. ESBAB-I NÜZUL md.

9- Mehmet Paçacı, Kur’an ve Ben Ne Kadar Tarihseliz? Ankara Okulu yayınları, Ankara2000, s.55.

10- M. Sait ŞİMŞEK, Esbabü’n-Nüzûl md.,Şamil İslam Ansiklopedisi.



[1] Kur’an ve Bağlam, Ahmet Nedim Serinsu, s. 270,271.

[2] Serinsu, s. 340, 341,342. 


0 Yorum - Yorum Yaz


البلد: فلسطينالمدينة: نابلسالجامعة: النجاح الوطنيةالكلية: الدراسات العليا
الباحث/ الباحثون
عبدالله طاهر محمود إسماعيل زيد ملخص الرسالة العلمية: معرفة أسباب النزول وأثرها في اختلاف المفسرين والفقهاء
تصنيف الرسالة: أسباب النزول
نوع الرسالة: ماجستير

1

الجامعة جامعة أم القري
الكلية كلية الدعة وأصول الدين
اسم المشرف محمد أحمد يوسف القاسم أسباب النزول الواردة في كتاب (جامع البيان)للإمام ابن جرير الطبري
اسم الباحث حسن بن محمد بن علي شباله البلوط
2

الجامعة جامعة ام القرى
الكلية كلية الشريعة والدراسات الأسلامية
اسم المشرف الدكتور/ محمد عبد المنعم القسبعى أسباب النزول
اسم الباحث الشيخ بن جمعة سه


3
الجامعة: جامعة القاهرة
الكلية: دار العلوم
التخصص: قسم الشريعة الإسلامية
المشرف: أ.د. محمد إبراهيم شريف
العام: 1426هـ - 2005م
تاريخ الإضافة: 13/10/2011 ميلادي - 16/11/1432 هجري أسباب النزول الإشكالية والحل
محمود محمد عراقي
نوع الدراسة: PHD
البلد: مصر


4
Recep Çetintaş, Tefsirde Esbab-ı Nüzûl Problemi, 1999, Yüksek lisans tezi, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tez danışmanı: Prof. Dr. M. Zeki Duman
5
Muhammed b. Es'ad Iraki, Esbabü'n-Nüzûl ve'l-kasasü'l-Furkaniyye, dirase ve tahkik; İsam Ahmed Ahmed Ganim. Riyad 2007, Matbu tez (Master)
6
Merve Dilek Yolcu, İbn Kesir Tefsirinde Esbab-ı Nüzûl, Atatürk Ünv.

7
Halid b. Süleyman el-Müzenî, el-Muharrir fi Esbabi Nüzûli'l-Kur'an (min hilali Kütübi't-Tis'a),Riyad 1429

8

Eserler

Türkçe Eserler

Abdurrahman Elmalı, Fahreddin er-Razi'de Esbab-ı Nüzûl Değerlendirmesi, Şanlıurfa : Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı, 1998
1
Bedreddin Çetiner, Fatiha'dan Nas'a Esbab-ı Nüzûl (Kur'an Ayetlerinin iniş sebebi),İstanbul, Çağrı Yayınları, 2002
2
Hasan Tahsin Emiroğlu, Esbab-ı Nüzûl, Konya 1983


3
Hasan Tahsin Emiroğlu, Esbab-ı Nüzûl, Konya 1983


4
Ahmed Nedim Serinsu, Kur'an'ın anlaşılmasında Esbab-ı Nüzûl'ün rolü. İstanbul : Şule Yayınları, 1994

5
Ahmet Nedim Serinsu, Sa'lebe kıssası (Esbab-ı Nüzûl'e yeni bir yaklaşım),Şule Yayınları,

6
Ahmet Nedim Serinsu, Tarihsellik ve Esbab-ı Nüzûl, Şule Yayınları

7
Yakup Bıyıkoğlu, Şevkani'nin Fethu'l-Kadir'inde Esbab-ı Nüzûl ve Kur'ân'ın anlaşılması(ayetlerin iniş sebepleri), Rağbet Yayınları
8


Arapça Eserler

Dr. İsam Abdulmuhsin el-Humeydan, Esbab-ı Nüzûl ve Eseruha fi't-Tefsir

9
Dr. Cuma Sehl, Esbab-un Nüzûl esaniduha ve-eseruha fi Tefsiri'l-Kur'ani'l-Kerim

10
İmadüddin Muhammed Reşid, Esbab-ün-Nüzûl ve eseruha fî beyâni'n-nusus, (dirase mukarene beyne usuli't-tefsir ve usuli'l-fıkh)
11
Ebû Ömer Nadi b. Mahmûd Hasan Ezheri, el-Makbul min Esbabi'n-Nüzûl,Kahire 1997

12
Ebû Ömer Nadi b. Mahmûd Hasan Ezheri, el-Makbul min Esbabi'n-Nüzûl,Kahire 1997

13
İbrâhim Muhammed Ali, Sahihu Esbabi'n-Nüzûl, dirase hadisiyy, Dımaşk, Dârü'l-Kalem

14
Hâlid Abdurrahman el-Ak, Teshilü'l-vüsul ila ma'rifeti Esbabi'n-Nüzûl

15
Bessam Cemel, Esbabü'n-NüzûlBeyrut 2005. 470


16


Kuran ve baglam hulasasi nedir.
1) Kur'an-Kerim ve Esbab-ı nüzul ilimlerini tanınmsı ve aralarında ilişki hakkında değerlendirmeler.
2) Kur'an-ı Kerim'in anlsşılmasınla Esbab-ı nüzul rivayetlerinin rolü .
3) Tarihcesini tespit etmek.
4) Ornek (Salebe Kissasi) uzerinden yeni metodolojiyi okuyucuya sunmak.
5) Baglami felsefi acidan degerlendirmek.


0 Yorum - Yorum Yaz


2013-2014 Akademik Yılı

Güz Dönemi Doktora Ödevi

Mustafa FIRAT

ÖĞR. NO: 13922714

Esbab-ı Nüzul I

4. Ödev: Kur’an ve Bağlam kıraati hülasası nedir? Yazınız.

“Esbab-ı nüzul” hakkında on kitap ve on makale (literatür) adı veriniz.

Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu Hocamızın Kur’an ve Bağlam isimli kitabı içerik olarak üç temel başlıklı  bir kitap olarak karşımıza çıkıyor.

BİRİNCİ KİTAP

Giriş Kısmında : Kur’ân’ın Anlaşılmasında Esbâb-ı Nüzul’ün Rolü konusu altında hocamız konuya girmeden  Esbâb-ı Nüzul hakkındaki Araştımasının  Konusu ve Önemi, Amacı ve Metodu’nu açıklayarak kitabına giriyor. Önemini Esbâb-ı nüzul bilgisi, Kur’ân-ı Kerîm’in nüzul ortamının aslî bir unsur oldığunu, İslâmî ilimlerin birçok alanında âlimlerce önemle üzerinde durulan bir vakıa olageldiğini belirttikten sonra esbâb-ı nü­zul hakkında tek kaynağın sahabe olduğunu sonraki nesillerin esbâb-ı nüzul anlayışına etki etmiştir. O sebepledir ki seleften bazıları, “Kur’ân’ın anlaşılmasında en emin yol esbâb-ı nüzuldür” dediklerini naklederek önemine vurgu yapmıştır. Şâtibî’nin bu sözleri “esbâb-ı nüzulü bilen kimsenin Kur’ân-ı Kerîm’i de bileceği” mânasında yorumla­dığından bahisle aslında böyle bir anlayışın temelinin hicrî ikinci asra kadar indirmek mümkün olduğunu  bundan dolayı kitabın birinci bölümünde Kur’an ilimleri ve esbâb-ı nüzul il­mi incelenmiştir. Kur’ân ilimleri kavramının doğuşu ve gelişimi ele alınmış, son­ra da bu ilimler içerisinde esbâb-ı nüzul ilminin konumu araştırılmıştır. Bilahare esbâb-ı nüzul ilmi bütün yönleriyle konu edinilmiştir. Dolayısıyla birinci bölümde “bir vâkıa olarak esbâb-ı nüzul nedir?” sorusuna cevap aranmıştır.

İkinci bölümde ise Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması çabalarında esbâb-ı nüzul olgusunun oluşturduğu çerçeve ve sonuçlarının ele alındığını Burada esbâb-ı nüzule eleştirel bir yaklaşımda bulunarak bunu gerçekleştirmeye çalıştığını ifade etmiştir. Yöneltilen tenkitlerin esbâb-ı nüzul olgusunu en isabet­li ve en sağlıklı bir şekilde değerlendirmeye katkı sağlıyacağını ifade etmiştir.

Üçüncü bölümde ise esbâb-ı nüzule yeni bir yaklaşım denemesinde bulun­duğunu İlk bölümde esbâb-ı nüzul olgusunu bize ulaştığı haliyle inceledikten ve ikin­ci bölümde de bu malzemeyi kritiğe tâbi tuttuktan sonra, çözüm önerilerini ortaya koymak lazım geldiğini, burada da esbâb-ı nüzul meselesine bu açıdan ve güncel yani için­de bulunduğumuz şartlar içinde Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması çabalarında bir kat­kısı ve anlamı olacak şekilde  yaklaşmaya gayret ettiğini ifade etmiştir.

 Esbâb-ı nüzul konusunda şimdiye kadar yapılmış araştırmalarda ortak özelliğin klasik Kur’ân ilimlerinden veya esbâb-ı nüzulden bahseden eserlerdeki malumatı nakletmek, bilhassa esbâb-ı nüzulü bilmenin faydalarından söz etmek şeklinde tanımlanabileceğini, halbuki esbâb-ı nüzulün ne olduğunu öncelikle ortaya koyduktan sonra “bu malzeme, Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında ne kadar yararlıdır” meselesini tartışmak icap ettiğine dikkat çekmiştir.

Araştırmanın amacını ise Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında başvurulması gerekli bir kaynak olarak asırlardır Esbâb-ı nüzul ilminin, dikkate alındığını bu sebeple bu alandaki katkısı ve ona olan ihtiyacımızın boyutları tespit edebilmek adına;

- Esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin geçmişten günümüze bir nevi muhasebesini yapmak, bu bakımdan da öncelikle meseleyi Kur'ân ilimleri ve esbâb-ı nüzul gibi konuyla ilgili kavramları tanımlayarak esbâb-ı nüzulü ele almayı gaye edindiğini söylemektedir.

-Ardından esbâb-ı nüzul olgusu­nun Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılması maksadıyla kullanılırken ve değerlendirirken yapılan hataları ortaya koyarak düşülebilecek yanlışlıklara dikkat çekmeyi amaç­ladığını ifade etmiştir.

- Esbâb-ı nüzul olgusunu günümüze nasıl taşınabileceğinin araştırmasının amaç edinildiğini,

 


 yoksa esbâb-ı nüzulden bahseden eserlerde görülen ve her biri diğerinden nakledilmiş bulunan bu ilmin yararlarını onaylamak, doğrulamak veya red­detmek yönünde bir gayesinin olmadığını da vurgulamıştır.

Araştırmanın metodunda da Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması bağlamında esbâb-ı nüzul bilgisini göstermeye çalışacağını Böylelikle esbâb-ı nüzul ilminin alanını sınırlandırıp onunla ilgili birçok konuya ayrıntılara girmeden lüzumlu değinmelerle bir metod takip edeceğini ifade etmiştir. Bu yöntem ile esbâb-ı nüzul ilmine;

1-         Vâkıasını tesbit,

2-         Onun tenkidi,

3-         Yeni bir yaklaşım ilkeleri

ile yönelmek, esbâb-ı nüzulden yararlanacak ihtisas sahibi olsun veya olmasın araştırmacılara, esbâb-ı nüzul ve faydaları alanında bütüncül bir değerlendirme im­kanı vereceğini düşündüğünü söylemektedir.

Esbâb-ı nüzul konusunu eserlerinde inceleyen âlimlerin esbâb-ı nüzul ilminin yararlarından bahsederlerken esbâb-ı nüzul rivâyetlerini beş kısma ayırıp orta­ya çıkan problemleri (taaddüt, taahhür, umum-husus gibi) beş kısım içinde hallet­meye çalışırtıklarını, kendisinin de çözümü araması sebebiyle esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin tasnifi başlığı altında bu olguyu inceleyip;

 Bi­rinci bölümde esbâb-ı nüzul rivâyetlerine olgusal (vâkıî) bir yaklaşımda bulunduğunu,

İkinci bölümde esbâb-ı nüzul rivâyetleri olgusalını eleştirdiğini,

 Son bölümde de ter­kîbî bir yaklaşımla Kur’ân'ın anlaşılmasında esbâb-ı nüzul rivâyetlerini nasıl kul­lanmamız gerektiği hakkında çıkardığı sonuçları ortaya koyduğunu ifade etmektedir.

Daha sonra I. BÖLÜM’e girerek Kur’ân İlimleri ve Esbâb-ı Nüzûl ilmiyle ilgili esbâb-ı nüzûl ilminin tanımı, esbâb-ı nüzûl ilminin doğuşu ve gelişimi, esbâb-ı nüzûle dair eserlerden bahisten sonra esbâb-ı nüzulün bilmenin yolu, rivâyetleri, kalıpları (sıygaları),bu rivayetlerin tasnifi üzerinde durarak kadim ulema ve diğer alimlerin - konuya toplu bir bakış yapmak için- tasniflerine yer verdiğini görüyoruz. Ayrıca bu rivâyetlerde ihtilaf edilmesi konusu üzerinde de durmaktadır. I.Bölümü esbâb-ı nüzûlle ilgili meselelere, Esbâb-ı nüzûlle ilgili disiplinlere, İslâm kültür tarihinde esbâb-ı nüzûl rivayetlerinin değerlendirilmesine genel bir bakış yaparak tamamlamaktadır.

II.BÖLÜMÜ,

Kur’ân-ı Kerim’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzûl rivâyetlerinin değerlendirilmesi yapılırken bu alanda ilkesiz yaklaşımlar olduğunu daha doğrusu bazı ilkeler edinmiş olmalarına rağmen bu il­kelerde bir dağınıklık söz konusu olması sebebiyle bu tutumların doğuracağı birçok sonuç oluşmuştur. Bu sonuçları da iki madde halinde incelenebileceğini ifade etmekte;

 Birinci maddeyi bu ilkesiz yaklaşımın yarattığı metodolojik sorunları incelemeye,

İkinci madde de bu metodolojik hataların sonucunda Kur’ân’ın anlaşılması bağlamında oluşan sorunların araştırılmasını inceleyeceğini ifade etmektedir. Böylelikle Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin doğurduğu sonuçları araştırmak incelenen esbâb-ı nüzul olgusunu bugüne taşıyacaktır.

 Kur’ân-ı Kerim’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün yetersiz kalma sebeplerinden biri esbâb-ı nüzulden yararlanırken bu alanla ilgili ilkeleri gözardı eden tutumların bazı problemlere sebep olduğunu, Bu olgu­yu da Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün yetersiz kalma sebepleri ola­rak adlandırdığını söylemektedir. Bu sebeplerin de maddeler halinde ele alıp incelemiştir.

1.maddede rivâyetler açısından yetersiz kalmasının birçok açıdan sebeplerinin olduğunu bunların başımda bu rivâyetler hadîs usûlü açısından incelendiğinde ulaşılan sonucun olduğunu ifade edip Merfû-Musned Esbâb-ı Nüzul Rivâyetleri Üzerine, Mursel Esbâb-ı Nüzul Rivâyetleri Üzerine, Senedlerin Hazfedilmesi, Rivâyetlerin Tasnifine Dikkat Etmeme, Rivâyet Sıygalarına (Kalıplarına) Dikkat Göstermeme başlıklarıyla meseleye eleştirel açıdan yaklaşmaktadır.

2.maddede umumu hususileştirme açısından yani sebebiyet ifade eden sebeb-i nüzulün nass olarak umum değil de husus ifade ettiği şeklinde anlaşılma çabasını göstermektedir.

3. maddede sebeb-i nüzulün taaddüt ve taahhür açısından farklı anlaşılmasını da esbab-ı nüzülün yetersiz kalma sebepleri arasında göstermektedir.

4.maddede tarih ilmînden yararlanma başlığı altında Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün yetersiz kalma sebeplerinden birinin de bu rivayetlerin  bir kısmında  görülen  tarihi gerçeklere aykırılık ile zamansal  uyumsuzluk olduğunu ifade etmektedir.

Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün yetersiz kalma olgusunu işledikten sonra esbâb-ı nüzulün yetersiz kaldığı bu hususların Kur’ân’ın anlaşılmasında hangi sonuçları ortaya çıkardığı konusuna geçmektedir.

 

 

1-YORUM ZENGİNLİĞİNE ENGEL OLMASI

2-KUR’ÂN-I KERÎM’İN EVRENSEL HEDEFİ OLAN KUR’ÂN-İNSAN-HAYAT BÜTÜNLEŞMESİNİ ÖNLEMESİ

3-Şahısların Ebedileştirilmesi, Mezhep Hareketlerine Etkisi bağlamında KONUNUN İSTİSMAR EDİLMESİ konularına yer vermektedir.

III. BÖLÜM

ESBÂB-I NÜZÛLE YENİ BİR YAKLAŞIM:

Esbâb-ı nüzulü önceki iki bölümde vakıa olarak (olgu: olmuş olan, gerçek­leşmiş olan) ve doğurduğu sonuçlar açısından ele alıp inceledikten ve esbâb-ı nüzul bilgisinin mevcut hali ile Kur’ârı-ı Kerîm’in anlaşılmasında bazı sıkıntı­lara neden olduğunu ortaya koyduktan sonra;

 Bu bölümde ise hocamız, Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün daha doğru bir şekilde kul­lanılmasına imkân verecek ve işlenen hataları önleyecek yeni bir yaklaşıma ihtiyaç ol­duğu gerçeğinden hareketle bu bölümde konu ile ilgili düşüncelerini söylemeye çalışacağını ifade etmekte ve ilk başlığını;

A.ESBÂB-I NÜZÛL RİVÂYETLERİNİN YENİDEN DEĞERLENDİRİLMESİ şeklinde bir girişle sunmaktadır.

Konuya girmeden önce  Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzule olan ihti­yaç ve bu bağlamda esbâb-ı nüzul ilminin yararları üzerinde durmakta ve Kur’ân ilimleri ve esbâb-ı nüzul ilmini incelerken Selef âlimlerinin Kur’ân tefsirine yönelenlerde aradıkları şartlardan birinin esbâb-ı nü­zul bilgisi olduğu hatırlatılmakta murad-ı ilahiyi anlama adına Zerkeşî, İbnu Dakîki’l-İyd, Ebu’l-Feth el-Kuşeyrî ve Suyûtî esbâb-ı nüzul bilgisini Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında “güvenilir bir yol” olarak tanımlamışlardır. Çünkü o, hem tarihî hem de aktüel bir gerçek olarak Kur’ân-ı Kerîm’in nüzul ortamına ait haberleri içermekte­dir. Dolayısıyla onun da Kur’ân'ın anlaşılması ve anlatılması ile ilgili bir temel prensip olarak algılanması ve değerlendirilmesi gayet tabiîdir. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması çabalarında Kur’ân-nüzul asrı insanı arası­daki ilişkiye bir anlamda ayna konumunda olan esbâb-ı nüzul rivayetlerinin aktü­el fonksiyonunu tespit etmek ise çağımız Kur’ân araştırıcılarını ilgilendirmektedir.

Bunu gerçekleştirebilmek ise, esbâb-ı nüzule ihtiyaç duyulan noktalan tes­pit etmeye bağlıdır. Yani Kur’ân-ı Kerîm’in nüzul dönemindeki muhataplarının bilgisiyle aydınlanacak âyetler tespit edilmelidir. Bu yöndeki çabalan destekleye­cek çalışmalara da ihtiyaç olduğu açıktır. Mesela nüzul asrının;

a.         sosyal şartları,

b.         fikrî şartları,

c.          İktisadî şartları,

d.         siyasî şartları,

e.          ve o dönemin insanım inceleyen araştırmalar esbâb-ı nüzulden Kur’ân’ı anlama yolunda daha çok istifade etmemizi sağlayacaktır.

 Bu sebeple hocamız III. bölümde esbâb-ı nüzul bilgisinin, Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında olması gereken yere oturtulmaya çalışılacağını, bunun gerçekleşmesine imkân sağlayacak yeni bir yaklaşım ve ilkelerin bu bölümde ele alınacağını ifade etmiştir. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında ciddî sonuçların doğmaması için Esbâb-ı nüzul bilgisine bîgâne kalınmamasının yanında kullanımının, değerlen­dirilmesinin ilkeler konularak yapılmasını gereğine işaretle Bu amaçla ilk yapılması gereken şeyin esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin ye­niden değerlendirilmesinin yapılması Onun için de esbâb-ı nüzule olan ihtiyacın sınır­larının belirlenmesi ve esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin nasıl değerlendirileceğinin ilkelerinin araştırılıp ortaya konmasının gerekliliği ifade edilmektedir.

1. ESBÂB-I NÜZULE OLAN İHTİYACIN SINIRLARINI BELİRLEYEN İLKELER

Esbâb-ı nüzul bilgisinin Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında bilinmesi zorunlu ilimlerin başında geldiğinin ifade edilmesi geleneksel yaklaşım tarzının bir ifadesidir. Özellikle esbâb-ı nüzul neden gereklidir, bilinmesinin yararları nelerdir sorularına maddeler halinde cevaplar vermişler ve hep bunlar tekrar edilmiştir. Oysa geleneksel yaklaşımla esbâb-ı nüzulün Kur’ân'ın anlaşıl­masında değerlendirilmesinin bazı olumsuz sonuçlara sebep olduğu görülmekte­dir. Dolayısıyla halledilmesi gereken mesele, Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzule nasıl yaklaşılması ve değerlendirilmesi hususunda odaklaşmakta­dır. Bunun için ilk yapılması gereken esbâb-ı nüzule olan ihtiyacın sınırları üzerin­de durmak, bu konuyu açıklığa kavuşturmak olmalıdır. Hocamız Kur’ân-ı Kerîm'i anlama çabasında esbâb-ı nüzulden yararlanmada ihtiyacın sınırlarını belirleyen iki grup ilkenin söz konusu olduğunu;

 Birinci gruptaki ilkeleri ge­nel ilkeler ve ikinci gruptaki ilkeleri de özel ilkeler olarak adlandırdığını söylemektedir.

 a. Genel İlkeler

Birinci ilke:

Esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin tamamının ihata etmek mümkün değildir. Bütün rivâyetleri toplayıp bunları senet-metin tenkidine tâbi tutmak ciltler dolu­su kitap demektir. Esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin sahih olanlarının ve olmayanlarının tamamını bir araya getirmek ve Kur’ân-ı Kerîm'i yorumlamada (tefsir), anlamada bunları ihata edebilmek pek mümkün görülmemektedir.

İkinci ilke:

 Esbâb-ı nüzulü bilmeden de Kur’ân-ı Kerîm'i(Anlama aktından, fiilinden) anlamak mümkündür. Yani Kur’ân-ı Kerîm'in özünü, bir bağlam bütünü olarak genel anlamını, mesajını tanımak ve kavramak mümkündür. Selef-halef bütün âlimlerin nüzul sebeplerini bilmenin önemi üzerinde durdukları bilinmektedir. Onların bu tavrı, âyet, nüzul sebebi bilinmeden anlaşılamaz anlamına gelmez. Nüzule sebep olan hâdisenin veya sorunun cevabı olan Kur’ân-ı Kerîm elimizdedir.

b. Özel İlkeler

Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzule ihtiyacın sınırlarım esas belirleyecek olan bu ilkelerdir.

 

Birinci ilke:

Sebeb-i nüzulü bilmenin, muktezây-ı hâli (durumun gerektirdiğini, gereğini) bilmek gibi olduğu hallerde.

İkinci ilke:

Sebeb-i nüzulü bilmemenin Kur’ân'ın zâhir nasslarını mücmel nasslar konumuna getirme şüphesi ve güçlüğü bulunduğu hallerde.

Üçüncü ilke:

Bu ilke önceki iki ilkeyi kapsayan bir niteliktedir. Buna göre: Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzule ihtiyacı ilk planda Kur’ân belirlemelidir.

Kur’ân-ı Kerîm'i okuyan veya dinleyen kimse bu eylemi sırasında âyet ve âyetlerde bulunan üstü kapalı bir ifade (ima, telmih) hakkında manâyı yakalamak için bir bekleyişe, arayışa giriyorsa o zaman sebeb-i nüzulü nakletmeye, olayı ayrıntılarıyla anlatmaya ihtiyaç var demektir. Ayetlerin manâlarını herhangi bir okuyucu-araştırmacı sebeb-i nüzullerini bilmeden de anlamış olabilir. Önemli olan esbâb-ı nüzulü Kur’ân-ı Kerîm'i anlama çabasında zikredilen ilkeler çerçevesinde ve ikinci bölümde anılan hatala­ra düşmeden kullanmaktır, değerlendirmektedir.

2. ESBAB I NUZUL RİVAYETLERİNİN HADÎS USÛLÜ AÇISINDAN TENKİDİ:

Hocamız burada esbâb-ı nüzul rivâ­yetlerini yeniden ele alıp değerlendirirken hadîs usûlünden yararlanmanın gereğin­den ve bunu gerçekleştirmek için nelerin yapılması icab ettiğinden söz edeceğini söylemektedir. Esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin hadîs usûlü açısından değerlendirilmesi konusuna çok önem vermek gerektiğine inandığını, Bu alandaki birçok problemin hadîs usûlü kriterlerinin esbâb-ı nüzul rivâyetlerine uygulanması ile aşılacağı kanaatindedir. Bu bağlamda “Ayetin sebeb-i nüzulü işte bu hâdi­sedir” demeden önce ciddi bir araştırma yapmak gerektiğini, bu hükmü verme­den önce epeyce düşünmek zaruretine işaret etmektedir. Daha sonra Esbâb-ı nüzul rivâyetleri hadîs usûlü açısından nasıl ele alınmalıdır sorusu­nun cevabını sekiz alt başlık altında işlemektedir. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında Esbâb-ı nüzul rivayetlerini değerlendirirken  hadis metodolojisinden yararlanarak yapılacak tenkidin senet-metin bütünlüğü içinde yapılması gereği sonucuna ulaşmıştır.

3. RİVÂYETLERİ TASNİF ETME:

Hocamız Esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin hadîs usûlü kriterleri uygulanarak derlenmesi­nin ardından, bu rivâyetlerin tasnif edilmesi adımının atılmasını önermektedir. Çünkü esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılmasında değerlendirilmesi sonucu ortaya çıkan meselelerin bir kısmı bu sayede aydınlanacaktır. Bu tasniften ne anladığını bir bütünlük içinde ilkeler ha­linde sunmaya çalışmıştır. Esbâb-ı nüzul rivâyetleri hakkında yapılan birçok tasnifleri de kapsayan ve meseleleri çözüme kavuşturacak bir tasnifle tasnif ederek bu rivayetleri 2 grup halinde tasnif etmiştir.

a.Esbâb-ı Nüzul Rivâyetleri

b. Tefsir için olan Esbâb-ı Nüzul Rivâyetleri

Bu şekilde rivayetler arasında bir ayrıma gitmiş ve bu ayrımın gerekliliğini iki örnekle açıklamıştır.

Hocamızın III. Bölümde ele aldığı  esbâb-ı nüzûle yeni  yaklaşımda esbâb-ı nüzûl rivâyetlerinin yeniden değerlendirilmesi anabaşlığı altındaki ikinci önerisi ise:

B. KUR’ÂN-I KERÎM’ÎN BÜTÜNLÜĞÜNÜN DİKKATE ALINMASI konusudur. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün değerlendirilmesi sırasında yukarıdaki başlıkta zikredilen ilkeleri tamamlayan önemli bir ilke de Kur’ân-ı Kerîm’in bütünlüğünün dikkate alınmasıdır. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün rolü açısından Kur’ân'ın bütünlüğü kavramına bakıldığında sadece bir vecih ön pla­na çıkmaktadır: “Bütün olarak Kur’ân-ı Kerîm”. Bu vecih diğer veç­heleri de kapsayan, içeren bir niteliğe sahiptir.

Yani Kur’ân’ın bütünlüğü kav­ramının en geniş olan veçhesi budur. Kavrama dahil olan bütün veçhelere şâmildir. Bunların bir araya gelmesiyle ontolojik manâda varlık kazanacağını belrtmekte esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin Kur’ân’ın bütünlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi konusu ile esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin tasnifi konusu birlikte düşünülmesi gerektiği böylece Kur’ân’ın nüzul ortamına ait rivâyetler ile sahabe ve tâbiûnun tefsir için yaptıkları sebeb-i nüzul değerlendirmeleri Kur’ân’ın anlaşılması çabalarında tam yerlerini bulmuş olacağını, Her âyete bir nüzul sebebi arama gibi hatalara düşülmeyeceğini söyler.

Esbâb-ı nüzûle yeni  yaklaşımında üçüncü önerisi ise:

C. SİYAK-SİBAK’IN GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULMASI’dır.

Sîyâk-sibak konusunun tenâsüb ve insicâm” ilmi kapsamına dahil olduğunu, bu konunun müstakil olarak ele alınması Kur’ân-ı Kerîm’in anla­şılmasında esbâb-ı nüzul rivayetlerinden yararlanırken göz önünde bulundurulma­sı gereken bir ilke olarak değerlendirilmesi sebebiyle olduğunu, ayrıca buraya kadar zik­redilen ilkeleri tamamlayıcı bir niteliğinin de varlığı sebebiyle yer verdiğini belirtmektedir.

Öte yandan Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulden yararlanır­ken siyak-sibak’ın göz önünde bulundurulması ilkesi, genel ilke olarak zikredilen Kur’ân’ın bütünlüğü kavramına da dahil bir prensiptir. Nihayetinde hocamız şuna dikkat çekmektedir ki Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılmasında esbâb-ı nüzul rivâyetlerini değerlendirir­ken âyetlerin siyâk-sibakına mutlaka bakılmalıdır. Âyetlerin bağlamı ile mütena­sip olmayan rivâyetlere, itibar etmemekte yarar olduğu açıktır. Nass-siyâk-sibak-rivâyet uyumu kesinlikle göz ardı edilmemelidir.

Esbâb-ı nüzûle yeni  yaklaşımında son olarak öne çıkardığı ve dikkat çektiği konu ise

D.ESBÂB-I NÜZÛL VE TARİHİLİK KAVRAMI konusudur. Esbâb-ı nüzul-tarihîlik münasebeti meselesine öncelikle Kur’ân-ı Kerîm’in tarih ve tarihî bilgi alanındaki ilkelerinden hareketle bakmanın daha isabetli olduğunu düşündüğünü belirterek konuya başlamaktadır. Akabinde şuna dikkat çekmektedir: Kur’ân-ı Kerîm insanı ana konu ve insana hidayet rehberi olmayı ana gaye edinmekle tarih ve tarihîlik bağlanımda temel karakteristiğini ortaya koymuş olmaktadır. Çünkü insan her zaman, geçmişe mal olacak bir “şimdi”nin kalıcı ve belirgin izlerini yaşatarak, kendini sürdürmeye, aynı zamanda, bu gününü dünle doğrulamak için nereden geldiğini, kendinden önce neler olduğunu bulmaya çalışan bir varlıktır. Bir başka deyişle, insan, tarihî bir varlıktır ve bu insanın varlık koşullarından bir tanesidir. Bu sebepledir ki Kur’ân-ı Kerîm’in hemen her sûresinde mutlaka ya insan . toplulukları ya da onlarla ilgili “olgular” ve “olaylar” anlatılır. Dolayısıyla Kur’ân, tarih ve tarihîlik’i, geçmişi, yaşanılan zamanı ve geleceği ile bir bütün halinde insanın faaliyet sahası olarak görmektedir der.

b.       SONUÇ bölümünde ise

 hocamız  toparlayıcı bir özet sunarak konuyu bir kere daha zihinlerde canlandırarak  1.Kitabı tamamlar ve Esbâb-ı Nüzul’e Yeni Bir Yaklaşımla ele aldığı sa’lebe kıssası ile kitabın ikinci kitabına başlar. Araştırmasının Amacı şöyle tesbit eder: Bu çalışmamızda bir esbâb-ı nüzul rivâyetini yeni bir yaklaşım ilkeleri çer­çevesinde ele alıp değerlendirmekteyiz. Böylece iki yönlü bir maksadı gerçekleştir­mek istiyoruz.

 Birincisi, Kur'ân’ın Anlaşılmasında Esbâb-ı Nüzul’ün Rolü'nde Sa’lebe kıssasını ayrıca incelenmeye değer bir konu olarak tekrar ele alacağımızı ifade etmiştik. Şimdi bunu gerçekleştirmiş oluyoruz. İkincisi ve belki temel maksadımız ise, Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzul’e yeni bir yaklaşımın ilkelerini bir sebeb-i nüzul rivayeti üzerinde tatbik etmektir. Buradan da esbâb-ı nüzul’ün aktüel değerini tesbite ulaşmayı ümit etmekteyiz.[1] Daha sonra bahsi geçen kıssaya girer ve

ilk etapta  HADİS versiyonunu, akabinde SÎRE, RİCÂL VE TARİH KİTAPLARINDA SA’LEBE KISSASINI, HADİS KİTAPLARINDA SA’LEBE KISSASINI, TEFSİR KİTAPLARINDA SA’LEBE KISSASINI ele aldıktan sonra ESBÂB-I NÜZÛLE YENİ BİR YAKLAŞIM IŞIĞINDA SA’LEBE KISSASININ DEĞERLENDİRİLMESİNE geçer ve daha önce yukarıda özetlediğimiz yeni yaklaşımın maddelerini uygular.

a.İlk olarak salebe kıssası rivayetleri hadîs usûlü açısından tenkid edilmelidir.

b.Rivayetler tasnif edilmelidir.

c.Tarih ilminden faydalanılmalıdır.

d.Kur’anî bütünlük ve siyak-sibak bağlamında değerlendirilmelidir der ve uygulamasını yapar.

 İslâm kültür tarihinde esbâb-ı nüzul rivâyetleri Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması sürecinde ve çabalarında izlenen bir yol olmuştur. Ancak bu yolda kullanılan metodun, ilkeleriyle birlikte ortaya konulmadığı da bir gerçektir. Usûl açısından vaki olan bu eksiklik, esbâb-ı nüzul rivâyetleri, genel olarak da tefsir rivâyetleri üzerinde tereddütlerin zuhuruna sebep olmuştur. Tefsîr rivâyetlerini (esbâb-ı nüzul rivâyetleri dahil) eserlerinde nakleden müfessirlerimizin birçoğu İlmî yeterliliklerine, salâh ve takvâ ehli oluşlarına rağmen zayıf, garîb, münker ve İsrailî birçok hadis zik­retmişlerdir. Hatta mevzû hadis naklettikleri vâkidir. O halde âlimlerimizin bir tefsir haberini eserlerinde rivâyet etmiş olmaları, her zaman o rivâyetin “sıh­hatine delil teşkil etmemelidir.

 Kurân-ı Kerîm’in anlaşılması konusunda esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin değerlendirilmesinde yeni bir usûl takip edilmelidir. Böylece, tefsir kitaplarında kalmaya hakkı olmayan pek çok rivayet temiz­lenmiş olacak ve Kurân-ı Kerîm’deki bir âyeti anlamak için tefsir kitaplarına bakan kimseler, onlarla karşılaşıp hiçbir esası olmayan haberlerle meşgul ol­maktan kurtulacaklardır açıklamasını yaptıktan sonra esbâb-ı nüzul/tefsir rivâyetlerinin bilgi­sayar teknolojisinin imkânlarından yararlanarak toplanması gerekliliğine tekrar işaret etmiş, bu gayeyi gerçekleştirecek malzeme/kültür mirasımız elde mevcut olduğunu  ancak bu fertlerin değil, müesseselerin ve kurulacak enstitülerin çatısı altında, çağın imkânlarından yararlanan bir âlimler grubunun gerçekleştireceği bir proje olarak düşünülmesi gereğine işaret etmektedir. Böyle bir projeyi gerçekleştirecek her türlü imkân ül­kemizde mevcut olduğunu ancak himmete ihtiyaç olduğunu söylemektedir. Bu kıssa üzerinden kendi önerdiği Kur’ân’ın anlaşılmasında esbâb-ı nüzul’ün değerlendirilmesi­ne yeni bir yaklaşım getiren ilkeleri, bir âyet/hâdise üzerine odaklayarak bu ilke­lerin uygulanabilirliğini göstermeye çalıştığını ifade etmiştir.

Hocamız, Kur’an ve bağlam kitabının 3. İç kitap bölümünü tarihsellik ve esbab-ı nüzul başlığına ayırmış.

Yukarıda aslında bu konu daha önce III. Bölümde esbâb-ı nüzûle yeni bir yaklaşım başlığı altında esbâb-ı nüzûl rivâyetlerinin yeniden değerlendirilmesi bahsinde yeni yaklaşımda önerdiği ölçülerden biriydi. Konunun önemine binaen konuyu burada geniş ele alıyor. Üçüncü kitabın GİRİŞ         bölümünü iki başlığa ayırıyor.

A.Tarihsellik Problemi ve Açıklanması    

B.Araştırmanın Amacı ve Metodu

Tarihsellik denilince ne anlıyoruz? Bu temel soruya verilecek ilk cevap, bu kelimenin felsefeye ait bir kavram olduğudur. O halde kavram nedir? deyip kavramı tanımlıyor: Kavram, İnsanî bir yapıp etme olarak düşünme faaliyetinin temel aracıdır. Çünkü kavram her türlü tecrübenin ve bir o kadar da varolanların durumunun hep­sinin üzerinde cereyan eden bir olayı hazırlayarak düşüncenin oluşması ve ondan başka fikirlerin doğmasını sağlar.

O halde

kavram bir fikirdir, bir bilgidir. İnsan bir fikri, bir bilgiyi de ancak bazı işaretlerle yani dille ifade eder. Dille ifade ettiği zaman da, bir bilgi ve fikir yükleyeceği işareti belirler. Bir kavram dille ifade  edildiğinde terim adını alır.

Terim, kavramın kendisi değildir; kavramı dil aracılığıyla anlatan bir dilsel simgedir. Kavram ve terimi detaylıca bir şemada ele alıyor.

İzahlarını yaptıktan sonra başta sorduğu sorunun cevabını şöyle veriyor: Tarihsellik de tarih yapan bir varlık olarak insanın, tarih hakkında / edindiği tecrübelerin ve bu alanla ilgili bütün durumların üzerinde cereyan eden zihnî faaliyetinin sonucu oluşan düşünce ve ondan doğan fi­kirlere işaret eden bir kavramdır. Yani tarihsellik, insanın varlık şartlarından kaynaklanan imkân ve yetenekleri ile bizzat yaşadığı, tecrübe ettiği bir durum­la, tarihle ilgilidir.

Araştırmanın Amacı ve Metodunu ise şöyle açıklamaktadır:

Bu çalışmamızda öncelikle tarihsellik kavramını esbâb-ı nüzul çerçevesinde ele alıp inceleyerek bu kavramın doğuşunu ve gelişimini özet bir şekilde ortaya koymak istiyoruz. Böylece Batı kökenli bir kavramı kendi kültür alanımıza nasıl nakledeceğimiz ve kullanacağımıza dair ipuçlarını, o kavramın kültürel ve tarihsel serüveninde aramak imkâ­nı bulacağımızı düşünüyoruz.

Çalışmamızın ikinci amacı, tarihsellik kavramının kendi kültür alanımız­da nasıl kullanılabileceğine dair bir deneme yapmaktır. Böyle bir deneme ile insanı zaman içinde inceleyen bir ilim olarak tarih ve bütün insanlığın tarihini idare eden kanunları matematik formüllerle vermek iddiasındaki tarih felsefesi alanlarına ait tarihsellik kavramını yaşa­mak, anlamını araştırmak ve anlamak amaçlanmaktadır. Özetle bu çalışma, insanın bizzat tecrübe ettiği tarih alanına ait bir tasarımı (kavramı) içselleştire­rek kültür hayatımıza nasıl katabileceğimize, kavramsal aktarımı nasıl sağlaya­bileceğimize ve bu kavramla nasıl hesaplaşabileceğimize dair bir arayışı ifade etmektedir. Daha sonra Tarihsellik kavramının temellendirilmesi’ne geçmekte Tarihsellik Kavramının Doğuşu ve Gelişmesi, Tarihsellik Kavramının Kullanım Çerçevesi ve Alanları alt başlıklarıyla bu kavramın temellendirmesini yapmaktadır.

Daha sonra tarihsellik kavramının tanımıyla gelen anlamlar ışığında esbâb-ı nüzulün tarihselliğine bakmakta

Birinci anlam: Tarihsel olanın varlık biçimi.

Esbâb-ı nüzul, Kur’ân-ı Kerîm’in nüzul ortamına ait bir gerçeklik olarak gerçekliğini o dönemde yaşamış kişilerden (Hz. Peygamber ve Ashâbı) ve onların yapıp-etmeleri sonucu meydana gelen olaylardan almaktadır. Bunun mekân-zaman içinde olmuş, sahîh rivâyetle bize ulaşmış musned- merfû haberler olması sebebiyle elle tutulur gerçekliği vardır.

Böyle düşündüğümüzde esbâb-ı nüzulü, tarihsel olanın varlık biçimi, tarih­sel olanın niteliği olarak anlayabileceğimizi, yani nüzul ortamında ne gibi olaylar olmuş, sorular sorulmuş veya nasıl olmuş da bu âyet veya âyetler nâzil olmuş sorularının karşılığı olarak algılayabileceğimizi söylemekte;

İkinci anlam: Zamana bağlılık, gelip geçicilik.

Esbâb-ı nüzulün tarihselliği hakkında zamana bağlılık, gelip geçicilik tanı­mının isabetli olmayacağını düşündüğünü belirtmektedir.

Öte yandan esbâb-ı nüzul kıssaları, sadece bu kıssaların cereyan edişlerine dair ayrıntılar ve hâdiselerin kahramanları bağlanımda ele alınabilir. Böyle bir du­rumda esbâb-ı nüzule yaklaşım bu çerçevede kilitlenmiş olur. Esbâb-ı nüzul kıssa­larının, Kur’ân mesajının kendine özgü İnsanî biçimleri olduğu göz ardı edileceğine dikkat çeker.

Halbuki esbâb-ı nüzul kıssalarının bu nitelikleri, zamana bağlı, gelip ge­çici (tarihsel) niteliklerdir. Yani nüzule sebep teşkil eden kıssaların ve kahramanlarının yapıp-etmeleri zamana bağlı, gelmiş geçmiş (ta­rihsel) yapıp-etmelerdir. Ama bu anlayışla esbâb-ı nüzule yaklaşmak hatalı bir tavır olacaktır. Çünkü, Kur'ân-ı Kerîm -nüzul ortamı- esbâb-ı nüzul ilişkisini “insan” açısından değerlendirdiğimizde, Kur’ân vahyinin, insanı ve onun varlık koşullarını reddeden değil, aksine insanın varlık koşullarını onaylayan ve insa­nın onların şuuruna vararak geliştirmesine imkân sağlayan bir mesajı içerdi­ğini görmekteyiz.

Esbâb-ı nüzulün tarihsel bir gerçek olması ile onun tarihe bağımlı olması da birbirinden farklı şeylerdir. Çünkü esbâb-ı nüzul dinî bir fenomen olarak, hakikati, tarihsellikten bağımsız olan bir gerçek ola­rak da düşünülmelidir. Çünkü esbâb-ı nüzul orijinal yorum-orijinal tarihtir.

Hayatta sürekli olarak yeni gerçekler, yeni durumlar ortaya çıkar. Bunlan biricik tarihsel gerçekler olarak ele almak mümkün olmadığı- —na göre hayatm tarihsel esasını, temelini açığa çıkarmak gerekir. Kur’ân’a göre hayatın tarihsel esası ve temeli ise geçmişi, yaşanılan zamanı ve geleceği ile bir bütün halinde insanın faaliyet sahası olarak görmesidir. İşte es- bâb-ı nüzule bu bağlamda yaklaşırsak onun Kur’ânî bütünlüğe ait bir olgu ol­duğunu görürüz. Bu sebeple esbâb-ı nüzul, Kur’ân-ı Kerîm’ı, onun anlaşılması meselesinde tarihsel bir görüş açısı içine koyar.

Daha sonra şu değerlendirmelerde bulunur: Esbâb-ı nüzul-tarihsellik kavramı ilişkisine dair ifade edeceklerimiz bundan ibarettir. Görüldüğü üzere esbâb-ı nüzul, mekân-zaman içinde vuku bulması, sahîh musned-merfû) rivâyetle bize ulaşmış olması sebebiyle tarihseldir ve tarihsel gerekliktir. Nüzul ortamında cereyan eden hâdiselerin, soruların karşılığı olarak da tarihsel olanın varlık biçimidir.

Esbâb-ı nüzul, Kur’ân-insan ilişkisinin bir bölümünde oluşmuş insanî yapıp-etmelerdir. Dolayısıyla her mekân-zaman’da benzeri İnsanî yapıp-etmelerle temelde benzerlik gösterir. Aslolan bu tarihsel yapıp-etmelerden bugünün insan meselelerine yönelik ilkeleri tespit edebilmektir. Bun­dan daha önemlisi ise onları amel (eylem) haline getirebilme meselesidir.

Sahâbe’nin musned-merfû rivâyetleriyle nakledilen nüzul ortamına ait esbâb-ı nüzul rivâyetleri, Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılmasında orijinal yorum olarak değerlendirilebilir. Yine bu rivâyetler, Kur’ân’ın anlaşılma sürecinde ve Kur’ân-ı Kerîm tarihinde orijinal tarih olarak adlandırılabilir.

Tefsir için olan esbâb-ı nüzul rivâyetleri ve değerlendirmelerini ise Kur’ân'm anlaşılmasında düşünülmüş yorum olarak nitelendirilebilir. Bu tür ri­vâyetler, Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılma sürecinde ve Kur’ân tarihinde düşünülmüş tarih olarak değerlendirilebilir. İşte tarihsellik kavramı böyle bir kavramdır.[2]

Sonuç bölümünde de TARİHSELLİK VE ESBÂB-I NÜZÛL konusunun bir değerlendirmesini yapmaktadır.

 “Esbab-ı nüzul” hakkında on kitap ve on makale (literatür) adı veriniz.

1- عنوان الكتاب: التفسير الموضوعي للحافظ المتقن مع أسباب النزول وشرح المفردات

المؤلف: حراء للطباعة والنشر

2-عنوان الكتاب: أسباب النزول المسمى لباب النقول في أسباب النزول

 المؤلف: عبد الرحمن السيوطي جلال الدين

3-غاية المأمول في التعليقات على الصحيح المسند من أسباب النزول

المؤلف: عثمان السالمي العثمي أبو عبد الله

4-التفسير الوجيز على هامش القرآن الكريم ومعه أسباب النزول وقواعد الترتيل

المؤلف: وهبة الزحيلي

5- تفسير الجلالين ولباب النقول في أسباب النزول على هامش القرآن الكريم

 المؤلف: جلال الدين المحلى - جلال الدين السيوطي

6-عنوان الكتاب: البرهان في علوم القرآن

 المؤلف: بدر الدين الزركشي

7- عنوان الكتاب: علوم القرآن الكريم

 المؤلف: نور الدين عتر

8-Ahmet Nedim Serinsu, Tarihsellik ve Esbab-ı Nüzûl, Şule Yayınları.

9-Yakup Bıyıkoğlu, Şevkani’nin Fethu’l-Kadir’inde Esbab-ı Nüzûl ve Kur’ân’ın anlaşılması(ayetlerin iniş sebepleri), Rağbet Yayınları.

10-İmadüddin Muhammed Reşid, Esbab-ün-Nüzûl ve eseruha fî beyâni’n-nusus, (dirase mukarene beyne usuli’t-tefsir ve usuli’l-fıkh)

11-İbrâhim Muhammed Ali, Sahihu Esbabi’n-Nüzûl, dirase hadisiyy, Dımaşk, Dârü’l-Kalem.

12-Bessam Cemel, Esbabü’n-Nüzûl Beyrut 2005.

Makale / Literatür:

1- A. Rippin, "The Function of Asbâb al-Nüzül in Qur'ânic Exegesis", BSOAS, U/1 (1988), s. 1-20.

      2- Kırca, Calal, Tenzil Yönteminin Tarihselliği Problemi ve Kur’an Yorumlarına Olan Etkisi, Kur’an Mesajı İlmî Araştırmalar Dergisi, Aralık 1997, sa:2.

     3-Recep Demir, Kur’an Tefsirinde Tarihselci Yöntem, Tarih Kültür ve Sanat Araştırmaları Dergisi, Vol. 1, No. 1, March 2012.

     4- Dini Kavramlar Sözlüğü Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, s.581.

6- M. Rızâ el-Hüseynî, "Esbâbü nüzûli'l-Kur'ân", Türâsünâ, 1/4, Kum 1406, s. 19-67.

7- F. Ahmet Polat, Çağdaş İslam Düşüncesinde Kur’an’a Yaklaşımlar, Doktora Tezi, S.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya 2002.

8- Diyanet İslam Asiklopedisi, 11.cilt. ESBAB-I NÜZUL md.

9- Mehmet Paçacı, Kur’an ve Ben Ne Kadar Tarihseliz? Ankara Okulu yayınları, Ankara2000, s.55.

10-İshak Yazıcı, Nüzûl Sebeplerini Bilmenin Kur’ân Tefsirindeki ÖnemiOndokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 1987, sayı: 2, s. 117-128.

11-M. Sait ŞİMŞEK, Esbabü’n-Nüzûl md., Şamil İslam Ansiklopedisi.



[1] Kur’an ve Bağlam, Ahmet Nedim Serinsu, s. 270,271.

[2] Serinsu, s. 340, 341,342. 


0 Yorum - Yorum Yaz


2013-2014 Akademik Yılı

Güz Dönemi Doktora Ödevi

Mustafa FIRAT

ÖĞR. NO: 13922714

Esbab-ı Nüzul I

4. Ödev: Kur’an ve Bağlam kıraati hülasası nedir? Yazınız.

“Esbab-ı nüzul” hakkında on kitap ve on makale (literatür) adı veriniz.

Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu Hocamızın Kur’an ve Bağlam isimli kitabı içerik olarak üç temel başlıklı  bir kitap olarak karşımıza çıkıyor.

BİRİNCİ KİTAP

Giriş Kısmında : Kur’ân’ın Anlaşılmasında Esbâb-ı Nüzul’ün Rolü konusu altında hocamız konuya girmeden  Esbâb-ı Nüzul hakkındaki Araştımasının  Konusu ve Önemi, Amacı ve Metodu’nu açıklayarak kitabına giriyor. Önemini Esbâb-ı nüzul bilgisi, Kur’ân-ı Kerîm’in nüzul ortamının aslî bir unsur oldığunu, İslâmî ilimlerin birçok alanında âlimlerce önemle üzerinde durulan bir vakıa olageldiğini belirttikten sonra esbâb-ı nü­zul hakkında tek kaynağın sahabe olduğunu sonraki nesillerin esbâb-ı nüzul anlayışına etki etmiştir. O sebepledir ki seleften bazıları, “Kur’ân’ın anlaşılmasında en emin yol esbâb-ı nüzuldür” dediklerini naklederek önemine vurgu yapmıştır. Şâtibî’nin bu sözleri “esbâb-ı nüzulü bilen kimsenin Kur’ân-ı Kerîm’i de bileceği” mânasında yorumla­dığından bahisle aslında böyle bir anlayışın temelinin hicrî ikinci asra kadar indirmek mümkün olduğunu  bundan dolayı kitabın birinci bölümünde Kur’an ilimleri ve esbâb-ı nüzul il­mi incelenmiştir. Kur’ân ilimleri kavramının doğuşu ve gelişimi ele alınmış, son­ra da bu ilimler içerisinde esbâb-ı nüzul ilminin konumu araştırılmıştır. Bilahare esbâb-ı nüzul ilmi bütün yönleriyle konu edinilmiştir. Dolayısıyla birinci bölümde “bir vâkıa olarak esbâb-ı nüzul nedir?” sorusuna cevap aranmıştır.

İkinci bölümde ise Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması çabalarında esbâb-ı nüzul olgusunun oluşturduğu çerçeve ve sonuçlarının ele alındığını Burada esbâb-ı nüzule eleştirel bir yaklaşımda bulunarak bunu gerçekleştirmeye çalıştığını ifade etmiştir. Yöneltilen tenkitlerin esbâb-ı nüzul olgusunu en isabet­li ve en sağlıklı bir şekilde değerlendirmeye katkı sağlıyacağını ifade etmiştir.

Üçüncü bölümde ise esbâb-ı nüzule yeni bir yaklaşım denemesinde bulun­duğunu İlk bölümde esbâb-ı nüzul olgusunu bize ulaştığı haliyle inceledikten ve ikin­ci bölümde de bu malzemeyi kritiğe tâbi tuttuktan sonra, çözüm önerilerini ortaya koymak lazım geldiğini, burada da esbâb-ı nüzul meselesine bu açıdan ve güncel yani için­de bulunduğumuz şartlar içinde Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması çabalarında bir kat­kısı ve anlamı olacak şekilde  yaklaşmaya gayret ettiğini ifade etmiştir.

 Esbâb-ı nüzul konusunda şimdiye kadar yapılmış araştırmalarda ortak özelliğin klasik Kur’ân ilimlerinden veya esbâb-ı nüzulden bahseden eserlerdeki malumatı nakletmek, bilhassa esbâb-ı nüzulü bilmenin faydalarından söz etmek şeklinde tanımlanabileceğini, halbuki esbâb-ı nüzulün ne olduğunu öncelikle ortaya koyduktan sonra “bu malzeme, Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında ne kadar yararlıdır” meselesini tartışmak icap ettiğine dikkat çekmiştir.

Araştırmanın amacını ise Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında başvurulması gerekli bir kaynak olarak asırlardır Esbâb-ı nüzul ilminin, dikkate alındığını bu sebeple bu alandaki katkısı ve ona olan ihtiyacımızın boyutları tespit edebilmek adına;

- Esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin geçmişten günümüze bir nevi muhasebesini yapmak, bu bakımdan da öncelikle meseleyi Kur'ân ilimleri ve esbâb-ı nüzul gibi konuyla ilgili kavramları tanımlayarak esbâb-ı nüzulü ele almayı gaye edindiğini söylemektedir.

-Ardından esbâb-ı nüzul olgusu­nun Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılması maksadıyla kullanılırken ve değerlendirirken yapılan hataları ortaya koyarak düşülebilecek yanlışlıklara dikkat çekmeyi amaç­ladığını ifade etmiştir.

- Esbâb-ı nüzul olgusunu günümüze nasıl taşınabileceğinin araştırmasının amaç edinildiğini,

 


 yoksa esbâb-ı nüzulden bahseden eserlerde görülen ve her biri diğerinden nakledilmiş bulunan bu ilmin yararlarını onaylamak, doğrulamak veya red­detmek yönünde bir gayesinin olmadığını da vurgulamıştır.

Araştırmanın metodunda da Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması bağlamında esbâb-ı nüzul bilgisini göstermeye çalışacağını Böylelikle esbâb-ı nüzul ilminin alanını sınırlandırıp onunla ilgili birçok konuya ayrıntılara girmeden lüzumlu değinmelerle bir metod takip edeceğini ifade etmiştir. Bu yöntem ile esbâb-ı nüzul ilmine;

1-         Vâkıasını tesbit,

2-         Onun tenkidi,

3-         Yeni bir yaklaşım ilkeleri

ile yönelmek, esbâb-ı nüzulden yararlanacak ihtisas sahibi olsun veya olmasın araştırmacılara, esbâb-ı nüzul ve faydaları alanında bütüncül bir değerlendirme im­kanı vereceğini düşündüğünü söylemektedir.

Esbâb-ı nüzul konusunu eserlerinde inceleyen âlimlerin esbâb-ı nüzul ilminin yararlarından bahsederlerken esbâb-ı nüzul rivâyetlerini beş kısma ayırıp orta­ya çıkan problemleri (taaddüt, taahhür, umum-husus gibi) beş kısım içinde hallet­meye çalışırtıklarını, kendisinin de çözümü araması sebebiyle esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin tasnifi başlığı altında bu olguyu inceleyip;

 Bi­rinci bölümde esbâb-ı nüzul rivâyetlerine olgusal (vâkıî) bir yaklaşımda bulunduğunu,

İkinci bölümde esbâb-ı nüzul rivâyetleri olgusalını eleştirdiğini,

 Son bölümde de ter­kîbî bir yaklaşımla Kur’ân'ın anlaşılmasında esbâb-ı nüzul rivâyetlerini nasıl kul­lanmamız gerektiği hakkında çıkardığı sonuçları ortaya koyduğunu ifade etmektedir.

Daha sonra I. BÖLÜM’e girerek Kur’ân İlimleri ve Esbâb-ı Nüzûl ilmiyle ilgili esbâb-ı nüzûl ilminin tanımı, esbâb-ı nüzûl ilminin doğuşu ve gelişimi, esbâb-ı nüzûle dair eserlerden bahisten sonra esbâb-ı nüzulün bilmenin yolu, rivâyetleri, kalıpları (sıygaları),bu rivayetlerin tasnifi üzerinde durarak kadim ulema ve diğer alimlerin - konuya toplu bir bakış yapmak için- tasniflerine yer verdiğini görüyoruz. Ayrıca bu rivâyetlerde ihtilaf edilmesi konusu üzerinde de durmaktadır. I.Bölümü esbâb-ı nüzûlle ilgili meselelere, Esbâb-ı nüzûlle ilgili disiplinlere, İslâm kültür tarihinde esbâb-ı nüzûl rivayetlerinin değerlendirilmesine genel bir bakış yaparak tamamlamaktadır.

II.BÖLÜMÜ,

Kur’ân-ı Kerim’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzûl rivâyetlerinin değerlendirilmesi yapılırken bu alanda ilkesiz yaklaşımlar olduğunu daha doğrusu bazı ilkeler edinmiş olmalarına rağmen bu il­kelerde bir dağınıklık söz konusu olması sebebiyle bu tutumların doğuracağı birçok sonuç oluşmuştur. Bu sonuçları da iki madde halinde incelenebileceğini ifade etmekte;

 Birinci maddeyi bu ilkesiz yaklaşımın yarattığı metodolojik sorunları incelemeye,

İkinci madde de bu metodolojik hataların sonucunda Kur’ân’ın anlaşılması bağlamında oluşan sorunların araştırılmasını inceleyeceğini ifade etmektedir. Böylelikle Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin doğurduğu sonuçları araştırmak incelenen esbâb-ı nüzul olgusunu bugüne taşıyacaktır.

 Kur’ân-ı Kerim’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün yetersiz kalma sebeplerinden biri esbâb-ı nüzulden yararlanırken bu alanla ilgili ilkeleri gözardı eden tutumların bazı problemlere sebep olduğunu, Bu olgu­yu da Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün yetersiz kalma sebepleri ola­rak adlandırdığını söylemektedir. Bu sebeplerin de maddeler halinde ele alıp incelemiştir.

1.maddede rivâyetler açısından yetersiz kalmasının birçok açıdan sebeplerinin olduğunu bunların başımda bu rivâyetler hadîs usûlü açısından incelendiğinde ulaşılan sonucun olduğunu ifade edip Merfû-Musned Esbâb-ı Nüzul Rivâyetleri Üzerine, Mursel Esbâb-ı Nüzul Rivâyetleri Üzerine, Senedlerin Hazfedilmesi, Rivâyetlerin Tasnifine Dikkat Etmeme, Rivâyet Sıygalarına (Kalıplarına) Dikkat Göstermeme başlıklarıyla meseleye eleştirel açıdan yaklaşmaktadır.

2.maddede umumu hususileştirme açısından yani sebebiyet ifade eden sebeb-i nüzulün nass olarak umum değil de husus ifade ettiği şeklinde anlaşılma çabasını göstermektedir.

3. maddede sebeb-i nüzulün taaddüt ve taahhür açısından farklı anlaşılmasını da esbab-ı nüzülün yetersiz kalma sebepleri arasında göstermektedir.

4.maddede tarih ilmînden yararlanma başlığı altında Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün yetersiz kalma sebeplerinden birinin de bu rivayetlerin  bir kısmında  görülen  tarihi gerçeklere aykırılık ile zamansal  uyumsuzluk olduğunu ifade etmektedir.

Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün yetersiz kalma olgusunu işledikten sonra esbâb-ı nüzulün yetersiz kaldığı bu hususların Kur’ân’ın anlaşılmasında hangi sonuçları ortaya çıkardığı konusuna geçmektedir.

 

 

1-YORUM ZENGİNLİĞİNE ENGEL OLMASI

2-KUR’ÂN-I KERÎM’İN EVRENSEL HEDEFİ OLAN KUR’ÂN-İNSAN-HAYAT BÜTÜNLEŞMESİNİ ÖNLEMESİ

3-Şahısların Ebedileştirilmesi, Mezhep Hareketlerine Etkisi bağlamında KONUNUN İSTİSMAR EDİLMESİ konularına yer vermektedir.

III. BÖLÜM

ESBÂB-I NÜZÛLE YENİ BİR YAKLAŞIM:

Esbâb-ı nüzulü önceki iki bölümde vakıa olarak (olgu: olmuş olan, gerçek­leşmiş olan) ve doğurduğu sonuçlar açısından ele alıp inceledikten ve esbâb-ı nüzul bilgisinin mevcut hali ile Kur’ârı-ı Kerîm’in anlaşılmasında bazı sıkıntı­lara neden olduğunu ortaya koyduktan sonra;

 Bu bölümde ise hocamız, Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün daha doğru bir şekilde kul­lanılmasına imkân verecek ve işlenen hataları önleyecek yeni bir yaklaşıma ihtiyaç ol­duğu gerçeğinden hareketle bu bölümde konu ile ilgili düşüncelerini söylemeye çalışacağını ifade etmekte ve ilk başlığını;

A.ESBÂB-I NÜZÛL RİVÂYETLERİNİN YENİDEN DEĞERLENDİRİLMESİ şeklinde bir girişle sunmaktadır.

Konuya girmeden önce  Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzule olan ihti­yaç ve bu bağlamda esbâb-ı nüzul ilminin yararları üzerinde durmakta ve Kur’ân ilimleri ve esbâb-ı nüzul ilmini incelerken Selef âlimlerinin Kur’ân tefsirine yönelenlerde aradıkları şartlardan birinin esbâb-ı nü­zul bilgisi olduğu hatırlatılmakta murad-ı ilahiyi anlama adına Zerkeşî, İbnu Dakîki’l-İyd, Ebu’l-Feth el-Kuşeyrî ve Suyûtî esbâb-ı nüzul bilgisini Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında “güvenilir bir yol” olarak tanımlamışlardır. Çünkü o, hem tarihî hem de aktüel bir gerçek olarak Kur’ân-ı Kerîm’in nüzul ortamına ait haberleri içermekte­dir. Dolayısıyla onun da Kur’ân'ın anlaşılması ve anlatılması ile ilgili bir temel prensip olarak algılanması ve değerlendirilmesi gayet tabiîdir. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması çabalarında Kur’ân-nüzul asrı insanı arası­daki ilişkiye bir anlamda ayna konumunda olan esbâb-ı nüzul rivayetlerinin aktü­el fonksiyonunu tespit etmek ise çağımız Kur’ân araştırıcılarını ilgilendirmektedir.

Bunu gerçekleştirebilmek ise, esbâb-ı nüzule ihtiyaç duyulan noktalan tes­pit etmeye bağlıdır. Yani Kur’ân-ı Kerîm’in nüzul dönemindeki muhataplarının bilgisiyle aydınlanacak âyetler tespit edilmelidir. Bu yöndeki çabalan destekleye­cek çalışmalara da ihtiyaç olduğu açıktır. Mesela nüzul asrının;

a.         sosyal şartları,

b.         fikrî şartları,

c.          İktisadî şartları,

d.         siyasî şartları,

e.          ve o dönemin insanım inceleyen araştırmalar esbâb-ı nüzulden Kur’ân’ı anlama yolunda daha çok istifade etmemizi sağlayacaktır.

 Bu sebeple hocamız III. bölümde esbâb-ı nüzul bilgisinin, Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında olması gereken yere oturtulmaya çalışılacağını, bunun gerçekleşmesine imkân sağlayacak yeni bir yaklaşım ve ilkelerin bu bölümde ele alınacağını ifade etmiştir. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında ciddî sonuçların doğmaması için Esbâb-ı nüzul bilgisine bîgâne kalınmamasının yanında kullanımının, değerlen­dirilmesinin ilkeler konularak yapılmasını gereğine işaretle Bu amaçla ilk yapılması gereken şeyin esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin ye­niden değerlendirilmesinin yapılması Onun için de esbâb-ı nüzule olan ihtiyacın sınır­larının belirlenmesi ve esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin nasıl değerlendirileceğinin ilkelerinin araştırılıp ortaya konmasının gerekliliği ifade edilmektedir.

1. ESBÂB-I NÜZULE OLAN İHTİYACIN SINIRLARINI BELİRLEYEN İLKELER

Esbâb-ı nüzul bilgisinin Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında bilinmesi zorunlu ilimlerin başında geldiğinin ifade edilmesi geleneksel yaklaşım tarzının bir ifadesidir. Özellikle esbâb-ı nüzul neden gereklidir, bilinmesinin yararları nelerdir sorularına maddeler halinde cevaplar vermişler ve hep bunlar tekrar edilmiştir. Oysa geleneksel yaklaşımla esbâb-ı nüzulün Kur’ân'ın anlaşıl­masında değerlendirilmesinin bazı olumsuz sonuçlara sebep olduğu görülmekte­dir. Dolayısıyla halledilmesi gereken mesele, Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzule nasıl yaklaşılması ve değerlendirilmesi hususunda odaklaşmakta­dır. Bunun için ilk yapılması gereken esbâb-ı nüzule olan ihtiyacın sınırları üzerin­de durmak, bu konuyu açıklığa kavuşturmak olmalıdır. Hocamız Kur’ân-ı Kerîm'i anlama çabasında esbâb-ı nüzulden yararlanmada ihtiyacın sınırlarını belirleyen iki grup ilkenin söz konusu olduğunu;

 Birinci gruptaki ilkeleri ge­nel ilkeler ve ikinci gruptaki ilkeleri de özel ilkeler olarak adlandırdığını söylemektedir.

 a. Genel İlkeler

Birinci ilke:

Esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin tamamının ihata etmek mümkün değildir. Bütün rivâyetleri toplayıp bunları senet-metin tenkidine tâbi tutmak ciltler dolu­su kitap demektir. Esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin sahih olanlarının ve olmayanlarının tamamını bir araya getirmek ve Kur’ân-ı Kerîm'i yorumlamada (tefsir), anlamada bunları ihata edebilmek pek mümkün görülmemektedir.

İkinci ilke:

 Esbâb-ı nüzulü bilmeden de Kur’ân-ı Kerîm'i(Anlama aktından, fiilinden) anlamak mümkündür. Yani Kur’ân-ı Kerîm'in özünü, bir bağlam bütünü olarak genel anlamını, mesajını tanımak ve kavramak mümkündür. Selef-halef bütün âlimlerin nüzul sebeplerini bilmenin önemi üzerinde durdukları bilinmektedir. Onların bu tavrı, âyet, nüzul sebebi bilinmeden anlaşılamaz anlamına gelmez. Nüzule sebep olan hâdisenin veya sorunun cevabı olan Kur’ân-ı Kerîm elimizdedir.

b. Özel İlkeler

Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzule ihtiyacın sınırlarım esas belirleyecek olan bu ilkelerdir.

 

Birinci ilke:

Sebeb-i nüzulü bilmenin, muktezây-ı hâli (durumun gerektirdiğini, gereğini) bilmek gibi olduğu hallerde.

İkinci ilke:

Sebeb-i nüzulü bilmemenin Kur’ân'ın zâhir nasslarını mücmel nasslar konumuna getirme şüphesi ve güçlüğü bulunduğu hallerde.

Üçüncü ilke:

Bu ilke önceki iki ilkeyi kapsayan bir niteliktedir. Buna göre: Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzule ihtiyacı ilk planda Kur’ân belirlemelidir.

Kur’ân-ı Kerîm'i okuyan veya dinleyen kimse bu eylemi sırasında âyet ve âyetlerde bulunan üstü kapalı bir ifade (ima, telmih) hakkında manâyı yakalamak için bir bekleyişe, arayışa giriyorsa o zaman sebeb-i nüzulü nakletmeye, olayı ayrıntılarıyla anlatmaya ihtiyaç var demektir. Ayetlerin manâlarını herhangi bir okuyucu-araştırmacı sebeb-i nüzullerini bilmeden de anlamış olabilir. Önemli olan esbâb-ı nüzulü Kur’ân-ı Kerîm'i anlama çabasında zikredilen ilkeler çerçevesinde ve ikinci bölümde anılan hatala­ra düşmeden kullanmaktır, değerlendirmektedir.

2. ESBAB I NUZUL RİVAYETLERİNİN HADÎS USÛLÜ AÇISINDAN TENKİDİ:

Hocamız burada esbâb-ı nüzul rivâ­yetlerini yeniden ele alıp değerlendirirken hadîs usûlünden yararlanmanın gereğin­den ve bunu gerçekleştirmek için nelerin yapılması icab ettiğinden söz edeceğini söylemektedir. Esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin hadîs usûlü açısından değerlendirilmesi konusuna çok önem vermek gerektiğine inandığını, Bu alandaki birçok problemin hadîs usûlü kriterlerinin esbâb-ı nüzul rivâyetlerine uygulanması ile aşılacağı kanaatindedir. Bu bağlamda “Ayetin sebeb-i nüzulü işte bu hâdi­sedir” demeden önce ciddi bir araştırma yapmak gerektiğini, bu hükmü verme­den önce epeyce düşünmek zaruretine işaret etmektedir. Daha sonra Esbâb-ı nüzul rivâyetleri hadîs usûlü açısından nasıl ele alınmalıdır sorusu­nun cevabını sekiz alt başlık altında işlemektedir. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında Esbâb-ı nüzul rivayetlerini değerlendirirken  hadis metodolojisinden yararlanarak yapılacak tenkidin senet-metin bütünlüğü içinde yapılması gereği sonucuna ulaşmıştır.

3. RİVÂYETLERİ TASNİF ETME:

Hocamız Esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin hadîs usûlü kriterleri uygulanarak derlenmesi­nin ardından, bu rivâyetlerin tasnif edilmesi adımının atılmasını önermektedir. Çünkü esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılmasında değerlendirilmesi sonucu ortaya çıkan meselelerin bir kısmı bu sayede aydınlanacaktır. Bu tasniften ne anladığını bir bütünlük içinde ilkeler ha­linde sunmaya çalışmıştır. Esbâb-ı nüzul rivâyetleri hakkında yapılan birçok tasnifleri de kapsayan ve meseleleri çözüme kavuşturacak bir tasnifle tasnif ederek bu rivayetleri 2 grup halinde tasnif etmiştir.

a.Esbâb-ı Nüzul Rivâyetleri

b. Tefsir için olan Esbâb-ı Nüzul Rivâyetleri

Bu şekilde rivayetler arasında bir ayrıma gitmiş ve bu ayrımın gerekliliğini iki örnekle açıklamıştır.

Hocamızın III. Bölümde ele aldığı  esbâb-ı nüzûle yeni  yaklaşımda esbâb-ı nüzûl rivâyetlerinin yeniden değerlendirilmesi anabaşlığı altındaki ikinci önerisi ise:

B. KUR’ÂN-I KERÎM’ÎN BÜTÜNLÜĞÜNÜN DİKKATE ALINMASI konusudur. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün değerlendirilmesi sırasında yukarıdaki başlıkta zikredilen ilkeleri tamamlayan önemli bir ilke de Kur’ân-ı Kerîm’in bütünlüğünün dikkate alınmasıdır. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün rolü açısından Kur’ân'ın bütünlüğü kavramına bakıldığında sadece bir vecih ön pla­na çıkmaktadır: “Bütün olarak Kur’ân-ı Kerîm”. Bu vecih diğer veç­heleri de kapsayan, içeren bir niteliğe sahiptir.

Yani Kur’ân’ın bütünlüğü kav­ramının en geniş olan veçhesi budur. Kavrama dahil olan bütün veçhelere şâmildir. Bunların bir araya gelmesiyle ontolojik manâda varlık kazanacağını belrtmekte esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin Kur’ân’ın bütünlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi konusu ile esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin tasnifi konusu birlikte düşünülmesi gerektiği böylece Kur’ân’ın nüzul ortamına ait rivâyetler ile sahabe ve tâbiûnun tefsir için yaptıkları sebeb-i nüzul değerlendirmeleri Kur’ân’ın anlaşılması çabalarında tam yerlerini bulmuş olacağını, Her âyete bir nüzul sebebi arama gibi hatalara düşülmeyeceğini söyler.

Esbâb-ı nüzûle yeni  yaklaşımında üçüncü önerisi ise:

C. SİYAK-SİBAK’IN GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULMASI’dır.

Sîyâk-sibak konusunun tenâsüb ve insicâm” ilmi kapsamına dahil olduğunu, bu konunun müstakil olarak ele alınması Kur’ân-ı Kerîm’in anla­şılmasında esbâb-ı nüzul rivayetlerinden yararlanırken göz önünde bulundurulma­sı gereken bir ilke olarak değerlendirilmesi sebebiyle olduğunu, ayrıca buraya kadar zik­redilen ilkeleri tamamlayıcı bir niteliğinin de varlığı sebebiyle yer verdiğini belirtmektedir.

Öte yandan Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulden yararlanır­ken siyak-sibak’ın göz önünde bulundurulması ilkesi, genel ilke olarak zikredilen Kur’ân’ın bütünlüğü kavramına da dahil bir prensiptir. Nihayetinde hocamız şuna dikkat çekmektedir ki Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılmasında esbâb-ı nüzul rivâyetlerini değerlendirir­ken âyetlerin siyâk-sibakına mutlaka bakılmalıdır. Âyetlerin bağlamı ile mütena­sip olmayan rivâyetlere, itibar etmemekte yarar olduğu açıktır. Nass-siyâk-sibak-rivâyet uyumu kesinlikle göz ardı edilmemelidir.

Esbâb-ı nüzûle yeni  yaklaşımında son olarak öne çıkardığı ve dikkat çektiği konu ise

D.ESBÂB-I NÜZÛL VE TARİHİLİK KAVRAMI konusudur. Esbâb-ı nüzul-tarihîlik münasebeti meselesine öncelikle Kur’ân-ı Kerîm’in tarih ve tarihî bilgi alanındaki ilkelerinden hareketle bakmanın daha isabetli olduğunu düşündüğünü belirterek konuya başlamaktadır. Akabinde şuna dikkat çekmektedir: Kur’ân-ı Kerîm insanı ana konu ve insana hidayet rehberi olmayı ana gaye edinmekle tarih ve tarihîlik bağlanımda temel karakteristiğini ortaya koymuş olmaktadır. Çünkü insan her zaman, geçmişe mal olacak bir “şimdi”nin kalıcı ve belirgin izlerini yaşatarak, kendini sürdürmeye, aynı zamanda, bu gününü dünle doğrulamak için nereden geldiğini, kendinden önce neler olduğunu bulmaya çalışan bir varlıktır. Bir başka deyişle, insan, tarihî bir varlıktır ve bu insanın varlık koşullarından bir tanesidir. Bu sebepledir ki Kur’ân-ı Kerîm’in hemen her sûresinde mutlaka ya insan . toplulukları ya da onlarla ilgili “olgular” ve “olaylar” anlatılır. Dolayısıyla Kur’ân, tarih ve tarihîlik’i, geçmişi, yaşanılan zamanı ve geleceği ile bir bütün halinde insanın faaliyet sahası olarak görmektedir der.

b.       SONUÇ bölümünde ise

 hocamız  toparlayıcı bir özet sunarak konuyu bir kere daha zihinlerde canlandırarak  1.Kitabı tamamlar ve Esbâb-ı Nüzul’e Yeni Bir Yaklaşımla ele aldığı sa’lebe kıssası ile kitabın ikinci kitabına başlar. Araştırmasının Amacı şöyle tesbit eder: Bu çalışmamızda bir esbâb-ı nüzul rivâyetini yeni bir yaklaşım ilkeleri çer­çevesinde ele alıp değerlendirmekteyiz. Böylece iki yönlü bir maksadı gerçekleştir­mek istiyoruz.

 Birincisi, Kur'ân’ın Anlaşılmasında Esbâb-ı Nüzul’ün Rolü'nde Sa’lebe kıssasını ayrıca incelenmeye değer bir konu olarak tekrar ele alacağımızı ifade etmiştik. Şimdi bunu gerçekleştirmiş oluyoruz. İkincisi ve belki temel maksadımız ise, Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzul’e yeni bir yaklaşımın ilkelerini bir sebeb-i nüzul rivayeti üzerinde tatbik etmektir. Buradan da esbâb-ı nüzul’ün aktüel değerini tesbite ulaşmayı ümit etmekteyiz.[1] Daha sonra bahsi geçen kıssaya girer ve

ilk etapta  HADİS versiyonunu, akabinde SÎRE, RİCÂL VE TARİH KİTAPLARINDA SA’LEBE KISSASINI, HADİS KİTAPLARINDA SA’LEBE KISSASINI, TEFSİR KİTAPLARINDA SA’LEBE KISSASINI ele aldıktan sonra ESBÂB-I NÜZÛLE YENİ BİR YAKLAŞIM IŞIĞINDA SA’LEBE KISSASININ DEĞERLENDİRİLMESİNE geçer ve daha önce yukarıda özetlediğimiz yeni yaklaşımın maddelerini uygular.

a.İlk olarak salebe kıssası rivayetleri hadîs usûlü açısından tenkid edilmelidir.

b.Rivayetler tasnif edilmelidir.

c.Tarih ilminden faydalanılmalıdır.

d.Kur’anî bütünlük ve siyak-sibak bağlamında değerlendirilmelidir der ve uygulamasını yapar.

 İslâm kültür tarihinde esbâb-ı nüzul rivâyetleri Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması sürecinde ve çabalarında izlenen bir yol olmuştur. Ancak bu yolda kullanılan metodun, ilkeleriyle birlikte ortaya konulmadığı da bir gerçektir. Usûl açısından vaki olan bu eksiklik, esbâb-ı nüzul rivâyetleri, genel olarak da tefsir rivâyetleri üzerinde tereddütlerin zuhuruna sebep olmuştur. Tefsîr rivâyetlerini (esbâb-ı nüzul rivâyetleri dahil) eserlerinde nakleden müfessirlerimizin birçoğu İlmî yeterliliklerine, salâh ve takvâ ehli oluşlarına rağmen zayıf, garîb, münker ve İsrailî birçok hadis zik­retmişlerdir. Hatta mevzû hadis naklettikleri vâkidir. O halde âlimlerimizin bir tefsir haberini eserlerinde rivâyet etmiş olmaları, her zaman o rivâyetin “sıh­hatine delil teşkil etmemelidir.

 Kurân-ı Kerîm’in anlaşılması konusunda esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin değerlendirilmesinde yeni bir usûl takip edilmelidir. Böylece, tefsir kitaplarında kalmaya hakkı olmayan pek çok rivayet temiz­lenmiş olacak ve Kurân-ı Kerîm’deki bir âyeti anlamak için tefsir kitaplarına bakan kimseler, onlarla karşılaşıp hiçbir esası olmayan haberlerle meşgul ol­maktan kurtulacaklardır açıklamasını yaptıktan sonra esbâb-ı nüzul/tefsir rivâyetlerinin bilgi­sayar teknolojisinin imkânlarından yararlanarak toplanması gerekliliğine tekrar işaret etmiş, bu gayeyi gerçekleştirecek malzeme/kültür mirasımız elde mevcut olduğunu  ancak bu fertlerin değil, müesseselerin ve kurulacak enstitülerin çatısı altında, çağın imkânlarından yararlanan bir âlimler grubunun gerçekleştireceği bir proje olarak düşünülmesi gereğine işaret etmektedir. Böyle bir projeyi gerçekleştirecek her türlü imkân ül­kemizde mevcut olduğunu ancak himmete ihtiyaç olduğunu söylemektedir. Bu kıssa üzerinden kendi önerdiği Kur’ân’ın anlaşılmasında esbâb-ı nüzul’ün değerlendirilmesi­ne yeni bir yaklaşım getiren ilkeleri, bir âyet/hâdise üzerine odaklayarak bu ilke­lerin uygulanabilirliğini göstermeye çalıştığını ifade etmiştir.

Hocamız, Kur’an ve bağlam kitabının 3. İç kitap bölümünü tarihsellik ve esbab-ı nüzul başlığına ayırmış.

Yukarıda aslında bu konu daha önce III. Bölümde esbâb-ı nüzûle yeni bir yaklaşım başlığı altında esbâb-ı nüzûl rivâyetlerinin yeniden değerlendirilmesi bahsinde yeni yaklaşımda önerdiği ölçülerden biriydi. Konunun önemine binaen konuyu burada geniş ele alıyor. Üçüncü kitabın GİRİŞ         bölümünü iki başlığa ayırıyor.

A.Tarihsellik Problemi ve Açıklanması    

B.Araştırmanın Amacı ve Metodu

Tarihsellik denilince ne anlıyoruz? Bu temel soruya verilecek ilk cevap, bu kelimenin felsefeye ait bir kavram olduğudur. O halde kavram nedir? deyip kavramı tanımlıyor: Kavram, İnsanî bir yapıp etme olarak düşünme faaliyetinin temel aracıdır. Çünkü kavram her türlü tecrübenin ve bir o kadar da varolanların durumunun hep­sinin üzerinde cereyan eden bir olayı hazırlayarak düşüncenin oluşması ve ondan başka fikirlerin doğmasını sağlar.

O halde

kavram bir fikirdir, bir bilgidir. İnsan bir fikri, bir bilgiyi de ancak bazı işaretlerle yani dille ifade eder. Dille ifade ettiği zaman da, bir bilgi ve fikir yükleyeceği işareti belirler. Bir kavram dille ifade  edildiğinde terim adını alır.

Terim, kavramın kendisi değildir; kavramı dil aracılığıyla anlatan bir dilsel simgedir. Kavram ve terimi detaylıca bir şemada ele alıyor.

İzahlarını yaptıktan sonra başta sorduğu sorunun cevabını şöyle veriyor: Tarihsellik de tarih yapan bir varlık olarak insanın, tarih hakkında / edindiği tecrübelerin ve bu alanla ilgili bütün durumların üzerinde cereyan eden zihnî faaliyetinin sonucu oluşan düşünce ve ondan doğan fi­kirlere işaret eden bir kavramdır. Yani tarihsellik, insanın varlık şartlarından kaynaklanan imkân ve yetenekleri ile bizzat yaşadığı, tecrübe ettiği bir durum­la, tarihle ilgilidir.

Araştırmanın Amacı ve Metodunu ise şöyle açıklamaktadır:

Bu çalışmamızda öncelikle tarihsellik kavramını esbâb-ı nüzul çerçevesinde ele alıp inceleyerek bu kavramın doğuşunu ve gelişimini özet bir şekilde ortaya koymak istiyoruz. Böylece Batı kökenli bir kavramı kendi kültür alanımıza nasıl nakledeceğimiz ve kullanacağımıza dair ipuçlarını, o kavramın kültürel ve tarihsel serüveninde aramak imkâ­nı bulacağımızı düşünüyoruz.

Çalışmamızın ikinci amacı, tarihsellik kavramının kendi kültür alanımız­da nasıl kullanılabileceğine dair bir deneme yapmaktır. Böyle bir deneme ile insanı zaman içinde inceleyen bir ilim olarak tarih ve bütün insanlığın tarihini idare eden kanunları matematik formüllerle vermek iddiasındaki tarih felsefesi alanlarına ait tarihsellik kavramını yaşa­mak, anlamını araştırmak ve anlamak amaçlanmaktadır. Özetle bu çalışma, insanın bizzat tecrübe ettiği tarih alanına ait bir tasarımı (kavramı) içselleştire­rek kültür hayatımıza nasıl katabileceğimize, kavramsal aktarımı nasıl sağlaya­bileceğimize ve bu kavramla nasıl hesaplaşabileceğimize dair bir arayışı ifade etmektedir. Daha sonra Tarihsellik kavramının temellendirilmesi’ne geçmekte Tarihsellik Kavramının Doğuşu ve Gelişmesi, Tarihsellik Kavramının Kullanım Çerçevesi ve Alanları alt başlıklarıyla bu kavramın temellendirmesini yapmaktadır.

Daha sonra tarihsellik kavramının tanımıyla gelen anlamlar ışığında esbâb-ı nüzulün tarihselliğine bakmakta

Birinci anlam: Tarihsel olanın varlık biçimi.

Esbâb-ı nüzul, Kur’ân-ı Kerîm’in nüzul ortamına ait bir gerçeklik olarak gerçekliğini o dönemde yaşamış kişilerden (Hz. Peygamber ve Ashâbı) ve onların yapıp-etmeleri sonucu meydana gelen olaylardan almaktadır. Bunun mekân-zaman içinde olmuş, sahîh rivâyetle bize ulaşmış musned- merfû haberler olması sebebiyle elle tutulur gerçekliği vardır.

Böyle düşündüğümüzde esbâb-ı nüzulü, tarihsel olanın varlık biçimi, tarih­sel olanın niteliği olarak anlayabileceğimizi, yani nüzul ortamında ne gibi olaylar olmuş, sorular sorulmuş veya nasıl olmuş da bu âyet veya âyetler nâzil olmuş sorularının karşılığı olarak algılayabileceğimizi söylemekte;

İkinci anlam: Zamana bağlılık, gelip geçicilik.

Esbâb-ı nüzulün tarihselliği hakkında zamana bağlılık, gelip geçicilik tanı­mının isabetli olmayacağını düşündüğünü belirtmektedir.

Öte yandan esbâb-ı nüzul kıssaları, sadece bu kıssaların cereyan edişlerine dair ayrıntılar ve hâdiselerin kahramanları bağlanımda ele alınabilir. Böyle bir du­rumda esbâb-ı nüzule yaklaşım bu çerçevede kilitlenmiş olur. Esbâb-ı nüzul kıssa­larının, Kur’ân mesajının kendine özgü İnsanî biçimleri olduğu göz ardı edileceğine dikkat çeker.

Halbuki esbâb-ı nüzul kıssalarının bu nitelikleri, zamana bağlı, gelip ge­çici (tarihsel) niteliklerdir. Yani nüzule sebep teşkil eden kıssaların ve kahramanlarının yapıp-etmeleri zamana bağlı, gelmiş geçmiş (ta­rihsel) yapıp-etmelerdir. Ama bu anlayışla esbâb-ı nüzule yaklaşmak hatalı bir tavır olacaktır. Çünkü, Kur'ân-ı Kerîm -nüzul ortamı- esbâb-ı nüzul ilişkisini “insan” açısından değerlendirdiğimizde, Kur’ân vahyinin, insanı ve onun varlık koşullarını reddeden değil, aksine insanın varlık koşullarını onaylayan ve insa­nın onların şuuruna vararak geliştirmesine imkân sağlayan bir mesajı içerdi­ğini görmekteyiz.

Esbâb-ı nüzulün tarihsel bir gerçek olması ile onun tarihe bağımlı olması da birbirinden farklı şeylerdir. Çünkü esbâb-ı nüzul dinî bir fenomen olarak, hakikati, tarihsellikten bağımsız olan bir gerçek ola­rak da düşünülmelidir. Çünkü esbâb-ı nüzul orijinal yorum-orijinal tarihtir.

Hayatta sürekli olarak yeni gerçekler, yeni durumlar ortaya çıkar. Bunlan biricik tarihsel gerçekler olarak ele almak mümkün olmadığı- —na göre hayatm tarihsel esasını, temelini açığa çıkarmak gerekir. Kur’ân’a göre hayatın tarihsel esası ve temeli ise geçmişi, yaşanılan zamanı ve geleceği ile bir bütün halinde insanın faaliyet sahası olarak görmesidir. İşte es- bâb-ı nüzule bu bağlamda yaklaşırsak onun Kur’ânî bütünlüğe ait bir olgu ol­duğunu görürüz. Bu sebeple esbâb-ı nüzul, Kur’ân-ı Kerîm’ı, onun anlaşılması meselesinde tarihsel bir görüş açısı içine koyar.

Daha sonra şu değerlendirmelerde bulunur: Esbâb-ı nüzul-tarihsellik kavramı ilişkisine dair ifade edeceklerimiz bundan ibarettir. Görüldüğü üzere esbâb-ı nüzul, mekân-zaman içinde vuku bulması, sahîh musned-merfû) rivâyetle bize ulaşmış olması sebebiyle tarihseldir ve tarihsel gerekliktir. Nüzul ortamında cereyan eden hâdiselerin, soruların karşılığı olarak da tarihsel olanın varlık biçimidir.

Esbâb-ı nüzul, Kur’ân-insan ilişkisinin bir bölümünde oluşmuş insanî yapıp-etmelerdir. Dolayısıyla her mekân-zaman’da benzeri İnsanî yapıp-etmelerle temelde benzerlik gösterir. Aslolan bu tarihsel yapıp-etmelerden bugünün insan meselelerine yönelik ilkeleri tespit edebilmektir. Bun­dan daha önemlisi ise onları amel (eylem) haline getirebilme meselesidir.

Sahâbe’nin musned-merfû rivâyetleriyle nakledilen nüzul ortamına ait esbâb-ı nüzul rivâyetleri, Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılmasında orijinal yorum olarak değerlendirilebilir. Yine bu rivâyetler, Kur’ân’ın anlaşılma sürecinde ve Kur’ân-ı Kerîm tarihinde orijinal tarih olarak adlandırılabilir.

Tefsir için olan esbâb-ı nüzul rivâyetleri ve değerlendirmelerini ise Kur’ân'm anlaşılmasında düşünülmüş yorum olarak nitelendirilebilir. Bu tür ri­vâyetler, Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılma sürecinde ve Kur’ân tarihinde düşünülmüş tarih olarak değerlendirilebilir. İşte tarihsellik kavramı böyle bir kavramdır.[2]

Sonuç bölümünde de TARİHSELLİK VE ESBÂB-I NÜZÛL konusunun bir değerlendirmesini yapmaktadır.

 “Esbab-ı nüzul” hakkında on kitap ve on makale (literatür) adı veriniz.

1- عنوان الكتاب: التفسير الموضوعي للحافظ المتقن مع أسباب النزول وشرح المفردات

المؤلف: حراء للطباعة والنشر

2-عنوان الكتاب: أسباب النزول المسمى لباب النقول في أسباب النزول

 المؤلف: عبد الرحمن السيوطي جلال الدين

3-غاية المأمول في التعليقات على الصحيح المسند من أسباب النزول

المؤلف: عثمان السالمي العثمي أبو عبد الله

4-التفسير الوجيز على هامش القرآن الكريم ومعه أسباب النزول وقواعد الترتيل

المؤلف: وهبة الزحيلي

5- تفسير الجلالين ولباب النقول في أسباب النزول على هامش القرآن الكريم

 المؤلف: جلال الدين المحلى - جلال الدين السيوطي

6-عنوان الكتاب: البرهان في علوم القرآن

 المؤلف: بدر الدين الزركشي

7- عنوان الكتاب: علوم القرآن الكريم

 المؤلف: نور الدين عتر

8-Ahmet Nedim Serinsu, Tarihsellik ve Esbab-ı Nüzûl, Şule Yayınları.

9-Yakup Bıyıkoğlu, Şevkani’nin Fethu’l-Kadir’inde Esbab-ı Nüzûl ve Kur’ân’ın anlaşılması(ayetlerin iniş sebepleri), Rağbet Yayınları.

10-İmadüddin Muhammed Reşid, Esbab-ün-Nüzûl ve eseruha fî beyâni’n-nusus, (dirase mukarene beyne usuli’t-tefsir ve usuli’l-fıkh)

11-İbrâhim Muhammed Ali, Sahihu Esbabi’n-Nüzûl, dirase hadisiyy, Dımaşk, Dârü’l-Kalem.

12-Bessam Cemel, Esbabü’n-Nüzûl Beyrut 2005.

Makale / Literatür:

1- Recep Demir, Kur’an Tefsirinde Tarihselci Yöntem, Tarih Kültür ve Sanat Araştırmaları Dergisi, Vol. 1, No. 1, March 2012. 1-20.

      2- Kırca, Calal, Tenzil Yönteminin Tarihselliği Problemi ve Kur’an Yorumlarına Olan Etkisi, Kur’an Mesajı İlmî Araştırmalar Dergisi, Aralık 1997, sa:2.

     3- A. Rippin, "The Function of Asbâb al-Nüzül in Qur'ânic Exegesis", BSOAS, L I /1 (1988), s.

     4- Muhsin Demirci, Esbâbû’n-nüzûla Dair (Yüksek Lisans Tezi,1984), M.Ü. İlahiyat Fakültesi.

    5- M. Rızâ el-Hüseynî, "Esbâbü nüzûli'l-Kur'ân", Türâsünâ, I / 4, Kum 1406, s. 19-67.

6- F. Ahmet Polat, Çağdaş İslam Düşüncesinde Kur’an’a Yaklaşımlar, Doktora Tezi, S.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya 2002.

7- Muhsin Demirci, Esbâb-ı Nüzûl md., Diyanet İslam Asiklopedisi, 11.cilt, İstanbul 1995, s. 360-362.

8- Mehmet Paçacı, Kur’an ve Ben Ne Kadar Tarihseliz? Ankara Okulu yayınları, Ankara2000, s.55.

9- Dini Kavramlar Sözlüğü Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, s.581.

10- Abdullah Aydemir, "Esbâbü'n-nüzul", Diyanet Dergisi, XI/1, An­kara 1972, s. 28-36.



[1] Kur’an ve Bağlam, Ahmet Nedim Serinsu, s. 270,271.

[2] Serinsu, s. 340, 341,342. 


0 Yorum - Yorum Yaz


2013-2014 Akademik Yılı

Güz Dönemi Doktora Ödevi

Mustafa FIRAT

ÖĞR. NO: 13922714

Esbab-ı Nüzul I

4. Ödev: Kur’an ve Bağlam kıraati hülasası nedir? Yazınız.

“Esbab-ı nüzul” hakkında on kitap ve on makale (literatür) adı veriniz.

Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu Hocamızın Kur’an ve Bağlam isimli kitabı içerik olarak üç temel başlıklı  bir kitap olarak karşımıza çıkıyor.

BİRİNCİ KİTAP

Giriş Kısmında : Kur’ân’ın Anlaşılmasında Esbâb-ı Nüzul’ün Rolü konusu altında hocamız konuya girmeden  Esbâb-ı Nüzul hakkındaki Araştımasının  Konusu ve Önemi, Amacı ve Metodu’nu açıklayarak kitabına giriyor. Önemini Esbâb-ı nüzul bilgisi, Kur’ân-ı Kerîm’in nüzul ortamının aslî bir unsur oldığunu, İslâmî ilimlerin birçok alanında âlimlerce önemle üzerinde durulan bir vakıa olageldiğini belirttikten sonra esbâb-ı nü­zul hakkında tek kaynağın sahabe olduğunu sonraki nesillerin esbâb-ı nüzul anlayışına etki etmiştir. O sebepledir ki seleften bazıları, “Kur’ân’ın anlaşılmasında en emin yol esbâb-ı nüzuldür” dediklerini naklederek önemine vurgu yapmıştır. Şâtibî’nin bu sözleri “esbâb-ı nüzulü bilen kimsenin Kur’ân-ı Kerîm’i de bileceği” mânasında yorumla­dığından bahisle aslında böyle bir anlayışın temelinin hicrî ikinci asra kadar indirmek mümkün olduğunu  bundan dolayı kitabın birinci bölümünde Kur’an ilimleri ve esbâb-ı nüzul il­mi incelenmiştir. Kur’ân ilimleri kavramının doğuşu ve gelişimi ele alınmış, son­ra da bu ilimler içerisinde esbâb-ı nüzul ilminin konumu araştırılmıştır. Bilahare esbâb-ı nüzul ilmi bütün yönleriyle konu edinilmiştir. Dolayısıyla birinci bölümde “bir vâkıa olarak esbâb-ı nüzul nedir?” sorusuna cevap aranmıştır.

İkinci bölümde ise Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması çabalarında esbâb-ı nüzul olgusunun oluşturduğu çerçeve ve sonuçlarının ele alındığını Burada esbâb-ı nüzule eleştirel bir yaklaşımda bulunarak bunu gerçekleştirmeye çalıştığını ifade etmiştir. Yöneltilen tenkitlerin esbâb-ı nüzul olgusunu en isabet­li ve en sağlıklı bir şekilde değerlendirmeye katkı sağlıyacağını ifade etmiştir.

Üçüncü bölümde ise esbâb-ı nüzule yeni bir yaklaşım denemesinde bulun­duğunu İlk bölümde esbâb-ı nüzul olgusunu bize ulaştığı haliyle inceledikten ve ikin­ci bölümde de bu malzemeyi kritiğe tâbi tuttuktan sonra, çözüm önerilerini ortaya koymak lazım geldiğini, burada da esbâb-ı nüzul meselesine bu açıdan ve güncel yani için­de bulunduğumuz şartlar içinde Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması çabalarında bir kat­kısı ve anlamı olacak şekilde  yaklaşmaya gayret ettiğini ifade etmiştir.

 Esbâb-ı nüzul konusunda şimdiye kadar yapılmış araştırmalarda ortak özelliğin klasik Kur’ân ilimlerinden veya esbâb-ı nüzulden bahseden eserlerdeki malumatı nakletmek, bilhassa esbâb-ı nüzulü bilmenin faydalarından söz etmek şeklinde tanımlanabileceğini, halbuki esbâb-ı nüzulün ne olduğunu öncelikle ortaya koyduktan sonra “bu malzeme, Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında ne kadar yararlıdır” meselesini tartışmak icap ettiğine dikkat çekmiştir.

Araştırmanın amacını ise Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında başvurulması gerekli bir kaynak olarak asırlardır Esbâb-ı nüzul ilminin, dikkate alındığını bu sebeple bu alandaki katkısı ve ona olan ihtiyacımızın boyutları tespit edebilmek adına;

- Esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin geçmişten günümüze bir nevi muhasebesini yapmak, bu bakımdan da öncelikle meseleyi Kur'ân ilimleri ve esbâb-ı nüzul gibi konuyla ilgili kavramları tanımlayarak esbâb-ı nüzulü ele almayı gaye edindiğini söylemektedir.

-Ardından esbâb-ı nüzul olgusu­nun Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılması maksadıyla kullanılırken ve değerlendirirken yapılan hataları ortaya koyarak düşülebilecek yanlışlıklara dikkat çekmeyi amaç­ladığını ifade etmiştir.

- Esbâb-ı nüzul olgusunu günümüze nasıl taşınabileceğinin araştırmasının amaç edinildiğini,

 


 yoksa esbâb-ı nüzulden bahseden eserlerde görülen ve her biri diğerinden nakledilmiş bulunan bu ilmin yararlarını onaylamak, doğrulamak veya red­detmek yönünde bir gayesinin olmadığını da vurgulamıştır.

Araştırmanın metodunda da Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması bağlamında esbâb-ı nüzul bilgisini göstermeye çalışacağını Böylelikle esbâb-ı nüzul ilminin alanını sınırlandırıp onunla ilgili birçok konuya ayrıntılara girmeden lüzumlu değinmelerle bir metod takip edeceğini ifade etmiştir. Bu yöntem ile esbâb-ı nüzul ilmine;

1-         Vâkıasını tesbit,

2-         Onun tenkidi,

3-         Yeni bir yaklaşım ilkeleri

ile yönelmek, esbâb-ı nüzulden yararlanacak ihtisas sahibi olsun veya olmasın araştırmacılara, esbâb-ı nüzul ve faydaları alanında bütüncül bir değerlendirme im­kanı vereceğini düşündüğünü söylemektedir.

Esbâb-ı nüzul konusunu eserlerinde inceleyen âlimlerin esbâb-ı nüzul ilminin yararlarından bahsederlerken esbâb-ı nüzul rivâyetlerini beş kısma ayırıp orta­ya çıkan problemleri (taaddüt, taahhür, umum-husus gibi) beş kısım içinde hallet­meye çalışırtıklarını, kendisinin de çözümü araması sebebiyle esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin tasnifi başlığı altında bu olguyu inceleyip;

 Bi­rinci bölümde esbâb-ı nüzul rivâyetlerine olgusal (vâkıî) bir yaklaşımda bulunduğunu,

İkinci bölümde esbâb-ı nüzul rivâyetleri olgusalını eleştirdiğini,

 Son bölümde de ter­kîbî bir yaklaşımla Kur’ân'ın anlaşılmasında esbâb-ı nüzul rivâyetlerini nasıl kul­lanmamız gerektiği hakkında çıkardığı sonuçları ortaya koyduğunu ifade etmektedir.

Daha sonra I. BÖLÜM’e girerek Kur’ân İlimleri ve Esbâb-ı Nüzûl ilmiyle ilgili esbâb-ı nüzûl ilminin tanımı, esbâb-ı nüzûl ilminin doğuşu ve gelişimi, esbâb-ı nüzûle dair eserlerden bahisten sonra esbâb-ı nüzulün bilmenin yolu, rivâyetleri, kalıpları (sıygaları),bu rivayetlerin tasnifi üzerinde durarak kadim ulema ve diğer alimlerin - konuya toplu bir bakış yapmak için- tasniflerine yer verdiğini görüyoruz. Ayrıca bu rivâyetlerde ihtilaf edilmesi konusu üzerinde de durmaktadır. I.Bölümü esbâb-ı nüzûlle ilgili meselelere, Esbâb-ı nüzûlle ilgili disiplinlere, İslâm kültür tarihinde esbâb-ı nüzûl rivayetlerinin değerlendirilmesine genel bir bakış yaparak tamamlamaktadır.

II.BÖLÜMÜ,

Kur’ân-ı Kerim’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzûl rivâyetlerinin değerlendirilmesi yapılırken bu alanda ilkesiz yaklaşımlar olduğunu daha doğrusu bazı ilkeler edinmiş olmalarına rağmen bu il­kelerde bir dağınıklık söz konusu olması sebebiyle bu tutumların doğuracağı birçok sonuç oluşmuştur. Bu sonuçları da iki madde halinde incelenebileceğini ifade etmekte;

 Birinci maddeyi bu ilkesiz yaklaşımın yarattığı metodolojik sorunları incelemeye,

İkinci madde de bu metodolojik hataların sonucunda Kur’ân’ın anlaşılması bağlamında oluşan sorunların araştırılmasını inceleyeceğini ifade etmektedir. Böylelikle Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin doğurduğu sonuçları araştırmak incelenen esbâb-ı nüzul olgusunu bugüne taşıyacaktır.

 Kur’ân-ı Kerim’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün yetersiz kalma sebeplerinden biri esbâb-ı nüzulden yararlanırken bu alanla ilgili ilkeleri gözardı eden tutumların bazı problemlere sebep olduğunu, Bu olgu­yu da Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün yetersiz kalma sebepleri ola­rak adlandırdığını söylemektedir. Bu sebeplerin de maddeler halinde ele alıp incelemiştir.

1.maddede rivâyetler açısından yetersiz kalmasının birçok açıdan sebeplerinin olduğunu bunların başımda bu rivâyetler hadîs usûlü açısından incelendiğinde ulaşılan sonucun olduğunu ifade edip Merfû-Musned Esbâb-ı Nüzul Rivâyetleri Üzerine, Mursel Esbâb-ı Nüzul Rivâyetleri Üzerine, Senedlerin Hazfedilmesi, Rivâyetlerin Tasnifine Dikkat Etmeme, Rivâyet Sıygalarına (Kalıplarına) Dikkat Göstermeme başlıklarıyla meseleye eleştirel açıdan yaklaşmaktadır.

2.maddede umumu hususileştirme açısından yani sebebiyet ifade eden sebeb-i nüzulün nass olarak umum değil de husus ifade ettiği şeklinde anlaşılma çabasını göstermektedir.

3. maddede sebeb-i nüzulün taaddüt ve taahhür açısından farklı anlaşılmasını da esbab-ı nüzülün yetersiz kalma sebepleri arasında göstermektedir.

4.maddede tarih ilmînden yararlanma başlığı altında Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün yetersiz kalma sebeplerinden birinin de bu rivayetlerin  bir kısmında  görülen  tarihi gerçeklere aykırılık ile zamansal  uyumsuzluk olduğunu ifade etmektedir.

Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün yetersiz kalma olgusunu işledikten sonra esbâb-ı nüzulün yetersiz kaldığı bu hususların Kur’ân’ın anlaşılmasında hangi sonuçları ortaya çıkardığı konusuna geçmektedir.

 

 

1-YORUM ZENGİNLİĞİNE ENGEL OLMASI

2-KUR’ÂN-I KERÎM’İN EVRENSEL HEDEFİ OLAN KUR’ÂN-İNSAN-HAYAT BÜTÜNLEŞMESİNİ ÖNLEMESİ

3-Şahısların Ebedileştirilmesi, Mezhep Hareketlerine Etkisi bağlamında KONUNUN İSTİSMAR EDİLMESİ konularına yer vermektedir.

III. BÖLÜM

ESBÂB-I NÜZÛLE YENİ BİR YAKLAŞIM:

Esbâb-ı nüzulü önceki iki bölümde vakıa olarak (olgu: olmuş olan, gerçek­leşmiş olan) ve doğurduğu sonuçlar açısından ele alıp inceledikten ve esbâb-ı nüzul bilgisinin mevcut hali ile Kur’ârı-ı Kerîm’in anlaşılmasında bazı sıkıntı­lara neden olduğunu ortaya koyduktan sonra;

 Bu bölümde ise hocamız, Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün daha doğru bir şekilde kul­lanılmasına imkân verecek ve işlenen hataları önleyecek yeni bir yaklaşıma ihtiyaç ol­duğu gerçeğinden hareketle bu bölümde konu ile ilgili düşüncelerini söylemeye çalışacağını ifade etmekte ve ilk başlığını;

A.ESBÂB-I NÜZÛL RİVÂYETLERİNİN YENİDEN DEĞERLENDİRİLMESİ şeklinde bir girişle sunmaktadır.

Konuya girmeden önce  Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzule olan ihti­yaç ve bu bağlamda esbâb-ı nüzul ilminin yararları üzerinde durmakta ve Kur’ân ilimleri ve esbâb-ı nüzul ilmini incelerken Selef âlimlerinin Kur’ân tefsirine yönelenlerde aradıkları şartlardan birinin esbâb-ı nü­zul bilgisi olduğu hatırlatılmakta murad-ı ilahiyi anlama adına Zerkeşî, İbnu Dakîki’l-İyd, Ebu’l-Feth el-Kuşeyrî ve Suyûtî esbâb-ı nüzul bilgisini Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında “güvenilir bir yol” olarak tanımlamışlardır. Çünkü o, hem tarihî hem de aktüel bir gerçek olarak Kur’ân-ı Kerîm’in nüzul ortamına ait haberleri içermekte­dir. Dolayısıyla onun da Kur’ân'ın anlaşılması ve anlatılması ile ilgili bir temel prensip olarak algılanması ve değerlendirilmesi gayet tabiîdir. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması çabalarında Kur’ân-nüzul asrı insanı arası­daki ilişkiye bir anlamda ayna konumunda olan esbâb-ı nüzul rivayetlerinin aktü­el fonksiyonunu tespit etmek ise çağımız Kur’ân araştırıcılarını ilgilendirmektedir.

Bunu gerçekleştirebilmek ise, esbâb-ı nüzule ihtiyaç duyulan noktalan tes­pit etmeye bağlıdır. Yani Kur’ân-ı Kerîm’in nüzul dönemindeki muhataplarının bilgisiyle aydınlanacak âyetler tespit edilmelidir. Bu yöndeki çabalan destekleye­cek çalışmalara da ihtiyaç olduğu açıktır. Mesela nüzul asrının;

a.         sosyal şartları,

b.         fikrî şartları,

c.          İktisadî şartları,

d.         siyasî şartları,

e.          ve o dönemin insanım inceleyen araştırmalar esbâb-ı nüzulden Kur’ân’ı anlama yolunda daha çok istifade etmemizi sağlayacaktır.

 Bu sebeple hocamız III. bölümde esbâb-ı nüzul bilgisinin, Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında olması gereken yere oturtulmaya çalışılacağını, bunun gerçekleşmesine imkân sağlayacak yeni bir yaklaşım ve ilkelerin bu bölümde ele alınacağını ifade etmiştir. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında ciddî sonuçların doğmaması için Esbâb-ı nüzul bilgisine bîgâne kalınmamasının yanında kullanımının, değerlen­dirilmesinin ilkeler konularak yapılmasını gereğine işaretle Bu amaçla ilk yapılması gereken şeyin esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin ye­niden değerlendirilmesinin yapılması Onun için de esbâb-ı nüzule olan ihtiyacın sınır­larının belirlenmesi ve esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin nasıl değerlendirileceğinin ilkelerinin araştırılıp ortaya konmasının gerekliliği ifade edilmektedir.

1. ESBÂB-I NÜZULE OLAN İHTİYACIN SINIRLARINI BELİRLEYEN İLKELER

Esbâb-ı nüzul bilgisinin Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında bilinmesi zorunlu ilimlerin başında geldiğinin ifade edilmesi geleneksel yaklaşım tarzının bir ifadesidir. Özellikle esbâb-ı nüzul neden gereklidir, bilinmesinin yararları nelerdir sorularına maddeler halinde cevaplar vermişler ve hep bunlar tekrar edilmiştir. Oysa geleneksel yaklaşımla esbâb-ı nüzulün Kur’ân'ın anlaşıl­masında değerlendirilmesinin bazı olumsuz sonuçlara sebep olduğu görülmekte­dir. Dolayısıyla halledilmesi gereken mesele, Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzule nasıl yaklaşılması ve değerlendirilmesi hususunda odaklaşmakta­dır. Bunun için ilk yapılması gereken esbâb-ı nüzule olan ihtiyacın sınırları üzerin­de durmak, bu konuyu açıklığa kavuşturmak olmalıdır. Hocamız Kur’ân-ı Kerîm'i anlama çabasında esbâb-ı nüzulden yararlanmada ihtiyacın sınırlarını belirleyen iki grup ilkenin söz konusu olduğunu;

 Birinci gruptaki ilkeleri ge­nel ilkeler ve ikinci gruptaki ilkeleri de özel ilkeler olarak adlandırdığını söylemektedir.

 a. Genel İlkeler

Birinci ilke:

Esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin tamamının ihata etmek mümkün değildir. Bütün rivâyetleri toplayıp bunları senet-metin tenkidine tâbi tutmak ciltler dolu­su kitap demektir. Esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin sahih olanlarının ve olmayanlarının tamamını bir araya getirmek ve Kur’ân-ı Kerîm'i yorumlamada (tefsir), anlamada bunları ihata edebilmek pek mümkün görülmemektedir.

İkinci ilke:

 Esbâb-ı nüzulü bilmeden de Kur’ân-ı Kerîm'i(Anlama aktından, fiilinden) anlamak mümkündür. Yani Kur’ân-ı Kerîm'in özünü, bir bağlam bütünü olarak genel anlamını, mesajını tanımak ve kavramak mümkündür. Selef-halef bütün âlimlerin nüzul sebeplerini bilmenin önemi üzerinde durdukları bilinmektedir. Onların bu tavrı, âyet, nüzul sebebi bilinmeden anlaşılamaz anlamına gelmez. Nüzule sebep olan hâdisenin veya sorunun cevabı olan Kur’ân-ı Kerîm elimizdedir.

b. Özel İlkeler

Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzule ihtiyacın sınırlarım esas belirleyecek olan bu ilkelerdir.

 

Birinci ilke:

Sebeb-i nüzulü bilmenin, muktezây-ı hâli (durumun gerektirdiğini, gereğini) bilmek gibi olduğu hallerde.

İkinci ilke:

Sebeb-i nüzulü bilmemenin Kur’ân'ın zâhir nasslarını mücmel nasslar konumuna getirme şüphesi ve güçlüğü bulunduğu hallerde.

Üçüncü ilke:

Bu ilke önceki iki ilkeyi kapsayan bir niteliktedir. Buna göre: Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzule ihtiyacı ilk planda Kur’ân belirlemelidir.

Kur’ân-ı Kerîm'i okuyan veya dinleyen kimse bu eylemi sırasında âyet ve âyetlerde bulunan üstü kapalı bir ifade (ima, telmih) hakkında manâyı yakalamak için bir bekleyişe, arayışa giriyorsa o zaman sebeb-i nüzulü nakletmeye, olayı ayrıntılarıyla anlatmaya ihtiyaç var demektir. Ayetlerin manâlarını herhangi bir okuyucu-araştırmacı sebeb-i nüzullerini bilmeden de anlamış olabilir. Önemli olan esbâb-ı nüzulü Kur’ân-ı Kerîm'i anlama çabasında zikredilen ilkeler çerçevesinde ve ikinci bölümde anılan hatala­ra düşmeden kullanmaktır, değerlendirmektedir.

2. ESBAB I NUZUL RİVAYETLERİNİN HADÎS USÛLÜ AÇISINDAN TENKİDİ:

Hocamız burada esbâb-ı nüzul rivâ­yetlerini yeniden ele alıp değerlendirirken hadîs usûlünden yararlanmanın gereğin­den ve bunu gerçekleştirmek için nelerin yapılması icab ettiğinden söz edeceğini söylemektedir. Esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin hadîs usûlü açısından değerlendirilmesi konusuna çok önem vermek gerektiğine inandığını, Bu alandaki birçok problemin hadîs usûlü kriterlerinin esbâb-ı nüzul rivâyetlerine uygulanması ile aşılacağı kanaatindedir. Bu bağlamda “Ayetin sebeb-i nüzulü işte bu hâdi­sedir” demeden önce ciddi bir araştırma yapmak gerektiğini, bu hükmü verme­den önce epeyce düşünmek zaruretine işaret etmektedir. Daha sonra Esbâb-ı nüzul rivâyetleri hadîs usûlü açısından nasıl ele alınmalıdır sorusu­nun cevabını sekiz alt başlık altında işlemektedir. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında Esbâb-ı nüzul rivayetlerini değerlendirirken  hadis metodolojisinden yararlanarak yapılacak tenkidin senet-metin bütünlüğü içinde yapılması gereği sonucuna ulaşmıştır.

3. RİVÂYETLERİ TASNİF ETME:

Hocamız Esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin hadîs usûlü kriterleri uygulanarak derlenmesi­nin ardından, bu rivâyetlerin tasnif edilmesi adımının atılmasını önermektedir. Çünkü esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılmasında değerlendirilmesi sonucu ortaya çıkan meselelerin bir kısmı bu sayede aydınlanacaktır. Bu tasniften ne anladığını bir bütünlük içinde ilkeler ha­linde sunmaya çalışmıştır. Esbâb-ı nüzul rivâyetleri hakkında yapılan birçok tasnifleri de kapsayan ve meseleleri çözüme kavuşturacak bir tasnifle tasnif ederek bu rivayetleri 2 grup halinde tasnif etmiştir.

a.Esbâb-ı Nüzul Rivâyetleri

b. Tefsir için olan Esbâb-ı Nüzul Rivâyetleri

Bu şekilde rivayetler arasında bir ayrıma gitmiş ve bu ayrımın gerekliliğini iki örnekle açıklamıştır.

Hocamızın III. Bölümde ele aldığı  esbâb-ı nüzûle yeni  yaklaşımda esbâb-ı nüzûl rivâyetlerinin yeniden değerlendirilmesi anabaşlığı altındaki ikinci önerisi ise:

B. KUR’ÂN-I KERÎM’ÎN BÜTÜNLÜĞÜNÜN DİKKATE ALINMASI konusudur. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün değerlendirilmesi sırasında yukarıdaki başlıkta zikredilen ilkeleri tamamlayan önemli bir ilke de Kur’ân-ı Kerîm’in bütünlüğünün dikkate alınmasıdır. Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün rolü açısından Kur’ân'ın bütünlüğü kavramına bakıldığında sadece bir vecih ön pla­na çıkmaktadır: “Bütün olarak Kur’ân-ı Kerîm”. Bu vecih diğer veç­heleri de kapsayan, içeren bir niteliğe sahiptir.

Yani Kur’ân’ın bütünlüğü kav­ramının en geniş olan veçhesi budur. Kavrama dahil olan bütün veçhelere şâmildir. Bunların bir araya gelmesiyle ontolojik manâda varlık kazanacağını belrtmekte esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin Kur’ân’ın bütünlüğü çerçevesinde değerlendirilmesi konusu ile esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin tasnifi konusu birlikte düşünülmesi gerektiği böylece Kur’ân’ın nüzul ortamına ait rivâyetler ile sahabe ve tâbiûnun tefsir için yaptıkları sebeb-i nüzul değerlendirmeleri Kur’ân’ın anlaşılması çabalarında tam yerlerini bulmuş olacağını, Her âyete bir nüzul sebebi arama gibi hatalara düşülmeyeceğini söyler.

Esbâb-ı nüzûle yeni  yaklaşımında üçüncü önerisi ise:

C. SİYAK-SİBAK’IN GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULMASI’dır.

Sîyâk-sibak konusunun tenâsüb ve insicâm” ilmi kapsamına dahil olduğunu, bu konunun müstakil olarak ele alınması Kur’ân-ı Kerîm’in anla­şılmasında esbâb-ı nüzul rivayetlerinden yararlanırken göz önünde bulundurulma­sı gereken bir ilke olarak değerlendirilmesi sebebiyle olduğunu, ayrıca buraya kadar zik­redilen ilkeleri tamamlayıcı bir niteliğinin de varlığı sebebiyle yer verdiğini belirtmektedir.

Öte yandan Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulden yararlanır­ken siyak-sibak’ın göz önünde bulundurulması ilkesi, genel ilke olarak zikredilen Kur’ân’ın bütünlüğü kavramına da dahil bir prensiptir. Nihayetinde hocamız şuna dikkat çekmektedir ki Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılmasında esbâb-ı nüzul rivâyetlerini değerlendirir­ken âyetlerin siyâk-sibakına mutlaka bakılmalıdır. Âyetlerin bağlamı ile mütena­sip olmayan rivâyetlere, itibar etmemekte yarar olduğu açıktır. Nass-siyâk-sibak-rivâyet uyumu kesinlikle göz ardı edilmemelidir.

Esbâb-ı nüzûle yeni  yaklaşımında son olarak öne çıkardığı ve dikkat çektiği konu ise

D.ESBÂB-I NÜZÛL VE TARİHİLİK KAVRAMI konusudur. Esbâb-ı nüzul-tarihîlik münasebeti meselesine öncelikle Kur’ân-ı Kerîm’in tarih ve tarihî bilgi alanındaki ilkelerinden hareketle bakmanın daha isabetli olduğunu düşündüğünü belirterek konuya başlamaktadır. Akabinde şuna dikkat çekmektedir: Kur’ân-ı Kerîm insanı ana konu ve insana hidayet rehberi olmayı ana gaye edinmekle tarih ve tarihîlik bağlanımda temel karakteristiğini ortaya koymuş olmaktadır. Çünkü insan her zaman, geçmişe mal olacak bir “şimdi”nin kalıcı ve belirgin izlerini yaşatarak, kendini sürdürmeye, aynı zamanda, bu gününü dünle doğrulamak için nereden geldiğini, kendinden önce neler olduğunu bulmaya çalışan bir varlıktır. Bir başka deyişle, insan, tarihî bir varlıktır ve bu insanın varlık koşullarından bir tanesidir. Bu sebepledir ki Kur’ân-ı Kerîm’in hemen her sûresinde mutlaka ya insan . toplulukları ya da onlarla ilgili “olgular” ve “olaylar” anlatılır. Dolayısıyla Kur’ân, tarih ve tarihîlik’i, geçmişi, yaşanılan zamanı ve geleceği ile bir bütün halinde insanın faaliyet sahası olarak görmektedir der.

b.       SONUÇ bölümünde ise

 hocamız  toparlayıcı bir özet sunarak konuyu bir kere daha zihinlerde canlandırarak  1.Kitabı tamamlar ve Esbâb-ı Nüzul’e Yeni Bir Yaklaşımla ele aldığı sa’lebe kıssası ile kitabın ikinci kitabına başlar. Araştırmasının Amacı şöyle tesbit eder: Bu çalışmamızda bir esbâb-ı nüzul rivâyetini yeni bir yaklaşım ilkeleri çer­çevesinde ele alıp değerlendirmekteyiz. Böylece iki yönlü bir maksadı gerçekleştir­mek istiyoruz.

 Birincisi, Kur'ân’ın Anlaşılmasında Esbâb-ı Nüzul’ün Rolü'nde Sa’lebe kıssasını ayrıca incelenmeye değer bir konu olarak tekrar ele alacağımızı ifade etmiştik. Şimdi bunu gerçekleştirmiş oluyoruz. İkincisi ve belki temel maksadımız ise, Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzul’e yeni bir yaklaşımın ilkelerini bir sebeb-i nüzul rivayeti üzerinde tatbik etmektir. Buradan da esbâb-ı nüzul’ün aktüel değerini tesbite ulaşmayı ümit etmekteyiz.[1] Daha sonra bahsi geçen kıssaya girer ve

ilk etapta  HADİS versiyonunu, akabinde SÎRE, RİCÂL VE TARİH KİTAPLARINDA SA’LEBE KISSASINI, HADİS KİTAPLARINDA SA’LEBE KISSASINI, TEFSİR KİTAPLARINDA SA’LEBE KISSASINI ele aldıktan sonra ESBÂB-I NÜZÛLE YENİ BİR YAKLAŞIM IŞIĞINDA SA’LEBE KISSASININ DEĞERLENDİRİLMESİNE geçer ve daha önce yukarıda özetlediğimiz yeni yaklaşımın maddelerini uygular.

a.İlk olarak salebe kıssası rivayetleri hadîs usûlü açısından tenkid edilmelidir.

b.Rivayetler tasnif edilmelidir.

c.Tarih ilminden faydalanılmalıdır.

d.Kur’anî bütünlük ve siyak-sibak bağlamında değerlendirilmelidir der ve uygulamasını yapar.

 İslâm kültür tarihinde esbâb-ı nüzul rivâyetleri Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması sürecinde ve çabalarında izlenen bir yol olmuştur. Ancak bu yolda kullanılan metodun, ilkeleriyle birlikte ortaya konulmadığı da bir gerçektir. Usûl açısından vaki olan bu eksiklik, esbâb-ı nüzul rivâyetleri, genel olarak da tefsir rivâyetleri üzerinde tereddütlerin zuhuruna sebep olmuştur. Tefsîr rivâyetlerini (esbâb-ı nüzul rivâyetleri dahil) eserlerinde nakleden müfessirlerimizin birçoğu İlmî yeterliliklerine, salâh ve takvâ ehli oluşlarına rağmen zayıf, garîb, münker ve İsrailî birçok hadis zik­retmişlerdir. Hatta mevzû hadis naklettikleri vâkidir. O halde âlimlerimizin bir tefsir haberini eserlerinde rivâyet etmiş olmaları, her zaman o rivâyetin “sıh­hatine delil teşkil etmemelidir.

 Kurân-ı Kerîm’in anlaşılması konusunda esbâb-ı nüzul rivâyetlerinin değerlendirilmesinde yeni bir usûl takip edilmelidir. Böylece, tefsir kitaplarında kalmaya hakkı olmayan pek çok rivayet temiz­lenmiş olacak ve Kurân-ı Kerîm’deki bir âyeti anlamak için tefsir kitaplarına bakan kimseler, onlarla karşılaşıp hiçbir esası olmayan haberlerle meşgul ol­maktan kurtulacaklardır açıklamasını yaptıktan sonra esbâb-ı nüzul/tefsir rivâyetlerinin bilgi­sayar teknolojisinin imkânlarından yararlanarak toplanması gerekliliğine tekrar işaret etmiş, bu gayeyi gerçekleştirecek malzeme/kültür mirasımız elde mevcut olduğunu  ancak bu fertlerin değil, müesseselerin ve kurulacak enstitülerin çatısı altında, çağın imkânlarından yararlanan bir âlimler grubunun gerçekleştireceği bir proje olarak düşünülmesi gereğine işaret etmektedir. Böyle bir projeyi gerçekleştirecek her türlü imkân ül­kemizde mevcut olduğunu ancak himmete ihtiyaç olduğunu söylemektedir. Bu kıssa üzerinden kendi önerdiği Kur’ân’ın anlaşılmasında esbâb-ı nüzul’ün değerlendirilmesi­ne yeni bir yaklaşım getiren ilkeleri, bir âyet/hâdise üzerine odaklayarak bu ilke­lerin uygulanabilirliğini göstermeye çalıştığını ifade etmiştir.

Hocamız, Kur’an ve bağlam kitabının 3. İç kitap bölümünü tarihsellik ve esbab-ı nüzul başlığına ayırmış.

Yukarıda aslında bu konu daha önce III. Bölümde esbâb-ı nüzûle yeni bir yaklaşım başlığı altında esbâb-ı nüzûl rivâyetlerinin yeniden değerlendirilmesi bahsinde yeni yaklaşımda önerdiği ölçülerden biriydi. Konunun önemine binaen konuyu burada geniş ele alıyor. Üçüncü kitabın GİRİŞ         bölümünü iki başlığa ayırıyor.

A.Tarihsellik Problemi ve Açıklanması    

B.Araştırmanın Amacı ve Metodu

Tarihsellik denilince ne anlıyoruz? Bu temel soruya verilecek ilk cevap, bu kelimenin felsefeye ait bir kavram olduğudur. O halde kavram nedir? deyip kavramı tanımlıyor: Kavram, İnsanî bir yapıp etme olarak düşünme faaliyetinin temel aracıdır. Çünkü kavram her türlü tecrübenin ve bir o kadar da varolanların durumunun hep­sinin üzerinde cereyan eden bir olayı hazırlayarak düşüncenin oluşması ve ondan başka fikirlerin doğmasını sağlar.

O halde

kavram bir fikirdir, bir bilgidir. İnsan bir fikri, bir bilgiyi de ancak bazı işaretlerle yani dille ifade eder. Dille ifade ettiği zaman da, bir bilgi ve fikir yükleyeceği işareti belirler. Bir kavram dille ifade  edildiğinde terim adını alır.

Terim, kavramın kendisi değildir; kavramı dil aracılığıyla anlatan bir dilsel simgedir. Kavram ve terimi detaylıca bir şemada ele alıyor.

İzahlarını yaptıktan sonra başta sorduğu sorunun cevabını şöyle veriyor: Tarihsellik de tarih yapan bir varlık olarak insanın, tarih hakkında / edindiği tecrübelerin ve bu alanla ilgili bütün durumların üzerinde cereyan eden zihnî faaliyetinin sonucu oluşan düşünce ve ondan doğan fi­kirlere işaret eden bir kavramdır. Yani tarihsellik, insanın varlık şartlarından kaynaklanan imkân ve yetenekleri ile bizzat yaşadığı, tecrübe ettiği bir durum­la, tarihle ilgilidir.

Araştırmanın Amacı ve Metodunu ise şöyle açıklamaktadır:

Bu çalışmamızda öncelikle tarihsellik kavramını esbâb-ı nüzul çerçevesinde ele alıp inceleyerek bu kavramın doğuşunu ve gelişimini özet bir şekilde ortaya koymak istiyoruz. Böylece Batı kökenli bir kavramı kendi kültür alanımıza nasıl nakledeceğimiz ve kullanacağımıza dair ipuçlarını, o kavramın kültürel ve tarihsel serüveninde aramak imkâ­nı bulacağımızı düşünüyoruz.

Çalışmamızın ikinci amacı, tarihsellik kavramının kendi kültür alanımız­da nasıl kullanılabileceğine dair bir deneme yapmaktır. Böyle bir deneme ile insanı zaman içinde inceleyen bir ilim olarak tarih ve bütün insanlığın tarihini idare eden kanunları matematik formüllerle vermek iddiasındaki tarih felsefesi alanlarına ait tarihsellik kavramını yaşa­mak, anlamını araştırmak ve anlamak amaçlanmaktadır. Özetle bu çalışma, insanın bizzat tecrübe ettiği tarih alanına ait bir tasarımı (kavramı) içselleştire­rek kültür hayatımıza nasıl katabileceğimize, kavramsal aktarımı nasıl sağlaya­bileceğimize ve bu kavramla nasıl hesaplaşabileceğimize dair bir arayışı ifade etmektedir. Daha sonra Tarihsellik kavramının temellendirilmesi’ne geçmekte Tarihsellik Kavramının Doğuşu ve Gelişmesi, Tarihsellik Kavramının Kullanım Çerçevesi ve Alanları alt başlıklarıyla bu kavramın temellendirmesini yapmaktadır.

Daha sonra tarihsellik kavramının tanımıyla gelen anlamlar ışığında esbâb-ı nüzulün tarihselliğine bakmakta

Birinci anlam: Tarihsel olanın varlık biçimi.

Esbâb-ı nüzul, Kur’ân-ı Kerîm’in nüzul ortamına ait bir gerçeklik olarak gerçekliğini o dönemde yaşamış kişilerden (Hz. Peygamber ve Ashâbı) ve onların yapıp-etmeleri sonucu meydana gelen olaylardan almaktadır. Bunun mekân-zaman içinde olmuş, sahîh rivâyetle bize ulaşmış musned- merfû haberler olması sebebiyle elle tutulur gerçekliği vardır.

Böyle düşündüğümüzde esbâb-ı nüzulü, tarihsel olanın varlık biçimi, tarih­sel olanın niteliği olarak anlayabileceğimizi, yani nüzul ortamında ne gibi olaylar olmuş, sorular sorulmuş veya nasıl olmuş da bu âyet veya âyetler nâzil olmuş sorularının karşılığı olarak algılayabileceğimizi söylemekte;

İkinci anlam: Zamana bağlılık, gelip geçicilik.

Esbâb-ı nüzulün tarihselliği hakkında zamana bağlılık, gelip geçicilik tanı­mının isabetli olmayacağını düşündüğünü belirtmektedir.

Öte yandan esbâb-ı nüzul kıssaları, sadece bu kıssaların cereyan edişlerine dair ayrıntılar ve hâdiselerin kahramanları bağlanımda ele alınabilir. Böyle bir du­rumda esbâb-ı nüzule yaklaşım bu çerçevede kilitlenmiş olur. Esbâb-ı nüzul kıssa­larının, Kur’ân mesajının kendine özgü İnsanî biçimleri olduğu göz ardı edileceğine dikkat çeker.

Halbuki esbâb-ı nüzul kıssalarının bu nitelikleri, zamana bağlı, gelip ge­çici (tarihsel) niteliklerdir. Yani nüzule sebep teşkil eden kıssaların ve kahramanlarının yapıp-etmeleri zamana bağlı, gelmiş geçmiş (ta­rihsel) yapıp-etmelerdir. Ama bu anlayışla esbâb-ı nüzule yaklaşmak hatalı bir tavır olacaktır. Çünkü, Kur'ân-ı Kerîm -nüzul ortamı- esbâb-ı nüzul ilişkisini “insan” açısından değerlendirdiğimizde, Kur’ân vahyinin, insanı ve onun varlık koşullarını reddeden değil, aksine insanın varlık koşullarını onaylayan ve insa­nın onların şuuruna vararak geliştirmesine imkân sağlayan bir mesajı içerdi­ğini görmekteyiz.

Esbâb-ı nüzulün tarihsel bir gerçek olması ile onun tarihe bağımlı olması da birbirinden farklı şeylerdir. Çünkü esbâb-ı nüzul dinî bir fenomen olarak, hakikati, tarihsellikten bağımsız olan bir gerçek ola­rak da düşünülmelidir. Çünkü esbâb-ı nüzul orijinal yorum-orijinal tarihtir.

Hayatta sürekli olarak yeni gerçekler, yeni durumlar ortaya çıkar. Bunlan biricik tarihsel gerçekler olarak ele almak mümkün olmadığı- —na göre hayatm tarihsel esasını, temelini açığa çıkarmak gerekir. Kur’ân’a göre hayatın tarihsel esası ve temeli ise geçmişi, yaşanılan zamanı ve geleceği ile bir bütün halinde insanın faaliyet sahası olarak görmesidir. İşte es- bâb-ı nüzule bu bağlamda yaklaşırsak onun Kur’ânî bütünlüğe ait bir olgu ol­duğunu görürüz. Bu sebeple esbâb-ı nüzul, Kur’ân-ı Kerîm’ı, onun anlaşılması meselesinde tarihsel bir görüş açısı içine koyar.

Daha sonra şu değerlendirmelerde bulunur: Esbâb-ı nüzul-tarihsellik kavramı ilişkisine dair ifade edeceklerimiz bundan ibarettir. Görüldüğü üzere esbâb-ı nüzul, mekân-zaman içinde vuku bulması, sahîh musned-merfû) rivâyetle bize ulaşmış olması sebebiyle tarihseldir ve tarihsel gerekliktir. Nüzul ortamında cereyan eden hâdiselerin, soruların karşılığı olarak da tarihsel olanın varlık biçimidir.

Esbâb-ı nüzul, Kur’ân-insan ilişkisinin bir bölümünde oluşmuş insanî yapıp-etmelerdir. Dolayısıyla her mekân-zaman’da benzeri İnsanî yapıp-etmelerle temelde benzerlik gösterir. Aslolan bu tarihsel yapıp-etmelerden bugünün insan meselelerine yönelik ilkeleri tespit edebilmektir. Bun­dan daha önemlisi ise onları amel (eylem) haline getirebilme meselesidir.

Sahâbe’nin musned-merfû rivâyetleriyle nakledilen nüzul ortamına ait esbâb-ı nüzul rivâyetleri, Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılmasında orijinal yorum olarak değerlendirilebilir. Yine bu rivâyetler, Kur’ân’ın anlaşılma sürecinde ve Kur’ân-ı Kerîm tarihinde orijinal tarih olarak adlandırılabilir.

Tefsir için olan esbâb-ı nüzul rivâyetleri ve değerlendirmelerini ise Kur’ân'm anlaşılmasında düşünülmüş yorum olarak nitelendirilebilir. Bu tür ri­vâyetler, Kur’ân-ı Kerîm'in anlaşılma sürecinde ve Kur’ân tarihinde düşünülmüş tarih olarak değerlendirilebilir. İşte tarihsellik kavramı böyle bir kavramdır.[2]

Sonuç bölümünde de TARİHSELLİK VE ESBÂB-I NÜZÛL konusunun bir değerlendirmesini yapmaktadır.

 “Esbab-ı nüzul” hakkında on kitap ve on makale (literatür) adı veriniz.

1- عنوان الكتاب: التفسير الموضوعي للحافظ المتقن مع أسباب النزول وشرح المفردات

المؤلف: حراء للطباعة والنشر

2-عنوان الكتاب: أسباب النزول المسمى لباب النقول في أسباب النزول

 المؤلف: عبد الرحمن السيوطي جلال الدين

3-غاية المأمول في التعليقات على الصحيح المسند من أسباب النزول

المؤلف: عثمان السالمي العثمي أبو عبد الله

4-التفسير الوجيز على هامش القرآن الكريم ومعه أسباب النزول وقواعد الترتيل

المؤلف: وهبة الزحيلي

5- تفسير الجلالين ولباب النقول في أسباب النزول على هامش القرآن الكريم

 المؤلف: جلال الدين المحلى - جلال الدين السيوطي

6-عنوان الكتاب: البرهان في علوم القرآن

 المؤلف: بدر الدين الزركشي

7- عنوان الكتاب: علوم القرآن الكريم

 المؤلف: نور الدين عتر

8-Ahmet Nedim Serinsu, Tarihsellik ve Esbab-ı Nüzûl, Şule Yayınları.

9-Yakup Bıyıkoğlu, Şevkani’nin Fethu’l-Kadir’inde Esbab-ı Nüzûl ve Kur’ân’ın anlaşılması(ayetlerin iniş sebepleri), Rağbet Yayınları.

10-İmadüddin Muhammed Reşid, Esbab-ün-Nüzûl ve eseruha fî beyâni’n-nusus, (dirase mukarene beyne usuli’t-tefsir ve usuli’l-fıkh)

11-İbrâhim Muhammed Ali, Sahihu Esbabi’n-Nüzûl, dirase hadisiyy, Dımaşk, Dârü’l-Kalem.

12-Bessam Cemel, Esbabü’n-Nüzûl Beyrut 2005.

Makale / Literatür:

1- Recep Demir, Kur’an Tefsirinde Tarihselci Yöntem, Tarih Kültür ve Sanat Araştırmaları Dergisi, Vol. 1, No. 1, March 2012. 1-20.

      2- Kırca, Calal, Tenzil Yönteminin Tarihselliği Problemi ve Kur’an Yorumlarına Olan Etkisi, Kur’an Mesajı İlmî Araştırmalar Dergisi, Aralık 1997, sa:2.

     3- A. Rippin, "The Function of Asbâb al-Nüzül in Qur'ânic Exegesis", BSOAS, L I /1 (1988), s.

     4- Muhsin Demirci, Esbâbû’n-nüzûla Dair (Yüksek Lisans Tezi,1984), M.Ü. İlahiyat Fakültesi.

    5- M. Rızâ el-Hüseynî, "Esbâbü nüzûli'l-Kur'ân", Türâsünâ, I / 4, Kum 1406, s. 19-67.

6- F. Ahmet Polat, Çağdaş İslam Düşüncesinde Kur’an’a Yaklaşımlar, Doktora Tezi, S.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya 2002.

7- Muhsin Demirci, Esbâb-ı Nüzûl md., Diyanet İslam Asiklopedisi, 11.cilt, İstanbul 1995, s. 360-362.

8- Mehmet Paçacı, Kur’an ve Ben Ne Kadar Tarihseliz? Ankara Okulu yayınları, Ankara2000, s.55.

9- Dini Kavramlar Sözlüğü Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, s.581.

10- Abdullah Aydemir, "Esbâbü'n-nüzul", Diyanet Dergisi, XI/1, An­kara 1972, s. 28-36.



[1] Kur’an ve Bağlam, Ahmet Nedim Serinsu, s. 270,271.

[2] Serinsu, s. 340, 341,342. 


0 Yorum - Yorum Yaz


ADI SOYADI:

YILMAZ BARLAS

DÖNEM:

GÜZ DÖNEMİ 2013/2014

ÖĞRENCİ NO:

13922712

BÖLÜM:

DOKTORA

Esbâb-ı Nüzul I 4. Ödev: Kur’an ve Bağlam kıraati hülasası nedir? Yazınız

 

Kur’an ve Bağlam kıraati hülasası nedir? Yazınız

1-     Kur’an ve Bağlam isimli eserimiz üç ana bölümden oluşmaktadır.

2-      Birinci bölümde “Esbâb-ı nüzul” vakası tespit edilmiş ve konu alışılagelmişin aksine yeni bakış açısıyla değerlendirilmiştir. Bu bölümde öncelikle Kur’an ilimlerinin doğuşu gelişmesi ve Kur’an ilimleri ile tefsir ilimleri kavramları vuzuha kavuşturulmuştur. Buna göre                                                                                                                                        a) Kur’an ilimleri kavramı: Kur’ân İlimlerini birçok tarif içinde en iyi nitelendiren, açıklayan Zerkeşî’nin şu tarifidir: “Kur’an olması, hidayet rehberi oluşu veya i’cazı açılarından Kur’an ile alakalı olan bütün ilimler “ulumu’l Kur’an”dır.”                                                                 

3-     b) Tefsir ilimlerinin kavramı: Gayesi Kur’an-ı açıklamak olan bu ilmin konusu elbette ki Kur’ân’dır. Dolayısıyla o da Ulûmu’l-Kur’ân’dandır.

4-     Kur’an ilimlerinden biri olan Esbâb-ı nüzul ilmi, İslamiyet’in ilk asrından bu yana Kur’an-ı Kerim’in anlaşılmasında önemli bir ilim olarak mütalaa edilmiştir. Nitekim Şatbî’ninEsbâb-ı nüzul öyle bir ilimdir ki onu bilen Kur’an-ı da bilmiştir” sözü konuyu özetler mahiyyettedir.

5-     Esbâb-ı nüzûl ile ilgili birçok tanım yapılmıştır. Müellifimiz yeni bir bakış açısıyla   Esbâb-ı Nüzûlü” şöyle tarif etmiştir. “Nüzûl ortamında meydana gelen bir hadiseye ya da Hz. Peygamber’e yöneltilmiş bir soruya, vukû bulduğu günlerde, bir ya da birden faza ayetin, içeriği olayla ilgili olarak cevap vermek veya hükmünü açıklamak üzere inmesine vesile olan ve vahyin nâzil olduğu ortamı resmeden hadiseye sebeb-i nüzûl denir.

6-     Müellifimiz esbâb-ı nüzul ile ilgili kadim ve yeni eserleri müelliflerinin isimleriyle birlikte vermiş olup hadis usulü açısından Esbâb-ı nüzul rivayetleri değerlendirilmiştir. Buna göre Esbâb-ı Nüzûl ilmi rivayete dayanan bir ilim olması hasebiyle, kendi içinde içtihada ve fikir beyanına müsaade etmez. Sahabe, nüzûl ortamını bizatihi yaşadıkları için onların bu durumları rivayet etmeleri, Hz. Peygamber’den naklediyormuş gibi düşünülmüş, hatta bu nedenle hadis ıstılâhında bu rivayetlere hükmen merfu denilmiştir. Tabiûn da sahabeden naklettiği için, bu durum da yine hadis usûlünde mürsel olarak adlandırılmıştır. Bu ilim de tabûn da sahabeden sonra kaynak olarak kabul edilmiştir.

7-     İkinci bölümde ise müellif, Esbâb-ı nüzul ile ilgili problemleri tespit etmiş olup doğurabileceği muhtemel sonuçları ele almıştır.

8-      Esbâb-ı Nüzûl’le İlgili Dikkate Alınması Gereken Bazı Meselelere açıklık getirilmiştir. Taaddüt Meselesi: Nüzûl Sebebinin Taaddütü,  Nüzûlün Taaddütü, Hükmün veya Nüzûlün Taahhuru Meselesi, Umum - Husus Meselesidir. Burada asıl kıstas şudur: Sebebin hususiliği, lafzın umumiliğine engelmidir; değilmidir ki değildir.

9-     Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılmasında esbâb-ı nüzulün yetersiz kalma olgusunu işledikten sonra esbâb-ı nüzulün yetersiz kaldığı bu hususların Kur’ân’ın anlaşılmasında hangi sonuçları ortaya çıkardığı konusuna geçmektedir. 1-Yorum zenginliğine engel olması 2-Kur’ân-ı Kerîm’in evrensel hedefi olan Kur’ân-insan-hayat bütünleşmesini önlemesie 3-Şahısların ebedileştirilmesi, mezhep hareketlerine etkisi bağlamında konunun istismar edilmesi konularına yer vermektedir.

10-Üçüncü bölümde ise, esbâb-ı nüzûl vakasının tespit edilip konuyla ilgili sıkıntılar ele alındıktan sonra yeni bir bakış açısıyla konuya yeni çözümler ve tavsiyelere yer verilmiştir. Esbâb-ı nüzûl rivayetlerinin yeniden değerlendirilmesi doğrultusunda hadis usûlü açısından rivayetlerin tenkidini önemseyen müellif, rivayetlerin de esbâb-ı nüzûl rivayetleri ve tefsir için olan esbâb-ı nüzûl rivayetleri şeklinde tasnif edilmesinin daha doğru bulmuştur. Rivayetlerin yeniden değerlendirilmesi dışında, Kur’ân-ı Kerim bütünlüğünün dikkate alınmasının, siyak-sibakın göz önünde bulundurulmasının da esbâb-ı nüzûl için yeni bir bakış açısı sağlayacağını belirterek genişçe açıklamıştır.

11- Esbâb-I Nüzûle yeni bir yaklaşım ortaya koyan müellifimiz Sa’lebe kıssasını bu yeni bakış açısıyla değerlendirmiştir.

 

“Esbâb-I Nüzul” Hakkında On Kitap Adını Yazınız.

 

1.     Kur’an ve Bağlam Prof. Dr. Ahmet Nedim HYPERLINK "http://www.kitapyurdu.com/yazar/default.asp?id=8122"Serinsu: Şule Yayınları 2012

2.     El-Ucâb fi Beyâni’l-Esbâb (Esbâb-I Nüzul) İbn Hacer el-Eskalânî Nşr. Daru’l Cevzî

3.     Esbâb-ı Nüzul  El-Vahidi, Çeviren: Dr. Necdet Çağıl/ Dr. Necati Tetik İhtar Yayınları

4.      Esbâb-ı Nüzul ve Kur'an'ın Anlaşılması Yakup Bıyıkoğlu  Rağbet Yayınları 2005

5.     HYPERLINK "http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=116390&sa=155846039" Fatiha'dan HYPERLINK "http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=116390&sa=155846039"Nas'aHYPERLINK "http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=116390&sa=155846039" HYPERLINK "http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=116390&sa=155846039"EsbâbHYPERLINK "http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=116390&sa=155846039"HYPERLINK "http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=116390&sa=155846039"NuHYPERLINK "http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=116390&sa=155846039"zülHYPERLINK "http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=116390&sa=155846039" Kur'an Ayetlerinin İniş Sebepleri  Bedrettin Çetiner  Çağrı Yayınları 2010

6.      Esbâb-ı Nüzul AbdulfettahHYPERLINK "http://www.kitapyurdu.com/yazar/default.asp?id=20525" El HYPERLINK "http://www.kitapyurdu.com/yazar/default.asp?id=20525"Kadi FecrHYPERLINK "http://www.kitapyurdu.com/yayinevi/default.asp?id=1898" Yayınevi, 2013.

7.     EsbâbHYPERLINK "http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=671999&sa=155853338"-ı Nüzul  HYPERLINK "http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=671999&sa=155853338"&HYPERLINK "http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=671999&sa=155853338" Kur'an Ayetlerinin İniş Sebepleri ve Tefsirleri Hasan Tahsin Emiroğlu   Yasin Yayınevi, 2013

8.       الحزم مكتبة القدس دار ابن  : بن هادي الوادعي الصحيح المسند من أسباب النزول للشيخ مقبل

9.       دار ابن الجوزي- : لمحرر في أسباب نزول القرآن في الكتب التسعة للدكتور خالد المزينيا

10.  -الزجائر دار :الصحيح من أسباب النزول ، للدكتور عصام بن عبدالمحسن الحميدان

 

Esbâb-I Nüzul Hakkında On Makale (Literatür) Adı Veriniz.


1- Mennâu'l-Kattân ,Esbâb-ı Nüzûl, çeviren: Erdoğan Pazarbaşı, İbrahim Görener, Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2001, sayı: s. 153-172

2- Muhsin Demirci,  Esbâbu’n-Nüzulün Kur’an Tefsirindeki Yeri, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 1993-1994, sayı: 11-12, s. 7-25

3- Yavuz Köktaş, Esbâbu Vurûdi’l-Hadîs İlmi: Kapsamı ve İçeriğine Yeni Bir Bakış, Usûl: İslâm Araştırmaları, 2005, sayı: 4, s. 131-156

4- Selahattin Polat, Esbâb-ı Nüzul Üzerine, I. Kur’an Haftası Kur’an Sempozyumu, 03-05 Şubat 1995, 1995, s. 110-117

5- Sahiron Şyamsuddîn, Bintu’ş-Şâtî Perspektifinde Esbâbü’n-Nüzûl, çeviren: Orhan Atalay, EKEV Akademi Dergisi - Sosyal Bilimler -, 1999, cilt: II, sayı: 1, s. 103-118

6- Selim Türcan,  Tefsir Tarihçiliği Bağlamında Klasik Esbâb-ı Nüzul Yaklaşımının Değerlendirilmesi, İslâmî İlimler Dergisi, 2007, cilt: II, sayı: 1, Kur’an Özel Sayısı: 2, s. 119-138

7- Abdullah Aydemir, Esbâbü'n-Nüzul, Diyanet İlmi Dergi [Diyanet Dergisi], 1972, cilt: XI, sayı: 1, s. 28-36

8- Mustafa Çetin, Nüzûl Sebepleri (Esbâbü'n-Nüzûl ), Diyanet İlmi Dergi, 1994, cilt: XXX, sayı: 2, s. 95-120

9-Halil Aldemir, Esbâb-I Nüzûl Rivayetleri Arasında Görülen Çelişkiler Ve Geliştirilen Çözüm Yollarının Tahlili Ekev Akademi Dergisi Yıl: 15 Sayı: 48 (Yaz 2011)  

10-Draz, Muhammed Abdullah, Kur’ân-ı Kerîm’in Nüzûl Sırasına Göre Tertîb Edilmesi Teklîfine Edebî Eleştiri, çeviren: Ahmed Nedim Serinsu, Kur’an Mesajı: İlmi Araştırmalar Dergisi, 1999, cilt: II, sayı: 19,20,21, s. 191-209

Saygılarımla


0 Yorum - Yorum Yaz


ALİ BAHADIR ÖZDEMİR

BRLEŞİK DOKTORA

ÖĞRENCİ NO : 13952701

 

ESBAB-I NÜZUL’A DAİR YAZILAN ESER VE MAKALELER

ESERLER

1.     , A.N.SERİNSU, Kuran ve Bağlam ,Şule.

2.     el-Vadii’(1422), tahric, M. Dib el-Buğa, Dar ibn-i kesir, Şam.

3.     Suyuti (911), el-itkan fi u’lumi’l-Kuran.

4.     Vahidi (468h.), Esbabu’n-Nüzul.

5.     İbnu’l Cevzi (597h.),  Esbabu’n-Nüzul.

6.     el-Medeni (234h.) Esbabu’n-Nüzul.

7.     İbn-i Hacer (852h.) Esbabu’n-Nüzul.

8.     Abdül Fettah el-Kadi, Esbabu’n-Nüzul.

9.     Hasan Tahsin EMİROĞLU, Esbabu’n-Nüzul.

10.                       Menna’ul Kattan, Mebahis Fi U’lumi’l Kur’an

 

MAKALELER

1.     Mehmet Paçacı, Çağdaşçı Kur’an Yorumu Üzerine , Çağdaş Dönemde Kur’an’a Ne Oldu?

2.     Menna’ul Kattan, , Esbabu’n-Nüzul, çev. Erdoğan pazarbaşı, İbrahim Görener.

3.     Hasan Hanefi , çev. A. N. Serinsu, Esbab-ı Nüzul ’ün Anlamı Nedir? AÜİF Dergisi.

4.     Enbiya Yıldırım, Mülaa’ne Ayetlerinin Nüzul Sebebi, CÜİF Dergisi.

5.     Muhsin Demirci, Esbab-ı Nüzul ‘ün Kur’an Tefsirindeki Yeri.

6.     Mehmet Paçacı, Kur’an Ve Ben Ne Kadar Tarihseliz, Ankara Okulu Yayınları.

7.     Halid Süleyman el-Müzeni, el-Muharrir Fi Esbabi Nüzuli’l Kur’an, Doktora Tezi, Riyad.

8.     Merve Dilek Yolcu, İbn-i Kesir Tefsirinde Esbab-ı Nüzul, Yüksek Lisans Tezi, Atatürk Üniversitesi.

9.     Recep Çetintaş, Tefsirde Esbab-ı Nüzul Problemi, Yüksek Lisans Tezi, Erciyes Üniversitesi.

10.                       Suat Yıldırım, Kur’an’ın  Nüzulünden Sonraki Tarihi Hâdiselere Tatbik Edilmesi Hakkında, Atatürk Üniversitesi İslâmî İlimler Fakültesi Dergisi.      



Not:Kur'an ve Bağlam özetim daha önce göndermiştim. Saygılar.  
0 Yorum - Yorum Yaz


2013-2014 Akademik Yılı Güz Dönemi Doktora Ödevi

Necdet Kahveci

Öğr. No: 13922706

Esbab-ı Nüzul I 4. Ödev

 

KUR’AN’IN ZAMAN VE MEKANLA BAĞLAMI

Sebeb-i Nüzul dediğimizde ilk elden aklımıza gelen; Kur’an’daki ayetlerin veya surelerin inmesine sebep teşkil eden durum delir. Yani indiği ortamla kurulan bağlantıyı dikkate almak ve anlaşılmasına bu şekilde bir katkı sunmak. Bunun böyle olması Esbab-ı Nüzul ilmi, Kur’an’ı Kerim’in soyut bir düşünce veya düşünme biçimi değil, yaşanmış, yaşanabilir ve yaşanacak bir hakikat ve hidayet rehberi olduğunun delilidir. Bu hakikatten dolayı Kur’an’ın anlaşılmasını hedefleyen herkes Esbab-ı Nüzul ilminden kendini müstağni kılamaz.

Özellikle Kur’an’ın ilk muhatapları Kur’an’ı tefsir ederken Hz. Peygamberle birebir ilişki halinde olduklarından herhangi bir zorlukla karşılaşmıyorlardı ve takıldıkları noktalarda yardımlarına koşacak biri vardı. Böyle olmasında rağmen esbab-ı nüzulü hiç elden bırakmamışlardır. Hatta “başlangıçta tefsir ilmi, esbab-ı nüzulü bilmekten ibaretti” denilmiştir.  Esbab-ı Nüzul ilminin sahası öyle göründüğü gibi çok berrak değildir. Malumat çokluğu ve bu malumatlardaki sistemsizlikten dolayı biraz karmaşıklıkla karşılaşabilirler. Serinsu hocamızın bu durumun çaresi olarak ileri sürdüğü görüş şudur. Esbab-ı Nüzul vakıasını ortaya koyduktan sonra elde edilen malzemelerin eleştirilmesi gerekir. Zira eleştiri, esbab-ı nüzulü iyi anlamayı ve iyi bir hükme varmayı gerektirir. Bundan sonra esbab-ı nüzule yeni bir terkîbi yaklaşımda bulunmak mümkün olabilir. Aksi takdirde sonuca gitmekte çaresiz kalabiliriz.

Kur’an ilimleri deyince aklımıza Kur’an’ı Kerimle ilgili her türlü ilim gelir. Yani konusu Kur’an olan her ilim Kur’an ilmine girer. Tefsir ise Kur’an’ı açıklamayı hedefleyen bir ilimdir. O halde tefsir ilmi ile meşgul olan kimse Zerkeşi’nin ifade buyurduğu gibi üç ana noktaya kilitlenir. Kitabullahı anlamak, kitabullahın manalarını açıklamak ve kitabullahın hükümlerini tespit edip çıkarmak.

Kur’an ilimleri arasında esbab-ı nüzul ilminin yeri İslâmiyetin ilk asrından beri Kur’an’ın anlaşılmasına önemli katkılar sunmuştur ve hala da sunmaya devam etmektedir. Sahabe ve tâbiûn Kur’an’ı müşahede etmelerine rağmen ayet ve/veya surelerin inişinin bizzat mesajı anlamada ne kadar önemli olduğunu bizlere göstermiştir. Şunu da ifade edebiliriz ki; Esbab-ı Nüzul bilgisi sahabeye, müşahede ettikleri ortamda insani yapıp etmelerin sonucunda inen ayet ve o ayetle gelen hükümlerin sebeplere bağlanması yeteneğini kazandırmıştı. Bunun anlamı onların Kur’an ilmini onu hayata tatbik etme usûlü ile birlikte öğrenmiş olmalarıdır. Şunu da ifade edelim ki, sahabe her ayetin nüzul sebebini bilmek gibi bir iddiası olmamıştır.

Esbab-ı Nüzul ilmi Arap toplumuna yabancı olan bir durum değildi. Bir çok edebi ürün bir sebep sonucunda vücut bulmuştur. Arap bir darb-ı meseli veya şiiri, onların var oluşuna sebep olan hadiseye benzeyen bir sosyal ve psikolojik durum ve ortamda hatırlamakta ve söylemektedir. Kur’an’ın indiği böylesi bir ortamda onlar gibi davranmakta herhangi bir sakınca olmasa gerektir.

Her ifade sebeb-i nüzul için bize bir ipucu vermez. Onun kalıpları ve şekilleri vardır. Her şeyden önce esbab-ı nüzuller sahih bir nakille bilinebilir. Yani nüzul sebebi akılla idrak edilebilmesi mümkün olmayan, sadece işitme veya göreme suretiyle bilinebilen ve sahabiden gelen rivayetlerdir. Hocamız kitabında nüzul sebebi olabilecek ifadeleri zikrettikten sonra sebep ifade etmede nass olmayan rivayetleri de zikrettikten sonra esbab-ı nüzul rivayetlerinin tasnifini yapar.

Sebeb-i Nüzulde taaddüt meselesine gelince bu konuda “Esbabın taaddüt etmesine engel olacak bir şey söz konusu değildir” denmiştir. Bu konuda farklı yaklaşımlar söz konusudur.  Esbab-ın Nüzul ilmi Kur’an ilimleri arasında bir takım disiplinlerle bağlantılıdır. Müphematü’l-Kur’an, Tenasüp ve insicam ilmi ilmi ileyakından ilgilidir. Hem zikrini ettiğimiz sebeb-i nüzul ilmi hem de müphematü’l-kur’an ilmi bir müşkili ve anlaşılması güç olan bir durumun kapalılığını gidermeyi amaçlamaktadır. Surenin hangi gaye ile indiğini bilmek, bu gayeye götüren öncülleri araştırmak, Kur’an’ı Kerimdeki münasebet-insicam’ı tespit için önemlidir. Bu da nüzul sebeplerine vakıf olmakla mümkündür.

İslam Kültür Tarihinde  mesele ele alınırken motodik olarak ifade edebileceğimiz bir tarzdan yoksun bir yaklaşım tarzı söz konusu idi. Birinin önemle aldığı konu diğerinin tartışmadan geçebilmiştir. Halbuki bunun yararlı ele alınabilmesi ancak metodik bir yaklaşımla mümkün olabilir.

Esbab-ı nüzul rivayetlerinin Kur’an’ın anlaşılması sürecinde değerlendirilmesinde bu tutumların doğuracağı bir sonucun olması gayet doğaldır. Bu muhtemel sonuçların iki madde halinde değerlendirmek mümkünüdür. Birincisi ilkesiz yaklaşımın ve metodik bir tarzdan yoksun olmasının getirdiği sorun. İkincisi ise birincisinin doğurduğu olumsuz sonuçtur. Kur’an’ın evrensel hedefinin göz ardı edilmesi veya yorum zenginliğine son derece açık olan Yüce Kitabın anlayış kilitlenmeleri sonucu bu özelliğinin gölgelenmesi ilkesiz yaklaşımın sebep olduğu tavırlardır.

Esbab-ı Nüzul konusu salt Kur’an’ın anlaşılması ve yorumlanmasında elde edilecek yararlarının yanında bir takım olumsuz durumlara götürülebilecek durumlardan hali değildir. Her şeyden önce yorum zenginliğinin önüne geçebilir. Mesela her ayetin nüzul sebebini araştırmak, ayetin bir çok veçhesi olduğunu düşünmeden sadece sebebi onu sınırlandırmak ve o çerçeve ile ayeti sıkıştırıp bırakmak. Bu ayet şu konu hakkında inmiştir araştırmaya gerek yok diyerek kısır hale getirmek.

Kur’an’ı Kerim’in birçok mümeyyiz sıfatından biri evrenselliktir. Kur’an’ı Kerim, ferde ve topluma, bütün insan sınıflarına bütün memleketlerde ve bütün devirlerde, insan hayatının bütününe maddi olduğu kadar manevi bir hidayet rehberi  olduğunu söyler. Bir ayetin anlam-anlamları, nazil olduğu zaman-mekan bağlamının ifade ettiklerinden daha fazla alam ifade etmektedir.

Bütün bunların yanında mezhebi hareketleri de tetiklemektedir. Gazzâlî, fırka ve mezheplerin, Kur’an’ın bütününü yahut bir kısmını tefsir ve izah ederken kullandıkları metotları “mezheplerinin çıkarına Kur’an’ı istismar etmeleri olarak nitelendirir.

Esbab-ı Nüzulle ilgili konularda bir takım konuları gündeme getirdikten sonra yeni bir yaklaşım tarzı ile farklı bir uslup geliştirmeyi öneren A. Nedim SERİNSU Hocamız Esbab-ı Nüzulle ilgili rivayetlerin sahih olup olmayanları ayıklamayı birinci ilke olarak önerir. Rivayetleri bir bütünlük içerisinde ele alıp değerlendirmek de gerekir.

Kur’an’ın bütünlüğü meselesi vahyin eksiksiz anlaşılmasında önemlidir. Bütün olarak Kur’an’ı Kerim kavramı Kur’an’ın tüm özelliklerini, yanlarını ve bütünlüğüne ait veçheleri ve bunlar arasındaki ilişkileri kucaklayan, kendisinin hususi ve mu’ciz vahiy mahsulü karakterini belirleyen tastamamlık, kendi iç kesinliği ve bunların tümünün oluşturduğu sistem anlamındadır.

Kur’an’ı okurken anlaşılması noktasında siyak ve sibakın göz önünde bulundurulması da önemlidir. Bağlam olgusuna Kur’an’ı Kerim’in bütünlüğü içerisinde bakıldığında siyak sibak gerçeği görülecektir. Çünkü bağlam olgusu mantiki bir gerçekliktir. Burada söz konusu edilmesi gereken anlaşma araçlarının tümü olarak dilin insan topluluğundaki etkilerini nasıl gerçekleştirdiği sorusudur.

Kur’an’ı Kerim insanı ana konu ve insana hidayet rehberi olmayı ana gaye edinmekle tarih ve tarihlilik bağlamında temel karakteristiğini ortaya koymuş olmaktadır. Çünkü insan her zaman, geçmişe mal olacak bir şimdinin kalıcı ve belirgin izlerini yaşatarak, kendini sürdürmeye aynı zamanda bugününü dünle doğrulamak için nereden geldiğini kendinden önce neler olduğunu bulmaya çalışan bir varlıktır.

Esbab-ı Nüzulun tarihi bir gerçek olmasıyla onun tarihe bağımlı olması da birbirinden farklı şeylerdir. Çünkü esbab-ı nüzul dini bir fenomen olarak hakikati tarihilikten bağımsız olan bir gerçek olarak da düşünülmelidir.

Son tahlilde Kur’an’ın anlaşılmasında nüzul sebebini bilmek önemli olduğu kadar bu konuda gelen rivayetlerin sıhhati konusunda da hassas olmak önemlidir. Ulumu’l-Kur’an ifadesinin altında kendine yer bulan esbab-ı nüzul kavramı Kur’an’ın anlaşılması bağlamında ilişikte olduğu diğer disiplinlerle de bağlantı halindedir. Dolayısıyla genel çerçevede bütünlüğü dikkate aldığımızda ilimlerin birbirleriyle ilintili olarak okunması ve öylece bakılması nassların daha iyi anlaşılması için olmazsa olmaz unsurlardan olduğunu düşünüyoruz.

 

Literatürle İlgili Eser ve Makaleler

1-      Ebû Cafer Muhammed b. Ali b. Suayb el-Mâzenderânî (ö. 588 h.) : Kitâbu Esbâbi’n-Nüzûl.

2-      Ahmet Nedim Serinsu : Kur’ân’ın Anlasılmasında Esbâb-ı Nüzûlün Rolü.

3-      Mennâu'l-Kattân: Esbab-ı Nüzûl, çeviren: Erdoğan Pazarbaşı, İbrahim Görener. Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2001, sayı: 11 [Prof. Dr. Şaban Kuzgun’un Anısına], s. 153-172.

4-      Abdulfettah el-Kâdî : Esbâbü’n-Nüzûl.

5-      Ali b. Ahmed el-Vâhidî (ö. 468 h.) : Kitâbu Esbâbi’n-Nüzûl.

6-      ibn Hacer el-Askalanî(852), el-Ucab fi Beyani'l-Esbab.

7-      Esbab-ı nüzul / Abdulfettah Abdülgani Kadi ; trc. Salih Akdemir.

8-      Kur’ân-ı Kerîm’in Nüzûl Sırasına Göre Tertîb Edilmesi Teklîfine Edebî Eleştiri, çeviren: Ahmed Nedim Serinsu, Kur’an Mesajı: İlmi Araştırmalar Dergisi.

9-      Yazıcı İshak: Nüzûl Sebeplerini Bilmenin Kur’ân Tefsirindeki Önemi. Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 1987, sayı: 2, s. 117-128.

10-  Muhsin Demirci:  Esbâbu’n-Nüzulün Kur’an Tefsirindeki Yeri.


0 Yorum - Yorum Yaz


DOKTORA-GÜZ DÖNEMİ-13922708-Mustafa Kumru

Kur'an ve Bağlam esbab-ı nuzulun hakikatinin anlaşılmasınada şumullü bir malumatı serdetmektedir.Bölüm öncesi yapılan izahatlar,mektubatın dizgi kalitesi,mevzudan anlaşılması gereken mühim noktların hülasasının müellifçe dikkate celbedilmesi takdire şayandır.Kur'anın tefehhümünde siyak ve sibakın,sahih sebeb-i nuzul rivayatının ulumu edeb-ı arabiyyenin akl-ı selimin ve hulisi kalbin mertebesi büyüktür. Muassır ülamamızın kadim ülemamızın Esbab-ı nuzul rivayetlerindeki tedvin ve tasnif gayretlerini noksanları izale edcek yeni tenkit ve tasnif gayretine girmeleri mühimdir.Esbab-ı nuzul behem hal her ayatı kuran da vakıı değildir.Olanlarda ise ayatı tebyinde, tefsirde ve tahkimde hizmetkardır tekbaşına hükümran değildir.Lafzı celilin her harfi ila kıyame haydir.

ESERLER

Esbabü'n-nüzul. / Ebü'l-Fazl Celaleddin Abdurrahman b. Ebî Bekr SuyutiLübabü'n-nükul fî esbabi'n-nüzul. / Ebü'l-Fazl Celaleddin Abdurrahman b. Ebî Bekr SuyutiEsbabü’n-nüzul ani’s-sahabe ve’l-müfessirin / Abdülfettah Abdülganî KadiEsbabü’n-nüzul ve eseruha fî beyâni’n-nusus : dirase mukarene beyne usuli’t-tefsir ve usuli’l-fıkh. / İmadüddin Muhammed ReşidFahreddin er-Razi’de esbab-ı nüzul değerlendirmesi. / Abdurrahman ElmalıKur'an'ın anlaşılmasında Esbab-ı Nüzûl’ün rolü, Ahmed Nedim SerinsuSa'lebe kıssası (Esbab-ı Nüzûl'e yeni bir yaklaşım), Ahmet Nedim SerinsuTarihsellik ve Esbab-ı Nüzûl, Ahmet Nedim Serinsu  Esbab-ı nüzul : Kur’an ayetlerinin iniş sebepleri ve tefsirleri. / H. Tahsin EmiroğluEsbab-ı nüzul / Abdulfettah Abdülgani Kadi ; trc. Salih Akdemir MAKALELER

Esbab-ı Nüzul” ün Anlamı Nedir?, Hanefî, Hasan ,çeviren: Ahmet Nedim Serinsu, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
Kur’ân’ın Nüzûlünden Sonraki Târihî Hâdiselere Tatbik Edilmesi Hakkında, Yıldırım, Suat , Atatürk Üniversitesi İslâmî İlimler Fakültesi Dergisi

Mulâane Ayetlerinin Nüzûl Sebebi, Yıldırım, Enbiya ,  Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi

Nüzûl Sebeplerini Bilmenin Kur’ân Tefsirindeki Önemi, Yazıcı, İshak, Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi

Tefsir Tarihçiliği Bağlamında Klasik Esbab-ı Nüzul Yaklaşımının Değerlendirilmesi, Türcan, Selim,  İslâmî İlimler Dergisi

Bintu’ş-Şâtî Perspektifinde Esbâbü’n-Nüzûl , Şyamsuddîn, Sahiron , çeviren: Orhan Atalay, EKEV Akademi Dergisi - Sosyal Bilimler 

Esbabü'n-Nüzul, Aydemir, Abdullah , Diyanet İlmi Dergi 

 
0 Yorum - Yorum Yaz

Ödev 4    07.01.2014

Emine Nilüfer SEVİN

Birleşik Doktora-13952702

ESBAB-I NÜZÜL I / ÖDEV 4

KUR’AN VE BAĞLAM KIRAATİ HÜLASASI

Kur’an-ı Kerim’ın vahiy yoluyla indiği döneme nüzül dönemi olarak adlandırıyoruz.  Nüzül dönemini aşağıdaki şema ile tam manada belirlenmiştir.

 

 


Hz Adem                                  Hz Muhammed Sahabiler  Tabiler                      Günümüz tarihi

 

 

Bu bağlam neticesinde nüzül dönemi ve bu dönemdeki tarihi duruma göre gelişen olaylar, ayetlerin iniş sebepleri, o dönemin sosyo-kültürel özellikleri din çerçevesinde çalışmalar  gerçekleştirilmelidir.

1- Tefsirde ilk önce Kur'an-ı Kerimi iyi inceleyip, bir ayeti tefsir eden diğer ayetleri toplamaya çalışmalıdır. Çünkü ayetlerin birbiri ile ilgisi bilinen bir durumdur. Bunun nedeni bir ayetin hatalı olarak veya eksik bir şekilde anlaşılıp, konuyu Kur'an'ın bütünlüğünden uzak tutmamak gerekir.
2- Ayetleri açıklayan hadislere başvurmak gerekir. Çünkü Kur'an'ı esas itibariyle tefsir yetkisini Allah Teala, Peygamberine vermiştir.
3- Sahabe'nin tefsiri son derece önemlidir. Çünkü sahabe öğrendiklerini bizzat Rasulullah'tan (sav) öğrenmiş olmaları ihtimali olup Kur'an'ın nazil olduğu dönemde onun kelimelerinin manalarını en iyi bilme durumundadırlar. Sahabeler, vahyin indiği ortamları bizzat yaşamaları, derin kavrama güçleri ve hükümleri uygulama alanına koymadaki başarıları gibi özelliklere sahiptirler. Özellikle ilk dört halife, İbn Mes'ud, İbn Abbas, Hz. aişe, Übey İbn Ka'b, Zeyd İbn Sabit gibi sahabelerin tefsirlerini bilmek gereklidir.
4- Kelam'ın manasından ve dinde sabit olan esaslardan ortaya çıkan neticeye göre tefsir etmek gerekmektedir.

 

KİTAPLAR

1. CERRAHOĞLU İsmail., Kur'an Tefsirinin Doğuşu ve Ona Hız Veren Amiller, Ankara, 1968.

2. Beyza BİLGİN., Ellibin Yıllık Bir Gün, Gün Yayınları, Ankara,2007.

3. ÇAĞATAY Neşet., İslâm Öncesi Arap Tarihi ve Cahiliye Çağı. Ankara: AÜİF yayınları, 4. Baskı, 1982.

4. HAMİDULLAH  Muhammed., Kur'an-ı Kerim Tarihi (tre. Salih Tuğ), İstanbul 1993.

5. Martin LINGS., The Life of Muhammad/Hz.Muhammed’in Hayatı (Çev.Ali ÇAVUŞOĞLU), Akçağ Yayınları, Ankara, 2000.

6. Salih SURUÇ., Allah’ın Elçisi Hz. Muhammed’in (sav) Hayatı, Timaş Yayınları, İstanbul, 2012.

7. TABATABAÎ Muhammed Hüseyin., İslâm’da Kur’an, Bir Yayıncılık, İstanbul 1988.

8. YILDIRIM Suat, Peygamber'imizin Kur'an Tefsiri, İstanbul 1983.

9. ZEHEBİ Muhammed Hüseyin., et-Tefsir ve'l-müfessirun, Kahire 1976.

10. Ziya KAZICI., Müslüman Hıristiyan İlişkileri Tarihi, Kayıhan Yayınları, İstanbul, 2011.

MAKALELER:

1. AYDIN Muhammed., ” ‘Rivayet Tefsiri’ Kavramı Ve Kur’an’ın Kur’an İle Tefsiri: Eleştirel Bir Yaklaşım”, Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S.20, s. 1- 22, 2009.

2. BAŞ Erdoğan., “Kur'an İlimlerinin Doğuşu ve Tarihi Gelişimi (I-Iv. Asır)”, Kur' an Ve Tefsır Araştırmaları –3, Tartışmalı İLMI Toplantılar Dizisi –36 Tartışmalı İlmi Toplantı 14-15 Ekim 2000, İstanbul, s.21-42.

3. KARA Osman., “Vahidî Ve Tefsîrindeki Metodu”, Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C.2, S.3, s.296-316, 2013.

4. KARA Osman., “Müfessirlerin Sahîh Yorum Farklılıklarının Sebepleri”, Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, C.11, S.3, s.73-94,  2011.

5. KARATAŞ Ali., “Kur’ân’ı Kur’ân İle Anlama”, Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S.31, s. 177-197, 2011.

6. KOÇYİĞİT Hikmet., “Kur’ân’ın Nüzûl Sırasına Göre Tefsir Edilmesi”, Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C.12, S.23, s. 183-201, 2013.

 7. KURBAN Nur Ahmet., “Mekke Tefsir Ekolünün Ulûmu’l-Kur’an İle İlgili Görüşleri”, Kur’an İlimleri Ve Tefsir Usûlü, s.491-513.

8. ÖZEL Mustafa., “Son Dönem Osmanlı Tefsir Tarihinden Bazı Portreler –I”, Dokuz Eylül Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, C.15, s.61-95, 2002.

9. ŞAHİN Davut., “Hz. Ömer’in Kur’an Anlayışı Ve Yorum Yöntemi”, Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C.2, S.3, s.45-66, 2013.

10. TÜRCAN Selim., Journal of Divinity Faculty of Hitit University . 2010, Vol. 9 Issue 17, p67-100. 34p

 

 

 


0 Yorum - Yorum Yaz

Ödev 4    07.01.2014

Emine Nilüfer SEVİN

Birleşik Doktora-13952702

ESBAB-I NÜZÜL I / ÖDEV 4

KUR’AN VE BAĞLAM KIRAATİ HÜLASASI

Kur’an-ı Kerim’ın vahiy yoluyla indiği döneme nüzül dönemi olarak adlandırıyoruz.  Nüzül dönemini aşağıdaki şema ile tam manada belirlenmiştir.

 

 


Hz Adem                                  Hz Muhammed Sahabiler  Tabiler                      Günümüz tarihi

 

 

Bu bağlam neticesinde nüzül dönemi ve bu dönemdeki tarihi duruma göre gelişen olaylar, ayetlerin iniş sebepleri, o dönemin sosyo-kültürel özellikleri din çerçevesinde çalışmalar  gerçekleştirilmelidir.

1- Tefsirde ilk önce Kur'an-ı Kerimi iyi inceleyip, bir ayeti tefsir eden diğer ayetleri toplamaya çalışmalıdır. Çünkü ayetlerin birbiri ile ilgisi bilinen bir durumdur. Bunun nedeni bir ayetin hatalı olarak veya eksik bir şekilde anlaşılıp, konuyu Kur'an'ın bütünlüğünden uzak tutmamak gerekir.
2- Ayetleri açıklayan hadislere başvurmak gerekir. Çünkü Kur'an'ı esas itibariyle tefsir yetkisini Allah Teala, Peygamberine vermiştir.
3- Sahabe'nin tefsiri son derece önemlidir. Çünkü sahabe öğrendiklerini bizzat Rasulullah'tan (sav) öğrenmiş olmaları ihtimali olup Kur'an'ın nazil olduğu dönemde onun kelimelerinin manalarını en iyi bilme durumundadırlar. Sahabeler, vahyin indiği ortamları bizzat yaşamaları, derin kavrama güçleri ve hükümleri uygulama alanına koymadaki başarıları gibi özelliklere sahiptirler. Özellikle ilk dört halife, İbn Mes'ud, İbn Abbas, Hz. aişe, Übey İbn Ka'b, Zeyd İbn Sabit gibi sahabelerin tefsirlerini bilmek gereklidir.
4- Kelam'ın manasından ve dinde sabit olan esaslardan ortaya çıkan neticeye göre tefsir etmek gerekmektedir.

 

KİTAPLAR

1. CERRAHOĞLU İsmail., Kur'an Tefsirinin Doğuşu ve Ona Hız Veren Amiller, Ankara, 1968.

2. Beyza BİLGİN., Ellibin Yıllık Bir Gün, Gün Yayınları, Ankara,2007.

3. ÇAĞATAY Neşet., İslâm Öncesi Arap Tarihi ve Cahiliye Çağı. Ankara: AÜİF yayınları, 4. Baskı, 1982.

4. HAMİDULLAH  Muhammed., Kur'an-ı Kerim Tarihi (tre. Salih Tuğ), İstanbul 1993.

5. Martin LINGS., The Life of Muhammad/Hz.Muhammed’in Hayatı (Çev.Ali ÇAVUŞOĞLU), Akçağ Yayınları, Ankara, 2000.

6. Salih SURUÇ., Allah’ın Elçisi Hz. Muhammed’in (sav) Hayatı, Timaş Yayınları, İstanbul, 2012.

7. TABATABAÎ Muhammed Hüseyin., İslâm’da Kur’an, Bir Yayıncılık, İstanbul 1988.

8. YILDIRIM Suat, Peygamber'imizin Kur'an Tefsiri, İstanbul 1983.

9. ZEHEBİ Muhammed Hüseyin., et-Tefsir ve'l-müfessirun, Kahire 1976.

10. Ziya KAZICI., Müslüman Hıristiyan İlişkileri Tarihi, Kayıhan Yayınları, İstanbul, 2011.

MAKALELER:

1. AYDIN Muhammed., ” ‘Rivayet Tefsiri’ Kavramı Ve Kur’an’ın Kur’an İle Tefsiri: Eleştirel Bir Yaklaşım”, Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S.20, s. 1- 22, 2009.

2. BAŞ Erdoğan., “Kur'an İlimlerinin Doğuşu ve Tarihi Gelişimi (I-Iv. Asır)”, Kur' an Ve Tefsır Araştırmaları –3, Tartışmalı İLMI Toplantılar Dizisi –36 Tartışmalı İlmi Toplantı 14-15 Ekim 2000, İstanbul, s.21-42.

3. KARA Osman., “Vahidî Ve Tefsîrindeki Metodu”, Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C.2, S.3, s.296-316, 2013.

4. KARA Osman., “Müfessirlerin Sahîh Yorum Farklılıklarının Sebepleri”, Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, C.11, S.3, s.73-94,  2011.

5. KARATAŞ Ali., “Kur’ân’ı Kur’ân İle Anlama”, Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S.31, s. 177-197, 2011.

6. KOÇYİĞİT Hikmet., “Kur’ân’ın Nüzûl Sırasına Göre Tefsir Edilmesi”, Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C.12, S.23, s. 183-201, 2013.

 7. KURBAN Nur Ahmet., “Mekke Tefsir Ekolünün Ulûmu’l-Kur’an İle İlgili Görüşleri”, Kur’an İlimleri Ve Tefsir Usûlü, s.491-513.

8. ÖZEL Mustafa., “Son Dönem Osmanlı Tefsir Tarihinden Bazı Portreler –I”, Dokuz Eylül Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, C.15, s.61-95, 2002.

9. ŞAHİN Davut., “Hz. Ömer’in Kur’an Anlayışı Ve Yorum Yöntemi”, Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C.2, S.3, s.45-66, 2013.

10. TÜRCAN Selim., Journal of Divinity Faculty of Hitit University . 2010, Vol. 9 Issue 17, p67-100. 34p

 

 

 


0 Yorum - Yorum Yaz

Ödev 4    07.01.2014

Emine Nilüfer SEVİN

Birleşik Doktora-13952702

ESBAB-I NÜZÜL I / ÖDEV 4

KUR’AN VE BAĞLAM KIRAATİ HÜLASASI

Kur’an-ı Kerim’ın vahiy yoluyla indiği döneme nüzül dönemi olarak adlandırıyoruz.  Nüzül dönemini aşağıdaki şema ile tam manada belirlenmiştir.

 

 


Hz Adem                                  Hz Muhammed Sahabiler  Tabiler                      Günümüz tarihi

 

 

Bu bağlam neticesinde nüzül dönemi ve bu dönemdeki tarihi duruma göre gelişen olaylar, ayetlerin iniş sebepleri, o dönemin sosyo-kültürel özellikleri din çerçevesinde çalışmalar  gerçekleştirilmelidir.

1- Tefsirde ilk önce Kur'an-ı Kerimi iyi inceleyip, bir ayeti tefsir eden diğer ayetleri toplamaya çalışmalıdır. Çünkü ayetlerin birbiri ile ilgisi bilinen bir durumdur. Bunun nedeni bir ayetin hatalı olarak veya eksik bir şekilde anlaşılıp, konuyu Kur'an'ın bütünlüğünden uzak tutmamak gerekir.
2- Ayetleri açıklayan hadislere başvurmak gerekir. Çünkü Kur'an'ı esas itibariyle tefsir yetkisini Allah Teala, Peygamberine vermiştir.
3- Sahabe'nin tefsiri son derece önemlidir. Çünkü sahabe öğrendiklerini bizzat Rasulullah'tan (sav) öğrenmiş olmaları ihtimali olup Kur'an'ın nazil olduğu dönemde onun kelimelerinin manalarını en iyi bilme durumundadırlar. Sahabeler, vahyin indiği ortamları bizzat yaşamaları, derin kavrama güçleri ve hükümleri uygulama alanına koymadaki başarıları gibi özelliklere sahiptirler. Özellikle ilk dört halife, İbn Mes'ud, İbn Abbas, Hz. aişe, Übey İbn Ka'b, Zeyd İbn Sabit gibi sahabelerin tefsirlerini bilmek gereklidir.
4- Kelam'ın manasından ve dinde sabit olan esaslardan ortaya çıkan neticeye göre tefsir etmek gerekmektedir.

 

KİTAPLAR

1. CERRAHOĞLU İsmail., Kur'an Tefsirinin Doğuşu ve Ona Hız Veren Amiller, Ankara, 1968.

2. Beyza BİLGİN., Ellibin Yıllık Bir Gün, Gün Yayınları, Ankara,2007.

3. ÇAĞATAY Neşet., İslâm Öncesi Arap Tarihi ve Cahiliye Çağı. Ankara: AÜİF yayınları, 4. Baskı, 1982.

4. HAMİDULLAH  Muhammed., Kur'an-ı Kerim Tarihi (tre. Salih Tuğ), İstanbul 1993.

5. Martin LINGS., The Life of Muhammad/Hz.Muhammed’in Hayatı (Çev.Ali ÇAVUŞOĞLU), Akçağ Yayınları, Ankara, 2000.

6. Salih SURUÇ., Allah’ın Elçisi Hz. Muhammed’in (sav) Hayatı, Timaş Yayınları, İstanbul, 2012.

7. TABATABAÎ Muhammed Hüseyin., İslâm’da Kur’an, Bir Yayıncılık, İstanbul 1988.

8. YILDIRIM Suat, Peygamber'imizin Kur'an Tefsiri, İstanbul 1983.

9. ZEHEBİ Muhammed Hüseyin., et-Tefsir ve'l-müfessirun, Kahire 1976.

10. Ziya KAZICI., Müslüman Hıristiyan İlişkileri Tarihi, Kayıhan Yayınları, İstanbul, 2011.

MAKALELER:

1. AYDIN Muhammed., ” ‘Rivayet Tefsiri’ Kavramı Ve Kur’an’ın Kur’an İle Tefsiri: Eleştirel Bir Yaklaşım”, Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S.20, s. 1- 22, 2009.

2. BAŞ Erdoğan., “Kur'an İlimlerinin Doğuşu ve Tarihi Gelişimi (I-Iv. Asır)”, Kur' an Ve Tefsır Araştırmaları –3, Tartışmalı İLMI Toplantılar Dizisi –36 Tartışmalı İlmi Toplantı 14-15 Ekim 2000, İstanbul, s.21-42.

3. KARA Osman., “Vahidî Ve Tefsîrindeki Metodu”, Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C.2, S.3, s.296-316, 2013.

4. KARA Osman., “Müfessirlerin Sahîh Yorum Farklılıklarının Sebepleri”, Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, C.11, S.3, s.73-94,  2011.

5. KARATAŞ Ali., “Kur’ân’ı Kur’ân İle Anlama”, Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S.31, s. 177-197, 2011.

6. KOÇYİĞİT Hikmet., “Kur’ân’ın Nüzûl Sırasına Göre Tefsir Edilmesi”, Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C.12, S.23, s. 183-201, 2013.

 7. KURBAN Nur Ahmet., “Mekke Tefsir Ekolünün Ulûmu’l-Kur’an İle İlgili Görüşleri”, Kur’an İlimleri Ve Tefsir Usûlü, s.491-513.

8. ÖZEL Mustafa., “Son Dönem Osmanlı Tefsir Tarihinden Bazı Portreler –I”, Dokuz Eylül Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, C.15, s.61-95, 2002.

9. ŞAHİN Davut., “Hz. Ömer’in Kur’an Anlayışı Ve Yorum Yöntemi”, Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C.2, S.3, s.45-66, 2013.

10. TÜRCAN Selim., Journal of Divinity Faculty of Hitit University . 2010, Vol. 9 Issue 17, p67-100. 34p

 

 

 


0 Yorum - Yorum Yaz

Ödev 4    07.01.2014

Emine Nilüfer SEVİN

Birleşik Doktora-13952702

ESBAB-I NÜZÜL I / ÖDEV 4

KUR’AN VE BAĞLAM KIRAATİ HÜLASASI

Kur’an-ı Kerim’ın vahiy yoluyla indiği döneme nüzül dönemi olarak adlandırıyoruz.  Nüzül dönemini aşağıdaki şema ile tam manada belirlenmiştir.

 

 


Hz Adem                                  Hz Muhammed Sahabiler  Tabiler                      Günümüz tarihi

 

 

Bu bağlam neticesinde nüzül dönemi ve bu dönemdeki tarihi duruma göre gelişen olaylar, ayetlerin iniş sebepleri, o dönemin sosyo-kültürel özellikleri din çerçevesinde çalışmalar  gerçekleştirilmelidir.

1- Tefsirde ilk önce Kur'an-ı Kerimi iyi inceleyip, bir ayeti tefsir eden diğer ayetleri toplamaya çalışmalıdır. Çünkü ayetlerin birbiri ile ilgisi bilinen bir durumdur. Bunun nedeni bir ayetin hatalı olarak veya eksik bir şekilde anlaşılıp, konuyu Kur'an'ın bütünlüğünden uzak tutmamak gerekir.
2- Ayetleri açıklayan hadislere başvurmak gerekir. Çünkü Kur'an'ı esas itibariyle tefsir yetkisini Allah Teala, Peygamberine vermiştir.
3- Sahabe'nin tefsiri son derece önemlidir. Çünkü sahabe öğrendiklerini bizzat Rasulullah'tan (sav) öğrenmiş olmaları ihtimali olup Kur'an'ın nazil olduğu dönemde onun kelimelerinin manalarını en iyi bilme durumundadırlar. Sahabeler, vahyin indiği ortamları bizzat yaşamaları, derin kavrama güçleri ve hükümleri uygulama alanına koymadaki başarıları gibi özelliklere sahiptirler. Özellikle ilk dört halife, İbn Mes'ud, İbn Abbas, Hz. aişe, Übey İbn Ka'b, Zeyd İbn Sabit gibi sahabelerin tefsirlerini bilmek gereklidir.
4- Kelam'ın manasından ve dinde sabit olan esaslardan ortaya çıkan neticeye göre tefsir etmek gerekmektedir.

 

KİTAPLAR

1. CERRAHOĞLU İsmail., Kur'an Tefsirinin Doğuşu ve Ona Hız Veren Amiller, Ankara, 1968.

2. Beyza BİLGİN., Ellibin Yıllık Bir Gün, Gün Yayınları, Ankara,2007.

3. ÇAĞATAY Neşet., İslâm Öncesi Arap Tarihi ve Cahiliye Çağı. Ankara: AÜİF yayınları, 4. Baskı, 1982.

4. HAMİDULLAH  Muhammed., Kur'an-ı Kerim Tarihi (tre. Salih Tuğ), İstanbul 1993.

5. Martin LINGS., The Life of Muhammad/Hz.Muhammed’in Hayatı (Çev.Ali ÇAVUŞOĞLU), Akçağ Yayınları, Ankara, 2000.

6. Salih SURUÇ., Allah’ın Elçisi Hz. Muhammed’in (sav) Hayatı, Timaş Yayınları, İstanbul, 2012.

7. TABATABAÎ Muhammed Hüseyin., İslâm’da Kur’an, Bir Yayıncılık, İstanbul 1988.

8. YILDIRIM Suat, Peygamber'imizin Kur'an Tefsiri, İstanbul 1983.

9. ZEHEBİ Muhammed Hüseyin., et-Tefsir ve'l-müfessirun, Kahire 1976.

10. Ziya KAZICI., Müslüman Hıristiyan İlişkileri Tarihi, Kayıhan Yayınları, İstanbul, 2011.

MAKALELER:

1. AYDIN Muhammed., ” ‘Rivayet Tefsiri’ Kavramı Ve Kur’an’ın Kur’an İle Tefsiri: Eleştirel Bir Yaklaşım”, Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S.20, s. 1- 22, 2009.

2. BAŞ Erdoğan., “Kur'an İlimlerinin Doğuşu ve Tarihi Gelişimi (I-Iv. Asır)”, Kur' an Ve Tefsır Araştırmaları –3, Tartışmalı İLMI Toplantılar Dizisi –36 Tartışmalı İlmi Toplantı 14-15 Ekim 2000, İstanbul, s.21-42.

3. KARA Osman., “Vahidî Ve Tefsîrindeki Metodu”, Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C.2, S.3, s.296-316, 2013.

4. KARA Osman., “Müfessirlerin Sahîh Yorum Farklılıklarının Sebepleri”, Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, C.11, S.3, s.73-94,  2011.

5. KARATAŞ Ali., “Kur’ân’ı Kur’ân İle Anlama”, Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S.31, s. 177-197, 2011.

6. KOÇYİĞİT Hikmet., “Kur’ân’ın Nüzûl Sırasına Göre Tefsir Edilmesi”, Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C.12, S.23, s. 183-201, 2013.

 7. KURBAN Nur Ahmet., “Mekke Tefsir Ekolünün Ulûmu’l-Kur’an İle İlgili Görüşleri”, Kur’an İlimleri Ve Tefsir Usûlü, s.491-513.

8. ÖZEL Mustafa., “Son Dönem Osmanlı Tefsir Tarihinden Bazı Portreler –I”, Dokuz Eylül Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, C.15, s.61-95, 2002.

9. ŞAHİN Davut., “Hz. Ömer’in Kur’an Anlayışı Ve Yorum Yöntemi”, Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C.2, S.3, s.45-66, 2013.

10. TÜRCAN Selim., Journal of Divinity Faculty of Hitit University . 2010, Vol. 9 Issue 17, p67-100. 34p

 

 

 


0 Yorum - Yorum Yaz

ödev    07.01.2014


MAKALELER


1-  Aldemir, Halil ,Esbabı Nüzul Rivayetleri Arasında Görülen Çelişkiler ve Geliştirilen Çözüm Yolları Tahlili, EKEV Akademi Dergisi - Sosyal Bilimler -, 2011, cilt: XV, sayı: 48, s. 141-15


2-  Yıldırım, Enbiya  ,Mulâane Ayetlerinin Nüzûl Sebebi, Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2001, cilt: V, sayı: 1, s. 191-200


 3- Çiçek, M. Halil  ,Nuzûl Sebebine Göre Gündelik Hayatın İslamileştirilmesi, Yüzüncü Yıl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 1994, cilt: I, sayı: 1, s. 126-144


4- DÇ.DR. YAŞAR KURT    KUR’ÂN’IN NÜZÛL SÜREC İ  VE NÜZÛL SIRASINI ESAS ALAN TEFSiR ÜZERİNE,  ONDOKUZ MAYIS ÜNİV.İLAH. FAK. DERGİSİ 2012 SAYI 33


 


5 –Muhsin Demirci,  "Esbâbu'n-nüzûlün Kur'ân Tefsirindeki Yeri", M.Ü.İlâhiyât Fakültesi Dergisi, sy., 11-12, Yıl, 1997.


 


 6 -  Muhsin Demirci  Kur'ân'ın Nüzûl Sürecinde Tedricilik, Din Eğitimi Araştırmaları Dergisi, Sayı, 11, İstanbul 2002


 


7- Albayrak, Halis, “Allah’ın Nüzul Dönemindeki Farklı Davranış Tarzının Kur’an Anlayışına Katacağı Boyut Üzerine”, II. Kur’an Sempozyumu, 2-4 Şubat 1996.


8- Gül, Ali Rıza  ,Kur’ân Ayetlerini Tarihlendirmede Nüzul Sebeplerinin Rolü, Dinî Araştırmalar, 2004, cilt: VII, sayı: 19, s. 191-220


9-  Ebubekr SİFİL -  AYETLERİN İNİŞ SEBEBİ VE GEÇERLİLİĞİ semerkand dergisi,temmuz 2005 sayısı


 


KİTAPLAR :


 


  1. Abdulfettah El Kadi,  çeviren Prof Dr. Salih Akdemir  Esbab-ı Nüzul , Fecr yayın evi 2013;  405 sayfa

  2. Hasan Tahsin Emiroğlu    Esbab-ı Nüzul & Kur'an Ayetlerinin İniş Sebepleri ve Tefsirleri   Yasin yayınevi  ,  2013; 8206 sayfa, (15 Cilt)

  3. Yakup Bıyıkoğlu  Esbab-ı Nüzul ve Kur'an'ın Anlaşılması RAĞBET YAYINLARI : 2005;
    160 sayfa

  4. El-Vahidi  Çeviren: Dr. Necdet Çağıl/ Dr. Necati Tetik  Esbab-ı Nüzul İHTAR YAYINLARI
    400sayfa

  5. Abdurrahman Elmalı , Fahreddin Razi’deki esbab-ı nüzul değerlendirmeleri , Şanlıurfa, Harran üniv. İlahiyat fak. Vakfı, 1998

  6. Bedrettin Çetiner, Fatiha’dan Nas’a Esbab-ı Nuzül, Çağrı Yayınları, 2002

  7. Ebu’l Ferec ibnü’l Cevzi , Esbabü’n Nuzül

  8. İ. Suyuti , Lubabun nukul fi Esbabin Nuzül

  9. Prof. Dr. Ahmet Nedim Serinsu , Kur’an’ın Anlaşılmasında Esbab-ı nüzulün rolü ,


Şule yayınları , 1994



0 Yorum - Yorum Yaz

8ED2    07.01.2014


MAKALELER


1-  Aldemir, Halil ,Esbabı Nüzul Rivayetleri Arasında Görülen Çelişkiler ve Geliştirilen Çözüm Yolları Tahlili, EKEV Akademi Dergisi - Sosyal Bilimler -, 2011, cilt: XV, sayı: 48, s. 141-15


2-  Yıldırım, Enbiya  ,Mulâane Ayetlerinin Nüzûl Sebebi, Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2001, cilt: V, sayı: 1, s. 191-200


 3- Çiçek, M. Halil  ,Nuzûl Sebebine Göre Gündelik Hayatın İslamileştirilmesi, Yüzüncü Yıl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 1994, cilt: I, sayı: 1, s. 126-144


4- DÇ.DR. YAŞAR KURT    KUR’ÂN’IN NÜZÛL SÜREC İ  VE NÜZÛL SIRASINI ESAS ALAN TEFSiR ÜZERİNE,  ONDOKUZ MAYIS ÜNİV.İLAH. FAK. DERGİSİ 2012 SAYI 33


 


5 –Muhsin Demirci,  "Esbâbu'n-nüzûlün Kur'ân Tefsirindeki Yeri", M.Ü.İlâhiyât Fakültesi Dergisi, sy., 11-12, Yıl, 1997.


 


 6 -  Muhsin Demirci  Kur'ân'ın Nüzûl Sürecinde Tedricilik, Din Eğitimi Araştırmaları Dergisi, Sayı, 11, İstanbul 2002


 


7- Albayrak, Halis, “Allah’ın Nüzul Dönemindeki Farklı Davranış Tarzının Kur’an Anlayışına Katacağı Boyut Üzerine”, II. Kur’an Sempozyumu, 2-4 Şubat 1996.


8- Gül, Ali Rıza  ,Kur’ân Ayetlerini Tarihlendirmede Nüzul Sebeplerinin Rolü, Dinî Araştırmalar, 2004, cilt: VII, sayı: 19, s. 191-220


9-  Ebubekr SİFİL -  AYETLERİN İNİŞ SEBEBİ VE GEÇERLİLİĞİ semerkand dergisi,temmuz 2005 sayısı


 


KİTAPLAR :


  1. Abdulfettah El Kadi,  çeviren Prof Dr. Salih Akdemir  Esbab-ı Nüzul , Fecr yayın evi 2013;  405 sayfa

  2. Hasan Tahsin Emiroğlu    Esbab-ı Nüzul & Kur'an Ayetlerinin İniş Sebepleri ve Tefsirleri   Yasin yayınevi  ,  2013; 8206 sayfa, (15 Cilt)

  3. Yakup Bıyıkoğlu  Esbab-ı Nüzul ve Kur'an'ın Anlaşılması RAĞBET YAYINLARI : 2005;
    160 sayfa

  4. El-Vahidi  Çeviren: Dr. Necdet Çağıl/ Dr. Necati Tetik  Esbab-ı Nüzul İHTAR YAYINLARI
    400sayfa

  5. Abdurrahman Elmalı , Fahreddin Razi’deki esbab-ı nüzul değerlendirmeleri , Şanlıurfa, Harran üniv. İlahiyat fak. Vakfı, 1998

  6. Bedrettin Çetiner, Fatiha’dan Nas’a Esbab-ı Nuzül, Çağrı Yayınları, 2002

  7. Ebu’l Ferec ibnü’l Cevzi , Esbabü’n Nuzül

  8. 0 Yorum - Yorum Yaz


    Adı Soyadı: Erdal ERTORUN

    Öğrenci No: 13922709

    Ders Grubu: Doktora

    Dönem: 2013-2014/1.Dönem

     

    4-Kur’an ve BağlamKıraati Hülasası:

     

    Bu çalışma, aslında esbab-ı nüzule yeni bir yorum getirmektedir. Uzaktan öğretmeye yardımcı olan bir yöntemi takip etmektedir. Bu çalışma, baştan sona okunduğunda bilginin bütünlüğünün önemi kavranmaktadır.

    Kur’an’ın indiği dönemde -ki buna nüzul ortamı diyoruz- anlaşılmayan ayetleri, Allah Rasülü açıklamış, sahabe de kendinden sonrakilere aktarmıştır. Ayetlerin belli başlı sebebe binaen inmiş olduğu görülmüş, ancak umum ve husus olan hükümlerin evrensel olduğu vurgulanmıştır.

    Kitabın okunması neticesinde, Kur’an-ı anlamak için günümüzde yeni bir yorum ve yaklaşıma ihtiyaç duyulduğu görülmektedir. Bu bağlamda, Kur’an üslubunun insanı muhatap alan bir şekilde olduğu görülmüş, onu her aldı seviyesinden  insanın (kişinin) rahat bir şekilde anlayabileceği kanaati ağırlık kazanmıştır.

    Söz konusu bu kitabın okunması neticesinde, Kur’an’ın anlaşılmasında Esbab-ı Nüzül’ün büyük önem taşıdığı bir kere daha anlaşılmıştır.

    Esbab-ı nüzul ilminin Kur’an ile paralel bir gelişme gösterdiği görülmüştür. Yeni bir tefsirin yazılmasında nelere dikkat edilmesi gerektiği öğrenilmiştir. Ayrıca ideal bir tefsirin nasıl yazılabileceği hakkında bilgi güncellemesi sağlanmıştır. Kur’an’ın günümüzde daha iyi anlaşılması için, Hz. Peygamber dönemindeki gibi anlaşılmaya ihtiyaç duyulduğu görülmüştür. Esbâb-ı nüzul olgusunun günümüze nasıl taşınabileceğinin amaç edinildiği, Esbab-ı nüzülün tarihi bağlamında değerlendirilmesinin önemi bir kere daha anlaşılmıştır. Esbab-ı nüzülün tarihi ve felsefi bağlamda değerlendirilmesi gerektiği görülmüştür. Kısaca, Kur’an’ın daha güzel yaşanılabilmesi için, onu daha çok okumaya, her okuyuşta yeniden düşünmeye ihtiyaç olduğu anlaşılmış ve insan aklı ve alıcılarının buna muktedir olduğu ifade edilmiştir. Bu sebeple, esbab-ı nüzülü bilmeden Kur’an-ı anlamanın zor olduğu da bir kere daha ortaya çıkmış, bunun bir zorunlu ihtiyaç sayıldığı bilinmiştir. Esbab-ı nüzülün bilinmesi, Kur’an ayetlerinin doğru maksadını ortaya çıkaracağı ifade edilmektedir.

     

     

     

     

    Esbab-ı Nüzul Hakkında On Kitap:

     

    1-Esbab- ı Nüzül Kur'an, Ayetlerinin İniş Sebepleri / Fatiha'dan Nas'a (ithal kağıt),Bedrettin Çetiner,  Çağrı Yayınları

     

    2-Hasan Tahsin Emiroğlu, Esbab-ı Nüzûl, Konya 1983

     

    3-Dr. İsam Abdulmuhsin el-Humeydan, Esbab-ı Nüzûl ve Eseruha fi't-Tefsir

     

    4-Ahmet Nedim Serinsu, Sa'lebe kıssası (Esbab-ı Nüzûl'e yeni bir yaklaşım), Şule Yayınları

     

    5-Yakup Bıyıkoğlu, Şevkani’nin Fethu’l-Kadir’inde Esbab-ı Nüzûl ve Kur’ân’ın anlaşılması(ayetlerin iniş sebepleri), Rağbet Yayınları

     

    6-İmam Suyutî(911), Lübabu'n-Nukul fi Esbabi'n-Nüzûl, trc. Abdulcelil Alpkıray

     

    Abdulfettah Abdulğanî Kadî, Esbab-ı Nüzûl Trc. Salih Akdemir, Fecr Yay.

     

    7-Ebu'l-Ferec İbnü'l-Cevzî(597), Esbabu'n-Nüzûl

     

    8-Mukbil b. Hadî el-Vadı'i(1422/2001), es-Sahihu'l-Müsned min Esbabi'n-Nüzûl

     

    9-Bessam Cemel, Esbabü’n-Nüzûl Beyrut 2005

     

    10-Selim b. 'İd Hilalî-Muhammed b. Musa Al-i Nasr, el-İsti'ab fi beyani'l-Esbab

     

     

     

    Esbab-ı Nüzul Hakkında On Makale:

     

     

     

    1-Mülaane ayetlerinin nüzul sebepleri: Yrd.Doç. Dr. Enbiya YULDIRIM

     

    2-Kur’an-ı Nüzul Sebepleriyle Anlamak,  Doç.Dr. Mustafa Ünver

     

    3-Esbab-ı Nüzulün Kur’an Tefsirindeki Yeri: Doç.Dr. Muhsin DEMİRCİ

     

    4-Pacaci, Mehmet, Bir yorum eleştirisi: Çağdaşçı Kur'an Yorumu Üzerine: Çagdas donemde kuran ve tefsire ne oldu.

     

    5-Selim Türcan: Tefsir Tarihçiliği Bağlamında Klasik Esbab-ı Nüzul Yaklaşımının Değerlendirilmesi, İslâmî İlimler Dergisi, 2007, cilt: II, sayı: 1, Kur’an Özel Sayısı: 2, s. 119-138.

     

    6-Mustafa Ali Işık, Hazin Tefsirinde Esbabı Nüzul

     

       7-Hasan Hanefî: “Esbab-ı Nüzul” ün Anlamı Nedir?, çeviren: Ahmet Nedim Serinsu, Ankara

     

       Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 1998, cilt: XXXVIII, s. 225-232.

     

       8-F. Ahmet Polat, Çağdaş İslam Düşüncesinde Kur’an’a Yaklaşımlar, Doktora Tezi, S.Ü.

     

       Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya 2002.

     

       9-M. Sait ŞİMŞEK, Esbabü’n-Nüzûl md.,Şamil İslam Ansiklopedisi.

     

      10-Mustafa Çetin, Nüzûl Sebepleri (Esbâbü'n-Nüzûl ), Diyanet İlmi Dergi, 1994, cilt: XXX,

     

       sayı: 2, s. 95-120

     

     

     

     

     

     


    0 Yorum - Yorum Yaz


    Abdussamet Varlı            (Öğrenci No:13922711)

    Doktora Ödevi       (2013-2014 Güz Dönemi)

    Kur’an ve Bağlam Hülasası

    Kur’an tarihte belli bir zaman içerisinde, belli bir topluımu hedef kitle seçerek onlar üzerinden tüm insanlığa seslenen, sözlü metin olan bir kitaptır. Bu sebeple Kur’an indirildiği süreç içerisinde inmesine vesile olan ve esbab-ı nuzul diye isimlendirilen süreci iyi anlamak, aynı zamanda Kur’an’ı iyi anlamak olacağından Tefsir açısında çok önemlidir. Esbab-ı Nuzul vahyin indirildiği ortamın resmini çeken hadiseler zinciridir. Ancak esbab-ı nüzulu kullanırken hangi ilkelere bağlı olarak nasıl yararlanılacağını bilmek bu süreci bilmek kadar önemlidir.

    Esbab-ı Nuzul; emredilen şeylerin hikmetlerini anlamamıza vesile olan olaylardır. Bu bağlam kaçırıldıktan veya göz ardı edildikten sonra Kur’an’ı doğru olarak anlatabileceğini söylemek pek mümkün görülmektedir. Aynı zamanda ulaşılmak istenen gayeyi tüm insanlığın gözleri önüne esbab-ı nuzul sermektedir. Ayetlerin tarih boyunca farklı anlamlara çekilip birbirine zıt görüşlere sahip olan mezheplerin, aynı ayetlerden farklı görüş ve düşüncelerini temellendirmelerini müşahede etmekteyiz. İşte bu kadar subjektif yorumlamaların önüne geçebilmenin en önemli yolu ise esbab-ı nuzul dediğimiz ayetin indiriliş bağlamını iyi bilmekten geçmekte olduğunu unutmamalıyız.

     

     Makale ve Eserler

    •          Esbabu’n Nüzul’ün Kur’an Tefsirindeki Yeri, Doç. Dr. Muhsin DEMİRCİ, Marmara İlahiyat Fak. Dergisi, Sayı: ll- 12, 1993- 1994.

    •          Tarih İlmi ve Nüzûl Sebepleri, Doç. Dr. Mustafa Ünver, Yeni Ümit Dergisi, munver@yeniumit.com.tr

    •          Abdulfettah el Kadi, Esbabı Nuzul, Fecr Yayınevi, 2013.

    •          Vahıdî(468/), Esbabun-Nüzûl trc. Necati Tetik, Necdet Çağıl. Erzurum, İhtar Yayıncılık

    •          Abdurrahman Elmalı, Fahreddin er-Razi’de Esbab-ı Nüzûl Değerlendirmesi, Şanlıurfa : Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı, 1998

    •          Meymun b. Mihran(118/), Tafsil li Esbabi'n-Nüzûl, Yazma eser

    •          Ali b. el-Medinî(234/), Esbabu'n-Nüzûl

    •          Vahıdî(468/), Esbabun-Nüzûl trc. Necati Tetik, Necdet Çağıl. Erzurum, İhtar Yayıncılık

    •          Ebu'l-Muzaffer Muhammed b. Esad el-Irakî el-Hanefî(567/), Esbabu'n-Nüzûl ve'l-Kısasu'l-Ferkaniyye

    •          Ebu Cafer Muhammed b. Ali b. Şehr et-Taberî(588/), Esbabu'n-Nüzûl ala mezhebi Ali'r-Resul

    •          Ebu'l-Ferec İbnü'l-Cevzî(597), Esbabu'n-Nüzûl

    •          İbn Hacer el-Askalanî(852), el-Ucab fi beyani'l-esbab. Hacimli bir cilt olduğu belirtilen eserin bir nüshası Karaviyyîn Kütüphanesi'nde bulunmaktadır. Brockelmann'ın Şerhu'l-bâb adıyla zikrettiği ve Petersburg'daki Asya Kafkas Müzesi'nde bulunduğunu söylediği eser de bu kitap olmalıdır.

    •          İmam Suyutî(911), Lübabu'n-Nukul fi Esbabi'n-Nüzûl, trc. Abdulcelil Alpkıray, basım hazırlığında

    •          Mukbil b. Hadî el-Vadı'i(1422/2001), es-Sahihu'l-Müsned min Esbabi'n-Nüzûl

    •          Selim b. 'İd Hilalî-Muhammed b. Musa Al-i Nasr, el-İsti'ab fi beyani'l-Esbab

    •          İbn Halife el-Uleyvî(1416/1999), Camiu'n-Nukûl fi Esbabi'n-Nüzûl

    •          Abdulfettah Abdulğanî Kadî, Esbab-ı Nüzûl Trc. Salih Akdemir, Fecr Yay.

    •          Abdurrahman Elmalı, Fahreddin er-Razi’de Esbab-ı Nüzûl Değerlendirmesi, Şanlıurfa : Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı, 1998

    •          Bedreddin Çetiner, Fatiha’dan Nas’a Esbab-ı Nüzûl (Kur’an Ayetlerinin iniş sebebi),İstanbul, Çağrı Yayınları, 2002

    •          Hasan Tahsin Emiroğlu, Esbab-ı Nüzûl, Konya 1983


    0 Yorum - Yorum Yaz


    Muhammed Hayri ŞAHİN

    Doktora 12922755

     

    Kur’an ve Bağlam Hülasası

    Allah Teala tarihin her döneminde toplum hayatına müdahale ettiği gibi Kur’an’la da yine aynı şekilde kullarının ahlaki hayatına müdahalede bulunmuştur. Kur’an, kendisini öğüt olarak tanımlarken bu müdahaleyi ilk nazil olduğu andan itibaren kıyamete dek sürdüreceğini de ifade etmektedir. Bunun anlamı Kur'ân-ı Ke-rîm'in soyut bir düşünce veya düşünüş biçimi değil, yaşanmış, yaşanabilir ve yaşanacak insanın öz niteliğiyle örtüşen bir hidayet rehberi olduğudur.

    Nazil olduğu dönemde o dönem insanının anlayışına uygun olan Kur’an’ı bugün anlayabilmenin en iyi yöntemi yine o günlerin ortamını, nüzul ortamını yaşamak olacaktır. Bu da ancak esbab-ı nüzul rivayetleri ile yazılmış olan bir tarih anlamına gelmektedir. Bu tarih bize Kur’an’ın tekrar hayatımıza müdahalesini sağlayacaktır. Kur’an’ın hayatına müdahale ettiği insanlar tarafından sahabe olarak isimlendirilmektedir. Sahabe hayatları bu müdahalelerin örnekleriyle doludur. Mesela Hz. Ömer, bu müdahalenin gerçekleştiği ilk andan itibaren hemen anlamlı bir hayat yolculuğuna başlamıştır. Daha sonraları sahip olduğu iman ile Kur’an’ın, Hz. Ömer’e pek çok kez muvafakat ettiği rivayet edilir. İşte bu muvafakatlar gerçek iman ile, bu iman da nüzul ortamında Kur’an’ı anlamak ile mümkün olmuştur.

     

    Bugün de bu anlamlandırma ile dünya üzerinde pek çok ahlaksızlığın, kavgaların, savaşların, cahilliklerin, bencilliklerin, geri kalmışlıkların, zulmün ortadan kaldırılması pek mümkün olacaktır. 

    ESERLER

    •          Ahmed Nedim Serinsu, Kur'an'ın anlaşılmasında Esbab-ı Nüzûl’ün rolü. İstanbul : Şule Yayınları, 1994

    •          Ahmet Nedim Serinsu, Sa'lebe kıssası (Esbab-ı Nüzûl'e yeni bir yaklaşım),Şule Yayınları,

    •          Ahmet Nedim Serinsu, Tarihsellik ve Esbab-ı Nüzûl, Şule Yayınları

    •          Yakup Bıyıkoğlu, Şevkani’nin Fethu’l-Kadir’inde Esbab-ı Nüzûl ve Kur’ân’ın anlaşılması(ayetlerin iniş sebepleri), Rağbet Yayınları

    •          Dr. İsam Abdulmuhsin el-Humeydan, Esbab-ı Nüzûl ve Eseruha fi't-Tefsir

    •          Dr. Cuma Sehl, Esbab-un Nüzûl esaniduha ve-eseruha fi Tefsiri'l-Kur'ani'l-Kerim

    •          İmadüddin Muhammed Reşid, Esbab-ün-Nüzûl ve eseruha fî beyâni’n-nusus, (dirase mukarene beyne usuli’t-tefsir ve usuli’l-fıkh)

    •          Ebû Ömer Nadi b. Mahmûd Hasan Ezheri, el-Makbul min Esbabi’n-Nüzûl,Kahire 1997

    •          İbrâhim Muhammed Ali, Sahihu Esbabi’n-Nüzûl, dirase hadisiyy, Dımaşk, Dârü’l-Kalem

    •          Hâlid Abdurrahman el-Ak, Teshilü’l-vüsul ila ma’rifeti Esbabi’n-Nüzûl

    •          Bessam Cemel, Esbabü’n-NüzûlBeyrut 2005. 470

    •          Recep Çetintaş, Tefsirde Esbab-ı Nüzûl Problemi, 1999, Yüksek lisans tezi, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tez danışmanı: Prof. Dr. M. Zeki Duman

    •          Muhammed b. Es’ad Iraki, Esbabü’n-Nüzûl ve'l-kasasü'l-Furkaniyye, dirase ve tahkik; İsam Ahmed Ahmed Ganim. Riyad 2007, Matbu tez (Master)

    •          Merve Dilek Yolcu, İbn Kesir Tefsirinde Esbab-ı Nüzûl, Atatürk Ünv.

    •          Dr. Tezleri

              Halid b. Süleyman el-Müzenî, el-Muharrir fi Esbabi Nüzûli'l-Kur'an (min hilali Kütübi't-Tis'a),Riyad 1429 


    0 Yorum - Yorum Yaz


    IV. Ödev: Esbab-ı Nüzul I2013-2014 Akademik Yılı Güz Dönemi -Birleşik Doktora-Mehmet Şerif YÜKSEL Öğ. No: 11912708 Kur’an ve Bağlam Kıraati Hülasası nedir?

    Birbirini tamamlayan üç ayrı çalışmadan oluşan “Kur’ân ve Bağlam” adlı eseriyle Prof. Dr. Ahmet Nedim SERİSU hocamız, Tefsir Çalışmalarına ve Tefsir araştırmacılarına kısaca şunları sunmayı hedeflemektedir:

    __ “Kur’ân İlimleri” ve “Esbâb-ı Nüzûl” kavramlarını tanımlayarak işe başlayan hocamız, “Esbâb-ı Nüzûl” ilmini, yeni bir yaklaşımla ve bütün boyutlarıyla ortaya koymuş sonra da Kur’ân’ın anlaşılmasında bu bilginin doğurduğu sonuçları uygulamalı olarak değerlendirmeye çalışmıştır. Böylece “Kur’ân ve Bağlam” adlı eserde “Esbâb-ı Nüzul”e dair bilgilerimizi etkileyen anlamların, düşüncelerin, önkabullerin, yargıların ve bakış açıların bağlamını mütalaa etme imkânını sunmuştur. Sonra Esbab-ı Nüzul, Kur’an’ın iniş safhasında temel unsur olduğunu zira Kur’an’ın anlaşılmasında sahabe’den günümüze herkesin başvurduğu bir yöntem olduğunu ifade etmiştir.

    __ Kur’an-ı anlama gayreti içerisindeki her kulvardaki Tefsir araştırmacılarına “Esbâb-ı Nü-zul”den nasıl faydalanacakları, rivayetleri hangi ilkeler doğrultusunda değerlendireceklerine dair son derece önemli katkılar sunmaktadır. Çünkü Kur ’an’dan faydalanmak isteyen; Saha-be, Tabiun ve Tebe-i Tabiun, Esbab-ı Nüzul ilminden yararlanmayı düstur edinmiştiler. Kur’-an’ı anlayıp yaşamaya çalışmışlardır. Bu da Kur’an’ın yaşanmış, yaşanabilir ve yaşanacak hidayet rehberi bir kaynak olduğunu göstermektedir. Yine Kur’ân-ı Kerîm’in anlaşılması çabalarında “Esbâb-ı Nüzûl”  olgusunun oluşturduğu çerçeve ve sonuçlarının ele alındığını ve “Esbâb-ı Nüzûl”e eleştirel bir yaklaşımda bulunduğunu görmekteyiz.

    __ “Esbâb-ı Nüzûl’e yeni bir yaklaşım” adıyla adlandırdığı yeni bir usûl ortaya koymuş, bu usûl ile kaynaklarımızda sağanak sağanak tekrar edile gelen sistemsiz malumatın ayıklanma-sında kolaylıklar sağlamış ve Sa’lebe Kıssası’nı, söz konusu bu usûl ve yöntemin uygula-masını göstermesi açısından son derece isabetli bir örnek olarak aktarmıştır.

    __ Okuyucuya Kur’an-ı Kerim’i anlama yolunda, ilmi açılardan“Esbâb-ı Nüzûl”den hangi ölçüde ve hangi ilkeler doğrultusunda yararlanılabileceğini uygulamalı olarak açıklamıştır.

    __ Ülkemizdeki “kavramların yerli yerine kullanılmadığı ve oturtulmadığı” sorunsalını çözme adına acilen kavramların sınırlarını belirlemeyi bir görev addeden ve çözüm noktasında önemli bilgiler sunan hocamız, ithal ettiğimiz pek çok kavram gibi sınırlarını belirleyemediğimiz Tarihsellik kavramını örnek vererek tartışmalarımızda sonuç alamamanın nedenlerini ortaya koymaya çalışmıştır.     

    __ “Tarihsellik ve Esbâb-ı Nüzûl” başlıklı çalışmasında ise, Tarihsellik kavramının tarifi, doğuşu, gelişimini ele alan hocamız, Tarihsellik kavramını kendi literatürümüze nasıl aktarıp kullanabileceğimizi sorar ve bu sorulara cevap aradığını, sonra “kavramlar kargaşası ve ya belirsizliği” ortamından sahih gelenek’e dayalı bir zihnî ortama geçişin nasıl olabileceğinin yol haritasını çizdiğini ve aslında bu olayın, duyarlı olan herkesin görevi olduğunu hatırlattığını görmekteyiz.

    Böylelikle hocamız; “Kur’ân ve Bağlam” adındaki çalışmasının, “Esbâb-ı Nüzûl”den faydalanmak Kur’an-ı Kerim’in anlaşılmasında başat rol oynadığını ve konuya yeni bir katkı sunması amacıyla bu çalışmayı yaptığını vurgulamış ve Hadis, Fıkıh, Tefsir, Kıraat, Kelam vb. bir çok Kur’an ilmiyle münasebeti bulunan “Esbâb-ı Nüzûl” ilmini, tarihi seyrinde görülen bu münasebetlerden soyutlamanın mümkün olamayacağını, ancak bütünlük çerçevesi içinde ele alınırsa en sağlıklı sonuçlara ulaşılabileceğini belirtmiştir.  

    Sonuç olarak; bu çalışmayla, Tefsir usulüne dair bazı tanımlar, öncü yazarlar ve konuyla ilgili yazılmış eser ve çalışmalara yer verildiği, Kur’an’ın anlaşılmasında usûl ilminin yanında özellikle “Esbâb-ı Nüzûl”ün önemi kavranıldığı, “Esbâb-ı Nüzûl”ün tarifinin tespitini, Kur’-an’ın anlaşılmasında “Esbâb-ı Nüzûl”lü kullanma noktasında yeni bir yönteme ihtiyaç olduğu, bir tefsirin yazılmasında nelere dikkat edilmesi gerektiği ve özellikle İdeal bir tefsirin örneğinin nasıl yazılabileceği hakkında önemli bilgiler edinildiği, sınırları belirlenen yeni “Esbâb-ı Nüzûl” yöntemi doğrultusunda bir numune-i imtisal olarak Sa’lebe Kıssasının ele alındığını müşahede ettik. Keza hem Bilginin Bütünlüğü” meselesinin önemini hem de Esbâb-ı Nüzul”ün nüzul ortamında meydana gelen bir hadise veya Hz. Peygambere yöneltilmiş bir soruya, vuku bulduğu günlerde, bir veya daha fazla ayetin cevap vermek veya hükmünü açıklamak üzere inmesine vesile teşkil eden ve vahyin nazil olduğu ortamı resmeden hadise olduğunu Serinsu hocamızın “Kur’ân ve Bağlam” adlı eseri aracılığıyla öğrenmiş olduk.  Keza Esbab-ı Nüzul’ün Kur’an-ı Kerim’in anlaşılmasında önemli bir bilgi kaynağı olmakla beraber kendisinden nasıl yararlanılacağı ve hangi ilkelere uygun hareket edileceğini ve bu konuda “yeni bir yaklaşıma” ihtiyaç olduğunu öğrendik.

     

    ESBAB-I NÜZUL HAKKINDA KİTAPLAR

     1-      ÇETİNER, Bedreddin, Fatiha'dan Nâs'a Esbâb-ı Nüzûl, Çağrı Yayınları/Kuran Kitaplığı Dizisi2-      SERİNSU, A. Nedim, Kur'ân'ın Anlaşılmasında Esbab-ı Nüzûlün Rolü, İstanbul 1994, s. 68.3-      el-VÂHİDÎ, Esbâbu'n-Nüzûl, II. Bsk., Beyrut 1991, s. 190.4-      DEMİRCİ, Muhsin (2001). “Nas-Olgu İlişkisi Açısından Mükerrer Nüzûl”, M.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi 20.5-      VÂDİ‘Î, Ebû Abdirrahmân Mukbil İbn Hâdî (1987). es-Sahihu’l-Müsned min Esbâbi’n-Nüzûl, Kahire: Mektebetü İbn Teymiyye.6-      es-SUYUTİ, İmam Celaleddin, Lubabu’n-Nukûl fi Esbabi’n-Nüzul, Fatih Yayınevi: 2/722. Vehbe Zuhayli, Tefsiru’l-Münir, Risale Yayınları: 15/571. 7-      el-VAHİDİ, Ebu’l-Hasen Ali b. Ahmed, Esbâb-ı Nüzul, İhtar Yayıncılık: 386.8-       el-ULEYVÎ, İbn Halife (1416/1999), Camiu'n-Nukûl fi Esbabi'n-Nüzul    9-      KADÎ, Abdulfettah Abdulğanî, Esbab-ı Nüzul Trc. Salih Akdemir, Fecr Yay.10-  ÇELİKKAYA, Hasan, Din Sosyolojisi Açısından Ayetlerin İniş Sebepleri Üzerine Bir Araştırma, AÜİF Basılmamış Doktora Tezi, Ankara 1982 11-  EMİROĞLU, H. Tahsin, Esbâb-ı Nüzul, (Kur’an Âyetlerinin İniş Sebepleri ve Tef-sirleri), Yeni kitap Basımevi, Konya 1965-198312-  HULVA, Hammâd Abdulhâlık, Esbâb-ı Nüzuli’l-Kur’an, Mektebetu’t-Talî’a, Asyût (Mısır)13-   TÜMER, M. Günay, Kur’an-ı Kerîm’de Nüzûl Sebeplerinin Mahiyet, Hususiyet ve Kaideleri, (AÜİF Basılmamış Mezuniyet Tezi), Ankara, 1961.14-  Esbâbu’n-Nüzul, (tah. Dr. Mustafa Dîb el-Bugâ), Dâru İbn Kesîr, Şam 1408/198815-  Esbâbu’n-Nüzul, (tah. Dr. es-Seyyid el-Cumeylî) Daru’l-Kitabi’l-Ârabî, Beyrut 1410/1990. 16-  ELMALI, Abdurrahman, Fahreddin er-Razi’de Esbab-ı Nüzûl Değerlendirmesi, Şanlıurfa: Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı, 199817-   SERİNSU, Ahmet Nedim, Sa'lebe Kıssası/ Esbab-ı Nüzûl'e yeni bir yaklaşım, Şule Yayınları,18-   el-MEDENÎ,  Ali,  (ö.234 h.) : Esbâbü’n-Nüzûl.

    19-   el- CEVZÎ, Ebû’l-Ferec Abdurrahman Ali (ö. 597 h.) : Kitâbu Esbâbi’n-Nüzûl

    20-   el- CA’BERÎ, Burhaneddin İrahim b. Ömer (732/1331): Muhtasarı  Esbâbi’n- Nüzûl li’l-Vâhidî

    MAKALELER1- Hasan Hanefî: “Esbab-ı Nüzul” ün Anlamı Nedir?, (çev. Ahmet Nedim Serinsu), AÜİF Dergisi, 1998, cilt: XXXVIII, s. 225-232.2- Yıldırım, Suat, Kur’ân’ın Nüzûlünden Sonraki Târihî Hâdiselere Tatbik Edilmesi Hak-kında, Atatürk Üniversitesi İslâmî İlimler Fakültesi Dergisi, 1975, sayı: 1, s. 79-1023- POLAT, Selahattin: Esbab-ı Nüzul Üzerine, I. Kur’an Haftası Kur’an Sempozyumu, 03-05 Şubat 1995, 1995, s. 110-117.4- TÜRCAN, Selim, Tefsir Tarihçiliği Bağlamında Klasik Esbab-ı Nüzul Yaklaşımının Değerlendirilmesi, İslâmî İlimler Dergisi, 2007, c. II, sayı. 1, s. 119-138. 5- YAZICI, İshak, Nüzûl Sebeplerini Bilmenin Kur’ân Tefsirindeki Önemi, Ondokuz Mayıs Ün. İlahiyat Fak. Dergisi, 1987, sayı. 2, s. 117-1286- KURT, Yaşar, Kur’ân’ın Nüzûl Süreci Ve Nüzûl Sırasını Esas Alan Tefsir Üzerine, Ondokuz Mayıs Ün. İlahiyat Fak. Dergisi, 2012, sayı: 33, s. 5397- BALTACI,  Burhan, Taberî’nin Alak Suresi 1–5. Ayetlerin Tefsirinde Yer Verdiği Riva-yetlerde Nüzul Sürecine İlişkin Veriler, AÜİF Dergisi, 51:2(2010), s. 215-2408- ÇETİNTAŞ, Recep, Tefsirde Esbab-ı Nüzûl Problemi, 1999, Yüksek lisans tezi, Erciyes Üniversitesi SBE, 9- IRAKÎ, Muhammed b. Es’ad, Esbabü’n-Nüzûl ve'l-Kasasü'l-Furkaniyye, (tah. İsam Ahmed Ahmed Ganim). Riyad 2007, Matbu Mastır Tezi.10- el-MÜZENÎ, Halid b. Süleyman, el-Muharrir fi Esbabi Nüzûli'l-Kur'an (min hilali Kütübi't-Tis'a), Riyad 1429.11- Kur’ân-ı Kerîm’in Nüzûl Sırasına Göre Tertîb Edilmesi Teklîfine Edebî Eleştiri, (çev. Ahmed Nedim Serinsu), Kur’an Mesajı: İlmi Araştırmalar Dergisi12- HANEFÎ, Hasan, Esbabu’n-Nüzul’ün Anlamı Nedir? (çev. A. Nedim Serinsu), Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 
    0 Yorum - Yorum Yaz
Ders Malzemeleri
Lütfen Kopyalamayınız!
2021-2022 Arşivi
2020-2021 Arşivi
2019-2020 Arşivi
2018-2019 Arşivi
2017-2018 Arşivi
2016-2017 Arşivi
2015-2016 Arşivi
2014-2015 Arşivi
2013-2014 Arşivi